KUTLU FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
KUTLU FORUM

Bilgi ve Paylaşım Platformuna Hoş Geldiniz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Katre-i Matem.(Roman).....İ Pala

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
@bdulKadir
Adminstratör
@bdulKadir


Mesaj Sayısı : 6732
Rep Gücü : 10015184
Rep Puanı : 97
Kayıt tarihi : 17/03/09
Yaş : 61
Nerden : İzmir

Katre-i Matem.(Roman).....İ  Pala Empty
MesajKonu: Katre-i Matem.(Roman).....İ Pala   Katre-i Matem.(Roman).....İ  Pala Icon_minitimePerş. Nis. 09, 2009 10:19 am

'Bu romanı kendim için yazdım'
Katre-i Matem.(Roman).....İ  Pala E6c6635a03d8c68d486d5a2.th


İskender Pala, divan edebiyatı araştırmaları üzerine çalışırken, 2004 yılında "Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk" adlı romanıyla yazı hayatına yeni bir kapı açmıştı. Bu ilk romanın devamı gelecek miydi? Yaklaşık beş yıl aradan sonra gelen "Katre-i Matem" (Kapı Yayınları), Pala'nın roman türünü de sürdüreceğini gösteriyor.



Katre-i Matem, müzayededen alınan elyazması bir kitabın hikâyesi olarak başlıyor. Okurlar, bu elyazması kitabın açtığı kapıdan içeri giriyor ve bir devre adını veren 'lale'nin izinde yazarın oluşturduğu büyüleyici atmosferin içinde yol alıyor. Katre-i Matem, Osmanlı'nın en tartışmalı günlerinden hayat sahneleri çiziyor. O günlerde yaşanan aşklar da yer buluyor romanda. Sevdiğini, evliliklerinin ilk gecesinde kaybeden kahramanın izinde, Lale Devri'nden Patrona Halil isyanına kadar bir yolculuğa çıkıyor okur. Roman, bir yanıyla sürükleyici bir polisiye, bir yanıyla da aşk romanı. İskender Pala ile yeni romanını konuştuk. Pala, ileride bir filme senaryo olabilecek Katre-i Matem'i, kendisi için yazdığını söylüyor.

Roman, müzayededen alınan elyazması bir kitabın hikâyesi olarak başlıyor. Kitabın başına neden okurun alışık olmadığı özellikte bir sunuş bölümü yerleştirme ihtiyacı duydunuz ve hayali bir yazar oluşturdunuz?

Tarihî romanların okuyucusu bilhassa diyaloglarda tarihî cümleler veya eski tarz bir anlatım arayabilir. Bu durumda o dilin eski kelimelerini bilmeyen kitleye kendinizi kapatmanız söz konusudur. Oysa tarihimizi en ziyade öğrenmesi gerekenler, gençlerimizdir. Benim gündelik dilimi bile ağır bulan bir gençlik yaşıyor. Bu yüzden bulduğum elyazmasını yalınlaştırarak romanın dil sorununu çözmeye çalıştım.

Romanın özünde bir çiçek, yani lale var. Sizin için laleyi bu kadar esrarlı kılan ne?

İki yıl evvel İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına İstanbul'da Lale Zamanı adıyla bir kitap hazırlamış ve o dönemde lale hakkında araştırmalar yapmıştım. Lalenin nasıl yetiştirildiği, tarihî ve kültürel arka planı, XVI. ve XVIII. yüzyıllarda İstanbul'un lale merkezi olduğu, hatta bunlardan ikincisine sonradan Lale Devri adını takmamız vs. hep beni bu güzel çiçeğe yönlendirmişti. Üstelik de İstanbul, bütün zamanları içinde en güzel, en estetik, en zarif ve yaşanılır halini o çağda yaşamıştı. İstanbul ile lale birleşince her ikisini de anlatmadan duramazdım.

Ele aldığınız dönem, belki de Osmanlı'nın en tartışmalı dönemi. Neden bu dönemi tercih ettiniz, biraz bugünleri andırdığından mı?

Lale Devri zenginin çok zengin, fakirin çok fakir olduğu, güvenlik ve sosyal adaletin tükendiği, bu arada modern hayata doğru atılımların yapıldığı, bilim ve fenne değer verilirken kültürün göz ardı edildiği, akıl tercih edilirken gönlün sahne dışına itildiği, sosyal çalkantı ve patlamaların gizli örgütler tarafından yapıldığı vs. yönleriyle günümüze bir izdüşümü sunmaktadır. Ben de bu yüzden Lale Devri'ni öne çıkardım. Ancak dikkat çekmek istediğim başka bir husus daha vardı: İstanbul'un Lale Zamanı. Yani lale çiçeği etrafında oluşan bir estetik açılım. İnsanların güzelliklere, gülümsemelere, yakınlaşmalara, tabiata, şiire en ziyade ihtiyaç duydukları bir zamandayız ve lale çiçeği ekseninde İstanbul bütün bunlara kapılarını açmış durumda. Lale çiçeği her şehirde güzeldir, ama en çok da İstanbul'a yakışır. XVI. yüzyılda Avusturya ve Hollanda'ya, XIX. yüzyılda da Kanada'ya İstanbul'dan gitmiştir. Ben yüzyıllar geçerken insan ögesinin hiç değişmediğini, değişen şeyin yalnızca kıyafetler olduğunu söylerim hep. İhtiraslar ve aldatmacalar, iyiler ve kötüler, yönetenler ve yönetilenler her zaman vardır ve her çağda aynı biçimde davranırlar. Yalnızca kullandıkları araçlar değişir.

Roman kahramanı Hafız Çelebi'nin ağzından lalenin hikâyesi anlatılırken, geçmişe özlemin vurgulandığını görüyoruz. Hatta kaçırılmış bir kız tanımlaması yapılıyor? Buradan okur tam olarak ne anlamalı?

Lale, Doğulu bir çiçektir ve ilk önce Türklerin bahçesinde açmıştır. Orta Asya'dan Anadolu'ya, Selçuklulardan Osmanlılar'a lale hikâyeleri doludur. Şimdi ise lale borsası Hollanda'da kuruluyor. Şimdi ben, lale hakkında geçmişe özlem duymakta haksız mıyım? Keşke laleyi şimdi de dünya piyasalarına İstanbul'dan gönderebiliyor olsaydık.

Romana yerleştirdiğiniz derkenar ve resimler bir romanda çok alışık olduğumuz bölümler değil...

Okuyucum benden aşk hikâyeleri dinlemeye alışkındır. Onları hayal kırıklığına uğratmak istemediğimi itiraf edeyim. Ayrıca aşk ile macerayı paralel ilerletmek için bir yenilik yapmak gerekmişti, onu yaptım.

Roman özünde bir aşk romanı gibi görünse de okuru maceradan maceraya gezdiren bir polisiye roman tadı da veriyor. Katre-i Matem'e hem aşk hem de polisiye romanı diyebilir miyiz?

Katre-i Matem'i aşktan ziyade macera romanı diye kurguladım. Kovalamacanın kaynağını aşka bağladığım için hem aşk hem de polisiye çizgisi paralel yürüdü.

Katre-i Matem, kurgusu itibarıyla film senaryosunu da andırıyor. Romanı bir gün beyazperdede görebilecek miyiz?

Romanı yazarken bir senaristin işini kolaylaştıracak hemen her şeyi yaptım. Filmi çok pahalı olacaktır; ancak mutlaka bir gün birileri bu senaryoyu film yapmak isteyecektir. Eğer Hollywood düzeyinde bir film olursa neden olmasın?!..

Romana son halini verirken Amerika'da olduğunuzu biliyoruz. Yabancı bir ülkede ve yalnız olmanız romana etki etti mi?

Amerika'ya ülkemizi temsilen bir yazar kolonisine katılmak üzere iki aylığına çağrılmıştım. Ancak iki hafta kalabildim. Bu iki haftada sakin bir zihin ile romanın son okumasını yaptım; pek çok yerini kısalttım, pek çok ilave yaptım.

İlk romanınızda divan edebiyatı yönünüz daha fazla hissediliyordu. Fakat bu romanınızda romancı-yazar yönünüz ağır basıyor. Siz iki romanınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Katre-i Matem, Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk'a nazaran daha bir roman oldu sanırım. Çünkü Babil'de Ölüm'ü divan şiiri için yazmıştım, bunu kendim için yazdım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://kutluforum.yetkinforum.com
aKiL
Moderatör
aKiL


Mesaj Sayısı : 7
Rep Gücü : 11
Rep Puanı : 4
Kayıt tarihi : 12/06/09
Nerden : Denizli

Katre-i Matem.(Roman).....İ  Pala Empty
MesajKonu: Geri: Katre-i Matem.(Roman).....İ Pala   Katre-i Matem.(Roman).....İ  Pala Icon_minitimeCuma Haz. 12, 2009 4:19 am

Bu kitabı okudum çok güzel gerçekten
herkese tavsiye ediyorum okuyun!
Sizi başka diyarlara götürecekk bazen padişahın odasına bazen isyancıların yanına
kimi zaman işkenceye çoğu zaman aşka
polisiye bir roman çok güzel
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.lahza.forumup.com
 
Katre-i Matem.(Roman).....İ Pala
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» mah-ı Muharrem-Eyyam-ı matem
» Yazarlarına Göre Klasörlenmiş Yerli Roman ve Klasikler Necip Fazıl Kısakürek Tüm Kitapları
» Nezaket İslamiyettir İSKENDER pALA
» Akıl ile nefis..İsk..Pala
» Kültürel Meselelerimiz - 1 iskender Pala

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KUTLU FORUM :: EDEBİYAT-TARİH- SANAT :: Edebiyat-
Buraya geçin: