Problemlerini Bitiremeyenleri Problemleri Bitirir.
Her derdi içinize atarsanız Ayağa kalkamazsınız.
Bilge zât elinde içi su dolu bir bardakla derse başlar. Öğrencilerine bardağı gösterir ve sizce bu bardağın ağırlığı ne kadardır diye sorar. Öğrencilerden değişik cevaplar alır. Bir öğrencinin cevabı ise oldukça farklıdır: . Bardağı tartmadıkça bilemeyiz, efendim!.
- Bardağı tartmadıkça ben de bilemem der Bilge zât, ama benim asıl sorum şu diye ekler: -Bu bardağı böyle bir saat kadar elimde tutsaydım ağırlığı ne olurdu?
Öğrenciler: Gittikçe ağırlaşırdı, çünkü kolunuz yorulurdu diye cevap verdiler.
Bilge zât: Haklısınız dedi. Peki bir gün boyunca bu bardağı tutsaydım ne olurdu? - Kolunuz iyice ağrır, yorgunluğunuz had safhaya ulaşır, belki de kaslarınız spazma uğrardı! dedi öğrenciler. Kimi öğrenciler de uykusuzluktan yere düşerdiniz dediler ve gülüşmeler oldu sınıfta. Bilge zât asıl soruyu arkaya saklamıştı: -Peki, benim vücuduma ait uykusuzluk, yorgunluk, spazm vs. gibi sorunlar olurken bardağımın ağırlığında bir değişiklik olur mu? -Hayır! diye cevapladı tüm öğrenciler. -Peki o zaman, kolumun ağrımasına kas spazmına sebep olan şey nedir? Acıdan ve ağrıdan kurtulmam için ne yapmalıyım? Diye sordu Bilge zât. -Bir öğrenci Efendim, bardağı bırakın yere düşsün! dedi. -Evet haklısın dedi Bilge zât öğrencisine.
Hayatın problemleri de böyledir. Onları kafanda birkaç dakika tutarsan bir şey olmaz.
Uzun süre düşünür, problemlere takılır kalırsanız başınızı ağrıtmaya başlar. Daha uzun süre düşünürseniz o zaman problem sizi bitirmeye başlar.
Öyleyse, hayat denilen koşturmacada karşılaştığımız problemleri günün sonunda, uyumadan önce bardağı yere bırakırcasına kafamızdan silip atmalıyız. Böylece taze bir beyinle yeni güne uyanır, yolumuza çıkacak yeni engellerle mücadele gücümüzü tazelemiş oluruz. Aksi halde, problemlerimizi bitiremezsek, problemler bizi bitirir!
Prof. Dr. R. Yiğitoğlu
_________________
Mevla Görelim Neyler
Neylerse Güzel Eyler