KUTLU FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
KUTLU FORUM

Bilgi ve Paylaşım Platformuna Hoş Geldiniz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Aslıhu neslihu Her Şey Aslına döner cinsine soyuna çeker ayet hikaye ata sözleri

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Limoni
Co-Admin
Limoni


Mesaj Sayısı : 6111
Rep Gücü : 14922
Rep Puanı : 44
Kayıt tarihi : 27/05/09

Aslıhu neslihu Her Şey Aslına döner  cinsine  soyuna çeker ayet hikaye ata sözleri Empty
MesajKonu: Aslıhu neslihu Her Şey Aslına döner cinsine soyuna çeker ayet hikaye ata sözleri   Aslıhu neslihu Her Şey Aslına döner  cinsine  soyuna çeker ayet hikaye ata sözleri Icon_minitimeÇarş. Tem. 20, 2022 10:25 am

İslama göre kimse günahkar doğmaz.. Annesi babası ve yaptıkları kötülüklerden çocukları sorumlu değildir.Yada tersi onların veli,alim olması çocuklarını cennetlik yapmaz.

Ziya Paşa'nın "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.şahsın eserinde,yaptıklarında görülür" sözündeki gibi.


Abdullah ibni Übey ibni Selül ün oğlu Abdullah ibni Abdullah mümindi ve yanında babasına kötü söz söyleniyordu.Bu onu rencide ediyordu.Efndimiz babasının yaptıklarından dolayı ona ima vs de bulunmayı yasakladı, onun da gönlünü aldı.

Yani "Bir alimden bir zalim, bir zalimden bir alim " noktası göz ardı edilmemeli.Tıpkı Kuranda Adem asın oğlu kabil, Nuhun oğlu, yada Yakub asın Yusuf öldürmeyi düşünen çocukları gibi.


Fıkıh kitaplarında  namaz kıldıracak hoca eşit seviyede ilim ve kıraat sahibi olsa, eğer biri veledi zina i,se , veledi zina olmayan kıldırır.
Efendimizin yolunun hakkını vermeyen ama o soydan gelenlerin hakiki torunları olmayışı gibi
Hud suresi 46. قَالَ يَا نُوحُ إِنَّهُ لَيْسَ مِنْ أَهْلِكَ إِنَّهُ عَمَلٌ غَيْرُ صَالِحٍ فَلاَ تَسْأَلْنِ مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ إِنِّي أَعِظُكَ أَن تَكُونَ مِنَ الْجَاهِلِينَ

Nuh as ın oğlu için "o senin gerçek ailen değildir,"ayetindeki gibi


Ayrıca her namazda o pak soyun  ve yolun hakiki temsilcileri için de her namzzda teşehhü
d de "Ali Muhammed" duası ki lemalarda bediüzzaman bunu enfes izah ediyor..


Kısaca islamda üstünlük takva iledir ve bunu da ancak Allah  bilir.Sırf nesebi,soyu için hüsnü zan kapıları açık olsa da,üzerine hüküm ve muamele bina etmemek şartıyla sadece dikkat edilmesinde mahzur da yoktur..Tıpkı  yukarda ve aşağıda anlatılanlar daki sebeplerden dolayı.


İnsanlık tarihinde çok müstesna bir dönemin,emsalsiz zulümlerin, iftiraların, fitnelerin yaşandığı günümüzde   doğal olarak , Ergün Poyrazın Takunyalı Führer, Musanın Çocukları  kitaplarında ve odatv de de yazılan , sitemizde şu linkte

https://kutluforum.yetkinforum.com/t9558-r-t-erdogan-ana-tarafindan-yahudi-kokenli-gurcistanlidir-baba-tarafindan-pontuslu-rumdur#23181




bulacağınız Stalin gibi  anne tarafından gürcü yahudisi olan ve yahudilikte soy anneden geçtiğinde BOP  yani israile güvenli alan oluşturma projesinde eş başkan oluşu ve gayretleri sebebiyle kendisine nişan bile zatın soyu,aslı,kartakteri,ihanetleri,hırsızlıkları, baba tarafından rum kökenli, savaş kaçkını eşkiya, at hırsızı  ve hatta henüz kaynağını bulamadım, gerçek babasının başka biri oluşuyla, üstü örtülü  ilişkilerin çocuğu oluşu arasında bir bağ varmı,

bu dillendirilebilirmi

mahzuru varmı gibi noktalara ayet, hadis, menkıbeler, ata sözleri, hikayelerle  açıklık getirme meselesi.

Şu kesin, insan atalarının , annesinin babasının yaptıklarından sorumlu değildir.




HAriciyede görevlendirilecek insanların basit meslekler, çaycılık, işportacılık, kuş besleme gibişerinden gelip gelmediği  eskiden beri osmanlı ve TC  de resmidir, kayıtlıdır.


Aslıhu neslihu Her Şey Aslına döner  cinsine  soyuna çeker ayet hikaye ata sözleri Kul-kullun-yamelu-ala-sakiletih-2-ayet
اَلْخَب۪يثَاتُ لِلْخَب۪يث۪ينَ وَالْخَب۪يثُونَ لِلْخَب۪يثَاتِۚ وَالطَّيِّبَاتُ لِلطَّيِّب۪ينَ وَالطَّيِّبُونَ لِلطَّيِّبَاتِۚ اُو۬لٰٓئِكَ مُبَرَّؤُ۫نَ مِمَّا يَقُولُونَۜ لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَر۪يمٌ۟

Nûr Sûresi(24) 26. Ayet



"الْخَبِيثَاتُ لِلْخَبِيثِينَ وَالْخَبِيثُونَ لِلْخَبِيثَاتِ وَالطَّيِّبَاتُ لِلطَّيِّبِينَ وَالطَّيِّبُونَ لِلطَّيِّبَاتِ /
,Habîsât habîsler için, habîsler habîsât için ve tayyibât tayyibler için, tayyibler tayyibât içindir" â

Nûr Suresi 26



Ayet Anlamı Kötü kadınlar kötü erkeklere, kötü erkekler de kötü kadınlara lâyıktır. Temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara yakışır.

****

قُلْ كُلٌّ يَعْمَلُ عَلَى شَاكِلَتِهِ فَرَبُّكُمْ أَعْلَمُ بِمَنْ هُوَ أَهْدَى سَبِيلاً
İsra suresi 84.

De ki: "Herkes kendi karakterine göre davranır. Rabb'in, kimin doğru yolu seçtiğini daha iyi bilir.



Bu ayet de masum doğan çocukların genetik ve ırsi yapılarının davranışlarına yansıyabileceği , eğitimin , çocuğun ,insanların hayra  iyiliğe doğruya  yönlendirilebileceğine de dikkat çeker.

Aslıhu neslihu Her Şey Aslına döner  cinsine  soyuna çeker ayet hikaye ata sözleri 20171130103356

Aslıhu neslihu Her Şey Aslına döner  cinsine  soyuna çeker ayet hikaye ata sözleri C315-1-350x247




****

https://www.youtube.com/watch?v=ltvf0l1cPM0&ab_channel=Hayat%C4%B1n%C4%B0%C3%A7inden





Soy asma, soyuna çeker atasözünün anlamı nedir?
Temiz soydan gelen kişi, her durumuyla soyluğunu gösterir.

Otu çek köküne bak

Aslıhu neslihu

Soysuza silah vermişler, çekip babasını vurmuş

it eniğinden kurt olmaz



katran kaynamayla olur mu şeker cinsine ettiğim cinsine çeker




Her Şey Aslına Rücu Eder



Her Şey Aslına Rücu Eder


Sıradışı Bİr Mizaç-Huy Hikayesi:Aslıhu neslihu Her Şey Aslına döner  cinsine  soyuna çeker ayet hikaye ata sözleri Ingen-300x199
Devrin birinde bir padişahın otuz dokuz kızı varmış. Ama padişah taht varisi olsun diye ille de bir erkek çocuk istiyormuş. Bir gün sultan yine hamile kalmış. Hemen padişaha bildirmişler. Padişah divan toplantısını bırakmış ve doğru sultanın yanına gitmiş. Önce sevindiğini söylemiş ardından da;

“Eğer bu da kız olursa, kızınla birlikte seni surlardan denize atarım” demiş.

Aradan aylar geçmiş. Padişah sefere çıkmış uzak bir memlekete. Bu arada sultan hastalanmış ve ay parçası gibi bir kız evlat dünyaya getirmiş. Cariyeleri bir telaştır almış, hiç biri sultanın kız doğurduğunu söylemeye cesaret edemiyormuş.

O esnada sarayın yakınından geçen bir çingen kafilesinin beyi saraya uğramış ama telaştan kimse onunla ilgilenmek istememiş. Telaşı fark eden çingen beyi, bir cariyeye yaklaşıp neler olduğunu sormuş. Cariye kızcağız da anlatıvermiş olup biteni.

Çingen beyinin gönlü, sarayın cömert sultanının kızıyla birlikte surlardan atılacak olmasına razı olmamış ve cariyeye demiş ki:

“Beni sultana çıkar, sorunu çözeyim”

Cariye çingen beyini sultana çıkarmış. Çingen beyi odadan herkes çıkarsa sorunu nasıl çözeceğini sultana anlatacağını söylemiş.

Sultanı kurtarmaya kararlı çingen beyi herkes çıkınca sultana demiş ki;

“Bizim yeni bir oğlumuz oldu, kervanda hanımımın kucağındadır şimdi. Dilerseniz kimseye söylemeden çocukları değiştirelim”.

Bu fikir sultanın canını yaksa da, bilhassa bebeğinin canını kurtarmak için kabul etmiş ve çocuklar değiştirilmiş.

Ardından padişaha ulak gönderilmiş ve bir erkek çocuğunun olduğu haber verilmiş.

Padişah sevinçten seferi yarıda bırakıp geri dönmüş. Sarayda kırk bir gün kutlamalar yapılmış.

Gel zaman git zaman çocuk biraz büyüğünce ülkenin en iyi müderrislerinden, lalalarından eğitim almaya başlamış. Ne de olsa geleceğin padişahı, herkes üstüne titriyormuş.

Çocuk yedi sekiz yaşlarındayken ava çıkarılmaya başlanmış. Bir gün padişah ava giderken oğlunu da almış yanına ama onu lalaya teslim etmiş.

Dalmışlar ormana. Çalılık bir yerden geçiyorlarmış, çocuk şehzade lalaya demiş ki;

“Lalam, şu çalılardan ne güzel süpürge yapılır”.

Lala, içinden “sarayda büyüyen çocuk, çalıdan süpürge yapıldığını nerden öğrendi acaba” diye düşünüp Hasbinallah çekmiş.

Biraz daha gitmişler, otlakta serbest kalmış eşeklerin yanından geçiyorlarmış.

Çocuk şehzade lalaya;

“Lalam, şu eşeklerin kuyruklarındaki kıllardan ne güzel elek yapılır” demiş.

Lala iyice şaşırmış, ama sarayda büyüyen bir çocuğun bunları nerden öğrendiğine dair bir açıklama bulamamış.

Bir süre sonra çok güzel ince fidanlı selvilikten geçiyorlarmış. Çocuk lalaya demiş ki;

“Lalam, şu ince selvi çubuklarından ne güzel sepet örülür”.

Lala iyice afallayıp kalmış ama kimseye de bahsedememiş, zira çocuk küçüklüğünden beri onun yanında eğitim görüyormuş. Hiç bu tür deneyimler yaşamamış bir çocuğun bunları söylemesi onu ürpertmiş.

Akşama doğru herkeste bir yorgunluk olmuş, padişah uygun bir yerde dinlenmek istediğini söylemiş. Vezir ileride bir çingen otağı olduğunu ve orada güvenli şekilde dinlenebileceklerini söylemiş.

Padişah da uygun görmüş ve çingen otağına varmışlar. Padişahı, oğlunu ve önemli adamlarını otağın en güzel çadırına almışlar.

Padişah su istemiş otağın çingen beyinden. O da hemen getirilmesini istemiş. Suyu bir kız çocuğu getirmiş, endamlı güzel ve zarif bir kızmış.

Suyu padişaha uzatmış. Padişah yorgunluk ve susuzluktan tam suyu kafaya dikecekmiş ama bir de ne görsün;

Kasedeki suyun içinde bir saman parçası.

Çok öfkelenmiş içinden ama misafirlikte olduğu için belli de edememiş. Saman çöpü boğazına gitmesin diye suyu yavaş yavaş içmiş.

Misafir ama neticede padişah, dayanamamış ve suyu getiren kıza bakarak:

“Evladım, her halinden belli ki, çok akıllı, zarif ve temiz bir kızsın. Bardak da temiz, su da temiz. Her şey güzel ama bu kadar güzelliği bir saman çöpüyle yok ettin, kasenin içindeki saman çöpünü nasıl göremezsin?”

Kız sakin şekilde padişahı dinledikten sonra demiş ki;

“Haşmetli padişahım, siz buraya gelirken gördüm ki siz avdan geliyordunuz ve çok yorgundunuz. Bizim de suyumuz soğuktur. Yorgun iken soğuk suyu hızlıca içerseniz ciğerlerinize zarar verir. Bundan dolayı bir saman çöpünü yıkadım ve kasenin içine attım ki yavaş yavaş içesiniz”.

Padişah, duydukları karşısında hayrete düşmüş ve kendini tutamayıp padişahlığın kibriyle şöyle demiş:

“Bir çingen çadırında bu kadar akıllı bir kız nasıl olur, bu ancak padişah kızlarında olacak bir akıldır”.

Çingen beyi ve kızı bu aşağılamayı çaresiz boyun büküp sineye çekmişler.

Derken lala söze girmiş.

“Padişahım, bu gün ben de çocuğunuz şehzademizden ona yakışmayacak davranışlar gördüm” demiş.

Padişah da neler olduğunu anlatmasını istemiş.

Lala, şehzadenin yolda çalılar, eşekler ve selvi çubuklarını gördüğünde söylediklerini anlatmış ve eklemiş;

“Sarayda büyüyen şehzademiz bu çingen işlerini nerden öğrenmiş hayret ettim”.

Herkes şaşırıp kalmış.

Çingen beyi de dayanamayıp “padişahım bir hayretlik olay da ben anlatayım mı?” diye söz istemiş, destur almış ve başlar anlatmaya:

“Yıllar önce bir sarayın ödünden geçiyorduk, sarayda bir telaş olduğunu gördük………

….O gün sultanın bize verdiği kız çocuğu size su getiren o akıllı kızdır ve sizin kızınızdır, sizin şehzade de bizim o gün sultana bıraktığımız oğlumuzdur”.

Şaşkınlıktan yüzler kızarır, padişah ne yapacağını, ne diyeceğini şaşırır. Ortamın gerildiğini gören tecrübeli veziriazam ortamı şu sözlerle yumuşatmaya çalışır:

“Efendim ben huylunun huyundan vazgeçmeyeceği anlamına gelen şöyle bir söz duymuştum Araplardan”:

“Külli şey’in yerciu ila asli”, Yani “her şey aslına döner” demiş ve devam etmiş veziriazam:

“Gördüğünüz gibi ey insanlar, padişahımızın kızı çingen çadırında büyüse de aklını zerafet ve hikmetle kullanıyor, çingen beyinin oğlu da saraydaki muhteşem eğitimlerden geçse de aklını süpürge, elek ve sepetle meşgul ediyor”.

Veziriazamın veciz ve padişahı öven sözleri padişahın hoşuna gitmiş ve yüreği yumuşamış. Erkek çocuk sahibi olma hırsından dolayı başına gelenlerden utanan padişah, çingen beyini bu alicenap davranışlarından dolayı altınla ödüllendirip, onu aşağıladığı için de özür dilemiş.

(Padişah son kısımda anlatılanı gerçekten yapmış mı bilmiyorum, ama ben olsaydım padişahın yerinde, bu kadar kabahatin üstüne böyle bitirirdim hikayeyi





*******


Küllü şey'in yerciu ilâ aslihi!



-Kim bana Hızır'ı gösterirse onu armağanlara boğacağım, dedi. Çok sayıda çocuğu olan fakir bir adam bu işe talip oldu. Hanımına “Ben padişaha Hızır Aleyhisselam’ı bulacağımı söyleyip ondan kırk gün müsaade alacağım. Bu kırk gün için padişahtan size ömrünüz boyunca yetecek yiyecek, içecek ve para alırım. Kırk günün sonunda Hızır Aleyhisselam’ı bulamayacağım için benim başım gider, ama siz rahat olursunuz.” dedi. Adamın hanımı kanaatkâr biriydi: “Efendi biz nasıl olsa kıt kanaat geçinmeye alıştık. Bundan sonra da idare ederiz. Vazgeç bu tehlikeli işten.” dedi. Ama adam buna niyetlenmişti bir kere.

Padişaha gidip Hızır Aleyhisselam’ı bulacağını söyledi. Bunun için kırk gün izin istedi. Hızır Aleyhisselam’ı bulmak için koşuşturacağı kırk gün zarfında ailesinin geçimi için sarayın ambarından çokça yiyecek, içecek ve nakit para aldı. Bunları evine teslim edip kırk gün ortalıktan kayboldu.

Kırk günün bitiminde padişahın huzuruna çıkıp her şeyi itiraf etti: “Benim aslında Hızır Aleyhisselam’ı bulacağım yoktu. Ailece sıkıntı çekiyorduk. Hızır Aleyhisselam’ı bulacağım diye sizden dünyalık almak istedim.” dedi. Padişah buna çok kızdı: “Padişahı kandırmanın cezasını hayatınla ödeyeceğini hiç düşünmedin mi? diye bağırdı. Adam da her şeyi göze aldığını söyledi. Bunun üzerine padişah yanında bulunan üç vezirine “Padişahı kandıran bu adama ne ceza verelim?” dedi.

Birinci veziri: “Efendimiz, bu adamın boğazını keselim, etini parçalayıp çengellere asalım.” dedi. Bu sırada nurani bir genç peyda oldu ve vezirin sözleri üzerine “Küllü şey’in yerciu ilâ aslihi!” dedi.

İkinci veziri: “Hükümdarım bu adamın derisini yüzüp içine saman dolduralım.” deyince aynı genç yine “Küllü şey’in yerciu ilâ aslihi!” dedi.

Üçüncü vezir: “Padişahım bana göre, bu adamı affedin Size yakışan, sizden beklenen budur. Bu adam önemli bir suç işledi ama sanıldığı kadar da kötü biri değil. Çünkü çoluk çocuğunun rahatı için kendini feda edebilecek kadar da iyi yürekli.” dedi. Nurani genç yine “Küllü şey’in yerciu ilâ aslihi!” dedi.

Bu defa padişah o gence: “Sen kimsin? Tekrarladığın o laf ne demektir?” dedi.

Genç cevap verdi: “Senin birinci vezirinin babası kasaptı. Onun için kesmekten, etini çengellere asmaktan bahsetti. Yani aslını gösterdi. İkinci vezirin babası yorgancı idi. Yorgan yastık, yatak yüzlerine yün, pamuk doldururdu. O da babasına çekti. Üçüncü vezirin ise babası da vezirdi. O da soyuna çekti, büyüklüğünü gösterdi. Benim söylediğim söz “Herkes aslına çeker” demektir.

Üçüncü veziri göstererek “Vezir istersen işte vezir. Hızır istersen -kendini göstererek- işte Hızır! Ben bu adamı mahcup etmemek için sana göründüm.” dedi ve gözden kayboldu.






https://defter-i-ussak.blogspot.com/2017/10/nur-suresinin-26-ayeti-hakknda-bir-izah.html

"Her Şey Aslına Döner"



Nûr Sûresinin 26. Âyeti Hakkında Bir Îzâh
Aslıhu neslihu Her Şey Aslına döner  cinsine  soyuna çeker ayet hikaye ata sözleri Kul-kullun-yamelu-ala-sakiletih-2-ayet
Daha önce "Her Şey Aslına Döner" başlıklı yazımızda kısaca değindiğimiz bir âyet-i kerîme üzerinde biraz durmak istiyoruz. Muzaffer Efendi Hazretleri, Sûre-i Nûr'daki "الْخَبِيثَاتُ لِلْخَبِيثِينَ وَالْخَبِيثُونَ لِلْخَبِيثَاتِ وَالطَّيِّبَاتُ لِلطَّيِّبِينَ وَالطَّيِّبُونَ لِلطَّيِّبَاتِ /Habîsât habîsler için, habîsler habîsât için ve tayyibât tayyibler için, tayyibler tayyibât içindir" âyet-i kerîmesinin derûnî ma'nâlarından birini şöyle beyân buyurdular :
Alıntı :
Eğer kazandığını harâma harcıyorsan bil ki harâmdan kazanmışsın. Eğer kazancını helâle harcıyorsan helâlden kazanmışsın demekdir. Çünkü helâl helâle gider, harâm harâma gider. "Küllü şey'in yerci'u ilâ aslihî" yani "Her şey aslına döner" 
Alıntı :
Küffârın aslı nârîdir, bu yüzden onlar nâra ilhâk olunur yani cehenneme giderler. Mü'minlerin aslı ise nûrîdir, bu yüzden onlar da nûra yani cennete dâhil olurlar.
Dikkatinizi çekmek istediğimiz hususlardan biri şudur:

Bu âyet-i kerîmenin ma'nâsını öğrenmek için meâllere bakarsanız hemen hemen hepsinde "habîsât"ın karşılığında "kötü kadınlar", "habîsûn"un karşılığında da "kötü erkekler" yazılmışdır. Benzer şekilde "Tayyibât"ın karşılığında "temiz kadınlar", "tayyîbûn"un karşılığında da "temiz erkekler" denilmişdir. Dikkat ederseniz biz öyle yapmadık ve meşhûr müfessir Elmalılı Hamdi Yazır'ın tercîh ettiği usûle riâyet ederek, kelimeleri olduğu gibi aldık. Çünkü bu kelimeler son derece şumüllü olup tek bir ma'nâya hasredilemez. Şöyle ki :

Habîs, pis, kötü, şerli, zararlı anlamlarına gelir. İnsan için kullanılırsa kötü insan demek olur, fakat bu kelime sadece insana hasredilemez. Tayyib de bunun zıddıdır. Bu şekilde verilen ma'nâ olsa olsa ma'nâlardan biri olabilir. Halbuki Kur`ân-ı Kerîm'in her âyetinde nice ma'nâlar vardır. Âyet-i kerîmedeki "habîs" ve "tayyib" kelimelerinin cemî' müzekker ve cemî' müennes sîgaları ile geçmesi, kadınların ve erkeklerin kasdedildiğini düşündürüyor ancak Arapçada her türlü eşya ve cisim için de müennes ve müzekker sîgalar kullanılır. Üstelik bu müzekker ve müennes sîgâlarının peşpeşe gelmesinde de birçok incelikler vardır. Âyetin sebeb-i nüzûlüne bakılırsa bu şekilde ma'nâ verilmesi lâzım gelir denilirse, o da doğru olmaz zîrâ hiç bir âyet-i kerîmenin ma'nâsı sâdece sebeb-i nüzûle inhisar ettirilemez.


www.muzafferozak.com
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Aslıhu neslihu Her Şey Aslına döner cinsine soyuna çeker ayet hikaye ata sözleri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Hikaye AZrail kötü değildir..Azrail'in Güzelliği ( Gerçek bir Hikaye ) Ağlamak Serbest
» Müslüman Bilginler
» yüzük..güzel bir hikaye
» kanatlı karınca ..hikaye
» AYET-EL KÜRSİNİN ÖNEMİ

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KUTLU FORUM :: EDEBİYAT-TARİH- SANAT :: Hikayeler-Nükteler ve Menkıbeler-Yaşanmış Hikayeler-
Buraya geçin: