KUTLU FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
KUTLU FORUM

Bilgi ve Paylaşım Platformuna Hoş Geldiniz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Salli barik namazda okuma kaynağı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Limoni
Co-Admin
Limoni


Mesaj Sayısı : 6111
Rep Gücü : 14922
Rep Puanı : 44
Kayıt tarihi : 27/05/09

Salli barik namazda okuma kaynağı  Empty
MesajKonu: Salli barik namazda okuma kaynağı    Salli barik namazda okuma kaynağı  Icon_minitimePerş. Eyl. 14, 2023 1:33 pm

https://sorularlaislamiyet.com/peygamber-efendimiz-sas-kendisi-namazda-salli-barik-dualarini-okur-muydu-kendi-adini-soyler-miydi-0


Peygamber Efendimiz kendisi namazda Salli ve Barik dualarını okur muydu?


Son teşehhütte Hz. Peygamber (asm)'e ve âline salavat getirmek:
Hanefîlere göre (1): Hz. Peygamber (asm)'e İbrahîmî salavat getirmek sünnettir. Malikilere göre(2), son teşehhütten sonra Hz. Peygamber (asm)'e salavat getirmek de sünnettir. Bunun gibi, yani ister ilk teşehhüt olsun ister son teşehhüt, her teşehhüt kendi başına bir sünnettir.
Şafiî ve Hanbelilere göre ise(3): Son teşehhütte Hz. Peygamber (asm)'e salavat getirmek vaciptir. Hz. Peygamberin âline salavat getirmek ise Şâfıîlere göre sünnet, Hanbelîlere göre vaciptir.
Hanbelilere göre, vacip olmasının dayandığı delil, Kâ'b b. Ucre'nin rivayetidir: "Hz. Peygamber (asm) bizim yanımıza geldi. Biz dedik ki: "Yâ Resulallah! Allah bize, sana nasıl selâm getireceğimizi bildirdi. Sen de bize sana nasıl salavat getireceğimizi öğret." Hz. Peygamber (asm) şöyle buyurdu:(4)
Alıntı :
"Ey Allah'ım! Peygamberimiz Muhammed'e ve onun ailesine salat et, onların şerefte kadrini yücelt; Hz. İbrahim ve ailesine salat ettiğin gibi. Ve yine Hz. Muhammed Efendimizi ve ailesini mübarek kıl, onların feyiz ve bereketlerini daima arttır; Hz. İbrahim ve ailesini mübarek kıldığın gibi. Şüphe yok ki sen Hamîdsin, Mecidsin."
Esrem'in Faddale b. Ubeyd'den rivayet ettiğine göre: "Hz. Peygamber (asm) namazında dua edip Rabbini temcid etmeyen (övmeyen) ve Hz. Peygamber (asm)'e salavat getirmeyen birini duydu ve: "Bu adam acele etti." buyurduktan sonra onu huzuruna çağırtıp şöyle buyurdu:
Alıntı :
"Sizden biri namaz kılınca önce Rabbini övmekle başlasın, sonra Peygamber'ine salavat getirsin, sonra da dilediği gibi duada bulunsun."
Bu hadisteki emir vücubu gerektirir. Hz. Peygamber (asm)'e salavat getirmenin şekli Hz. Kâb'ın rivayet ettiği hadiste zikredilen şekildedir.
Şâfiîler, Hz. Peygamber (asm)'e salavat getirmenin vacip olduğuna Kur'an'ın emrini delil getirmektedirler. Bu emirde: "Ey iman edenler! Hz. Peygamber'e salavat getirip selâm verin." (Ahzab, 33/56) ayeti ile daha önce geçen hadis, bu manada Darekutnide ve İbni Hıbban'ın Sahihi ile Hâkim'in Müstedrek'inde zikredilen ve Müslim'in şartına bağlı olarak sahih olduğu söylenen hadis ile Ahmed, Müslim Nesaî ve Tirmizinin rivayet ettiği ve Tirmizinin sahih dediği hadise dayanmaktadır. Hz. Peygamber (asm)'e ve aline salavat getirmenin asgarî ölçüsü "Allahumme salli alâ Muhammedin ve âlihî" ifadesidir. "Mecid"e kadarki ilâveler ise sünnettir.
Hz. Peygamber (asm)'in âline salavat getirmenin sünnet olması, Ebu Zür'a'nın rivayet ettiği hadise dayanmaktadır: "Hz. Peygamber'e salavat getirmek bir emirdir. Bu emri terk edenlerin namazlarını yeniden kılmaları gerekir."(5) Bu hadiste Hz. Peygamber'in âline salavat getirmeyi zikretmemiştir.
Hanefî ve Malikîlerin Hz. Peygamber (asm)'e salavat getirmenin mutlak olarak sünnet olduğu görüşlerinin dayandığı delil şudur: Hadislerdeki mezkur emirler bize salavatın keyfiyetini öğretiyor. Bu durum salavatın vacip olmasını gerektirmez. Şevkânî bu konuda şöyle demiştir:(6) Salavat getirmenin vacip olduğuna hükmedenlerin dayandıkları deliller bana göre sabit değildir. Sabit olduğunu farz etsek bile, namazını kötü bir şekilde kılan bedeviye Hz. Peygamber'in bunu öğretmeyi terk etmesi, özellikle: "Bunları yaptığın zaman namazın tamdır." sözü, salavat ge­tirmenin mendup olduğuna delâlet eden bir karinedir. Hz. Peygamber'in teşehhüdü öğrettikten sonra İbni Mes'ud'a: "Bunu söylediğin zaman yahut bunu bitirdiğin zaman namazını bitirmiş olursun. Eğer kalkmak istersen kalk, oturmak istersen otur."(7) buyurmuştur.
Namaz Dışında Hz. Peygamber (asm)'e Salavat Getirmek:
Namaz dışında Hz Peygamber (asm)'e salavat getirmek vacip olmayıp menduptur. Taberî, ayetin hükmünün mendupluk manasına hamledildiği hususunda icma bulunduğunu bildirmiştir. Hanefilere göre (Cool kişinin ömründe bir kere Hz. Peygamber (asm)'e salavat getirmesi farzdır. Mezhebe göre, Hz. Peygamber'in ismi bir mecliste zikredildikçe salavatın tekrarlanması müstahaptır. Fetva da bunun üzerinedir.
Muhammed (asm) Lafzının Başında "Seyyidina" İfadesini Kullanmak:
Hanefî ve Şâfiîlere göre(9), İbrahîmi salavatların okunduğu namazlarda Muhammed lafzından önce "seyyidina" lafzını kullanmak menduptur. Bunu yapmak yapmamaktan daha faziletlidir. "Beni namazda seyyidlik ile vasıflandırmayın" tarzında rivayet edilen hadis ise uydurmadır.(10)
Dipnotlar:
1. ed-Dürru'l-Muhtâr, 1,478.
2. eş-Şerhu's-Sağir, 1,319.
3. Mugni'l-Muhtaç, 1,173 vd. el-Muğnî: I, 541.
4. Buhari ve Müslim rivayet etmişlerdir.
5. Neylü'l-Evtâr, II, 284.
6. Neylü'l-Evtâr, II,288.
7. Bu hadisi Ahmed, Ebu Dâvud, Tirmizî ve Darekutni rivayet etmişlerdir.
8. ed-Dürrü'l-Muhtâr, 1,480; Tebyînü'l-Hakâyık, I, 108.
9. ed'-Dürrü'l-Muhtar. 1,479; Haşiyetü'l-Bacuri, I,162; Şerhu'l-Hadramiyye, 478.
10. Esne'l-metalib, 253.
(İslam Fıkhı Ansiklopedisi, Prof. Dr. Vehbe Zuhayli)

******
https://sorularlaislamiyet.com/salli-barik-dualari-namazda-neden-okunur-hz-muhammed-asv-ve-ailesinin-rahmete-ihtiyaci-var-mi-da



Peygamberimiz (sav)'e salavat getirilmesini Allah Teala Kur'an-ı Kerim'de emretmektedir. Ahzab suresinin 56. ayetinde şöyle buyurulmaktadır:
Alıntı :
"Şüphesiz Allah ve melekleri Peygambere salat ederler. Ey iman edenler! Siz de O'na tam bir teslimiyetle salat ve selam edin!"
Çünkü Allah ve melekleri Peygamberi hep salat eder dururlar. Allah Teâlâ rahmet ve nimet vermesi ile, melekler istiğfarları ile ve hizmetleriyle Peygambere daima ikram etmektedirler. Bu sayede yukarda
Alıntı :
"Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için, üzerinize melekleriyle beraber rahmetini gönderen Allah'tır." (Ahzab, 33/43)
buyurulduğu üzere, müminlere ilâhî feyz inmektedir. "Ey iman edenler! Sizler ona salat ve selam getirin, selamlayarak teslim olun." gibi dualarla onun üzerine Allah'ın salavatını, rahmetini ve bereketlerini niyaz edin. Ve selam vererek ona hürmet edin. Ve bir mânâya göre, hiç incitmeyerek teslim olun, boyun eğin. Bu âyet gösterir ki Peygamber(s.a.v)'e salavat getirmek farzdır. Ancak tekrarına değinilmemiştir. Sahih olan budur ki, ismi zikrolundukça vacip olur. Bu hususta birçok hadisler rivayet olunmuştur.
Resûlullah şöyle buyurmuşlardır:
Alıntı :
“Yanında adım zikrolunup da bana salavât getirmeyen kimsenin burnu sürtülsün.” (Tirmizi, Daavat 110).
“Kıyamet günü bana insanların en yakını, bana en çok salavât edendir.” (Tirmizi, Salât 327),
“Gerçek cimri, yanında anıldığım hâlde bana salavat getirmeyendir.” (Tirmizi, Daavat 110)
Hanefi mezhebine göre namazda Peygamberimiz (s.a.v)'e salavat getirmek sünnettir. (ed-Durru'l-Muhtar, I, 478) Şafiilere göre ise farzdır (Muğni'l Muhtaç, I, 173).
Namazların son oturuşunda "Allahümme salli ve barik dualarının okunması hadisle sabittir. Ashab-ı kirâm, Hz. Peygamber (s.a.v)'e; "Biz sana nasıl selâm getireceğimizi biliyoruz, fakat nasıl salât getireceğiz; bunu bilmiyoruz." deyince, Allah elçisi bu duayı, öğretti." (bk. Buhârî, Enbiyâ, 10 , Müslîm, Salât, 65, 66, 69; Nesâî, Sehv, 49, 50-54).
Hz. Peygamber nübüvvet makamında oturan ve bizlere ilahi vahyi tebliğ eden konumdadır. Dolayısıyla Hz. Peygamber (s.a.v)'e edilen salavatlar O'na yani nübüvvet makamına olan bağlılığımızın da ifadesidir.
Peygamberimiz (s.a.v) için getirilen salavat, sadece Salavata olan ihtiyaç olarak değerlendirilmemesi gerekir. Allah Teâlâ’nın, elçisinin kendi katındaki değerini artırması için bir dua niteliği taşımaktadır. Ona duyulan saygıyı ifade etmemiz ve Cenâb-ı Hakk’ın bize bundan dolayı mükâfat vermesi, bize şefkat ve merhamet göstermesi ve bizlerden Hz. Peygamber (s.a.v)’e saygımızı ortaya koymamız içindir.
Teşehhüdde Hz. Peygamber (s.a.v)’e bütün mahlukatın salavat ve selamlarını kendi hesabına Yüce Rabb’imize hediye edip Resûl-i Ekrem (s.a.v)’e selam etmekle, ona karşı olan bağlılığımızı yenilemiş ve aynı zaman da onun bize olan emirlerine itaatimizi izhar etmiş oluyoruz. Yine Asr-ı Saadet'ten günümüze kadar bütün ümmetin salâtları, Resûlullah (s.a.v)’ın duasına devamlı surette bir amin demektir ve umumî bir iştiraktir. Hatta ona getirilen her bir salavat dahi, onun duasına birer amindir ve ümmetinin her bir ferdinin, namazlarında ona salât ve selam getirmeleri, onun ebedî saadet hususundaki duasına gayet kuvvetli ve umumî bir âmîndir.
Hz. Peygamber (s.a.v)’e getirilen salât ve selâmda, ümmetinin ona karşı bir teşekkür borcunu yerine getirmesi anlamı da vardır. Zira ümmetine karşı son derece düşkün olan ve onlara dünya-ukbâ saadetinin yolunu gösteren biri olmanın ötesinde Zât’a karşı bir cümlelik salât u selam çok görülmemelidir.(Doç. Dr. Muhittin Akgül, 99 Soruda Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
Netice itibariyle, salât ve selam getirme, müminlerin Resûlullah (s.a.v)’a karşı yapmaları gereken en önemli görevlerden birisidir.


*****
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Salli barik namazda okuma kaynağı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Namazda Okunan-Ezberlenecek-Dualar-Anlamları
» Ettehıyyatü duasının kaynağı
» KASİDE-İ BÜRDE-buseyri-mevlaya salli ve sellim...
» Prostatı Özür sâhipleri i olan bir kişinin çamaşırına namâzda necâset bulaşabiliyor.Bu durumda namâz kılınır mı?
» Sağlık Kaynağı 5 Baharat;

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KUTLU FORUM :: İslami ilimler ve dini kültür :: Fıkıh -İlmihal-
Buraya geçin: