hâneperestlik, evine kapanma ve herkesten alâkayı kesme şeklindeki bir tecerrüd halinin adıdır;
dolayısıyla hem erkekler hem de bayanlarla alâkalıdır.
Evet, hâneperestlik marazı, hemşirelerimiz için de çok tehlikeli bir hastalıktır.
Anne-babaya karşı sıla-yı rahim vazifesinden arkadaşlık bağlarını korumaya kadar
çok önemli olan insanî irtibatlara değer vermeme, insanlarla görüşmeme,
eş-dostla biraraya gelmeme,
evinin kapılarını hiç kimseye açmama ve
kendi dar dairesinde ikâme ettiği mutluluk vesileleriyle yetinip bütün bütün
şahsî bir hayat sürme şeklinde kendini gösteren hâneperestlik en az erkekler kadar kadınları da mahveden bir illettir.
Tabii ki, bir kadın, evine çok değer vermeli ve çoluk çocuğuna iyi bakmalıdır;
fakat, ailesini ihmal etmemenin yanı başında, onun da toplum hayatı açısından bazı vazifeleri vardır.
O da, sohbet-i Cânân meclislerine katılmalı, dinî ve ilmî müzakerelerde yer almalı, arkadaşlarıyla beraber dersler yapmalı; bu arada içtimaî hayatın ortak problemlerine çareler aramalı, bu gayeye matuf olarak akdedilen meşveretlerde fikir cehdinde bulunmalı ve dine hizmet edebilmek için her vesileyi değerlendirmelidir.
İster kadın ister erkek, her mü'min, kendi üzerinde Allah'ın,
nefsinin ve aile fertlerinin hakları olduğunu bilip onların gereklerini yerine getirmeye çalıştığı gibi,
içinde yaşadığı topluma karşı da bir kısım sorumluluklarının bulunduğunu düşünerek onları da mutlaka gözetmelidir
ve Rasûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz'in buyurduğu üzere, her hak sahibine hakkını vermeye çalışmalıdır.
Şayet, eşler, kendi aralarında vazife taksimini iyi yapar,
mesailerini güzelce tanzim eder ve her hususta birbirlerine yardım eli uzatırlarsa,
her ikisi de hem birbirlerinin hem diğer aile fertlerinin hukukuna bitamâmiha riayet etme,
hem de Cenâb-ı Allah'ın, Rasûl-ü Ekrem'in, Kur'an-ı Kerim'in,
Din-i Mübîn'in ve iman hizmetinin haklarını gözetme konusunda istikameti yakalayabilirler.
not:
nefsim dahil bazı arkadaşlardaki evlerine memleketlerine gittikleri zaman cami cematine gitmemek de bunun uzantısı mı acaba diyorum
Hoca Efendi'nin zaman zaman bazı abilerimizi,kardeşlerimizi 3 ay kadar yanında tutmasının hikmetlerinden biri bu olabilirmi ki ??