KUTLU FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
KUTLU FORUM

Bilgi ve Paylaşım Platformuna Hoş Geldiniz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Şeyh Galib ve Avatar.İskender Pala

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
@bdulKadir
Adminstratör
@bdulKadir


Mesaj Sayısı : 6727
Rep Gücü : 10015177
Rep Puanı : 97
Kayıt tarihi : 17/03/09
Yaş : 61
Nerden : İzmir

Şeyh Galib ve Avatar.İskender Pala Empty
MesajKonu: Şeyh Galib ve Avatar.İskender Pala   Şeyh Galib ve Avatar.İskender Pala Icon_minitimeSalı Ara. 21, 2010 6:36 am

Şeyh Galib ve Avatar








Şeb-i Arus vesilesiyle birkaç Mevlevi şairin divanı elimizin
altındaydı geçtiğimiz günlerde. Galata Mevlevihanesi şeyhi Galib
Dede'nin bir gazelinde bizi hayrete düşüren bir beyte rastladık.

Buyuruyordu ki;
Rüstemiz, şeh-nâme-i i'câza verdik sûreti
Hâme-i câdû meğer esb-i mutalsamdır bize
Aşağı yukarı şöyle demeye getiriyor: "Zaloğlu Rüstem dedikleri
kahraman şimdi biziz ve herkesi aciz bırakan, herkese parmak ısırtan şah
eseri şimdi biz ortaya koyduk. Çünkü (cadı misali) büyüler yapan kalem
bizim elimize geçince tılsımlı bir ata dönüştü ve sayfalar üzerinde dört
nala koşmaya başlayıp mucizevi kahramanlık sahneleri yazdı."
Belki hatırlayacaksınız, 2010 yılının en çok konuşulan ve
hayranlıkla izlenen filmi, üç boyut teknolojisinin şahikası sayılan
Avatar idi. Ben yukarıdaki beyti okurken Avatar'ın lâ-teşbih
Sidretü'l-Münteha'yı ve Tûbâ ağacını çağrıştıran Pandora'sını yeniden
seyreder gibi oldum. Çünkü canların aynileşmesi (binek ile binicinin
birbirleriyle bütünleşmesi; tamamlanması) sonucunda binicinin zihni
bineğin iradesine hükmetmeye başlıyordu. Tıpkı Şeyh Galib'in elindeki
kalem ile bütünleşip onun belagat dolu kalbine hükmetmesi gibi. Yani
bundan ikiyüz küsur sene evvel, "cadıların büyülü kalemini ele geçirdik,
onu tılsımlı bir at gibi koşturuyoruz" diyen şair Sebk-i Hindî
ustalığını göstermekten öte eşyanın ruhuna inerek ona hükmedebildiğini
bize anlatmaktadır. Bugünün fantastik romanlar ve filmler çağında onun
söylediklerine fazla da yabancı sayılmayız aslında. Mamafih bir yandan
eski velilerin kerametlerine yoz bakarken öte yandan olağanüstü halleri
yalnızca Hollywood yapımı filmler ve Harry Potter sayfalarındaki
ucubelerden tanıyan genç kuşaklar belki de bu beytin derin dünyasına
girseler, Şeyh Galib'in kerametlerle yoğrulmuş zihnindeki fantastik
unsurların çözümlemesini yapabileceklerdir. Çünkü o, Firdevsi'nin ünlü
eseri Şehname'de geçen Rüstem-i Zal hikâyesinden yola çıkarak söz
söylemedeki yiğitliğinin ne derece yüksek olduğunu, söylediği şiirlerin
birer şahesere dönüşüverdiğini, kendisine kulak verildiği takdirde
okuyucuyu kemale erdirip yükseltecek manalar saçtığını övünerek
anlatıyor. İlla ki onun övünmesi kuru bir fahriye veya nefsî böbürlenme
değil, ait olduğu medeniyetin, içinde kimlik bulduğu kültürün, imanını
ortaya koyduğu tarîkin büyüklüğü adına bir övünmedir. Zaten bunun için
tekil (benim) değil çoğul (biziz) kişi zamiri kullanıyor. Kendisini bir
misyonun sözcüsü olarak gördüğü içindir ki, "biziz" diyor. Bu "biz"in
içinde İran şairlerine karşı bir duruş da mevcuttur ve onlara
"yazdığımız şiirler ile "i'caz" şehnamesini bizim öykülerimiz doldurdu,
onu biz görünür ve bilinir kıldık; bizim sayemizde şimdi bu Şehname
oluşuyor." mesajıyla sesleniyor. Bunun için tılsımlı kalemi ele
geçirdiğini (Türk şiirinin İran şiirini geride bıraktığını), bu tılsımlı
kalemi at gibi şahlandırdığını da ilave ediveriyor: "Gerçi biz
Rüstemiz, illa ki suretimizi mucizeler Şehnamesi'ne verdik, onunla
bütünleştik. Madde iken mânâ olduk, sayfalara dökülmeye başladık.
Elimizdeki kalem tılsımlı bir ata dönüştü, şimdi mucize koşular yaparak
mucizeler söylüyorum."
Hatırlayın, Avatar filminin kahramanı olan askerin sakat bir
madde (Pandora'ya saldıran acımasız bir asker) latif bir de mânâ
(Pandora'da yaşayan latif canlar arasına karışmış ruh) hali var. Mânâ
(latif) boyuta geçtiğinde orada kendisine efsanevi bir binek (Anka veya
Burak) ediniyor ve saçlarıyla bineğin yelelerini birbirine bend edip
soyut alemde bineği ile bütünleşiyor, o andan itibaren bineğine zihniyle
hükmedebiliyor, binek onun düşünceleriyle hareket edip (aynîleşerek)
hedef birliği sağlanıyor. Galip Dede'nin yukarıda söylediği şey, işte
tam da budur. Söz kahramanlığına soyununca kalem elimizle bütünleşti,
parmağımızdan biri oldu ve tılsımlı bir at gibi düşüncemizin gitmek
istediği her yere koştukça koştu...
Avatar'ın binicisiyle bütünleşen Anka'sı, binicisinin düşüncesine
tabi oluyor, onun zihninden geçen yerlere gidiyordu. Burada can alıcı
nokta, kalemin mucizeye suret veriyor olmasıdır. Bu ifadeden "Biz
kalemimizle mucizeler gösteren bir söz peygamberiyiz!" işmarı
anlaşılabileceği gibi, "Biz soyut olanı (mucize) surete (madde)
büründürüyoruz, onu elle tutulur, gözle görülür kılıyoruz!" ifadesi de
çıkartılabilir.
Çocukluğumdan hatırlarım, eskiden kalem (divit) olarak kullanılan
kamışlar, çocuklar için bir oyuncak sayılırdı ve hemen her çocuk su
kenarlarından kesilmiş bir ney kamışını at gibi iki bacağının arasından
sürüyerek "dı-gı-dık; dı-gı-dık..." ağaç ata binerdi. Şair bu beyitte
kalem ile at kelimelerini bir arada bulundurarak söylediklerini bir kat
daha pekiştiriyor ve "bizim için mucizeye suret vermek, mânâyı söz ile
görünür kılmak (maddeye büründürmek) çocukların ağaç ata binmeleri kadar
basittir, çocuk oyuncağıdır" demeye getiriyor. Ve unutmayalım ki Şeyh
Efendi bunu kibirle övünmek ve şairliğinin derecesini iyi anlayalım diye
değil, bilakis söylediklerindeki incelikleri anlayalım ve ona göre
kulağımıza küpe yapalım diye söylüyor; yoksa bir şeyh efendiye kibir
isnadı ne mümkün!?..




i.pala@zaman.com.tr

21 Aralık 2010, Salı

_________________
Elif gibi yalnızım,
Ne esrem var, ne ötrem.
Ne beni durduran bir cezmim,
Ne de bana ben katan bir şeddem var.
Ne elimi tutan bir harf,
Ne anlam katan bir harekem...
Kalakaldım sayfalar ortasında.
Bir okuyan bekledim,
Bir hıfzeden belki...
Gölgesini istedim bir dostun med gibi…
Sızım elif sızısı...

Şeyh Galib ve Avatar.İskender Pala Sdfghj15
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://kutluforum.yetkinforum.com
 
Şeyh Galib ve Avatar.İskender Pala
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KUTLU FORUM :: EDEBİYAT-TARİH- SANAT :: Sanat Dünyası-Sinema-Tiyatro-TV ve Diziler-
Buraya geçin: