İzmir Cami ve Mescitleri Faik Paşa Camisi (Merkez) İzmir Basmane semti, Altınordu Mahallesi’nde bulunan bu caminin kitabesi
günümüze gelememiştir. Kaynaklardan Faik Paşa tarafından XVI. yüzyılda
yaptırıldığı öğrenilmiştir. Cami 1842 yılında yanmış, bunun ardından
barok üslupta yeniden yapılmıştır.
Kesme taş ve moloz taştan yapılan cami, dikdörtgen planlı olup üzeri
ahşap bir çatı ile örtülmüştür. Bu çatı ve caminin ibadet mekânını örten
tavan on üç sütunla desteklenmiştir. Mihrap ve minberi özellik
göstermeyen caminin içerisinde bezemeye de rastlanmamıştır.
Caminin köşesinde taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli bir
minaresi bulunmaktadır. Bu minare 1914 ve 1955 yıllarında onarılmıştır.
Hisar (Şadırvan) Camisi (Merkez) İzmir Hisarönü Semti, Fevzi Paşa Caddesi’nde bulunan bu caminin bazı
kaynaklarda Latin Kilisesinden dönüştürüldüğü, bazı kaynaklarda da
Aydınoğlu, Özdemiroğlu (Molla) Yakup Bey tarafından 1597–1598 yıllarında
yaptırıldığı yazılıdır. Latin Kilisesinden dönüştürülen bu caminin
Timur tarafından 1402 yılında yıktırıldığı da yine kaynaklarda
belirtilmektedir. Cami Hisar’ın Aşağı Kapısı önünde bulunduğundan ötürü
de Hisar Camisi ismini almıştır. Cami bahçe kapısındaki bir kitabeye
göre h.1298 (1881) tarihinde onarılmıştır.
İzmir’in en büyük ve en görkemli yapılarından olan bu cami 1813, 1868 ve
1881 depremlerinde hasar görmüş ve birçok kez de onarılmıştır. 1813
onarımında caminin önüne bir son cemaat yeri eklenmiştir.
Kesme taş ve moloz taştan yapılan cami kare planlı olup, üzeri sekiz fil
ayağı üzerine oturan merkezi bir kubbe ve onu destekleyen altı kubbe
ile örtülüdür. Batı yönündeki son cemaat yerinden ibadet mekânına üç
kapı ile girilmektedir. Son cemaat yeri yuvarlak kemerlerle birbirine
bağlı sekiz mermer sütunun taşıdığı yedi kubbe ile örtülüdür. Yakın
tarihlerde son cemaat yerinin önü camekânla kapatılmıştır.
Cami içerisindeki ahşap minberi sedef kakmalıdır. Mihrap yuvarlak bir
niş şeklindedir. Caminin içerisi XVIII.-XIX. yüzyılın kalem işleri ile
bezelidir.
Minaresi kesme taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Minare 1927 yılında yenilenmiştir.
Hacı Hüseyin (Başdurak) Camisi (Merkez)
İzmir Başdurak semtinde, Anafartalar Caddesi, 873. Sokak üzerinde
bulunan bu camiyi zahire tüccarı Hacı Hüseyin Ağa 1774 yılında
yaptırmıştır. Bunu belirten h.1188 (1774) tarihli kitabesi giriş kapısı
üzerindedir. Evliya Çelebi caminin Hüseyin Ağa tarafından 1652 yılında
yaptırıldığını yazmıştır. Caminin avlu kapısı üzerinde h.1310 (1884)
yılında onarıldığını belirten kitabesi bulunmaktadır. Bu arada 1880
yılında minaresi yıkılmış ve onarılmıştır.
Cami kesme taştan yüksek bir kaide üzerinde olan camiye 12 basamaklı bir
merdivenle çıkılmaktadır. Günümüzde camekânla çevrili olan son cemaat
yeri üç küçük kubbe ile örtülüdür. İbadet mekânı kare planlı olup, üzeri
sekizgen kasnaklı merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. İbadet mekânı
altlı üstlü pencerelerle aydınlatılmıştır. Bu pencerelerden üst
sıradakiler vitraylıdır. Mihrap niş şeklinde olup duvarları mavi ve
beyaz renkli çinilerle kaplıdır. Minberi mermerdendir.
Son cemaat yerinin batısındaki altı köşeli kasnağa oturan, kesme taştan tek şerefeli minaresi yuvarlak gövdelidir.
Kestane Pazarı Camisi (Merkez) İzmir merkezinde Kestane Pazarı denilen yerde bulunan bu camiyi Emin oğlu Hacı Ahmet Ağa h. 1079 (1663) yılında yaptırmıştır.
Kesme taş ve moloz taştan yapılan cami iki katlı olup, alt katında
dükkân ve depolar bulunmaktadır. Merdivenle çıkılan caminin önünde üç
kubbeli bir son cemaat yeri olup, yakın tarihlerde camekânla
çevrilmiştir. İbadet mekânı kare planlıdır. Üzeri tromplu bir kubbe ile
örtülüdür. Ana kubbe köşelerdeki küçük kubbelerle desteklenmiştir. Niş
şeklindeki mihrabının üst kısmına XIX. yüzyılda Selçuk’taki İsa Bey
Camisi’nden getirilen bir bölüm eklenmiştir.
Caminin batısındaki minaresi kesme taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir.
Ali Ağa Camisi (Merkez) İzmir Damlacık yolu üzerinde bulunan bu camiyi Gedizli Ali Ağa 1672 yılında yaptırmıştır.
Kesme taştan kare planlı olan caminin üzeri kasnaklı bir kubbe ile
örtülmüştür. Caminin mihrabı yuvarlak bir niş şeklindedir. Minber oyma
taştan ve mermerdendir. Caminin minaresi kesme taş kaide üzerine
tuğladan, yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Bu minare XIX. yüzyılda
yeniden yapılmıştır.
Hatuniye Camisi (Merkez) İzmir Anafartalar Caddesi’nde bulunan bu camiyi Hacı Hüseyin isimli bir
kişi eşi Tayyibe Hatun için 1739 yılında yaptırmıştır. Bu nedenle de
camiye Hatuniye Camisi ismi verilmiştir.
Kesme taştan yapılan cami kare planlı, üzeri tromplu bir kubbe ile
örtülüdür. Bu merkezi kubbe üç küçük kubbe ile desteklenmiş olup, ilk
ana mekânı örten kubbe 12 köşeli kasnak üzerine oturtulmuştur. Diğer
kubbeler kasnaksızdır. Cami dıştan destek duvarları ile çevrelenmiştir.
Önünde küçük bir son cemaat yeri bulunan caminin mihrabı yuvarlak bir
niş şeklindedir. Minber ahşap olup, geometrik motiflerle bezenmiştir.
Kesme taş kaide üzerindeki minaresi yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir.
Caminin avlusundaki medrese hücreleri İzmir Belediyesi’nce
kamulaştırılmış ve burası bir park haline getirilmiştir.
Çorakkapı Camisi (Merkez)
İzmir Basmane’de Garın karşısında, Gaziler Caddesi’nde bulunan bu
caminin yapım tarihi ve banisi bilinmemektedir. Bazı kaynaklarda 1747
yılında yapıldığı yazılıdır.
Kesme taştan yapılmış olan cami kare planlı olup, üzeri sekizgen bir
kasnağa oturan merkezi kubbe ile örtülüdür. Bu kubbe kasnağının
çevresinde yuvarlak kemerli pencereler bulunmaktadır. Ana mekânın iki
yanında üçer kubbeli yan mekânlar bulunmaktadır. Mihrabı niş biçiminde
olup, sanat tarihi yönünden önem taşımayan motiflerle bezenmiştir.
Minberi mermerdendir.
Kesme taş kaide üzerinde yine kesme taştan yuvarlak gövdeli tek şerefeli minaresi bulunmaktadır.
Konak (Yalı) Camisi (Konak)
İzmir
Konak Meydanı'nda, Hükümet Konağı’nın önündeki bu camiyi Mehmet
Paşa’nın kızı Ayşe Hanım 1754 yılında yaptırmıştır. Depremde zarar gören
camiyi I. Dünya Savalı sırasında Rahmi Bey h. 1336 (1920) onarmıştır.
Bu onarımı belirten bir kitabe giriş kapısı üzerinde bulunmaktadır. Cami
1964 yılında bir kez daha onarım geçirmiştir.
Klasik Osmanlı mimarisi üslubunda yapılmış olan cami sekizgen planlıdır.
Pencerelerin etrafını çeviren çinilerle dikkati çekmektedir. Yapımında
taş ve tuğla birlikte kullanılmıştır. İbadet mekânını sekizgen bir
kasnak üzerine oturmuş küçük bir kubbe örtmektedir. Caminin içerisi
çinilerle bezenmiştir.
Kesme taş kaide üzerine tek şerefeli, yuvarlak gövdeli minaresi bulunmaktadır.
Caminin yanında Saat Kulesi ile 15 Mayıs 1919’da Yunanlılar tarafından
şehit edilen Tahsin Bey için dikilen İlk Kurşun Anıtı bulunmaktadır.
İki Çeşmelik Camisi (Merkez) İzmir İki Çeşmelik semtinde bulunan bu caminin giriş kapısı üzerinde
h.1311 (1893) tarihi yazılıdır. Bazı kaynaklara göre bu cami bu tarihe
dayanılarak aynı yılda yapıldığı yazılıdır. Bununla beraber Prof. Dr.
Münir Aktepe bu cami ile ilgili kesin bir tarih verememekte, banisinin
Mehmet Paşa olduğunu ileri sürmektedir.
Cami kesme taştan yapılmış olup, yüksek bir kaide üzerindedir. Alt
kısmına dükkânlar eklenmiştir. Bu yüzden de merdivenle çıkılmaktadır.
İbadet mekânı iki paye ve dört sütunun taşıdığı içten bir kubbe ile
örtülmüştür. İbadet mekânının tümü iki yana eğimli ahşap bir çatı ile
kaplanmıştır. Mihrap yuvarlak bir niş şeklinde olup, minberi ahşaptır.
Minaresi beş köşeli oldukça yüksek bir kaide üzerinde, yuvarlak gövdeli, beyaz kesme taştan ve tek şerefelidir.
Kurşunlu Cami (Merkez)
İzmir Namazgâh Meydanı’nda bulunan bu cami şehrin en eski yapılarından
olup, kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi bilinmemektedir.
Bununla beraber bazı kaynaklarda Yavuz Sultan Selim zamanında yapıldığı
yazılıdır.
Küçük bir avlu içerisindeki caminin çevresi demir parmaklıklarla
çevrilidir. Son cemaat yeri geç devirde camekânla kapatılmıştır. İbadet
mekânı dikdörtgen planlı olup, ahşap bir çatı ile örtülüdür. Avlu
girişinin doğusundaki üç metre yüksekliğinde, altı basamakla çıkılan ve
minare yerine kullanılan bir bölüm bulunmaktadır.
Kemeraltı Camisi (Merkez)
İzmir
Anafartalar Caddesi'nde, Kemeraltı Çarşısı içerisinde 853. Sokak’ta
bulunan bu camiyi Yusuf Çamazade Ahmet Ağa 1671 yılında yaptırmıştır.
Cami dükkânlar ve yapılar arasında sıkışmış durumdadır.
Kesme taştan yapılan caminin önünde üç kubbeli bir son cemaat yeri
bulunmaktadır. İbadet mekânı kare planlı olup, üzerini merkezi tromplu
bir kubbe örtmektedir.Caminin dış kenarları saçak hattından yüksek
yuvarlak kemerli dışa taşkın birer pencere ile aydınlatılmıştır. Bunun
dışında ibadet mekânı iki sıra halinde pencerelerle aydınlatılmıştır.
Bunlardan alt sıradakiler yuvarlak kemerli olup, ikinci sıra pencereler
daireler halindedir.
Minber ve mihrabı bir özellik taşımamaktadır. Caminin içerisi XVIII.
yüzyıla tarihlenen kalem işleri ile bezenmiştir. Bu bezeme XX. yüzyılın
ikinci yarısında yapılan onarımlar sırasında eski izlere dayanılarak
yenilenmiştir.
Kesme taş kaideli minaresi yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Caminin
bitişiğinde XVIII. yüzyılda yapılmış bir sebil bulunmaktadır.
Salepçioğlu Camisi (Merkez)
İzmir Konak Meydanı’nda, Salepçioğlu İş Hanı’nın arkasında bulunan bu
camiyi Salepçioğlu Hacı Ahmet Efendi 1906 yılında yaptırmıştır.
Caminin dış duvarları mermer ve yeşil renkte taşlarla kaplanmıştır.
Önündeki son cemaat yeri dikdörtgen planlı olup, oldukça küçüktür. Üzeri
üç küçük kubbe ile örtülmüştür. Son cemaat yerinin duvarları da
mermerle kaplanmıştır. Giriş kapısının sağ ve solundaki merdivenlerden
üst kattaki kadınlar mahfiline çıkılmaktadır.
İbadet mekânı kare planlı olup, üzeri pandantifli bir kubbe ile
örtülmüştür. Kubbenin içerisi kalem işleri ile bezenmiştir. Bezemede
kırmızı, yeşil ve kahverengi ön plana çıkarılmıştır. Mihrap beyaz ve gri
renkte mermerden yuvarlak bir niş şeklindedir. Minber de mermer olup,
üzeri geometrik desenlerle bezelidir. Caminin içerisi alt ve üstte iki
sıra pencere ile aydınlatılmıştır.
Caminin minaresi yapı ile bağlantısı olmayacak şekilde kuzeydoğuda, taş
bir kaide üzerinde, yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Minare oldukça
zarif ve ince bir görünümdedir. Bu minare 1927 ve 1974 yıllarında
onarılmıştır.
Şadırvan Camisi (Merkez) İzmir Çarşısı içerisinde, Eski İç Liman kıyısında bulunan bu cami ismini
yanında ve altındaki sekiz sütunlu şadırvandan almıştır. Bu nedenle de
Şadırvanaltı Camisi de denilmektedir. Cami 1636 yılında yapılmış, 1815
yılında da onarılmıştır.
Cami yüksek bir su basman üzerinde olup, altında büyük bir çarşı
bulunmaktadır. Bu yüzden merdivenlerle kuzeyden ve batıdan iki ayrı
girişi bulunmaktadır. Bunlardan kuzey kapısına çıkan merdivenler
bakımsız kalmış ve sonradan burası kapatılarak yerine dükkânlar
yapılmıştır. Günümüzde son cemaat yerine batı yönündeki 29 basamakla
çıkılmaktadır.
Kesme taştan yapılan caminin önündeki son cemaat yeri camekânla
çevrilmiştir. İbadet mekânı on sütun tarafından taşınan tromplu bir
kubbe ile örtülüdür. Kubbe kasnağında sekiz pencere vardır. Bunun yanı
sıra tromplarda üçer, tromp arası boşluklarda da ikişer pencere
bulunmaktadır. Kubbe kalem işleri ile bezenmiştir. Mihrap oldukça geniş
ve yuvarlak bir kemer içerisine alınmıştır. Mihrabın iki yanında iki
sütunçe bulunmaktadır. Minber mermerdendir.
Caminin güneyindeki kesme taş minaresi yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir. Bu minare 1941 yılında onarılmıştır.
Ulu Cami (Bergama) İzmir
ili, Bergama ilçesinde bulunan Ulu Cami’yi Sultan Yıldırım Beyazıt 1399
yılında yaptırmıştır. Cami 1905 yılında ve 1949 yılında onarılmıştır.
Kesme taştan dikdörtgen planlı yapılmış olan caminin ibadet mekânı dört
payenin taşıdığı, sekizgen kasnaklı, aynı eksen üzerinde üç kubbe ile
örtülmüştür. İbadet mekânına giriş kapısı yan tarafta olup, dikdörtgen
çerçeve içerisine alınmış, yuvarlak kemerlidir. İbadet mekânı her
duvarda ikişer tane altlı üstlü dörder pencere ile aydınlatılmıştır.
Bunlardan üst sıradakiler alçı şebekelidir.
Mihrap yuvarlak niş şeklinde olup, Selçuklu sülüsü ile yazılmış girift
bir kitabesi bulunmaktadır. Aynı zamanda mihrap geometrik bezemelerle ve
alçı kabartmalarla süslenmiştir. Minber mermerden olup, geometrik
bezemelidir.
Yanındaki 38 m. yüksekliğindeki minaresi taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli, tek şerefelidir. Minare 1949 yılında onarılmıştır.
Parmaklı Mescit (Bergama)
İzmir
ili Bergama ilçesinde bulunan bu caminin kitabesi günümüze
gelemediğinden yapım tarihi ve banisi kesinlik kazanamamıştır. Yapı
üslubundan XIV. yüzyılın sonunda veya XV. yüzyılın başında yapıldığı
sanılmaktadır.
Moloz, kesme taş ve tuğla hatıllı olarak yapılmış olan bu mescit, kare
planlı olup, üzeri sekizgen kasnaklı bir kubbe ile örtülüdür. Duvar
işçiliğinde yer yer antik yapılardan getirilmiş taşlar da
kullanılmıştır. Mescidin doğu cephesinde altıgen ve baklava dilimleri
şeklinde duvar bezemesi yapılmıştır. Bunlar Selçuklu mimari geleneğinin
devamı niteliğindedir.
İbadet mekânını örten kubbe Türk üçgenlerinin yardımı ile sekizgen
kasnak üzerine oturtulmuştur. Kubbenin ve trompların üzerleri kiremit
örtülüdür. Duvarlarındaki izlerden değişik zamanlarda onarım gördüğü ve
duvarların yenilendiği anlaşılmaktadır. Bunu belirten ilk yapıya ait
yuvarlak tuğla kemer izleri görülmektedir.
İbadet mekânı iki sıra halinde düzensiz pencere dizileri ile
aydınlatılmıştır. Yuvarlak niş şeklindeki mihrabında bezeme
bulunmamaktadır. Caminin yanındaki taş kaide üzerinde olduğu sanılan
minarenin yalnızca kaidesi günümüze gelebilmiştir.
Laleli Cami (Bergama) İzmir ili Bergama ilçesinde, Viran Kapı yanında bulunan bu cami 1534 yılında yapılmıştır.
Kesme taş, moloz taş ve antik yapılardan getirilmiş taşlardan yapılan
cami kare planlıdır. Caminin önünde üç bölümlü, üzeri kubbeli son cemaat
yeri bulunmaktadır. İbadet mekânı kare planlı olup, üzeri kasnaklı bir
kubbe ile örtülmüştür. İbadet mekânı altlı üstlü iki sıra halinde
pencerelerle aydınlatılmıştır. Ancak bu pencere düzeni yapılan onarımlar
sırasında özelliğinden uzaklaşmıştır. Mihrap ve minberi sanat tarihi
yönünden bir özellik taşımamaktadır.
Son cemaat yerinin yanında bulunan minaresi kare kaide üzerine yuvarlak tuğla gövdeli, tek şerefelidir.
Selçuklu Minaresi (Bergama)
İzmir
ili Bergama ilçesinde bulunan minare XIII.-XIV. yüzyıl başlarında
yapılmış bir mescide aittir. Mescit günümüze gelememiştir. Bu bakımdan
banisi ve yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber minare
Selçuklu üslubunun tüm özelliklerini yansıtmaktadır.
Taş kare kaide üzerine yuvarlak tuğla gövdeli olan minare lacivert,
firuze ve yeşil renkli sırlı tuğlalarla örülmüştür. Şerefe altı
mukarnaslı olup, petek kısmı taş ve tuğlalar karışık olarak örülmüş, 3–6
sıra tuğla tüm petek gövdesini kaplamıştır.
İncirli Mescit (Bergama) İzmir ili Bergama ilçesinde bulunan bu mescit yanındaki hamam ile
birlikte 1427 yılında yapılmıştır. Değişik zamanlarda yapılan
onarımlarla kısmen özelliğini yitirmiştir. Yakın tarihlerde önüne mimari
özelliği olmayan bir yapı eklenmiştir.
Cami kesme taştan, tuğla hatıllı olarak 6.20x6.20 m. ölçüsünde kare
planlı olarak yapılmış, üzeri tromplu, sekizgen kasnaklı merkezi bir
kubbe ile örtülmüştür.
Yanında bulunan minaresi dikdörtgen şeklinde kaide üzerine yuvarlak
tuğla gövdeli ve tek şerefelidir. Bu minare de yakın tarihlerde
yenilenmiştir.
Ansarlı Cami (Bergama) İzmir
Bergama ilçesi, Selçuk Mahallesi’nde bulunan bu caminin kitabesi
günümüze gelemediğinden yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır.
Kaynaklardaki bilgiye ve yapının mimari üslubuna dayanılarak 1544
yılında yapıldığı sanılmaktadır.
Kesme taştan yapılmış olan cami kare planlı olup, üzeri tromplu ve
sekizgen kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Caminin önündeki son cemaat
yeri iki sütunun ve yan duvar uzantılarının taşıdığı üç kubbe ile
örtülmüştür. Buradaki sütunlar birbirlerine sivri kemerlerle
bağlanmıştır.
Son cemaat yerinden girilen giriş kapısı yuvarlak kemerli olup, beyaz
mermerdendir. Caminin yanındaki minaresi taş kaide üzerine kesme taştan
yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir.
Caminin önündeki şadırvanı Roma dönemine ait bir lahitten yapılmıştır.
Hacı Hekim Camisi (Bergama) İzmir ili Bergama ilçesinde bulunan bu cami yanındaki arasta ile
birlikte Hacı Hekim tarafından 1513 yılında yaptırılmıştır. Değişik
zamanlarda onarım gören cami, orijinalliğinden büyük ölçüde
uzaklaşmıştır.
Kesme ve moloz taştan tuğla duvar örgülü cami kare planlıdır. Üzeri çatı
ile örtülmüştür. İbadet mekânı iki kemerli nişlerle iki sıra halindeki
pencereler ile aydınlatılmıştır. Mihrabı yuvarlak bir niş şeklinde olup,
minberi ahşaptandır.
Caminin yanındaki minare taş kaide üzerine çift sıra tuğladan yuvarlak gövdeli olarak yapılmıştır. Minare tek şerefelidir.
Kurşunlu Cami (Bergama) İzmir
ili Bergama ilçesinde bulunan bu cami kaynaklardan öğrenildiğine göre
1439 yılında yapılmıştır. Değişik zamanlarda yapılan onarımlarla XV.
yüzyıl mimari özelliğinden oldukça uzaklaşmıştır. Bu arada da caminin
önüne mimarisini gölgeleyen geniş saçaklıklı, ahşap bir son cemaat yeri
eklenmiştir.
Cami kesme taştan yapılmış olup, kare planlıdır. İbadet mekânının üzeri
9.20 m. çapında kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Mihrap yuvarlak bir
niş şeklinde olup, minberi ahşaptandır.
Yanındaki minaresi taş kaide üzerine tuğladan yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir.
Kulaksız Cami (Bergama) İzmir
ili Bergama ilçesinde bulunan bu caminin banisi bilinmemektedir. 1803
yılında eski bir yapının kalıntısı üzerine yapılmıştır. Caminin batı
yönündeki duvar eski yapıya aittir. Değişik dönemlerde yapılan
onarımlarla ve yakın tarihlerde önüne yapılan ilavelerle özelliğinden
büyük ölçüde uzaklaşmıştır.
Cami kesme ve moloz taştan dikdörtgen planlı olarak yapılmış olup, üzeri
ahşap bir çatı ile örtülmüştür. Mihrap ve minberi bir özellik
taşımamaktadır.
Caminin yanındaki minaresi kesme taş kaide üzerinde yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir.
Şadırvanlı Cami (Bergama)
İzmir
Bergama ilçesinde bulunan bu cami 155o yılında yaptırılmıştır. Önündeki
şadırvandan ötürü halk arasında Şadırvanlı Cami olarak tanınmaktadır.
Kesme taştan yapılmış olan cami kareye yakın dikdörtgen planlı olup,
ibadet mekânının üzeri tromplu sekizgen kasnağa oturan merkezi bir kubbe
ile örtülmüştür. Caminin önünde üç kubbeli bir son cemaat yeri
bulunmaktadır. Mihrap ve minberi sanat tarihi yönünden herhangi bir
özellik taşımamaktadır.
İbadet mekânı altlı üstlü iki sıra halindeki pencerelerle
aydınlatılmıştır. Yanındaki minaresi kesme taştan yuvarlak gövdeli ve
tek şerefeli olup, 1952 yılında yenilenmiştir.
Büyük Cami (Bornova)
İzmir ili Bornova ilçesinde bulunan bu caminin kitabesi
bulunmadığından ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı kesinlik
kazanamamıştır. Yapı üslubu Anadolu’daki erken dönem yapılarına
benzemektedir. Büyük olasılıkla bu cami Aydınoğulları döneminde
yapılmıştır. Ayrıca cami içerisinde Roma dönemine tarihlenen kompozit
sütunlar ve devşirme sütunlar da bulunmaktadır. Cami üzerindeki altı
mısralık bir kitabeden h.1153 (1740) yılında Seyyit Ali Ağa tarafından
onarıldığı öğrenilmektedir.
Kesme taş ve moloz taştan yapılmış olan cami kareye yakın dikdörtgen
planlıdır. İbadet mekânı mihraba paralel her sırada üçer tane olmak
üzere dört sütun dizisi ile beş sahna bölünmüştür. Caminin en ilginç
yönü mihrap önünde kubbeli bir bölümün olmasıdır. Bu plan şekli Anadolu
Selçukluları’na özgü bir plan şeklidir. Bunun benzerlerine Kayseri,
Erzurum ve Birgi ulu camileri ile Beyşehir’deki Eşrefoğlu Camisi’nde de
karşılaşılmaktadır. Bu plan şekli ile de Anadolu mimarisindeki ulu cami
plan tiplerinin bir tekrarıdır.
Caminin önündeki son cemaat yeri altı sütunun taşıdığı altı bölümlüdür.
Bu bölümlerin üzerleri kubbelidir. Cami içerisinde bezeme olarak dikkati
çeken bir elemana rastlanmamakla beraber minarede baklavalara ve derz
çizgileri ile karşılaşılmaktadır. Minaresi taş kaide üzerine yuvarlak
gövdeli, geometrik ve zikzak desenli olup, tek şerefelidir.
Büyük Cami’nin avlusunun kuzeybatısında türbe ve güneyinde de Darülkurra bulunmaktadır.
Fatih Camisi (Foça) İzmir
ili Foça ilçesinde bulunan bu caminin üzerinde iki ayrı kitabe
bulunmaktadır. Avlu kapısı üzerindeki kitabeden öğrenildiğine göre
Mustafa Ağa isimli bir kişi tarafından 1531 yılında, Fatih Sultan
Mehmet’in isteği üzerine Foça’nın Osmanlı topraklarına katılmasından
sonra yaptırılmıştır. Sonraki yıllarda Kanuni Sultan Süleyman’ın emri
ile, ancak padişahın ölümünden sonra 1569–1570 yılında yeniden
yaptırıldığı ibadet mekânına giriş kapısı üzerindeki kitabeden
öğrenilmektedir.
Cami bir sıra kesme taştan bir sıra tuğla hatıllı ve dikdörtgen planlı
olarak yapılmış, üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür. Caminin önünde
yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanmış altı sütunun taşıdığı bir son
cemaat yeri bulunmaktadır. Bu son cemaat yeri ibadet mekânını örten
çatının devamı ile örtülüdür. İbadet mekânına giriş kapısı yuvarlak
kemerli ve mermerden olup, üzerinde sağır bir kemer ve Kanuni Sultan
Süleyman’ın isteği ile yapıldığını belirten kitabe bulunmaktadır. İbadet
mekânı altlı üstlü iki sıra halinde ikişer pencere ile
aydınlatılmıştır. Bu pencerelerin alt sırasındakiler dikdörtgen, üst
sıradakiler de alçı vitraylıdır.
Mihrap yuvarlak bir niş şeklindedir. Caminin yanındaki minaresi kesme taş kaideli, yuvarlak gövdeli ve tek şerefelidir.
Kayalar Camisi (Foça)
İzmir
ili Foça ilçesinde, Fatih Camisi’nin 200 m. kuzeydoğusunda bulunan bu
caminin kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi ve banisi
konusunda kesin bilgi bulunmamaktadır. Bununla beraber yapının mimari
üslubundan XV.-XVI. yüzyılda yapıldığı, XIX. yüzyılda da minaresinin
yenilendiği anlaşılmaktadır.
Cami moloz taştan ve antik çağa ait devşirme taşlardan dikdörtgen planlı
olarak yapılmıştır. Üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür. İçten düz
tavanlı olan yapı değişik zamanlarda yapılan onarımlarla
orijinalliğinden oldukça uzaklaşmıştır.
Mihrap ve minberi sanat tarihi yönünden herhangi bir özellik taşımamakta
olup, geç devir bezemeleri ile süslenmiştir. Yanındaki taş kaide
üzerine yuvarlak gövdeli tek şerefeli minaresi XIX. yüzyıl mimari
üslubunu yansıtacak biçimde soğan kubbelidir.
Hafız Süleyman Mescidi (Foça)
İzmir
ili Foça ilçesinde bulunan bu cami kitabesinden öğrenildiğine göre Foça
Kalesi Dizdarı Kurt Hacı Mustafa tarafından 1548 yılında
yaptırılmıştır. Günümüze gelemeyen bu yapının yerine eski
kalıntılarından da yararlanılarak XIX. yüzyılın sonunda Hafız Süleyman
isimli bir kişi tarafından yeni bir cami yaptırılmıştır.
Cami I. Dünya Savaşı sırasında ibadete kapatılmış, uzun süre harap bir
durumda kalmış, 1992 yılında onarılarak yeniden ibadete açılmıştır.
Bugünkü cami kesme taş ve moloz taştan kare planlı olarak yapılmış olup,
üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür. Giriş kapısı önüne ahşap bir
sundurma eklenmiştir. İçten düz tavanlı olan ibadet mekânı içerisinde
sanat tarihi yönünden önemli herhangi bir bezeme bulunmamaktadır. İbadet
mekânı altlı üstlü pencerelerle aydınlatılmıştır. Bunlardan alt
sıradakiler dikdörtgen söveli olup, üst sıradakiler ise yuvarlaktır.
Fatih Sultan Mehmet Valide Camisi (Foça)
İzmir ili Foça ilçesinde Yeni Foça’da bulunan eski bir kilise Fatih
Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürülmüştür. Bundan sonra avlusuna
da taş bir minare ile bir de medrese yapılmıştır.
Kesme taştan yapılmış olan caminin içerisinde Roma döneminden kalma bir
sunak da vaaz kürsüsüne dönüştürülmüştür. Ayrıca avludaki MÖ. I. yüzyıla
ait bir lahit de günümüzde şadırvan olarak kullanılmaktadır. Değişik
zamanlarda yapılan onarımlarla cami özelliğini tümü ile yitirmiştir.
Yanında taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli tek şerefeli minaresi bulunmaktadır.
Cezayirli (Çerkez) Camisi (Menemen)
İzmir ili Menemen ilçesi, Kasımpaşa Mahallesi’nde bulunan bu cami halk
arasında Çerkez Camisi olarak tanınmıştır. Kitabesi bulunmadığından
yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Yalnızca abdest alma musluklarının
üzerinde bulunan bir kitabede caminin Cezayirli Mehmet Hoca tarafından
h.1152 (1730–1740) yıllarında tamir edildiği yazılıdır. Bunun yanı sıra
buradaki bir çeşmenin kitabesinde de Cezayirli Mehmet Hoca’nın h.1156
(1743) yıllarında bir çeşme yaptırdığı yazılıdır.
Bu durumda yapının XVI. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Geçirdiği
onarımlar nedeni ile de özelliğinden büyük ölçüde uzaklaşmıştır.
Çınarlı Camisi (Menemen) İzmir ili Menemen ilçesi, Tülbentli Mahallesi’nde bulunan bu cami
avlusundaki çınar ağaçlarından ötürü halk arasında Çınarlı Cami olarak
tanınmıştır.
Caminin kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi kesinlik
kazanamamıştır. Bununla beraber, avlunun güneybatı köşesindeki iki
cepheli çeşme üzerindeki kitabelerde h.1275 (1858–1859) tarihleri
bulunmaktadır. Bu çeşme ile cami arasında yapım tekniği ve malzeme
yönünden benzerlikler olduğu dikkate alınacak olursa, caminin de XIX.
yüzyılın ortalarında yapıldığı sanılmaktadır. Bunun yanı sıra çeşme
üzerindeki kitabede Çelebizade El Hac Mehmet Ağa’nın aynı zamanda
yapının mütevellisi olduğu yazılıdır. Buradan yola çıkarak caminin de
aynı tarihte ve aynı kişi tarafından yaptırıldığı düşünülmektedir.
Cami XIX. yüzyıl üslubunda kesme taştan yapılmış, kareye yakın
dikdörtgen planlıdır. Değişik zamanlarda yapılan onarımlarla da
özelliğinden kısmen uzaklaşmıştır.
Gazez Camisi (Menemen) İzmir ili Menemen ilçesi, Ahi Hıdır Mahallesi’nde, Belediye binasının
karşısında bulunan bu cami kitabesinden öğrenildiğine göre Mustafa bin
Mahmud tarafından h.983 (1575–1576) yılında yaptırılmıştır.
Klasik Osmanlı mimarisi üslubunda, kesme taştan kare planlı olan caminin
üzeri pandantifli merkezi bir kubbe ile örtülüdür. Giriş kapısı
üzerinde girift silmelerin bulunuşu ile Konya Alâeddin Cami avlusundaki
kümbetle benzerlik göstermektedir.
Mahkeme Camisi (Menemen)
İzmir ili Menemen ilçesi Pazarbaşı Mahallesi’nde bulunan bu caminin
kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır.
Yalnızca Evliya Çelebi bu cami ile ilgili bazı bilgiler vererek isminin
Mahkeme Camisi olduğunu belirtmiştir. Cami avlusunun batı girişinde
bulunan h.1275 (1858–1859) ve h.1324 (1906) tarihli iki onarım kitabesi
bulunmaktadır.
Cami halk arasında Mehmet Paşa Camisi ve Çivili Cami olarak da tanınmaktadır.
İsa Bey Camisi (Selçuk)İzmir
ili Selçuk ilçesinde, Ayasuluk Kalesi ile St. John Kilisesi’nin
bulunduğu tepenin batı yamacında olan bu cami, kapı üzerindeki
kitabesinden öğrenildiğine göre h.776 (1375) tarihinde Aydınoğlu İsa Bey
tarafından yaptırılmıştır. Mimarı Ali Bin Müşeymeş ed-Dımışki’dir.
Aydınoğlu İsa Bey’in vakfiyesi günümüze gelemediğinden bu cami ile
ilgili bilgiler eski gezginlerin yazdıklarından öğrenilmektedir. Evliya
Çelebi bu yapıdan söz ederken kitabesini de kaydetmiştir.
Kitabe:
“Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla bu mübarek caminin inşa edilmesini
büyük sultan, Millet fertlerinin maliki, İslam’ın ve Müslümanların
sultanı, Devletin, dinin ve dünyanın medarı iftiharı Aydınoğlu Mehmet
oğlu İsa emretti. Tanrı mülkünü ebedi kılsın. Ali İbni Dımışki yaptı ve
bunu Şevval ayının 9'unda ve 776 (1375) senesinde yazdı”.
Cami Selçuk’un (Ayasuluk) Osmanlı yönetimine girmesinden sonra önemini
yitirmiş ve cami de kendi haline terk edilmiştir. Zamanla harap olan bu
yapı XIX. yüzyılın sonlarında çok bakımsız duruma gelmiştir. XIX.
yüzyılın sonlarında bir süre kervansaray olarak kullanılmış, bu sırada
da yapıda bir takım değişiklikler meydana gelmiştir. Örneğin; güney
duvarındaki mihrap sökülmüş ve yerine bir kapı açılmıştır. XIX. yüzyılın
sonlarında kırılan, parçalanan mihrabın üst kısmı İzmir Kestanepazarı
Camisi’ne götürülmüş ve oradaki mihrabın üzerine yerleştirilmiştir.
Mihrap üzerindeki kitabe frizi de yine İzmir’e götürülmüştür. Ayrıca
kuzey ve doğu yönlerindeki kapılardan kitabeler başta olmak üzere mimari
parçaları da yerlerinden sökülmüştür. Bu kapıların kitabelerin XIX.
yüzyılın sonlarında İzmir’e götürüldüğü kaynaklardan öğrenilmektedir.
Yalnızca doğu kapısındaki kitabe Çorapkapı Camisi’nin mihrabı üzerine,
kuzey kapısı üzerindeki kitabe de Kestanepazarı Camisi’nin son cemaat
yerindeki pencere üzerine yerleştirilmiştir.
İsa
Bey Camisi Avusturya Arkeoloji Enstitüsü’nün Efes’te yaptığı kazı
çalışmaları sırasında G.Niemann 1895’te bu yapıyı da incelemiş ve küçük
çapta da olsa düzenleme çalışmaları yapılmıştır. Sonraki yıllarda Milli
Eğitim Bakanlığı ve İzmir Vakıflar Müdürlüğü 1934 yılında ortaklaşa bir
restorasyon çalışması yapmıştır. 1988 yılında ise Vakıflar Genel
Müdürlüğü yapıyı bir kez daha restore etmiş ve düzenlemiştir.
Yapının bulunduğu alanın bir yamaçta olması, kuzey ve doğu cephelerini
büyük ölçüde etkilemiştir. Bu nedenle de kuzey ve doğu cephelerinde çok
az sayıda pencere açılmıştır. Ancak yapının anıtsal görünümü düz bir
arazide bulunan güney ve batı cephelerinde açıkça görülmektedir. Batı
cephesinde diğer cephelerdeki kesme taş, kireç taşı ve devşirme malzeme
uygulanmamış, bütün yüzey düzgün devşirme bloklarla kaplanmıştır. Bezeme
yönünden de bu cephe diğerlerinden daha farklı görünümdedir.
Cami enine gelişen iki nefli bir ibadet mekânı ile buna kuzey yönünde
eklenen revaklı bir avludan meydana gelmiştir. Batı cephesinde cami ile
avlu duvarlarının birleştiği noktada anıtsal bir giriş kapısı
bulunmaktadır. Kapının iki yanında, zemin kısmında sıra halinde nişler
görülmektedir. Günümüzde camekânla kapatılan bu nişlerin aslında aptes
alma muslukları olarak kullanıldıkları sanılmaktadır. Bu nişlerin
üzerinde bulunan pencereler iki sıra halinde tüm cepheyi kaplamaktadır.
Böylece yapıya, alt sırada nişler, üst sırada da pencerelerle cephe üçlü
bir görünüm verilmiştir. Buradan iki yandaki merdivenlerle çıkılan
mermerden bir taç kapı yer almaktadır. Bunun üzerine de günümüzde
şerefeden yukarısı yıkılmış olan minare yerleştirilmiştir. Doğu
kapısının üzerinde de bu minarenin bir benzerine yer verilmiştir. Ancak
bu minare günümüze ulaşamamış, XVII. Yüzyıldaki gravürlerde de
görülmemektedir.
Giriş
kapısından dikdörtgen planlı, ortasında sekizgen bir havuz olan avluya
girilmektedir. Avlunun üç yönden revakla kuşatıldığı günümüze gelebilen
izlerden anlaşılmaktadır. Antik yapılardan buraya getirilmiş 12 sütun bu
bölümün revaklarla kuşatıldığının kanıtıdır. Geniş kemerlerle birbirine
bağlanan bu sütunlar ve duvarlardaki konsollar, tuğla kemer izleri,
revaklarının üzerinin örtülü olduğunu da göstermektedir.
Caminin ibadet mekânı 18.00x48.00 m. ölçüsünde dikdörtgen planlı olup,
ortasındaki sekizer metre aralıklarla dizilmiş dört granit sütunla iki
eşit sahna ayrılmıştır. Bunlar mihrap yönünde dik bir sahınla (transept)
kesilmiş ve ortaya çıkan birbirine eşit iki mekân yan yana 9.00 m.
çapında yüksek kasnaklı birer kubbe ile örtülmüştür. Sekizgen kasnaklı
olan bu kubbelerden birincisine Türk üçgenleri ile diğerine de
pandantiflerle geçilmiştir. Buradaki büyük sütunların antik limanın
yanındaki hamamdan getirildiği sanılmaktadır. Bu kubbelerin dışında
kalan bölümler çift meyilli çatılarla örtülmüştür.
İsa Bey Camisi Aydınoğulları dönemini yansıtan mimarisinin yanı sıra
bezemeleri ile de dikkati çekmektedir. Batı cephesindeki pencere ve
giriş kapısı üzerinde zengin ve renkli taş bezemelerle
karşılaşılmaktadır. Ayrıca pencerelerde geçme örnekleri ile düğümlü
geçmeler birlikte kullanılmıştır. İbadet mekânında mihrap önü kubbesi
mozaik çini tekniğinde yapılmış pandantifleri firuze, kahverengi ve koyu
mavi renkte çinilerle kaplanmıştır. Bu çinilerin arasına tuğlaların
yardımı ile altı köşeli yıldızlar ve altıgenlerden meydana gelen
geometrik bir bezeme meydana getirilmiştir.
İshak Bey Camisi (Selçuk)
İzmir
ili Selçuk ilçesinde, Aydın-İzmir yolu kavşağında bulunan bu caminin
yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber yapı üslubundan
XIV. yüzyılın başlarında Aydınoğulları döneminde yapıldığı
sanılmaktadır. Oldukça harap olan bu cami İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğü
tarafından 2005–2006 yılında onarılarak ibadete açılmıştır.
Cami kesme taştan tuğla hatıllı, kare planlıdır. İbadet mekânının üzeri
sekizgen kasnaklı kiremitli bir kubbe ile örtülüdür. İbadet mekânının
iki yan duvarında altlı üstlü birer pencere ile aydınlatılmıştır. Mihrap
yuvarlak bir niş şeklinde olup, dışarıya dikdörtgen çıkıntı yapmıştır.
Caminin son cemaat yeri sonradan eklenmiştir.
Cami içerisinde bezeme elemanına rastlanmamıştır. Caminin yanındaki
minaresi yapıdan ayrı olup, dikdörtgen taş kaide üzerine yuvarlak
gövdeli ve tek şerefelidir. Şerefe altında dönemine uygun mukarnaslar
görülmektedir.
Karakol Yanı Camisi (Selçuk)
İzmir
Selçuk ilçesinde bulunan bu caminin kitabesi günümüze gelemediğinden
yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Yakın tarihlerde onarılan caminin
mimari üslubundan Aydınoğulları döneminde, XIV. yüzyılda yapıldığı,
sonraki yıllarda da onarıldığı anlaşılmaktadır.
Cami kesme taştan tuğla hatıllı, kare planlıdır. Önünde iki sütun ve iki
payenin yuvarlak kemerlerle birbirine bağlandığı üç bölümlü bir son
cemaat yeri bulunmaktadır. Yuvarlak kemerli bir kapıdan içerisine
girilen caminin üzeri yüksek kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür.
Kasnağın üzerine sağır nişler yapılmıştır. Bu nişlerin içerisine de
yuvarlak kemerli küçük vitraylı pencereler yerleştirilmiştir.
Caminin iki yan duvarında dikdörtgen söveli, sağır kitabelikli ikişer
pencere bulunmaktadır. Bunların üzerinde de yuvarlak kemerli vitraylı
pencereler yerleştirilmiştir.
Mihrap yuvarlak bir niş şeklinde olup, çağına uygun bezemesi günümüze
gelememiştir. Caminin ibadet mekânının duvarına bitişik olan minaresi
kesme taş kaideli, tuğladan silindirik gövdeli ve tek şerefelidir.
Şerefe altına baklava motifleri ile bezeme yapılmıştır.