Limoni Co-Admin
Mesaj Sayısı : 6150 Rep Gücü : 14991 Rep Puanı : 44 Kayıt tarihi : 27/05/09
| Konu: Kestane Pazarı Üniversitesi C.tesi Kas. 27, 2021 11:42 am | |
| Kestane Pazarı https://www.milligazete.com.tr/haber/1073514/izmir-kestane-pazari-universitesinde-yaprak-dokumu22 Nis 2006Kestane Pazarı ayrıcalıklı bir camidir. Çünkü bu cami, binlerce talebenin dostu ve sırdaşı olmuştur. "Kestane Pazarı Üniversitesi" unvanını boşuna almamıştır bu Camii ve bünyesinde bulunan Kur an Kursu? İmam-Hatip ve Yüksek Öğretime Öğrenci Yetiştirme Derneği ve Kestane Pazarı Kur an Kursu, yıllar yılı bir irfan mektebi işlevi görmüş ve binlerce öğrencinin yetişmesine kaynaklık etmiştir.Her biri mümtaz kişilikler olan Ali Şendil, İshak Türe, Habib Görün, Şaban Düz, Fethullah Gülen, Mehmet Ali Sula, Ahmet Gün, Ali İpek, Hasan Er, İbrahim Kumru, Niyazi Kaya, Halit Korkusuz, Ferit Okumuş gibi daha nice hoca efendiler, sanki hâlâ Kursun küçük odasında toplantı yapıyor, sohbet ediyorlardır. İzmir in meşhur işadamlarından Ali Rıza Güven ise kursun bütün sorumluluğunu üstlenerek zarif bir biçimde öğrencilere hitap etmektedir. İsmail Türe, Derneğin yazıhanesinde oradan oraya koştururken, Erdoğan Bey rahat haliyle tebessümünü sürdürmektedir. Abdullah Aymaz lar, Mehmet Binici ler öğrencilere ağabeylik yapmaktadır. Latif Erdoğan, Latif Kesmeci, Vehbi Yıldız, Tacettin Gündüz, Latif Ünal, Recep Uzunallı ve daha niceleri yine ağabeylik yapan öğrenciler arasındadır. Öğrencilerden bazıları ise çoraptan yaptıkları topla ikindi sonrası müthiş zevkli bir futbol maçına koyulmuşlardır. Herkesin Raif Amcası olan Raif Cilasun ise iyice ağarmış sakalının çevrelediği sevimli yüzüyle her konuda öğrencilere rehberlik etmektedir. Anlamadığı iş olmayan mahir usta Niyazi Ağabeyi de unutmamak gerekir.Merdivenlerden dış kapıya yöneldiğinizde kitapçı Turan Beyle karşılaşırsınız. Her daim güleç yüzlüdür. Cami avlusunun büyük kapısının hemen önünde ise Hacı Yakup amca sanki hâlâ limon satmaktadır.*Geçenlerde İzmir e gittim. Yoğun koşturmacadan sonra vakit bulup, önce Mezarlıkbaşına, oradan da Havra sokağından geçerek "Kestane Pazarı Üniversitesine" uğradım. Cami avlusunda yaşlı bir dostla karşılaştım. Bir süre sohbet ettik. Hüzün yağmurları yağmıştı Kestane Pazarı Üniversitesinin üzerine? Sanki o çok değerli Hocaların çoğu, Camiyle arasında 200?300 metre bulunan Mezarlıkbaşı semtine vasıl olmuşlardı. Ali Şendil, İshak Türe hocalar erken gidenlerin kervanına katılmışlardı. Habib Hoca en son Konya müftülüğünden emekliye ayrılmıştı. Fethullah Gülen Hoca Amerika daydı ve hastaydı. Mehmet Ali Sula Hoca iyice yaşlanmış, Ahmet Gün Hoca hastalıkla uğraşıyordu. Hasan Er Hoca Konya daki köyüne geri dönmüştü. Niyazi Hoca Hakk a vasıl olanlara dâhil olmuştu. Ali İpek Hoca ise köyünde hutbe okurken yine rahmet-i Rahmana kavuşmuştu? Hacı Raif Cilasun Amca ise geride pek çok roman bırakarak ötelere yürüyeli çok olmuştu. Dernek başkanı Ali Rıza amcanın gözleri artık durmuştu. Kitapçı Turan ağabeyin sakalında beyazlanmadık yer kalmazken, limoncu Hacı Yakup Amca ötelere gidişinin üzerinden yıllar geçmişti. Geçen hafta Cuma günü ise yüzlerce öğrencinin yetişmesinde büyük emeği olan muhterem Şaban Düz Hocaefendi son yolculuğuna uğurlanmıştı?Yaşlı dostla vedalaşıp Kestane Pazarı Camiinden çıkıp Kemeraltı Caddesinde yürümeye başladım. Hem de melül ve mahzun bir yürüyüşle. Gidenlere Rabbimizden rahmet, kalanlara sıhhat ve afiyet istemeyi ihmal etmeden yürüdüm. Kordonboyunda bir süre körfezin sularını seyrettim. Hiç de sevimli gelmedi Kordonboyu? Dostlar olmayınca sevimli gelmiyordu şehrin yüzü. Şehirleri çekici ve cezp edici kılan dostların varlığıydı. Bazı dostları görmek istedimse de güç yetiremedim. Tire Akıncılarından Ali İhsan Ağabeye, kadim dostum Osman Yurdabakan a fatihalar göndererek yürüdüm? İzmir eski İzmir değildi? Benim şehrim olmaktan uzaktı. Konak Meydanı ndan geçerken duvarlarına Akıncıların afişlerini yapıştırdığımız, sloganlarla donattığımız duvarların yerinde yeller esiyordu.Galip Dedenin "Ah minel aşk ve halatihi?"mısralarını terennüm ederken, Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslâm-Türk Edebiyatı Profesörü Halil İbrahim Şener Hocayı düşündüm? Muhterem Şener Hoca da iki ay kadar önce gidenlerin kervanına katılmıştı? Yine payıma onmazlık ve olumsuzluk düşüyordu? Ötelere giden Şair Ömür Çelikdönmez demek ki, "Değirmen" başlıklı şiirindeki şu mısraları boşuna yazmamıştı: "Şehrin yıkık çarşısında/ Susuz kuyunun başında/Yas tutan bir güvercin/ Zamanı gelince ölmenin/ Hüznünü gönlüne gömer?"Satır arasında zamanın dergâhında yürümek kolay değildi? Zamanın seyir defterinden parçalar ya da anılar derlemek, insanı onulmaz bir yalnızlığa ve yoksulluğa sürüklüyordu? Hayat dur durak bilmeden kayıt düşüyordu ölüm gerçeğini şehrin alnına yapıştırarak? Bu şehir ki umutların boy verdiği şehirdi. Menekşelerin taze rüyalara ve baharlara yataklık ettiği şehir?İstanbul a doğru hızla ilerleyen bir otobüste, benim payıma yalnızca gözlerimde biriktirdiğim gözyaşı yağmurlarını akıtmak kalıyordu. Gözyaşı yağmurları onulmaz yaralara bir dermandı sanki?22 Nis 2006
"İzmir Kestane Pazarı Üniversitesinde" yaprak dökümü "İzmir Kestane Pazarı Üniversitesinde" yaprak dökümü? Salih Tanrıbuyruğu Hocaefendi ali tosun hoca fethullah gülen | |
|
Limoni Co-Admin
Mesaj Sayısı : 6150 Rep Gücü : 14991 Rep Puanı : 44 Kayıt tarihi : 27/05/09
| |