KUTLU FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
KUTLU FORUM

Bilgi ve Paylaşım Platformuna Hoş Geldiniz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 komisyon simsarlık emlakçılık galericilik avukatlık caizmi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Limoni
Co-Admin
Limoni


Mesaj Sayısı : 6150
Rep Gücü : 14991
Rep Puanı : 44
Kayıt tarihi : 27/05/09

komisyon simsarlık emlakçılık galericilik avukatlık caizmi Empty
MesajKonu: komisyon simsarlık emlakçılık galericilik avukatlık caizmi   komisyon simsarlık emlakçılık galericilik avukatlık caizmi Icon_minitimePaz Eyl. 11, 2022 2:17 pm

müşterinin cahilliğinden istifade ederek fahiş fiat almak

üretici ve tüketicileri zarara uğratarak kendi büyük almak



avukatlık haksız suçluyu savunmamak
Benim fikrim kişinin düştüğü zorluktan fırsatla fahiş fiat almamak şartıyla avukatlık caizdir bu resmen soygun ve sahtekarlıktır

https://www.youtube.com/watch?v=c7FJyCxTuxw&ab_channel=DiyanetTV




avukatlık haksız suçluyu savunmamak
Benim fikrim kişinin düştüğü zorluktan fırsatla fahiş fiat almamak şartıyla avukatlık caizdir bu resmen soygun ve sahtekarlıktır


https://www.youtube.com/watch?v=ZwFxTiXv5-0&ab_channel=L%C3%A2leg%C3%BClTV




NARH
نرخ

Fiyat takdir edilmesi ve sınırlandırılması anlamında fıkıh terimi.





Hz. Peygamber, 8. yılın (629) başlarında Medine’de yaşanan gıda maddeleri sıkıntısı sebebiyle aşırı artan fiyatları sınırlaması yönündeki talebi satıcılara haksızlık olacağı gerekçesiyle geri çevirmiştir (İbn Mâce, “Ticârât”, 27; Ebû Dâvûd, “Büyûʿ”, 49; Tirmizî, “Büyûʿ”, 73;
arzın talebi karşılamadığı o özel ortamda serbest rekabet sonucu teşekkül eden fiyatlara müdahaleyi isabetli bir iktisat politikası olarak görmemiştir; dolayısıyla narhtan kaçınmış, fakat bütünüyle yasaklamamıştır.


İHTİKÂR
الاحتكار

Karaborsacılık, istifçilik, vurgunculuk ve tekelcilik anlamında bir terim.




Genelde insanların ihtiyaçlarını sömürerek az emekle kolay kazanç sağlama arzusuna dayanan ihtikâr, özellikle zorunlu tüketim maddeleri söz konusu olduğunda ihtiyaç sahiplerinin, neticede de toplumun zarar görmesine sebebiyet vereceği gibi uzun müddet devamı halinde sosyal bunalımlara yol açabilir. Bu sebeple ihtikârın İslâm’da olduğu gibi önceki dinlerde de yasaklandığı görülmektedir. Meselâ Talmud’da meyve, zeytin ve un gibi temel gıda maddelerinin ihtikârı yasaklanırken kimyon, kara biber vb. baharatlarda böyle bir yasaklamaya ihtiyaç duyulmamıştır. Ayrıca normal şartlarda çiftçinin kendi ürününü satmayıp bekletmesi câiz görülürken bu davranış kıtlık zamanları için yasaklanmıştır. Yokluk dönemlerinde temel gıda maddelerinin Filistin dışına çıkarılmasına da izin verilmemiştir (The Babylonian Talmud: Baba Bathra, s. 90b-91a).
 İhtikârın, dinen çirkin ve kötü bir davranış olarak kabul edilmekle birlikte haram mı yoksa mekruh mu olduğu İslâm hukukçuları arasında tartışmalıdır. Görüş ayrılığı kısmen ihtikârın tanımından, kısmen de sıhhat ve mahiyeti üzerinde uzlaşmaya varılamayan nasların zâhiriyle şâriin maksadı arasındaki tercih farkından kaynaklanmaktadır. Mâlikîler, Hanbelîler, Zâhirîler, Zeydîler, İbâzîler ve Şâfiîler’in çoğunluğu ile İmâmiyye’nin meşhur olan görüşüne göre ihtikâr haramdır. Ayrıca büyük günahlardan olduğu da belirtilmekle birlikte (İbn Hacer el-Heytemî, I, 234), bu konuda bir ayırıma gidilerek kıtlık yaratmak için yapılan ihtikârın dinî sorumluluğunun fiyat artışı beklentisiyle yapılana göre daha büyük olduğu da ifade edilir. İhtikârın haram olduğunu söyleyenler, İslâm’da zulmün ve başkalarına haksız şekilde zarar vermenin haram oluşundan hareket ederler. Hac sûresinin 25. âyetinde geçen ve azapla cezalandırılacağı haber verilen “ilhâd”, bazı müfessirlerce bilhassa Mekke’de yapılan ihtikâr şeklinde tefsir edilmiştir (Fahreddin er-Râzî, XXIII, 25; Ebü’l-Fidâ İbn Kesîr, V, 412). İhtikârı haram sayan fakihler, bu delillerin yanı sıra özellikle muhtekiri nefretle anan hadislere dayanmaktadırlar. Bu tür hadislerde karaborsacı günahkâr, sapkın, Allah’ın hükmüne isyan eden, Allah’ın zimmetinden uzak -ki bu ifade genelde Kur’an’da müşrikler için kullanılır-, mel‘un, cüzzam ve iflâsa müstahak, katil ve cehennemlik, elîm bir azaba duçar, mülhid, soygunculukla elde ettiği bu kazancını sadaka olarak bile verse kabul edilmeyen kimse, fiyatlar yükselince zevklenen, düşünce üzülen kötü bir kul şeklinde tanıtılarak ağır bir dille kınanır (Müsned, I, 21; II, 33; V, 27; Müslim, “Müsâḳāt”, 129, 130; İbn Mâce, “Ticârât”, 6; Ebû Dâvûd, “Menâsik”, 89; “Büyûʿ”, 40, 47; Tirmizî, “Büyûʿ”, 40; Hâkim, II, 12; Şevkânî, V, 249).
Hanefîler, delilin zannîliği ve kamu zararından hareketle ihtikârı tahrîmen mekruh sayarken bazı İmâmiyye, İsmâiliyye ve Şâfiî hukukçuları mekruh olduğunu söylemektedir. Şâfiîler’den Necîb el-Mutîî, tüketim maddelerinde zarûriyyât ve kemâliyyât ayırımına giderek birinci gruba giren malların istifçiliğinin icmâ ile haram, ikincisine girenlerinkinin ise mekruh olduğu şeklinde bir genellemede bulunduktan sonra bazı özel durumlarda yokluğu insanların ölümüne sebebiyet verebilecek maddelerin -meselâ şiddetli soğuklarda giyecek, savaş esnasında askerî levazımat gibi- ihtikârının da haram sınıfına sokulabileceğini belirtmektedir (Nevevî, XIII, 46). İmâmiyye’den Şehîd-i Sânî ise ihtikârı arzın talebi karşılaması halinde mekruh, aksi takdirde haram telakki etmektedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
komisyon simsarlık emlakçılık galericilik avukatlık caizmi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KUTLU FORUM :: İslami ilimler ve dini kültür :: Fıkıh -İlmihal-
Buraya geçin: