Limoni Co-Admin
Mesaj Sayısı : 6150 Rep Gücü : 14991 Rep Puanı : 44 Kayıt tarihi : 27/05/09
| Konu: Ettehıyyatü duasının kaynağı Perş. Eyl. 14, 2023 1:24 pm | |
| https://www.suleyman-ates.com/index.php?option=com_content&view=article&id=1040:tahyyat-sall-bark-okuma-art-mi&catid=64:mays-2014&Itemid=46
Hadis Kitaplarının dualar bölümünde Peygamber’in, namazın oturuşlarında, secdelerinde yaptığı duâları tesbit etmişlerdir. İşte bunlara göre Peygamberimizin, oturuşlarda şöyle duâ ettiği anlaşılmaktadır: "Et-tehiyyâtu lillâhi va'salâvâtu va't-tayyibâtu esselâmu aleynâ ve alâ ibâdillâhi's-sâlihîn ve rahmetullahi ve berekâtuh. Eşhedu en-lâilâhe illallah. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2930076Tahiyyat Duası ile İlgili Rivâyetlerin İsnad ve Metin Tahlili Turkish Academic Research Review 8/1 (2023)Mustafa AYDINSonuç Bölümü İslam dininin en önemli ibadetlerinden birisi olan namazda okunan bazı dualarda rivâyetlerden kaynaklı mezhepler arası birtakım farklılıklar bulunmaktadır. Bu dualardan bir tanesi de Tahiyyat duasıdır. Bu duanın okunuş şekli ile ilgili olarak Hanefî ve Hanbelî mezhepleri Abdullah b. Mes‘ûd rivâyetiyle, Şâfiî mezhebi Abdullah b. Abbâs rivâyetiyle, Mâlikî mezhebi ise Hz. Ömer rivâyetiyle amel etmektedir. Çalışmada Tahiyyat duası ile ilgili rivâyetler, Sahihayn ve Mâlikî mezhebi de dikkate alınarak el-Muvatta özelinde isnad ve metin yönünden incelenerek değerlendirilmiştir. Ayrıca bu rivâyetlerin yanında Müslim’de Ebû Mûsâ el-Eş‘arî’den nakledilen bir rivâyet daha bulunmaktadır. Abdullah b. Mes‘ûd rivâyeti hem Buhârî ve hem de Müslim’de nakledilmektedir.Dolayısıyla müttefekun aleyhtir. Abdullah b. Abbâs ile Ebû Mûsâ el-Eş‘arî rivâyetleri ise sadece Müslim’de, Hz.Ömer rivâyeti de el-Muvatta’da yer almaktadır. Abdullah b. Mes‘ûd rivâyeti, Buhârî’de yedi ayrı isnadla, Müslim’de ise beş ayrı isnadla, Abdullah b. Abbâs rivâyeti, Müslim’de üç ayrı isnadla, Ebû Mûsâ el-Eş‘arî rivâyeti ise Müslim’de beş ayrı isnadla, Hz. Ömer rivâyeti de el-Muvatta’da bir isnadla nakledilmektedir. Rivâyetlerin tamamının senedleri incelendiğinde râvîlerin genel itibariyle cerh ve ta‘dil âlimlerince güvenilir kabul edildikleri, haklarında birtakım tenkit unsuru bulunan râvîlerin ise rivâyetlerini reddedecek düzeyde bir ağır cerh ifadeleri bulunmadığı görülmektedir. Ayrıca her bir rivâyet gerek kendi içerisinde ve gerekse Tahiyyat duası bağlamında diğer rivâyetlerle bir bütün olarak değerlendirildiğinde, içerdikleri anlam bakımından bir zıtlık içermemesi, aksine birbirlerini destekler durumda olması bu açıdan önemlidir. Dolayısıyla bu husus râvîlerin, rivâyeti usulüne uygun naklettiklerini ve güvenilir olduklarını da ortaya koymaktadır. Bütün bunların yanında gerek müttefekun aleyh oluşu gerekse diğer rivâyetlere göre daha çok isnada sahip olması ve isnadda yer alan râvîlerin güvenilirlik durumları dolayısıyla Abdullah b. Mes‘ûd rivâyeti en sağlam rivâyettir. Abdullah b. Mes‘ûd, Abdullah b. Abbâs ve Ebû Mûsâ el-Eş‘arî rivâyetleri merfû iken, Hz. Ömer rivâyeti mevkûftur. Bununla birlikte metin yönündenbakıldığında rivâyetler arasında çok ciddi düzeyde farklılıklar bulunmadığı ve bir uyum olduğu, özellikle Tahiyyat duası kısmında aralarında anlamı bozmayacak bir iki ilave lafız ve harf ile kelimelerin yer değişikliği dışında bir fark bulunmadığı görülmektedir. Mezheplerin rivâyetleri tercih noktasında da Hanefîler açısından Abdullah b.Mes‘ûd rivâyetini tercih sebebi olarak, rivâyetin sıhhat durumu yanında özellikle Kûfe ve Abdullah b. Mes‘ûd isminin etkili olduğu ifade edilmektedir. Nitekim yapmış olduğumuz isnad tahlilinde de görüldüğü gibi Abdullahb. Mes‘ûd rivâyetinin râvilerinin neredeyse tamamına yakınının Kûfeli olması bu durumu onaylamaktadır. Bunun yanında Hanbelîler içinse hem isnad açısından en sağlam ve hem de râvî sayısının daha fazla olması gösterilmektedir. Ehl-i hadis Ekolü’nün önemli temsilcilerinden olan Hanbelîlerin bu tercihi ekollerinin hadis tercih kriterleri dikkate alındığında daha iyi anlaşılmaktadır. Ehl-i hadis Ekolü’nün bir diğer önemli temsilcisi durumundaki Şâfiîler için rivâyetin isnad ve sıhhat durumu dikkate alınarak Abdullah b. Mes‘ûd rivâyeti yerine Abdullah b. Abbâs rivâyetini tercih etmelerinin sebebi Kur’ân’a da daha uygun olduğu ifade edilen ve diğerrivâyetlerde yer almayan “el-mübârekât” lafzı yanında Hicaz ve Abdullah b. Abbâs isminin etkili olduğu belirtilmektedir. Yapmış olduğumuz isnad tahlilinde de görüldüğü gibi rivâyetin ortak râvîlerinin Mekke’de doğması veya ikamet etmesi bu durumu desteklemektedir. Farklı konulardaki rivâyetlerde de isim, bölge ve ekol kaynaklı bu tercih durumu dikkat çekmektedir. Bu husus göz önünde bulundurulduğu takdirde Şâfiîlerin tercihi daha iyi anlaşılmaktadır. Mâlikîler için Hz. Ömer rivâyetini tercih etmelerinin sebebi olarak da Hz. Ömer’in bu rivâyeti sadece Hz. Peygamber’den öğrenmiş olabileceği ve minberde bu duayı bilmeyen insanlara öğretirken orada bulunan ve bu duayı bilen sahâbîlerden hiç kimsenin ona itiraz etmemesi gösterilmektedir. Ebû Mûsâ el-Eş‘ârî rivâyetini ise Basralıların naklettiği kaydedilmiş olmakla birlikte tespit edilebildiği kadarıyla yukarıda adı geçen mezheplerin kitaplarında kendilerinin bu rivâyetle amel ettiklerine dair bir bilgiye rastlanmamıştır. Rivâyetlerin içerdiği Tahiyyat duası ile ilgili farklı okunuş şekillerine bir bütün olarak bakıldığında anlamsal açıdan birbirlerine benzedikleri görülmektedir. Buradan hareketle “Şu rivâyet daha sağlam onun tercih edilmesi gerekir, diğerleri isabetli olmaz” gibi bir yaklaşımda bulunmaktan ziyade -zaten diğer rivâyetlerin sıhhat durumu da ortadadır- mezheplerin farklı okuyuş şekillerini, onların kendi belirlemiş oldukları usûlleri göz önünde bulundurarak değerlendirmek doğru olacaktır. Namazın kılınışı esnasında mezheplerin tercih etmiş olduğu rivâyet kaynaklı farklı bazı uygulamalar, vitir namazının kılınış şekli, iftitah tekbiri dışında namazda ellerin kaldırılması gibi dışarıdan bakıldığında görülebildiği gibi, bazıları ise Tahiyyat duasının okunuşunda olduğu gibi herhangi bir hareket olmadan sessiz bir şekilde okunduğundan dolayı insanlar arasında çok dikkat çekmemiştir. Bundan dolayı da halk arasında pek fazla ihtilaf konusu olmamıştır. Yukarıda görüldüğü gibi daha ziyade mezheplerin uygulamaları noktasında âlimler tarafından rivâyetlerin tercih sebebi gibi hususlarda tartışılmıştır. Bununla birlikte Şâfiî mezhebine mensup kardeşlerimizin yoğun olarak bulunduğu bölgelerimizde yaşamış olduğumuz tecrübeye dayanarak şu hususu hatırlatmakta da fayda vardır. Özellikle Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitabı hazırlanırken Tahiyyat duasının okunuş şekli ile ilgili olarak Şâfiî mezhebinin tercihinin de dikkate alınması ve kitapta bu dua metnine de yer verilmesi gerekmektedir. Çünkü kitapta yer alan Hanefî mezhebinin tercih ettiği Tahiyyat duasını okuyan bir öğrencinin ilk sorduğu, bu duanın kendi okudukları duadan farklı olduğu ve hangisinin doğru olduğu sorusudur. Buna cevaben de bu duanın okunuş amacının aslında Yüce Allah’ı ta‘zim, Nebîsi’ne selam ve Kelime-i şehâdeti ifade etmek olduğunun anlatılması yanında her iki okuyuş şeklinin de doğru olduğunun belirtilmesi faydalı olacaktır | |
|