KUTLU FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
KUTLU FORUM

Bilgi ve Paylaşım Platformuna Hoş Geldiniz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Posta Kutusundaki Mızıka'dan -1/2- Ali Ural

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Limoni
Co-Admin
Limoni


Mesaj Sayısı : 6111
Rep Gücü : 14922
Rep Puanı : 44
Kayıt tarihi : 27/05/09

Posta Kutusundaki Mızıka'dan -1/2- Ali Ural Empty
MesajKonu: Posta Kutusundaki Mızıka'dan -1/2- Ali Ural   Posta Kutusundaki Mızıka'dan -1/2- Ali Ural Icon_minitimeSalı Şub. 23, 2010 7:54 pm

Posta Kutusundaki Mızıka'dan -1/2-

posta kutusundaki mızıka'dan -1/2- A. Ali Ural

YouTube - posta kutusundaki mızıka'dan -1/2-



posta kutusundaki mızıka'dan 2/2

YouTube - posta kutusundaki mızıka'dan 2/2

Posta Kutusundaki Mızıka'dan -1/2- Ali Ural 2637429lgqz3

Sevgili Dost;
Bildiği şehirlerden bilmediği şehirlere, bildiği yüzlerden bilmediği yüzlere sığınmayı aklından geçirmemiş kaç insan vardır? Garların, terminallerin ve limanların dev mıknatıslara dönüştüğü saatlerde bedenlerini kaptırmayanlaar, ruhlarının bir otobüs koltuğuna, bir gemi çapasına, bir lokomatif tekerleğine yapışmasını önleyebilmişler midir?
"Başımı alıp gitmek istiyorum" cümlesi kimbilir hayatımızın kaç kilidini kurcalamış, açayım derken kaç yeni kapı örtmüştür üstümüze. Arkaya bakmamayı başarabilenler, acaba gittikleri yere başlarını götürmeyi başarabilmişler midir?
"Tebdil-i mekanda ferahlık vardır" diyenler, aslında "tebdil-i kan"ı mı kasdetmişlerdir?


Sevgili Dost;
"Kalbimi alıp uzaklara gitmek istiyorum" Çünkü aklım hep kurcalanacak.
"Kalbimi alıp"; çünkü kalbim değişen kanı karşılayacak. "Uzaklara"; çünkü gazeteler mürekkep, radyolar ses, televizyonlar renk yapmak istiyorlar onu. "Gitmek istiyorum"; çünkü gitmek kalmaktan daha pullu : bir gece kıyafeti gibi ışıl ışıl parlıyor tenimiz. Bir gece, kıyafeti gibi soyuyor gurbetini.


Sevgili Dost;
"Garip, Şam'daki Yemendeki garip değil, garip mezardaki ve kefendeki gariptir" demiş Araplar. Ne garip!
"Garibin yüzü soğuk olur " demiş türkler. Ne garip!

Eskimolar güneşin gurbetçi olduğu düşünmüşler. Çinliler küçük beyaz bir taşın bir çuvak pirinç içinde kaybolduğunu... Ne garip!


Sevigli Dost;
Hafız : "Hiçbir yol yoktur ki sonu olmasın" demiş ama ne çıkar! Bizim otobüslerimizin aynalarında hala, "ömür biter yol bitmez" yazıyor. "Düz yolda da sürçer insan " deyince Çehoc,

Aşık Dertli cevap veriyor :

"Doğru gitsem yollar komaz/Bükük yollar boynum gibi"

Sevgili Dost;
Uçak sürüleri havalanıyor yerden. trenler, sihirbazların ipleri gibi oynuyor. denizi yakıyor ütülerden tekneler. perdeler sarkıyor otobüslerden.


Sevgili Dost;
İnsan tekerleği bulduğu zaman başına neler geleceğini bilseydi, bakmadan arkasına yuvarlardı onu ıssız bir yere. insanın elinden gelseydi, düğümlerdi yolları ıssız bir yerde


Sevgili Dost;
Kalbimi alıp, uzaklara gitmek istiyorum...


Posta Kutusundaki Mızıka - Ali Ural

-Sevgili Dost,
İnsan tekerleği bulduğu zaman başına neler geleceğini bilseydi, bakmadan arkasından yuvarlardı onu ıssız bir yere.İnsanın elinden gelseydi,düğümlerdi yolları ıssız bir yerde.


-Sevgili Dost,
İnsan her zaman aynı şeyleri görürse, bunu yaşamının tabii bir parçası gibi görmeye başlarmış, aykırı olsa bile...

-Sevgili Dost,
Eğer yeryüzündeki bütün elleri bir masanın üzerine koysalar, elini bulabilirdim onların içinden...

-Sevgili Dost,
Kalbinin hala güneş görmemiş tenler kadar beyaz olduğunu biliyorum...

-Sevgili Dost,
Birbirlerine hoş ve faydalı görünmedikleri gün birbirlerini artık sevmeyen dostlarla ne işimiz var bizim?

-Sevgili Dost,
Acaba türümüzün en önemli özelliklerini taşıyor muyuz? İNSAN denince hatırlanıyor muyuz??

-Sevgili Dost,
Bana öyle bir kelime söyle ki eksilmesin...

-Sevgili Dost,
Nedir seni uykularından vazgeçirecek olan şeyler?

-Sevgili Dost,
Frankeştayn'ın yaratığı değil, ALLAH'ın kulu olmak ne güzel...
Ne güzel "ALLAH en büyüktür" sözü...

-Sevgili Dost,
Kalpler ALLAH'ı anmakla değil, ok saplamakla huzur buluyor şimdi...

-Sevgili Dost,
Ne zaman televizyonun düğmesini kapatacaksın?
Ne zaman açacaksın "Kitab"ı...

-Sevgili Dost,
Birileri tarafından sürekli izlendiğini düşünmek bie delilik belirtisidir de, biri tarafından izlenildiğini düşünmemek neyin belirtisidir? Sevgili Dost, ALLAH her şeyi bilir...

-Sevgili Dost,
Bir körün parmak uçları kadar hassasına az rastlanır kalbin...


-Sevgili Dost;

Kuş omzumdan uçtu. Çocukken yaramazlıklarımı anneme kuşların söylemesini neden yadırgamışım bilmiyorum. Kuşlar söylüyor çünkü.

Geçen sabah senin üzüntülü olduğunu söylediler.Dokunsalar ağlayacakmışsın.Dokunmamışlar yinede ağlamışsın.Dostun gözünden akan bir damla yaşın yeryüzündeki bütün gölleri tuz gölü yaptığını bilmez gibi.Gül ki,acılaşmasın göller.Göl ki;orada demirli kayığımız..

A. Ali Ural

sevgili dost;
"kalbimi alıp uzaklara gitmek istiyorum"***

….

şimdilerde alıp kalbimi, alıp yalnızlığımı gitmek istiyorum..

uzaklara…

ötelere…

en kadîm dostumun omzuna yaslanıp, ellerimi onun avuçlarına koyup şefkatini okumak istiyorum gözlerinden…uzağa yakın halimle yaşamayı sevisim, ötelere olan özlemimden olsa gerek. gözlerimin ötelere hayranlığı, yüreğimin ötelerde özlem giderdiğinden olsa gerek.

sevgili dost,

şimdilerde yüreğimin kuytusuna çekilip, dünyanın telaşlarını unutmak ve zihinlerde unutulmak istiyorum.. setreyleyen’in üzerime bir yokluk perdesi çekmesini diliyor yüreğim belki de, belki de ben setreyliyorum telaşlarımın karanlğıyla yüreğimi.. susturuyor cılız bileğim, içimin cılız sesini; dilim ki sükûtumun katili.

sevgili dost,

susmalı ve gitmeli, gidebilmeli…

ardına bakmadan, cesurca; yâr hatrına, yâr’in yanına…


/ dostum,


basak,


şarda yağmur var…


sessizce, konuşan yüreklerimizi dinlediğimiz günleri özlüyorum.


aldırmadan damlalara cemal gürsel’i adımlamayı istiyorum, yeniden..


kalbimi alıp giderken ötelere, adın dilimde dua olacak bilesin…


nokta!/


***ali ural / posta kutusundaki mızıka

Posta Kutusundaki Mızıka (12.mektup)


[URL="https://www.youtube.com/watch?v=FJKTSJa5hvU"]YouTube - posta kutusundaki mızıka (12.mektup)[/URL]

Sevgili Dost;
"Kalbimi alıp uzaklara gitmek istiyorum" :''(


[URL="http://imageshack.us/"]Posta Kutusundaki Mızıka'dan -1/2- Ali Ural Postakutusundakimzka0vq[/URL]

Sevgili Dost,
Rejisör bir filmde rol almak isteyen genç kıza; “Eğer iki kelimeyi istediğim gibi söyliyebilirsen, sana rol verebilirim” demiş, genç kız da; “Tabi söylerim. Nedir bu iki kelime?” diye sormuştu. Rejisör: “Sadece üç kere bana ; ‘Gel buraya!’ diyeceksin. ” demiş, genç kız, bundan daha kolay ne var, diye düşünürken, rejisör konuşmaya devam etmişti.
“Birincisinde sevgilinle bir münakaşadan sonra ona artık ayrılman gerektiğini söylüyorsun o başı eğik kapıya doğru giderken, ceketinin cebinde tabanca olduğunu farkediyorsun. Hayatına son vereceğini seziyor, birdenbire onun senin için her şey olduğunu anlıyor ve büyük bir pişmanlikla:
- ‘Gel buraya!’ diyorsun.
“İkinci olarak, kendini küçük bir çoçuğun annesi yerine koyacaksın. Çoçuk dört yaşındadır. Sen ona bayramlık elbislerini giydirmiş, balkonda oturmasını, hiçbir yere gitmemesini sıkı sıkıya tembih etmişsin. Sana itaat etmiyor ve sokağa fırlıyor. Tam o sırada köşede bir kamyon belirliyor ve çoçuk bir anda yere düşüp çamurlara bulanıyor. Allahtan ezilmiyor. Sen dehşet içindesin. Bir yandan Allah’a şükrederken, diğer yandan sana itaat etmediği için çoçuğa son derece kızgınsın. İşte bu duygularla ona:
- ‘Gel buraya!’ diyorsun
” Son olarak da, bir tacirin karısısın. Kocan iflas etmiş. Evin dışında alacaklılar kocanı linç etmek için bekliyor. Fakat kocan, onuruna dokunan bu durum karşısında kalbine sıktığı bir kurşunla can veriyor. Sen de sokak kapısını açıp, dışarıdaki kalabalığı elebaşısına:
- ‘Gel buraya’ diyorsun
Sevgili Dost,
Kızın bu sözler üzerine filmde rol almak istemekten vazgeçip geçmediğini bilemiyoruz. Bildiğimiz, sesin tonunun kelimelere hayat verdiği ya da öldürdüğür.

Sevgili Dost,
Gel buraya!

—–

A.Ali Ural’ın Posta Kutusundaki Mızıka adlı kitapından



Sevgili Dost,

Bu sabah kuş sesleriyle uyandım.Ne güzel değil mi?Hayır,güzel değil!Açık penceremden ok gibi dalıp yastığıma saplanan karga sesleriydi.Kuş sesleri dediğimde aklına asla karganın gelmediğini biliyorum.Bu karganında bir kuş türü olduğunu bilmeyişinden değil,karganın türünün en önemli özelliği olan güzel bir ötüşten mahrum oluşundan elbette.Yüzümü yıkarken,acaba diyorum;acaba türümüzün en önemli özelliklerini taşıyor muyuz?Hreketlerimiz ve sözlerimiz nerelere saplanıyor?Acaba "insan" denince hatırlanıyormuyuz.

Posta Kutusundaki Mızıka


"Sevgili Dost,
şu günlerde herkes sesini duyurabilmek için hoparlörün sesini daha fazla açması gerektiğini düşünüyor... bense sadece senin duyabileceğin bir sesle fısıldıyorum kulağına...
Sevgili Dost,
özledim SeNi..."


Posta Kutusundaki Mızıka

Sevgili Dost,
Bu bayramda kabristana gittin mi?
Seninde ölülerin vardır,bilirim.Üzerinde ki otları küflü tenekelerle sulayacağın ölülerin.Otlar büyüyecek sararacaklar sonra.
Ölülerimizi hep hatırlayacağız,dirilerimizi hep unutsakda.
Olsun,onlarda ölecekler..."


Posta Kutusundaki Mızıka



Kulaklar işgal altında.
Bu yüzden kelimeler yere dökülüyorlar.
Ağızların kapıları kırık.
Bu yüzden kelimeler ayağa düşüyorlar.
Bu söz yığınlarını kim kaldıracak?
Hiç kimse.
Ama azarlanacak, sokaktan 'bak ne buldum' diye kelime taşıyan çocuklar evlerine.
'At o pis şeyi' denilecek onlara.
Çocuklarsa yıkayıp bazı kelimeleri saklayacaklar yastık altlarında.

A.Ali Ural / Posta Kutusundaki Mızıka



Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Limoni
Co-Admin
Limoni


Mesaj Sayısı : 6111
Rep Gücü : 14922
Rep Puanı : 44
Kayıt tarihi : 27/05/09

Posta Kutusundaki Mızıka'dan -1/2- Ali Ural Empty
MesajKonu: Geri: Posta Kutusundaki Mızıka'dan -1/2- Ali Ural   Posta Kutusundaki Mızıka'dan -1/2- Ali Ural Icon_minitimeSalı Şub. 23, 2010 8:00 pm

Posta Kutusundaki Mızıka'dan -1/2-

posta kutusundaki mızıka'dan -1/2- A. Ali Ural

YouTube - posta kutusundaki mızıka'dan -1/2-

https://www.youtube.com/watch?v=bXN8yuJI3Us&

posta kutusundaki mızıka'dan 2/2

YouTube - posta kutusundaki mızıka'dan 2/2

https://www.youtube.com/watch?v=WhSOluRuMBI&

Posta Kutusundaki Mızıka'dan -1/2- Ali Ural 2637429lgqz3

Sevgili Dost;
Bildiği şehirlerden bilmediği şehirlere, bildiği yüzlerden bilmediği yüzlere sığınmayı aklından geçirmemiş kaç insan vardır? Garların, terminallerin ve limanların dev mıknatıslara dönüştüğü saatlerde bedenlerini kaptırmayanlaar, ruhlarının bir otobüs koltuğuna, bir gemi çapasına, bir lokomatif tekerleğine yapışmasını önleyebilmişler midir?
"Başımı alıp gitmek istiyorum" cümlesi kimbilir hayatımızın kaç kilidini kurcalamış, açayım derken kaç yeni kapı örtmüştür üstümüze. Arkaya bakmamayı başarabilenler, acaba gittikleri yere başlarını götürmeyi başarabilmişler midir?
"Tebdil-i mekanda ferahlık vardır" diyenler, aslında "tebdil-i kan"ı mı kasdetmişlerdir?


Sevgili Dost;
"Kalbimi alıp uzaklara gitmek istiyorum" Çünkü aklım hep kurcalanacak.
"Kalbimi alıp"; çünkü kalbim değişen kanı karşılayacak. "Uzaklara"; çünkü gazeteler mürekkep, radyolar ses, televizyonlar renk yapmak istiyorlar onu. "Gitmek istiyorum"; çünkü gitmek kalmaktan daha pullu : bir gece kıyafeti gibi ışıl ışıl parlıyor tenimiz. Bir gece, kıyafeti gibi soyuyor gurbetini.


Sevgili Dost;
"Garip, Şam'daki Yemendeki garip değil, garip mezardaki ve kefendeki gariptir" demiş Araplar. Ne garip!
"Garibin yüzü soğuk olur " demiş türkler. Ne garip!

Eskimolar güneşin gurbetçi olduğu düşünmüşler. Çinliler küçük beyaz bir taşın bir çuvak pirinç içinde kaybolduğunu... Ne garip!


Sevigli Dost;
Hafız : "Hiçbir yol yoktur ki sonu olmasın" demiş ama ne çıkar! Bizim otobüslerimizin aynalarında hala, "ömür biter yol bitmez" yazıyor. "Düz yolda da sürçer insan " deyince Çehoc,

Aşık Dertli cevap veriyor :

"Doğru gitsem yollar komaz/Bükük yollar boynum gibi"

Sevgili Dost;
Uçak sürüleri havalanıyor yerden. trenler, sihirbazların ipleri gibi oynuyor. denizi yakıyor ütülerden tekneler. perdeler sarkıyor otobüslerden.


Sevgili Dost;
İnsan tekerleği bulduğu zaman başına neler geleceğini bilseydi, bakmadan arkasına yuvarlardı onu ıssız bir yere. insanın elinden gelseydi, düğümlerdi yolları ıssız bir yerde


Sevgili Dost;
Kalbimi alıp, uzaklara gitmek istiyorum...


Posta Kutusundaki Mızıka - Ali Ural

-Sevgili Dost,
İnsan tekerleği bulduğu zaman başına neler geleceğini bilseydi, bakmadan arkasından yuvarlardı onu ıssız bir yere.İnsanın elinden gelseydi,düğümlerdi yolları ıssız bir yerde.


-Sevgili Dost,
İnsan her zaman aynı şeyleri görürse, bunu yaşamının tabii bir parçası gibi görmeye başlarmış, aykırı olsa bile...

-Sevgili Dost,
Eğer yeryüzündeki bütün elleri bir masanın üzerine koysalar, elini bulabilirdim onların içinden...

-Sevgili Dost,
Kalbinin hala güneş görmemiş tenler kadar beyaz olduğunu biliyorum...

-Sevgili Dost,
Birbirlerine hoş ve faydalı görünmedikleri gün birbirlerini artık sevmeyen dostlarla ne işimiz var bizim?

-Sevgili Dost,
Acaba türümüzün en önemli özelliklerini taşıyor muyuz? İNSAN denince hatırlanıyor muyuz??

-Sevgili Dost,
Bana öyle bir kelime söyle ki eksilmesin...

-Sevgili Dost,
Nedir seni uykularından vazgeçirecek olan şeyler?

-Sevgili Dost,
Frankeştayn'ın yaratığı değil, ALLAH'ın kulu olmak ne güzel...
Ne güzel "ALLAH en büyüktür" sözü...

-Sevgili Dost,
Kalpler ALLAH'ı anmakla değil, ok saplamakla huzur buluyor şimdi...

-Sevgili Dost,
Ne zaman televizyonun düğmesini kapatacaksın?
Ne zaman açacaksın "Kitab"ı...

-Sevgili Dost,
Birileri tarafından sürekli izlendiğini düşünmek bie delilik belirtisidir de, biri tarafından izlenildiğini düşünmemek neyin belirtisidir? Sevgili Dost, ALLAH her şeyi bilir...

-Sevgili Dost,
Bir körün parmak uçları kadar hassasına az rastlanır kalbin...


-Sevgili Dost;

[size]Kuş omzumdan uçtu. Çocukken yaramazlıklarımı anneme kuşların söylemesini neden yadırgamışım bilmiyorum. Kuşlar söylüyor çünkü.[/se]

[sie=2]Geçen sabah senin üzüntülü olduğunu söylediler.Dokunsalar ağlayacakmışsın.Dokunmamışlar yinede ağlamışsın.Dostun gözünden akan bir damla yaşın yeryüzündeki bütün gölleri tuz gölü yaptığını bilmez gibi.Gül ki,acılaşmasın göller.Göl ki;orada demirli kayığımız..[/sie]

[siz=2]A. Ali Ural[/sie]

[siz=2]sevgili dost;
"kalbimi alıp uzaklara gitmek istiyorum"***
[/sie]

[siz=2]….[/sie]

[sie=2]şimdilerde alıp kalbimi, alıp yalnızlığımı gitmek istiyorum..[/ize]

[sie=2]uzaklara…[/sie]

[siz=2]ötelere…[/sze]

[sie=2] en kadîm dostumun omzuna yaslanıp, ellerimi onun avuçlarına koyup şefkatini okumak istiyorum gözlerinden…uzağa yakın halimle yaşamayı sevisim, ötelere olan özlemimden olsa gerek. gözlerimin ötelere hayranlığı, yüreğimin ötelerde özlem giderdiğinden olsa gerek.[/siz]

[siz=2]sevgili dost,[/sie]

[size=2]şimdilerde yüreğimin kuytusuna çekilip, dünyanın telaşlarını unutmak ve zihinlerde unutulmak istiyorum.. setreyleyen’in üzerime bir yokluk perdesi çekmesini diliyor yüreğim belki de, belki de ben setreyliyorum telaşlarımın karanlğıyla yüreğimi.. susturuyor cılız bileğim, içimin cılız sesini; dilim ki sükûtumun katili. [/sie]

[sie=2]sevgili dost,[/sze]

[sie=2]susmalı ve gitmeli, gidebilmeli…[/sze]

[siz=2]ardına bakmadan, cesurca; yâr hatrına, yâr’in yanına…[/sze]


[siz=2]/ dostum,[/sze]


[siz=2]basak,[/sze]


[size2]şarda yağmur var…[/sie]


[sie=2]sessizce, konuşan yüreklerimizi dinlediğimiz günleri özlüyorum.[/ize]


[sie=2]aldırmadan damlalara cemal gürsel’i adımlamayı istiyorum, yeniden..[/ize]


[siz=2]kalbimi alıp giderken ötelere, adın dilimde dua olacak bilesin…[/sze]


[siz=2]nokta!/[/sie]


[sie=2]***ali ural / posta kutusundaki mızıka[/sze]

[size=2]Posta Kutusundaki Mızıka (12.mektup)[/sie]


[URL="https://www.youtube.com/watch?v=FJKTSJa5hvU"]YouTube - posta kutusundaki mızıka (12.mektup)[/URL]

Sevgili Dost;
"Kalbimi alıp uzaklara gitmek istiyorum" :''(


[URL="http://imageshack.us/"]Posta Kutusundaki Mızıka'dan -1/2- Ali Ural Postakutusundakimzka0vq[/URL]

Sevgili Dost,
Rejisör bir filmde rol almak isteyen genç kıza; “Eğer iki kelimeyi istediğim gibi söyliyebilirsen, sana rol verebilirim” demiş, genç kız da; “Tabi söylerim. Nedir bu iki kelime?” diye sormuştu. Rejisör: “Sadece üç kere bana ; ‘Gel buraya!’ diyeceksin. ” demiş, genç kız, bundan daha kolay ne var, diye düşünürken, rejisör konuşmaya devam etmişti.
“Birincisinde sevgilinle bir münakaşadan sonra ona artık ayrılman gerektiğini söylüyorsun o başı eğik kapıya doğru giderken, ceketinin cebinde tabanca olduğunu farkediyorsun. Hayatına son vereceğini seziyor, birdenbire onun senin için her şey olduğunu anlıyor ve büyük bir pişmanlikla:
- ‘Gel buraya!’ diyorsun.
“İkinci olarak, kendini küçük bir çoçuğun annesi yerine koyacaksın. Çoçuk dört yaşındadır. Sen ona bayramlık elbislerini giydirmiş, balkonda oturmasını, hiçbir yere gitmemesini sıkı sıkıya tembih etmişsin. Sana itaat etmiyor ve sokağa fırlıyor. Tam o sırada köşede bir kamyon belirliyor ve çoçuk bir anda yere düşüp çamurlara bulanıyor. Allahtan ezilmiyor. Sen dehşet içindesin. Bir yandan Allah’a şükrederken, diğer yandan sana itaat etmediği için çoçuğa son derece kızgınsın. İşte bu duygularla ona:
- ‘Gel buraya!’ diyorsun
” Son olarak da, bir tacirin karısısın. Kocan iflas etmiş. Evin dışında alacaklılar kocanı linç etmek için bekliyor. Fakat kocan, onuruna dokunan bu durum karşısında kalbine sıktığı bir kurşunla can veriyor. Sen de sokak kapısını açıp, dışarıdaki kalabalığı elebaşısına:
- ‘Gel buraya’ diyorsun
Sevgili Dost,
Kızın bu sözler üzerine filmde rol almak istemekten vazgeçip geçmediğini bilemiyoruz. Bildiğimiz, sesin tonunun kelimelere hayat verdiği ya da öldürdüğür.

Sevgili Dost,
Gel buraya!

—–

A.Ali Ural’ın Posta Kutusundaki Mızıka adlı kitapından



Sevgili Dost,

Bu sabah kuş sesleriyle uyandım.Ne güzel değil mi?Hayır,güzel değil!Açık penceremden ok gibi dalıp yastığıma saplanan karga sesleriydi.Kuş sesleri dediğimde aklına asla karganın gelmediğini biliyorum.Bu karganında bir kuş türü olduğunu bilmeyişinden değil,karganın türünün en önemli özelliği olan güzel bir ötüşten mahrum oluşundan elbette.Yüzümü yıkarken,acaba diyorum;acaba türümüzün en önemli özelliklerini taşıyor muyuz?Hreketlerimiz ve sözlerimiz nerelere saplanıyor?Acaba "insan" denince hatırlanıyormuyuz.

Posta Kutusundaki Mızıka


"Sevgili Dost,
şu günlerde herkes sesini duyurabilmek için hoparlörün sesini daha fazla açması gerektiğini düşünüyor... bense sadece senin duyabileceğin bir sesle fısıldıyorum kulağına...
Sevgili Dost,
özledim SeNi..."


Posta Kutusundaki Mızıka

Sevgili Dost,
Bu bayramda kabristana gittin mi?
Seninde ölülerin vardır,bilirim.Üzerinde ki otları küflü tenekelerle sulayacağın ölülerin.Otlar büyüyecek sararacaklar sonra.
Ölülerimizi hep hatırlayacağız,dirilerimizi hep unutsakda.
Olsun,onlarda ölecekler..."


Posta Kutusundaki Mızıka



Kulaklar işgal altında.
Bu yüzden kelimeler yere dökülüyorlar.
Ağızların kapıları kırık.
Bu yüzden kelimeler ayağa düşüyorlar.
Bu söz yığınlarını kim kaldıracak?
Hiç kimse.
Ama azarlanacak, sokaktan 'bak ne buldum' diye kelime taşıyan çocuklar evlerine.
'At o pis şeyi' denilecek onlara.
Çocuklarsa yıkayıp bazı kelimeleri saklayacaklar yastık altlarında.

A.Ali Ural / Posta Kutusundaki Mızıka



Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Posta Kutusundaki Mızıka'dan -1/2- Ali Ural
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» e-posta adresinize her gün bir hadis gelmesi için.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KUTLU FORUM :: KÜLTÜR DÜNYASI :: Kişisel Gelişim-Güzel Yazı-
Buraya geçin: