Limoni Co-Admin
Mesaj Sayısı : 6111 Rep Gücü : 14922 Rep Puanı : 44 Kayıt tarihi : 27/05/09
| Konu: Söz Sükûta Değince.../ Çarş. Şub. 24, 2010 11:53 am | |
| Söz Sükûta Değince.../ “ Hayata karşı işlenen bir günah varsa,bu günah,hayattan umut kesmekten çok,başka bir hayat umup bu hayatın muhteşemliğini gözden kaçırmakta yatar.” Diyor Albert Camus.
Bu sözün altına not düşüyor Kemal Sayar, “İnsan anlam arar…” Anlam lafzını duyar duymaz inşirah ortamı canlanıyor zihnimde, o dağınık gardıropta her libas yerli yerine çekiliyor o an, tertemiz oluyor o küçük kutu.
Yazılan her kelime için bir sessizlik köşesi ayrılıyor anında, anlam gelince, her harf nefes nefes çekiliyor elifba sına.Alınan her nefes iki katı sürede verilemez oluyor,tıkanıp kalıyor hıçkırıklar sahibinin boğazına.Yaşanılası her anda, gösteriyor kendini sessizlik… Söz sükut hanına uğramayınca, yitiriyor anlamını ruhani boşluklarda.Sahipsiz bir sarkaç gibi asılı kalıyor arzın ıssız köşelerinde adeta.Kurulan hiçbir cümle derde derman olmuyor,söz’ü sükut hamurunda mayalamayınca. Sessizlikte demlenince, rengini buluyor sanki her kelam,kendisi için ayrılmış her bölmede ebedi bir saadete varırcasına,tebessümle…
‘İşte tam da böyle söylenmeliydi söylenmeye dair ne varsa…’ diyor adeta her kulak misafiri… Gönülden gönle akıyor o an anlatılmak istenen,bir cümle kalıbından sıyrılıp bir dokunuşa dönüşüyor sanki ve bazen parmak ucunla dokunduğunda hakikate,sıkı sıkıya kavramaktan daha yoğun bir huzur bırakıyor gönülde…
Hatıralarını unutuşla soldurduğuna inanan hayatlara inat,sükutla canlanıyor hem mazi hem ati...Gözle görülmez köprüler kuruluyor aralarına ve öyle bir hüküm sürüyor ki sükut,başka hiçbir kelama yer kalmıyor sanki. Kalpler sükuta durduğunda,guslediyor her dil ,ucundaki kelimeleri…Sükutun ağızda eriyen tadına varıp,kişisel propagandalar ve günübirlik sözlerden kurtulmayı öğreniyor dimağlar.
Yaşanılanla söylenen arasındaki yarıkları dolduruyor adeta sükuta duran dualar…Sükuti bir saadetin ezgisini çalıyor Fatihte ki yaşlı gramafon.Dünyanın bir diğer ucunda,başka dili konuşan biri bile tanıyor bu sesi,anlıyor söylenileni… ‘O büyük şimdinin coğrafyasını’ kanat yapıp yükselmeli. Ve bazen semadan bakmalı ömür denilen gerçeğe…Başka hayatlardan ummak yerine huzuru, kendi hayatının kalbine inip,dinlemeli sessizlikten damlayan o asûde sedayı,vesselam …
Nilay BOLATTAŞ | |
|