KUTLU FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
KUTLU FORUM

Bilgi ve Paylaşım Platformuna Hoş Geldiniz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Ben Öğretmenim

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Semanur
Özel Üye
Semanur


Mesaj Sayısı : 920
Rep Gücü : 2246
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 23/06/09
Yaş : 60
Nerden : İzmir'den

Ben Öğretmenim Empty
MesajKonu: Ben Öğretmenim   Ben Öğretmenim Icon_minitimePtsi Mart 01, 2010 8:55 am


Ben Öğretmenim
Hiç kimseye bir şey öğretemezsiniz. Yapabileceğiniz tek şey, içlerindeki öğrenme isteğini keşfetmelerine yardım etmektir. (Galile)
1960'ların başlarında New York City'de ikinci ya da üçüncü sınıf düzeyinde öğrencilerden oluşan sekizinci ve dokuzuncu sınıf öğrencilerim vardı. Okuldan bu denli nefret eden çocuklara öğretmenlik yapmak çok zordu. Derse ilgileri hemen hemen hiç yoktu. Okula gelmelerinin tek nedeni, bir şeyler öğrenmekten çok, arkadaşlarını görebilmekti.
Öfkeli, şüpheci, alaycı çocuklardı. Tek konuştukları şey, başarısız olduklarına, aşağılandıklarına olan inançlarıydı. Onları küçük gruplar hâlinde ya da tek tek çalıştırmama karşın, durumları hiç de umut verici değildi. Ara sıra daha olumlu sonuçlar alabildiğim birkaç tane öğrenci vardı içlerinde elbette, ama onların da ne zaman ne yapacakları, ne zaman bir öfke krizine girecekleri hiç belli olmuyordu.
Bir diğer sorunum ise o yaştaki ve o düzeydeki öğrenciler için okuma parçaları ve kitaplar bulamamamdı. İkili ilişkiler, flört, spor ve arabalar hakkında bir şeyler okumak istiyorlardı, çocukça şeyler değil. Götürdüğüm kitapları ya da okuma parçalarını çocukça ve düzeylerinin çok altında buluyorlardı. Ne yazık ki ilgilerini çekecek konulardaki okuma malzemelerinin dilini anlamaları olanaksızdı. Hemen hemen tümünün yakındığı konu buydu. Uzun boylu ve serseri kılıklı Jose, aksanlı konuşmasıyla, "Hey, bunların tümü çok sıkıcı, üstelik aptalca! Bu işe yaramaz şeyleri neden okuyoruz?" diye protesto etmişti götürdüğüm bir kitabı.
Sonra aklıma bir fikir geldi. Hemen müdür yardımcıma gidip ufak bir proje için bana para yardımı yapıp yapamayacaklarını sordum. Aldığım para öyle aman aman bir miktar değildi, ama o ders yılının son altı ayında bir pilot uygulamaya yetecek kadardı. Gerçekten de çok basit bir şeydi, ama işe yaradı bu proje.
Öğrencilerime yakındaki bir ortaokulun birinci, ikinci ve üçüncü sınıflarındaki öğrencilerinin okumalarına yardım etmelerini sağladım. O çocukların okumalarına yardım edecek olan öğrenciler bu işi para karşılığında yapacaklardı. Öğrencilerim bu işi okul saatlerinde mi, yoksa okuldan sonra mı yapacaklarını sordular. "Elbette, okul saatlerinde," diye yanıtladım onları. "Aslında, bu işi kendi ders saatlerimizde yapacağız. Her gün o okula gidip o çocukları çalıştıracağız. Fakat gitmezseniz, para alamayacaksınız. Üstelik küçük bir çocuğun dersi olduğu zaman, ona yardıma gitmezseniz onun ne kadar üzüleceğini bilmeniz gerek. Sorumluluğunuz çok büyük!"
On bir öğrencimin biri dışında tümü bu işe balıklama atladı. Arkadaşlarının küçüklerle ne kadar hoş vakit geçirdiğini öğrenince, bir hafta sonra o öğrencim de aramıza katıldı.
Küçükler gördükleri ilgiden çok hoşnuttular. Üstelik yardıma gelenleri mahallelerinden de tanımaları onlar için çok hoş bir deneyim olmuştu. Öğrencilerimin gözlerindeki pırıltıyı görebiliyordum. Her biri iki ya da üç öğrenci çalıştırıyordu.
Bu projedeki amacım, sekizinci ve dokuzuncu sınıftaki öğrencilerimin küçüklerin kitaplarını okumalarıydı. Bu kitapları düzenli olarak okurlarsa, durumlarının düzeleceğine inanıyordum. Sonunda, haklı olduğum çıktı ortaya. Yıl sonunda yapılan sınavda her birinin okuma düzeylerinin büyük ilerleme kaydettiği ortaya çıktı.
Ancak, öğrencilerimde gözlemlediğim en büyük değişiklik davranışlarındaki ve tutumlarındaki olumlu değişimdi. Üstlerine başlarına daha çok dikkat edecekleri hiç aklıma gelmezdi doğrusu. Üstelik diğer derslerine olan ilgileri de artmış, sınıftaki kavgalar azalmıştı.
Bir sabah arabamı park ettikten sonra okula girerken Jose'yi gördüm. Hasta gibiydi. "Neyin var Jose?" diye sordum. "Sanki ateşin var gibi." Jose'nin derslere devam konusunda büyük sorunları vardı.
"Sanırım biraz hastayım, Bayan McCarty" dedi. "Neden geldin öyleyse? Evine gitsene."
Yanıtını duyduğumda çok şaşırdım. "Nasıl gelmem! Ben öğretmenim! Öğrencilerim beni bekler, değil mi?" Sonra gülümsedi ve okula girdi.
Tavuk Suyuna Çorba 4. Porsiyon, s
. 121-123
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ben Öğretmenim
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KUTLU FORUM :: KÜLTÜR DÜNYASI :: Kişisel Gelişim-Güzel Yazı-
Buraya geçin: