OKULDA ÇALIŞAN HERKESİN GÖREVİ OLARAK DEĞERLEREĞİTİMİ[1] Prof.Dr. Mehmet Zeki AYDIN
[2] GirişSon yıllarda sıkçaduyduğumuz okullarda şiddet, erken yaşta uyuşturucu bağımlılığı, gençlerde suçoranının artması vb. olaylara dair haberler insanlara şu sorularısordurmaktadır:
Ne olacak bu gençliğin hâli?
Ne olacak bu eğitimin hâli?
Bir hata mı yapıyoruz?
Aile kurumu çözülüyormu? …vb.
Benzer şekilde, zamanzaman şöyle cümleler kullandığımız olur: “Çocuklara sorumluluk bilincivermeliyiz, çevremizi koruyalım, yaşlılara yardım etmek gerekir, dürüstlükönemlidir, her şeyin başı sevgidir, başkasının hakkını almamalı...”. Bu vb.sözleri söylerken, bazılarımız değerler eğitimi, bazılarımız ahlak eğitimi,bazılarımız karakter eğitimi, bazılarımız etik eğitimini kastediyoruz.
“İyi-kötü, doğru-yanlış,güzel-çirkin” gibi kelimeler, davranışlarımıza yön veren ilkelerimizi vedeğerlerimizi ifade etmektedir. Dolayısıyla, değer, ahlak, moral, etik,karakter derken, insanın toplum içinde yaşama kurallarını ve bireysel yaşamailkelerini söylemek istiyoruz.
Burada, değer hakkındagenel bir bilgi verilecek, okulda değer öğretiminin esasları ve öğretimyöntemleri açıklanacaktır.
Değer Nedir? Değer, arzu edilen, arzuedilebilen şey, olaylarla ilgili insan tutumu demektir. Değerler, idealdavranış biçimleri veya hayat amaçları hakkındaki inançlarımız,davranışlarımıza yön gösteren ölçülerdir. Diğer bir tanımla, değer, birnesneye, varlığa veya faaliyete, bireysel ve toplumsal açıdan tanınan önem yada üstünlük demektir.
Bir şeyin sahip olduğukıymet yani niteliğe değer dediğimiz gibi; arzu edilen, kişilerin hayatlarınakılavuzluk eden, bizim yanımızda önem dereceleri olan hedeflerimize de değerdiyoruz. Davranışlarımıza ve hayatımıza yön veren değerlerin, diğer fiziksel varlıklargibi somut bir mevcudiyeti yoktur. Değerler ancak eylemle birlikte ortayaçıkar. Biz, adalet ve dostluk değerlerini somut olarak, adil ve dost insanlardagörebiliriz.
İnsan, bireysel olarakhayatını, eylemlerini amaç ve ideallerini belirlemesi ve onlara uygunluksağlaması değerlerle mümkündür. Zaten, insanın iç dünyası zengin ve derin birkişilik hâline ulaşması, ancak dayandığı değerlerle ölçülebilir. Bu anlamda,insanı insan yapan değerleridir.
Toplumsal anlamdadeğerler, toplum tarafından en iyi, en doğru ve en faydalı olduğu kabul edilengenelleştirilmiş davranış ilkeleridir. Bireylerin, grupların kültür değerlerihakkında bilgi edinerek, onların tutum ve davranışlarını büyük ölçüde öncedenkestirebiliriz. Ayrıca bireylerin önemli problemlerini, o kişilerinbenimsedikleri değerler hakkında güvenilir bilgileri dikkate almadan anlamak,değerlendirmek ve yorumlamak zordur.
Değerler, sosyal hayatıdüzenler, bireyler arası bağlılığı artırır. Birlikte yaşayan insanların hangideğerleri merkez alacakları konusunda konuşmaları, fikir birliğine varmalarıgerekir. Farklı değerlere sahip kişiler arasında veya kuşaklar arasında oluşanfarklı değerlerden kaynaklanan çatışmalar ortaya çıkabilir. Ancak buçatışmaları da “barışmak, uzlaşmak” gibi başka ortak evrensel değerleryardımıyla çözmek mümkündür.
Değerler, herkes içiniyi, herkes için arzulanır olma özelliğine sahip ve toplumlar arası geçerliliğiolan özelliklerdir. İnsanların çoğunluğu tarafından üzerinde uzlaştıkları vepaylaşılan gerçek davranış standartlarıdır. Ahlaki değerler davranışbiçimleriyle ilgilidir ve odak noktası kişiler arasıdır. Değerler ayrıca,bireyin süregelen eylemlerine yol gösteren standartlar olarak işlev görürler.Sosyal kontrol ve baskının araçlarıdır. Kişileri doğru şeyleri yapmaya yüreklendirir.Ayrıca onaylanmayan davranışları engelleme işlevi görür ve yasaklanmışdavranışların neler olduğuna işaret eder. Değerler dayanışma araçları olarak daişlevde bulunurlar. Ortak değerler, sosyal dayanışmayı yaratan ve sürekli kılanen önemli etkenlerden biridir.
[3]Değer(aksiyoloji), felsefenin ilgi alanına giren üç sorundan biri olup diğer ikisivarlık ve bilgidir. Ahlak, felsefenin, iyilik, doğruluk, adalet, güzellik veinsanla ilişkili değerlerden oluşan önemli bir alanıdır. İnsan, bir değer olarak,değerlerin aynı zamanda öznesidir.
[4] Değerfelsefesine en fazla önem veren ilk filozof olan Eflatun’dan itibarenfilozoflar, değer problemini “iyi”, “kötü”, “gaye”, “doğru”, “fazilet”,“hakikat” ve “geçerlik” gibi değişik başlıklar altında tartışmışlardır.Değerler, değeri olan şeyleri ifade ettikleri gibi doğru, güzel ve hakiki olanşeyleri de ifade ederler. H. Ziya Ülken değer için, “değer deyince, bizimkendisine muhtaç olduğumuz, kendisini aradığımız, bizi tamamlayan bir şeyianlarız.” demiştir.
[5]Hayatımızda bizleriyönlendiren pek çok değer türü vardır: Sağlık gibi biyolojik; güzel-çirkin gibiestetik; iyi-kötü gibi ahlaki değerler; sevap-günah gibi dinî değerler;doğru-yanlış gibi mantıksal değerler. Değerler, şekil olarak olumlu-olumsuz, mutlak-göreli ve öznel-nesnelolmak üzere değişik şekillerde de incelenmiştir.
Değer türlerinden ahlakideğerler, bir toplumda insanların uymak zorunda oldukları davranış kurallarınıbelirler. Ahlaki değerlerin gerekliliği ve önemi konusunda çok şey söylenebilir.Bu konudaki bir soruya verilecek en basit cevap, ahlak olmazsa toplum da olmaz,yani insanlar ahlaksız bir arada yaşayamazlar şeklindedir. İnsanlar hangidurumlarda nasıl davranmaları gerektiğini bildikleri takdirde, başkalarınınnasıl davranacağı hakkında da güçlü tahminlerde bulunabilir ve böylece güvenlikduygusu içinde yaşarlar. Neyin iyi, neyin kötü olduğu hakkında ortak biranlayış bulunmasaydı, insanlar arasında düzen ve huzur yerine tam bir kargaşahüküm sürerdi.
Ahlaki değerler, olumluhedefler göstererek davranış ve eylem imkânı verir. İnsanın kişilik sahibiolması ancak değerlerle mümkündür. Bunun nedeni değerlerin insanın içinde köksalmış olmasıdır. Dünyada görülen ahlaki bunalım, insanın iç dünyasında mevcutolan değer yoksunluğu ve bu yoksunluğun görünür hâle gelmesidir. Birey, toplumve insanlığın varlığı, gelişmesi değerlere, özellikle ahlaki değerlere veonların gerçekleşmesine bağlıdır. İnsanları bir arada tutan (toplum, milletyapan) etkenler, sahip oldukları değerlerdir.
Ahlakın değişmeyendeğerleri vardır. En önemli toplumsaldeğerlerin başında saygı, sevgi, sorumluluk gelir. Bütün zaman ve mekânlardageçerli olan değerlerden bazıları şunlardır: Adalet, alçakgönüllülük, anlayış,arkadaşlık, bağışlayıcılık, bağlılık, barış, cesaret, cömertlik, doğruluk,dostluk, düşünceli olma, empati, güvenilirlik, hoşgörü, istikrarlı olma,işbirliği, itaat, iyilikseverlik, kanaatkârlık, liderlik, merhamet, nezaket,özgüven, paylaşma, sabır, sadakat, saygı, sevgi, sorumluluk, şükran,tutumluluk, vefa, yardımseverlik, namusluluk (iffet), manevilik, yaşamasevinci, disiplin, söz ve davranışlarda tutarlılık gibi değerler önde gelendeğerlerdir.
Yukarıdaki değerleriçoğaltabiliriz. Toplumumuzda, vatan, millet sevgisi, şehitlik, gazilik,insanları sevme sayma, sorumluluk, sabır, paylaşma, yardımlaşma, şefkat,merhamet, büyüklere saygı, ilme ve sanata sevgi, aileye saygı, aile bütünlüğünükoruma, insan ilişkileri gibi değerler üstün değerler arasındadır. Budeğerlerin köklerini araştırdığımızda, her birinin altında az veya çok Allah'ave dine olan inançlar yattığını görürüz. Örneğin, vatan sevgisinin altında dinîinanç vardır. Bu değerlerin oluşmasında, İslam'ın getirdiği şehitlik ve gazilikdüşüncesinin, çok büyük rolü ve yeri vardır. Aynı şekilde, vakıflarınkurulmasında ve yardımlaşmada, “Hayırda yarışınız.” ayetinin ve öldükten sonraamel defterinin kapanmaması inancının etkisi büyüktür.
İnsanideğerler ya da temel değerler dediğimiz bu vb. değerler, insanın en iyitarafını ortaya çıkarmayı ve onun kişiliğini bütünüyle geliştirerek, insanimükemmelliğe erişmesini sağlamayı amaçlamaktadır. Diğer taraftan değer, olgularve nesneler hakkında ihtiyaç ve ideallere göre verilen yargıyı ifade eder.Değerlerde inanç ön plandadır. İnsanlar hayatlarının her yerinde, hernoktasında, çoğunlukla bilinçli olmasalar da zihinlerindeki çeşitli değerleridavranışa dönüştürürler. Bu nedenle değerler, tutumlar ve davranışlarlayakından ilişkilidir ve onlara yön verir.
Değerler, herkes içiniyi, herkes için arzulanır olma özelliğine sahip ve toplumlar arası geçerliliğiolan özelliklerdir. İnsanların çoğunluğu tarafından üzerinde uzlaştıkları vepaylaşılan gerçek davranış standartlarıdır. Ahlaki değerler davranışbiçimleriyle ilgilidir ve odak noktası kişiler arasıdır. Değerler ayrıca,bireyin süre gelen eylemlerine yol gösteren standartlar olarak işlev görürler.Sosyal kontrol ve baskının araçlarıdır. Kişileri doğru şeyleri yapmayayüreklendirir. Ayrıca onaylanmayan davranışları engelleme işlevi görür veyasaklanmış davranışların neler olduğuna işaret eder. Değerler dayanışmaaraçları olarak da işlevde bulunurlar. Ortak değerler, sosyal dayanışmayıyaratan ve sürekli kılan en önemli etkenlerden biridir.
[6]Değerlerin çağdan çağaveya toplumdan topluma göre değişip değişmeyeceği konusunda iki farklı görüştartışılmıştır. Değerlerin değişmeyeceğini ileri süren mutlakçı görüşlerinyanında değerlerin mutlak olmasına karşı çıkan göreli anlayışlar dabulunmaktadır. Ancak bu iki görüşü şöyle birleştirebiliriz: Toplumlara veçağlara göre değişebilen değerlerimiz olduğu gibi, tüm çağ ve toplumlarda herzaman kabul edilen ortak insani değerler de vardır.
Mutlak değişmezdeğerlerin yanında, değerler her çağda üretim biçimiyle, yaşama ve düşünmebiçimiyle karşılıklı ilişki içinde olmuştur. Her çağ, kendi değerleriniüretmekte ve aynı anda bu değerler de o çağa şekil vermektedir. Son yıllarda,bilgi çağında, yeni sayılabilecek birtakım değerler gelişmektedir. Çevrecilik,insan hakları, verimlilik, toplam kalite vb. teknolojik gelişmeler de yenideğerler ortaya çıkarmaktadır. Örneğin, artık bilgisayar ve internetahlakından, biyoetikten bahsediyoruz.
Değerler, bir yandanbilişsel süreçleri, bireysel tutum ve davranışları etkilerken, diğer yandantoplumun kültürel kalıplarıyla etkileşimde bulunur ve onları yansıtır. Değerlerdinamiktir; hem toplumdan topluma, hem de zaman içinde değişir. Günümüzdegeleneksel değerlerin yerini, toplumsal değişmenin ve küreselleşmenin getirdiğibazı yeni değerler almaya başladı. Örneğin, itaatkârlık ve kanaatkârlık, artıkeskisi kadar güçlü değerler değildir. İtaatkârlığın yerini akılcılık vesorgulamacılık, kanaatkârlığın yerini ise girişimcilik ve rekabet almayabaşladı.
Toplumumuzdakideğerlerin değişimini olumlu ya da olumsuz bulabiliriz. Ancak şunu bilelim ki,değişim kaçınılmazdır. Ancak bilinçsiz bir hızlı değişim, bireylerin uyumsağlamasını zorlaştırabilir. Bu hızlı değişim, artık kuşaklar arasında değil,aile içinde bile çatışmalara yol açabilmektedir. Nitekim birçok aile buçatışmayı yaşamaktadır. Günümüzde insanların sosyal çevresi, aile ile sınırlıkalmamış; televizyon, sinema, dergi, internet, reklâmlar aracılıyla bütündünya, genç insanın sosyal çevresi olmuştur. Bu nedenle artık ailenin,çocukların değer sisteminin gelişmesindeki etkisi, eskiye göre daha azalmış vesorumluluğu da artmıştır.
Değerler Eğitimi Değerler öğretilebilirve öğrenilebilen olgulardır. İnsan değerleri bilmiş olarak doğmamaktadır.Değerlerin değişik toplumlarda değişik şekiller alması ve farklı olarakdeğerlendirilmesi de onların sonradan öğrenilmiş olduğunu gösteriyor. Biz hangidurumda nasıl davranmamız gerektiğini, içinde yaşadığımız toplumun yetişkinbireylerinden veya yaşıtlarımızdan öğreniyoruz. Şu hâlde değerler her şeydenönce bir eğitim konusudur. Bu eğitim, sadece okullarda verilen derslerdenibaret değildir. Bir bakıma, bütün toplumu bir okul ve her insanı da bu okulunhem öğretmeni hem de öğrencisi sayabiliriz.
Değerlerin öğrenilmesi,rol öğrenmesi şeklinde bir sosyal öğrenmedir. Herkesin toplum içinde (kız, erkek,memur, evli, genç, yaşlı vb.) bir konumu ve bu konumu için toplumun uygungördüğü rolleri vardır. Biz bulunduğumuz konumda, o konumdaki insanların neleryapması, neler düşünmesi, nelere değer vermesi gerektiği vb. hakkında bilgileresahip oluruz. Bu da hayatımızda küçük yaşlardan itibaren önce anne babamızı,sonra da yaşımız büyüdükçe diğer önemsediğimiz kişileri model olarak almaşeklinde kendini gösterir. Sahip olduğumuz değerler, arkasında toplum desteğiolduğunda daha kalıcı hâle gelir, fakat bu destek zayıflayınca değerler dedeğişmeye veya bozulmaya başlayabilir. Sonuç olarak değerler eğitimi en iyiyaşantıyla verilebilir.
Değerler, iyiyi veyapılması gerekeni gösterir. Hangi davranışın iyi, hangisinin kötü olduğu daeğitimle öğrenilir. Hayat boyu bireyin çabaları ve çevrenin etkisiyle oluşandeğer eğitimi, ailede başlar, okul ile devam eder. Eğitim, yetişmekte olannesle, doğru eylemler için temel olarak doğru değerleri sağlamakla ilgilenir.Eğitim bir bina ise değerler onun tuğlalarıdır.
Eğitimle ilişkisi bakımındanele alındığında değerler, hayatla doğrudan ilgili olması ve insanın insancayaşama çabasına yardımcı olması bakımından her çağda eğitimin hem amacı hem dekonusu olmuştur. Eğitim, bireyi ister toplumun etkin bir üyesi yapma süreci,ister sorumlu bir yetişkin olarak hayata kazandırma ya da bir mesleğe hazırlamaçabası olarak düşünülsün, değerlerin bu süreç içinde herhangi bir şekilde yeraldığı ve alacağı bir gerçektir.
Konuyla ilgili Fransız eğitimci, Jules Ferry şöyledemektedir: Öğrencilerinizin dersini anlamaları, ezberlemeleri yeterlideğildir; verdiğiniz dersin onların karakterlerine etki etmesi gerekir.Verdiğiniz dersin bu sonuca ulaşıp ulaşmadığını anlamak mı istiyorsunuz?Dersinizin, öğrencilerinizin davranışlarında bazı pratik değişiklikler meydanagetirip getirmediğini inceleyiniz. Örneğin, öğrencilerinize yasalara saygıgösterilmesi gerektiğinden bahsettiniz. Eğer verdiğiniz bu ders, öğrencilerinizsınıftan çıkarken, hata yapmaktan, hafif de olsa yasak yerlere gitmekten,kaçmaktan alıkoymamışsa henüz bir şey yapmış sayılmazsınız. Ahlak dersiniz amacınaulaşmamıştır. Ya da onlara adaletin, hakkın ne olduğunu açıkladınız. Öğrencilerinizhatalarını bir yalanla gizlemeyip itiraf edecek, nezaketsizlik göstermeyecekveya kendi yararlarına olan bir iltiması kabul etmeyecek kadar derindenetkilenmiş midirler? Bencilliği kötülediniz, feragati övdünüz. Öğrencileriniz,sadece kendilerini düşünerek tehlikede olan bir arkadaşlarını terk etmişmidirler? Etmişlerse dersinizi tekrar etmeniz gerekir. Bu aksaklıklar,cesaretinizi kırmasın. Özgür bir ruhu yetiştirmek veya yeniden eğitmek birgünde yapılacak iş değildir. Bunu sağlamak için, şüphesiz birçok derslere,okumalara, yazılı öğütlerin kopya edilmesine tekrar tekrar okunmasına gerekvardır. Fakat en çok pratik alıştırmalar, faaliyetler yapmak, gayret etmek,alışkanlıklar kazanmak gerekmektedir.
[7] Zaman zaman sorduğumuz,“Ne olacak bu gençliğin hâli?” sorusu, aslında “Ne olacak bu eğitimin hâli?”sorusuyla birebir eşleşiyor. Çünkü ortada bir gençliğin “kişilik” sorunu varsa,eğitimde bir “değerler” sorunu var demektir. Çocukların yüreklerinindarmadağınık edildiği bir zamanı yaşıyoruz. Bizim değer sunamadığımız yürekler,bayağı değerlerle dolduruluyor. Çocuklarımız psikolog, psikiyatrist, rehber vedanışmanların kapılarını çalmadan önce, bizler genel ortamı, sağlıklı kişilikinşasına imkân verecek ortamlar hâline getirmeliyiz. Bu da bize, değerlereğitiminin önemini hatırlatmaktadır.
Değerler Eğitiminin Amacı ve ÖnemiDeğerler eğitimisağlıklı düşünen, hisseden ve davranan bireylerin yetiştirilmesi için gereklive vazgeçilmez bir eğitimdir. Sağlıklı bir toplumun oluşumu, bireylerinsağlıklı olmasına bağlıdır.
Geleceğini garantialtına almak isteyen toplumlar, ahlaklı bir nesil yetiştirmek için gayret göstermişler,ahlak eğitimine önem vermişlerdir. Ahlak eğitiminin amacı, olgun davranışlarkonusunda alışkanlık sağlayıp, üstün ahlakı gerçekleştirmektir. Bir ahlakidavranış, kalıcı bir âdet oluncaya ve köklü bir ahlak kuralı hâline gelinceyekadar, istikrarlı bir şekilde tekrarlanmalıdır, böylece davranış karakterhâline gelir. İnsanın fiillerini devamlı olarak doğruluk şartlarına uydurmak,bu doğru ve düzenli hareketleri güzel alışkanlıklar, yüksek karakterler hâlindeelde etmek değerler eğitimidir.
Değerler eğitimininamacı, çocuğun doğuştan getirdiği en iyi tarafı ortaya çıkarmak; kişiliğininher yönüyle gelişmesini sağlamak; insani mükemmelliğe ulaşmasına yardımcıolmak; bireyi ve toplumu kötü ahlaktan korumak ve kurtarmak, bunun yanında iyiahlakla donatmak ve devamını sağlamaktır. Bu nedenle, çocuklara ahlaki veahlaki olmayan özellikler hakkında doğru bilgiler verilmeli, sağlam kanaatleroluşturulmalıdır. Bu şekilde, onlar iyi eğilimlerini geliştirmeyi, kötüeğilimlerine teslim olmamayı denerler ve böylece karakterleri olumlu yöndegelişir. Çocuklara yüksek fikirler verilmeli ki yüksek duygular meydana gelsin.Doğrunun öğretilmesi ile yüksek fikirler oluşur.
Değerler eğitimininesasını değerleri öğretmek oluşturmaktadır. Değerler eğitimi kalbe, zekâya ve iradeyehitap etmeli ve amacı iyiliği sevdirmek, tanıtmak, istetmek olmalıdır. Değerlereğitimi önce çocuğun duyarlılığına hitap etmelidir. Çünkü çocukta duygu,akıldan önce gelir. Çocuk heyecanlı olduğu zaman aklını aydınlatmak dakolaylaşır. Değerler eğitimi, irade üzerinde de etki yapmalıdır. Çocuklarımızınbilgi ve becerilerine tertemiz bir vicdan eşlik etmeli; onun gelişmiş bir beyniolduğu gibi büyük bir kalbi de olmalıdır. Maddi gücü büyüyen insanın merhametide büyümelidir. Sağlam bir ahlak ve yüksek bir karakterden mahrum insanlardan,paralarının, bedenlerinin, zevklerinin gücünü diğer insanların lehinekullanmalarını beklemek çoğu zaman zordur.
Değerler eğitimininamacı, bireyin değerlere bağlı bir kişilik geliştirmesini sağlamaktır. Bireyindeğerlerle donanması ancak eğitimle mümkündür. Bireyin eğitilmesi, bireyiniçinde yer aldığı diğer ortamlarda yani waile, toplum, devlet, iş vb. alanlardayüksek değerlerin hâkim olmasını sağlayacaktır. Burada en büyük sorumlulukçocuğun ilk ve en önemli çevresi olan aileye düşmektedir.
Değerler eğitimikonusunda, öncelikle “Bu becerileri geliştirmek için planlı bir şeyler yapıyormuyuz?”, “Bu becerilerin kalıcı olması için neler yapıyoruz?” sorularınıncevaplanması gerekmektedir. Aslında bu soruları kendimize sorduğumuzda birkısmımızın bu işe zaman ayırmadığı da ortaya çıkacaktır. Bazılarımız da neyapacağını yani çocuklara, gençlere istediği değerleri nasıl öğreteceğinibilmemektedir.
Yetişme döneminde,arkadaş çevresi önemli bir değer sistemi oluşturur. Eskiden aile içindeöğrenilen ve aktarılan değerler, küçülen dünyada artık sosyal çevreyle deoluşmaktadır. Aileler, değer sisteminin gelişmesinde çocukları üzerindekietkileri azaldığı için, sahip oldukları değerleri, çocuklarına yeterinceaktaramadıklarını hissetmektedirler. En çok sosyal alanda, gençlerin tutum vedavranışlarının kendi değerleriyle uyuşmadığını gördüklerinde rahatsızolmaktadırlar. Bu durum, insanları toplumsal olarak değerler konusuna dahaduyarlı hâle getiriyor. Böylece değerler eğitimini daha programlı ve sistemlibir şekilde çocuklarına vermek istiyorlar. Bu noktada, önemli bir sosyal kurumolan okulların, bu konu üzerine eğilmelerinin önemi artıyor.
Okullarda Değerler EğitimiGünümüz dünyasında,akademik başarı kadar, çağdaş hayatın vazgeçilmezi hâline gelen, dürüstlük,saygılı olma, ahlaki değerlere uyma, rahat iletişim kurma, insan ilişkilerineözen gösterme, nezaket kurallarına uyma, inisiyatif kullanma, iş disiplini,temizlik, düzen vb. kavramlar da ön plana çıkmaktadır. Birey bir bütün olarakele alınmakta, insanı insan yapan özelliklerin geliştirilmesine çabaharcanmaktadır.
Okullar eğitim için çokönemli, vazgeçilmez ve yeri doldurulamaz kurumlar durumundadırlar. Okullarıörgün eğitim kurumları olarak nitelendirir, onları yaygın eğitimden ayırırız.Bu ayırım, aslında okulu daha yakından tanımak ve onunla özel olarak meşgulolmak kolaylığı sebebiyledir. Okullar kadar yaygın öğretim hizmeti yapan kurumvar mıdır acaba? Okullar, özellikle ilköğretim okulları vatandaşın ayağınakadar gitmekte, zorunlu oluşu sayesinde de yetişmekte olan yeni nesle, ortakdeğerleri kazandırmaktadır. Ailelerin bir kısmı çocuklarının okula gitmesi ileonlarla birlikte okulun verdiklerinden etkilenmekte, yararlanmaktadırlar.
Değerleri kazanmada okulöncesi eğitimin önemi çok fazladır. Çocuklarımızın sosyal becerilerinigeliştirmek için ev ortamı ve ev ortamı dışında kullanabileceğimiz çeşitliyöntemler ve etkinlikler vardır. Ev içinde değerlerin aile bireyleri tarafındanoyunların içinde aktarılması, çocukların değerleri dolaylı yoldan edinmesindeoldukça önemlidir. Yine çocuklarla birlikte tarihî mekânların ve büyük zatlarınyaşadığı yerlerin ziyareti geleneksel değerlerin çocuğa öğretilebileceği evortamı dışında gerçekleştirilebilecek etkinliklerdir. Küçük yaşta öğrenilendeğerlerin alışkanlık hâline gelmesi ve pekişmesi okulda aldığı eğitimle devametmelidir. Bunun için okulda başta öğretmenler olmak üzere tüm personele degörevler düşmektedir.
Okul eğitimi çokönemlidir ancak, her ümidi, örgün eğitim kurumlarına, okullara bağlamak doğrubir düşünce değildir. Okul bilgi verir. Bilginin davranış hâline dönüşmesi,bilgili kişinin iyi ahlaklı, karakterli kişi olması, o bilgilerin duygularlabütünleşmesine bağlıdır. Duygular ise okul çağından çok önce insanda vardır vebelli yönlerde şekil almaya başlamışlardır. Eğitim için okul çağını beklemek,okulun başarısını tehlikeye atmak demektir. Eğer okul öncesinde duygulargeliştirilmemiş ve doğru yönlendirilmesine çalışılmamışsa, okulun verdiğibilgiler büyük çapta eğreti kalacak, çocuk onları ezberleyecek, fakat kendisinemal edemeyecektir. İyiyi-kötüyü, doğruyu-yanlışı, güzeli-çirkini teorik olaraköğrenip kuralları, kanunları ezberlediği hâlde, yalan söylemeyi, rüşvet almayı,çalmayı, kişisel çıkarını her şeyden üstün tutmayı, başkalarını bertaraf etmekiçin onlara iftiralar atmayı, ayıplarını araştırarak, hilelerle onlara zararvermeyi sürdüren, hatta bunları başarı sayan kimselerin varlığı, onlarınöğrendiklerini benimseyememiş olmalarındandır.
Günümüzde eğitim alanındada değerler eğitimi önemsenmekte, değerlerin çocuklara nasıl aktarılacağıkonusunda çalışmalar yapılmaktadır. Sevgi, saygı, dürüstlük, paylaşma,işbirliği, hoşgörü, önyargısız yaklaşma, şiddetten kaçınma vb. konularıkapsayan eğitim programları geliştirilmeye başlanmıştır. Bu programlarlaamaçlanan, çocukları bu kavramlarla erken yaşlarda tanıştırmak, kendi akrangrubuyla birlikte çeşitli masal, hikâye ve grup etkinliklerinden deyararlanarak bu kavramlar konusunda düşündürmektir. Doğal olarak, bu, daha çokbilişsel süreçlere hitap eden bir yaklaşımdır. Fakat değerler yaşantıylaöğrenilir. Bu nedenle sadece bu tarz bir eğitimle değerleri öğretmemiz mümkündeğildir. Hayatın içinde uygulamalara da ihtiyaç vardır. Sosyal ortam olanokullarda değerler, çocukların davranış ve tutumlarının sonucunda çevrelerindengördükleri tepki ve yorumlarla gelişirler. Sınıf içinde oluşan ortak bir sosyaldoku, çocukların değerlerini geliştirmesinde zemin oluşturur. Öğretmenler deöğrencilere sorumluluk vererek, olumlu ya da olumsuz pekiştireçlerleöğrencilerin değer sisteminin gelişimine yardımcı olurlar.
Okullardaki değerlereğitiminin amaçlarından biri, öğrencilerde sağlıklı, tutarlı ve dengeli birkişilik oluşturmaktır. Diğer bir amacı ise “her öğrenciyi hem ilgi ve yetenekleridoğrultusunda yetiştirerek hayata ve üst öğrenime hazırlamak, hem de “iyiinsan”, “iyi vatandaş” olmalarını sağlamak için gerekli bilgi, beceri, tutum,davranış ve alışkanlıklar kazandırıp, onları kendi ahlak anlayışına uygunolarak yetiştirmektir. Bu birinci amaç, yani, “öğrencilerde sağlıklı, tutarlıve dengeli bir kişilik oluşturmak”, esasen eğitimin en temel amacıdır. Zira oolmadan, belirlenmiş diğer amaçlara ulaşılsa bile çok fazla bir anlam ifadeetmez.
Günümüz olayları, birçokveli ve eğitimciyi, akademik başarının tek başına yeterli olmadığını;öğrencinin bilgi anlamında dolu olmasının onu hayatta başarılı kılmayayetmeyeceğini; sosyal hayatta başarılı olabileceği özellikleri, hayata dairtercihlerinde sağlıklı kararlar verebilecek bilinci, kendini rahat ifadeedebilecek özgüveni, ne pahasına olursa olsun haktan ve doğrudan ayrılmayacakdürüstlüğü kazandırmanın dünyada ona verilebilecek en önemli değer olduğunu; bugüzel hasletlerin değerinin hiçbir şeyle ölçülmesinin mümkün olmadığını düşünmeyeve bu konuda çalışmalar yapmaya itmiştir.
Bu amaçla dageliştirilen değişik projeler, çalışmalar vardır. Daha çok özel okullardauygulanan değerler eğitimi, öğretmen asistanlığı programı, akran danışmanlığıve toplumsal hizmet programı, ahlak eğitimi vb. çalışmalar göze çarpmaktadır.Bu tür çalışmalarla, çocuklara kendilerinden başkalarına karşı duyarlı olmayı,önyargısız yaklaşmayı, hoşgörüyü, yardım etmeyi, sevgiyi ve saygıyı, sorunlarıiletişim yoluyla çözmeyi öğretecek ortamlar oluşturulmaya çalışılmaktadır.
Son yıllardaülkemizde, karakter eğitimi, değerler eğitimi çalışmaları yapılmaktadır. Buçalışmalardan biri de “Yaşayan Değerler Programı”dır. Bu çerçevede, bazıokullarda bu çalışmalara, anne-babaların da katılımını sağlamak amacıyla velitoplantıları ve seminerleri yapılmaktadır. Öğrencilere yönelik yapılançalışmalarda; okulda her ay için bir değer belirlenmekte ve o ay içinde budeğer işlenmektedir. Bazen ayın değerini yaşama biçimi ya da mesleği ile temsiledebilecek ünlü konuklar davet edilerek sınıf seviyelerine göre sohbettoplantıları düzenlenmektedir. Her sabah hazırlanma saati olarak adlandırılan10 dakikalık sürede sınıf öğretmenleri sınıflarında o ayın değeri hakkındasorular sorarak öğrencilerin düşünüp tartışmalarına ortam hazırlanmaktadır.Yaparak, yaşayarak öğrenmenin etkisi düşünülerek öğrencilerin drama yoluyladeğerleri özümsemeleri sağlanmaya çalışılmaktadır. Ayın değeri ile ilgili kısa hikâyelerinsınıfta okunması, resim yapmaları, kompozisyon yazmaları sağlanmaktadır. Ayındeğeriyle ilgili duvar gazeteleri çıkarılmaktadır. Öğretim yılı başında veya her aybaşındaöğretmenler toplantı yapıp programla ilgili uygulama önerileri alınmaktadır.
Konuyla ilgili bir okulmüdürü şunları söylemektedir:
[8]Değerler eğitimi. Bundan soyutlanmış bir eğitim öğrenciye yazık etmek olur.Çünkü tek bir yöne kanalize edilen, kuru bilgiyle zihinleri doldurulan gençlerde hayatta başarılı olabilirler. Ama bu başarı her çeşit mahsulünyetişebildiği, verimli topraklardan oluşan bir araziye sadece kış meyvesininekilmesine benzer. Hem tek bir çeşit hem de sadece bir mevsim ürün alınarakheba edilmiş olur o tarla. Öğrencilerimiz ahlaki değerleri temel alan birakademik eğitimden geçerek sosyal hayatta başarılı olmuş, kendi uzmanlıkalanında elle gösterilen bir çalışma disiplini kazanmış ve insaniözellikleriyle de etrafına sürekli ışık saçan, çevresinin gıpta ile baktığıtertemiz gençler olacaklar.
Çocuklarımızadeğerlerimizin okullarda öğretilmesi sağlıklı bir toplum oluşturmak açısındanson derece önemlidir. Onlara Matematik ve Türkçe derslerini öğretmek ne kadarönemliyse değerleri öğretmek de o kadar gereklidir. Öğretimin sadece bilişselyani zihinsel öğrenmelerle sınırlı kalmayıp, öğrencilerin duygu, tutum, değer,inanç gibi duyuşsal davranışların hepsinin geliştirilmesi yani eğitiminbütünselliğini tamamlayan unsurlardan biri de değerler eğitimidir.
Yeni yetişen bir insaniçin hangi davranışların doğru, hangi davranışların yanlış olduğu bir insanınhayatını hangi temel değerlere yönlendirilmesi gerektiği, okul programlarındadoğrudan veya dolaylı olarak yer almaktadır. Bu çerçevede, değerlerin öğretimidünyanın her yerinde okul eğitiminin amaçları arasında bir şekildebulunmaktadır. Örneğin, ülkemizde 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu'na göreTürk millî eğitiminin genel amaçlarından birisi şöyledir:
“Türk millî eğitiminingenel amacı, Türk milletinin bütün fertlerini;
2. Beden, zihin, ahlak,ruh ve duygu bakımından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe vekaraktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip,insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşısorumluluk duyan; yapıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek.”
Bilindiğigibi, eğitim programlarında yer alan genel amaçlar, tüm okullarda gerçekleştirilmesiistenen devletin uzak hedeflerine yani devletin eğitim politikasına katkıdabulunmak durumundadır. Yukarıda verilen genel amaçlar, Türkiye’deki tümokullarda ve tüm derslerde ulaşılması istenen özellikleri ifade etmektedir.Buna göre, değerlerin öğretimi tüm derslerin veya tüm okul çalışanlarının ortakhedefidir.
Sonyıllarda hızla yok olmaya doğru giden değerlerimizi korumak, çocuklarımıza dahayaşanılabilir bir dünya bırakmak için Millî Eğitim Bakanlığı yeni geliştirdiğiöğretim programlarına doğrudan değerlerimizle ilgili konuları yerleştirmiştir.Bu çerçevede, okullarımızda uygulanan mevcut anaokulu programlarında, ilk veortaöğretim Sosyal Bilgiler, Hayat Bilgisi, Düşünme Eğitimi ve özellikle DinKültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde değerlerin öğretimi ayrıntılı bir şekildeyer almaktadır.(Ek: 1)
Bilindiğigibi, eğitim alanında, eğitim programı, öğretim programı ve ders programı kavramlarıkullanılmaktadır. Etkili bir eğitim için iyi hazırlanmış eğitim programlarınaihtiyaç duyulduğu görülmektedir. Ülkemizde Milli Eğitim Bakanlığı’nınbelirlediği merkezden oluşturulan resmî eğitim programları uygulanmaktadır. Buprogramlar öğrencilerin davranışlarından, öğrenme öğretme etkinliklerine vebunların değerlendirilmesine kadar her şeye rehberlik etmektedir. Eğitimprogramı, belli bir eğitim kurumunda, ders içi ve ders dışı tüm eğitim öğretimetkinlikleriyle ilgili olmak üzere, belirlenen eğitim amaçlarını, ilkelerini,amaçları gerçekleştirecek olan dersleri, ders konularını, bunların gerçekleştirmezamanını, sırasını, eğitim öğretim uygulamalarıyla ilgili diğer bilgi veöğeleri içeren bir eğitim rehberidir. Okul eğitimini düzenli, planlı, sistemli hâlegetiren eğitim programlarıdır. Programlar, bir ülkedeki sosyal ve kültürelbütünleşmeyi, sürekliliği sağlayan en önemli dokümanlardır. Bir eğitimkurumunun veya sosyal çevrenin, bireylerin yaşantılarını düzenlemek vezenginleştirmek için yürüttüğü tüm etkinlikler eğitim programına dâhildir. Buanlamda, yönetmelikler, öğretim programları, sosyal kol çalışmaları, özelgünlerin kutlanması, rehberlik hizmetleri, sağlık çalışmaları, geziler,yetiştirme kursları, kültürel, sanat vb. çalışmalar eğitim programına girer.
Günümüzde, eskidenolduğu gibi okullarda her çeşit bilgileri öğretmek yerine, öğrencilere içindeyaşadıkları hayata uyum göstermelerini sağlayacak bilgi ve becerilerinkazandırılmasına önem verilmektedir. Buna bağlı olarak, eğitim programlarındabazı özellikler aranmaktadır. Bu nedenle, eğitim programı, öğrencilerin bilişsel,duyuşsal ve devinişsel yönden gelişimini sağlayacak nitelikte tasarlanmalıdır.Ancak eğitim programında tasarlananlar ile sınıf içinde gerçekte yaşananlarınfarklılık gösterebileceği de göz ardı edilmemelidir. Eğitim sürecinde, eğitimprogramının (resmî programın) amaçladığı bilişsel, devinişsel ve duyuşsal öğrenmesonuçları yanında, amaçlanmamış öğrenme sonuçları da ortaya çıkabilmektedir. Amaçlanmamışöğrenme sonuçları, yan öğrenmeler olarak da adlandırılmakta ve örtük program kapsamındaele alınmaktadır. Bu durum, her okulun yazılı ve açıklanmış resmî eğitimprogramının yanında yazılı olmayan örtük programının da olduğu düşüncesinegötürmektedir. Bu nedenle resmi programların geliştirilmesi kadar örtükprogramın açığa çıkarılması da önem kazanmaktadır.
[9]Örtük program,okuldaki resmî programın içinde açık olmayan bütün eğitimsel deneyimleri temsileder; okul kurallarının, düzenlemelerin, fiziksel ve sosyal çevreninöğrencilerin öğrendiklerine etkisini kapsar. Örtük program, okulda ve okuldışındaki düzenlemelerin açıkça belirtilmeyen kasıtsız öğrenme çıktılarınıiçermektedir. Bu bağlamda standart öğrenme etkinlikleri, öğretmenin kullandığıdil ve aynı zamanda ders kitapları, görsel işitsel materyaller, mobilyalar vemimari, örtük programın kaynakları olarak düşünülebilir. Öğretimfaaliyetlerinin önemli bir kısmının gerçekleştiği yer olan sınıfların, oturmadüzeni ve sınıfta bulunan araç gereç, mobilya, resim vb. ile donatılma biçimi,öğrenci sayısı gibi fiziki düzenlemeler ve özellikler örtük programı temsileden önemli unsurlar içermektedir. Sınıfın fiziki ortamı, öğrencilerin duyuşsalözelliklerinin gelişimini de etkilemektedir.
Eğitimsisteminin, duyuşsal davranışların kazandırılmasını gizli müfredata (örtükprogram) havale ettiği söylenebilir. Örtük programı, duyuşsal gelişimin vedeğerlerin doğal sürecini destekleyen önemli bir alandır. Örtük program, doğasıgereği informal, dolaylı ve deneyimsel olduğu için bireylerin duyuşsalözelliklerini oldukça etkilemektedir. Örtük program eğer okul tarafındankontrol edilmiyorsa bu durum öğrencilerin olumsuz yaşantılarla ve hatta kötüdeneyimlerle karsılaşmalarına neden olabilmektedir. Bu nedenle, örtük program, resmîprogramı destekleyen istendik duyuşsal özelliklerin geliştirilmesinde etkiliöğrenme ortamının oluşmasına katkı sağlayabilir.
[10] Öğretim programlarının sosyolojik boyutlarındanbirisi olarak, açık program dışında bir de ders dışı etkinlikleri de içinealan, yazılı olmayan gizli programdan bahsedilmektedir. Gizli program aracılığıile eğitim kurumu içinde toplumsal denetim sağlanır. Resmî ve açık program yanısıra, belirli değer, tutum ve ilkelerden oluşan bir gizli program, öğretmenlertarafından öğrencilere örtük, kapalı biçimde aktarılır. Böylece kültürelyeniden üretim gerçekleştirilmiş olur.
[11] Gizli program kavramının içeriği çok geniştir. Dersdışı etkinlikleri de içine almaktadır. Bu programın en belirgin özelliği,yazılı olmamasıdır. Bu nedenle kavramın sosyolojik niteliği daha fazladır. Bugeniş içeriğe şu yönler girmektedir: Okul içinde görev yapan öğretmen ve yöneticilerindavranışları, yaklaşımları, inançları, değer yargıları, okul atmosferininniteliği, değerleri, okul içi ortamın öğrencilere sağladığı etkileşim örüntüsü,okul içi yazılı olmayan kuralları, rutinleri, disiplini, otoriteye itaat etmegibi kültürel tutumlar ve daha birçok kültürel etken.
[12]Mahmut Tezcan gizli programın ana özelliklerini şunoktalarda toplamaktadır:
[13]a) Örgün program yanında eğer iyi düşünülmüş vedüzenlenmişse, yazılı olmayan programın da demokratik toplum idealinesağlayacağı katkı büyüktür.
b) Bloom, gizli programın birçok bakımlardan açıkmüfredattan daha etkin olduğunu belirtir.
c) Eğitimin icra ettiği en derin ve etkiliişlevlerine değindiği için hâlâ çekici bir kavramdır.
d) Gizli programın bir sonucu, yabancılaşma olabilir.
e) Kurallar, rutinler ve düzenlemeler, çeşitliöğrencileri ayrılmaya, kopmalara ve takiyeye götürebilir (Jackson’a göre).
e) Kavram belirsizdir. Bu da onun geniş bir içeriğesahip oluğundan kaynaklanmaktadır.
f) Okuldan çıkarılma, karamsarlık, kadercilik,okulsuzluğa yönelme gibi sonuçlar bakımından gizli program düşüncesine tepkilersıralanabilir.
g) Öğrencilerin toplumsal hayata uyumunu sağlamadagizli program bazı durumlarda eğitim programları kadar etkili olmaktadır.Eğitim aşamasının her düzeyinde gizli programın öğrencilerin öğrenmeleriüzerinde etkili olduğu bilinmektedir. Ayrıca, var olan toplumsal düzenin canıgönülden kabul edilmesini ağılama eğilimindedir.
Program geliştirme uzmanları genellikle, okullardaokutulan derslerin programını hazırlama çabalarına önem vermekte, ders dışıetkinlikler için herhangi bir program çalışması yapmamaktadırlar. Özellikle debireylerin yaratıcılıklarını geliştirici etkinliklerin düzenlenmesine ilişkinprogram düzenlemelerine yeterince yer ve zaman ayırmamaktadırlar. Programgeliştirme uzmanları, gizli programı, normal eğitim programının bir parçasıdurumuna getirebilmelidirler. Bu yoldan öğrencilerin ders dışı konulardan bilgiedinmeleri ve kendilerini geliştirmeleri sağlanabilir. Gizli müfredat,bireylerin değişik ihtiyaçları ve yaratıcı yönlerini ortaya çıkaracak biçimdetasarımlandığında, normal eğitim programlarıyla bütünleşmesi sağlanabilir.
Değerlerin Öğretiminde KullanılabilecekYaklaşımlar Okullardadeğer öğretiminin nasıl yapılması gerektiği konusunda farklı yaklaşımlarbulunmaktadır. Okullarda kazandırılmak istenen değerler, geleneksel telkinyöntemiyle aktarılabileceği gibi değer açıklama yaklaşımı ile öğrencinin kendideğerlerinin farkına varması yoluyla da sağlanabilir. Ayrıca öğrencinindeğerlerini anlamak ve değerinin sistematik çözümlemesini yapmak amacıylaahlaki muhakeme ve değer çözümlemesi yaklaşımları da kullanılabilir. Alanlailgili kaynaklar incelenerek değer öğretiminde kullanılan farklı yaklaşımlaraşağıda verilmiştir.
Kore savaşınınardından, Amerika'da en çok dikkat çeken iki ana ahlak eğitimi yaklaşımıortaya çıkmıştır. Bunlardan biri, değer çözümlemesi üzerinde odaklaşmış olan,“değerleme süreci” ve “değer açıklama” ve diğeri de Kohlberg'in “ahlakeğitiminin bilişsel gelişimsel görüşüdür.”
[14]Ahlak ve değeröğretimini aynı gören, Carter III, değerleri ve ahlakı öğretmek için altıyaklaşıma işaret eder:
[15]Öğretici: Buyaklaşım, öğretilecek belli bir değer grubu kabul eder ve öğrencilere aktarır.
Klasik: Tümöğrencilere felsefe anabilim dalından seçimlik dersler sunar.
Yaşantısal: J.Dewey tarafından ortaya atılmıştır ve istenen ahlaki karakter için model olmaküzere bazı öğrenci liderleri belirlenir.
Gelişmeyeyönelik: Yaşantısal yaklaşımın, kişiselleştirilmiş bir versiyonu gibi görünürve öğrenciye gerçek/hâlihazır dünyada değerleri sorgulamayı gerektirir.
Gelişimsel:Piaget ve Kohlberg'in çalışmalarından türemiştir.
Meslek öncesi:Genel amacı, öğretim boyunca (tam veya bir kredili) düzenli bir derste,öğrencileri değerlerle tanıştırmaktır.
Değerler Öğretiminde Kullanılan Yöntem veTeknikler Öğretim, plânlı, programlı eğitimçalışmalarıdır. “Öğrencilere yeni bilgi, beceri ve tutumları nasılkazandıracağız, nasıl öğreteceğiz?” konusu öğretme yolları konusunu içerir.Eğitim durumları denilen bu alan kaynak, araç ve gereçler ile yöntemlerikapsar.
Değerler ya daahlak eğitiminde diğer ders ve konularda kullandığımız tüm yöntemlerikullanabiliriz. Ancak, değerler ve ahlak öğretiminde, eğitsel oyun, işbirliğinedayalı grup çalışmaları, çoklu zekâ, örnek olay incelemesi ve dramatizasyonyöntemleri etkili bir şekilde kullanılabilir. Bunları kısaca başlıklar hâlindeşöyle sıralayabiliriz:
Oyun YoluylaÖğretim: Bireylerin fiziksel, zihinsel yeteneklerini geliştirici, hayatı zevklikılıcı, estetik nitelikleri ve beceriyi geliştirici etkinliklerdir, diyetanımlanabilir. Eğitsel oyunlar, öğretilen bilgilerin pekiştirilmesini ve rahatbir ortamda tekrar edilmesini sağlayan etkinliklerdir.
İşbirliğineDayalı Öğrenme Öğretme: Öğrencilerin küçük gruplar oluşturarak bir problemiçözmek ya da bir görevi yerine getirmek üzere ortak bir amaç uğruna, birlikteçalışma yoluyla bir konuyu öğrenme öğretme yaklaşımıdır.
Çoklu ZekâKuramlarına Göre Öğretim: Çoklu zekâ kuramına göre, insanlar tek bir zekâyasahip değil birçok zekâ yapısına sahiptir. İnsanlarda baskın olan zekâbölümlerini ya da farklı bir deyişle her insanın kendine özgü kolay öğrendiğiöğrenme yolunu kullanarak, o insana öğrenmede zorlandığı pek çok şeyiöğretebiliriz. İnsanların kendilerine en yakın gelen, en çok zevk aldıklarıilgi ve yetenek alanlarını etkili birer araç olarak kullanarak, onlara farklıalanları tanıma ve öğrenme için kapılar açabiliriz.
[16] DramatizasyonYöntemi: düşünce, durum, problem, olay vb.nin bir grup önünde, gruptan seçilenbelli üyelerce dramatize edilerek (oyunlaştırarak) canlandırılması esasınadayanan öğretme yoludur. Dramatizasyon yöntemi, kaynaklarda değişik adlarlaanılır. Rol oynama, rol yapma, toplumsal oyun (sosyo-drama), drama,canlandırıcı oyun (dramatik oyun) denilen bu öğretim yöntemi, dramatizasyonüzerine kurulmuştur.
Dramatizasyon,oyunlaştırma, canlandırma, rol yapma anlamlarına gelmektedir. Rol yapma,öğrencinin kendi duygu ve düşüncelerini başka bir kişiliğe girerek ifadeetmesini sağlayan bir öğretme yöntemidir. Başkalarının kimliğine bürünerek,onların nasıl hissettiğini, düşündüğünü ve etkinlikte bulunduğunu öğrencilereyaşama fırsatı sağlamasından dolayı, rol oynama yöntemi öğretimde özel bir önemtaşımaktadır. Ayrıca rol oynama yönteminin öğretimdeki değerini vurgulayanönemli bir özellik de öğrencilerin bedensel etkinlik içerisinde bulunmaihtiyaçlarını karşılamasıdır.
[17]Örnek Olayİncelemesi Yöntemi: Bir olayın ya da sorunun yazılı veya sözlü anlatıldıktan yada bir film gösterildikten sonra konu hakkında öğrencilerin tartışarak çözüm veönerilerini ortaya koymaları temeline dayanan bir öğretme yoludur.
Örnek olayinceleme, örnek problem çözme ve örnek olay adlarıyla da anılır. Bu yöntem,sosyal ilişkilerle ilgili bir durumu, bir sorunu, bir olayı inceleme, olayınnedenlerini ortaya çıkararak, çözüm yolları önerilmek istendiğinde olayıkişiselleştirmeden genel bir hava içinde ve sorun merkeze alınarak tartışılmasıamacıyla uygulanır. Bu yöntemin amacı öğrencinin karar verme, seçme ve sonucaulaşma ile ilgili yaşantı geçirmesini sağlamaktır.
Örnek olayincelemesi yönteminde tartışılacak olay, öğretmen tarafından verilebileceğigibi bizzat öğrencilerin bir olay yazmaları, anlatmaları veya dramatizeetmeleri şeklinde de uygulanabilir. Olay, yaşanmış olabildiği gibi hayalî deolabilir. Gerçek bir olay bulunamadığı durumlarda yaşanmamış bir örnek olayyazılabilir. Ancak, bir örnek olay ne derece hayalî olmaktan uzaksa ve gerçeğene derece yakınsa o kadar değer taşır.
[18]DeğerAçıklamak
[19]Bu teknikbireyin kendi duygu, inanç, öncelik ve değerlerinin farkında olmasını, güçlü vezayıf yönlerini bilmesini ve hayat onuruna sahip olmasını kapsar. Bu teknikbireyin hayat değerlerini fark etmesine, karar almasına, kararını uygulamasınave başarmasına yardım eder. Hayat becerileri eğitimi olarak da anılır. Değişendünyada öğrencinin hayatının tümünde ona rehberlik edecek bilgi, beceri veduyguları öğrenmesine yardım eder.
Veliler veöğretmenler tarafından telkine dayalı doğrudan değer öğretimi etkisiniyitirmeye başlamıştır. Çünkü genç bireyler veli ve öğretmelerinin dışında,akran gruplarından, televizyondan, yazılı basından, sinema ve sanat dünyasınınyıldızlarından etkilenmeye başlamıştır. Genç insanın kendisine örnekalabileceği insan sayısı artmış, öğretmen ve velinin öğrenci üzerindeki etkisiazalmıştır. Öğrencinin modeli velisi, öğretmeni olabileceği gibi bir şarkıcı,politikacı veya sinema yıldızı da olabilmektedir. Bu yüzden hayatlarında önemlikararlar alma durumlarında akran gruplarının baskısı ve propagandanın etkisialtında kalmaktadırlar.
Öğrencilerinhayatını nasıl yaşayacağı, seçimlerinde ve karar almada nasıl davranacağı veaklına gelen soruların cevaplarını doğru verebilmesi için kendi değerleriniaçıklığa kavuşturması gerekir. Genç veya yaşlı herkes otorite, çalışma,arkadaşlık, para, cinsellik, din, siyaset, boş zaman, okul gibi konulardaanlaşmazlığa düşer, karmaşa ve değer çatışması yaşar. Bugünün genç ve çocuklarıgeçmişe göre daha çok seçenekle karşı karşıyadır. Alternatiflerin çok olmasıonları daha çok karmaşaya ve görgüsüzlüğe itmiştir. Bu karmaşıklık veanlaşmazlık karşısında öğrencilere yardım gereklidir.
Değeraçıklama; sınıf oyunları, sergiler, farklı zaman ihtiyaçlarında alıştırmalar veözel olarak seçilmiş konular sayesinde yapılır. Öğretmenler değer açıklamasınıtüm yaş seviyelerinde ve konularda kullanabilir. Bu yaklaşımı benimseyenöğretmenler grupla çalışmaya önem verirler. Uygulama sırasında her düşünceyesaygı gösterir ve öğrencilerin değerlerini açığa vurmalarını teşvik ederler veyedi basamakta değer kazandırılması temel alınır.
Seçme:
1. Özgürceseçim ya da bağımsız seçim yapma (seçme özgürlüğü),
2. Bir dizimevcut seçeneği değerlendirdikten sonra alternatifler arasından seçebilme,
3. Heralternatifin olası sonuçlarını düşünerek değerlendirdikten sonra seçebilme,
Ödüllendirme:
4. En önemlive değerli olduğu düşünülen şeyleri ödüllendirme ve değer verme,
5. Serbestçe(özgür) seçilen bir değeri açıkça söyleyebilme,
Hareket:
6. Serbestçe(özgür) seçilen değerle uyumlu olan bir hareket tarzıyla (tavır) hareketedebilme,
7. Seçilendeğerle uyum içerisindeki bir hareket tarzında tekrar tekrar hareket edebilme.
Değer açıklamatekniğinde amaç, yukarıda verilen yedi basamağı kullanarak öğrencilerin kendiyaşantıları yoluyla değerleri içselleştirmelerini sağlamaktır. Bu basamaklarınkullanılması durumunda öğrencilerin değer ve davranışlarının farkına varmasıbeklenir.
Değeraçıklamanın anahtar ögesi cevap açıklamadır. Cevap açıklama öğrencinin kendifikirlerini denemesi durumunda onu cesaretlendirir. Öğretmen, öğrencininverdiği cevabı açıklamasına yardım etmek amacıyla aşağıda verilen biçimdesorular sorulabilir:
Senin için buönemli midir?
Şu an mutlumusun?
Diğeralternatifleri yapabileceğini düşündün mü?
Gerçektenyapabilir ve konuşabilir misin?
Aynı şeyleritekrar yapabilir misin?
Sonuç olaraköğretmen sınıf içinde ve dışında öğrencilerin kendi seçim vedeğerlendirmelerini bilinçli olarak geliştirmeleri için fırsatlar sunar. Değeraçıklama yaklaşımında kullanılabilecek örnek uygulamalar şunlardır:
1.Aşağıdaverilen beceri ve değerleri önemine göre sıralayınız.
Cesur olmak | Araştırmacı olmak |
Sorumluluk sahibi olmak (görev bilinci) | Meraklı olmak |
Çalışkan olmak | Güvenilir olmak |
Girişimci olmak | Tutumlu olmak |
Hayattan tat almak | Saygılı olmak |
Başarılı olmak | Üretken olmak |
Öğretmensıralama sonrasında öğrencilerin cevaplarını çeteleler ve sonuçları tartışır.Öğretmen öğrencilerin cevaplarını açıklamaları için onlara açık uçlu sorularsorar. “Bu değer senin için kesinlikle önemli midir? Niçin?” gibi sorularlaöğrencilere cevaplarını açıklama fırsatı verir.
2.Aşağıdaverilen ifadelere katılıp katılmadığınızı belirtiniz:
Katılıyorum Katılmıyorum Düşünce( ) ( ) İnsanlarayardım etmek onları tembelliğe alıştırır.
( ) ( ) Herinsan bir gün yardıma muhtaç duruma düşebilir.
( ) ( ) Yardımseverolmak diğer insanlarla geçinmeyi kolaylaştırır.
( ) ( ) Yardımseverolunmadan da bir toplum var olur.
( ) ( ) Mutluolmak için yardımsever olmak gerekir.
( ) ( ) Herinsan yardıma layık değildir.
Bu tipalıştırmada öğrencilere, her biri için en azından iki seçenek olan bir diziifade sunulur. Öğrenciler seçimlerini yaptıktan sonra öğretmen kendi yaptığıbir çeteleye öğrencilerin verdikleri cevapları işaretler. Öğrencilerindüşüncelerini araştırmak için açıklayıcı sorular kullanılabilir.
3. Cümleleritamamlayınız?
İnsanların…………………………………………………………………..öğrendim.
…………………………………………………………beni mutlu ettiğini öğrendim.
………………………………………………………...ihtiyaç duyduğumu öğrendim.
……………………………………………………………..mutsuz ettiğini öğrendim.
……………………………………………………………………………..düşündüm.
……………………………………………………………………………….üzüldüm.
…………………..…………………………………………………....memnun oldum.
Boşlukdoldurmak, sorular ile öğrenciye değerlerini ve kendisi için önemli olandurumları açıklama fırsatı verir. Öğretmen verilen cevapları eleştirmedenöğrenciye cümleleri açıklama fırsatı verir.
4. Sonu
–malı, -meli ile biten on cümle yazınız.
İyi bir lisekazanmalıyım.
Çok iyi birfutbolcu olmalıyım.
…………………………………
Bu uygulamadaöğrencinin geleceğini ve davranışlarını yönlendiren değerleri ortaya çıkarmaamaçlanmaktadır. Öğretmen öğrenciye açık uçlu sorular sorarak onun cevaplarınıaçıklamasına imkân tanır.
DeğerÇözümlemesi (Analizi)
[20] Değerçözümlemesi tekniği, değer öğretiminde dikkati, düşünceyi ve ayırt etmeyigerektiren bir tekniktir. Değer, sorular üzerinde duygusal olmadan, akılcı birşekilde değer sorularını test eder. Bu teknikte ahlaki gelişim teorisinintersine öğrenciler bir pozisyon alır ve yargılar. Değer çözümlemesi tekniğigerçek ya da yapay bir sorunla karşılaşıldığı zaman uygulanan bir tekniktir.
Bu teknikteöğrenciler örnek olaylarla ahlaki düşünme becerisini kazanırlar. Aynı zamandaöğrenciler bilimsel problem çözme yöntemini sosyal problemlere uygulamayı daöğrenirler,
Öğrencilerindeğerlerle ilgili soruları anlamaları için çözümleme yeteneklerinin ve dikkatyeterliklerinin geliştirilmesi gereklidir.
Değerçözümlemesinde temel görevler şu şekildedir:
1. Konunun(çıkmazın, sorunun) tanımlanması,
2.Alternatiflerin açıklanması,
3. Heralternatifle ilgili kanıtlar toplayarak sonucun tahmini,
4. Kanıtlarındeğerlendirilmesi ve uzun vadeli sonuçların tahmini,
5. Muhtemeldurumların tanımlanması,
6. Her durumiçin mümkün olan sonucun değerlendirilmesi ve açıklanması,
7.Alternatifler arasından seçme ve uygun hareket için karar alma.
Öğrencilerbütün yeterlikleri kazanana kadar her bir aşamayı uygular. Değer çözümlemesiçoğu kez desteklenen ve çok az eleştirilen bir tekniktir. Ancak, bazıbasamakları değer öğretiminin diğer tekniklerine benzer. Değer çözümlemesindede birçok basamak öğretmenin soracağı seri sorulara bağlıdır. Öğretmen 25kişilik bir sınıfta öğrencinin biriyle ilgilenirken diğer öğrenciler ilkbaşlarda dikkatlice dinleyecektir. Ama öğretmenin öğrenciyle diyalogununuzaması durumunda diğer öğrenciler ilgilenmemeye başlayabilirler. Bu durumdankurtulmak için aşağıda verilen çözüm yolları uygulanabilir:
1.Öğretmenöğrencinin ilgi seviyesine dikkat etmelidir.
2.Zamanı iyikullanmak için küçük gruplar şeklinde uygulanmalıdır.
3.Öğrencinindikkati dağıldığı zaman özetleme yapılmalıdır.
4.Değerçözümlemesine, çözüme ulaşmayı görmeye yetecek zaman ve konunun yeterli içeriğiolmadıkça başlanmamalıdır.
Aşağıda değerçözümlemesine bir örnek şudur:
Köpek ve Kurt
Açlıktan ölmeküzere olan bir kurt varmış. Öyle zayıfmış ki kemikleri kısa tüylü kürkündenbile belli oluyormuş. Zar zor yürüyormuş. Yiyecek bulmaya da pek ümidi yokmuş.
Bir ağacayaslanmışken bir köpek ona doğru yaklaşmış “Çok kötü görünüyorsun, çok uzunzamandır yemek yememiş gibisin.” demiş.
“Doğrusöylüyorsun.” demiş kurt. “Sen ve arkadaşların koyunları çok iyi koruduğunuziçin uzun zamandır açım. Şimdi çok güçsüzüm ve yiyecek bulma konusundaümitsizim. Sanırım yakında öleceğim.”
“O hâlde nedenbize katılmıyorsun?” diye sormuş köpek. “Ben düzenli olarak çalışıyorum vekarnımı doyuruyorum. Sen de aynısını yapabilirsin. Bana yardım edersin veberaber koyunları koruruz. Böylece biz de senin koyun çalmandan korkmayız. Sende aç kalma konusunda endişelenmezsin. Bu hepimiz için iyi bir anlaşma olur.”demiş köpek.
Kurt, birkaçdakika düşünmüş ve köpeğin haklı olduğuna karar vermiş. Birlikte köpeğinyaşadığı kulübeye doğru ilerlemeye başlamışlar. Fakat yürürken kurt, köpeğinboynundaki tüylerin azalmış, boynunun incelmiş olduğunu fark etmiş. Köpeğe bunusormaya karar vermiş ve sormuş.
“Bunun içinendişelenme.” demiş köpek. “O boynuma bağladıkları tasmanın yeri, sahibim benigeceleri bağlar.”
“Bağlamak”diye bağırmış kurt. “Sen geceleri bağlandığını mı söylüyorsun? Öyleyse seninlegelirsem benim de boynuma tasma takıp bağlayacaklardır.” demiş kurt.
“Bu doğru!” diye cevap vermiş köpek. “Fakatbuna sonra alışacaksın. Ben bunu artık düşünmüyorum bile.”
“Fakattasmayla bağlanırsam istediğim gibi yürüyüşe çıkamam ve koşmak istediğim yerekoşamam.” demiş kurt. “Eğer seninle gelirsem özgür olamam.” ve böyle dediktensonra kurt dönmüş ve kaçmaya başlamış.
Köpek kurdun arkasındanbağırmış. “Bekle geri dön, istediğim zaman istediğim her şeyi yapamıyorum. Amaben sağlıklıyım ve uyumak için sıcak bir yerim var. Sen hayattan zevk alarakyaşamak için çok endişeleniyorsun. Ben senden daha özgürüm.”demiş.
Sorular:
Köpeğin değerlerinelerdir?
Kurdundeğerleri nelerdir?
Öğrencilerinköpeğin değerlerini desteklemeleri için nedenleri nelerdir?
Öğrencilerinkurdun değerlerini desteklemeleri için nedenleri nelerdir?
Kurdu veköpeği nasıl bir hayat beklemektedir?
Köpek mi yoksakurt mu doğru seçimi yapmıştır?
Bu tip birdeğer çatışması hayatta nasıl karşımıza çıkabilir?
Böyle birdurumla karşılaştığımızda nasıl hareket etmeliyiz?
Verilen hikâyeöğretmen tarafından okunur. Öğrencilerin olayı çözümlemeleri için yukarıdakinebenzer sorular sorulur.