KUTLU FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
KUTLU FORUM

Bilgi ve Paylaşım Platformuna Hoş Geldiniz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Kadınlarla İlgili Uydurma= Mevzu Hdisler

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
@bdulKadir
Adminstratör
@bdulKadir


Mesaj Sayısı : 6717
Rep Gücü : 10015153
Rep Puanı : 97
Kayıt tarihi : 17/03/09
Yaş : 61
Nerden : İzmir

Kadınlarla İlgili Uydurma= Mevzu Hdisler Empty
MesajKonu: Kadınlarla İlgili Uydurma= Mevzu Hdisler   Kadınlarla İlgili Uydurma= Mevzu Hdisler Icon_minitimeÇarş. Kas. 10, 2010 6:42 am

Kadınları aşağılayan uydurma hadisler silinecek!

İŞTE DİYANET'İN AYIKLAYACAĞINI AÇIKLADIĞI HADİSLER İşte ayıklanacak HADİSLER


Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’nun Hazreti Muhammed’e atfedilen ancak doğruluğu olmadığı için temizleneceğini söylediği, özellikle de kadına yönelik şiddeti meşru gösteren hadislerin bir bölümü belli oldu.


Diyanet’in kadını aşağılayan hadislerin temizlenmesi çalışmasına kadın ilahiyatçılardan da büyük destek geldi. Kadınlara yönelik şiddeti, ayrımcılığı, küçümsemeyi onaylayan hadisler olarak gösterilen ve ayıklanması istenen sözlerin bazıları şöyle:

İsrailoğulları olmasaydı et kokmazdı; Havva olmasaydı kadınlar erkeklere ihanet etmezdi.

Kadınlar kaburga kemiğinden yaratılmıştır, onları düzeltmeye uğraşmayın. Onlardan eğrilikleriyle yararlanın.

Eğer kadın, eşi istekli olduğu halde ona cevap vermezse, cehennemdeki yerini hazırlasın.

Kocanın vücudu irin ile kaplı dahi olsa ve karısı onu yalayarak temizlese yine de kocasının hakkını ödemiş olmaz.

Ey kadınlar! Eğer kocalarınızın size olan haklarını bilseydiniz, ayaklarının tozunu yüzlerinizle silerdiniz.

Kadınların dinleri ve akılları eksiktir.

Kadınlar arasında iyi kadın, yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir.

Cehennem halkının çoğunun kadınlardan olduğunu gördüm.

Bir kadın, kocası kendisinden razı olduğu halde ölürse cennete girer.

Kadınların hayırlısı, erkeklerin yaramazlıklarına, kötü huylarına sabredendir, bu sabır onların cennete girmesine sebeptir.

Uğursuzluk üç şeyde vardır: Kadında, evde ve atta.

Dövme yapan ve yaptırana, yüzdeki tüyleri aldıran ve estetik için dişlerini seyrelttiren kadınlara Allah lanet etsin.

En büyük tepki Hz. Ayşe’dendi

Prof. Dr. Beyza Bilgin (Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi eski Dekanı): Kadına yönelik şiddetin meşrulaştırılmasında gelenek, eğitim, kültürün yanısıra din de ister istemez rol alıyor. Özellikle Hz. Muhammed’e atfedilen uydurma hadisler, kadına yönelik şiddetin ve ayrımcılığın sürdürülmesinde gerekçe olarak gösteriliyor. Bu noktada, Diyanet’in bir referans kitap hazırlığı içinde olması, uydurma hadislerden kurtulunması adına çok önemli. Hz. Muhammed’e atfedilen sözlere yönelik en büyük itiraz Hz. Ayşe’den gelmiş. Ebu Hureyye, peygamberin, ’Namaz kılarken önünüzden eşek, kara köpek ve kadın geçerse namazınız bozulur’ diye konuştuğunu rivayet eder. Hz.Ayşe, bu rivayete büyük tepki gösteriyor ve Hureyye’yi ayıplıyor, peygamberin böyle bir sözünün olmadığını savunuyor. Ancak bu ve buna benzer yüzlerce söz, peygamberin hadisi olarak kabul ediliyor.

Şiddeti savunan peygamber olamaz

Dr. Hidayet Tuksal: Hadislere baktığınız zaman iki tür peygamberle karşılaşıyoruz. Bir tarafta kadınlara karşı son derece nazik ve kibar; diğer tarafta ise şiddet dolu, ayrımcı, aşağılayan bir peygamber. Ben, kadınlara yönelik şiddeti savunan ve onları aşağılayan bir peygamberin olamayacağına inanıyorum. Bu nedenle malum hadislere itibar edilmemesini savunuyorum. Bu hadislerin de uydurma, yanlış olduğu bilimsel metotlarla ispatlandı. Bu noktada Diyanet’in çalışması çok yaralı olacaktır.</blockquote>




******************

Hadis, peygamber efendimizin sözlerine denir. Mevzu hadis, kendi şahsi, siyasi,... emellerine ulaşmak için peygamberimizin ağzından uydurulan, Hz. Resül'ün söylemediği halde kendisine mal edilen sözlerdir. Uydurma- mevzu hadisler genellikle kadınlar, siyasi görüşler, ırkçılığa dayanan konular... çerçevesinde dönmektedir.
Kadınla ilgili bazı uydurma-mevzu hadisler:

" Kadınlara okuma- yazma öğretmeyin: " İbn-i Cevzi, İbn-i Hıbban, İbn-i Adıyy hadisi kabul etmez, uydurmadır derler. (Kitabul Mevzuat 2/268)

" Kadınlarla istişare edin, onlara tanışın ve onların söylediklerinin zıttını yapın": Sehavi ve İbn-i Arrak hadisi merfu görmezler. Ebu Hatim, İbn-i Adıyy , İbn-i Cevzi, İbn-i Hıbban hadisin uydurma olduğu görüşündedirler. ( El- Makasıdul Hasene: 248 , Tezkiretul mevzuat :128, Tenzihuş Şeria : 2-204, Silsiletul Ehadis: 432 ) .Ayrıca, Hz. Resul Ümmü Seleme ile istişarede de bulunmuştur (Makasıdul Ha-sene: 585, Silsile: 436, Keşful Hafa :2-3)

" Kadınlara iteat pişmanlıktır." : Sehavi, Ukayli hadisi uydurma kabul ederler. ( Tezkiratul Mevzuat : 128, Kitabul Mevzuat : 2, 272)

" Kadınlar olmasaydı Allah'a hakkıyla ibadet edilirdi". Suyuti, Buhari, İbn-i Adıyy, Ebu Hatim, İbn-i Cevzi, Muhammed Nasuriddin, İbn-i Hıbban hadisi mevzu kabul ederler. ( Silsiletul Ehadisuzzaif : 74, Tenzihuşşeria : 1/62, El-leali : 2/59)

" Kadınlar olmasaydı, erkekler cennete girerdi." : İbn-i Arrak, Es- sakafi hadisi kabul etmezler. ( Camiussağir: 2/113)

"Güzele bakmak sevaptır veya ibadettir, gözü kuvvetlendirir.." : Ebu Nuaym, Durekutni, İbn-i Cevzi, Sehavi, İbn-i Hacer, Iraki, Zehebi, İbn-i Kayyim, Muhammed İbn-i Arrak, Nasıruddin... hadisi uydurma kabul ederler. ( El- Maka- sıd: 129, Silsiletul Ehadissuzaif : 164, Kitabul Mevzuat: 1/63, Mevzuati Aliyyul Kari: 124, Keşful Hafa: 2/317, Tenzihuşşeria: 201...)

"Uğursuzluk kadın, at ve evdedir." : Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed 'in eşleri, Hz. Aişe bu sözü duyunca: Kur'an-ı indirene yemin ederim ki, bunu rivayet eden, Ebul Kasım'a (Hz. Muhammed'e) iftira etmiştir. Resulullah sadece, "Cahiliye insanları, uğursuzluk, kadın, ev ve hayvandır" dediklerini söylerler.
Hz. Resul bu sözü cahiliye dönemi (İslam öncesi dönem) insanlarının bir sözü olarak nakleder . İslam, cahiliye görüş ve adaletlerini tümden reddettiği gibi, uğursuzluk kavramını da kabul etmemekte, reddetmektedir.

" Kadınların akılları ferclerindedir :" : Sehavi, Aliyyul Kari, Acluni sözün uydurma olduğunu kabul ederler. ( El-Makasıd:292, El esrarul Merfua : 246, Keşful Hafa: 2/62)

" Döl getiren siyah bir kadın, döl getirmeyen beyaz bir kadınla hayırlıdır". Iraki, hadis uydurmadır der. ( Mevzuatı Aliyyul Kari : 73). İslâm'da hayırlı olmanın ölçüsü takva (Sevgi ile karışık korku)'dur. Ayrıca Kur'an çocuk sahibi olmanın veya olmamanın Allah'tan gelen bir imtihan vesilesi olduğunu da bildirir . (Şura Suresi : 49-50)

"Eğer bir kimsenin bir kimseye secde etmesini emretseydim, erkeklerin kadınlar üzerinde olan haklarından dolayı kadınların erkeklere secde etmelerini emrederdim.

Tirmizi, Rada, 10/1159; Ebu Davud, Nikah 40/2140 Ahmed b. Hanbel, Müsned VI, 76; İbn Mace, Nikah 4/1852

"Kocanın vücudu irin ile kaplı dahi olsa ve karısı onu yalayarak temizlese yine de kocasının hakkını ödemiş olmaz.

İbni Hacer El Heytemi 2/121 Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 239
Ey kadınlar! Eğer kocalarınızın size olan haklarını bilseydiniz, ayaklarının tozunu yüzlerinizle silerdiniz.
Hafız ZehebiBüyük Günahlar Sayfa 187

Karı ve kocayı birbirinin dostu ilan eden (Tevbe Suresi : 71), eşlerin ikisinin de birbirine ısınıp aralarında muhabbet ve merhamet oluşturan (Rum Suresi : 21). Allah'ü Teala'nın yüce Resül'ü "Sizler (Kız-erkek) çocuklarınızı seviniz, kız çocukları kendi kendilerini sevdirirler" buyururlar, Hz. Ömer:" Cahiliye döneminde kadınları, hiç bir şey saymazdık. Taki İslam geldi, Allah'u Teala onlardan bahsedince, o zaman kadınların üzerimizde bir takım hakları olduğunu gördük" derken, iyi amel işleyen kadın veya erkeğin cennete gideceğini bildiren (Nisa Suresi:124) dinimizin ve onun yüce ilahının kulları arasında ayırım yapacağını kabul etmek imkansızdır. O, rahman ve rahimdir.

*****************



KADINLARLA İLGİLİ MEZHEP VE HADİS KÖKENLİ UYDURMALAR

Bu uydurmaların yapılışındaki en temel hedef kadının erkeğine kayıtsız, şartsız itaatini sağlamak olmuştur. Uydurma hadislerle kadının erkeğe her konuda itaati farzlaştırılmış ve bir ibadet gibi sunulmuştur.
Eğer bir kimsenin bir kimseye secde etmesini emretseydim, erkeklerin kadınlar üzerinde olan haklarından dolayı kadınların erkeklere secde etmelerini emrederdim.
Tirmizi, Rada, 10/1159; Ebu Davud, Nikah 40/2140 Ahmed b. Hanbel, Müsned VI, 76; İbn Mace, Nikah 4/1852
Kocanın vücudu irin ile kaplı dahi olsa ve karısı onu yalayarak temizlese yine de kocasının hakkını ödemiş olmaz.
İbni Hacer El Heytemi 2/121 Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 239
Ey kadınlar! Eğer kocalarınızın size olan haklarını bilseydiniz, ayaklarının tozunu yüzlerinizle silerdiniz.
Hafız ZehebiBüyük Günahlar Sayfa 187
En titiz hadis çalışması olan Buhari’de birinci alıntıladığımız hadisi görmemiz, Kuran yalnız ve yalnız Kuran diye niye defalarca tekrar edip durduğumuzun anlaşılmasını bir kez daha sağlayacaktır. Yukarıdaki uydurmaları Peygamber’e fatura edenler, ne yazık ki bu uydurmaların reddi olan Kuran İslam’ını Peygamber düşmanlığı, bu uydurmaların kabulü olan hadislerin, mezheplerin, geleneklerin İslam’ını ise Peygamber’i sevme şampiyonluğu ilan ediyorlar. Böylece kadınları eksik akıllı ve eksik dinli ilan edenler, kimin dinde ve akılda eksik olduğunu gösteriyorlar.


Kadınların dinleri ve akılları eksiktir.
Sahihi Buhari
Çok lanet ediyor ve kocalarınıza karşı nankörlük ediyorsunuz. Aklı başında bir erkeğin aklını sizin kadar çelebilen aklı ve dini eksik başka bir varlık görmedim.
Müslim, İman, 34/132 İbn Mace, Fiten 19/4003
Kadınları erkeğin kölesi yapan zihniyet bununla yetinmeyip kadınların çoğunu cehennemlik, dinen eksik ilan edip Kuran’ın açık izahlarıyla da çelişir.
Kadınlar arasında iyi kadın, yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir.
Sahihi Buhari
Ey kadınlar topluluğu! Sadaka veriniz ve çok istiğfar ediniz. Çünkü ben Cehennem halkının çoğunun sizler olduğunu gördüm.
Müslim, İman, 34/132 İbn Mace, Fiten 19/4003
KADINA CENNET VİZESİ KOCADAN
Bu hadisler gibi kadınların çoğunun cehennemlik olduğunu iddia eden hadislerin yanında, kadının cennete gidişi için kocasının kendisinden memnuniyeti şart olarak gösterilir.
Bir kadın kocası kendisinden razı olduğu halde ölürse Cennete girer.
Riyazus Salihin
Kadınların hayırlısı, erkeklerin yaramazlıklarına, kötü huylarına sabredendir, bu sabır onların cennete girmesine sebeptir.
Kadınlara Dini Bilgiler sayfa:88
Müslim de, Buhari de, Tırmızi de, Muvatta da, Şii kaynaklar da, Emevi ve Abbasi döneminde uydurulmuş, bazı kişilerin kadına kendi bakış açılarını dinselleştirmeye çalışmalarının ürünü olan, bu tip uydurmalarla doludurlar. Oysa Kuran’ın hiçbir yerinde biraz önce örneklediğimiz tipteki hadisler gibi kadınların çoğunun kötü, cehennemlik, dinen eksik olduğu geçmez. Kuran, üstünlüğü erkek veya kadın olmaya değil, Allah’a yakın olmaya, Allah’ın dininde titizliğe bağlar.
Ey insanlar ! Biz sizi bir erkek, bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler kıldık. Şüphesiz Allah katında en üstün olanınız takvaca en ileride olanınızdır.
49Hucurat Suresi 13
Ayetten de anlayacağımız gibi Kuran üstünlüğü bir ırka, bir kabileye veya erkek, kadın gibi bir cinsiyete değil, Allah’ın dinine titizlik, Allah için hatalardan sakınma tipi manalara gelen takvaya bağlamıştır. Oysa buraya kadar gördüğümüz hadislere göre kadın olmak daha baştan cehennemlik olma ihtimalini arttıran bir unsurdur. Bu zihniyet, eksik ve cehennemlik ilan ettiği kadını ezik karakterli bir varlığa dönüştürüp, erkeğin kumandasına verir ve kumandaya itaati de din diye insanlara dayatır. Kuran’ın İslam’ının bu uydurulmuş dinden neden ayrılması gerektiğini daha da iyi anlamak için en itibarlı (!) uydurma kaynaklarını inceleyelim:
Namazı bozan şeyler kara köpek, eşek, domuz ve kadındır.
Sahihi Müslim, Salat 265; Tirmizi Salat 253/338 Ebu Davud, Salat, 110/720
Uğursuzluk üç şeyde vardır: Kadında, evde ve atta.
Ebu Davud, Tıb, 24/3922; Müslim, Selam, 34/115 Buhari, Nikah, 17/4805
Kadını uğursuz, namazı bozucu ilan eden zihniyetin iki meşhur yazarı İmamı Şarani ve İmamı Gazali ise kadının neden evde tutulması gerektiği ile ilgili şu aydınlatıcı (!) bilgileri ilerideki nesillere miras bırakmışlardır.
**************

_________________
Elif gibi yalnızım,
Ne esrem var, ne ötrem.
Ne beni durduran bir cezmim,
Ne de bana ben katan bir şeddem var.
Ne elimi tutan bir harf,
Ne anlam katan bir harekem...
Kalakaldım sayfalar ortasında.
Bir okuyan bekledim,
Bir hıfzeden belki...
Gölgesini istedim bir dostun med gibi…
Sızım elif sızısı...

Kadınlarla İlgili Uydurma= Mevzu Hdisler Sdfghj15


En son @bdulKadir tarafından Çarş. Kas. 10, 2010 10:50 am tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://kutluforum.yetkinforum.com
@bdulKadir
Adminstratör
@bdulKadir


Mesaj Sayısı : 6717
Rep Gücü : 10015153
Rep Puanı : 97
Kayıt tarihi : 17/03/09
Yaş : 61
Nerden : İzmir

Kadınlarla İlgili Uydurma= Mevzu Hdisler Empty
MesajKonu: Geri: Kadınlarla İlgili Uydurma= Mevzu Hdisler   Kadınlarla İlgili Uydurma= Mevzu Hdisler Icon_minitimeÇarş. Kas. 10, 2010 6:49 am

Diyanet’ten Mehmet Şevket Eygi’ye cevap
Diyanet İşleri Başkanlığı, hadisleri ayıklama çalışmasını ağır sözlerle eleştiren Eygi’ye ’öteki dünya’yı hatırlatarak yanıt verdi: “Açık görüşlü ve samimi Müslümanlar iyi şeyler yapıyor. Ama bu iftiralarınızla hem ahirette hem de hukuk önünde sizinle hesaplaşacağız.”
Kadınlarla İlgili Uydurma= Mevzu Hdisler ManKaeyskng

Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın başlattığı “kadını aşağılayan, şiddet ve ırkçılık içeren” hadisleri ayıklama projesini 3 yıldır çok ağır sözlerle eleştiriyordu.

Eygi “Konulu Hadis Projesi” yle ilgili çalışmaların Batı basınında “İslam’da devrim” başlığıyla yayınlanması üzerine peş peşe ağır yazılar kaleme aldı. “Avrupalılar istemediği için bazı hadislerin atılmaya çalışıldığını” öne sürdü. Proje’nin “anlı secde görmemiş açık görüşlü ve oryantalist kişilerce” yürütüldüğünü iddia eden Eygi, “Ey Müslümanlar uyanın” diye çağrı yaptı.

Diyanet İşleri Başkanlığı, üç yıldır süren bu eleştirelere ilk kez sert bir açıklamayla yanıt verdi. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Görmez önceki gün Başkanlık adına bu iddialara yanıt verirken Eygi’yi ’Samimi Müslümanları Diyanet’e karşı tahrik etmekle“ suçladı.

İşte, Eygi’nin tartışma yaratan yazıları ve Diyanet’in cevapları:

Eygi:

Alnı secde görmeyenler hadisleri ayıklayacakmış!

Diğer bir ayıklama işi de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın üzerine tahmil edilmiştir (yüklenmiştir.) Kadınlarla ilgili olup da feminizme, muasır (çağdaş) kadın anlayışına uymayan bazı hadisler ayıklanacakmış. İnsan inanmak istemiyor, biz Müslümanlar dinimizi ” onların “ anlayışına uydurmak zorunda mıyız? Alnı secde görmemiş, bazısı Beyaz Türk yani iki dinli, iki kimlikli, bazısı ateist olan kişiler ve kurumlar birtakım hadîsleri istemiyorlarmış ve bu yüzden ” ayıklama “ yapılacakmış. (19 Temmuz 2006)

Diyanet: AĞIR BİR İTHAM VE İFTİRA

Prof. Dr. Görmez, özellikle ’yüklenmiştir’ ifadesine atıfta bulunarak bu ifadenin ağır bir itham ve iftira olduğunu söylüyor. Daha sonra ise projenin özünü açıklıyor: ”İddialarınızın aksine, Konulu Hadis Projesine, samimi birkaç hadis hocasının öncülüğünde hadis ve sünnetin günümüz okurlarına doğru şekilde anlatılması gayreti ile başlamıştır.

Eygi:

Papaz danışman!

“Onlardan bazısı sahih hadisleri ayıklama konusunda Katolik bir Cizvit papazıyla işbirliği yapmaktır.” (3Mayıs 2009)

Diyanet:

Size yakışmadı!

Prof. Dr. Görmez, cevap yazısında kurulun 6 kişiden oluştuğunu belirtiyor ve daha sonra ağır bir ifade kullanarak Eygi’ye bu yazıyı yakıştıramadıklarını belirtiyor: “Türkiye’deki yüze yakın ilim adamının bir Cizvit papazının danışmanlığında uluslararası siyasetin emri ve direktifiyle Hadis-i Şerifleri ayıklamaya çalıştığını iddia etmek, sizin gibi bir kaleme yakıştıramadığımızı ifade etmek istiyorum.”

Eygi:

Müslümanlar, uyanın

Diyanet 80 uzman ile Hadisleri ayıklıyormuş, Diyanet bir devrim yapıyormuş. Müslümanlar! Siz kaçıncı uykudasınız. Maşallah siz yatakta uyuyorsunuz, ayakta uyuyorsunuz, yürürken, konuşurken hep uyuyorsunuz, lakin onlar uyumuyor, gece gündüz çalışarak hadisleri ayıklıyor. (23 Mart 2009)

Diyanet:

Müslümanları tahrik ediyorsunuz

Bu ifadelerinizle tepeden bakan, tahfif edici bir üslupla hayal mahsulü itham ve iftiralarla, samimi Müslümanları Diyanet İşleri Başkanlığı’na karşı tahrik ediyorsunuz. Dolayısıyla gerek hadislerin ayıklanması, gerekse devrim iddiası ecnebilerin asparagas haberlerine dayalı bir evhamdan ibarettir.

Eygi:

Diyanet’te yerli oryantalisler

Fransızların Eminence Grise diye bir tabirleri vardır. Şahsı ön plana çıkmayan ismi fazla bilinmeyen lakin işleri perde arkasından yürüten çekip çeviren başdanışmanlık yapan etkili isim manasındadır. Bizim Diyanet İşleri Başkanlığı’nda böyle bir zât vardır. Bazı özelliklerini sayayım. Çok güçlü bir devlet adamı tarafından oraya yerleştirilmiştir. Ankara ekolüne mensup olduğu söyleniyor, yani Fazlurrahmancı. Takiyye yapıyor yani inanç ve meşrebini gizliyor.(6 Mart 2009)

Diyanet:

Gıybet yapıyorsunuz

Başkalarının ağzıyla naklettiğiniz tamamen gıybet, dedikodu, nemime ve koğuculuk eseri olan bu ifadeler, zihninizdeki bu kurgularınız, sadece Sevgili Peygamberimizin şu hadisini hatırlatma vesilesi olmaktan başka hiçbir anlam taşımıyor: “Kişiye yalan olarak her işittiğini söylemesi yeter!” (Müslim, Mukaddime, 3).

Eygi:

Medrese diploması istiyor

Son yıllarda Diyanet’te geleneksel icazetli Sünnî din âlimlerinin sayısı ve tesiri azaldı. Bunların yerlerini yerli oryantalistler, akademisyenler, açık fikirli profesörler aldı. (6 Mart 2009)

Diyanet:

Medrese dönemi sona erdi

Sadece Diyanet’te değil, icazet dağıtan medreseler dönemi sona erdiği için Diyanet’te de geleneksel icazetli din alimlerinin azaldığı, yerlerini 5-6 akademisyenin ve açık fikirli profesörlerin aldığı doğrudur. Ancak büyük emekler sarf eden bu hocalarımızı yerli oryantalistler diye tavsif etmeniz adalet, insaf kurallarıyla bağdaşmamaktadır.

İlahi adaletin tecelli edeceği gün!

Prof. Dr. Görmez, yazısını ise çok anlamlı bitiriyor. Yazısında hem a hem de ahirete atıfta bulunuyor: “Başta Diyanet İşleri Başkanlığı camiası ve Türkiye Diyanet Vakfı Yayın Kurulu Üyeleri olmak üzere, Konulu Hadis Projesinde yer alan yüze yakın ilim adamı adına yanlışlar düzeltilip helallik dilenmedikçe; hem ilahi adaletin tecelli edeceği günde haklarımızın baki kalması, hem de mer-i mevzuatın öngördüğü hukukî haklarımızın baki kalması şartı ile bu hususların kendi köşenizde kamuoyuna duyurulmasını istirham ederim.”

‘UYDURMA’ HADİSLER

Dİyanet’İn oluşturduğu kurul, daha önce bazı ilahiyatçıların ’uydurma’ olduğunu belirttiği bazı hadislerin Peygamber’in sözü olup olmadığını araştırıyor. Bu hadislerden kadını aşağılayan yönler taşıyan bazıları basına şöyle yansımıştı:

* Eğer kadınlar olmamış olsaydı, Allah’a hakkıyla kulluk - ibadet yapılabilirdi.
* Kadınlara danışın, sonra da onları söylediklerinin tersini yapın
* İşlerini bir kadına havale eden bir toplum iflah olmaz.
* Kadınlar için dışarı çıkmak kadar da kötü olan bir şey yoktur... Onlar için evlerinden daha hayırlı bir şey de yoktur.
* Kadınları odalarda rahat edebilecekleri yerlerde oturtmayın, onlara yazı yazmayı öğretmeyin. Onlara yün eğirmeyi ve Nur suresini öğretin.

PROJE NEYDİ?

“Konulu Hadis Projesi” Diyanet İşleri Başkanlığı’nca 2006’da başlatıldı. 19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yavuz Ünal’ın koordinatörlüğünde hadislerin gruplandırılmasını öngörüyor. Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Yayın Kurulu Başkanı Prof. Dr. Saim Yeprem o tarihte çalışmayı şöyle anlatmıştı: “Günümüz diliyle, günümüz insanının anlayacağı yaklaşımlarla anlatılacak. Kur’an-hadis bütünlüğü göz önüne alınarak, güncel olmayanlar tarihî değerinde bırakılacak. ”

BATI NASIL YORUMLADI

Hadis Projesi geçen yıl şubat ayında İngiliz basınında geniş yer buldu:

“Türkiye’nin Peygamber’e yeni bir gözle bakışı sonuçlanmak üzere” (Financial Times)... “Türkiye 21. yüzyıl İslamı için çalışıyor” (Guardian)... “Ahlak, adalet ve kadın hakları: 21. yüzyıl İslamı’nın portresi” (The Times)... “Türkiye İslam” ı yeniden yorumluyor. Diyanet’in hazırladığı bu yeni anlayış İslam’ın modernleşmesi için devrim niteliğinde bir girişim niteliği taşıyor. “ (BBC)

The Times Prof. Dr. Mehmet Görmez’in şu sözlerine yer vermişti: ” Proje, İslam’daki modernist damarın yorumlarından esinleniyor. Modern klişeler bu gerçeği karartıyor ama yeniden yorumlama İslam’ın esaslarından biridir... Biz İslam’ın kişi onurunu, insan haklarını, adaleti, ahlakı, kadın haklarını, başkalarına saygıyı telkin eden yanını vurgulamak istiyoruz.

GÖRMEZ YALANLAMIŞTI

Batı basınında çıkan bu haberler üzerine. Prof. Dr. Mehmet Görmez, şu açıklamayı yapmıştı: “Çalışmamız üç ana eksende odaklanıyor. Birincisi tarih içerisinde Peygamberimiz’e atfedilen, ancak doğruluğu olmayan hadislerin ayıklanması. İkincisi yanlış olarak yorumlanan sözlerin doğru yorumlanması. Üçüncüsü ise doğru yorumlandığı halde günümüz şartlarında daha iyi anlaşılması için çaba sarf edilmesi. Hadislerin 21. yüzyıla uyumlu hale getirilmesi, İslam’ın teolojik temelinde değişikliğe gidilmesi gibi asılsız ve mesnetsiz iddiaların öne çıkarılması teessürle karşılanmıştır.


**********************
T.C.
BAŞBAKANLIK
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

Sayı : 41
Konu: Açıklama
28.02.2008
BASIN AÇIKLAMASI

Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından desteklenen Konulu Hadis Projesi hakkında son günlerde başta BBC olmak üzere Batı’da ve ülkemiz medyasında çıkan haberler üzerine aşağıdaki açıklamanın yapılmasına lüzum görülmüştür.

Ülkemizde din eğitimi ve hizmeti veren çevrelerde, Hz. Peygamber’in vermek istediği mesajın sade ve anlaşılır bir dil ile sunulduğu yetkin bir esere ihtiyaç bulunduğu çeşitli vesilelerle dile getirilmektedir. Bu çerçevede Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı Yayın Kurulu somut ve kapsamlı bir adım atmış ve “Konulu Hadis Projesi” ismiyle özgün bir çalışma başlatmıştır.

Hadis Projesinde, 7 Bilim Kurulu Üyesi, 10 veri hazırlama ve kontrol görevlisi ve farklı İlahiyat Fakültelerinde Hadis alanında görev yapan 85 akademisyen yazar olarak çalışmaktadır.

Hadis alanında uzmanlaşan akademisyenler tarafından, Hz. Peygamber’in mesajının, günümüz insanına anlayabileceği bir dil ile sunulmasının hedeflendiği çalışmada, tarihsel süreç içerisinde rivayetler üzerine yapılan yorumlar dikkate alınmakta; yanlış anlamalar söz konusu ise tashih yoluna gidilmekte; ancak güncel değer taşımayan mesele ve yorumlara yer verilmemektedir.

Konunun işlenişinde, hadislerin ayet ve hadis bütünlüğü içersinde izahı yoluna gidilmekte; hadisler değerlendirilirken temel dini metinlerin birbirleriyle olan irtibatı ve metinler arası iç bütünlük dikkate alınmakta; özellikle Kur’an-Hadis birlikteliği metne yansıtılmaktadır. Hadisler yorumlanırken, klasik hadis kaynaklarının yanında, İslam kültüründe ortaya çıkan şerhler, erken dönem tefsir, fıkıh, kelâm, siyer-meğâzî vb. literatürden yararlanılmaktadır.

İslam geleneğinin kendine özgü anlama ve yorumlama metodolojisinin esas alındığı çalışmada, rivayetlerin güncel düşünce ve bilimsel verilerle ilgileri kurulmakta; ancak bugünün algısıyla geçmişi tasavvur etmekten ya da aşırı yorumlardan sakınılmaktadır.

Belirtilen amaç ve yöntemle sürdürülen bu çalışmanın, ‘reform’, ‘revizyon’ veya ‘devrim’ gibi nitelendirmelerle tanımlanması yanlıştır. Öyle anlaşılıyor ki, bu yanlışlık Müslümanlığı ve İslam dünyasındaki bilimsel dinamizmi Hıristiyanlığın tarihi ve kültür hafızasıyla tanımlamadan kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla yerli ve yabancı medya organlarında Konulu Hadis Projesiyle ilgili olarak ileri sürülen “hadislerin ayıklanması”, “hadislerin ılımlı İslam çerçevesinde yorumlanması”, “Siyasetle ilişkilendirilmesi”, “Bir yabancının danışman olarak takdimi”, “hadis alanında reform yapılması”, “hadislerin 21. yüzyıla uyumlu hale getirilmesi”, “İslam’ın teolojik temellerinde değişikliğe gidilmesi” gibi asılsız ve mesnetsiz iddiaların öne çıkarılması Başkanlığımızca teessürle karşılanmıştır. Bu tür haberlerde ifadesini bulan düşünceler söz konusu projenin maksat ve muhtevasına tamamen zıt olduğu gibi, ülkemiz ve dünya Müslümanları nazarında da olumsuz kanaatlere yol açacaktır.

Diyanet İşleri Başkanlığımız, tıpkı tarihte yapıldığı gibi, Hz. Peygamber’in mesajına hayatiyet kazandırmayı ve insanlığın her gün biraz daha ihtiyacını hissettiği bu kutlu öğretiyi onlara en doğru biçimde ulaştırmayı hedeflemektedir. Bu maksat ve düşüncelerle başlanan Konulu Hadis Projesi, ülkemizin muhtelif İlahiyat fakültelerinde görev yapmakta olan akademisyenler tarafından yürütülmektedir ve önemli bir mesafe de kaydedilmiştir. Tamamen özgün, akademik ve bilimsel nitelikte olan ve Başkanlığımızca iç ve dış siyasetten bağımsız olarak yürütülen bu Hadis Projesinin Hz. Peygamberin evrensel mesajını 21. yüzyıla taşımada önemli bir adım olacağına inanmaktayız.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

_________________
Elif gibi yalnızım,
Ne esrem var, ne ötrem.
Ne beni durduran bir cezmim,
Ne de bana ben katan bir şeddem var.
Ne elimi tutan bir harf,
Ne anlam katan bir harekem...
Kalakaldım sayfalar ortasında.
Bir okuyan bekledim,
Bir hıfzeden belki...
Gölgesini istedim bir dostun med gibi…
Sızım elif sızısı...

Kadınlarla İlgili Uydurma= Mevzu Hdisler Sdfghj15
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://kutluforum.yetkinforum.com
@bdulKadir
Adminstratör
@bdulKadir


Mesaj Sayısı : 6717
Rep Gücü : 10015153
Rep Puanı : 97
Kayıt tarihi : 17/03/09
Yaş : 61
Nerden : İzmir

Kadınlarla İlgili Uydurma= Mevzu Hdisler Empty
MesajKonu: Geri: Kadınlarla İlgili Uydurma= Mevzu Hdisler   Kadınlarla İlgili Uydurma= Mevzu Hdisler Icon_minitimeÇarş. Kas. 10, 2010 10:49 am

ehennemliklerin çoğunun kadınlar olduğu doğru mu? evetse neden?
"Ey Kadınlar,Bana Cehennemlikler Gösterildi,Çoğu Sizler İdiniz"

"Ey Kadınlar,Bana Cehennemlikler Gösterildi,Çoğu Sizler İdiniz" Önce bu meseleye esas teşkil eden bir hadis-i şerifin mealini okuyalım Sonra da konuyla ilgili sorulara cevap vermeye çalışalım:

Ashab-ı Kiramdan Ebû Said el-Hudri anlatıyor Bir Ramazan veya Kurban Bayramıydı Resul-i Ekrem Efendimiz bayram namazlarını kıldığımız namazgaha geldi Bir tarafta kadınlar da bulunuyordu Onların yanından geçti ve şu hitapta bulundu:

"Ey kadınlar, sadaka veriniz istiğfarı çok yapınız Çünkü bana cehennemlikler gösterildi, çoğu sizler idiniz"

Bunun üzerine o kadınlar: "Ya Resulallah, bizler ne yaptık da cehennemliklerin çoğu bizden olmuş" diye sordular

Resulullah (asm) şöyle cevap verdi: "Çünkü sizler ötekine berikine çokça lanet eder, kocalarınıza karşı nankörlükte bulunursunuz Ne gariptir ki, kendine hakim akıllı ve dinine bağlı bir kimsenin aklını, sizin kadar eksik dinli hiçbir kimsenin çelebildiğini görmedim"

Kadınlar tekrar sordular: "Aklımızın ve dinimizin noksanlığı nedir, Ya Resulullah?"

Resulullah (asm) "Kadının şahitliği erkeğin şahitliğinin yarısı değil midir?" diye sordu

Kadınlar "Evet" cevabını verdiler Resul-i Ekrem Efendimiz izah etti ve tekrar sordu:

"İşte bu aklın eksikliğinden hayız gördüğü zaman [günlerce bekler> namaz kılmaz, Ramazan`da bir müddet oruç tutmaz değil mi?"

Kadınlar, "Evet" dediler

(Hadis için bk Buhârî, Hayz 6, Zekat 44, İman 21, Küsûf 9, Nikah 88; Müslim, Küsûf 17, (907), İman 132, (79); Nesâî, Küsuf 17, (3, 147); Muvatta, Küsuf 2, (1, 187)

Cevap 1:

Hadi-i şerifte kadınların aklı ve dini noksan olduğuna işaret edilmiştir Akıllarının noksanlığına delil olarak, Malî konularda iki kadının şahitliğini bir erkek yerine sayan ayet (Bakara, 2/282) gösterilmiştir Dinlerinin noksanlığına ise, aybaşı gören ve loğusa olan kadının bu halinde namaz, oruç gibi ibadetlerden uzak kalması, delil getirilmiştir (bk Buharî, Hayız, 6)

Bu hadisi doğru anlamaya ihtiyacımız vardır Çünkü, pratikte bazı kadınların bazı erkeklerden daha akıllı olduğu ortadadır Bu nedenle konunun anlaşılması için birkaç noktaya işaret etmekte fayda vardır:

a- Hadisin içinde geçen bazı noktalar, burada söz konusu edilen aklın noksanlığı, geri zekâlı olma anlamında olmayıp, duygusal taraflarının daha fazla olduğuna işarettir Hadiste bu konu açıklanırken, kadınlara hitaben: “Siz çok lanet okuyorsunuz, kocanızın/yakınlarınızın iyiliklerini inkâr ediyorsunuz” şeklindeki ifade bunu göstermektedir Çünkü, kızgınlık anında başkasına lanet okumak veya gördüğü iyiliğini inkâr etmek, duygusal hareket edildiğinin en bariz göstergesidir

b- Kadınların duygusal olarak yaratılmasının hikmeti ise, onların annelik özelliklerinde saklıdır Çünkü, çocukların kahrını çekmek, onları büyütmek, ancak, ciddi bir fedakârlık, denizler gibi çağlayan bir şefkat, bir sevgiyle mümkündür Bunlar da birer duygudur Annelerin birer şefkat kahramanı olmaları için verilen bu duyguların, elbette yan etkileri de olacaktır İşte onların, o ince ruhları, o fedakâr vicdanları, o sevecen gönüllerinin tamamen aksi istikametinde cereyan eden, aşırı duygusallılarının sonucu ortaya çıkan durumlar ise bu yan etkinin bir negatif yansımasıdır

c- Hadiste kadınların akıllarının noksanlığına delil olarak gösterilen ayette geçen “Tedılle” kelimesi, ”unutma” yı ifade etmektedir (bk Kurtubî, III/397) “Unutkanlık” gerekçesi ise, işin başka boyutunu da ortaya koymaktadır Yani burada gerçekten akılları noksan kadınlar değil, büyük çoğunlukla karşılaşacakları, gebeliğin, loğusalığın, özellikle de her ay söz konusu olan ay halinin, kadının psikolojisi üzerindeki tesiri inkâr edilemez Bununla birlikte, psikoloji ve özellikle de jinekoloji bilim dalı uzmanlarınca yapılacak ciddi bir araştırma, bu konuda önemli gerçekleri ortaya çıkaracaktır

d- Hükümler çoğunluğa göredir Bu gün yüzde doksan aile bireyleri, erkek ve kadın olarak, kadınların daha alıngan, daha sabırsız, daha duygusal, işine gelmediği zaman, bazı iyilikleri, güzellikleri -bile bile- inkâr etmeye daha meyyal, ufak meseleleri bile büyütüp problem haline getirmeye daha yatkındır İşte, duyguların öne çıktığı bir durumda, akıl devreden tamamen veya kısmen çıkar Bu da aklın noksanlığı olarak ifade edilir

e- Bu duygusal tarafın pozitif bir ayrımcılığı da vardır İşin ehli olan âlimler, bir erkeğin, kırk yılda ancak varacağı bir velayet mertebesine, bir kadının kırk günde yetişebildiğini söylemektedir

“Cennet annelerin ayakları altındadır” hadisinde de bu pozitif ayrımcılığı görüyoruz

Demek ki, Allah’ın adaletinden şüphe etmemek gerekir Mükâfat ve ceza ile, yapılan fiiller arasında adil bir ölçüden ziyade, merhamet dolu bir ölçü vardır

Buna göre her insan maddi ve manevi konumuna, içinde bulunduğu şartlara göre hesaba çekilecektir Öyleyse kadın kadınlığına ve kendine verilen diğer özelliklere göre; erkek de yine erkekliğine ve kendine verilen diğer özelliklere göre hesaba çekilecektir Hiç kimse yapmadığından hesaba çekilmeyeceği gibi, yapamayacağı şeyden de sorumlu tutulmayacaktır Her insanın kendine özel bir hesabı, bu hesaba göre de bir karşılığı vardır

“…Allah kullarına, zulmetmez” (Âl-i İmran, 182, Enfal, 51, Hacc, 10)

“…Rabbin kullarına zulmedici değildir” (Fussilet, 46)

“Şüphe yok ki Allah kullarına zerre kadar zulmetmez” (Nisa, 40)

“Şüphe yok ki Allah insanlara zulmetmez fakat insanlar kendilerine zulmederler” (Yunus, 44)

Umum mülkün yegane sahibi, tek hâkimi Allahü Azi-müşşân'dır O Sultan-ı Ezel ve Ebed kendi mülkünde elbette dilediği gibi tasarruf eder Amma O Âdil-i Hakîm ve Rahîm-i Mutlak'ın bütün tasarrufat-ı hakîmane, rahîmâne ve âdilânedir Hiç kimse O'nun mahlûkatına O'ndan başka şefkatli ve merhametli olamaz

Cevap 2:

Hadis-i şerifte açıkça görüleceği üzere, Peygamber Efendimiz, kadının dininin eksik oluğunu âdet gördüğü zaman bazı ibadetleri yapamaması olarak izah ediyor Bu hal kadının yaratılışında mevcuttur Her kadın her ay belli günler âdet görür Bu günlerde bazı İbadetleri yapamaz Bu ibadetlerin bir kısmından muaf tutulmuş, bir kısmını da daha sonra kaza edebileceği esası getirilmiştir

Âdet günlerinde kadın namaz kılamaz, oruç tutamaz, hac ibadetini eda ederken farz olan ziyaret tavafını yapamaz Oruç ve tavafı daha sonra kaza ederken, kılamadığı namazlardan muaf tutulmuştur Bu arada bir çeşit ibadet olan Kur'anı ele alma, okuma ve camiye girme gibi işleri de yapamaz

Malum günler içinde bu ibadetleri yapamayan kadın, belli bîr müddet için de olsa bazı dinî hizmetlerden, vazifelerden ayrı durmaktadır Görünüşte dinî yaşayışında bir eksiklik bulunmaktadır Çünkü namaz, oruç ve hac İslâm dininin beş esasından üç mühim rüknünü teşkil etmekte, dolayısıyla bazı vakitler bunları yapamayan kadın erkeğe göre eksik olmaktadır

Demek ki, buradaki noksanlık nisbîdir Senenin bütün günü beş vakit namazı kılabilen, Ramazan boyu bir aylık orucu tutabilen Müslüman bir erkek, Müslüman kadına göre bu ibadetleri eksiksiz yapma bakımından mükemmel olmakta; kadın da nakıs kalmaktadır Yani, meselâ her ay bir hafta âdet görebilen bir kadın sene içinde yaklaşık üç ay namaz kılmamakla, bu hususta erkeğe nisbetle nakıs kalmaktadır

Ancak bu noksanlık keyfiyet bakımından değil, kemiyet bakımındandır Yani kadın bu zaman zarfında namaz kılmamakla aynı zamanda bir farzı yerine getirmektedir Çünkü kadının âdet günleri içinde sözünü ettiğimiz İbadetleri yapmaması farz, yapması ise haramdır Demek ki, kadın namaz kılmazken de bir çeşit ibadet yapmakta; yine Allah'ın emrine uymakta, dolayısıyla sevabını o cihetten almaktadır

Meseleye bu cihetten baktığımızda kadının ibadetteki eksikliği başka bir yolla telâfi edilmektedir

Diğer taraftan hadis-i şerifte kadınlar kötülenmiyor, erkekler dikkate sevk ediliyor Aklı başında, dinine bağlı erkeklerin kadınlar vasıtasıyla fitneye kapılmamaları, imanlarına zarar vermemeleri istenmektedir Çünkü günümüzde pek çok örneklerini gördüğümüz gibi, erkeklerin bir kısmı kadınlara uyarak dinî yaşayışlarında eksiklik göstermektedir

Cevap 3:

Her bir insanın, bu âlemde içinde bulunduğu farklı hayat şartları, fert, aile ve akraba dairelerinde karşılaştığı ayrı ayrı mes'eleleri, maişet (geçim) noktasındaki değişik problemleri ve nihayet içinde bulunduğu memleketin kendisine has içtimaî yapısıyla ayrı bir dünyası vardır Hikmetlerini hakkıyla bilemediğimiz, fakat âdil olduğundan da şüphe etmediğimiz bu İlâhî taksimatın neticeleri ahirette, yüce adalet gününde sergilenecek, Zilzâl Sûresi'nde de beyân buyurulduğu gibi zerre kadar hayır ve zerre kadar şerrin hesabı orada görülecektir

Bu dünyada faydalı sanılan birçok hâller, orada mes'uliyetinin ağırlığı ile kulun büyük bir yükü olurken, zahmet ve meşakkat olarak görünen nice hâdiseler -sabretmek şartıyla- orada günahların affına vesile olacaktır

Haşir meydanı, hayvanların bile gerek insanlardan ve gerekse birbirilerinden olan haklarının alınacağı, hattâ bir kâfirin Müslümanda olan hakkının dahi hesaba katılacağı bir yüce adalet divânı olarak insanları beklemektedir Hayvanların birbirinde olan küçük haklarını bile, mahiyetini bilemediğimiz hassas bir teraziyle tartan O Âdil-i Mutlak, elbette ki insanları da o mutlak adaletiyle muhakeme edecektir

Zerre kadar şerrin dikkate alınacağı o adalet gününde, İlâhî adalete iftira edenlerin de hesaba çekileceği gözden uzak tutulmamalıdır “Allah, kişiye ancak gücünün yeteceği kadar teklif eder” (Bakara Sûresi, âyet: 286) buyurmakla, kullarına çekemeyecekleri yükleri teklif etmediğini açıkça bildirmektedir İnsanın bedeninin takat getiremeyeceği veya mal varlığının kâfi gelmeyeceği yükler olduğu gibi, aklının da tek başına erişemeyeceği hakikatler vardır Bunların hepsi, kullara çekemeyecekleri yüklerin yüklenmediği hakikati içerisindedir

Konuyu bazı misâllerle açıklayalım:

- Ayakta duramayacak kadar hasta olan bir kimse, namazını oturarak kılar

- Oturamayacak ve kımıldayamayacak durumda bulunan bir hastanın ise namazı te'hire kalır

- Ramazan'da unutarak yemek yiyen kimsenin orucu bozulmaz

- Kendisine zorla haram bir şey yedirilen kimse mes'ul olmaz

- Fakir bir Müslümana hacca gitmek ve zekât vermek farz değildir

Misâller çoğaltılabilir Bunlar Cenâb-ı Hakk'ın Âdil-i Mutlak olduğuna ve kullan için takat getiremeyecekleri yükler takdir etmediğine birer delildir

Allahü Teâlâ mutlak- adaletiyle kullarının mes'uliyetlerini bedenî ve malî durumlarıyla olduğu gibi, içinde bulundukları şartlarla, imân hakikatlerini kavrama ve İslâmî hükümlere vâkıf olabilme imkânlarıyla da sınırlandırmıştır

Cevap 4:

Konuyla ilgili Hadisden çıkarılacak bazı dersler:

1- Resûl-i Ekrem (aleyhissalâtu vesselâm), bu hadislerinde kadınları manen en ziyade ziyana atan fıtrî zaaflarına dikkat çekmektedir En ziyade diyoruz çünkü cehennemdeki çokluklarının sebebi bu zaafa bağlanmaktadır O zaaf da: Kötü sözü çabukça, çokça sarfetmeleri, kocalarına karşı nankörlükleri, erkeklerin aklını çelici olmalarıdır Erkekleri günaha attıkları için, sebep olmadan dolayı kendilerine mesuliyet gelmektedir Aynı durum karşı cins için de geçerlidir Yani erkelerin de kadınlar adına yapacakları hatalardan dolayı sorumlu olmaları söz konusudur

2- Hadis, ilk nazarda, kadınlara karşı her zaman her yerde görülen hafife alıyor bir tavır taşıyor gibi gelebilir Fakat aslında, bunu söylemek hadisteki inceliği kavramamak olur Resulullah, kadınlarda tabii olarak mevcut, fakat farkında olamadıkları zaaflarını göstererek, şuurlu olarak o zaaflarının üzerine gidilmediği takdirde hasıl edecekleri zararın büyüklüğüne dikkat çekmiştir Şöyle ki: Kadınlar annelik gibi, şefkat ve hissilik gerektiren bir vazife üzere yaratıldıkları için, birkısım hissiliklerde erkeklere göre daha üstündürler Bu hissi güçlülüğün, beraberinde getirdiği yan zaaflar var Bu zaaflar hususunda şuurlu olunmaz, irade ile yönlendirilmez ve tabii hallerine bırakılırsa sahibini zarara atıcı olumsuz sonuçları olacaktır Resulullah cehennemdeki sayı çokluğunun bu fıtrî zaaftan ileri geldiğini belirtmiştir

Sözünü ettiğimiz fıtrî zaaf ayet-i kerime ile gündeme getirilmiştir: Onların şehadeti, birçok meselede erkeğin şehadetinin yarısına denktir: "Erkeklerden iki şahid yapın Eğer iki erkek bulunmazsa, o halde razı (ve doğruluğuna emin) olacağınız şahidlerden bir erkekle iki kadın (yeter Bu suretle) kadınlardan biri unutursa öbürünün hatırlatması (kolay olur)" (Bakara 282) Alimler, ayette geçen "biri unutursa diğerinin hatırlatması" ibaresinin, kadınların hadiseyi zabt yönüyle zayıf olduklarına delil olduğunu, Cenab-ı Hakk'ın bu ibare ile onların zaafına dikkat çektiğini söylerler Mülk suresinde her şeyin gerçeğini, yaratanın bileceği belirtilir: اََ يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ "Yaratan mı bilmeyecek?" (Mülk 14)

3- Kadınların aklen nakıs olduklarını söylemek; onları levmetmek, kınamak veya onlara herhangi bir hakaret manası taşımaz Çünkü bu, yaratılıştan gelen bir hususiyettir Bunun zikri, o zaafın getireceği fitneye karşı uyarma, tedbirli olmaya çağırma gayesini güder Nitekim, abdest sırasında hususi dikkat sarfedilmediği takdirde kuru kalma tehlikesine maruz olan ökçeler için Aleyhissalâtu vesselam "Ateşte yanacak o ökçelere yazık!" demiştir Aslında sadece ökçeler değil, diğer abdest uzuvlarına da "ateşten yazık!" vardır İyi yıkanmazlarsa diğer organlardan dolayı da aynı sakıncalı durum söz konusuudr Bu "iyi yıkanma" riskinin acı neticesi, iyi yıkanmama tehlikesine en ziyade maruz olan ökçeler zikredilerek gündeme getirilmiş, dikkatlere arzedilmiştir

Kadınlar, kendilerini çokça ateşe atan zaaflarından habersiz olduklarını "Niye cehennemliklerin çoğunu kadınlar teşkil ediyor?" şeklindeki sorularıyla ortaya koymuş olmaktadır

4- Dikkat çekeceğimiz bir incelik, hadiste kadınların aklen nakıs olmaları sebebiyle ateşle tehdit edilmemiş olmalarıdır Ateş tehdidi, "kötü sözü çok yapmaları", "kocalarına karşı küfranları", "erkeklerin aklını çelici olmaları" sebebiyle yapılmıştır Yani kadın olduklarıdna dolayı değil, sayılan bu özellikleri yapmalarıdnan dolayı kınanmışlardır Öyleyse bu kınama sadece bu günahları işleyenleredir

Aynı şey dinî noksanlık için de söylenebilir Bu da fıtrî bir durumun neticesidir Hayız halinde Allah'ın yasaklaması ile namaz kılmazlar, oruç tutmazlar, dolayısıyla bu hal dahi onlar hakkında bir levm, bir ayıplama tahkir ifade etmez Kâmil ve nakıs olma işi nisbî bir durumdur En mükemmele göre "kâmil-mükemmel" de noksan sayılır Öyleyse hayız halinde namaz kılmayan kadın, kılana nisbetle dinen nakıstır Ancak kadınlar hadiste tavsiye edilenleri yapmak suretiyle bu eksikliklerini telafi edeceklerdir

5- İmam, halka sadaka verme emrinde bulunabilir

6- Kadınlar namazgâhta hususi bir kısımda bulunabilir

7- İmam kadınlar topluluğuna özel olarak va'z ve nasihat edebilir

8- Allah’ın verdiği nimetlere nankörlük etmek haramdır

9- Kötü sözü (lanet, beddua, kehanet, kırıcı kelam) çokça kullanmak da haramdır Nevevî bu hadise dayanarak nankörlük ve kaba sözlülüğü büyük günahlardan saymıştır

10- Lanet, yani Allah'ın rahmetinden uzak olmasını temenni etmek, muayyen bir şahıs hakkında ise caiz değildir

11- Dinden çıkarmayan bir kısım günahlar hakkında "küfür" kelimesini kullanmak caizdir Bu kullanış tağliz ve korkutma gayesini güder Bu çeşit tağliz (ağır sözlerle caydırma) işi, hadislerde bazan imanın olmadığı şeklinde yapılmıştır Bunlar da aynı maksatla korkutmak ve ilgili hatadan sakındırmak içindir

12- Nasihatta, reddedilen, ayıplanan vasfın yok edilmesi için, ağır tabirler kullanılabilir (tağliz) Ancak bunun belli bir şahsa yönelik olmaması gerekir

13- Sadaka, yardım ve iyilik yapmak, azabı yok eder, kullar arasındaki günahlara kefaret olur

14- Akılda, fazlalık noksanlık olabilir Herkesin aklı eşit değildir Bunu, kadınlar hakkında kabul etmenin, onlara bir levm olmadığını Azab da akıl noksanlığına değil, nankörlük, kötü söz, insanların aklını çelme gibi davranışlara bağlıdır

15- Dinin noksanlığı sadece günaha sebep olan davranışlardan ileri gelmez Dinin noksan oluşu, (Nevevî'ye göre) izafi bir haldir

16- Talebe hocasına, tabi olan metbuuna (tabi olduğu amirine) anlamadığı şeyi sorabilir, itiraz edebilir

17- Hadis Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın yüce ahlakını, müsamahasını, insanlara karşı rıfk ve mülayemetini de göstermektedir (bk Prof Dr İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte Tercüme ve Şerhi)

_________________
Elif gibi yalnızım,
Ne esrem var, ne ötrem.
Ne beni durduran bir cezmim,
Ne de bana ben katan bir şeddem var.
Ne elimi tutan bir harf,
Ne anlam katan bir harekem...
Kalakaldım sayfalar ortasında.
Bir okuyan bekledim,
Bir hıfzeden belki...
Gölgesini istedim bir dostun med gibi…
Sızım elif sızısı...

Kadınlarla İlgili Uydurma= Mevzu Hdisler Sdfghj15
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://kutluforum.yetkinforum.com
davetci




Mesaj Sayısı : 9
Rep Gücü : 13
Rep Puanı : 4
Kayıt tarihi : 15/10/10
Yaş : 64
Nerden : Heidelberg / Almanya

Kadınlarla İlgili Uydurma= Mevzu Hdisler Empty
MesajKonu: Geri: Kadınlarla İlgili Uydurma= Mevzu Hdisler   Kadınlarla İlgili Uydurma= Mevzu Hdisler Icon_minitimeÇarş. Ara. 29, 2010 4:58 am

sırf kadınlar hakkında değil o'kadar çok uydurma hadis varsı sayıları belirsiz.
peygamber devrinde(asrun nebi) devrindeki hadis sayıları 500 taneyi geçmez ama günümüzde 3-5 milyon hadis vardır..
hepsininde ayıklanması imkansızdır.birde her gün yeni hadisler uyduruluyor..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kadınlarla İlgili Uydurma= Mevzu Hdisler
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KUTLU FORUM :: İslami ilimler ve dini kültür :: Hadis -Sünnet-
Buraya geçin: