KUTLU FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
KUTLU FORUM

Bilgi ve Paylaşım Platformuna Hoş Geldiniz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Dîvân-ı Hümâyûn Üyeleri---Nevruz Neden Kutlanır

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
huzeyfe
Süper Moderatör
huzeyfe


Mesaj Sayısı : 7719
Rep Gücü : 18108
Rep Puanı : 23
Kayıt tarihi : 27/03/09

Dîvân-ı Hümâyûn Üyeleri---Nevruz Neden Kutlanır Empty
MesajKonu: Dîvân-ı Hümâyûn Üyeleri---Nevruz Neden Kutlanır   Dîvân-ı Hümâyûn Üyeleri---Nevruz Neden Kutlanır Icon_minitimeÇarş. Ocak 26, 2011 9:34 am

http://www.sinavvar.net/

Dîvân-ı Hümâyûn Üyeleri - Divan Teşkilatı Resimleri,Di[b][b][b]vân-ı Hümâyûn Üyeleri kimlerdir,divan teşkilatı resimleri

[/b][/b]

Veziriâzam

Veziriâzam (Sadrâzam): Osmanlıların
ilk devirlerinde , veziriâzamlar, ilmiye sınıfından gelmişlerdir.
Padişahın mutlak vekilidirler. Kanunnâmelerde yazıldığına göre
veziriâzamlar, imparatorluktaki ilmiye Osmanlı'da diğer Divan-ı Hümayün
üyeleri Tevcihleri (görev, rütbe veya makam verme) de dahil olmak üzere,
bütün tayin ve aziller, katiller, terfî ve ilerlemelerde, birinci
derecede merci olup, her iş onun emir ve müsaadesiyle olurdu. Sefer
dışındaki zamanlarda vezir, kazasker ve şeyhülislâm gibiler hakkındaki
muamelelerde, padişahın muvafakati alınırdı. Sadrazamlar sefere
gittikleri zaman, devlet merkezindeki işleri görmeleri için, vekil olarak bir
veziri kaymakam bırakırlardı. Sadaret kaymakamı da, gerek Dîvân-ı
hümâyûnda, gerekse Paşa Kapısı'nda dîvân toplandığı zamanlarda görülen
işleri, müstakil defterlere yazdırır, buna da Rikab Defteri ismi
verilirdi. Dîvân-ı hümâyûn üyelerinin seferde bulunması hâlinde, bu
dîvânlara vekilleri gelirdi.

Kubbe vezirleri

Kubbe vezirleri: Veziriâzamdan
sonra gelen diğer vezirler ikinci vezir, üçüncü vezir, dördüncü vezir
vb. şekilde adlandırılırdı ve sayıları yediye kadar çıkabilirdi. Dîvân
müzakerelerinde ve siyasî herhangi bir işin hallinde de tecrübeli devlet
adamları olan bu kubbe vezirlerinin fikirlerinden istifade edilirdi.

On
yedinci yüzyılın başlarından itibaren defterdar, nişancı ve kaptan
paşaların vezirlikleriyle beraber, vezirlerin adedi artmıştır. Hattâ
bazı beylerbeyliklere tayin edilen kişilere de vezirlik rütbesi
verilmiştir.
Dîvân-ı Hümâyûn Üyeleri---Nevruz Neden Kutlanır Rumelikazaskeri

[/b]

Dîvân-ı Hümâyûn Üyeleri---Nevruz Neden Kutlanır Rumelikazaskeri

Dîvân-ı Hümâyûn Üyeleri---Nevruz Neden Kutlanır Nisanci


Baş Muhzir Sadaret Dairesi Muhafızı
Mekke Kadısı Mekke Baş Hakimi
Rumeli Kazaskeri Rumelideki Kadıların Amiri
Nakib-ül-eşraf ' Peygamber Soyundan Olanların Başı
İstanbul Kadısı İstanbul Baş Hakimi

Kazasker

Kazasker (Kadıasker): 1480
tarihine kadar bir adetken bu tarihten sonra Rumeli ve AnadoluYavuz
Sultan Selim zamanında Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun fethi üzerine,
1516’da Arap ve Acem Kazaskerliği ismiyle, üçüncü bir kazaskerlik
kurulmuş, Diyarbekir de bu kazaskerliğe merkez olmuştur.
Daha sonra Suriye ve Mısır’ın da ilhakıyla, Arap ve Acem kazaskerliği,
merkeze nakledilmiştir. 1518’den sonra da lağvedilmiş ve kazaskerlik
tekrar ikiye inmiştir. Kazaskerler, dîvânda, şer’î meselelere bakarlardı
kadı ve müdderrislerin atamalarını yapardı..kazaskerlikleri ismiyle iki olmuştur.

Nişancı

Nişancı veya Tevkıî: Padişahın
adına yazılacak fermanlara beratlara hükümdarların imzası olan turasını
çekerdi ayrıca devlete ait toprakların kayıtlarını tutmak bu kayıtları
içeren tahrir defterlerindeki düzenlemeleri yapmak nişancının
göreviydi.Emrindeki yüzlerce katiple bütün yazışmaları
yürütürdü.Nişancının en önemli görevide tahrir defterlerindeki
düzeltmeleri ve değiştirmelerin yapılmasıydı.Nişancıdan başka hiç kimse
bu işe karışamazdı. Fethedilen yerlerin kayıtlarını tutardı.Önceden
reisülküttapla beraber çalışırlardı.Fakat dış ilişkilerimizin
ilerlemesinden dolayı reisülküttap yanından ayrılınca yanlız çalışmak
zorunda kaldı.Bu yüzdende işlerinden bir kısmı(örn:dış
ilişkiler)reisülküttaba verildi.

Defterdarlar

Defterdarlar: Fatih
Kanunnâmesi’ne göre defterdar, padişahın malının vekilidir.
Defterdarlık teşkilâtına “Bâb-ı Defterî” de denilir. Başdefterdardan
sonra Anadolu malî işlerini görmek için Anadolu Defterdarı geliyordu.
Yavuz Sultan Selim devrinde, buraların malî işlerini görmek üzere,
Halep’te bir defterdarlık daha kuruldu. Fakat bu, devlet merkezinde
değildi. On altıncı yüzyıl ortalarında, devlet merkezinde, Şıkk-ı Sânî
adı ile bir defterdarlık daha kurulmuştur. Bu şekilde Başdefterdar,
Anadolu Defterdarı ve Şıkk-ı Sânî isimlerinde üç defterdarlık olmuştur.


Dîvân-ı Hümâyûn Üyeleri---Nevruz Neden Kutlanır Nisanci



Dîvân-ı Hümâyûn Üyeleri---Nevruz Neden Kutlanır Bastesrifatci


Başçuhadar Sadrazamın Giyeceklerini Muhafaza Edip Taşıyan
Defter Emini Devlet Arazi Kayıt Defterlerinin Muhafızı
Nişancı Devlet Bakanı
Darbhane Emini ' Darbhanenin Amiri
İç AğasıSadaret Dairesinin İç Hizmetlerine Memur

Dîvân-ı
hümâyûn, sabah erkenden toplanır ve kuşluk zamanına ve bazen de öğleye
kadar devam ederdi. Dîvân-ı hümâyûna gelecek olan devlet adamları, sabah
namazını çoğu zaman Ayasofya Camii'nde kılar, Yeniçeri ocağı ile süvari
bölük ağaları ve bir miktar yeniçeri, sarayın Bâb-ı Hümâyûn denilen ve
Ayasofya Camii'ne bakan kapısı önünde iki sıra üzerine dizilirler, dîvân
erkânı, namazdan sonra buradaki yerlerini alırlardı. Bu sırada duacı
dua ettikten sonra Bâb-ı Hümâyûn kapıcıları, kapıları açarlardı. Dîvân-ı
hümâyûnda, dîvân üyelerinden başka reisülküttâb, çavuşbaşı, kapıcılar
kethüdası, büyük ve küçük tezkireciler ve tercümanlar hizmet görürlerdi.
Dîvânda nişancı, tuğra çekilmesi lâzım gelen ferman, berat, menşur gibi
evraka tuğra çekerdi. Örfî işleri ise, veziriâzam kararlaştırırdı.
On sekizinci yüzyılın son çeyreğinden itibaren, Osmanlı kabinesi şu şekilde teşekkül ettirilmiştir:

Dîvân-ı Hümâyûn Üyeleri---Nevruz Neden Kutlanır Bastesrifatci



Dîvân-ı Hümâyûn Üyeleri---Nevruz Neden Kutlanır Kethudakatibi

Dîvân-ı Hümâyûn Üyeleri---Nevruz Neden Kutlanır Kethudakatibi


Baş Teşrifatçı Protokol Amiri
Devlet Kethüdası Başbakan Yardımcısı ve İç İşleri Bakanı
Teşrifatçı Protokol Amiri
Hil’at Giyen Memurlar ' Mükafaten Hususi Elbise Giydirilen Memurlar

Sadaret Kethüdalığı

-Sadaret Kethüdalığı:1835 yılında, Umûr-ı Mülkiye Nezareti ve 1837 yılında Dahiliye Nezareti olmuştur.

Reisülküttaplık

-Reisülküttaplık:1836
yılında, Umur-ı Hâriciye Nezareti olmuştur. Reisülküttaplık daha
önceden nişancıya bağlıydı.Fakat dış ilişkilerimizin gelişmesiyle 17.
yüzyılda nişancıdan ayrıldı.Reisülküttap bugünkü dışişleri bakanı
hükmündedir.

Defterdarlık

-Defterdarlık: 1838
yılında, Maliye Nezareti olmuştur. Devletin her türlü maliye işleriyle
ilgilenir ve bunları kaydederdi.Ayrıca yıllık gelir-gider durumunu
hesaplardı.

Çavuşbaşılık

-Çavuşbaşılık: 1836 yılında, Deâvî Nezareti ve 1870 yılında Adliye Nezareti olmuştur.

Yeniçeri Ağalığı

-Yeniçeri Ağalığı: 1826
yılında Seraskerlik, 1908 yılında Harbiye Nezareti olmuştur. Osmanlı
devletinin askeri işlerinden sorumludur.Bugünkü genel kurmay başkanı
hükmündedir.

Kaptan-ı Deryâlık

-Kapdan-ı Deryâlık: 1878’den sonra, Bahriye Nezareti olmuştur.


Dîvân-ı Hümâyûn Üyeleri---Nevruz Neden Kutlanır Kethudakatibi

Kazasker Kadıların Amiri ve Hükümet Azası
Kaptan-ı Deryâ Deniz Kuvvetleri Başkumandanı
Çuhadar Vezir Saraylarında Dış Hizmet Erbabından

Daha sonraları kabineye, Şeyhülislâm da dâhil edilmiştir. Osmanlı devletinin her türlü deniz işlerine bakardı.Deniz yoluyla fethedilen yerlerin kayıtlarını tutardı.

Dîvân-ı Hümâyûn Kalemleri

Dîvân-ı
hümâyûnda Reisülküttaplık ile onun maiyeti olan beylikçinin nezaretleri
altında, Dîvân-ı hümâyûn kalemleri bulunmaktaydı.

Amedî Kalemi

Amedî Kalemi: Reisülküttabın
hususî kalemi olup, aynı zamanda, bütün dış işleriyle meşgul olur ve
sadrazamlıkla sarayın irtibatını sağlardı. Padişahın kendisine sadrazam
tarafından yazılacak tahrir, telhis ile yabancı devletlerle yapılacak
antlaşmalara dair ahidnâme ve musâlahanâme (antlaşma, sözleşme, vb.)
suretleri, sadrazam tarafından yabancı devletlere gönderilen mektup
müsveddeleri ve protokoller, elçi, konsolos, tercüman ve yabancı
tüccarlara ait yazışmalar, burada yazılır ve bu kalemde saklanırdı.

Beylikçi

Beylikçi veya Dîvân Kalemi: Dîvânda
müzakere olunup karara bağlanan işlerin, gereken yerlere havalesi ve
dîvân sicillerinin tutulmasıyla vazifeliydi. Ferman ve beratlar burada
yazılırdı. Beylikçi, yazı işlerinden dolayı Reisülküttâbın emri altında
bulunurdu.

Tahvil Kalemi

Tahvil Kalemi: Bu
kaleme, Nişan Kalemi veya Kese Kalemi de denilmektedir. Vezir,
beylerbeyi, sancakbeyi beratlarıyla, vilayet kadılarının beratları,
zeamet ve timarların kayıtları hep burada tutulurdu.

Rüûs Kalemi

Rüûs Kalemi: Genellikle küçük berat olarak tarif edilir.
Vezir, beylerbeyi, sancakbeyi ve vilayet kadısı derecesine çıkmış,
ilmiye sınıfı hariç olmak üzere, bütün devlet memuriyetlerine intisab
edenlerin (girenlerin) veya kendilerine evkaftan vazife verilenlerin
muameleleriyle meşgul olur ve kayıtlarını tutardı. Tahvil ve Rüûs
kalemleri, bugünkü özlük işlerinin görevini yaparlardı.


Dîvân-ı Hümâyûn Üyeleri---Nevruz Neden Kutlanır Kethudakatibi
Hademe Sadaret Dairesi Hizmetkarı
Rüûs Halifesi Zatişleri Kalemi Şefi
Kethüda Katibi İç İşleri Bakanı Özel Kalem Müdürü
Vezir Mektupçusu ' Sadaret Kalemleri Amiri
Reis Kesedarı Dış İşleri Evrak Müdürü
Çavuş KesedarıAdalet Bakanlığı Evrak Müdürü

Teşrifâtçılık Kalemi

Teşrifâtçılık Kalemi: Dîvân-ı
hümâyûndaki mühim vazifelerden biri de teşrifatçılık idi. Gerek sarayda
ve Dîvân-ı hümâyûnda, gerekse sadrazam konağında yapılan merasimlerde,
elindeki defter gereğince protokolü tatbik ederdi.

Vak'anüvislik Kalemi

Vak'anüvislik Kalemi: Osmanlılarda
vakanüvislik ismiyle resmî bir memuriyet ve kalemin kuruluşu, 18.
yüzyıl başında ortaya çıkar. Bu kalem, devlet işlerine ait, verilen
vesikaları tetkik ve kaydederdi. İlk meşhur vakanüvis tarihçi, Mustafa
Nâimâ Efendidir.

Mühimme Odası Kalemi

Mühimme Odası Kalemi: 1797
tarihinde çıkan nizamnâmeyle, dîvân veya beylikçi kalemlerindeki
Mühimme Nüvislerin (yazanların), bir yerde çalışmaları için Mühimme
Odası veya Mühimme Kalemi kurulmuştur.
Dîvân-ı hümâyûn kalemlerinin şeflerine Hâcegân ve bir kalemin en kıdemli memuruna Halîfe denirdi.

Dîvân-ı Hümâyûn Defterleri

Dîvân-ı hümâyûnda çeşitli işler hakkında tutulmuş pek çok defter bulunmaktadır. Bunlar arasında en önemlileri; mühimme, ahkâm, tahvil, rüûs, nâme, ahidnâme defterleridir.

Mühimme Defterleri

Mühimme Defterleri: Dîvân-ı
hümâyûnun muntazaman toplandığı zamanlarda her dîvân toplantısında
görüşülen siyasî, içtimaî, malî, idarî ve örfî kararların kayıtlarını
ihtiva eden defterlere “mühimme defterleri” denirdi. Dîvân
toplantılarında zabıt tutma usulü olmayıp, görüşülen işin neticesi, yani
karar sureti, dîvân kâtipleri tarafından kaleme alınırdı. Bu karar
suretini daha sonra reisülküttâb gözden geçirip tashih eder ve daha
sonra icab eden yere yazılır ve en son olarak nişancı
tarafından, hüküm veya fermanın tuğrası çekilirdi. Dîvân-ı hümâyûn
işlerinin Bâbıâlî’ye nakli sırasında, mühimme defterleri de, oraya
taşınmıştır. Elde mevcut mühimme defterleri, 16. yüzyıl ortalarından
başlamaktadır.

Mühimme defterleri

Mühimme defterleri de birkaç çeşittir. Biri normal dîvân görüşmelerine ait olan defterlerdir. Diğer bir mühimme defteri de “Mektûm Mühimme Defteri
olup, adından da anlaşılacağı üzere, gizli yazılan hüküm ve fermanları
havidir (içerir). Bunlardan elde mevcut olanlar, 18. yüzyıldan
başlamaktadır. Savaş zamanlarında lâzım olan defterler, sadrazam ve
serdâr-ı ekremle (başkomutan) beraber sefere gönderildiğinden, seferdeki
görüşmelere ait tutulan mühimme defterlerine “Ordu Mühimmesi” denilmektedir.
Sadrazamın seferde bulunması dolayısıyla, devlet merkezinde Rikab-ı
Hümâyûn (Sadaret) Kaymakamının başkanlığı altında toplanan dîvân veya
meclisteki görüşmelere ait tutulan defterlere, “Rikab Mühimmesi” ismi verilmiştir.

Ahkâm defterleri

Ahkâm defterleri: Bazen bir eyalete ve bazen muhtelif eyaletlere ait olarak tutulmuşlardır. Bu defterlerde valilere, kadılara ve saireye hitaben yazılan hükümler bulunmaktadır.

[b]Tahvil defterleri


Tahvil defterleri: Bu defterlerin pek çok çeşitleri vardır. Tahvil muameleleri, sadrazamın emrini müteakip en son olarak yapılırdı.

Rüûs defterleri

Rüûs defterleri: Rüûs, genellikle, küçük memuriyet, vazife veya mültezimlere o işin verildiğini gösteren tayin vesikası olarak, küçük berat şeklinde tarif edilmektedir. On altıncı yüzyıl rüûs defterlerinde, büyük memuriyetlere
ait beratlar da bulunmaktadır. Rüûs defterlerinin kadı, mukâtaât,
rikab, vakıf, müderrislik ve zeamet rüûsu gibi çeşitleri bulunmaktadır.

Bu belli başlı defterlerin dışında, pek çok Dîvân-ı hümâyûn defteri de bulunmaktadır.
ayrıca:divan-ı
mezalim önemli ağır siyasi suçlara başkanlığını yaptığı bu mahkemeler
yapmaktadır.ayrıca halktan gelen şikayetleri de bizzat hükündarların
başkanlık mezalim divanı bakardı.
[/b]









Dîvân-ı Hümâyûn Üyeleri---Nevruz Neden Kutlanır Nevruzbayrami



Neden nevruz kutlanır, Nevruz neden kutlanır, Nevruz Bayramının kutlanması,





Neden nevruz kutlanır, Nevruz neden kutlanır, Nevruz Bayramının kutlanması
Dünyanın en eski bayramı Nevruz, birçok toplulukta farklı inanış ve isimlerle kutlanıyor.

Dîvân-ı Hümâyûn Üyeleri---Nevruz Neden Kutlanır Nevruzbayrami
Göktürkler'in
Ergenekon'dan çıkışı ve 12 hayvanlı Türk takviminde yeni yılın
başlangıcı olarak kabul edilen Nevruz, 5 bin yıldır kutlanıyor.

Farsça 'yeni gün' anlamına gelen Nevruz, 'Noruz', 'Navrız', 'Ergenekon',
'Bozkurt', 'Çağan', 'Mart Dokuzu', 'Sultan Nevruz', 'Mart Bozumu' gibi
adlarla da anılıyor.

Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan,
Afganistan ve Tacikistan ise resmi tatil ilan ettikleri Nevruz'u, 'milli
bayram' olarak her yıl kutluyor.

Bu günde, kederli olmak en büyük ayıp ve suç sayılıyor. Kutlama
törenlerinde bölgelere göre çok farklı oyunlar oynanırken, bu güne özel
bazı yemekler pişiriliyor ve eğlenceler düzenleniyor.

Topluca yenilen Nevruz yemeğinin ardından yeni yıl kutlanıyor ve gençler, yakılan Nevruz ateşinin üzerinden atlıyor.

Ebulgazi Bahadır Han'ın eseri 'Secere-i Türk'te, Ergenekon menkıbesinde
400 yıl dört tarafı yüksek dağlarla çevrili bir vadide kalan Türk'ün,
baharın başladığı gün çıkarak, ata yurduna döndüğü ve hürriyetini,
istiklalini kazandığı belirtiliyor.

Bu nedenle 21 mart, kurtuluş günü olarak kutlanıyor.

Özellikle Orta Asya Türkleri, Nevruz Bayramı'nda yapılan toplantılarda
Ergenekon Destanı'nı okuyarak, yeni nesillere de günün önemini
anlatıyor.

Diğer bir inanışa göre de 12 hayvanlı Türk takviminin başlangıcı olarak
kabul edilen 21 martta, doğanın yeniden canlanması, bolluk ve bereketin
habercisi baharın gelişi kutlanıyor.

Bu günlerde ortaya çıkan kardelen çiçeğine ise 'Nevruz çiçeği' deniliyor.

kulak asma oyunu nevruz bayramı
nasıl kutlanır nevruz bayramı ne zaman kutlanır nevruz bayramı nedir
nevruz bayramı nedir nasıl kutlanır nevruz bayramında ne tür kutlamalar
yapılır nevruz bayramında neler yapılır nevruz kutlamaları nasıl yapılır
nevruz kutlamaları nedir nevruz kutlamalarında neler yapılır nevruz
manileri nevruz nasıl kutlanır nevruz ne zaman kutlanır nevruz neden
kutlanır nevruz nedir nevruz nedir kısaca nevruz nedir nasıl kutlanır
nevruz nedir ne zaman kutlanır nevruz nedir neden kutlanır nevruz nedir
niçin kutlanır nevruz nerelerde kutlanır nevruzda neden ateşten atlanır
nevruzda neler yapılır nevruzla ilgili maniler türklerde nevruz nasıl
kutlanır
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Dîvân-ı Hümâyûn Üyeleri---Nevruz Neden Kutlanır
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KUTLU FORUM :: EDEBİYAT-TARİH- SANAT :: Türk-islam Tarihi-
Buraya geçin: