Unutkanlık ve Göz Terbiyesi
Çağımız insanın en büyük problemlerinden biri de hafıza zayıflığıdır. Yani günümüz insanı, özellikle biz gençler okuyup dinlediklerimizi aklımızda tutamayıp çok kısa bir sürede unutuyoruz. Oysa bir takım yaşlı insanlara, dedelerimize baktığımızda hafızalarının oldukça kuvvetli, zekâlarının keskin olduğunu görüyoruz.
İşte bunlardan biri de İslami ilimler alanında Osmanlı'nın son döneminin tanınmış şahsiyetlerinden Mahir İz Hoca (1895-1974) dır.
Bu değerli Âlime bir gün: “Hocam, çok keskin bir zekânız muazzam bir hafızanız var. 50-60 sene evvelini dün gibi hatırlayıp söyleyebiliyorsunuz. Bunu nasıl başarıyorsunuz? Bunun sırrı nedir?” diye sorduklarında Mahir Hoca “göz terbiyesi” ile ilgili çok ilginç bir cevap veriyor:
“Evladım biz Osmanlı ilk mektebine gittik. Bize ilk gün “Yolda Nasıl Yürünür” bunun kaidesini öğrettiler. Göz, ayağın ucunda olacak yürürken... Gözümüz hep ayağımızın ucundaydı. Hep önümüze bakardık. Sizler boyuna etrafınıza bakıyorsunuz. Ona bak, şuna bak. Sizde hafıza olmaz. Günahı göz işler de belasını gönül çeker. Gözler bakar, gönül rahatsız olur ve hafıza zayıflar.”
*****************************
“Bir genç hâfız, pek çok adamların dedikleri gibi dedi: "Bende unutkanlık hastalığı tezayüd ediyor (artıyor), ne yapayım?"
Ben de dedim:
Mümkün oldukça nâmahreme nazar etme. Çünkü rivayet var. İmam-ı Şâfiî'nin (ra) dediği gibi, “Haram-ı nazar, nisyan verir.” (Haram bakış, unutkanlık verir)
Evet, ehl-i İslâmda, nazar-ı haram ziyadeleştikçe, hevesat-ı nefsaniye (nefisle ilgili duygular) heyecana gelip, vücudunda su-i istimalâtla israfa girer. Haftada birkaç defa gusle mecbur olur. Ondan, tıbben kuvve-i hâfızasına zaaf gelir.
Evet, bu asırda açık saçıklık yüzünden, hususan bu memalik-i harrede (sıcak ülkelerde) o su-i nazardan (haram bakıştan) su-i istimalât, umumî bir unutkanlık hastalığını netice vermeye başlıyor. Herkes, cüz'î, küllî o şekvâdadır. İşte, bu umumî hastalığın tezayüdüyle (artmasıyla), hadîs-i şerifin verdiği müthiş bir haberin tevili (yorumu) ucunda görünüyor. Ferman etmiş ki: "Âhirzamanda, hâfızların göğsünden Kur'ân nez' ediliyor, çıkıyor, unutuluyor."
Kastamonu Lahikası
*****************************
Harama bakmakla hislerimiz galeyana geldiğinde ve gusül gerektirecek eyleme giriştiğimizde parasempatik sinir sistemimiz aşırı bir şekilde uyarılır. dopamin ve asetilkolin adı verilen nörotransmitterler üretilir. Bu şekilde aşırı hormon üretimi ise beyin ve böbreküstü salgı bezlerinin dopamine-norepinephrine-epinephrine dönüşümünü yapabilmesi için aşırı bir şekilde çalışmasına sebep olur. Bu durum ise beynimizi ve vücut fonksiyonlarımızı aşırı sempatik hale getirir ki bu durum beyne zarar verir ve unutkanlığa sebep olur. Kısacası harama bakmakla tahrik olma neticesinde vücut kimyasında müthiş bir değişim olur ve başta unutkanlık olmak üzere bir çok rahatsızlığa kapı açılmış olur. Diğer rahatsızlıkların başlıcaları ise şöyledir:
* Konsantre olmakta zorluk çekme
* Düşünce bulanıklığı
* Görmede zayıflık
* Sürekli baş ve bel ağrısı
* Sindirim ve boşaltım sisteminde zayıflama
*************************