resimde gördüğünüz adı dilden-dile
gezen, en muteber hadi kaynağı olarak bilinen Sahihi Buharidir. işte
sözde en güvenilir hadis kaynağı olan bu kitapta müslümanların elinde
olan mevcut Kuranı Kerime dil uzatılmaktadır. işaretlenmiş yerde şu
ifadeler var:
500-…….Bize Abdet b.
Ebî Lubâbe, Zırr ibn Hubeyş’ten tahdîs etti. Ve yine bize Âsim tahdîs
etti ki, Zırr şöyle demiştir; Ben Ubeyy ibn Ka’b'a sordum da: Yâ Ebâ
Munzir!
Kardeşin Abdullah ibn Mes’ûd r.a şöyle şöyle sözler söylüyor (yâni Felk ve Nas sureleri Kur’an’dan değildir, diyor) Sen ne dersin? dedim. Ubeyy bana cevâb verip şöyle dedi: Bu iki sûreyi
ben de RasûlulIah(S)’a sordum. Cevâb olarak bana: “Bunlar Kur’ân’dandır,
oku! denildi. Ben de okudum” buyurdu. Ubeyy: İşte biz de Rasûlullah’ın
okuyup söylediği gibi okuyoruz, dedi
Buhari, “Sahih”, Tefsir kitabı, hadis 500Müslim, “Sahih”, Yolcuların namazı kitabı, hadisAhmed b. Hanbel “Müsned”, 5/130, 20683-cü hadisibni Ebi Şeybe, “Musannaf”, Muavvizeteyn bölümü, hadis 30205Heysemi, “Mecmeuz zevaid”, cild 7, Muavvezeteyn hakkında bölümCelaleddin Suyuti, “El İtikan fi Ulumil Kuran”, Sure, aye ve harflerin sayı bölümüibni Kesir, “Tefsirul Kuranil Azim”, Felak suresinin tefsiriKurtubi, “El Camiuli Ahkamil Kuran”, Felak suresinin tefsiri ibni Mesudun “Muavvazeteynin” (Felak ve
Nas surelerini) Kurandan olduğunu inkar etmesi o kadar meşhur bir
olaydır ki, buna kaynak ve delil sunmaya gerek yoktur. ama biz hiç bir
şüpheye yer bırakmamak için diğer kaynaklarıda ekliyoruz:
yine resimde gördüğünüz ehli sünnetin
büyük alimi, kutubi sitte imamlarından olan Nesainin telif ettiği tefsir
kitabıdır, “Tefsiri Nesai” adı ile bilinir. kitabın görmekte olduğunuz
2-ci cildinin 625-ci sayfasında, işaretlenmiş yerde şu ifadeler var:
ibni Hubeyş dedi: Übeyy b. Kaba dedim ki
“ya Ebu Munzir, senin din kardeşin ibni Mesud “şöyle-şöyle” sözler söylüyor” [1]burada ibni Mesudun r.a ne demiş
olduğunu tahmin etmek zor değil. O, Muavvazeteynin Kuran olmadığını
söylüyordu. fakat bazıları bunu gizlemeğe çalışmışlardır. ama müellif
kendisi de “şöyle-şöyle” sözünü dipnotta açıklayarak şunları söylüyor:
[1] Onun “senin din
kardeşin ibni Mesud “şöyle-şöyle” sözler söylüyor” sözü muhpem
kalmıştır. galiba bazı raviler bunu (gizleme işini) ibni Mesudun
saygınlığını korumak için yapmışlardır.
maksat
şudur ki, ibni Mesud muavvazeteyni (Felak ve Nas surelerini) kendi
mushafına yazmıyordu. bu bir çok rivayette açıkca bildirilmiştir. bu
(muavvazeteynin inkarı) ise onların (muavvazeteynin) Kuran olduğu
hakkında tevatüren gelmiş haberlere muhaliftir.görüldüğü gibi sadece bir kaynakta değil
tüm meşhur ve güvenilir kaynaklarında bu iftira geçiyor. bazıları bu
hadisleri tevil etmeğe, bazıları ise redd etmeğe çalışmışlarsada diğer
nasibiler her 2 gurubun cevabını vermiş ve onları susturmuşlardır.
Buharinin “Sahihini” şerh etmiş olan ibni Hacer bu konuda diyor ki:
إثباتهما في المصحف،
فإنه كان يرى أن لا يكتب في المصحف شيئا إلا إن كان النبي صلى الله عليه
وسلم أذن في كتابته فيه، وكأنه لم يبلغه الإذن في ذلك، قال: فهذا تأويل
منه وليس جحدا لكونهما قرآنا.
وهو تأويل حسن إلا أن الرواية الصحيحة الصريحة التي ذكرتها تدفع ذلك حيث جاء فيها: ويقول إنهما ليستا من كتاب الله
el Kadı Ebu Bekir el
Bakilani “el İntisar” kitabında ibni Mesuddan r.a rivayet edilenleri
tevil etmiş, Kadı İyaz ve diğerleri de ona uymuşlardır. el Bakilani
diyor ki: “ibni Mesud onların (2 surenin) Kurandan olduğunu inkar
etmemiştir. sadece olarak onların “Mushafa” yazılmasına karşı çıkmıştır.
O (ibni Mesud r.a) Rasulullahın s.a.a izin verdiklerinden başkasının
“Mushafa” yazılmasına karşıydı. Sanki bu meselede izin verilmemişti. Bu
ondan bir tevildir, Kuran olmalarının inkarı değil”
(ibni Hacer) bu güzel tevildir.
fakat
zikr ettiğim sahih apaçık hadis bu tevili redd etmiştir. şöyle ki,
hadis “Onların hiç birisi Allahın kitabı Kurandan değildir” diyor.bundan sonra ibni Hacer hadisi redd etmeğe çalışanlara cevap veriyor:
وأما قول النووي في
شرح المهذب: أجمع المسلمون على أن المعوذتين والفاتحة من القرآن، وأن من
جحد منهما شيئا كفر، وما نقل عن ابن مسعود باطل ليس بصحيح، ففيه نظر، وقد
سبقه لنحو ذلك أبو محمد بن حزم فقال في أوائل ” المحلى ”: ما نقل عن
ابن مسعود من إنكار قرآنية المعوذتين فهو كذب باطل.
وكذا قال الفخر الرازي في أوائل تفسيره: الأغلب على الظن أن هذا النقل عن ابن مسعود كذب باطل.
والطعن في الروايات الصحيحة بغير مستند لا يقبل، بل الرواية صحيحة والتأويل محتمل
en Nevevinin “Şerhul
Muhezzeb”deki “Müslümanlar “muavvazeteyn” ve “el-Fatihe”nin Kurandan
olduğuna icma etmişlerdir, kim bunlardan bir şey inkar etse küfr
etmişdir. ibni Mesuddan rivayet edilenler ise batıldır, doğru değil”
sözüne gelince bunda değişik görüşler var en Neveviden önce bunu ibni
Hazm “el Muhalla”da “ibni Mesuddan muavvazeteynin Kuran olmadığını
söylemesi hakkında rivayet edilenler yalan ve batıldır” demiştir. Fahri
Razi de tefsirinde şöyle söylemiştir: “büyük ihtimal ibni Mesuddan
rivayet edilenler yalan ve batıldır”
(ibni Hacer cevaben) Sahih rivayetlere istinadsız tan edilmesi kabul edilmezdir, rivayet sahihtir.ibni Hacer, “Fetul bari”, Nas suresinin tefsiri bölümü bu nasibi taifesi imam Aliye a.s olan
kinlerinden dolayı Rasulullahın s.a.a ve imamın a.s ashabından olan ve
3-cü halife tarafından şehit edilen Abdullah b. Mesud r.a hakkında
utanmadan bu iftirayı atıyorlar.
http://velayet.wordpress.com/2011/01/31/buhari-muavvazeteyn-felak-ve-nsa-sureleri-kuran-degil/