Milli bayramlar
Her toplumun kendine has bayramları vardır. Bu bayramlar o toplumun
kaderini belirleyen önemli olaylar, zaferler, savaşlar, kötü bir olayı
atlatma gibi tarihlerin yıldönümleridir. Asya toplumlarındaki yeniden
dirilişi, kurtuluşu ifade eden nevruz bayramı buna güzel bir örnektir.
Özellikle kışların sert geçtiği yerlerde baharın ve yeni bir yaşamın
başlaması demek olan nevruz bayramı büyük bir coşkuyla kutlanır. Bizimde
toplumumuzun önemli zaferlerinin, reformlarının yıldönümlerinin
kutlandığı bayramlarımızı bulunmaktadır. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramı, 19 Mayıs ******’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı, 30
Ağustos Zafer Bayramı, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı toplumumuzun her sene
kutladığı bayramlarımızdır.
Tarihimizde yeni bir sayfa açan ulusumuzun gideceği yeni yolu çizen TBMM
‘nin açıldığı 23 Nisan 1923 tarihi en önemli milli bayramlarımızdan
biridir. Milli egemenliğin hakim kılınması yolunda bir başlangıcı ifade
eden ve bunun ilk safhasını tamamlayan bu açılış ulusumuzun tarihteki
en önemli dönemeçlerden biridir. Çok zor bir dönemde yapılan bu değerli
ve önemli adım ulusumuzun gelişmiş Avrupa ülkeleriyle yarışabilmemiz
için büyük bir devrimdir. Demokratikleşme yolunda atılan bu değerli adım
her yıl halkımız tarafından büyük bir coşkuyla kutlanılmaktadır. Bizi
biz yapan bu değerli günlerimizi yad ederken halkımız ve devlet çeşitli
şenlikler düzenler, dünyanın değişik ülkelerinden ve milletlerinden
çocuklar ülkemize davet edilir, danslar edilir, yarışmalar düzenlenir.
Geleceğimizin teminatı olan çocuklara hediye edilen bu bayramda çocuk
meclisleri kurularak gelecek nesillerinde kendi kendilerini
yönetebilmelerini, demokrasiyi içselleştirmelerini, kendi haklarını
arayabilecek şekilde büyümelerini ve diğer çocuklara örnek olmalarını
için çaba sarfedilir. Bu bayramda sokaklar ve okullar bayraklarla
süslenerek gençler ve çocuklar başta olmak üzere halkımızın milli
bilincini harekete geçirilmeye çalışılır.
Yıkılmış, harap olmuş, moloz yığınına dönmüş bir devletin ve anlayışın
yerine daha dinamik,günün şartlarına uyan yeni bir anlayışın, yeni bir
devletin oluşması için bir lokomotife, bir lidere, bir mimara, halkı
etrafına toplayabilecek, halka güven verebilecek, yeni bir kurtuluş
reçetesi sunacak birine ihtiyaç duyulduğu bir dönemde bütün bu işleri
yapabilecek kişinin, bu işleri yapma startı vermesi bir inkılap
değerindedir. İşte toplumumuzu içinde bulunduğu bu kötü durumdan
kurtarmak için arkadaşlarıyla yola çıkan kişinin (******’ü) Anadolu’ya
(Samsun’a) çıktığı tarih olan 19 Mayıs 1919 tarihinin yıldönümü 19 Mayıs
******’ü Anma ve G ençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanmaktadır. Bu
bayramda da çesitli etkinlikler düzenlenir. Türkiye Cumhuriyeti’nin
kuruluşunun ilk adımı olan ve kurtuluş savasının başlaması olarak
alınan bu tarih ulusumuz için çok önemli bir tarihi olay olduğu için ve
tarihimizde önemli bir dönemeç olduğu için her yıl kutlanılmaktadır.
19 Mayıs 1919 da başlayan milli mücadele 30 Ağustos 1922 de ulusumuzun
kesin zaferiyle sonuçlanmış ve ordumuz düşmanı (yunanlıları) denize
dökmüştür. Bu olay tarihimizde yeni bir dönemin başlamasına sebep
olmuştur. Yeni devletin sınırları dışına atılan düşmanla savaş dönemi
bitmiş ve müzakere dönemi başlamıştır. Sonucu Olmak yada olmamak olan bu
savaşın zaferle sonuçlanması yokolmakta olan ulusumuzun yeniden ve
güçlü bir şekilde varolduğunu ortaya koyması açsından çok önemlidir. Bu
bayramımız resmi geçitler ve çeşitli etkinliklerle ve büyük bir
coşkuyla kutlanır.
Yeni kurulan ve dış devletlerle olan anlaşmazlıkları büyük ölçüde çözen
TBMM devletin yönetim şekli sorununa çözüm aramaya başladı. Yeni devleti
kuran ve toprakları her şeyini ortaya koyarak kurtaran halkın kurduğu
devleti yönetmesinin gerekli olduğu sonucunda yola çıkılarak 29 Ekim
1923 te cumhuriyetin ilan edilmesinden sonra her yıl 29 Ekim
Cumhuriyet Bayramı olarak kutlanılmaktadır. Halkın kendi kendisini
yönetmesi olan bu yönetim biçimi ülkemizde ve bölgemizde ilk kez
uygulanıması ve yönetimin asıl sahiplerine verilmesi gerçeği
kutlanılmaya değer görülmüştür. Halkımızın saltanat ve tepeden inme
şeylerden kurtulup birey olma yolunda attığı bu adım halkımızın çağdaş
milletler seviyesine çıkmasındaki önemli bir adımdır. Milletimizin
demokrasiyle tanışmasına vesile olan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı her yıl
coşkulu bir şekilde kutlanır, cumhuriyetin bize kazandırdıkları
anlatılır,şiirler okunur,sokaklar, okullar, dükkanlar süslenir.
Dini Bayramlar
Dini bayramlar insanların Allah’a karşı sorumlu oldukları bir
ibadettir. Dini bayramlar İslam öncesi bayramlara alternatif olarak
insanlara Allah’ın armağan ettiği bayramlardır. Dinimizde ramazan ve
kurban bayramları olmak üzere iki bayram bulunmaktadır. Bu iki bayramda
yenilip içilmesi, eğlenilmesi gereklidir. Nitekim Hz. Muhammed (s.a.v.)
“Ramazan ve Kurban Bayramı olan iki günde oruç tutulmaz” demiştir.
Bayramlarımızın ilki Ramazan Bayramıdır. Bu bayram müslümanların bir
aylık sıkı bir ibadetten sonra ibadetlerini başarıyla tamamlamalarının
bayramıdır. Bu bayram Allah’ın ibadet için bize verdiği güç için
teşekkür kutlamasıdır. Bu bayramda çeşitli etkinliler düzenlenir. Bayram
Namazından sonra insanlar camidekilerle bayramlaşırlar,evlerine gidip
aile fertleriyle bayramlaşılır, davetler yapılır, ziyafetler düzenlenir,
dualar edilir, mezarlıklar ziyaret edilir, akraba,dost, arkadaş,
komşuların evlerine gidilerek bayramları kutlanır. Genellikle küçükler
büyükleri ziyaret ederek ellerini öperler, bayramlarını kutlarlar.
Çocuklar büyüklerinden para alırlar, şeker toplarlar.
Bayramlarımızın ikincisi Kurban Bayramıdır. Bu bayram bize İbrahim ve
İsmail peygamberlerden kalmıştır. İbrahim peygamberin Allah’a nasıl
güvendiğini ve O’na nasıl teslim olduğunu, Allah için oğlunu nasıl feda
etmeyi göze aldığını Allah’ında bu kayıtsız şartsız teslimiyetin
karşılığı olarak İbrahim’e oğlunu nasıl bağışladığını bu bayram her yıl
bize hatırlatmaktadır. Kuranda İbrahim ve İsmail’in Allah’a
teslimiyetleri şöyle anlatılmaktadır.”Rabbi ona “teslim ol” demiştide, O
“Alemlerin Rabbına teslim oldum” demişti” “İbrahim Ona(İsmail’e) şöyle
demişti “Ey oğulcuğum, ben rüyamda seni kestiğimi görüyorum, sen ne
dersin, bak” demişti. O da demiştiki “Ey babam, sana emrolunanı yap.
İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın”demişti.” Saffet 102. Ayetlerden
de anlaşılacağı gibi Allah İbrahim ve İsmail’in şahıslarında tüm
insanlara Allah’a güvenmelerini, O’na ittat etmelerini çağrısında
bulunmuştur. İnsanlarda buna olarak Allah’a adaklar sunmuşlar ve sunmaya
devam etmektedirler.
Bu iki bayramda da eğlenceye izin verilmiştir. Nitekim Hz. Muhammed
(s.a.v.) bayramda oyun oynayıp def çalan Habeşlileri engellemeye
çalışan Ebu Bekir’i onlarıa karışmamaları konusunda uyarmıştır. Kurban
Bayramında bayram namazından sonra kurbanlar kesilir, el dağıtılır,
yemekler yenir, dost, akraba, komşu ve diğer yakın akrabaların
bayraları kutlanır.
Kandil Gecelerimiz
Bayramlarızın yanında her kutladığımız mübarek gecelerimizde
bulunmaktadır. Mevlit, regaip, miraç ve kadir geceleri olarak
kutladığımız bu beş gecede Allah’a ibadet edilir, dua edilir, nafile ve
kaza namazları kılınır, Allah’tan af ve mağfiret dilenir, kandiller
yakılır, mevlitler okunur, helvalar dağıtılır.
Mevlit kandili, Hz. Muhammed’in doğduğu gecedir. Ay takvimine göre
rebîul evvel ayının on ikisinde doğan Hz. Muhammet’in doğum günü
kutlanır.
Berat kandili,şaban ayının on beşinci gecesidir. Bu gecede günahların
bağışlandığına inanılır. Kur’an’da Allah insanlara günahlarının
bağışlanması için dua etmelerini istemektedir. Nitekim bir âyet-i
kerîme’de “Beni zikredin ki bende sizi zikredeyim. Bana şükredin
nankörlük etmeyin.” (Bakara 2/152)
Miraç gecesi, recep ayının yirmi yedinci gecesidir. Hz. Muhammet’in bu
gecede Allah katına çıktığına inanılır. Bu gecede müslümanlara beş vakit
namaz farz kılınmıştır.
Kadir gecesi, Kur’an’ı Kerîm’in indirilmeye başlandığı gecedir. Ramazan
ayının yirmi yedinci gecesine tekabül eder. Bu geceyle ilgili olarak
Kur’an’da şöyle buyrulmaktadır. “Biz onu (Kur’an’ı) kadir gecesinde
indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu bilir misin? O, bin aydan
hayırlıdır.” (Kadir 97/1-5) Kadir gecesinde Allah’a bol bol dua edilir.
Nitekim Hz. Muhammet bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Kim inanarak ve
sevabını Allah’tan bekleyerek kadir gecesini ihya ederse kendisinin
geçmiş günahları bağışlanır.
******************************
5. SINIF
5. ÜNİTE
SEVİNÇ VE ÜZÜNTÜLERİMİZİ PAYLAŞALIM
1. Paylaşmak niçin önemlidir?
Kazanım : Paylaşmanın insan için bir ihtiyaç ve erdem olduğunun farkında olur.
YAZALIM
Ben paylaşırım; çünkü bir toplum içinde yaşamaktayım. Yalnız başıma
ihtiyaçlarımı karşılayabilmem mümkün değildir. Başkalarıyla bir arada
yaşayabilmem için paylaşmam gerekir. Sevdiklerimle bir arada olmayı ve
onlarla paylaşmayı seviyorum. Sevincimi paylaşınca sevincim daha da
artıyor. Örneğin, doğum günümde arkadaşlarımla birlikte olduğum zaman
daha mutlu oluyorum. Üzüntülerimi paylaşınca üzüntülerim azalıyor.
Örneğin hasta olduğum zaman arkadaşlarım beni ziyaret edince üzüntüm
azalıyor. Paylaşmazsam insanlar benden uzaklaşır. Bu durumda da ben
mutsuz olurum. Mutlu olabilmem için paylaşmam gerekir.
BİLELİM
• Vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı için dayanışma gereklidir.
Çünkü bireyleri aralarında dayanışma olan milletler güçlü olur. Böyle
milletlerin ülke bütünlüğüne ve milli birliğine kimse zarar veremez.
Dayanışma olmadığı zaman ülkeler ilerleyip kalkınamaz. İnsanlar arsında
sevgi, saygı ortamı zedelenir, toplumsal barış bozulur.
• Bazı durumlarda dayanışma daha fazla önem taşır. Sevinçli ve üzüntülü
günlerimizde dayanışma içinde olmalıyız. Deprem sel gibi doğal afetlerde
milletçe yardımlaşmalıyız
2. Sevinçlerimizi Paylaşalım
Kazanım : Dinî ve millî bayramlar ile kandil gecelerinin, sevgi ve paylaşma açısından önemini fark eder.
Kazanım : Sevinç ve üzüntülerin paylaşılmasında millî ve dinî bayramlarımızın önemini kavrar.
BİLELİM
• Mutluluklar ve sevinçler paylaştıkça çoğalır. Sevinçlerini paylaşan
insan, mutluluğuna başkalarını da ortak etmiş olur. Hem kendi sevinci
artar hem de başkalarına bu sevinci tattırmış olur. Örneğin doğum
günümüz sevinçli bir anımızdır. Yalnız başımıza kutlarsak fazla bir
sevinç yaşayamaz. Arkadaşlarımızı çağırırsak sevincimiz artar.
2.1. Bayramlar Sevinçli Günlerimizdir
2.1.1. Dinî Bayramlarımız
Soru : Dini bayramlarımız nelerdir?
Cevap : İki tane dini bayramımız vardır.
Ramazan bayramı ve kurban bayramı
Ramazan Bayramı
BİLELİM
• Ramazan bayramı ramazan ayının sonunda kutlanır. Ramazan ayı boyunca
oruç tutulur ve teravi namazı kılınır. Yardıma muhtaç olanlara bu ayda
daha fazla yardım edilir. Bütün bu görevleri yapmış olmanın verdiği
huzur ve coşkuyla bayram edilir.
BİLELİM
Kurban bayramı
• Bu bayramda ekonomik durumu iyi olanlar kurban keserler ve kesmeyenlere dağıtırlar.
• Kurban bayramı dört gün sürer.
• Ramazan bayramı ile kurban bayramı arasında yaklaşık olarak yetmiş günlük bir zaman vardır.
Soru : Bayramlarda neler yapılır?
Cevap :
• Bayram yaklaşırken evler temizlenir
• Konuklara sunmak için tatlı veya şeker alınır.
• Bayram sabahı kalkılır, banyo yapılır.
• Güzel ve temiz elbiselerle camiye gidilir. Bayram namazı kılınır.
• Bayram namazından sonra camiye gelenlerle bayramlaşırlar.
• Aile bireyleriyle bayramlaşırlar.
• Küçükler büyüklerin ellerini öperler
• Büyükler küçüklere hediye verirler.
• Akrabalar, komşular ve arkadaşlar ziyaret edilir.
• Dargın olanlar barışır.
• Ölmüş olanların kabirleri ziyaret edilir
YAZALIM
Ben bayram günü sabah erkenden kalkarım. Güzel ve temiz elbiselerle
camiye giderim. Bayram namazı kılarım. Bayram namazından sonra camiye
gelenlerle bayramlaşırım. Sonra evime gelir anne ve babamın elinden
öperim. Sonra büyüklerimi ziyaret ederek bayramlarını kutlarım. Sonra
ölmüşlerimin kabirlerini ziyaret ederek onlar için Allah’a dua ederim.
………………………
2.1.2. Millî Bayramlarımız
BİLELİM
• Milli bayramlarımızı kutladığımız günlerde tarihimizde ulusumuz
açısından çok önemli olaylar yaşanmıştır. Bu olayları yıl dönümlerinde
ulusça kutlarız. Atalarımızın yurdumuz ve ulusumuz için yaptıkları
fedakârlıkları ve kahramanlıkları hatırlarız. Bütün dünyaya birlik ve
bütünlük içinde olduğumuzu gösteririz. Evlerimize ve iş yerlerimize
bayraklar asarız. Okullarda kutlamalar yaparız.
Soru : Milli bayramlarımız nelerdir?
Cevap :
• 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
19 Mayıs ******’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı
30 Ağustos Zafer Bayramı
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
Soru : 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı hakkında bilgi veriniz.
Cevap :
• Bu günde TBMM açılmıştır.
• ****** bu günü bütün çocuklara armağan etmiştir.
• Bu bayramlarda okullar bayraklar donatılır, şiiirler okunur, şarkılar söylenir ve gösteriler düzenlenir
Soru : 19 Mayıs ******’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı
Cevap :
• ******’ün Sansun’a çıktığı ve Kurtuluş Savaşımızı başlattığı gündür.
• ****** bu günü gençlere armağan etmiştir.
• Bu günde sportif etkinlikler ve gösteriler yapılır.
• ******’ün yurdumuz için yaptıkları dile getirilir.
Soru : 30 Ağustos Zafer Bayramı
Cevap :
• ******’ün önderliğinde 26 Ağustos 1922’de başlatılan Büyük Taarruz, 30 Ağustos 1922’de zaferle sona ermiştir.
• Bu günde törenler yapılır.
• Şehitler anılır.
• Türk silahlı kuvvetleri çeşitli gösteriler yaparlar
Soru : 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
Cevap :
• Cumhuriyetimizin ilan edildiği gündür.
• Devletimiz Türkiye Cumhuriyeti adını almıştır.
2.2. Kandil Gecelerimizi Kutlarız
BİLELİM
Dinimiz açısından önemli kabul ettiğimiz bazı hususların gerçekleştiği gecelerdir.
Toplumumuzda bir gelenek halinde kutlanmaktadır.
Bu geceler adları eskiden minarelerde yakılan kandillerden almıştır.
BİLELİM
Mübarek aylar
• Recep, Şaban ve Ramazan aylarıdır.
• Bu aylara üç aylarda denilir.
Kandil gecelerimiz
Mevlit kandili
Bu günde peygamberimiz doğmuştur.
Regaip Kandili
Recep ayının ilk Cuma gecesidir
Miraç kandili
Beş vakit namaz bu gecede farz kılınmıştır
Berat kandili
Bağışlanma ve kurtuluş gecesidir.
Kadir gecesi
Kuran bu gecede indirilmeye başlanmıştır
Üç Aylar
Recep
Regaip Kandili
Miraç Kandili
Şaban
Berat Kandili
Ramazan
Kadir Gecesi
Soru : Kandil gecelerinde neler yapılır?
Cevap :
• Camiye gidilir.
• Akşam ve yatsı namazlarını cemaatle kılmaya özen gösterilir.
• Kuran ve mevlit dinlenir, dua edilir.
• Yapılan hatalardan dolayı af dilenir.
• Tanıdıklarımızın kandillerini kutlarız.
• Gündüzleri oruçla geçirilir. Geceleyin ibadet edilir.
2.3. Diğer Önemli Günlerimiz
2.3.1. Cuma Günü Bütün Müslümanlar İçin Önemlidir
Kazanım : Cuma gününün Müslümanlar için önemini kavrar.
AYET
Ey İman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman hemen
Allah’ı anmaya koşun… Namaz kılınınca yeryüzüne dağılın…” ( Cuma Suresi
9-12)
BİLELİM
Cuma günü öğle vaktinde Cuma namazı kılınır. Cuma namazı cemaatle
kılınan bir namazdır. İslam dini insanların birlik ve bütünlük içinde
yaşamalarına büyük önem vermiştir. Bunun için Cuma namazı gibi bazı
namazların toplu halde kılınmasını istemiştir.
Soru : Cuma gününün diğer günlerden farkı nedir?
Cevap :
• Cuma günleri banyo yapılır.
• Temiz elbiseler giyilir.
• Öğle vaktinde camiye gidilir.
• Cuma günü camide vaaz edilir.
• İmam Cuma namazı için vaaz eder.
2.3.2. Ramazan Ayını Sevinç Ve Heyecanla Karşılarız.
Kazanım : Ramazan ayının sevinç ve heyecanla karşılandığını fark eder.
AYET
“Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden
ayırmanın açık delilleri olarak Kuran’ın indirildiği aydır. Öyle ise
sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun…”
BİLELİM
Ramazan ayı
• Kutsal kitabımız Kuran’ın indirilmeye başlandığı aydır.
• Bu ayda bir ay boyunca oruç tutulur
Soru : Ramazan ayında neler yapılır?
Cevap :
• Özel iftarlıklar hazırlanır. Her zamankinden daha güzel yemekler yapılır.
• Bütün aile iftar sofrasında akşam ezanını beklerler.
• Komşu dost ve akrabalar iftara davet edilir.
• Yoksullara ve kimsesizlere her zamankinden daha çok yardım edilir.
• Minarelerin arasına mahya adı verilen ışıklı yazılar yazılır.
• Akşam camilerde yatsı namazından sonra teravi namazı kılınır.
• Geceleyin sahur vakti kalkılır ve yemek yenilir.
3. Üzüntülerimizi Paylaşalım
Kazanım : İnsanları iyilikle anmaya, zor durumda olanlara yardıma, hastaları ziyaret etmeye istekli olur.
HADİS
“Müminler birbirini sevmekte, birbirlerine acımakta ve bir diğerini
korumakta bir vücut gibidir. Vücudun herhangi bir organı rahatsızlanınca
diğerleri de bu yüzden rahatsız olur.”
BİLELİM
Sadece mutluluklarımızı değil üzüntülerimizi de paylaşmalıyız. Çünkü
üzüntülerimiz paylaştıkça azalır. Sıkıntılarımızı başkalarına anlatırsak
biraz rahatlayabiliriz. Sıkıntımızı çözmemiz için bize yardımcı
olabilirler. bize moral verirler. Üzüntülerimizin başkaları tarafından
paylaşıldığını görmek bizi mutlu eder.
3.1. Hastaları Ziyaret Ederiz
YAZALIM
Ben hastaları ziyaret ederim. Çünkü hasta olan kişi ümitsizliğe
kapılabilir ve sıkıntı duyabilir. Bundan dolayı ilgi ve sevgiye daha çok
ihtiyaç duyar. Böyle durumlarda onların yanında olmalıyım. Yardımcı
olmalıyım ve onlara moral vermeliyim. Böyle yaparsam onların
sıkıntılarını azaltır ve yaşama sevinçlerini artırırım. Ayrıca dinimiz
hasta ziyaretlerine önem vermiş ve buna teşvik etmiştir. Peygamberimizde
hastaları ziyaret etmiş, onların iyileşmeleri için Allah’a dua
etmiştir…………………………..
YAZALIM
Hastaları ziyaret ederken bazı kurallara uyarım. Örneğin,
• Ziyaret için uygun bir zamanı seçerim.
• Ziyarete çiçek, kolonya gibi uygun hediyelerle giderim.
• Hastaya geçmiş olsun veya Allah şifalar versin derim.
• Hastaya moral verici sözler söylerim.
• Hastanın yanında yüksek sesle konuşmam.
• Ziyareti kısa tutarım.
3.2. Geçmişlerimizi Anarız
BİLELİM
Sadece yaşayanlara değil, çeşitli sebeplerle hayatlarını kaybetmiş olan
kişilere de saygıyla yaklaşmamız gerekir. Büyüklerimize olan saygımızı
onlar öldükten sonra da yerine getirmeliyiz. Peygamberimiz ölülerimizi
hayırla anmamızı istemiştir. Geçmişlerimiz bizim için uğraşan bizlerde
emeği olan insanlardır. Örneğin atalarımız yurdumuzu korumak için
canlarını feda etmişlerdir. Bu vatanı bizlere armağan etmişlerdir.
Bizlerde onları hayırla anmalıyız.
YAZALIM
Geçmişlerime karşı görevlerimi yerine getiririm. Örneğin,
• Yaptıkları iyilikleri unutmam
• Mezarlarını ziyaret ederim.
• Onlar için dua ederim.
• Onları hayırla anarım.
• Bıraktıkları eserlere sahip çıkarım.
• Bizlere olan öğütlerini tutarım.
• Yaşam tecrübelerinden yararlanırım.
3.3. Zor Durumda Olanlara Yardım Ederiz
HADİS
“Kim bir müslüman kardeşinin sıkıntısını alırsa Allah’ ta o kişinin ahiret sıkıntılarından birisini alır”
BİLELİM
İnsanlar bazen zor durumlara düşebilirler. Zor durumlarında kendi
başlarına kurtulmaları mümkün olmayabilir. Onların sıkıntılarını
paylaşarak üzüntülerini azaltabiliriz. Bu hem dini hem de toplumsal bir
görevimizdir. Peygamberimiz hepimizin kardeş olduğunu ve birbirimizle
yardımlaşmamız gerektiğini söylemiştir. ayrıca zor durumlarda
bulunanlarla yardımlaşmak aramızdaki sevgi ve saygı duygusunun artmasına
yardımcı olur. Kuran da varlıklı kimselerin yoksullara ve zorda
kalmışlara yardım etmelerini istenmiştir.
YAZALIM
Zor durumda olanlara yardım ederim. Örneğin,
Aralarında kırgınlık olan kişilerin arasını bulurum.
Yoksullara, yetimlere ve öksüzlere yardımcı olurum
Sorunları olanların sorunlarını çözmelerine yardımcı olurum
Doğal afetlere uğramış olanların ihtiyaçlarını gideririm.
3.4. Engellilere Sevgi İle Bakar, Sıkıntılarını Paylaşırım
Kazanım : Toplumdaki engellilerin sorunlarına çözüm önerileri geliştirir.
BİLELİM
Her toplumda engelli insanlar bulunur. Her sağlıklı insan da bir engelli
adayıdır. Engelli olmakta yaşamın bir gerçeğidir. Engelli insanlar,
bazı işleri sağlam insanlar kadar iyi yapamayabilirler. Bu durumda
sağlıklı in sanlara düşen onlara yardımcı olmak onların sıkıntılarını
gidermektir. Böyle davranmamız onları mutlu eder; yaşama sevinçlerini
artırır.
YAZALIM
Engellilere yardım ederim. Örneğin,
• İşlerinde yardımcı olurum
• Karşıdan karşıya geçmelerine yardım ederim.
• Onları ziyaret ederim.
• Dertlerini ve sıkıntılarını paylaşırım.
4. Tahiyyat Duası Anlamı
Kazanım : Tahiyyat duasını ezbere okur ve anlamını söyler.
OKUNUŞU
• Ettehiyyâtü lillâhi ves Salevatü Vettayyibat.
• Es selâmü aleyke eyyühen nebiyyü ve rahmetullâhi ve berakâtüh.
• Es-selâmü aleynâ ve alâ ibâdillâhis sâlihîn.
• Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlüh
ANLAMI
• Dil, beden ve mal ile olan ibadetlerin hepsi Allah'adır. Ondan başkasına ibadet olmaz.
• Ey peygamber! Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketleri sana olsun!
• Selam, bizlere ve Allah'ın iyi kulları üzerine de olsun!
• Allah'tan başka tanrı olmadığına, Hazreti Muhammed'in onu kulu ve elçisi olduğuna şahadet ederim.
*************************
Bir Yerin Adına Denince ……..….. ülkesi,
Gözüm ……………. Arar, Kulağım …………. Sesi!
……………………. bayrak yapan üstündeki ………dır,
………………… eğer uğrunda ……………. varsa vatandır.
Uğruna ölmekse eğer seni yaşatmak,
Bin defa ……………… de adına leke sürdürmem.
Gururdur, namustur ………………. ve sancak,
Aksa da ……………. korkma; haini güldürmem!
…………………….. benim, biricik sevgilim soyle senden baska kimim var benim
seninle aglarim seninle gulerim soyle senden baska kimim var benim
Sen Mustafa Kemal’sin! Alın terim, göznurum! Sen ölümsüz en yüce Türk!
Sevincim, kuvancım, onurum… Sen yeni Türkiye’nin ilk mimarı Ilk harcı
karan Çatıyı ilk atansın Sen ilk öğretmen Baş kumandansın. Çarpan yürek,
akan kansın Sana nasıl sesleneyim? Sen baştan başa Vatansın…
Sahipsiz vatanın batması haktır,
Sen sahip çıkarsan bu vatan ……………….caktır..!
Ey,mavi ……..lerin beyaz ve kızıl süsü,
Kızkardeşimin gelinliği,……..idimin son örtüsü!
Işık ışık, dalga dalga …………ğım,
Senin destanını okudum, senin destanını ………..cağım.
Sana benim gözümle bakmayanın mezarını ……..cağım.
Seni selamlamadan uçan kuşun yuvasını bozacağım.
Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver !
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar. Yurda a.. yıl….ın ışığı yeter.
Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün. Kızıllığında ısındık,
Dağlardan çöllere düşürdüğü gün. Gölgene sığındık.
Ey, şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalan; Barışın güvercini, savaşın kartalı...
Yüksek yerlerde açan çiçeğim;
Senin altında ……..dum, Senin dibinde ……ceğim.
Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim: Yer yüzünde yer beğen !
Nereye dikilmek istersen, Söyle, seni oraya dikeyim !
Delinse yer ,çökse gök ,yansa kül olsa dört yan,
Yüce dileğe dogru yine yürürüz yayan.
Yildirimdan, tipiden ,kasirgadan ,yilmayan,
Ölümlerle eylenen tunç yürekli …………leriz..
Toprağı her nerede olursa olsun …………….. TÜRK'ü korusun ve yüceltsin.
Bu ülkenin sahipleri yalnızca bu ülkeyi ……….şılıksız ……………bilenlerdir...
**********************************
BAYRAK
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım!
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.
Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım.
Seni selâmlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım.
Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver.
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar:
Yurda ay yıldızının ışığı yeter.
Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün
Kızıllığında ısındık;
Dağlardan çöllere düştüğümüz gün
Gölgene sığındık.
Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı;
Barışın güvercini, savaşın kartalı
Yüksek yerlerde açan çiçeğim.
Senin altında doğdum.
Senin altında öleceğim.
Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yer yüzünde yer beğen!
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim!
************************
İSTİKLAL MARŞI
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehrene ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül... Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal;
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklal.
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim: Bendimi çiğner, aşarım;
Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım.
Garb'ın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar;
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
''Medeniyet!'' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri ''toprak!'' diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsan da Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Ruhumun senden İlahi şudur ancak emeli:
Değmesin ma'bedimin göğsüne na-mahrem eli;
Bu ezanlar -- ki şehadetleri dinin temeli --
Ebedi, yurdumun üstünde benim inlemeli.
O zaman vecd ile bin secde eder -- varsa -- taşım;
Her cerihamda, İlahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım!
O zaman yükselerek Arş'a değer, belki, başım.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklal.
**************************
FETİH MARŞI
Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;
Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek;
Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek
Yürü, hâlâ ne diye oyunda oynaştasın ?
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.!
Sen ne geçebilirsin yardan, anadan, serden....
Senin de destanını okuyalım ezberden...
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden...
Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın...
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.!
Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini...
Göster : Kabaran sular nasıl yıkar bendini ?
Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini
Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın;
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.!
Bu kitaplar Fatihtir, Selimdir, Süleymandır.
Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinandır.
Haydi artık uyuyan destanını uyandır.!
Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın
Kızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın.!
Delikanlım, işaret aldığın gün atandan
Yürüyeceksin... Millet yürüyecek arkandan !
Sana selam getirdim Ulubatlı Hasandan ....
Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.!
Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin !
Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!
Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın...
Yürü, hâlâ ne diye kendinle savaştasın ?
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.!
************************
VATAN VE MİLLET
VATAN:Milletçe üzerinde yaşadığımız,atalarımızın aziz kanlarıyla
sulayıp bize emanet bıraktıkları sınırları belli topraklara vatan
denir.
“vatan sevgisi imandandır” Hadisi şerif.
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.
Bütün şahsi ve milli hatıralarımız vatan topraklarında
gömülüdür.üzerinde bir çok kültürel değerlerimiz ve eserlerimiz
vardır.Dinimizi,dilimizi,can ve malımızı,şeref ve namusumuzu vatan
topraklarında koruyabilir,ancak orada hürriyet içinde
yaşayabiliriz.Vatan olmayınca bu mukaddes değerlerin varlığı ve
devamlılığı tehlikeye girer.Bütün bu sebepler ve ortak hatıralar bizi
vatanımıza bağlar Engin vatan sevgisi böyle doğar.
Vatan kuru bir toprak parçası değildir.Orada,kendisi ile bütün milli
ve manevi değerlerimizi paylaştığımız,ortak hatıralar taşıdığımız
milletimiz de vardır.
MİLLET :Çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan,aralarında
dil,tarih,din, gelenek görenek birliği olan insan topluluğuna millet
denir.
BİR MİLLETİ MİLLET YAPAN UNSURLAR:
1)Dil birliği. 2)Tarih biriliği. 3)Din birliği. 4)Kültür ve ülkü birliği 5)Örf adet ve gelenek birliği.
VATAN VE MİLLET SEVGİSİNİN YARARLARI
Birbirimizi tanımamızı,birlik ve beraberlik içinde yaşamamızı sağlar.
Bize sevgi,güç ve huzur verir.Barış içinde yaşamamızı sağlar.
Ayrıca vatanımızı ve milletimizi sevmek dinimizin emridir.Vatanımızı
ve milletimizi sevmekle büyük sevap kazanmış,Allah’ın da rızasını elde
etmiş oluruz.
Din,namus,şeref ve haysiyet gibi insanı yücelten değerleri korumuş oluruz.
Aziz kanlarıyla sulayıp bu toprakları emanet eden,vatan üzerindeki
tarihi ve kültürel eserleri bırakan atalarımıza olan vefa borcumuzu
ödemiş oluruz.
BAYRAĞIMIZ VE İSTİKLAL MARŞIMIZ
BAYRAK:Bir milletin bağımsızlığını ve egemenliğini temsil eden bir simgedir.
Bayrağımız al rengini şehitlerimizin kanlarından almıştır.bayrağa saygı millete ve şehitlerimize saygıdır.
Canımızı malımızı şerefimizi nasıl koruyorsak,bayrağımızı da öyle koruruz.
BAYRAKLA İLGİLİ BAZI KURALLAR
Bayrak, kamu kurum ve kuruluşlarıyla yurt dışı temsilciliklerine ve
kamu kuruluşlarıyla gerçek ve tüzelkişilerin deniz vasıtalarına çekilir.
Yurt içinde ve yurt dışında yetkililerin araçlarına takılır.
Bayrak çekilirken ve indirilirken tören yapılır. Bayrak törenlerinin
gereken biçimde yapılmasından o mahaldeki yetkili amirler sorumludur.
Türk Bayrağı, yas alameti olarak 10 KASIM'da yarıya çekilir. Yas
alameti olmak üzere Bayrağın yarıya çekileceği diğer haller ve zamanı
Başbakanlıkça ilan edilir.
Türk Bayrağı, Cumhurbaşkanlığı yapmış kişilerin, şehitlerin ve tüzükte
belirlenecek asker ve sivil kişilerin cenaze törenlerinde bunların
tabutlarına, açılış törenlerinde ATATÜRK heykellerine veya resmi yemin
törenlerinde masalara örtülebilir
Türk Bayrağı, yırtık, sökük, yamalı, delik, kirli, soluk, buruşuk veya
layık olduğu manevi değeri zedeleyecek herhangi bir şekilde
kullanılamaz.
Türk Bayrağına sözle, yazı veya hareketle veya herhangi bir şekilde
hakaret edilemez, saygısızlıkta bulunulamaz. Bayrak yırtılamaz,
yakılamaz, yere atılamaz, gerekli özen gösterilmeden kullanılamaz.
Bayrağımızın en küçük ebatları 50x75 cm olmalıdır.
İSTİKLAL MARŞI:Bir milletin bağımsızlığını simgeleyen bir şiirdir.
MARŞIMIZIN YAZARI:MEHMET AKİF ERSOY BESTECİSİ: ZEKİ GÜNGÖR
Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşını safahat adlı eserine koymamış Türk milletine armağan etmiştir.
“Bu marş bizim inkılabımızı anlatır,inkılabımızın ruhunu anlatır.bunu ne
unutmak ne de unutturmak lazımdır.İstiklal Marşında istiklal davamızı
anlatması bakımından büyük bir manası olan mısralar vardır.Benim en
beğendiğim yer de şurasıdır:
“Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklal!”
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
ŞEHİTLİK VE GAZİLİK
AYET 1:"Allah yolunda öldürülenlere (şehitlere) ölüler demeyin. Bilâkis onlar diridirler, fakat siz onu anlayamazsınız."
AYET 2: "Allah yolunda öldürülenleri (şehitleri) sakın ölü sanmayın.
Bilâkis onlar diridirler; Allah'ın lütuf ve kereminden kendilerine
verdikleriyle sevinçli bir halde Rableri yanında rızıklara mazhar
olmaktadırlar.
HADİS 1:"Hiç kimse cennete girdikten sonra-bütün dünyaya sahip olsa
bile- tekrar dünyaya dönmeyi istemez. Yalnız şehitler, gördükleri
keramet (ve erdikleri nimetler) sebebiyle dünyaya dönüp on defa şehit
olmayı arzu ederler."
HADİS 2:"Ruhumu kudret elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, Allah
yolunda savaşıp öldürülmemi, sonra tekrar dirilip savaşarak tekrar
öldürülmemi, yine dirilip savaşta öldürülmemi arzu ederim."
ŞEHİT:Hiçbir çıkar gözetmeden Allah’ın dinini yüceltmek vatanın ve
milletin şeref ve namusunu korumak için çarpışırken hayatını kaybeden
Müslümanlara denir.
GAZİ
üşmanla savaşan,bu uğurda olağanüstü yararlılıklar gösteren,yaralı veya sağlıklı olarak dönen Müslümanlara gazi denir.
Allah şehitlerimize rahmet eylesin, cennetiyle, cemaliyle onları
şereflendirsin, bizlere de onların yolundan yürümeyi nasip eylesin.
Ülkemizi her türlü felâket ve musîbetlerden muhafaza buyursun. Aziz
milletimize kötü ve karanlık günler göstermesin. Âmîn.
********************************
ÜNİTE:VATANIMIZI VE MİLLETİMİZİ SEVİYORUZ
KONU:GAZİLERİMİZE SAYGI GÖSTERİR ŞEHİTLERİMİZİ RAHMETLE ANARIZ ASKERLİK
YAPMAK VATAN BORCUMUZDUR YURTTA BARIŞ DÜNYADA BARIŞ TEMEL İLKEMİZDİR
Hedef ve davranışlar:
Hedef 1: Gazi, şehit kavramlarını tanıma
Davranış 1: Gazi ve şehit kavramlarını tanımlar
Davranış 2: Tüm toplumumuza mal olmuş büyük gazi ve şehitleri tanır
Hedef 2: Askerlik ve vatan, güvenlik kavramlarını tanıma
Davranış 1:Askerlik, vatan, güvenlik kavramlarını tanımlar
Hedef 3:Askerliğin önemini vatan için askerliğin gerektiğinde ölmenin gerektiğini kavrama
Davranış 1:Askerliğin önemini gerekçeleriyle söyler, yazar
Davranış 2: Askerliğin devletin ve vatanın güvenliği için gerekli olduğunu söyler.
Hedef 4: Barış ve barış için gerekli olan ilkelerin arasındaki bağıntıyı kurma
Davranış 1: Barışın egemen olması gerektiğine karar verir
Davranış 2: Yurtta ve dünyada barışın egemen olması gerektiğini savunur
STRATEJİ, YÖNTEM VE TEKNİKLER
Sunuş yoluyla anlatım stratejisi
Soru-Cevap Yöntemi
Anlatım Yöntemi
Buluş Yoluyla Anlatım Stratejisi
Örnek olay yöntemi
Problem çözme yöntemi
Beyin fırtınası tekniği
Tartışma yöntemi
DERSİN İŞLENİŞİ
- Dikkat çekme: Derse gazi olmuş bir kimse konuk olarak getirilerek kısa
bir konuşma yapması sağlanabilir. Ya da öğrencilerden yakın
çevrelerinde tanıdıkları veya gördükleri gazi olup olmadığı sorulur
şehit olmuş yakını bulunan var mı? Diye sorulur.
- Güdüleme: Şehitlerimizin ve gazilerimizin vatanımızı korumak bizim
rahat bir hayat güvenli ve huzurlu yaşamamız için canlarını seve seve
vermeye hazır kişiler oldukları bu yüzden onlara gereken ilgi ve saygıyı
göstermemiz gerektiği anlatılır.
- Derse geçiş: slaytla yada asetatla Kuran-ı Kerim’den şehitlikle
şehitlerin ve savaşta yararlık gösterenlerin geçtiği ayetlerin
yansıtılması ve bunların açıklanması. Gazi ve şehit kimlere denir?
Açıklanır. Ders kitabından konu okutulur. Gerekli yerler açıklanır.
Öğrencilere sorular sorulur.
- Geliştirme bölümü:
Mehmet Akif Ersoy’un:
Bastığın yerlere toprak diyerek geçme tanı
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı
Sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı
Verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı
Şiiri okunur ve açıklanır.
Kınalı Mehmet(Orhan Balcı, Diyanet Çocuk Dergisi,s.82)
(Nisa suresi, 64),(Bakara suresi, 154),(Al-i İmran 157),(Hacc
suresi,58-59) ayetleri okunur ve şehitlik makamının peygamberlikten
sonra en yüksek makam olduğu vurgulanır.
Mehmet Akif Ersoy’un:
Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber
Sana ağuşunu açmış duruyor peygamber
Beyiti okunarak açıklanır.
******’ün Türk askeri ile ilgili söylediği bir söz(Suat ilhan, ****** ve Askerlik, s.19
okutulur ve açıklanır.
“Ben de asker olacağım” (Cemal Oğuz Öcal: Necat Birinci, Kahramanlık Şiirleri Antolojisi s.334) şiiri okutulur.
******’ün “Yurtta sulh cihanda sulh sözü açıklanır.
Yine ******ün “Harp zorunlu ve hayati olmalıdır. Milletlerin hayatı
tehlikeye düşmedikçe savaş bir cinayettir” sözü okunarak açıklanır.
- Son özet: şehit ve gazi kimlere denir? Şehitlik ve gaziliğin önemi
nedir? Şehitlerimi ve gazilerimizi niçin saygıyla anmalıyız. Askerlik
niçin önemlidir? Sulhun, barışın yurtta ve dünyada egemen kılınmasının
önemi nedir? Kısaca özetlenir.
- Tekrar güdüleme: Şehitlerimizi saygıyla anmamız niçin gereklidir?
Gazilerimize ve şehitlerimize gerekir saygıyı göstermeliyiz. Bize içinde
yaşadığımız vatanımızı canlarını feda ederek teslim eden şehitlerimizi
ve ölümden dönen gazilerimize gerekir saygıyı göstermeli onları saygıyla
anmalıyız.
ÖĞRETMEN İLE İLGİLİ KISIM
GAZİLERİMİZE SAYGI GÖSTERİR, ŞEHİTLERİMİZİ RAHMETLE ANARIZ
Vatan, millet, din, bayrak ve İstiklal Marşı gibi manevi değerleri, milletimizin bütün bireyleri sever ve saygı duyar.
Vatanımıza karşı bir düşman saldırısı olursa onun korunması için herkes canını seve seve vermeye hazırdır.
Şehitlik ve gazilik vatanın düşmana karşı savunulmasında kazanılan iki büyük rütbedir.
Şehit: Kutsal bir ülkü veya inanç uğruna savaşırken ölen kimsedir.
Kuran-ı Kerimde şehitleri peygamberler, doğrular ve Salihlerle birlikte
anılmıştır: “ Kim Allah’a ve elçisine itaat ederse işte onlar, Allah’ın
nimet verdiği peygamberler, sıdıklar, şehitler ve iyi kimselerle
beraberdirler.
Peygamberimiz şehitlerin borçları dışında bütün günahlarının bağışlanacağını haber vermiştir.(Müslim, imanet, 11
• Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı
Mehmet Akif Ersoy(Safahat s.447)
• Ey şehitoğlu şehit, isteme benden makber;
Sana ağuşunu aşmış duruyor peygamber
Mehmet Akif Ersoy(Safahat, s.74)
• Gazi: düşmanla savaşan veya savaşmış kimseye denir. Gaziler, vatan
savunması konusunda olağanüstü yararlıklar göstermiş kimselerdir.
• Başta peygamberimiz Hz.Muhammed olmak üzere İslam devletlerinin
başında bulunan padişahların çoğu gazidir. Yakın tarihimizde yine
Mustafa Kemal ****** gibi bir çok gazi bulunmaktadır.
• Sakarya Meydan Muharebesi Mustafa Kemal ******’ün komutası altında
zaferle sonuçlandı. Bunun üzerine Büyük Millet Meclisi 19 Eylül 1921’de
kabul ettiği bir kanunla Mustafa Kemal ******’e Türk milletinin şükran
duygularının ifadesi olarak mareşallik rütbesiyle gazilik ünvanını
verdi.
Ülkemizde rahat, huzurlu ve mutlu şekilde yaşamamız için hayatını vermiş
şehitlerimizi rahmetle anarız. Bizim için her türlü fedakarlığı göze
almış gazilerimize saygı gösteririz.
Gazi: Kamunun canını, malını ve namusunu korumak amacıyla düşmanlarla
savaşan Müslüman asker. “gazi” ünvanı, başkalarının hayatı için kendi
hayatını tehlikeye atabilen cesur Müslümanlara yönelik en yüksek dini
taltiflerden biridir. Savaşta başarı gösteren komutanlara ve
hükümdarlara da gazi ünvanı verilmektedir. Kurtuluş savaşında büyük
yararlıklar gösteren Antep şehrine Büyük Millet Meclisi gazi ünvanını
uygun gördü ve böylece Gaziantep oldu. A’dan Z’ye Kültür ve Tarih
Ansiklopedisi (Yenişafak Kültür Armağanı Sayfa 280)
Gaza: İslam dinini yaymak ve korumak için Müslüman olmayanlara karşı yapılan savaş.
Şehit: Allah ve din yolunda canını veren Müslüman kişi. İslam dini ve
Allah’ın emirleri doğrultusunda yalnızca O’nun rızasını kazanmak
amacıyla yapılan savaşa “cihat” denilir. Kuran-ı Kerim’de ister sivil
isterse asker olsun, mazlumların hakkını korumak amacıyla yapılan bir
savaşa cihat bilinciyle katılan her inançlı insanın, bu savaş sonucunda
hayatını kaybettiğinde şehit olacağı müjdelenmiştir. Şehitlik, İslamda
peygamberlikten sonra gelen en yüksek mertebedir.
Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı
Sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı
Verme dünyaları aslanda bu cennet vatanı
Mehmet Akif Ersoy(istiklal marşı)
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda
Canı canını bütün varımı alsın da huda
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda
Mehmet Akif Ersoy(istiklal marşı)
Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor.
Bir hilal uğruna ya rab ne güneşler batıyor
Mehmet Akif Ersoy(Çanakkale Şehitlerine)
“Ve Allah yolunda katlolunanlara “ölüler” demeyin! Hayır diridirler, velakin siz sevmezsiniz.”
(Bakara Suresi, 154)
“Celalim hakkı için, eğer Allah yolunda katlolunur veya ölürseniz,
herhalde sizin için Allah’ın bir magfiret ve rahmeti, onların dünyada
kalıp toplayacakları şeylerden daha hayırlıdır.
(Ali-i İmran, 157)
Kuran-da geçen diğer yerler. 2:154, 3:157,158,169; 40:18; 43:86; 53:26; 74:48
Belgesel film. 6 dk. (Çanakkale Zafere içerikli)
Müzik mp3
Arif Nihat Asya (Bayrak) M.Emin Yurdakul(Ya Gazi ol Ya Şehit)
ASKERLİK YAPMAK VATAN BORCUMUZDUR
“YURTTA BARIŞ DÜNYADA BARIŞ” TEMEL İLKEMİZDİR
Vatandaşlık görevlerinden birisi de askerlik yapmaktır. Her türk genci
zamanı gelince görevini yerine getirmek için askere gider.
Askerlik yapmak vatan borcudur. Bu yüzden gençlerimiz askere bir bayram kavasında yolcu edilir.
Askerlik görevi yurdumuzun dıştan gelen saldırılara karşı
korunabilmesine hazırlıklı olabilmek için yapılır. Düşmanlara karşı
hazırlıklı olmak aynı zamanda dinimizin de bir emridir.
Anneler askere giden çocuklarını “ Haydi oğlum haydi git. Ya gazi ol ya şehit” diyerek uğurlarlar.
Türklerden başka dini, vatanı uğruna ölmeye hazır asker görmedim.
Hamiltan
Askerlerimiz tarafından sınırlarımız düşmanlara karşı korunmaktadır, Böylelikle ülkemizde huzur güven içinde yaşıyoruz.
Peygamberimiz sınırda nöbet tutmanın ibadet etmek anlamına geldiğini haber vermektedir. (Riyazüssalihin s.533)
“Türkiye Cumhuriyeti yalnız iki şeye güvenir. Biri millet kararı, diğeri
en üzücü ve en güç şartlar içinde dünyanın takdirlerine hakkıyla layık
olmak niteliğini kazanan ordumuzun kahramanlığı; bu iki şeye
güvenir.”(******çülük c.1,s,195)
“Millet ve kahraman çocuklarından meydan gelen ordu o derece birbiri ile
kaynaşmıştır ki, dünya da ve tarihte bunun örneği çok enderdir. Bu
milli görünüş ile daima övünebiliriz(******çülük c.1,s,197)
BEN DE ASKER OLACAĞIM
Küçük asker, küçük asker!
Vatan senden hizmet bekler.
Bu ninniyle uyudum ben
Asker gibi büyüdüm ben!
Dedem asker babam asker,
Derler bize “Ey oğlum er!”
Ben de asker olacağım
Dünyaya ün salacağım
Cemal Oğuz Öcal (Necat Birinci, Kahramanlık Şiirleri Antolojisi s.334)
Cumhuriyetimizin kurucusu M.Kemal ******, türk askerini överek
teşekkürünü şöyle dile getirir. Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği
seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rastlanmamıştır. Her
zaferin mayası sendedir. Her zaferin en büyük payı senindir. Kanaatinde,
inancınla, itaatinle hiçbir korkunun yıldıramadığı demir gibi kalbinle
düşmanı nihayet alt eden büyük gayretin için gönül borcumu ve
teşekkürümü söylemeyi kendime aziz bir borç bilirim. (Suat İlhan,
****** ve Askerlik s.19
KINALI MEHMET S.205
Zaferleri ve mazisi insanlık tarih ile başlayan, her zaman zaferle
beraber medeniyet nurları taşıyan kahraman Türk ordusu! (******çülük
c.1 s.195)
YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ TEMEL İLKEMİZDİR
Milletimiz barıştan yanadır. Hem kendi ülkesinin insanlarına hem de
diğer ülkelerin insanlarına karşı tarih boyunca barışseverliğini
göstermiştir. ******’ün “Yurtta barış dünyada barış”, sözü bunun en
güzel ifadesidir. Bu ilkenin temelinde yatan, insan sevgisidir.
Yaşamın büyük bir kısmı savaşlarda geçmiş olan büyük ****** aslında
zorunlu olmadıkça hoş karşılamamıştır. Harp zorunlu ve hayati olmalıdır.
Milletlerin hayatı tehlikeye düşmedikçe harp bir cinayettir.
ÖĞRENCİ İLE İLGİ KISIM
• Gazi ve şehitlerimizi niçin saygıyla anmalıyız?
• Vatan savunması için seve seve canlarını ortaya koydukları için,
• Yaşlı, çocuk ve kadınların korunması için ölümü göze aldıkları için
• Rahatımız güvenli yaşamımızı elimizden almaya çalışan düşmanlara karşı durdukları için
• Kuran-ı Kerimde şehitler, peygamberler, doğrular ve salihlerle
birlikte anılmıştır: “Kim Allah’a ve elçisine itaat ederse işte onlar,
Allah’ın nimet verdiği peygamberler, sıdıklar, şehitler ve iyi
kimselerle beraberdirler…” (Nisa suresi, 64)
• “Ve Allah yolunda katlolunanlara ölüler demeyin! Hayır diridirler, velakin siz sezemezsiniz.” (Bakara suresi, 154)
• “Celalim hakkı için eğer Allah yolunda katlolunur veya ölürseniz
herhalde (elbette) sizin için Allah’ın bir mağfiret ve rahmeti, onların
dünyada kalıp toplayacakları şeylerden daha hayırlıdır. (Al-i İmran,
197)
• “Allah yolunda hicret edip de sonra katledilmiş veya ölmüş olanlar
ise, elbette Allah onları muhakkak güzel bir rızk ile merzuk edecektir.
(rızıklandıracaktır) ve çünkü Allah, elbette rızık verenlerin en
hayırlısı O’dur. O elbette onları hoşnut olacakları bir medhale (yere)
koyacaktır ve çünkü Allah gayet alim, gayet halimdir.” (Hacc
Suresi,58-59)
• Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı,
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı
Sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı
Verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı
Mehmet Akif Ersoy (Safahat s.447)
• Peygamberimiz şehitlerin borçları dışında bütün günahlarının bağışlanacağını belirtmiştir.
(Müslim, İmaret 11
• Ey şehit oğlu şehit, isteme benden makber;
Sana ağuşunu açmış duruyor peygamber.
Mehmet Akif Ersoy (Safahat s.74)
• Düşmanlara karşı nasıl hazırlıklı oluruz?
• “Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam
bir askere rast gelinmemiştir. Her zaferin mayası sendedir. Her zaferin
en büyük payı senindir. Kanaatinle, inancınla, itaatinle hiçbir korkunun
yıldıramadığı demir gibi kalbinle düşmanı nihayet alt eden büyük
gayretin için gönül borcumu ve teşekkürümü söylemeyi kendime aziz bir
borç bilirim.
( Suat İlhan, ****** ve Askerlik, s.19
• Türkiye Cumhuriyeti yalnız iki şeye güvenir. Biri millet kararı,
diğeri en üzücü ve en güç şartlar içinde dünyanın takdirlerine hakkıyla
layık olmak niteliğini başaran ordumuzun kahramanlığı; bu iki şeye
güvenir.”
(******çülük, c.1, s.195)
• “Millet ve kahraman çocuklarından meydana gelen ordu, o derece birbiri
ile kaynaşmıştır ki, dünyada ve tarihte bunun örneği çok enderdir. Bu
milli görünüş ile daima övünebiliriz.”
(******çülük, c.1, s.197)
• BEN DE ASKER OLACAĞIM
Küçük asker, küçük asker!
Vatan senden hizmet bekler.
Bu ninniyle uyudum ben
Asker gibi büyüdüm ben!
Dedem asker, babam asker,
Derler bize “Er oğlu er!”
Ben de asker olacağım;
Dünyaya ün salacağım.
Cemal Oğuz Öcal
(Necat Birinci, Kahramanlık Şiirleri Antolojisi, s.334)
• “Yurtta barış, dünyada barış”
M.K. ******
• “Harp zorunlu ve hayati olmalıdır. Milletlerin hayatı tehlikeye düşmedikçe savaş bir cinayettir.”
(Suat İlhan, ****** ve Askerlik, s.192.)
• YA GAZİ OL…. YA ŞEHİT
Haydi yavrum. Ben seni bugün için doğurdum:
Hamurunu yiğitlik duygusuyla yoğurdum:
Türk evladı odur ki, yurdu olan toprağı
Ana ırzı bilerek yad ayağı bastırmaz;
Bir yabancı bayrağı
Ezan sesi duyulan hiçbir yere azdırmaz.
Haydi yavrum! Köyüne, nişanlına veda et;
Sabanını, tarlanı, her şeyini feda et;
O silaha sarıl ki, böyle günde bir erkek
Bir dualı demirden başka bir şey kullanmaz;
Bunu tutan bir bilek
Köleliğin uğursuz zincirine uzanmaz.
Git evladım, yıllarca ben oğulsuz kalayım:
Şu yaralı bağrıma kara taşlar çalayım
Haydi oğlum, haydi git:
Ya gazi ol, ya şehit
Git evladım, yıllarca ben oğulsuz kalayım,
Şu yaralı bağrıma kara taşlar çalayım.
Haydi oğlum haydi git:
Ya gazi ol, ya şehit.
M. Emin Yurdakul
• KINALI MEHMET
Mehmet yirmi yaşına basınca askere çağırdılar. Bütün köylü O’nu davul ve zurnalarla, dualarla uğurladı.
Acemilik günlerinde, bölük komutanı askerlerinin saçlarına,
tırnaklarına, ellerine sık sık bakıyordu. Böyle bir denetim gününde
komutan, Mehmet’in ellerinin kınalı olduğunu gördü:
- Eline niçin kına yaktın? Diye sordu.
Mehmet:
- Bilmiyorum komutanım, dedi. Anam yaktı bu kınayı.
Bunun üzerine komutan:
- Öyleyse anana mektup yaz. benden de selam söyle. Avucuna niçin kına yaktığını sor, öğren bakalım, dedi.
Mehmet hemen o akşam mektup yazdı. Gelen cevapta şöyle diyordu:
“Sevgili oğlum, mektubunu aldık. Hepimiz de çok sevindik. Avucuna
yaktığın kınayı sormuşsun. Komutanına selam söyle. Gözlerinden öperim,
hayır dualar ederim. Allah hepinize güç, kuvvet versin. Komutanına de
ki: Bizde üç şey için kına yakılır. Gelinlik kızlara kına yakarız. Evine
barkına kurban olurcasına sahip çıksın diye. Kurbanlık koyuna kına
yakarız. Allah’a kurban olsun diye. Bir de yavrum askere giden yiğitlere
kına yakarız. Kına yakarız ki vatanına kurban olsun diye. Dedeni
Balkanlar’da amcanı da Çanakkale’de kurban verdik. Gerekirsen sen de bu
vatana kurban olacaksın evladım.
Bu cevap komutanı çok duygulandırmış, gözleri dolu dolu olmuştu.
Orhan Balcı
Diyanet Çocuk Dergisi, Sayı 82.
*******************************
KÖTÜRÜM TİLKİ
Bir adam kırlara gezmeye çıkmıştı. Düşünerek dolaşırken bir tilki
gördü. Tilkinin hem ön, hem arka ayakları yoktu. Kötürümdü. Adam “Bu
elsiz ayaksız zavallı hayvan nasıl yaşar” dedi. Tilkiciğe acımıştı.
Adam az sonra bir aslanın kükreyişini duydu. Bulunduğu yöne doğru
geliyordu. Hemen bir kayanın arkasına saklandı. Aslanın az sonra kötürüm
hayvanı parçalayacağını düşündü. Aslan geldi ve tilkinin yanında durdu.
Ağzında bir çaylak vardı. Çoğunu yedikten sonra kalan kısmını bırakıp
gitti. Adam bu duruma çok şaşırmıştı. Çaylağın geri kalan kısmını
kötürüm tilki yemişti.
Adam bu gördüklerinden sonra kendi kendine bazı kararlar aldı. Şöyle
düşünüyordu: “Bu elsiz ayaksız tilki bile, ormanda aç kalmıyordu. Allah,
aslanı ona hizmet için göndermişti. Hiç kimse kısmetsiz kalmıyordu.
Öyleyse insanların çalışmaları boşunaydı.”
Bu düşüncelerle şehre döndü. Evine kapandı. Artık dışarı çıkmıyor, hiç
çalışmıyordu. Çalışmayı gereksiz, hatta ayıp sayıyordu. Madem ki
herkesin rızkı veriliyordu, bu telâş gereksizdi.
Aradan günler geçti. Adam evinde bekledi durdu. Hiç kimse ona yiyecek getirmedi. Giderek zayıfladı, iğne ipliğe döndü.
Bir gün rüyasında ak sakallı, nur yüzlü bir dede gördü. Dede, “Kalk!”
diye bağırdı. Adam “Kalkamıyorum, günlerdir bir şey yemedim” cevabını
verdi. Nur yüzlü dede “Neden yemedin?” diye sordu yine öfkeyle.
“Ormandaki tilki gibi rızkımı bekliyorum da ondan” cevabını verdi adam.
Ak sakallı dede, adamı sarsmaya başladı: “Kalk tembel adam! Kendini
elsiz ayaksız bir tilkiye benzeterek nasıl yatarsın? Senin ellerin de
sağlam, kolların da. Kalk! Kötürüm bir tilki değil, kahraman aslan ol. O
kadar çalış ki ihtiyacını karşıla, sonra fazlasını bırak. Senin
artıklarından da tilki gibi muhtaçlar faydalansın.”
Adam bu sözlerin etkisiyle uyandı. Etrafına bakındı. Kimsecikler yoktu.
Nur yüzlü dedenin sözleri aklından çıkmıyordu. Hatasını anladı. Yanlış
yapmıştı. Hemen giyindi. Dışarı çıktı. Aslan gibi çalışmaya gidiyordu.
Aşağıdaki sorulara cevap veriniz.
1. Hikâyenin kahramanı olan adam çalışmaktan niçin vazgeçiyor?
....................................................................................................................................................................................
2. Kötürüm tilki ile aslan hangi özellikteki kişileri temsil ediyorlar?
....................................................................................................................................................................................
3. Biz kendimize tilkiyi mi aslanı mı örnek almalıyız? Niçin?
....................................................................................................................................................................................
4. Aslan gibi olmak için neler yapmalıyız?
....................................................................................................................................................................................
5. Bu adamın rüyasına siz girseydiniz ona başka neler söylerdiniz?
........................................
***********************************