KUTLU FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
KUTLU FORUM

Bilgi ve Paylaşım Platformuna Hoş Geldiniz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 TEMEL DİNİ BİLGİLER

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
huzeyfe
Süper Moderatör
huzeyfe


Mesaj Sayısı : 7719
Rep Gücü : 18108
Rep Puanı : 23
Kayıt tarihi : 27/03/09

TEMEL DİNİ BİLGİLER Empty
MesajKonu: TEMEL DİNİ BİLGİLER   TEMEL DİNİ BİLGİLER Icon_minitimePerş. Ağus. 11, 2011 1:41 pm

İMAN
İMAN: lügatte, bir şeye tereddütsüz inanmak ve kesin olarak, içten ve yürekten bağlanmak demektir.
Dini terim olarak iman: Allah'ın varlığına ve birliğine, Hz. Muhammed
(s.a.s.)'in Allah'ın peygamberi olduğuna kalbi ile tasdik etmek ve bu
inancını dili ile söyleyemeye«İman» denir.
İman Kaç Kısma Ayrılır?
İman iki kısma ayrılır:
1. İcmalî îman,
2. Tafsilî îman.
İcmalî İman Ne Demektir?
Peygamberimizin Allah'tan alıp haber verdiği şeylerin hepsine birden, topluca inanmak demektir.
Bir kimse, mânâsını bilerek ve kabûl ederek:
"Lâ ilâhe illâllah Muhammedün resûlüllah" dese icmalî olarak îman etmiş olur.
Bu cümleye Kelime-i Tevhid denir. Mânâsı sudur:
Lâ ilâhe illâllah: Allah’tan başka hiçbir ilâh ve hakikî ma'bud yoktur.
Muhammedün resûlüllah: Muhammed (asm), Allah’ın Resûlü ve Peygamberidir.

Tafsilî İman Neye Denir?
Peygamberimizin Allah'tan haber verdiği şeylerin her birini delilleriyle
bilip inanmaktır. Diğer bir ifadeyle, dinin zaruriyatini bütün tafsilât
ve teferruâtıyla öğrenip tasdik etmek demektir.

Dînin Zaruriyâtı Nedir?
Dînin zaruriyâtı, Âmentü'de yer alan 6 îman esasi ile dînin namaz, oruç,
hac, zekât gibi farz kildigi ibâdetler ve adam öldürmek, içki içmek,
zinâ yapmak gibi haram saydığı fiillerdir.
Bunları, her Müslümanın teferruâtı ile bilmesi ve inanması şarttır.
Âmentü Nedir, Âmentü'de Yer Alan İman Esasları Nelerdir?
Âmentü, her Müslümanin inanması, kabûl edip tasdik etmesi farz olan îman esaslarından ibarettir.
AYET:”Kim Allah’ı,meleklerini,kitaplarını,peygamberlerini ve ahiret gününü inkar ederse çok derin bir sapıklığa düşmüş olur”
HADİS:”Kalbinde zerre kadar iman taşıyan kişi cennete girecektir”
Âmentü'de yer alan îman esasları 6'dir ve şunlardır:
1. Allah'a inanmak,
2. Meleklerine inanmak,
3. Kitablarina inanmak,
4. Peygamberlerine inanmak,
5. Âhiret gününe, öldükten sonra dirilmeye inanmak,
6. Kadere, hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna inanmak.
İMANIN RÜKÜN VE ŞARTI.
RÜKNÜ: Allah'ın varlığına ve birliğine, Hz. Muhammed (s.a.s.)'in Allah'ın peygamberi olduğunu kalbi ile tasdik etmek.
ŞARTI: Allah'ın varlığına ve birliğine, Hz. Muhammed (s.a.s.)'in Allah'ın peygamberi olduğunu dili ile söylemek.
Kelime–i Tevhid
Okunuşu: "Lâ ilâhe İllallah, Muhammed ün Rasûlüllah."
Anlamı: "Allah'tan başka tanrı yoktur. Hazreti Muhammed (s.a.s.) Allah'ın Peygamberidir."
Kelime-i Şehadet
Okunuşu: "Eşhedu en lâ ilâhe illallah ve Eşhedu enne Muhammeden abdühü ve Rasûlüh."
Anlamı: "Ben şahitlik ederim ki, Allah'tan başka Tanrı yoktur. Yine şahitlik ederim ki Hazreti Muhammed (s.a.s.)
Allah'ın kulu ve Peygamberidir."
İman esasları, topluca ve özet olarak hem Kelime-i Tevhid, hem de
Kelime-i Şehadette ifade edilmiştir. Çünkü Hz. Muhammed (s.a.s.)'in
Peygamber olduğuna inanmak, O'nun Allah tarafından getirip haber verdiği
her şeyin doğru ve gerçek olduğuna inanmayı gerektirir.




ALLAH'A İMANIN DELİLLERİ
1-Bir şeyden çok şey,çok şeyden de bir şeyin icad edilmesi.
Allah'a Niçin ve Nasıl İnanırız
İmanın altı şartından birincisi Allah'a inanmaktır. Akıl sahibi olan ve
erginlik çağına gelen her insanın ilk ve en önemli görevi, Allah'ın
varlığına ve birliğine inanmaktır.
Çevremize baktığımız zaman, hiçbir şeyin kendiliğinden olmadığını
görürüz. Güzel bir sanat eseri, bunu yapan bir sanatkârının bulunduğunu
gösterir. Meselâ; kullandığımız saati yapan bir sanatkâr, oturduğumuz
binayı yapan bir usta yok mudur? Şüphesiz ki vardır. Bunların
kendiliğinden meydana geldiğini akıl kabul eder mi? Elbette etmez.
Öyle ise; çok ince bir plâna göre kurulan ve mükemmel bir düzen içinde
işleyen uçsuz bucaksız kâinatı ve en güzel sanat eseri olan insanı da
bir yaratan vardır. İşte bu yaratıcı, sonsuz güç ve kudret sahibi olan
"Allah"tır. Evren, Allah'ın varlığını; evrende görülen ahenk ve mükemmel
düzen de Allah'ın birliğini göstermektedir.
O halde, ilk görevimiz, bizi yaratan ve yaşatan Allah'a inanmak, O'na gönülden bağlanmaktır.
Özde, sözde, dilde, seste Allah bir!
Yer ettikçe can kafeste Allah bir!
Böyle geldik böyle gitmek dileriz
İlk nefeste son nefeste Allah bir.
Emin Ali SİPAHİ
Allah'a Şöyle İnanırız
Allah vardır ve birdir. Ondan başka tanrı yoktur. Varlığının başlangıcı
ve sonu yoktur. O, her zaman vardı, sonsuza kadar da var olacaktır.
Allah varlıklardan hiçbirine benzemez. O'nun eşi ve benzeri yoktur.
Varlığı kendindendir. Hiçbir şeye muhtaç değildir. Her şey O'na
muhtaçtır.
Allah diridir, her şeyi bilir, her şeyi işitir ve her şeyi görür. Kalbimizden geçenleri de bilmektedir.
Allah irade sahibidir, diler ve dilediğini yapar. Onun kudreti sonsuzdur, her şeye gücü yeter.
Allah yaratıcıdır, dilediğini yoktan var eder, dilediğini de yok eder. Evrende ne varsa hepsini O yaratmıştır.
Allah harflere ve sese gerek olmadan söyler. Sözünü Peygamberlerine
duyurmuş, emir ve yasaklarını bildirmiştir. Yüce Kitabımız Kur'an-ı
Kerim Allah'ın sözüdür.
Allah, merhameti sonsuz, bağışlaması bol Yüce bir varlıktır. Bize hayat veren, sayılamayacak kadar nimetler bahşeden O'dur.
O, bizi yarattıktan sonra da yalnız bırakmamış, peygamberler göndererek
dünyada ve ahirette mutlu olmanın nurlu yolunu göstermiştir.
Allah'a böyle doğru olarak inanan ve ona gönülden bağlanan insan,
varlıklar arasındaki şerefli yerini almış, gerçek değerini kazanmış
olur. Bu inanç, insanın kalbini her türlü kötü düşüncelerden temizler,
iyi düşünce ve güzel huylarla süsler.
İnsan, hiç kimsenin görmediği yerlerde bile ahlâka aykırı davranışlardan
sakınır. Çünkü, Allah'ın her şeyi gördüğüne ve bildiğine inanır.
Allah'a iman, her türlü iyiliğin kaynağıdır.
Tevhid İnancı
İslâm’ın temeli, tevhid inancıdır. Tevhid, Allah'ın birliği demektir.
Kur'an-ı Kerim'de bu konu şöyle açıklanmıştır:
«Sizin Tanrınız, tek bir Tanrıdır. Ondan başka tanrı yoktur.» (3)
Evet Allah birdir, O'ndan başka tanrı yoktur. O, eşi, benzeri ve ortağı olmayan tek varlıktır. Doğmamış ve doğurmamıştır.
Gördüğümüz ve göremediğimiz bütün varlıkları yaratan, yoktan var eden
Allah'tır. O, yaratıcı olarak da tekdir. O'ndan başka yaratıcı yoktur.
Allah, hiçbir kusur ve eksikliği bulunmayan, en üstün niteliklere sahip
olan çok Yüce bir varlıktır. İbadet yalnız O'na yapılır. O'ndan
başkasına ibadet edilmez. Tevhid (Allah'ın birliği) inancı ihlâs
sûresinde şöyle açıklanmıştır:
«Deki o Allah birdir.
Allah Sameddir. (Kimseye muhtaç değildir, her şey O'na muhtaçtır.)
O, doğurmamış ve doğrulmamıştır.
Hiçbir şey O'na denk değildir.» (4)
Allah'ın birliği inancı, kalpleri aynı amaç etrafında birleştiren,
Müslümanlar arasında birlik ve beraberliği sağlayan önemli bir güçtür.


Allah Sevgisi
Allah, bize görmek için gözler, işitmek için kulaklar, konuşan dil,
çeşitli işler yapabilen eller ve yürüyen ayaklar vermiş; bizi akıl ve
zekâ ile donatarak, varlıklar arasında çok üstün bir durumda
yaratmıştır.
Sağlık ve mutluluk içinde yaşayabilmemiz için yeryüzünü çeşitli
nimetlerle donatmış, teneffüs ettiğimiz havadan içtiğimiz suya kadar her
türlü ihtiyacımız karşılanmıştır.
Yüce Allah şöyle buyuruyor:
"Allah'ın nimetini sayacak olsanız bitiremezsiniz." (5)
İnsan, kendisine iyilik edenleri sever. Öyle ise, en çok sevmemiz
gereken varlık, Allah'tır. Çünkü O'nun bize olan iyilikleri
sayılamayacak kadar çoktur. Biz de Allah'ımızı çok sevmeliyiz. Sevgi,
sadece sözle olmaz. İnsan, sevdiğine saygı gösterir, sevdiğinin
hoşlanmayacağı bir şeyi yapmaz. Allah sevgisi, O'nun mübarek adını saygı
ile anmak, bize emrettiği ibadet görevlerini seve-seve yapmak ve yasak
ettiği şeylerden sakınmakla olur.
Böyle yaparsak, Allah da bizi sever ve dünyadaki nimetlerden çok daha fazlasını bize ahirette verir.
Bir insan için en büyük mutluluk, Allah'ın sevdiği kişilerden olmaktır.

ALLAH
Yeri, göğü yaratan,
Ağaçları donatan,
Çiçekleri açtıran,
Bir Allah'tır, bir Allah!
Doyuran her hayvanı,
Yaşatan her insanı,
Koruyan şu vatanı,
Bir Allah'tır, bir Allah!
Allah her yerde hâzır;
Ne yaparsam O görür;
Ne söylersem işitir;
Vardır, Birdir, Büyüktür.
Ben Allah'ı severim,
Her sözünü dinlerim.
Sabri Cemil YALKUT
Gerçek İman Sahibi Bir Genç...
Hazreti Ömer, halifeliği zamanında sütçülerin süte su katmasını
yasaklamış ve bu emrini her tarafa duyurmuştu. Şehrin asayişini kontrol
etmek için bir gece Medine'de dolaşırken yoruldu ve biraz dinlenmek
üzere bir evin duvarına yaslandı. Evin içinde anne ile kızı arasında
geçen şu konuşmayı duydu:
Anne:
– Haydi kızım: kalk da sütlere biraz su katıver.
Kız:
– Halifenin sütlere su katılmasını yasakladığını bilmiyor musun?
Anne:
– Evet biliyorum.
Kız:
– Öyle ise Halifenin yasakladığı işi nasıl yapabilirim?
Anne:
– Kalk da su koy şu sütlere, Ömer seni nereden görecek?
Kız:
– Ömer görmez ama Rabbim görür. Vallahi ben O'nun göreceği yerde yapmadığım bir işi görmediği yerde de yapmam.
Hazreti Ömer, bu konuşmaları dinledikten sonra evine döndü. İyi bir din
terbiyesi görmüş bu yüksek ahlâklı fakir kızı oğlu Âsım ile evlendirdi.
(6)
İşte Allah inancının insanın davranışlarındaki olumlu etkisi...




AHİRETE İMAN

A) AHİRET NEDİR?

Ahiret kelimesinin sözlük anlamı, son ve sonra olandır. Bu anlamda
dünyanın sonuna ahiret denir. Terim olarak ahiret, ölümden sonra
insanların tekrar dirilmesiyle başlayan ve ebediyen devam eden bir
hayatın adıdır.

Ahirete, ahiret günü, kıyamet günü, din günü, ceza günü, son gün, diriliş (ba's) günü gibi isimler de verilmiştir.

• Kıyametin kopma zamanı gelince İsrafil adlı melek Allah’ın emriyle
Sûra üfleyecek bütün bu âlemin düzeni bozulacak, her şey alt üst olup
taş üstünde taş kalmayacak ve bu dünya hayatı son bulacaktır.


• İsrafil’in Sûra ikinci defa üflemesiyle bütün ölüler dirilecek ve yeni
bir âlem kurulacaktır. Burada insanlara dünyada yaptıkları bütün iyilik
ve kötülükleri açıkça gösterilecektir. Sevabı, yani iyilikleri çok
olanlar Cennete gideceklerdir. Günahı, yani kötülükleri çok olan
Müslümanlar günahlarının cezasını görmek üzere Cehenneme gireceklerdir.
Bunları Yüce Allah dilerse affeder, dilerse cezalarını çektikten sonra
yine Cennete koyar. İnkâr edip iman etmeyenler ebedî olarak Cehennemde
kalacaklardır.

• Ayet 1- "Sûra üflenince, Allah’ın diledikleri müstesna olmak üzere
göklerde ve yerde, kim varsa hepsi düşüp ölmüş olacaktır. Sonra Sûra bir
daha üflenince, hemen ayağa kalkıp, bakakalacaklardır." (Zümer: 68.)

• Birinci Sûrda Allah’ın dilemesiyle ölmeyip kalanlar, Cebrail, Mikâil,
Israfil, Azraîl, veya hamele-i arş(Arşı taşıyan melekler), ya da Rıdvan
melekleri, hûriler, cennetin hazînedarı olan Malik’le cehennem bekçileri
olan zebânîlerdir. Bu âyete göre " Sûr " iki defa üflenecektir:
Birincisi ölüm üfleyişi, ikincisi de ba’s (dirilme) üfleyişidir.

• Ayet 2-"Allah'a ve ahiret gününe inanip salih amel işleyen kimselerin
Rableri katinda büyük ecirleri vardir. Onlar için korku yoktur, onlar
mahzun da olmazlar." (Bakara / 62),


• Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu
vesselâm: "Yaktığınız ateş var ya, bu, cehennem ateşinin yetmiş cüzünden
bir cüzdür!" buyurmuştu. (Yanındakiler):
"Zaten bu ateş, vallahi (âsileri cezalandırmaya ahirette) yeterliydi" dediler. Aleyhissalâtu vesselâm:
"Cehennem ateşi öbürüne altmışdokuz kat üstün kılındı. Her bir kat'ın harareti, bunun mislindedir."
• Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Allah'a ve ahiret gününe inanan kimse ya hayır koşuşsun ya da sussun."
• Ebu Ümâme radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu
vesselâm buyurdular ki: "Mertebe itibariyle insanların Kıyamet günü
Allah indinde en kötüsü, ahiretini, başkasının dünyası için helâk eden
kuldur."
• .... Kim ahireti dilerse dünya hayatının zinetini terketmeli, âhireti
bu hayata tercih etmelidir. Kim bu söylenenleri yerine getirirse,
Allah'tan hakkıyla haya etmiş olur. "
• "Resülullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Her sarhoş edici
hamrdır. Ve her sarhoş edici haramdır. Kim dünyada hamr içer ve tevbe
etmeden, onun tiryakisi olduğu halde, ölürse, ahirette şarab içemez."


AHİRETLE İLGİLİ KAVRAMLAR
1-HAŞR VE MAHŞER: Haşrin sözlük manası, toplamaktır; Mahşer de
toplanılan yere denir. Terim manası ise, kıyamet gününde
dirilmeyi(ba'si) müteakip mahlukatın bir araya toplanmasıdır

2-AMEL DEFTERİ:Kiramen katibin melekleri tarafından tutulan insanların
amellerinin içinde yazılı olduğu deftere amel defteri denir. Mahşerde
herkes toplandıktan sonra insanlar için dünyada yazıcı melekler
tarafından tutulan amel defterleri dağıtılır. Dünyada insanın yaptığı
her şey, bu defterlerde bütün teferruatıyla kayıtlıdır. Unutulmamalıdır
ki, bunları dünyadaki defter ve kitaplara benzetmek yanlıştır. Amel
defterleri, bir kısım insanlara sağdan, diğer bir kısmına da soldan veya
arkadan verilir.
3-HESAP VE SUÂL: Mahşerde ilahi adaletin tecellisi için mahkeme
kurulacak ve herkes yaptıklarından sorguya çekilecektir. Orada mutlak
hakim olan Allah'ın huzurunda herkes hesap verecektir. Allah Tealâ
aslında her şeyi bilmektedir. Amel defterlerini alan herkes de kendi
yapıp ettiklerini en ince ayrıntılarına kadar görmüştür.
4-MİZAN:Mizan, mahşer gününde herkesin amellerinin miktarını bildiren
bir ölçüdür. Bu ölçü vasıtasıyla herkes kendi sevap ve günahının
derecesini anlayacaktır. Gerçek mahiyetini sadece Allah’ın bildiği
mizanın varlığı Kuran’la sabittir.
5-SIRAT: Lügatte yol demektir. Terim olarak sirat, cehennem üzerine
kurulmuş olan son derece ince ve keskin bir köprüdür ki, herkes bunun
üzerinden geçecektir. Cennete gitmek için sırattan başka yol yoktur.
Ancak sırattan geçmek, geçen şahsin iradesine değil, dünyadaki
yaşayışına, iman, amel, ihlâs ve ahlâkına bağlıdır.

6-ŞEFAAT: Ahirette günahkâr olup ta cehenneme girme durumunda olan
müminlerin affı, ibadet ve taat ehlinin daha büyük derecelere ulaşması
için peygamberler ile ümmetin büyüklerinin Allah Tealâya
yalvarmalarıdır.
7-CENNET VE CEHENNEM: Ahiret hayatında mükâfat görecek olanların
toplanıp yaşadığı yere cennet, ceza görecek olanların cezalarını
çektikleri yere de cehennem denir.
8-A'RAF: A'raf, tümsek, tepe anlamına gelir. Terim olarak "A'raf "
kelimesinin hangi anlama geldiği hususunda İslâm âlimleri farklı
açıklamalar yapmışlardır: Bazılarına göre ise"A'raf", mizanda iyilik ve
kötülükleri, yani sevaplarıyla günahları denk geldiği için cennet veya
cehenneme girmeyenlerin kaldıkları yerin adıdır. Bunlar, Allah'ın
izniyle, haklarında yapılan bir şefaatle daha sonra cennete
gireceklerdir.
9-HAVZ-I KEVSER:Ahirette Peygamber Efendimize verilecek olan havzın
ismidir. "(Habibim) doğrusu biz sana kevseri verdik." (Kevser/1) ayeti
buna işaret eder




AHİRETE İMANIN DELİLLERİ
1-Hiç mümkün müdür ki, bir saltanat, bahusus böyle muhteşem bir
saltanat, hüsn-ü hizmet eden mutilere mükâfatı ve isyan edenlere
mücazatı bulunmasın?Burada yok hükmündedir. Demek, başka yerde bir
mahkeme-i kübrâ vardır.

2-Bak:Had ve hesaba gelmeyen şu sergilerde olan benzersiz mücevherler,
şu sofralarda olan çeşit çeşit yiyecekler gösteriyorlar ki, bu yerlerin
padişahının sonsuz bir cömertliği,hesapsız, dolu hazineleri vardır.
Halbuki, böyle bir cömertlik ve tükenmez hazineler, daimî ve istenilen
her şey içinde bulunur bir ziyafet yeri ister. Hem ister ki, o
ziyafetten lezzet alanlar orada da devam etsinler, ta fanilik ve
ayrılıkla üzüntü çekmesinler. Çünkü üzüntünün bitmesi lezzet olduğu
gibi, lezzetin bitmesi dahi elemdir.

3-Şimdi, hiç mümkün müdür ki, böyle en küçük bir mahlûkun en küçük bir
ihtiyacının imdadına koşan bir adalet ve hikmet, insan gibi en büyük bir
mahlûkun ebedi yaşama gibi en büyük bir ihtiyacını ihmal etsin? En
büyük isteğini cevapsız bıraksın? İdaresinin ihtişamını,kullarının
haklarını korumakla muhafaza etmesin?

4-Hiç mümkün müdür ki, gökte, yerde, karada, denizde yaş kuru, küçük
büyük, sıradan,yüce her şeyi tam bir düzenle muhafaza edip bir çeşit
hesap içinde neticelerini eleyen bir Allah,insan gibi büyük bir
yaratılışta,bütün evrenin idaresini ilgilendiren amelleri ve fiilleri
muhafaza edilmesin,muhasebe eleğinden geçirilmesin, adalet terazisinde
tartılmasın, uygun ceza ve mükâfat çekmesin? Hayır, asla!

5-İnsanın neslini hücrelerindeki genlerde,hayatını hafızasında muhafaza
eden bir Allah;amel defterlerini de muhafaza eder ve insanın hesabını bu
amel defterleriyle görür.Eğer hesap olmasa bu muhafazaların bir anlamı
kalmaz.Halbuki Allah hiçbir şeyi boşuna yaratmamaktadır.





AHİRETE İMANIN YARARLARI
• Bilgisizliğin doğuracağı eksikliklerin gayeye erişmesine engel
olacağından korkar. ahirete iman suretiyle Yüce Allah tarafından
kendisine verilen aklî kabiliyetleri, insânî özellikleri yaratıldıkları
gaye uğruna harcar.

• İnsan, bu iman sayesinde her işinde doğruluktan ayrılmaz.

• Para kazanıp zengin olmak isterse kazancını meşru yollardan kazanır.

• Hile ve aldatma, vurgunculuk ve rüşvet yollarına yaklaşmaz.

• Kendi hakkını bilir, başkalarının haklarını gözetmeyi bir borç sayar.

• Vazifelerini tam anlamıyla vaktinde ve zamanında yapar.

• Kazancını daima yerinde ve faydalı işlerde kullanır.

• Bir mükâfat ve ceza gününün varlığı ve herkesin bu dünyadaki işinden
dolayı Allah’ın huzurunda sorguya çekilecekleri gerçeği âhirete iman
etmiş olan kimselerin kalbine yer etmiş olur.


En son huzeyfe tarafından Perş. Ağus. 11, 2011 1:44 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
huzeyfe
Süper Moderatör
huzeyfe


Mesaj Sayısı : 7719
Rep Gücü : 18108
Rep Puanı : 23
Kayıt tarihi : 27/03/09

TEMEL DİNİ BİLGİLER Empty
MesajKonu: Geri: TEMEL DİNİ BİLGİLER   TEMEL DİNİ BİLGİLER Icon_minitimePerş. Ağus. 11, 2011 1:42 pm

ALLAHIN SIFATLARI
Allahın Zati Sıfatları : Bu sıfatlar Ahllah'a has, ona özel sıfatlardır. Başka varlıklarda bulunmaz.
Vücud : Allahın var olması demektir.
Kıdem : Allahın varlığının başlangıcı yoktur. O her zaman vardır.
Bekâ : Allahın varlığının sonu yoktur. Onun varlığı sonsuzdur.
Vahdaniyyet : Allahın bir olması demektir. Eşi, ortağı ve benzeri yoktur.
Muhâlefetün lil havâdis : Allahın yarattığı varlıklara benzememesi demektir.
Kıyam bi nefsihî : Allahın varlığı kendisindendir, var olmak için başka bir varlığa muhtaç değildir.
Allahın Subuti Sıfatları : Bu sıfatlarda Allah'a has, ona özel
sıfatlardır. Ancak bu sıfatların benzerleri sınırlı olarak diğer
varlıklarada verilmiştir.
Hayat : Allahın diri ve canlı olmasıdır.
İlim : Allahın gizli açık herşeyi bilmesidir.
Semi' : Allahın gizli açık herşeyi işitmesidir.
Basar : Allahın gizli açık herşeyi görmesidir.
İrâde : Allahın bir şeyin olup olmamasını istemesidir.
Kudret : Allahın sonsuz güç ve kuvvet sahibi olmasıdır.
Kelâm : Allahın ses ve harflere muhtaç olmadan konuşmasıdır. Kutsal kitaplar Allahın kelam sıfatının sonucudur.
Tekvîn : Allahın yaratmasıdır. Kainattati herşey onun yaratmasıyla meydana gelmiştir.

: PEYGAMBERLERİN SIFATLARI
Peygamber : Allahın mesajlarını insanlara iletmek üzere insanlar
arasından seçtiği elçi. Kuranı Kerimde ismi geçen 25 tane peygamber
vardır. Bunlar : Adem, , Davud, Elyesea, Eyub, Harun, Hud, İbrahim,
İdris, İlyas, İsa, İshak, İsmail, Lut, Muhammed, Musa, Nuh, Salih,
: Peygamberlerin Sıfatları
Sıdk : Peygamberlerin çok doğru dürüst kimseler olmalarıdır.
Emânet : Peygamberlerin cok güvenilir kimseler olmalarıdır.
Fetânet : Peygamberlerin çok akıllı ve zeki kimseler olmalarıdır.
İsmet : Peygamberlerin günah işlememeleri, günahtan korunmuş olmalarıdır.
Teblîğ : Peygamberlerin Allahtan aldığı mesajları insanlara aynen aktarmalarıdır.

: NAMAZIN FARZLARI
Namaz : Namazın Kuranı Kerimdeki karşılığı salât'tır. Salât ise dua
anlamına gelir. Namaz üzerine farz olan Müslümanların günde beş vakit
olarak Rasulullah (sav)’in gösterdiği şekil üzere yapılması gereken farz
olan bir ibadettir. Beş vakit namaz Hicretten 1,5 yı
Namazın Dış. Farz. : Bunlara namaza hazırlık şartlarıda denir. Bunları yerine getirmeden namaza başlayamayız.
Hadesten Tahâret : Namaz kılacak kimsenin gerekiyorsa boy abdesti
alması, veya namaz abdesti alması, su bulamıyorsa teyemmüm abdesti
alarak temizlenmesidir.
Necâsetten Tahâret : Namaz kılacak kimsenin bedenini, elbisesini ve namaz kılacağı yeri temizlemesi demektir.
Setril Avret : Kişinin örtülmesi gereken yerleri örtmesidir.
İstikbâli Kıble : Namaz kılacak kimsenin Kıbleye yani Mekke şehrinde bulunan Kabeye yönelmesidir.
Vakit : Kılınacak olan namazın vaktinin girmesidir.
Niyet : Allah rızası için namaz kılmayı istemek ve hangi namazı kılacağını bilmektir.
Namazın İç. Farzlar : Bu şartlardan birini yerine getirmezsek namaz olmaz.
İftitah Tekbiri : Namaza " Allahu ekber - Allah en büyüktür " ifadesi ile başlamaktır.
Kıyam : Namaz kılarken ayakta durmaktır. Ayakta duramayan kimse namazını oturarak kılar.
Kırâat : Namazda ayakta iken Fatiha ve Kurandan bir sure veya üç kısa ayet okumaktır.
Rukû : Namazda kıraatten sonra elleri dizlere koyup sırt yere paralel
olarak eğilmektir. Rükuda iken 3 defa " Sübhâne rabbiyel azîm - Ey yüce
Rabbim, sen bütün eksik sıfatlardan uzaksın " cümlesi söylenir.
Secde : Namazda rükudan sonra elleri, alnı, burnu, dizleri ve ayak
uçlarını yere koyup eğilmektir. Secdede iken 3 defa " Sübhâne rabbiyel
a'lâ - Ey yüce Rabbim, sen bütün eksik sıfatlardan uzaksın " cümlesi
söylenir.
Kâdeyi Âhıre : Namazın sonunda Tahıyyat duasını okuyacak kadar oturmaktır.

: MÜKELLEF
Mükellef : Dinin emir ve yasaklarından sorumlu olan kimseye denir.
Akıllı ve ergenlik çağına girmiş olan her erkek ve kadın mükelleftir.
Farz : Dinde yapılması kesinlikle istenilen terki de kesinikle
yasaklanan işlerdir. Farzı yerine getiren sevap kazanır, terkeden ise
günahkar olur. Farzı inkar eden kimse ise dinden çıkar. Namaz, oruç,
zekat, ana-babaya itaat... Gibi
Farzı Ayın : Mükelleflerin hepsinin yapmak zorunda olduğu farzdır. Beş vakit namaz kılmak gibi
Farzı Kifaye : Bazı mükelleflerin yerine getirmesiyle diğer mükelleflerden sorumluluğun kalktığı farzdır. Cenaze namazı gibi
Vâcib : Farz kadar kesin olmamakla beraber mükeleflerden yapmaları
istenilen işlerdir. Yapanlar sevap kazanır, yapmayanlar günahkar olur.
Vacibi inkar eden kimse dinden çıkmaz. Bayram , vitir namazı, fıtır
sadakası, kurban kesmek, tilavet ve sehiv secdesi, teşrik
Sünnet : Peygamber (sav)' in farz ve vacib dışında ibadet maksadıyla
yaptığı işlerdir. Sünneti yapan sevap kazanır, Peygamber (sav)' in
şefaatine kavuşur, yapmayanlar dinden çıkmasalar bile günahkar olur ve
şefaatinden mahrum kalır. Ezan, teravih namazı...
Sünneti Müekkede : Peygamber (sav)' in çoğu zaman yaptığı pek nadir terkettiği işlerdir. Cemaatle namaz gibi
Sünneti Gayrı Müekkede : Peygamber (sav)' in bazen yapıp bazen
terkettiği işlerdir. İkindinin sünneti, yatsının ilk sünneti gibi
Müstehab : Dinimize göre yapılması istenilen, fakat terkedilmesi
yasaklanmayan işlerdir. Mendub ve nafile de denir. Yapanlar sevap
kazanır yapmayanlar günah kazanmaz. Nafile namaz kılma, nafile oruç
tutmak gibi
Mübâh : Yapılıp yapılmaması isteğimize bırakılan şeylerdir. Oturup kalkmak, uyumak gibi
Mekrûh : Yapılması hoş olmayan, yapılması kesin olmayan bir delille
yasaklanan işlerdir. Yapılmamasında sevap yapılmasında günah vardır.
Sünnetleri bile bile terketmek gibi
Müfsid : Başlanmış bir ibadeti bozan, geçersiz hale getiren şeylerdir.
Bilerek yapmak günahtır, unutarak yapmakta bir sakınca yoktur. Oruçlu
iken bile bile yiyip içmek gibi
Haram : Dinimizde yapılması kesinlikle yasaklanan işlerdir. Harrakı
yapanlar günah kazanır, yapmayanlar sevap kazanır. Haramı inkar eden
kimse dinden çıkar. Adam öldürmek, içki içmek gibi
Helal : Dini bakımdan kullanılmasında, yenilip içilmesinde ve faydalanılmasında sakınca bulunmayan şeyler

***********************

KIYAMET VE ALAMETLERİ
TANIM:Kıyamet sözlükte kalkmak dikilmek,ayaklanmak ve dirilmek gibi
anlamlara gelir.Kavram olarak ise iki anlama gelir. 1-Kainatın düzeninin
bozulması her şeyin alt üst edilerek yok olmasıdır. 2-Yok olan ve ölen
şeylerin yeniden diriltilerek ayağa kalkması,kıyamet gününde ayaklanması
ve mahşere doğru yönelmesidir.

Ayet 1:”O gün gök erimiş maden gibi olacak.Dağlar atılmış yün gibi olacak,kimse dostunu sormayacak.
2:”Gök yarıldığı zaman,yıldızlar dökülüp dağıldığı zaman,denizler
tutuşturulduğu zaman,kabirler alt üst edildiği zaman,herkes önündeki ve
arkasındaki şeyleri bilecektir.(Yaptığı bütün ameller)
Hadisler 1-Adam tekrar sordu: "Bana kıyamet(in ne zaman kopacağı)
hakkında bilgi ver?"“kıyamet hakkında kendisinden sorulan, sorandan
daha fazla bir şey bilmiyor!" karşılığını verdi.
2- " kıyamet günü benim şefaatimle en ziyade saadete erecek olan kimse,
samimi olarak ve içinden gelerek 'Lâ ilâhe illallah' diyen kimsedir"
3-"Allahu Teâla hazretleri, erkeğe temas eden veya kadınlara arka
uzvundan temas eden erkeğe (kıyamet günü rahmet nazarıyla) bakmaz."
4-"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki.: "Güneş ve Ay kıyamet günü sarılırlar."
5-" kıyamet günü bana insanların en yakını, bana en çok salavât okuyandır."
BEŞ BİLİNMEYEN ŞEY
1-Kıyametin ne zaman kopacağı. 2-Yağmurun O yağdırır, (ne zaman nereye
yağacağı) 3-Rahimlerde ne varsa (erkek veya dişi oluşunu, renk ve
özelliklerinin) bilinmesi. 4-Hiçbir kimse yarın ne kazanacağını
bilmez.5-Hiçbir kimse hangi yerde öleceğini de bilemez.
KIYAMET ALAMETLERİ
1-Büyük alametler:a)Bir dumanın çıkarak yeryüzünü kaplaması b)Deccalın
çıkması(Kendisini tanrı ilan edecek kişi) c)Dabbetül Arz adındaki
canlının çıkması. d)Güneşin batıdan doğması e)Ye’cüc Me’cüc adındaki
kavmin yeryüzüne dağılması bozgunculuk yapmaları. f)Hz.İsa’nın gökten
inmesi
2-Küçük alametler: a)Peygamberimizin gönderilmesi b)İlmin kalkıp
bilgisizliğin artması c)İçki ve zinanın açıkça yapılması. d)Adalet ve
ehliyetin kakması haram ve helalin aranmaması. e)Ana babaya isyanın ve
kadın nüfusunun artması. f)Kumar,fal ve oyun aletlerinin çok artıp
yaygınlaşması
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
huzeyfe
Süper Moderatör
huzeyfe


Mesaj Sayısı : 7719
Rep Gücü : 18108
Rep Puanı : 23
Kayıt tarihi : 27/03/09

TEMEL DİNİ BİLGİLER Empty
MesajKonu: Geri: TEMEL DİNİ BİLGİLER   TEMEL DİNİ BİLGİLER Icon_minitimePerş. Ağus. 11, 2011 1:44 pm

Kısaca İslam'da İbadetleri Tanıyalım



1) NAMAZ
Günün belirli 5 vaktinde yapılan bir ibadettir. Günlük ibadetten başka,
haftada bir, cuma günlerinde ve yılda iki defa bayram günlerinde cemaat
halinde toplu olarak kılınan namazlar da vardır.
Namaz, Yüce Yaratıcı'ya karşı yapılan kulluğun en güzel göstergesidir.
Müslüman, namazda Allah (c.c.)'ın huzurunda olmanın manevl zevkini yaşar, dünya meşgalelerinden uzaklaşarak ruhen yücelir.
Namaz kılmak için yüz, dirseklerle birlikte eller ve ayakların
yıkanması; başın da meshedilmesi gerekir. Buna "Abdest'' denir. Ayrıca
beden, elbise ve namaz kılınacak yerin temiz olması şarttır. Namaz,
kalplere sorumluluk duygusunu yerleştirerek, insanın içini her türlü
kötü duygu ve düşüncelerden arındırır, davranışlarını kontrol altına
alarak kötülük yapmasını önler ve ahlaken yükselmesini sağlar.
Yüce Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Namazı dosdoğru kıl , gerçekten namaz hayasızlıktan ve fenalıktan
alıkoyar." (Ankebut Suresi; ayet, 45) Müslümanların topluca namaz
kıldıkları yere "cami" veya ''mescid'' denir. Cami ve mescid aynı
zamanda '" bir bilgi ve eğitim yeridir. Burada dini ve ahlâkî konularda
Müslümanlara bilgi verilir.
Namaz vakti girince "ezan" okunur. Ezan, müslümanları namaza çağıran bir duyurudur.
Ezanın yüksekçe bir yerden okunması için camilerin bitişiğinde
genellikle ''minare'' bulunur. Bu, Islam'ın ilk yıllarına dayanan dini
bir gelenektir. Minaresiz camiler de vardır.
Namaz, camide bir din görevlisi "imam"ın önlerliğinde toplu halde
kılınabileceği gibi tek başına da kılınabilir. Ancak, Cuma namazı ile
bayram namazları cemaatle kılınır. Müslüman, isteklerini tek başına dua
ederek Yüce Allah ( c.c.) 'a sunar. İşlediği günahların bağışlanmasını
da, arada hiç bir vasıta olmadan, doğrudan doğruya Allah ( c.c.) 'tan
ister.
Müslümanlara ibadetlerinde önderlik eden kişiye ''imam'' denir.
Camide cemaatin önünde, imamın durduğu özel yere ''Mihrap'' adı verilir.
Camide müslümanlara vaaz etmek için ''Kürsü'', cuma ve bayram namazlarında hutbe okumak için ''Minber'' bulunur.
2) ORUÇ
Her yıl kameri aylardan Ramazan ayı boyunca ibadet niyetiyle tan yerinin
ağarmasından güneşin batışına kadar yemek, içmek ve cinsi arzulardan
uzaklaşmaktan ibaret bir ibadettir.
Oruç, nefsi terbiye ederek iradeyi güçlendirir ve böylece insanda kötü alışkanlıklara karşı direnme gücünü artırır.
Allah Teala şöyle buyuruyor.
"Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de
farz kılındı. Ola ki korunup sakınırsınız." (Bakara Suresi, ayet; 183)
Oruç, ruhu kötülüklerden arındıran, sevgi, şefkat ve merhamet duygularını geliştiren bir ahlak ve davranış eğitimidir.
Ayrıca orucun insan sağlığı bakımından da çok yararlı olduğu bilinen bir gerçektir. Bu husus tıbben de kanıtlanmıştır. .
Bu konuda Hz. Muhammed (A.S.) şöyle buyurmuştur. "Oruç tutunuz, sıhhat bulursunuz."
3- ZEKAT
Zenginlerin belirli mal ve para birikimlerinin belirli bir miktarını,
her yıl ihtiyaç sahiplerine vermek suretiyle yerine getirdikleri bir
ibadettir.
Zekat, toplumda huzur ve dayanışmayı sağlayan bir sosyal yardımlaşma sistemidir.
Zekat, paraya olan aşırı tutkuyu azaltır, fertler arasında karşılıklı
sevgi ve saygı duygularını geliştirerek servet düşmanlığını önler.
Böylece toplumda huzur ve güvenin kökleşmesinde önemli rol oynar.
4- HAC
Servet ve sağlık yönünden gücü yeten müslümanların, ömründe bir defa
belli zamanlarda arafatta vakfe yapmak ve kabeyi ziyaret etmek suretiyle
yaptıkları bir ibadettir.
Bu ibadeti yaparken her seviyede insanın aynı kıyafete bürünmesi,
öldükten sonra Allah (c.c.)'ın huzuruna çıkış gününü hatırlatır. Hac,
müminlerin samimî bir şekilde Allah (c.c.)'a yönelerek, tevbelerinin
kabul edilmesine ve günahlarının bağışlanmasına vesile olur. Kutsal
yerleri görmek, insana manevî bir heyecan vererek dini duyguları
kuvvetlendirir. Dünyanın çeşitli ülkelerinden kutsal topraklara gelen,
renkleri ve dilleri ayrı olan insanları " tek gaye etrafında birleştiren
Hac, sosyal yönüyle milletlerarası bir kongre niteliği taşır.
Görülüyor ki İslam'da ibadetler, kişinin kötülüklerden arınarak ahlaken
olgunlaşmasını, iyiye ve mükemmele ulaşmasını, aynı zamanda toplumun da
huzura kavuşmasını amaçlamaktadır.

*******************

-::: SÜBHANEKE DUASININ OKUNUŞU :::---
Sübhânekellâhümme ve bi hamdik ve tebârekesmük ve teâlâ ceddük (ve celle senâük *) ve lâ ilâhe ğayrük.
---::: ANLAMI :::---
Allah'ım! Sen eksik sıfatlardan pak ve uzaksın. Seni daima böyle tenzih
eder ve överim. Senin adın mübarektir. Varlığın her şeyden üstündür.
Senden başka ilah yoktur.
* Sübhâneke, cenaze namazında parantez içindeki "Ve celle senâük" cümlesi ile beraber okunur

---::: ETTEHIYYATU DUASININ OKUNUŞU :::---
Ettehiyyâtü lillâhi vessalevâtü vettayibât. Esselâmü aleyke
eyyühen-Nebiyyü ve rahmetüllâhi ve berakâtüh, Esselâmü aleynâ ve alâ
ibâdillâhis-Sâlihîn. Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne
Muhammeden abdühû ve Rasûlüh.
---::: ANLAMI :::---
Dil ile, beden ve mal ile yapılan bütün ibadetler Allah'a dır. Ey
Peygamber! Allah'ın selamı, rahmet ve bereketleri senin üzerine olsun.
Selam bizim üzerimize ve Allah'ın bütün iyi kulları üzerine olsun.
Şahitlik ederim ki, Allah'tan başka ilah yoktur. Yine şahitlik ederim
ki, Muhammed, O'nun kulu ve Peygamberidir.

---::: ALLAHUMME SALLİ DUASININ OKUNUŞU :::---
Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ İbrahime ve alâ âli İbrahim. İnneke hamidün mecîd.
---::: ANLAMI :::---
Allah'ım! Muhammed'e ve Muhammed'in ümmetine rahmet eyle; şerefini
yücelt. İbrahim'e ve İbrahim'in ümmetine rahmet ettiğin gibi. Şüphesiz
övülmeye layık yalnız sensin, şan ve şeref sahibi de sensin.

---::: ALLAHUMME BARİK DUASININ OKUNUŞU :::---
Allâhümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârekte alâ İbrahime ve alâ âli İbrahim. İnneke hamidün mecîd.
---::: ANLAMI :::---
Allah'ım! Muhammed'e ve Muhammed'in ümmetine hayır ve bereket ver.
İbrahim'e ve İbrahim'in ümmetine verdiğin gibi. Şüphesiz övülmeye layık
yalnız sensin, şan ve şeref sahibi de sensin.

---::: RABBENA DUASININ OKUNUŞU :::---
Rabbenâ âtina fid'dünyâ haseneten ve fil'âhireti haseneten ve kınâ azâbennâr. Birahmetike yâ Erhamerrahimîn
Rabbenâğfirlî ve li-vâlideyye ve lil-Mü'minîne yevme yekumü'l hisâb.
---::: ANLAMI :::---
Allah'ım! Bize dünyada iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik, güzellik ver. Bizi ateş azabından koru.
Ey bizim Rabbimiz! Beni, anamı ve babamı ve bütün mü'minleri hesap gününde (herkesin sorguya çekileceği günde) bağışla.

---::: KUNUT DUALARININ OKUNUŞU :::---
Allâhümme innâ nesteînüke ve nestağfirüke ve nestehdîk. Ve nü'minü bike
ve netûbü ileyk. Ve netevekkelü aleyke ve nüsnî aleykel-hayra küllehû
neşkürüke ve lâ nekfürüke ve nahleu ve netrükü men yefcürük.
Allâhümme iyyâke na'büdü ve leke nüsallî ve nescüdü ve ileyke nes'â ve
nahfidü nercû rahmeteke ve nahşâ azâbeke inne azâbeke bilküffâri mülhık.
---::: ANLAMI :::---
Allahım! Senden yardım isteriz, günahlarımızı bağışlamanı isteriz, razı
olduğun şeylere hidayet etmeni isteriz. Sana inanırız, sana tevbe
ederiz. Sana güveniriz. Bize verdiğin bütün nimetleri bilerek seni hayır
ile öğeriz. Sana şükrederiz. Hiçbir nimetini inkar etmez ve onları
başkasından bilmeyiz. Nimetlerini inkar eden ve sana karşı geleni
bırakırız.
Allahım! Biz yalnız sana kulluk ederiz. Namazı yalnız senin için
kılarız, ancak sana secde ederiz. Yalnız sana koşar ve sana
yaklaştıracak şeyleri kazanmaya çalışırız. İbadetlerini sevinçle
yaparız. Rahmetinin devamını ve çoğalmasını dileriz. Azabından korkarız,
şüphesiz senin azabın kafirlere ve inançsızlara ulaşır.

Fatiha Sûresi
Elhamdü lillâhi rabbil'alemin. Errahmânir'rahim. Mâliki yevmiddin.
İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în, İhdinessırâtel müstakîm.
Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn.
Fil Sûresi
Elem tera keyfe fe'ale rabbüke biashâbilfîl. Elem yec'al keydehüm fî
tadlîl. Ve ersele aleyhim tayran ebâbîl. Termîhim bihicâratin min
siccîl. Fece'alehüm ke'asfin me'kûl.
Kurayş Sûresi
Li'î lâfi Kurayş'in. Îlâfihim rihleteşşitâi vessayf. Felya'büdû rabbe
hâzelbeyt. Ellezî et'amehüm min cû'in ve âmenehüm min havf.
Mâun Sûresi
Era'eytellezî yükezzibü biddîn. Fezâlikellezî, yedu'ulyetîm. Ve lâ
yehüddü alâ ta'âmilmiskîn. Feveylün lilmüsallîn. Ellezîne hüm an
salâtihim sâhûn. Ellezîne hüm yürâûne. Ve yemne'ûnelmâ'ûn.
Kevser Sûresi
İnnâ a'taynâkelkevser. Fesalli lirabbike venhar. İnne şânieke hüvel'ebter.
Kâfirûn Sûresi
Kul yâ eyyühel kâfirûn. Lâ a'büdü mâ ta'büdûn. Ve lâ entüm âbidûne mâ
a'büd. Ve lâ ene âbidün mâ abedtüm. Ve lâ entüm âbidûne mâ a'büd. Leküm
dînüküm veliye dîn.
Nasr Sûresi
İzâ câe nasrullahi velfeth. Ve raeytennâse yedhulûne fî dinillâhi
efvâcâ. Fesebbih bihamdi rabbike vestağfirh. İnnehû kâne tevvâbâ.
Tebbet Sûresi
Tebbet yedâ ebî lehebin ve tebb. Mâ eğnâ anhü mâlühû ve mâ keseb.
Seyeslâ nâren zâte leheb. Vemraetühû hammâletelhatab. Fî cî dihâ hablün
min mesed.
İhlas Sûresi
Kul hüvellâhü ehad. Allâhüssamed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekün lehû küfüven ehad.
Felak Sûresi
Kul e'ûzü birabbilfelak. Min şerri mâ halak. Ve min şerri ğasikın izâ
vekab. Ve min şerrinneffâsâti fil'ukad. Ve min şerri hâsidin izâ hased.
Nâs Sûresi
Kul e'ûzü birabbinnâsi. Melikinnâsi. İlâhinnâs. Min şerrilvesvâsilhannâs. Ellezî yüvesvisü fî sudûrinnâsi. Minelcinneti vennâs.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
TEMEL DİNİ BİLGİLER
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İSLAM DİNİ HAKKINDA TEMEL DİNİ BİLGİLER
» Dini Bilgi Arşivi, Dini Bilgiler
» İslam Kılavuzu (PPS) Temel Bilgiler.
» İngilizce Dini Bilgiler sitesi http://www.islamiyetdini.com/index2_English.html
» İzmir İlçeleri Bilgiler ve Tanıtımı

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KUTLU FORUM :: Din Kültürü Dersi-Eğitim Öğretim :: Din Kültürü Ahlak Bilgisi Dersi-
Buraya geçin: