hz ademin cenneti dünyada mı idi

Allah için kader,takdir,geleceği ,Hz.Adem in ne yapacağını bilmek meselsi de göz ardı edilmiş.
Yani ağaca yaklaşma meselsi,öncesinde şeytanın secde etmemesi,sonuçta da yer yüzünde halife kılınması.
Zaten cennette halifelik olurmu?
O yeryüzünde ifa edilecek bir misyon


Daha önce okumuştum ama farkına varmamıştım, bu iddiadan sonra dün akşam
yeniden okuyunca farkına vardım. Bu iddianın asıl kaynağının Tevrat
olduğunu okuduğunuz zaman sizde anlayacaksınız. Malum şeytandan sonra en
belirgin materyalistler yahudilerir. Ahiret inançlarının zayıflığı ve
hatta yokluğu bu sebeple. Cennette mi, dünyada mı yaratıldı çokta önemli
değil diyen arkadaşlara yahudilerin serüvenini bi kez daha hatırlatarak
Tevrattan alıntıyı dikkatlerinize sunuyorum. Mesele zihniyet meselesi.
Yahudilerin defalarca Tevhidden şirke dönüşümleri bu zihniyet
sebebiyledir. Muhammed (SAV) Ümmeti Kitap'ta en çok bu konuda
uyarılıyor. Her şey ayrıntıda gizli. Sık eleyip dokumanın ki özellikle
Dinde çok önemli olduğu kanaatine hala sahibim.

YARATILIŞ KİTABI
BÖLÜM 2

Kur'an'daki yaratma fiillerini de biraz inceleyin demiştim. Sonraki
alıntı yapmış olduğum yazıdan da özellikle Kur'anın edebiyatı,
meseleleri anlatışındaki belağatı anlamanızı bekledim. Bir damla arapça
ve Kuran bilgisinden, yetmedi hadis ve usulünden bi haber, Kur'an-ı
Kerîmi türkçe mealinden çalakalem okuyup, ilk zamanların materyalist
eğilimi ile dikkati çeken mutezili görüşleri, yeni bir şey bulmuş gibi
öne sürüp, farklı üç cümle kurmaktan aciz, papağan gibi aynı şeyleri
sürekli tekrar eden, aklı selimi, izanı ve insafına dua ettiğim mavi
efendi; Bahsettiğniz ayetin yaratma diye tercüme edip delil getirdiğiniz
ifade " جاعل" ifadesidir. Hemde mastar olarak. Kur'an, sizin ifade ettiğiniz anlamda" خلق" fiilini kullanıyor. Ayrıca benzer manaya gelen "فطر" fiili de var." بَرِيَّة, اِنْشَاء, تَكْوِين
"kelimeleri de benzer anlamları içeriyor. Bu fiillerin içerisinde
yoktan var etmeyi ifade eden mana için en son kullanılacak ve hatta
kullanılamayacak fiil aşağıda sözlük anlamını verdiğim "جعل "fiilidir. Kur'anda hiçbir harf alelâde kulanılmamıştır.
جعل;
a (جَعْل ) (bş) yapmak; (bşi) yaratmak; (bş, kanun) koymak; (b-i, kral
vb.) yapmak; (b-i, bir yere) atamak; (b-i ب bşe) ikna etmek; (bşi
…için) ayırmak; [muzari fiil ile birlikte] …yapmaya başlamak; kılmak;
(bşi) قَضِيَّةَ السَّاعَة güncelleştirmek; eylemek; (kuşu) الطَّيْرَ
يَجْثِم kondurmak; (b-e, bşi) يَأْخُذُ aldırmak; (b-e, bşi) يَشْتَرِي
satın aldırmak;
Bilmem bi daha düşünürmüsünüz?!
Esasen bunları
seni ikna etmek için de yazmadım. Sebebi herkesçe anlaşılmıştır zaten.
Fakat konu ile ilgili arkadaşlara bir tahlil sunmak istedim.


Cennet, Kur’an’ı Kerim’de çeşitli şekillerde vasıflandırılır, fakat,
cennetin keyfiyeti tamamen gaybidir ve bu konuda herhangi bir tartışma
yoktur. Tartışılan cennet, Hz Adem’in yaratılıp içine konduğu ve
imtihana tabi tutulduğu yerdir. Hz Adem’in cenneti, yerde midir gökte
mi? ahrette mü’minlerin gideceği cennet burası mıdır? Yoksa Hz Adem’in
yaratılıp içerisine konduğu, dünyada bir yer midir? Tartışmanın konusu
genelde bu sorulardır.

İlgili sorulara nasıl cevap verilirse
verilsin, konunun açıklığa kavuşması mümkün değildir.
Kur’an’da (Bakara: 35, A’raf: 19) Hz Adem’in eşiyle birlikte cennete
yerleştirildiği haber veriliyor, ancak, burasının nasıl bir yer olduğu
hakkında hiçbir bilgi vermiyor Kur’an.

Hz Adem’in yerleştiği
cennetin, dünyada bir yer değil, ahiretteki ‘cennet-i huld’ olduğunu
söyleyenler de vardır ve görüşleri şöyledir:

-Bir çok
kaynakta yer alan bir hadise göre, ahirette mü’minler Hz Adem’e gelerek,
“Ey babamız bizim için cennetin açılmasını iste” dediklerinde o da,
“sizi cennetten çıkaran babanızın suçu değil midir” demiştir.

-Bakara 35 ve 36. ayetlerdeki h.b.t. fiili, yüce bir yerden, aşağı, adi bir yere inmeyi ifade eder.
-h.b.t. fiilinin hemen arkasından, “sizin için yer yüzünde istikrar vardır” buyurulmaktadır.

-Taha
118 ve 119. ayetlerde, Hz Adem’in cennette ‘acıkmayacağı ve kuşluk
vaktinin güneşinden etkilenmeyeceği’ belirtilmektedir. Bu vasıflar
cennet-i huld’un özellikleridir.

-Hz Adem’le ilgili cennet harf-ı tarifle belirlenmiştir. Bu durum Kur’an’da sadece cennet-i huld için kullanılmaktadır.

İyi güzelde cennet hakkında hiçmi hadis yok.
Bu kadar
değerlendirdiğinize göre sahih oladığını düşündüğünüz hadisleri verinde
birde burdaki ilahiyatçı arkadaşlar tetkik etsinler.
Ayrıca yeni
nesil bilgili insanların ''artık karşınızda ilim seviyesi her geçen gün
artan (hakim, avukat,....''sorguluyorlar... ikna etmenizi bekliyorlar ''
sözleriniz
için öncelikle bu bahsettiğinzi nesil hiçte eskisi gibi okumuyor
sorguluyor ama duyduklarına göre sorguluyor internette dolaşan yalan
haberlere bile hemen inanıyorlar.Bumudur sorgulayan nesiil. Şüpheci
oldukları doğru ve hatta herşeyi somut elle tutulur delillerle görmek
istiyorlar.Bunlara hitaben mucizeler bile uyduruluyor(hayvana dönüşen
kız secde eden ağaç gökteki bulutun Allah yazması vs)
Şimdi bu
insanalara akli mukayeselerle cennetimi anlatacaksınız hadi göster
diyecekler.Görünür delil isteyecekeler.Kısacası sadece Kuranla bu
insanlara birşey anlatamazsınız.Sadece Kuran yetseydi Peygamber
gelmesine ne gerek vardı.
Ayrıca sanki herkes tarafından kabul gören
esermiş gibi kendi eserinizden alıntı yapıp duruyorsunuz.Hiç mi başka
eser kalmadı.Neden bir kelam aliminden alıntı yapmıyorsunuz.
İsmail hocam bu fikirleirin neresinden yararlanıyorsunuz
Cennetin
dünyada yada başka yerde olması neyi değiştirecek imanı gençlere
anlatmanızda.Matrix e haryy pottra bu kadar ilgi nedendir biraz
düşününüz.

.Genelde güzel bahçe bahçelik yer diyede tercüme edilir.Ki insanların
hayal dünyasına hitap etmek için böyle bir kelime kullanılması normal.

Bu durumda hadislere başvurmak lazım.Kuranı en iyi açıklayan onu açıklayıcı olark gönderilendir değilmi?

şeytanın girmesi
Her şey imtihan olduğuna göre Allahın izniyle elbette girebilir.Allahın
izni olmadan dünyadaki bahçeye girebilirmi sanki….Allah insana ebedi
düşmanını bizzat yaşayarak tecrübe etmesi için cennete girmesine izin
vermiştir hatta bizzat oraya koymuştur….

cennette yasak
buradaki durum imtihan olmadan girildiği için farklı.Hz Ademle Havva bir
ibadet iman sıkıntı vs ile imtihan olmadan direkt olarak girmişlerdir
cennete dolayısıyla burada yasakta imtihanda olacaktır.Bundan sonra yani
döndükleri cennette herhangi bir yasakta yoktur tabi ki
Bir sonraki 2 sorunuzda aynı cevabı içeriyor.


ne hikmetse geçmişe bir saygısızlık ve bir hadis düşmanlığı içine girdiklerini sezinliyorum.
en büyük eleştirileride neymiş efendim hadisleri rivayet edenler insanmış.
yahu kardeşim ne olmalarını bekliyordun. sen nesin. insan değilmisin.
o halde sen o ravilereki çoğu, ince elenip sık dokunmuş güvenlik testini başarıyla geçmişlerdir;
güvenmiyorsan, ben sana veya sizin gibilere niye güveniyim. sana güvenmem için bana bir sebeb gösterebilirmisin.
bu güne kadar tanıdığım hadis karşıtlarının çoğu, biz kur'anla amel ederiz der ama, arapça bile bilmez mealcilerdir.
ilk devirlerdeki haricilerde biz kuranla amel ederiz derlerdi. hadise çokta itibar etmezlerdi.
en büyük yanılgılarıda bu oldu.
cehaletlerinin içinde yok olup gittiler.
düşünsene
bundan 100 yıl sonra birileri çıkıpta, yahu bu bembeyazda insan
değilmidir, oda anlayışına göre yazmıştır. denilip sırf bundan dolayı
senin fikirlerini çöpe atarlarsa bu durumdan memnun olurmusun.
yine
gördüğüm kadarıyla, formun bir başka bölümünde, ve ile veya arasındaki
farkı bile ayırt edemiyorsunda nasıl hadislerin sahih ve uydurma
olduğunu farkedebiliyorsun ? buna şaşarım.


Cenneti ve cennetten alıkoyacak en büyük düşmanlarını bilmüşahede ve
bittecrübe tanımaları için oraya kondular imtihansız sınavsız...Ve bu
gaye gerçekleştikten sonra dünyaya gönderildiler asıl imtihan
yerine...İmtihansız oraya alındıkları ve sadık oldukları için itirazda
etmediler...O tadını aldıkları cennete tekrar dönmek için gayretle
çalışmaya başladılar
a- b-Adem ve havvanın o meyvelerden yemesi, onların kötülüğünü
göstermez. bir anlık hırsa kapıldığını gösterir. yasaklar ise bir
takdiri ilahinin neticesidir.
bu günkü durumla, yaratılış anındaki durumu kıyaslamak yanlıştır.
c- d şeytanın önceden kafir olduğunu size kim söyledi?
yani
şeytan önceden kafir değildi. aldığı özel izinlede imtahan amacıyla
cennete girmektedir. Allah’ın bilgisi ve iradesiyle oraya girmiş ve
imtihanın bir parçası olmuştur. ama kendi iradesini kullanarak tabiki
zira iradesiz değildir. çünkü ademle havva cennetede imtihan
edildiler.
bu durum aynı zamanda yukarıdaki şıklarında cevabını içerisinde gizlemektedir.
yani
makamından adem yüzünden kovulan şeytan, ademinde kendisi gibi imtihana
tabi tutulmasını ve Allah'tan adaletli davranmasını dilemiş olabilir.

işte bu noktada a-b maddelerindeki özel durumlar meydana gelmiş olamaz mı?

Süleyman ateşte biraz fantazi yapmış. zaten o kafirleinde cennete gireceğini söylüyor.
sonuç bölümündeki ifadede aynı fantazinin ürünüdür.
peki bu fantazi sahiplerine ben niye inanayım. kendi delilleri varmı ki Kur'andan.
ama, gerçek cennet olduğuna dair hadislerden bir çok delil bulunabilir.
aksi görüş bildirenlerde vardır.

ayette yeryüzü ifadesi geçmiyor, siz nerden çıkardınız fiyhê'nin yer yüzü olduğunu?
Biraz
daha dikkat ve ayetlerin bir de arapçalarına göz atarak yorumlayınız.
Arapçam hiç yeterli değildir ama türçe meal Kuran'ı anlamaya asla
yeterli olmadığının farkındayım. Bu konuyu(Adem'in(as)yaratılışını) çok
daha önce incelemiştim. "Klasikci" hiç olmadım, bu güne kadar yanlış ya
da eksik biliyor oabileceğimiz yaklaşımına da katılıyorum. Ancak bu
tartışma da öne sürülen düşüncelerin neredeyse tamamı ispattan uzak ve
sığ. Basit akıl yürütmeler. yaptığım inceleme epeyce kapsamlı ve uzun
yer tutacağından ve henüz bir araya getirilerek yazılı bir metne
dönüşmediği için şu an madde madde izah mümkün değil. Fakat bir tavsiye;
önce yaratma fiillerini ayetlerden inceleyiniz. Birkaç farklı fiil
kullanılıyor. Türkçede bir tek yaratma kelimesiyle tercüme ediliyor.
Ayrıca arz kelimesini de inceleyiniz. Cennet yerine arz da
kullanılıyor(iddanın tam tersine)
Sonra hadisler konusu çok ilginç;
delil getirilen kişilerin görüşleri de (mesela İbni Abbas gibi) bu
rivayet kanalları ile geliyor.
Uzun olmasın diyorum ama bir şey daha ekleyeyim, bir akıl yürütme de benden;
İçi pislik dolu bir plastik top düşünün. Tertemiz bir havuza atılırsa havuzun suyu necis olur mu? Necaset havuzun içinde midir?
Kuranın
mantığı Aristo mantığıyla çelişir. Mantığın azalır dediğine Kur'an
çoğalır diyor. İlk cevabi yazımda örtülü bazı şeylere dikkat çekmiştim
ama güme gitmiş. Soruma da kimse cevap vermemiş, vesile ile bi daha
hatırlatalım. Yaklaşım güzel ama inat hoş değil, birde "son okunan
kitap etkisi" buna da dikkat

*************
iddia ise şu


Aşağıdaki ayetlerde Adem aleyhisselamın yeryüzünde ve yeryüzünün toprağından yaratıldığı çok açık ve nettir.

Bakara 30: Hani, Rabbin meleklere, "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti. Onlar, "Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın?

Hicr 33: İblis dedi ki: "Ben, kuru bir çamurdan, şekillenmiş balçıktan yarattığın insan için saygı ile eğilemem."

Taha 53,54,55: O, yeryüzünü
sizin için bir beşik kıldı, onda sizin için yollar döşedi ve gökten su
indirdi; böylelikle bununla her tür bitkiden çiftler çıkardık.
Yiyin ve hayvanlarınızı otlatın. Şüphesiz, bunda sağduyu sahipleri için elbette ayetler vardır
(Ey insanlar!) Sizi ondan (yani yeryüzündeki topraktan) yarattık, sizi oraya döndüreceğiz ve sizi bir kere daha oradan çıkaracağız.

İnsanları yanıltan ayette geçen "ihbituu" kelimesidir.

Bakara 36: Derken,
şeytan ayaklarını oradan kaydırdı. Onları içinde bulundukları konumdan
çıkardı. Bunun üzerine biz de, "Birbirinize düşman olarak inin. (ve gulnehbitu) Sizin için yeryüzünde belli bir süre barınak ve yararlanma vardır" dedik.

Halbuki bu kelime Kur'an'da başka yerlerde de kullanılmaktadır.
Bakara 61: Siz (ise
şöyle) demiştiniz: "Ey Musa, biz bir çeşit yemeğe katlanmayacağız,
Rabbine yalvar da, bize yerin bitirdiklerinden bakla, acur, sarmısak,
mercimek ve soğan çıkarsın." (O zaman Musa:) "Hayırlı olanı, şu değersiz
şeyle mi değiştirmek istiyorsunuz? (Öyleyse) Mısır'a inin (ihbituu mısran)....

Nuh aleyhisselamla ilgili ayette de aynı kelime kullanılmıştır:
Ey Nuh" denildi. "Sana ve seninle birlikte olan ümmetler üzerine Bizden selam ve bereketlerle (gemiden) in. (İhbit biselamin)

Kur'an-ı Kerim'de cennet kelimesi sadece ahiretteki vadedilen cennet için kullanılmaz. Bahçe anlamında çok yerde kullanılmıştır. Örneğin;
Onlara şu iki adamı örnek ver: Onlardan birine iki üzüm bağı (üzüm cenneti) vermiş, bağların çevresini hurmalarla donatmış, ikisinin arasına da bir ekinlik koymuştuk. Derken
onun büyük bir serveti oldu. Arkadaşıyla konuşurken ona dedi ki: "Benim
malım seninkinden daha çok. Adamlardan yana da senden daha üstünüm. Derken kendine zulmederek bağına (cennetine) girdi. Şöyle dedi: "Bunun sonsuza değin yok olacağını sanmıyorum."

Zaten cennet arapçada
bitkiyle örtülmüş bahçe demektir. Ama bizde cennet kelimesi terim anlamı
kazanmıştır. Cennet denince biz ahirette müminlere vaad edilen yeri
anlarız.

Demekki
Adem aleyhisselam yeryüzünde güzel ve yüksek bir bahçeye
yerleştirilmiş, imtihanı başlatılmıştı. İlk hatasını yapınca Allah onu o
bahçeden çıkardı ama Adem'in imtihanı yine devam etti. Çünkü bu
Allah'ın sünnetidir. Nimete şükredilirse nimet artar, hata edilirse
nimet elden kaçar.

O halde insanlara Adem aleyhisselamın olayını anlatırken cennet kelimesini kullanmamalıyız.
Çünkü onlar kelimeyi sözlük anlamıyla değil terim anlamıyla anladıkları
için ortaya çeşitli sorunlar çıkmaktadır. Bilhassa çocuklar, biz konuyu
yanlış anlattığımız için Adem aleyhisselam hakkında kötü zanlara
düşmektedir. "O hata işlemeseydi biz cennette olacaktık" gibi çocukça
suçlamalarda bulunmakta dahası bu bilinç altlarına yerleşmekte ve ilerde
bazı yanlış davranış ve yanlış inançların temeli olmaktadır. Biz dini
elimizden geldikçe Kur'an'a uygun anlatırsak bu sorunların hiçbiriyle
karşılaşmayız. Çünkü Kur'an, insanın zihnini kurcalayacak ikilimlere
asla yol açmaz.


Bu
konuyu Prof. Dr. Abdulaziz Bayındır hoca aşağıdaki linkte anlatmaktadır.
Ben de sizlere konuyu özetleyerek paylaşmak istedim. Yazı karakteri
sorunu olanlar için de yazıyı ekte gönderiyorum.

http://kurandersidinle.azbuz.com/viewVideo.jsp?videoId=41000000000955033