Sosyal medyadaki gıybet büyük günah
ZEYNEP KAÇMAZ İSTANBUL - 03.08.2012
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr.
Hamza Aktan, akıllara takılan dinî sorulara cevap verdi. Aktan, sosyal
paylaşım sitelerinde söylenilen yalanların, edilen gıybetin daha geniş
bir çevrede paylaşıldığı için daha yıkıcı ve daha büyük bir günah
olduğunu söyledi. Aktan, zaruri durumlarda kadınların pantolonla namaz
kılıp kılamayacağı hususunda ise pantolonun geniş ve vücut hatlarını
göstermeyecek özellikte olması halinde namazın caiz olacağını belirtti.
Namaza yeni başladım. Okul nedeniyle her vakti kılamıyorum, gece onları kaza etsem olur mu?
Aslolan
namazları vakti içinde kılmaktır. Zira Allah Teâlâ Kur'an'da "Namaz
şüphesiz, müminlere belirli vakitlerde farz kılınmıştır." buyurmuştur
(Nisa 4/103). Öğle arası, akşama doğru okul dağılınca vakit namazını
kılma imkânı varsa vaktinde kılınmalıdır. Okul şartları buna da imkân
vermiyorsa vaktinde kılınamayan namazlar ilk fırsatta kaza edilir.
Bayanlar
olarak özellikle bazı vakitleri dışarıda kılmak durumunda kalıyoruz.
Böyle zaruret durumlarında bayanların pantolonla namaz kılmasına ne
diyorsunuz?
Tesettürde temel kural elbisenin vücudu
gösterecek kadar ince olmaması, kalın da olsa dar olup vücut hatlarını
göstermemesidir. Eğer pantolon geniş olur vücut hatlarını göstermezse
namaz caiz olur.
Herkeste dövme görüyorum ve özeniyorum. Dövme
yaptırmak günah mı? Geçici dövme yaptırmak ya da kınayla dövme
yaptırmak da aynı mı?
Hz. Rasulullah (sas) dövme yapanın da
yaptıranın da Allah'ın (cc) rahmetinden uzak kalacaklarını bildirmiştir.
Dövme geçici olsa da olmasa da fark etmez. Kınayı dövme maddesi olarak
kullanmak caiz değildir.
Biz hanımların taktığı bone alnın ortasına denk geliyorsa secde olmaz, namaz bozulur deniliyor, ne derece doğrudur?
Secde,
kulun Rabbi huzurunda hürmet ve tevazu ile yere kapanmasıdır. Bu
nedenle secdenin tam ve mükemmel olabilmesi için alnın yere temas etmesi
gerekir, denilmiştir. Başa sarılan, giyilen veya örtülen şey alnı
kapatıyor, alnın yere temasını önlüyorsa imkân ölçüsünde alnın yere
temasını mümkün kılacak bir şekil verilmelidir. Bunu yapmak zorluk ve
sıkıntı çıkarıyorsa alnı örten başörtüsüyle namaz kılınabilir.
Facebook'ta
veya Twitter'da bazen beyaz yalanlar söyleyebiliyoruz. Ya da birileri
hakkında eleştiride bulunabiliyoruz. Bu kul hakkına girer mi?
Yalanın
rengi olmaz. Yalanın her çeşidi menedilmiştir. Birilerinin arkasından
duysa hoşlanmayacağı sözler söylemek Kur'an'da menedilen "gıybet"
kapsamına girer. Facebook ve Twitter'da yapılan gıybet ise daha geniş
bir çevrede paylaşıldığı için daha yıkıcıdır, daha büyük bir günahtır,
denebilir.
Allah (cc) bize kendini 4 yolla anlatır
1. Kâinat:
Muhteşem bir sanat eseri olan kâinat, insandaki aklî ve hissî bütün
duyguları fazlasıyla uyaracak inceliklere, güzelliklere ve sırlara
sahiptir. Bu âlemde görebilen gözler için her şey şüpheye yer
bırakmayacak şekilde O'nun varlığını haykırmaktadır:
"Gökleri ve
yeri var eden Allah hakkında şüphe mi olur?" [21][67] İnkâra
şartlanmamış her bir akıl, kâinatın göz kamaştıran mimarisi ve baş
döndüren düzenli işleyişinden hareketle, kâinattan objektif veriler elde
edebilir ve onu âdeta bir kitap gibi sayfa sayfa okuyabilir.
Bir
yerdeki düzen, o düzeni kuran birisini, bir eserdeki san'at onun
sanatkârını ve yine bir yerdeki ihsan ve ikram, orada var olan bir ihsan
ve ikram sahibini göstermez mi? Bu cümleden olarak, eğer insan, gaflet
ve şartlanmışlıkla bozulmamış kalp/akıl gözüyle bu kâinata bakabilirse,
ondaki san'at, düzen, plan ve ihsan gibi hakikatlerden yola çıkarak,
bunların, sonsuz bir ilim, kudret ve ihsan sahibi bir Yaratıcı'nın
varlığını gösteren birer delil olduğuna gözüyle görmüş gibi inanacaktır.
2. İnsanın kendisi: İnsan, -hem fizyonomisinin diliyle
hem de onu varlıklar hiyerarşisinin en üstüne çıkaran ruhunun/vicdanının
diliyle- Allah'ın varlığına şahitlik eden canlı bir delildir. Özellikle
insanoğlunun sahip kılındığı vicdan mekanizması, yaşadığı varlık âlemi
ile gayb âlemi arasında bir buluşma noktası oluşturur. Allah'ın varlığı
ve birliği konusunda bir pencere vazifesi görür. Kişiye özel ve
fevkâlâde duru bir kaynak oluşturur.
Günahlarla karartılmamış ve
de şartlanmışlık ve önyargılarla balans ayarı bozulmamış her bir
vicdanın ibresi, Sahibi'ne doğrudur. Zira, temelde bütün vicdanların
ibresi, Allah tarafından, kendisini gösterecek şekilde ayarlanmıştır.
İnsan
fıtratının şuurlu cephesinin diğer bir adı olan bu dil, asla yalan
söylemez ve de Yaratıcı'sını terennüm eden sesi külliyen yok olmaz.
Ancak bu sesin inkârla kısılması veya bastırılması imkânsız değildir.
3. Kur'ân-ı Kerim: İnsanın
cevap bulmak zorunda olduğu "Ben kimim? Neden böyleyim ve nereye
gidiyorum? Ölümle çıkmak zorunda olduğum bu dünyada işim ne? Beni kim bu
âleme oturttu ve irademin dışında gelmiş olduğum bu yerlerin anlamı
nedir? Buradan gitmek istemediğim halde neden kalamıyorum? Ölüm nedir?
Ölümden ötesi var mıdır? Varsa nasıldır?..." vb. pek çok soruya en
mükemmel ve ikna edici cevaplar vermesiyle eşsiz ve benzersiz bir kitap
olduğunu gösteren Kur'ân da, kendisini gönderen İrade'nin (Allah'ın)
varlığının en büyük delillerindendir.
4. Peygamberimiz Muhammed (sas): O, getirdiği Kitap ve o Kitab'a
göre ortaya koyup uyguladığı hayat ve de gösterdiği hedeflerle Allah'ı
tanıtan canlı bir örnektir. Çöl ikliminde yaşayan bedevi kabilelerden
asırlara hitap edecek medeniyetler kuran bir toplum vücuda getirmesi ve
de, onun insanlığa verdiği hareketin günümüzü bile derinden etkileyip,
dinamik hale getirmesi, insanların Allah'ı tanımasına yardımcı olacak
güçlü bir delildir.
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1327383&title=sosyal-medyadaki-giybet-buyuk-gunah&haberSayfa=0