KUTLU FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
KUTLU FORUM

Bilgi ve Paylaşım Platformuna Hoş Geldiniz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Stephen William Hawking allah tanrı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Limoni
Co-Admin
Limoni


Mesaj Sayısı : 6150
Rep Gücü : 14991
Rep Puanı : 44
Kayıt tarihi : 27/05/09

Stephen William Hawking allah tanrı Empty
MesajKonu: Stephen William Hawking allah tanrı   Stephen William Hawking allah tanrı Icon_minitimeÇarş. Ara. 19, 2012 9:53 am






Allah'ı Tanımlayan Bilim Adamı







“Stephen William Hawking” (1942-….) (S49), “başlangıç tekilliğini” bulan, yani herşeyin başlangıcının bir “tekillik” olduğunu ispatlayarak, Dünya’da ilk kez Allah’ı tanımlayan bilim adamıdır. Bununla da kalmamış, “yaratılışı” çözümlemiştir. Yaratılışın tekil olduğunu (Allah’dan geldiğini); maddenin, mini karadeliklerin “sızıntılarından” türediğini kanıtlamıştır.

*********


Hawking tarafından
ortaya atılan anlayış ve düşünceye göre evren kendiliğinden meydana
gelmiştir. İslam’ın bu nazariye karşısında cevabı nedir?










Soru



Son zamanlarda dünyanın
tanınmış fizikçilerinden “Stephen Hawking” dünyada yaşayan herkesi
şaşırtan bir anlayış ve düşünce ortaya attı. Ortaya attığı şaşırtıcı
düşünce şudur: Varlık âlemi Allah olmaksızın vücuda gelmiştir. İlim
evrenin kendiliğinden vücuda geldiğini ispatlamış olduğunu savunur.
Onun söylediğine göre “Kuantum Teorisi” (Quantum Tdeory) ve yer çekimi
kanunundan yararlanarak evrenin kendiliğinden ve hiçbir gücün araksında
bulunmaksızın meydana geldiğini ispatlanması mümkündür. Böyle bir görüş
karşısında İslam’ın cevabı nedir? Acaba şu ana kadar Müslüman fizikçi ve
âlimlerinden bu görüşü ret eden kimse olmuş mudur?








Kısa Cevap




Sorunun birinci kısmının cevap şudur: Evvela sayıns (science) anlamında
olan ilimde hiçbir önermenin % 100 kesin olduğu hükmü yoktur. Hawking
tarafından ortaya atılan bu yargı ve teori de bu kaideden müstesna
değildir. Medya ve basın organlarının abarttığının tam tersine bilim
adımı olan bu düşünce sahibinin kendisi bile onların yakini ve kesin bir
şekilde ortaya atıkları kesinliğe ulaşmış değildir. Şayet kitabın en
çok ses getiren bendi (kısmı) şudur:


“Kütle çekim yasası”(granş) diye bir kanun var olduğundan dolayı evren,
kendini hiçlikten (hiç bir şeyin olmaksızın) yaratabilir. Bu
kendiliğinden var oluştan dolayıdır ki hiçliğin yerini başka şeyler var
olmuştur, yani evren vardır ve bizler varız. Evrenin harekete geçmesi
için yeşil fitilin tutuşması için Allaha tevessül etmeye gerek yok”.


Eğer bu bende iyice dikkat edilirse genellikle algılanmış olanın (ister
kasıtlı olsun ister sehven gerçekleşmiş olsun) tersine Allah’ın varlığı
hakkında (olumlu veya olumsuz) hiçbir şey söylememiştir.


İkincisi: Hawking’in, âlemdeki bütün fenomenleri açıklayacak tek bir
teoriyi bulmak için sarf ettiği çaba çok uçucu olduğu görünmektedir.
Ancak her halükarda Albert Einstein’in rüyasını gerçekleştirmek
doğrultusunda hareket ve onun yolunu devam ettirmek asıl itibarıyla
İslam hikmetinde sözü edilmiş olan kesretten vahdete doğru hareket etmek
demektir.









Ayrıntılı Cevap



Bu soruyu iki bölümde cevaplandırmak mümkündür. Birinci bölümde
Hawking’in görüşlerini ortaya atarak onun görüşlerine yönelik olan
reddiyeye değineceğiz; ikinci bölümde ise bu konu hakkında İslam felsefi
ve hikmeti tarafından bu bağlamda sunulan bilgileri aktaracağız:



  1. Hawking ve Görüşleri:



  1. Hawking’in şahsiyetini biraz daha fazla tanıyalım:


İngilizce adıyla Stephan William Hawking 8 Ocak 1942 yılında doğdu, 40
yıllık ilmi kariyere sahip İngiltereli teorik fizik ve kozmoloji
bilimcisidir. Stephan Hawking asrın teorik fizikçilerinden sayılmakta ve
hatta bazı düşünürlerin görüşüne göre o Albert Einstein’dan sonra en
önde gelen bir fizikçidir. Kitap ve konferansları onu dünyaca sevilen
kişilik haline getirmiştir. Onun asıl araştırma alanı kozmoloji
(dünyabilim) ve Kuantum mekaniğidir. Ona ikinci Einstein lakabını
vermişlerdir; zira o Einstein’in meşhur “Genel Görelilik Kuramı”nı
kâmilleştirmeye ve onunla Kuantum teorisini birleştirerek, küçük
zerrelerden büyük gezegenlere kadar evrende olup bitenleri
tanımlayabilecek eksiksiz ve tek bir teori geliştirmeye çalışıyor.
Einstein böyle bir formül ve tek bir teorinin mutlaka var olabileceğine
inanmaktaydı ve ömrünün son yıllarında bu konuya eğilip ve bu bağlamda
araştırma yaptı ise de başarılı olamadı.


2. Hawking’in İlmi Görüşleri:


Hawking 1988 yılında dünyanın başlangıcı ve sonu hakkında yapmış olduğu araştırmayı içeren “zamanın tarihçesi
adlı eserini yayımladı. “Kara delikler”, kozmoloji ve Kuantum mekaniği
hakkında yapmış olduğu faaliyetleri neticesinde şöhret buldu. Şimdiye
kadar genelde hakim olan görüş hiçbir şeyin “kara deliklerden”
kaçamayacağı görüşüydü. Ama ilk kez Hawking, bir kara deliğin belirli
şartlar altında atomun en küçük parçacıklarını gidereceğini öne sürdü.
Bu olay günümüzde “Hawking’in parlaklığı” olarak bilinmektedir. O
“dünyanın başlangıcı nazariyesi” bağlamındaki çalışmalarını devam
ettirdi ve bu devamlılık göreceliği (nisbiyetçilik) Kuantum mekaniğine
(atomların içsel işlevlikleri) bağlayan yollara vardı. Hawking’in
yaptığı faaliyetler fizikçilerin adlandırdığı “büyük vahdet
nazariyesi”nde büyük emeği olmuştur. Bu nazariyeye göre bütün fizik
kuralları bir tek kanun veya denklemde beyan ediliyor. Albert
Einstein’ın ideal ve Armani düşünce ve görüşüne takılmış olan fizikçiler
bu denklemi bulmak için büyük bir uğraş ve çaba harcamaktadırlar.
Albert Einstein matematik alanında göstermiş olduğu bitmez, tükenmez,
ama netice vermeyen çabaları ile doğal ve tabii olan çeşitli kanunların
oluşturmuş olduğu farklı bütünlüklerin arasını bulup aralarında barış
sağlayamadı. Ancak o kalben bu güçlerin ötesinde bir kolaylık ve sadelik
saklı olduğuna ve bu sadelik ve kolaylık metninde (içinde) bütün bu
güçlerin ve ondaki kanunları tek bir kanunla açıklayabildiğine
inanıyordu. Bu inanç ve itikat sırf sanatsal duygular üzere dayalıdır.


Enishtein’in muvahhit ve tek olan Allah’a sonsuz inancı olduğunu
unutmamız gerekir. Diğer taraftan matematiğin güzelliğine de aşırı ilgi
duymaktaydı. Bu nedenle tek olan yaratıcının dünyaya sanatsal bakışı ile
hendese ve matematik ilimleri güzelliğini kolay ve sade olan tek bir
denklemde düzenlediğine inanmaktaydı. Bu durumda Hawking kolay ve sade
olan bu güzel denklemi bulmak için çaba göstermeyi bir vazife olarak
algıladı ve bilmektedir.


Elbette bütün fizikçiler böyle bir vahdetin var olduğuna inanmıyorlar. Örneğin ünlü Avusturyalı fizikçi “Wolfgang Pauli”nin
Mendelif cetvelindeki unsurların düzeltilmesi ve bu unsurların daha
fazla tanınması için ortaya attığı projenin aslı şaşırtıcı bir değişimi
meydana getirdi. Bir ara şaka yoluyla şöyle söylemişti: “Allah’ın
birbirinden ayırdığı şeyi, hiç kimse hiçbir zaman bir araya getiremez.”
Bu eleştiriler Hawking’in ümidini kırmadı. Hawking, Oxford
üniversitesinde ünlü fizik ve matematikçisi “Rogerin Roz” ile birlikte
Enishtein'ın Genel Görelilik yasasından yararlanarak şu neticeye
vardırlar: uzay-zaman “Big Bang”ın başlangıcıyla başlamış ve bu
başlangıç kara deliklerin birisinde vuku bulmuştur. Bu sonuç Kuantum
mekaniği ile Genel Görelilik Kuramı'nın vahdetinin zorunluluğunu gerekli
kıldı ve bunun kendisi yirminci yüzyılın ikinci yarısında büyük bir
ilmi hamlenin gerçekleşmesini sağladı. Bu teorinin vermiş olduğu veri ve
neticelerden birisi asıl itibariyle “kara deliklerin” zorunlu olarak
tamamen kara olmaları gerekmiyor ama radyasyon yaptıktan sonra kayıplara
karışabiliyor olmasıdır. Bu teorinin bir diğer neticesi farz edilen bir
anda “evrenin hiçbir sonluğu” yoktur olmasıdır.


3. Hawking ve Allah İnancı:


O, “The Grand Design” (Büyük Tasarım) adlı
yeni kitabını 7- Eylül- 2010’da yayınlanmadan önce şu görüşe sahipti:
Âlem için bir yaratıcının var olduğunu savunan düşünce ve inanç ile
alemin meydana geliş şeklini ve biçimini anlatan bilgi arasında uyum
vardır.


4. Hawking’in Yeni Kitabındaki Görüşleri:


Hawking “The Grand Design” (Büyük Tasarım)
kitabını Leonard Mlodinow’la birlikte yazmış. “Büyük Tasarım” adlı
kitabın yayımlayan Bentham Del şöyle diyor: Bu kitap Hawking’in 40
yıllık şahsi araştırmalarının mahsulü ve şaşırtıcı astronomi bağlamında
yapılan müşahede ve tecrübeler bütünlüğü ve hakeza teorik bağlamında
büyük ilerlemeler ve gelişmelerdir. Stephen Hawking ve Leonard Mlodinov
“tek parça oluşturma teorisinin” var olduğunun delillerini sınamaya
sunmuşlardır. Bu katabı yayınlayan yayımcıya göre bu teori bütün tabii
güçleri şerh ve açıklayabilen tek teoridir.


İngiltereli ünlü fizik adamı yeni kitabında, Allah’ın evreni
yaratmadığını ve fizik kanunlarından “büyük patlama” (Big Bang) fizik
kanunlarının kaçınılmaz bir sonucu olduğunu ispatlamaya çalışmıştır. O, “Büyük Tasarım
adlı kitabında şöyle yazmaktadır: “Kütle çekim yasası” diye bir yasa
var olduğu için, evren kendini hiçlikten (hiç bir şeyin olmaksızın)
yaratabilir. Bu kendiliğinden var olma nedeniyledir ki hiçliğin yerini
başka şeyler yer almış, yani evren vardır ve bizler varız. Evrenin
harekete geçmesi için yeşil fitilin tutuşması için Allaha tevessül
etmeye gerek yok”.


Onun öne sürmüş olduğu son görüşleri, din hakkında yapmış olduğu daha
önceki görüşleriyle tezat içindedir. O, son zamanlarda fizikteki
kanunların anlamı şudur diyor: “Büyük patlamada” (Big Bang) Allah’ın
rolü olduğunu söylememize (inanmamıza) gerek yoktur. Hawking son
kitabında şöyle yazmaktadır: 1992 yılında gezegenlerin güneş dışında
başka bir gezegenin etrafında döndüğü yönünde olan keşifler, evren
kanunsuzluktan ( hercü-mercden) meydana gelmiş olamaz belki Allah
tarafından tasarlanmış olması gerektiğini söyleyen fiziğin babası olan
“Isaac Newton”un bu görüşlerini sorgulamaya tabi tutulmasına yardımcı
olmuştur. Hawking şöyle yaziyor:


“Bizim içinde yaşadığımız gezegenin şartlarını mutabakat ve bizler için
yaşanır duruma getiren illet tek güneştir. Yerküresiyle güzel irtibat
ve terkip halinde olması, güneşin ve güneşsel cismin yer küresine olan
uzaklığına çok az dikkat edilmektedir. Yeryüzü küresi sadece lütuf için
insan türü denen beşer için tasarlanmış hakkında kani edici deliller çok
daha az bulunmaktadır”.


5. Hawking’in Yeni Eserindeki Görüşlerinin Reddiyesi:


Evvela sayıns (science) anlamında olan ilimde hiçbir önermenin % 100
kesin olduğu hükmü yoktur. Hawking tarafından ortaya atılan bu yargı ve
teori de bu kaideden müstesna değildir. Medya ve basın organlarının
abarttığının tam tersine bilim adımı olan bu düşünce sahibinin kendisi
bile onların yakini ve kesin bir şekilde ortaya atıkları kesinliğe
ulaşmış değildir. Şayet kitabın en çok ses getiren bendi (kısmı) şudur:


“Kütle çekim yasası”(granş) diye bir kanun var olduğundan dolayı evren,
kendini hiçlikten (hiç bir şeyin olmaksızın) yaratabilir. Bu
kendiliğinden var oluştan dolayıdır ki hiçliğin yerini başka şeyler yer
almış, yani evren vardır ve bizler varız. Evrenin harekete geçmesi için
yeşil fitilin tutuşması için Allaha tevessül etmeye gerek yok”.


Eğer bu bende iyice dikkat edilirse genellikle algılanmış olanın (ister
kasıtlı olsun ister sehven gerçekleşmiş olsun) tersine Allah’ın varlığı
hakkında (olumlu veya olumsuz) hiçbir şey söylememiştir. Şayet şu bende
(kısma) denk olarak şunun yazılması mümkündür: “fiziksel alemin
kaynağını açıklamak için Allaha tevessül etmek zaruri değildir”. Bu
bendin ilahiyat (teolojik) neticeleri vardır ve hata Kempiric
üniversitesinin (Faculty of Divinity, University of Cambridge)
öğretmenleri de buna tepki gösterdiler ama her halükarda pozitif
ilimlerin alanın dışına çıkamıyor ve dini veya felsefi bir görüş
belirtme bağlamında kesinlikle hiçbir salahiyete sahip değildir.


Böyleli bir ide ve düşünce aralıksız ve dolaysız bir şekilde “Big Bang”
(büyük patlama) nazariyesine işaret ediyor: Yoğunluk ve hararetin ilk
noktası nasıl meydana gelmiştir? Bazıları (zorunlu olarak) böyleli bir
teknik doğaüstü bir güç (Supernatural Force) tarafından icat edildiğine
inanıyor. Ama bu kitapta ise şöyle bir anlayış unvan edilmiştir: Kütle
çekim yasasına tevessül ile fiziksel bir çözüm yolunun ihtimali var
olmaktadır.


Fizikçilerin masasında hem “birleşik alan kuramı” (Unified Field
Theory) hemde “M teorisi” (M-Theory) yatmaktadır. Bilginler henüz
Kuantum mekaniği (Quantum Mechanics) nazariyesi ile görecelik (Theory Of
Relativity) birleştirmede sorun yaşamaktalar ve buda henüz kesin bir
neticeye varamadıklarını göstermektedir.


İkincisi: Hawking’in, âlemdeki bütün fenomenleri açıklayacak tek bir
teoriyi bulmak için sarf ettiği çaba çok uçucu olduğu görünmektedir.
Ancak her halükarda Albert Einstein’in rüyasını gerçekleştirmek
doğrultusunda hareket ve onun yolunu devam ettirmek gerçeklikte İslam
hikmetinde sözü edilmiş olan kesretten vahdete doğru hareket etmek
anlamındadır. Hawking tarafından Allah’ı inkârı kabul ettiğimizi farz
etsek bile, fizikçi olan bu bilim adamı sadece hayali ve efsanevi olan
tanrıyı inkar etmiştir; hakiki, irfani ve varlıkbilimindeki Allah’ı
değil. O’nun inkâr ettiği tanrı, Alman filozofu olan “Nietche”
tarafından ölümü ilan edilmiş olan tanrı, yani zihinsel tanrıdır.


Üçüncüsü: Eğer bu teori bu haliyle evren için bir yaratıcının varlığını
inkâr etse bile yine de mümin olan bir kimsenin inanç ve itikadında
şüphe ve tereddüt icat etmez. Nifaktan ve özellikle pozitif bilgiler
nifakından (en kötü nifak) uzak olan gerçek bir mümin ilim ve
teknolojiğe tapma afetinden uzak ve güvendedir. Batı dünyasının ilmi
bulgularını asıl sayan ve kendi dini inançlarını kâmil bir şekilde bu
buluşlara uyarlamaya çalışan aydın ve elit kesim pratik hayatlarında
şirke ve nifaka bulaşmış bir din anlayışına müptela olurlar. Dolayısıyla
Batı dünyasının kesinlik ve katilikten uzak, değişken görüşlerin
arkasından giderler ve sürekli onları tevcih ederler. Bu nedenle her gün
farklı bir değişiklik içinde yar alırlar. Örneğin söz konusu olan
Hawking Bey’in kendisi kendi takipçileriyle birlikte daha önce “kara
delikler” hakkındaki doğru bildikleri ve savunmuş oldukları meşhur
görüşünü 2004 yılında değiştirdi. Bu türden olan meseleler ilim
tarihinde örnekleri oldukça fazladır. Meşhur örneklerden olan birisi
Galile’nin “yeryüzü” hakkındaki hareket anlayışıdır.


Netice:



  1. Eğer konuya bu şekilde ve neticelere bu cihetle bakarsak, varlık
    hakkındaki var olan hiçbir delil böyle faraziyelerle çürütülemeyeceğini
    fark ederiz. Allah’ın varlığı ispatlayan delillerin hiçbirisi doğa üstü
    “Big Bang”ın (büyük patlama) teşrihine dayanmadığını gördüğümüz gibi.

  2. Evrenin Meydana Geliş Şekli Hakkındaki Müslüman Düşünürlerin Görüşleri:


İslam düşüncesine göre Allah-u Teâlâ âlemi yoktan var etmiştir.
Müslüman filozof ve Müslüman arifler konuyla ilgili farklı tabirler
kollanmışlardır: Örneğin İbni Sina evrenin meydana gelişini aşkın
mahsulü olarak algılıyor. Önceki yüzyıllardaki İslam düşünürleri bizimle
aynı asırda olmadıkları için eserlerinde bu günkü ilim ve fizikle
varlık âleminin meydana geliş şeklini açıklayan bilgileri bulamayız.
Günümüz dünyasında “Seyit Abbas Maarif” olmak üzere bazı İslam
düşünürleri bu önemli konuyu elde edebildiler. Seyit Abbas Maarif “Materjen ya Zerre’i Movcu Bonyadin
risalesinde İslam fesefesi ve hikmetinde var olan “cevher-i ferd”
nazariyesini dikkate alarak Kuantum fiziğinin usullerinden, görelilik
(nisbiyyet) yasasından, sabit-i plank’ kanunundan yararlanarak bu önemli
konuyu çözebilmiş ve yoktan yaratma konusu hakkında felsefi ve ilmi bir
açıklama getirebilmiştir.[i]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Stephen William Hawking allah tanrı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Allah Kelimesi İle Tanrı Kelimesi Arasında Nasıl Bir Fark Vardır?
» Einstein ve Hocası “Eğer her şeyi yaratan Tanrı ise kötülüğü yaratan da Tanrı’dır… karanlık ışığın yokluğudur. soğuğu sıcaklığın yokluğu olarak düşünürüz.
» Allah arşa istivâ etmiştir. ne demek Allah' nerede
» Stephan Hawking'in İlahsız Kainatı
» Stephen King in 30 Adet Kitabı

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KUTLU FORUM :: İslami ilimler ve dini kültür :: Ateist-Deistlerin vb İddialarına Cevablar-
Buraya geçin: