Şeker Hoca bir alem hoca: 'Peygamberimiz yaşasaydı cipe binerdi,
zaten devenin de iyisine binmiş!' diyor. Teravih namazında eli boş
gelen kadınlara 'Televizyon programlarına börek çörek yapıp gidersiniz, buraya
eliniz boş geliyorsunuz! ' diye takılıyor. Söylediklerini oya sunuyor, Cuma
namazının farzını kıldırıp 'Memleketin 330 milyar dolar borcu var, haydi şimdi
gidip çalışın!' diye cemaati işlerinin başına gönderiyor. O Malatya'nın
ünlü Şeker Camii'nin Şeker Hoca lakaplı imamı Celal Tigen. Basın Yayın Halkla
İlişkiler mezunu. Yaşını sorduğumuzda '52 modelim!' diyor.
İşte sorular ve cevaplar:
Cemaatiniz camiden taşıyormuş. Nedir bunun esbab-ı mucibesi?
'Zebanilerden, cehennemde kaynayan kazanlardan, cehennem
ateşinde yananlardan bahsetmem. Cami korkutma yeri değil, sevdirme
yeridir . Adam camiye zaten dert, ızdırap içinde geliyor. Bir de
cehennemden mi bahsedeceğiz? '
Camide promosyon uygulamanız varmış?
'Gelenleri caminin monoton havasından kurtarmak lazım. Camiye
gelen çocuklara camiyi sevdirmek gerekir. Onlara sorular soruyorum,
bilseler de bilmeseler de şehirler arası bilet, çeyrek, cumhuriyet altını
veriyorum '
Camilerde niye devamlı ayakkabılar çalınır?
' Bizde ayakkabılar kaskoludur. Ayakkabısı çalınana ayakkabı alıyorum.'
Hep böyle grand tuvalet mi giyersiniz?
'İslam dini cübbe, sarık, takke ve tesbihten ibaret değildir.
Peygamberimiz sıcak iklimde yaşadığı için entari giymişti.
Kutuplarda yaşasa öyle mi giyecekti?'
Hurafeler ve batıl inançlara niçin bu kadar itibar ediliyor?
'Şiddetle karşıyım. Gidiyorlar türbelere, çaputlar
bağlıyorlar , ' Al sana göbek, ver bana bebek!' bunlarla uğraşıyorlar. Malatya'da
Keşşaf Baba Türbesi var. Bir baktım kadınlar türbenin etrafında neredeyse içki
kokteyli yapıyorlar. Yakını içki içen eline viski, şarap, rakı ne varsa
mezara getirmiş. Şimdi bu adam kalksa bunları kovalasa haklı değil
mi ? Bunlar dini takvim yapraklarında, cami diplerinde öğrendikleri için oluyor.'
Allah bilir sizin internet siteniz de vardır?
'Cemaate; www.celalhoca. com.tr 'ye girin, sorular sorun dedim.
Cemaat araştırmış. 'Hocam bulamadık!' dediler. Sitem yok, espri yapmıştım.
Ama hazırlıkları yapılıyor, yakında olacak.'
Cuma Namazının farzını kıldırıp cemaati gönderdiğiniz
oluyormuş , niye?
'Bu memleketin 330 milyar dolar borcu var. Namazın farzını
kıldırdıktan sonra; 'Haydi şimdi gidin çalışın, memleket düzlüğe
çıksın !' diyorum.'
Sizden rahatsızlık duyanlar yok mu?
'Neşeli şeyler anlatıyorum diye çok tepki verdiler. Dini
preslemişler , monoton hale getirmişler. İslam dini güler yüzlü bir
din ama namazı bile somurtarak kılıyoruz.'
Şeker Hoca devam ediyor:
'Şeker Camii'ne yalınayak gelinmesini yasakladım. Ayağında
mantar , egzama, başka bir hastalık olabilir. İnsanlar o ayakla basılan yere
secde ediyorlar. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı'na cemaate galoş
giydirelim dedim. Henüz alamadım ama 1000 tane alıp koyacağım camiye.'
***
'Bir gün sabah namazı için camiye gelmiştim. Üstünde hırka olan
birini gördüm ama çok karanlıktı, tanıyamadım.'Kimisini z?' dedim, 'Turgut
Özal'ım' dedi. O sırada Başbakandı. Korumalarını atlatıp gelmiş. Annesi
Hafize Hanım'la tanıştırıp aile imamları olmamı, dini konularda onları
yönlendirmemi ve yılda 5 kere hatim indirmemi istedi. 'Babam için 5
kere hatim indirmiyorum, ancak bir kere yapabilirim! ' dedim. 'Peki
öldükten sonra mezarıma 5 yıl boyunca gelip dua okur musun?' dedi.
'Ya Amerika'da, Arabistan'da ölürseniz, nasıl geleyim?' dedim, onu da kabul etmedim.
Ama 4 yıl boyunca Özal ailesinin aile imamlığını yaptım.'
***
'Bir zaman cami yeni yapıldığı zamanlarda 4 avize gerekiyordu.
Halde çalışan birine; 'Sen camiye avizeleri getir, ben senin reklamını
yapayım !'dedim. Cami doluyken cemaate; 'Namazın farzı kaç diye
sorsam aranızda bilen olur, bilmeyen olur. Haydi ondan da vazgeçtim,
abdestin farzını sorsam onu da bilen olur, bilmeyen olur..
Ama kaliteli, ucuz sebze ve meyvenin hal binası No:47 Şahin
Topaloğlu'nda satıldığını bilip oraya gidersiniz!' dedim. 15 gün
sonra avizeleri getirdi. 'Hocam, gelen giden benim dükkanı soruyor,
caminin başka ihtiyacı var mı?' diye sordu.'
***
'Bir ara dünya kupası maçı vardı. Birkaç rütbeli kişi teravih
namazını da, maçı da kaçırmak istemiyordu. 'Hocam ne yapacağız?' diye
sordular . 'Teravihe gelin, hızlı kıldırıp sizi maça yetiştiririm! '
dedim . Birkaç rekatı hızlı hızlı kıldırdım. Sonra biraz rolantiye almışım. Maça geciktiler.
'Hocam ne yaptın? İyi gidiyordun,s onra birden yavaşladın?' dediler. 'Yahu
radara yakalandık! Görmediniz mi, cemaatin arasında Malatya Müftüsü vardı?' dedim