üpheye Yer Bırakmayacak Bir Şekilde "Cahil" Olduğunuzun 15 İşareti
Onedio Özel > İlginç-
16 Eylül 2014, 12:31'de eklendi
diazepamOnedio Üyesi
24bPaylaşımFacebook'ta Paylaş[url=https://twitter.com/share?via=onediocom&url=https%3A%2F%2Foned.io%2Fh%2F369183&text=%C5%9E%C3%BCpheye Yer B%C4%B1rakmayacak Bir %C5%9Eekilde "Cahil" Oldu%C4%9Funuzun 15 %C4%B0%C5%9Fareti]Twitter'da Paylaş[/url]
Cehaletin erdem sayıldığı şu günlerde, hayata at gözlüğü ile bakan, dünyada tek bir doğru olduğunu düşünen, kendi görüşü haricinde hiçbir görüşe, fikre saygı duymayan insanların ortak özelliklerini derlemeye çalıştık.
1. Haberleri tek bir kaynaktan takip ediyorsun.
Senin dünya görüşün ile örtüşen, desteklediği siyasi düşünceyi yere göğe sığdıramayan, yanlışlarına yanlış demekten çekinen haber kaynaklarını takip ediyorsun. Çünkü diğer haber kaynakları senin sinirini bozuyor, senin doğrularının yanlış olabileceğini söylüyor. Oysa haşa kimin haddine ki senin inandıklarına yanlış demek? Senin doğru bildiklerinin yalan olduğunu ortaya koymak. Oysa bak, takip ettiğin gazeteler, TV kanalları, İnternet siteleri hep senin düşündüklerinin doğru olduğunu haykırıyor, ne gerek var şimdi durup dururken moral bozmaya?
2. Desteklediğin siyasi görüşün her şeyi doğru, diğerlerinin her şeyi yanlış.
Dinlemeye bile gerek yok. Sen bir şeye inandıysan onun her şeyi doğrudur. Yanlış yapsa bile mutlaka bir sebebi vardır, başka türlüsü mümkün değil. "Ülke olarak savaşa giriyoruz" deseler mutlaka geçerli bir sebepleri vardır, altını deşmeye, sorular sormaya gerek yok. Senin düşüncelerinin aksi yönde görüş bildirenler, muhalefet edenler ise kati suretle yanlış içindedirler. Doğru yolu bulmadıkça, herkes senin fikrine yaklaşmadıkça onları dinlemenin, ciddiye almanın hiç gereği yok. Sen doğrularınla son derece mutlusun, bunun bozmaya kimin ne hakkı var?
3. Siyasilerin "senin iyiliğini" her şeyin üzerinde tuttuğuna inanıyorsun.
Siyasetçilerin, hele hele senin oy verdiklerinin, desteklediklerinin senin kötülüğüne bir iş yapmaları mümkün mü? Sen gidip o kadar oy vermişsin, mutlaka senin için, senin yaşam standartlarının yükselmesi için çalışacaklar. Oldu ki olmadı, sen yine fakirsin, sen yine eğitim, sağlık, vb. hizmetleri yeteri kadar alamıyorsun, yine bazı bazı açsın, faturalarını aksatıyorsun, bankalara borcun almış yürümüş... Bunun suçlusu siyasiler olabilir mi? Onlar elinden geleni yapıyor da sen idare etmesini beceremiyorsun. E zaten olmuyorsa olmuyordur yani, adamlar çalışıyor ama onlar da insan, bir yere kadar yani. Yoksa akıllarında senin iyiliğinden öte bir şey yok.
4. İnandığın şeyleri sorgulamaktan köşe bucak kaçıyorsun, çünkü sen inanıyorsan doğrudur.
Kimin ne haddine senin inandığın şeyleri sorgulamak, bu kendin bile olsa. Atadan, dededen böyle görmüşsünüz siz. Bir tane doğru vardır ve o da sizin inandığınızdır, şimdi bunu sorgulayarak boşa vakit kaybetmenin ne gereği var? Sorgula sorgula yine bulacağın bu doğru değil mi? Adı üstünde tek doğru işte. Sen sabırla köşende otur, diğer tüm insanların senin doğrunu bulmasını bekle. Ne şanslısın ki hemencecik bulmuşsun doğruyu. Bak başkaların nerelerini yırtıyor senin dedelerin sayesinde çabucak ulaştığın doğruya ulaşabilmek için. Vallahi bravo, ilk atışta 12'den vurmak değil de nedir bu?
5. En son okuduğun kitap sorulduğunda uzun süre düşünmek zorunda kalıyorsun.
Aslında birkaç tane var da... Sen hangisini en son okudun onu düşünüyorsun... Ya da kitap okumaya gerek görmüyorsun. Kitaplar senin bilmediğin neyi sunabilir ki sana? Sen TV'den, filmlerden her şeyi öğreniyorsun zaten. Mesela "Açlık Oyunları" filmini izledin, tuğla gibi kitapları okuyacağına hem 2 saat eğlendin, keyifli vakit geçirdin hem günlerce sürecek bir okuma maratonundan kurtuldun. İnsanlar bunu nasıl akıl edemiyor şaşıyorsun. Mesela "Game of Thrones" diye bir dizi var, harika şimdi diyorlar ki bunun kitapları varmış... Peh 40 dakikada hap gibi yutacakken kim günler harcayıp kitaplarını okur ki? Ne gerek var yani?
6. Senin inandığın şeylere dokunan her olayın altında mutlak komplolar, oyunlar, hileler var.
Başka türlüsü mümkün mü? Yani senin düşüncelerin yalan yanlış, güvendiğin insanlar yalancı, hırsız, vurguncu olabilir mi? Tüm inandıkların aslında koca bir yalan olabilir mi? Seni yıllar boyunca gözünün içine baka baka kandırmış, çalıp çırpmış, zimmetine para geçirmiş, 3 liram var derken aslında 333 lirası olmuş olabilir mi? Sen kandırılacak biri misin? Sen saf mısın bu kadar? Sen salak mısın ki yıllardır aynı yalanları yiyorsun? Haşa, olsa olsa bütün bunlar bir oyun, bir hile, bir desisedir. Komplolar kuruluyordur, büyüyen, güçlenen Türkiye'nin önüne set çekmek isteyen dış güçlerin, dış mihrakların , hainlerin oyunlarıdır bunlar. Montajdır, kurgudur, yalan, dolandır. Yoksa seni kandırmak, arkandan iş çevirmek kimin haddine. Hadi diyelim ki doğru! "Kim yapmadı ki kardeşim?" değil mi ama?
7. Aynı görüşte olmadığın insanlarla hakaret etmeden, bağırmadan adam akıllı sohbet etmeyi bir türlü beceremiyorsun.
Çünkü bir türlü senin haklı olduğunu, doğruları söylediğini kabul etmiyorlar. 2 saat anlatıyorsun adam hala senin görüşünden, senin düşüncenden farklı görüşlerin de olabileceğini anlatıyor sana. Yani bir türlü doğru yola çekemiyorsun, gelmiyor. E şimdi sen böyle birine bağırmayacaksın, hakaret etmeyeceksin de ne yapacaksın? Senin görüşlerine yanlış diyen bir kişiye gülücük mü dağıtacaksın. Bir söylenir, iki söylenir ama hala kendi sapkın (!) düşüncelerinde direniyorsa kusura bakma da bağırırsın da, küfür edersin de yeri gelir palayı çekersin de. Herkes akıllı olacak icabında!
8. Dini inançları, cinsel kimlikleri, vb. sebebiyle insanları kolayca aşağılayabiliyorsun.
Yanlış yola sapan, hatalı bir hayat yaşayan, tüm uyarılara rağmen doğru (!) yolu bulamayan birisi kimse kusura bakmasın da sıkı bir hakareti kabul ediyor. Mis gibi son din İslama inanarak, dibine kadar heteroseksüel bir yaşam sürmek varken, abuk sabuk inançlara, cinsel yönelimlere sahip olmak da neyin nesi? İcabında Türkiye bir müslüman ülkesi değil mi? Böyle azınlık olmak, eşcinsellik falan çok ters şeyler. Hakaret edip, aşağılayınca da suçlu siz olmuyor musunuz vallahi deli ederler insanı.
9. Siyasi tercihini belirlerken baz aldığın kriterler arasında özgürlükler, eşitlik, insan hakları, adaletli gelir dağılımı, eğitim, sağlık hizmetleri, vb. konular yok. Takım tutar gibi oy veriyorsun.
Önemli olan parti programları, icraatları değil, senin partinin ne yapacağı ki senin partin ne yaparsa güzel yapar. Mutlaka bir bildiği vardır, onun yanlış işi olmaz. O yüzden sen partine oy verir, yapacağı icraatları beklersin. Yapamıyorsa da mutlaka bir bildiği, düşündüğü vardır. Sanki başkası olsa daha mı iyi yapacaktı? Senin partin mutlaka senin iyiliğini düşünür zaten, sen koca koca adamlardan, yıllarını politikaya vermiş kimselerden daha mı iyi bileceksin neye ihtiyacın olduğunu, ülkenin neye ihtiyacı olduğunu? Gecesini gündüzüne katıp çalışan, torba torba yasalar yapan insanlar elbette ki en güzelini en doğrusunu bileceklerdir. Onun için sen oyunu ver geç, illaki bir belediye yardımı falan düşer hesabına. Buna da şükür.
10. Toplumun sana dayattığı ne varsa sorgusuz sualsiz boyun eğiyorsun.
İnsan toplumsal bir varlık, toplum içinde yaşıyoruz hepimiz ve elbette onun kurallarına uyacağız uymayanları uyaracağız. Mahalle baskısı da neymiş? Onun adı "toplumsal dinamiklerdir" ve itinayla boyun eğilmesi gerekir. Mahallende kimse içki içmiyorsa sen de içmemelisin ki huzur bozulmasın. Toplum dediğin onlarca kişi, oysa sen tek bir kişisin ne yani, o kadar insan sana mı uysun? Tabii ki toplumun dediği olmalı, ülke böyle geleceğe yürümelidir. Bu kuralları sorgulamak, bunların dışına çıkmak kimin, ne haddine?
11. Düşündüklerini tek başına dile getirmeye cesaretin yok, çünkü sen ancak başkalarıyla paylaştığın düşüncelerin kadarsın.
Yukarıda anlattıklarımız çerçevesinde ele alınması gereken bir konu. Tabii ki senin çıkarın toplumun çıkarının gerisinde olacak. Öyle her düşündüğünü, her istediğini, özgürlük kisvesi altında dile getiremezsin. İnsan hakları her insan için ayrı ayrı mı ele alınacak canım? Sende hakkını toplumun sana verdiği kadar kullanacaksın, neticede "milli irade" diye bir kavram var, bunun dışına çıkamazsın ki? Toplumun yarısından bir fazlası ne diyorsa geri kalanlar ona uymak, ona uygun davranmak zorunda. Özgürlük falan diyerek çıkıntılık yapmanın alemi yok. Düşüncelerini toplumun düşüncelerine entegre edeceksin ve toplumla bir bütün olacaksın. Olamayan gitsin arkadaşım!
12. Senin dünya görüşüne uymayan alternatif fikirler için kafa yormaya gerek yok, doğrular barındırsa bile senin karşında duran her şey tamamen reddedilmelidir.
Tamam, farklı görüşlerin, düşüncelerin de doğruları olabilir ama dayandıkları temel yanlış olduğu için bunlar komple reddedilmelidir. Eksik temel üzerine doğru bina çıkılabilir mi? En azından senin görüşünün temeli sağlam, katlarda sorun olursa yıkar yenisini yaparsın ama karşıt görüşün temeli noksan, yakında illaki göçüp gidecektir. O sebeple alternatif fikirler için kafa yorup da zaman harcamaya hiç gerek yok. Varsın doğruları onların olsun.
13. Cinsiyetçi, homofobik, faşist, vs. olmamak gibi kaygıların yok. Saygı sadece sana, senin inanç ve düşüncelerine gösterilmesi gereken bir olgu.
Farklılıkları oldun olası sevmiyorsun sen zaten. İnsan dediğin senin gibi olmalı. Sen resmen bir prototipsin, gerek heteroseksüelliğin, gerek inançların, gerek düşünce yapın ve gerekse de vatanseverliğin ile bir insanın nasıl olması gerektiğinin ipuçlarını barındırıyorsun. Şimdi hal böyleyken senden farklı olan, acayip acayip insanların hassasiyetlerine neden saygı göstereceksin ki? Doğru yolu bulsunlar, güzel insan olsunlar başınla beraber ama öyle olana kadar kusura bakmayın ama kimse sizden saygı falan beklemesin. Ama tabii ki sizin düşüncelerinize saygılı olmalılar çünkü bunlar genel doğrular. İnsanların biraz gerçeklere saygısı olması lazım yani.
14. Senin bir defa inandığın birinin asla yalan söyleme, yanlış yapma imkanı yok.
O kadar inanmışsınız, sizin gibi biri birisine gönül vermiş, ona bağlanmış, dediklerine inanmış, hiç yalan konuşur mu? Yalan olsa anlardınız siz, çünkü sizde kandırılacak, hem de yıllarca kandırılacak göz var mı? Mümkün değil yok! onun içindir ki tıpkı 6. maddede dediğimiz gibi bunların altında dış güçlerin oyunu, komplosu var.
15. Senin görüşlerin çok az yanlış ihtimali olan büyük doğrular, diğerlerinin görüşleri çok az doğru ihtimali barındıran kocaman yanlışlar.
Netice olarak vardığımız nokta bu. Senin görüşlerin küçük bir ihtimal de olsa yanlışlık barındırabilir, ama karşı taraftakiler belki birkaç doğrusu olan yalanlardır. Ne zaman ki onlar da doğru yolu bulur o zaman saygıyı, aşağılanmamayı, isteklerini elde etmeyi başarırlar. Oh mis ya cehalet gibisi var mı?
Ve sen yazılan, çizilen olumsuz her şeyi üzerine alınacak kadar kendine güvensizsin.
Bütün maddelerde seni anlatık ki biz!