@bdulKadir Adminstratör
Mesaj Sayısı : 6736 Rep Gücü : 10015190 Rep Puanı : 97 Kayıt tarihi : 17/03/09 Yaş : 61 Nerden : İzmir
| Konu: Bu şehir insanı hasta ediyor... Paz Ekim 18, 2009 6:39 am | |
| Bu şehir insanı hasta ediyor...
Sürekli şikayet ediyoruz hayattan ve şartlardan. Ama ben bu hayata ve bu şartlara bile layık değiliz diye düşünüyorum. Sokaklarımız pislik içinde, hayatlarımızdan mikrop akıyor. Sürekli şikayet ediyoruz, ama elimizi kaldırmaya niyetimiz yok. Sürekli birileri gelse de bizi kurtarsa diye bekliyoruz. Nefret akıyor bu şehrin sokaklarında... Köşebaşı dilenci kaynıyor, caddeler dolusu dilenci adayıyla... İstanbul, hiç bundan daha sefil olmuş muydu ki? İstanbul hiç bu kadar acı duymuş muydu ki? Medeniyetin beşiği kültürün eşiği İstanbul... Sokaklarında alimler yürürken, şimdi zalimlere yuva olmuş İstanbul. Gece ışıklarına kanan seni bir şey zanneder. Seni uzaktan sevmek aşkların en güzeliymiş meğer. İnsanın insana saygısı kalmayan şehir. Sözünde durmayanların, hayata söyleyecek bir şeyi olmayanların şehri. Espri yapsam gülmeyen, ağladığıma üzülmeyen beton yığını. Ve bu beton yığınları arasında bir sürü kertenkele, her biri postu bir gökdelenin çatısına sermiş. Oynak adamların, kıvrak kadınların şehri. Sen hep böyle miydin sahi? Acımasızlığın vardı da vicdansızlığını ben mi fark etmedim... Bu şehir beni yutuyor. Sokaklarda çırpındıkça her gün biraz daha batan insan öbekleri. Ve çırpınanların kanlarını emmeye hazır bataklık sülükleri. Kimsenin kimseyi ve kendini bile umursamadığı şehir. Yüz kontöre kendini satanların, ekmeği kesmeden çöpe atanların şehri. Beni bıktırdın ya, senden bıkmayan yoktur. Havasına, parasına, kızına; güven olmayan şehirdin ya.... Şimdi beton bloklarından bile hainlik akıyor... Ankara;dan dönüşün güzeldi ya... Şimdi insanın dönmemek için kendini Konya Ovasına gömesi geliyor. 72 milletin vardı ya. Tek devletinin olmaması beni deli ediyor. Kuşku doluyor bu şehrin sokakları her sabah güneş doğarken. Herkes birbirini kolluyor. İhanetin adı politika, dolandırıcılığın adı işbilirlik olmuş. Ben sana yetişemiyorum İstanbul. Ben seni kaldıramıyorum. Sokaklarında yuttuğun nice ben gibi, şimdi sana veda etmek için bile elimi kaldıramıyorum. Yazamıyorum, boğuluyorum. Göremiyorum, toz oluyorum. Beni de öğüttün ya, beni de öğüttün. Hakkım çok sende ama, helal etmiyorum.
Abdullah ÖZDOĞAN
Not:Bende az bir şey karalayayım
insanlar bundan dolayı hafta sonu gelsede şöyle şehir dışına çıksak diyor o çok masum,hep veren,ama bizim bozduğumuz tabiatın bağrına
soğuk soğuk beton duvarlar..kasvetli ortamlar..trafik..egzoz gazları metropollerde hayat buz gibi insanlar tabiata aşık..yeşilliğe herkesin hayali 4 tarafı yeşilliklerle ,çiçeklerle çevrili bahçeli bir ev dostlarımızın, sevdiklerimizin,en candan arkadaşlarımızın sıcaklığı bile ısıtamıyor şehrin kasvetli ortamını çoğu kere vefa bir semt adı olarak kalmış,ahlak sukut etmiş,sunililkler çepevre kuşatmış etrafımızı şehrin kasvetinden çok bunlar koyuyor bana her şey kapital endeksli olmuş sanki şehirmi kasvetli..onu dolduran ego ve materyel bakışlı insanlarmı nefes almak istiyorum...istiyoruz ümitsizliği hiç sevmesem de,doğduğum köyümü özlüyorum bende biz büyüdük ve dünyamı kirlendi yoksa bizmi kirlettik..oda ayrı
| |
|