KUTLU FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
KUTLU FORUM

Bilgi ve Paylaşım Platformuna Hoş Geldiniz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 İzmir Kale ve Şehir Surları

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
@bdulKadir
Adminstratör
@bdulKadir


Mesaj Sayısı : 6736
Rep Gücü : 10015190
Rep Puanı : 97
Kayıt tarihi : 17/03/09
Yaş : 61
Nerden : İzmir

İzmir Kale ve Şehir Surları  Empty
MesajKonu: İzmir Kale ve Şehir Surları    İzmir Kale ve Şehir Surları  Icon_minitimeÇarş. Tem. 13, 2011 12:45 pm

İzmir Kale ve Şehir Surları


Kadifekale (Merkez)

İzmir Kale ve Şehir Surları  00050204İzmir
Körfezi’ne hâkim, şehrin güneyinde bulunan 186 m. yüksekliğindeki Pagos
Dağı eteklerinde bir tepe üzerinde bulunan kale ilk defa MÖ.334 yılında
Anadolu’yu Pers egemenliğinden kurtaran Makedonya Kralı Büyük
İskender’in (MÖ. 356–323) isteği ile yapılmıştır.

İskender’in komutanlarından Lysimachos’un İmparator’un emri ile yaptığı
bu kalenin bulunduğu yerde daha önce bir Leleg yerleşmesi olduğu Antik
kaynaklarda belirtilmektedir. Bununla beraber burada yapılan kazılarda
bu iddiayı kanıtlayacak herhangi bir buluntuya rastlanmamıştır.

Tarih boyunca İzmir çeşitli saldırılara uğramış bu yüzden de şehrin
surlarla kuşatılmasına gereksinim duyulmuştur. Bu nedenle de
Kadifekale’de izleri ile karşılaşılan, Akropolden bugünkü Basmane
semtindeki Sart yoluna ve Eşrefpaşa’daki Efes yolundan denize kadar
uzanan iki sur yapılmıştır.

Kale Roma döneminden sonra Ortaçağda Timur orduları tarafından 1402’de
tahrip edilmiş, bunu İzmir’deki 1668 yılında olan deprem izlemiştir.
Kaleden günümüze pek az kalıntı gelebilmiştir. Günümüze gelebilen
kalıntılar daha çok Ortaçağ’a aittir. Ortaçağ kale duvarlarının altında
yapılan araştırmalarda ise Helenistik döneme (MÖ. 330-MS. 20) ait duvar
kalıntıları ile karşılaşılmıştır.

İzmir Kale ve Şehir Surları  00050209XIX.
yüzyılda İzmir’e gelen gezginlerin sözünü ettiği bu kalenin büyük bir
bölümü ortadan kalmıştır. Günümüze gelen kalıntılardan kalenin moloz
taş, kesme taş ve tuğladan yapıldığı anlaşılmaktadır.

Kadifekale’den günümüze yalnızca kalenin batısındaki beş kulesi ile
güneyindeki duvarlarından bir bölümü ayakta durmaktadır. Bunlara
dayanılarak kalenin uzunluğunun 6 km. olduğu ve sur duvarlarını
destekleyen kulelerin 20–35 m. yüksekliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
Kalenin bunun dışında kalan doğu ve kuzey kısımları tamamen yıkılmıştır.
Kale içerisinde ise bir dehliz ve bir de su sarnıcı kalıntısı
görülmektedir.

Sarnıç moloz taş ve tuğladan yapılmıştır. Üzeri toprak dolgu olan
sarnıcın içerisi birbirleri ile tuğladan yuvarlak kemerli payelerle
bölümlere ayrılmıştır. XX. yüzyılın ikinci yarısında yapılan kazılar
sonucunda sarnıcın bütünü iyi bir durumda ortaya çıkarılmıştır.

Kadifekale surlarının bir bölümü Çelebi Mehmet tarafından
yıktırılmıştır. Yalnızca doğu yönündeki surlardan rektangonal (çok iri
taşlar) parçalardan bir iki adedi Basmane Garı’ndan Tilkilik’e uzanan ve
Altınpark’a giden yolun başında görülmektedir.


Pergamon Surları (Bergama)

İzmir Kale ve Şehir Surları  00050461İzmir
ili Bergama ilçesinde akropolü kuşatan surlar MÖ. V.-IV. yüzyılda
yapılmıştır. Antik Pergamon şehri kurulurken yerleşimin topografyası göz
önüne alınmış, engebeli yerleşim alanları teraslarla düzleştirilmiştir.
Akropol 275 m. yüksekliğinde bir tepe üzerinde kurulmuş olup Pergamon
Kralları Attaloslar kenti iki ayrı sur ile çevirmişlerdir.

Surların yapımında buradaki dağdan çıkarılan ve işlenmesi çok kolay olan
gri-mavi renklerde Andezit taşı kullanılmıştır. Bu taşların yüzleri de
düzgün biçimde yontulmuştur. Surlar dikdörtgen taş bloklarından oluşmuş
ve harç olmadan kendi ağırlıkları ile birbirlerinin üzerine demir
zıvanaların tardımı ile oturtulmuştur. Attaloslar devrinde yapılan bu
surlar II. Eumenes döneminde kentin güneye doğru yayılması ile
genişletilmiştir. MS. II. yüzyılda, Roma döneminde Helenistik dönem
surları moloz ve kaba taş ile tuğladan oluşan yeni sur duvarları ile
tamamlanmıştır. Bizans döneminde bunlara yeni eklemeler yapılmış olup,
bugün akropolün kuzeyinde Bizans’ın tuğla ve taş örgü tekniği ile
yapılan surlarının bir bölümü açıkça görülmektedir.

Bergama surlarının bulunduğu akropol aynı zamanda bir kale
görünümündedir. İçerisindeki mabet ve diğer yapıların yanı sıra kentin
korunmasına yönelik silah depoları akropolün kuzeyinde yer almıştır.
Kalenin güney yönüne ovadan çıkılması olanaksız olduğundan buraya ince
uzun, yan yana bitişik odalar halinde depolar yapılmıştır. Bu depoların
üst kısımları ahşap, alt kısımları da taştandı. Burada yapılan kazılarda
Andezit taşından yapılmış değişik büyüklükte mancınık gülleleri
bulunmuştur.


Çeşme Kalesi (Çeşme)

İzmir Kale ve Şehir Surları  00050462İzmir
ili Çeşme ilçesinde deniz kıyısında bulunan kaleyi Sultan II. Beyazıt
zamanında, 1508 yılında, Aydın Valisi Mir Haydar tarafından Mimar Ahmet
oğlu Mehmet’e yaptırmıştır. Bazı kaynaklarda kalenin XIV. yüzyılda
Cenevizliler tarafından ilk defa yaptırıldığı yazılı ise de bunu
belirten herhangi bir kaynağa rastlanmamıştır. XVII. yüzyılda Çeşme
deniz savaşı burada olmuş, kale tahrip edilmiş ve XVIII. yüzyılda
restore edilmiştir.

İlk yapılan kale deniz kıyısında idi. Sonraki yıllarda denizin
doldurulması ile kale denizden kısmen uzaklaşmıştır. Kale kesme taştan
yapılmış olup, ikisi sırtlarda bulunan dört burçlu bir kaledir. Kalenin
h.914 (1508) tarihli kitabesi günümüze gelebilmiştir.

Kitabe:

“Hisar-ı Aynı cedid kıldı bünyad
Müverrih dedi tarihin hoş âbâd”.

Bu kitabedeki hoş âbâd sözcüğünün harfleri ebced hesabına göre h.914’ü
göstermektedir. Ayrıca kitabenin altında da rakamla h.914 (1508) tarihi
yazılıdır.

Evliya Çelebi bu kale ile ilgili Seyahatnamesi’nde bilgiler vermektedir:

İzmir Kale ve Şehir Surları  00050464“Çeşme
kalesi denizin dudağında bir alçak kaya üzerine yapılmıştır. Batı
tarafı deniz, doğu tarafı bayırlı bir sahra ve dağlardır. Dağların
üstleri tamamen bağdır. Kalenin içindeki bütün evler, batı tarafında,
Sakız Adası’na ve denize bakan yerlere yapılmıştır. Elli kadar olan bu
evlerin damları toprak örtülüdür. Kalenin dizdarı ve 185 kale muhafızı
erler bu evlerde otururlardı. Dört köşeli kalesi safi taştan yapılmış
çok güzel hoş âbâdır. Kale doğudan batıya doğru uzunca yapılmıştır.
Uzunluğu yokuş aşağı hendek kenarınca 200, eni 150 adımdır.

Kalenin çepeçevre yüzölçümü 700 adımdır. Üç tarafı derin ve büyük
hendektir. Lâkin batı tarafını teşkil eden kayaları deniz dövdüğü için
burada hendek yoktur. Kalenin kıbleye bakan çok sağlam demir kapısı
varoşa açılır. Kapı önünde hendeğin üstünde zemberekli bir asma köprüsü
vardır. Bu kapıdan sonra içeride bir kat demir kapı daha vardır. İç
Kaleye iki kapıdan girilmiş olur. İkinci kapı kuzeye açılır. Bu kapının
üzerinde Sultan Beyazıt Veli’nin fevkâni camii vardır. Venedik gemileri
buraya gelmiş, kaleyi boş bulmuş ve işgal etmişlerdi. Kalenin demir
kapılarını camiinin altın âlemlerini almışlar ve kaleyi yer yer yıkarak
savuşup gitmişlerdi. Sonra padişahın fermanı ile Ak Mehmet Paşa Sakız
Adası muhafızı iken bu çeşme kalesini tamir etmiş bir ak inci haline
getirmiştir. Bu sırada camiyi esaslı bir şekilde tamir ettirmiş, altın
âlemlerle süslemiştir. Kale kapılarını da 50’şer kantar ağırlığında
yeniden demirden yaptırmıştır. Hendekleri 20’şer arşın derinleştirmek
sureti ile temizlettirmiştir. Kalenin deniz tarafına bakan yerine iki
büyük tabya yaparak her birine balyemez topu yerleştirmiştir.
Mahzenlerini de binlerce kantar siyah barutla doldurmuştur.

Kalenin kaçan muhafızlarının gelirlerini keserek yeniden muhafızlığa
tayin etmiştir. Kale böylece çok sağlam olmuş, yeniden can bulmuştur.
Fakat cami henüz kiremit örtülüdür. Ama kale inci gibidir. Bembeyaz kuğu
gibi tepeye kurulmuştur. Bir defa kaleye saldırmak isteyen küffarın
kapudane gemisi kaleden atılan bir topla suyun dibine batmıştır. Bundan
sonra küffar gemileri bir daha çeşmeden sulanmaya tövbe etti. Mağlup ve
perişan dönüp gitti. Sonra sömbeki dalgıçları batan düşman gemisinden
birçok para, cephane, iki yatırtma tunç top ve daha başka toplar
çıkardırlar. Bütün toplarla çeşme kalesini zenginleştirdiler. Allah
evvelce düşmanın kaleden aldıklarının on mislini ihsan etmiş oldu.

İzmir Kale ve Şehir Surları  00050472Çeşme
Kalesinin çok güzel limanı vardır. Bütün büyük Barca ve Karavala
kalyonlar burada yatarlar. Zira bu liman gayet iyi demir tutar. Çok
güzel yatak limandır. Fakat batı ve karayel ve yıldız rüzgârlarından
sakınmak gerektir. Böyle havalarda demir atarken dikkat etmek lazımdır.
Zira limanın ağzı bu üç rüzgâra karşı açıktır. Bu rüzgârlar burasını çok
şiddetli tutar ama hamis rüzgârından çok emindir. Bir mürsel paresi
(gemi) ip ile bir kalyon yatsa korkulmaz.”

Sonraki yıllarda kaleye bir takım ekler yapılmış, antik yerleşim
alanlarından taşlarla takviye edilmiştir. Çeşme Kalesi günümüzde Kültür
ve Turizm Bakanlığı yönetiminde 1965 yılında müze konumuna
getirilmiştir. Müzede teşhir edilen eserlerin büyük çoğunluğu İstanbul
Topkapı Sarayı Müzesi’nden getirilen ateşli ve kesici silahlardan
oluşmaktadır. Başlangıçta Kale Müze olan bu yapı çevredeki 1964 yılından
beri kazısı devam eden Erythrai (Ildırı) antik kentinden getirilen
buluntu ve kalıntılarla arkeoloji müzesine dönüşmüştür.

Günümüzde Türkiye’nin Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nden sonra ikinci
sualtı müzesidir. Ayrıca her yıl düzenlenen Uluslararası Çeşme Müzik
Yarışması Çeşme Kalesi’nde yapılmaktadır.


Beş Kapılar Kalesi (Foça)

İzmir Kale ve Şehir Surları  00050564İzmir
ili Foça ilçesinde bulunan bu kalenin Doğu Roma İmparatoru Michael
Paleologos tarafından 1275 yılında Cenevizli Manuel Zacharna’ya
verildiği kaynaklardan öğrenilmektedir. Cenevizliler de kaleyi
onarmıştır.

Kalenin yapım tarihi kesinlik kazanamamakla beraber XI. Yüzyılda
yapıldığı sanılmaktadır. Kesme taştan yapılan kale dikdörtgen planlı
olup, köşelerindeki dikdörtgen kulelerle desteklenmiştir. Kale
içerisinde Bizans döneminde yapılmış yapı kalıntıları bulunmaktadır.





Dış Kale (Foça)

İzmir Kale ve Şehir Surları  00050928İzmir
ili Foça ilçesinde bulunan bu kalenin ne zaman ve kimin tarafından
yaptırıldığı konusunda yeterli bilgi bulunmamakla birlikte 1698 yılında,
Osmanlı döneminde yaptırıldığı bilinmektedir.

Deniz kenarında bulunan kale kesme ve moloz taştan yapılmıştır. Denizi
kontrol amaçlı olarak yapılan bu kalenin içerisinde Osmanlı dönemine ait
hamam kalıntıları bulunmaktadır. Kale günümüzde çok harap durumda olup,
duvar kalıntılarından bir kısmı ayakta kalabilmiştir.






Temnos (Görece) Kalesi (Menemen)


İzmir ili Menemen ilçesinde Hasanlar ve Görece köyleri arasında bulunan
bu kalenin yapım tarihini belirten herhangi bir belgeye ve kitabeye
rastlanmamıştır. Roma döneminde MS. II. Yüzyılda deprem sonucu büyük
hasar görmüş olup, kaleden günümüze sadece bazı temel kalıntıları
gelebilmiştir. Kalenin bulunduğu yerde arkeolojik araştırma
yapılmamıştır.


Yeni (Sancakburnu Kalesi) Kale (Menemen)

İzmir ili Menemen ilçesinde bulunan Sancak Kale’yi Sadrazam Köprülü
Mehmet Paşa yaptırmıştır. Sadrazam, Dergâh-ı Ali Kapıcıbaşısı Gevezezâde
Ağa’yı denetiminde buradaki grubunun yapımında görevlendirmiştir.
Günümüzde alüvyonlarla dolmuş olan bu bölgedeki kale körfezin iç kısmına
girecek gemileri korumak amacı ile yapılmıştır.

Kalenin yapımında antik çağda yapılmış olan tiyatronun kesme taş
blokları kullanılmıştır. Kale kare planlı olup, içerisinde kaynaklardan
öğrenildiğine göre kale dizdarı ile 200 asker görevlendirilmiştir. Bu
kaleye Sancakburnu Kalesi denilmesinin nedenini Evliya Çelebi şöyle
anlatmaktadır:

Yabancı gemiler İzmir Körfezi’nin iç bölümüne girerken Osmanlı
Hükümeti’ne gösterilen saygının nişanesi olarak direklerine beyaz bayrak
çekiyorlarmış. O dönemde Osmanlı’nın tümünü kaplayan bir bayrak
olmadığından direğine o devletin bayrağını çekmesi yerine bu beyaz
bayrağı çekiyorlarmış.

Kale 1688 yılı depreminde yıkılmıştır. Bundan sonra birkaç kez
onarılmış, 1828 yılında İzmir Ayanı Mansurizâde Emin Efendi kaleyi
yeniden onarmış, tabyalar yaptırmıştır. Bu kalenin yapımı İzmir’in
gelişmesini de etkilemiştir. Kale ile İzmir’in liman işlevi güvence
altına alınmıştır. Sonraki yıllarda çevresine han, dükkân ve çarşılar
yapılmıştır.

Sancakburnu Kalesi 1914–1918 yıllarında İngiliz donanması tarafından iki
kez top ateşine tutulmuştur. Burada ölen subay ve erler Narlıdere
Şehitliğinde gömülüdür.

Kaleden günümüze pek az kalıntı gelebilmiştir.



Ayasuluk Kalesi (Selçuk)

İzmir Kale ve Şehir Surları  00050470İzmir
ili Selçuk ilçesinde St. Jean Bazilikası ve İsa Bey Camisi’nin
bulunduğu Ayasuluk Tepesi’nde bulunan kale VII.-VIII. yüzyıllarda Arap
akınlarının yörede etkili olması üzerine Bizanslılar zamanında yapılmış
ve şehir koruma altına alınmıştır. Bu nedenle de St.Jean Kilisesi’nin
bulunduğu alanın çevresi 20 kule ve onları birbirine bağlayan surlarla
çevrilmiştir. Selçuklular ve Osmanlılar da bu kaleyi onarmış ve daha
güçlendirerek kullanmışlardır.

Kesme taş ve moloz taştan yapılan kale ve surların Ephesos antik kentine
yönelik bir de görkemli bir kapısı bulunmaktadır. Bu kapıdan içerisine
girilen kilisenin duvarlarında ise Troia kahramanlarından Achileus’un
yaşamı ile ilgili bir friz bulunuyordu ki bu friz günümüzde Abbey
Galeri’sinde bulunmaktadır. Kapıdan sonraki Atrium 34.70x47.00 m.
ölçüsünde olup, arazi konumu buradaki duvarların yükseltilmesi ile
giderilmiştir.

Kalenin anıtsal giriş kapısı dışında biri güneyde, diğeri de batıda
olmak üzere iki giriş kapısı daha bulunuyordu. Kalenin ana giriş kapısı
yöredeki Roma yapılarından alınmış taşlarla yapılmıştır. Surlar on beş
burçla sağlamlaştırılmış olup, günümüzde büyük bir bölümü restore
edilmiştir.


Ephesos (Efes) Surları (Selçuk)

İzmir ili Selçuk ilçesinde bulunan antik Ephesos kenti surlarını Strabon
MÖ.300 yıllarında Lysimakhos tarafından yaptırıldığını belirtmiştir.
Helenistik dönem surlarının en iyi biçimde günümüze gelebilen bu
surlardaki işçilik ve koruma yöntemleri oldukça ileri düzeydedir. Arazi
konumuna uyum sağlayarak batıdan denize doğru alçaldıktan sonra küçük
bir tepenin üzerinde bulunan kuleye ulaşılmaktadır. Kaynaklarda St.
Paulos Hapishanesi olarak isimlendirilen bu kule diğerlerinden farklı
olarak stratejik yönden özellik taşımaktadır. Burada bulunan bir
kitabeden de kulenin bulunduğu bu yerin Astyages Tepesi olarak
isimlendirildiği de öğrenilmektedir.

Buradaki surların kapıları arasında en tanınmış olanı da Koresos Kapısı
ile Meryem Ana yolu üzerindeki Magnesia Kapılarıdır. Bunlardan Magnesia
Kapısı MÖ. 300’de yapılmış, daha sonra İmparator Vespasianus döneminde
(MS. 59–79) üç ayrı kemerli bir giriş şeklinde anıtsal bir görünümde
yapılmıştır. Bu kapıdan çıkan yol bir yandan Ephesos’un 30 km.
güneydoğusundaki Magnesia antik kentine ulaşırken diğer yandan da
Panayır Dağı’nı çepeçevre dolaşmaktadır.

Surlar Helenistik dönem özelliklerini yansıtacak biçimde kendi
ağırlıkları üzerine oturan ve demir zıvanalarla birbirlerine bağlanan
büyük taş bloklardan meydana gelmiştir. Helenistik dönemde yapılmış olan
kapının iki yanında dikdörtgen planlı iki yüksek kule bunların
arkasında da bir avlu bulunuyordu. Bu avludan sonra da ikinci bir kapı
ile Ephesos kentine giriliyordu. Buradaki meydan gri renkli büyük taş
bloklarından meydana gelmiştir. Kapının önündeki meydanda kentin önemli
kişilerine ait olduğu sanılan mermer lahitler bulunmuştur.


Keçi Kalesi (Selçuk)

İzmir Kale ve Şehir Surları  00050471İzmir
ili Selçuk ilçesine 9 km. uzaklıktaki Alaman Dağı’nda 300 m.
yükseklikte bulunan bu kaleye çıkışın çok güç olmasından ötürü Keçi
Kalesi ismi verilmiştir. Kızılhisar diye de anılan bu kale Menderes
Ovası’na hâkim bir noktada Sardes yolunu kontrol altında tutan bir
gözetleme ve kontrol kalesi niteliğindedir. Tarihi kaynaklarda bu
kalenin Helenistik dönemde, daha sonraki Roma ve Bizans dönemlerindeki
ismine rastlanmamıştır.

Kale Helenistik dönemde (MÖ.300-MS.20) yapılmış, daha sonra Roma, Bizans ve Selçuklular tarafından da kullanılmıştır.

Kesme taştan dikdörtgen planlı olarak yapılan kalede yer yer moloz taş
ve tuğla da kullanılmıştır. Duvar örgüsünde Bizans döneminde kireç harcı
kullanılmıştır. Kale iç ve dış kale olmak üzere iki bölümden meydana
gelmiştir. Giriş kapısının iki yanına dikdörtgen planlı kuleler
yerleştirilmiştir. İç kalenin kuzeyinde depolar bulunmaktadır.


Metropolis Kalesi (Torbalı)

İzmir Kale ve Şehir Surları  00050565İzmir
ili Torbalı ilçesi, Yeniköy ve Özbey köyleri arasında ovaya hâkim bir
tepede bulunan Metropolis antik kentinde ilk yerleşim Helenistik dönemde
başlamıştır. Roma ve Bizans döneminde daha da gelişen şehirdeki antik
yapılar tiyatro ve kalesi günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir.
Buradaki kale Helenistik çağda yapılmış, Bizans döneminde Arap
akınlarına karşı önlem olarak daha güçlendirilmiş ve genişletilmiştir.
Kalede İzmir 9 Eylül Üniversitesi tarafından kazı çalışmaları
yapılmıştır.

Kale kesme taş ve moloz taştan yapılmış olup, yerleşim alanının büyük
bir kısmını çevreleyen surlarla desteklenmiştir. Duvar örgülerinde antik
yapılara ait mimari parçalar ve heykeller kullanılmıştır. Kale
dikdörtgen planlı olup burçlarla desteklenmiştir. Büyük kulenin
kuzeydoğu köşesinde büyük taş blokları ile savunma tesisleri
kurulmuştur. Buradan da anlaşılacağı gibi Bizans döneminde yapılan
ilavelerle Bizans kalesi Helenistik surlarla birleştirilmiş ve kuzeye
doğru yöneltilmiştir.

Kale içerisinde çeşitli yapılara ait tonozlu galeriler bulunmaktadır.
Kale çevresinde çok sayıda seramik, küpe, sikke, bronz eser, cam, toprak
ve seramik eşya bulunmuştur. Kente adını veren Ana Tanrıça'ya ait kült
mağarası üzerine yapılan araştırmalar ve Metropolis'teki kazı
çalışmaları Prof.Dr. Recep Meriç başkanlığında halen devam etmektedir.

http://www.gruptr.com/forum/showthread.php?t=7110
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://kutluforum.yetkinforum.com
 
İzmir Kale ve Şehir Surları
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» izmir gerçekleri-İzmir, Türkiye'nin en kültürsüz şehridir!Haşmet Babaoğlu
» İZMİR ÇEVRESİ GEZİLECEK YERLER – EN GÜZEL İZMİR KÖYLERİ
» AKP'NİN izmir projeleri- ,İzmir'de CHP'den daha çok kalabalık topladı
» İzmir..Tarihi..Resimleri..İzmir'e Dair Her Şey
» İzmir Türbeleri

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KUTLU FORUM :: Din Kültürü Dersi-Eğitim Öğretim :: İzmir'e Dair Ne Varsa-
Buraya geçin: