@bdulKadir Adminstratör
Mesaj Sayısı : 6736 Rep Gücü : 10015190 Rep Puanı : 97 Kayıt tarihi : 17/03/09 Yaş : 61 Nerden : İzmir
| Konu: İmam Gazali hangi konularda İbni Rüşd, Farabi ve İbn Sina ile fikir ayrılığına düşmüştür? Perş. Mart 09, 2023 8:44 am | |
| İmam Gazali hangi konularda İbni Rüşd, Farabi ve İbn Sina ile fikir ayrılığına düşmüştür? https://sorularlaislamiyet.com/imam-gazali-hangi-konularda-ibni-rusd-farabi-ve-ibn-sina-ile-fikir-ayriligina-dusmustur-0 Gazali’ye göre, Aristo’nun ve ona tabi olmuş Farabî ile İbn Sina’nın tekfiri üç husustan ötürüdür: - Alıntı :
- a. "Haşir cismanî değildir. İnsanlar cesetleriyle değil, yalnız ruhlarıyla haşr olunur." demeleri. Bu bütün Müslümanların inancına ters bir düşüncedir.
b. "Allah külli şeyleri bilir, fakat cüzî şeyleri bilmez." demeleri. Bu açık bir küfürdür. c. "Âlemin kadim / ezeli olduğunu" söylemeleri. Bu üç düşünce İslam akidesine, Müslümanların düşüncesine aykırı olup tekfir edilmesi gerekir.(a.g.e). ediüzzaman Said Nursi ise, bu konuda -mana olarak- şu görüşlere yer vermiştir: - Alıntı :
- Alıntı :
- “İslam filozoflarından İbn Sina ve Farabî felsefenin görünürdeki şaşaasına kapılıp, ona aldandılar. Bu sebeple -birer dahî olmalarına rağmen- ancak basit bir mümin derecesini kazanabilmişlerdir. Hatta, İmam Gazalî gibi bir Huccetü’l-İslam, onlara o dereceyi de vermemiştir.” (bk. Sözler, Otuzuncu Söz)
| |
|
@bdulKadir Adminstratör
Mesaj Sayısı : 6736 Rep Gücü : 10015190 Rep Puanı : 97 Kayıt tarihi : 17/03/09 Yaş : 61 Nerden : İzmir
| Konu: Sudur nazariyesi" İbn-i Sina Perş. Mart 09, 2023 8:44 am | |
| Sudur nazariyesi" İbn-i Sina tarafından sistematize edilen bir nazariye idi. Allah’ın kendi zatını bilmesiyle İlk Aklı yarattığını ve İlk Aklın kendini bilmesiyle İkinci Aklı yarattığı böylece yaratmanın devam edip gittiği düşüncesine dayanıyordu. Yani bu nazariyede yaratma konusunda Allah’la varlıklar arasına çeşitli vasıtalar ikame ediliyordu. El-Kindi ve Farabi de aynı görüşü savunuyorlardı. Gazâlî katıksız bir tevhidci olarak bu düşünceyi kabul edemezdi. Dolayısıyla bu sudurcu dünya-görüşündeki zımnî determinizme Gazâli şiddetli bir şekilde hücuma geçmiş ve bu düşünceyi geniş ölçüde bertaraf etmiştir. Gazâlî, bu teoriyi indî akıl yürütme üzerine kurulmuş boş bir spekülasyon, güvenilmez bir tahmin ve karanlık üzerine karanlık bir düşünce olarak değerlendirir. Eğer birisi kalkıp da ona rüyada gördüğünü söylese, herkes onun bir ruh hastası olduğuna hükmedeceğini ileri sürer. Hatta O’na göre bu nazariye deli bir insanı bile tatmin etmekten uzak bir nazariyedir. Gazâlî’nin sudurcu yaklaşımı eleştirisi, Felâsifenin bir yandan çokluğu ve kainâttaki düzeni açıklayamamaları, öte yandan da Allah’ın mutlak birliğini korumada başarılı olamamaları yönündendir. Felasife Allah’ın teklik ve birliğini zedelemeden varlıkların (kesret) yaratılması olayını akli bir şekilde anlatmanın yollarını ararlar. Tüm varlıkların direkt olarak Allah tarafından yaratılmış olduğu kabul edilirse, kesretin birden nasıl çıkabileceği problemiyle karşılaşırlar. Sonunda nazariyelerini “Bir’den Yalnızca Bir Çıkar” şeklinde formüle ederek Allah’tan sadece İlk Aklın sudur ettiğini, geri kalan varlıklar sırasıyla diğer akıllardan çıktığını formüle ederek kendilerine göre problemden kurtulurlar. Onlara göre Allah mutlak basit ve tek olduğundan kendisinde kesret söz konusu olamaz. Ancak Allah’ın ilk ma’lülü olan İlk Akıl’da kesret söz konusudur, dolayısıyla ondan çokluğun suduru mümkündür.
https://sorularlaislamiyet.com/ibn-i-sina-ve-farabinin-sudur-nazariyesinin-islama-aykiri-oldugu-soyleniyor-bu-gorusun-nasil
En son @bdulKadir tarafından Perş. Mart 09, 2023 8:47 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
|
@bdulKadir Adminstratör
Mesaj Sayısı : 6736 Rep Gücü : 10015190 Rep Puanı : 97 Kayıt tarihi : 17/03/09 Yaş : 61 Nerden : İzmir
| Konu: İbn Sina'ya atfedilen düşüncelerin kaynakları nelerdir? Perş. Mart 09, 2023 8:47 am | |
| İbn Sina'ya atfedilen düşüncelerin kaynakları nelerdir? Ibni Sina hakkinda Gazali'nin tekfir maddeleri sitenizde gecmektedir: Bazı konularda tekfir ediliyor. - Gazali'nin Ibni Sina'ya atfettigi bu dusunceleri Ibni Sina'nin soylemedigi, benimsemedigi iddiasini duydum. Ibni Sina'nin bu soylemlerinin nerde gectigini soyler misiniz? - Teville mi bu soylemler atfediliyor, yoksa alenen mi soylemistir, bu meseleyi ogrenmek istiyorum. - Ibni Sina'nin hangi kitaplarindaki hangi sozleri bu manaya gelmektedir, size zahmet arastirip beyan ederseniz sevinirim. - Üstad Said Nursi'nin Ibni Sina ya atfettigi "İnsaniyetin gâyetü'l-gâyâtı, 'teşebbüh-ü bilvâcib'dir, yani Vâcibü'l-Vücuda benzemektir" fikrini Ibni Sina'nin hangi eserinde bulabiliriz.Gazzali’nin İbn-i Sina’ya yönelik temel eleştirileri:1) İbni Sina’ya göre zorunlu Varlık olan Allah, tikelleri tümel bir şekilde bilir. Yani detayları ve tikelleri doğrudan bilmez. Ona göre Allah özü itibariyle akıldır. Madde ve formdan oluşmayan “Bir” dir.İbn Sînâ; - Necat, tahk.: Macit Fahri, neşr: Darü’l-Afaki’l-Cedide, Beyrut 1985, s. 280; - İşaretler ve Tembihler, çev.: Ali Durusoy-Muhittin Macit-Ekrem Demirli, Litera Yay., İstanbul 2005, s. 352; - Kitabu’ş-Şifa-Metafizik II, çev.: Ekrem Demirli-Ömer Türker, Litera Yay., İstanbul 2005, s. 102.Gazali’ye göre bu, Allah’ın mutlak bilgisini inkâr anlamına gelmekte ve ona bilgisizlik atfetmektedir. Akıl ile ilahi özün özdeşliği ise, öğrenme ve tekamülü Allah için mümkün kılmakta ve onun mükemmelliğini yadsımaktadır. "Bilakis gerçek, ne göklerde ne de yerde bir zerrenin O'nun ilminden uzak olmadığıdır.” (bk. Kur'an, Yunus, 10/1; Sebe, 34/ 3; Gazzali, Mişkat, s. 68)2) İbni Sina haşrin cismani oluşu ile ilgili bir akıl yürütmenin söz konusu olamayacağını, bunun ancak inanmakla ilgili olduğunu söyler. Bunun yanı sıra ruhani bir dirilmeyi haşirden anlaşılan asıl maksat olarak ifade eder. [İbn Sîna, Risale Edhaviyye fi Amr al-Maad, (Süleyman Dünya), (maadın mahiyeti ve maad hakkında fikirler), ss.36-44]Gazali ise dirilmenin sarahaten beden ile olacağını söyleyerek bunu eleştirir.Yine İbni Sina cismani haşrin peygamberlerin halka anlattığı bir mecaz olduğunu, asıl olanın ise ruhsal haşir olduğunu ifade eder. [İbn Sinâ, Edhaviyye, (Felsefe ve Ölüm Ötesi adıyla çev. Mahmut Kaya), Birinci Basım, İstanbul 2011, s.17]Bu ise Gazali’ye göre peygamberlerin hakkı gizledikleri anlamına gelmektedir.3) İbni Sinâ peygamberliğin özü olan vahy bilgisini faal akılla, kazanılmış akıl (al-akl al-mustafâd) girilen bir temas sonucu olarak görmektedir. Peygamberler sahip oldukları nübüvvet gücü ile bu teması gerçekleştirdikleri gibi müzice kudretine de sahip olurlar. Filozoflar ise bu bilgiye duyum, hafıza ve akıl yürütme ile ulaşırlar. Böylece bazı seçkin insanlar peygamber olurken, filozoflar da çalışma neticesinde aynı kaynağa ulaşırlar.İbn Sînâ; - Fî aksami’l-ulûmi’l-aklîyye (nşr. Hasan Âsî), Tis’u resâil fî’l-hikme ve’ttabiîyyât içinde, Dârû’l-kabes, [y.y] 1986, s. 85-86, 91; - Kitâbu’ş-şifâ, Metafizik II (el-İlâhiyyât) (çev. Ekrem Demirli-Ömer Türker), Litera Yayıncılık, İstanbul 2005, s. 180-194.Gazali ise bu düşünceyi açıkça İslam’ın peygamberlik, mucize, vahy meleği Cebrail gibi kavramlara aykırı bulur.Sorunun sonunda geçen konuyla ilgili ifadeler ise, şu şekilde geçmeketdir: - Alıntı :
- "Filozof: (Amelî) erdemlerle birlikte nazarî hikmete sahip olan kimse, mutlu olmuştur ve bunların yanı sıra nebevî özellikleri de kazanan kimse neredeyse insânî bir rab haline gelir ve neredeyse Allah’tan sonra ona ibadet helal olur; o, yer âleminin sultanı, Allah’ın yeryüzündeki halifesidir.” (İbn Sînâ, eş-Şifâ Metafizik II, s. 204)
https://sorularlaislamiyet.com/ibn-sinaya-atfedilen-dusuncelerin-kaynaklari-nelerdir
| |
|