::ALMİNA:: Süper Moderatör
Mesaj Sayısı : 48 Rep Gücü : 1116 Rep Puanı : 9 Kayıt tarihi : 17/03/09 Yaş : 38
| Konu: Divan-ı Kebir... Çarş. Mart 18, 2009 4:00 am | |
|
Biz gittik; kalanlara selâm olsun, hoşça kalsınlar! Doğan, mutlaka ölür!
• O kadar koşmayın, o kadar yorulmayın; şu yerin altında çırak ne olmuşsa, usta da o olmuştur!
• Direği rüzgârdan olan bu bina ne kadar dayanabilir?
• Yaşadığın devrin eşsiz, parmakla gösterilen tek kişisi bile olsan, tek tek gidenler gibi, sen de bir gün dünyayı bırakıp gideceksin!
• Gideceğin yerde yalnız kalmayı istemiyorsan, hayırdan, iyilikten, ibâdetten evlâdın olsun!
• O geriye kalan iyilikler, ibâdetler; gayb âleminin nurdan ipi ve dünyaya direk olanların ruhudur!
• O süzulmüş, seçilmiş aşk cevheri var ya, işte ölümsüz olarak kalacak ancak odur!
• Şu içinde yaşadığımız hayatın, şu akıp giden kum selinin ne durması vardır, ne dinlenmesi; bir şekil bozulunca başka bir şeklin temelini atarlar!
• Ben, bu kupkuru yerde Nûh'un gemisine benziyorum; tûfan benim ölümüm, vâdemin gelip çatmasıdır!
• Nûh'un gemisi de, gayb âleminde bu sudaki dalgaları bekliyordu!
• Biz de susmuş olanların, mezarlıkta uyuyanların arasına girdik, yattık uyuduk!
Çünkü sesimiz, feryâdımız haddi aşmıştı!
HZ. MEVLÂNÂ
DÎVÂN-I KEBÎR
| |
|