Risale-i nurda aşk ve sevgi
AŞK VE SEVGİ
(24. SÖZ 5. DAL 1. MEYVENİN AÇIKLAMASI)
PEYGAMBERİMİZ (SAV) BUYURUYOR Kİ:
‘İnsanın bedeninde bir et parçası vardır. O iyi olursa beden tümüyle iyi kötü olursa tamamıyla kötü olur. Dikkat edin o kalptir’ (Buhariiman39)
Muhabbet yani sevgi yani aşk şu kainatın varoluş sebebidir. Hem kainatın rabıtasıdır. Yani kainata bağlanma sebebidir. Biz annemizibabamızı eşimizi tabiatı vs severek bu kainata bağlanırız.
İnsan kainat ağacının meyvesi olduğundan kainatı istila edecek bir muhabbet o meyvenin çekirdeği olan kalbine yerleştirilmiştir. Kainatı bir ağaç olarak düşünürsek insan o ağacın meyvesidir. Zira kainattaki bütün varlıklar insan için var edilmiş insan da Allah(cc) için var edilmiştir.
Nasıl ki bir ağaç her şeyiyle meyvenin gelişip olgunlaşmasına hizmet ediyorsa aynen bunun gibi bütün varlıklar canlısından cansızına kadar insanoğlunun hizmetine sunulmuştur. Ve nasıl ki bir meyvenin çekirdeğini toprağa ektiğimizdekoskoca bir ağaç elde ediyorsak işte bunun gibi kainatın meyvesi olan insanoğlunun çekirdeği hükmünde olan kalbini doğru yerlere ektiğimizdekainatı istila edecek kadar büyük bir sevgi potansiyeli ortaya çıkar.
Ferden ferda her insan da bu sevgi potansiyeli mevcuttur. Böyle nihayetsiz bir muhabbete layık olacak nihayetsiz bir kemal sahibi olabilir.
İşte insanın fıtratına yerleştirilen bu potansiyel sevgi ya yaratılmışlara veya yaratana yönelmiş olacaktır.
Sevgiyi İslami doktrinde üçe ayırabiliriz:
A)Basit sevgi B)Mecazi sevgi C)Hakiki sevgi.
Basit sevgi; insanın mala mülke paraya vs maddi varlıklara duyduğu sevgidir.
Mecazi sevgi; insanın bir başka insana duyduğu sevgidir. Eşine annesine babasına evladınaarkadaşına karşı cinse vs duyduğu sevgi mecazidir.
Hakiki sevgi ise; insanın Allah’a(cc) duyduğu sevgidir.
Aslında sevgi Allah(cc) içindir. Fakat insan onu suiistimal ettiği için basit ve mecazi sevgiler ön plana çıkmıştır. Allah sevgisi tabiri caiz ise bilek gibidir. Parmaklarda mal para eş ana baba gibi diğer sevgilerdir. Bilek olmadan parmaklardan söz edilemeyeceği gibi Allah(cc) sevgisi olmadan da diğer sevgilerden bahsedilemez.
Allah(cc) sevgisi tabiri caiz ise prizma gibidir. Prizma kendine yönlendirilen beyaz ışığı yedi renge böler. Yağmur sırasında yağmur damlasına vuran güneş ışınlarının yedi renge bölünerek gökkuşağını oluşturması gibi. işte insanoğlu kalbinde mevcut olan saf salt sevgi ışığınıAllah’a(cc) yönlendirirse bu sevgi kainata ana baba sevgisi eş sevgisi tabiat sevgisi mal sevgisi vs olarak yansır ve böylece hayatımız gökkuşağı misali renklenir.
Yunus’un ‘yaratılanı yaratandan ötürü sevmek’ sözü anlatmak istediğimiz hakikati en güzel şekilde ifade etmektedir.
Eğer bu sevgi Allah’a(cc) yönlendirilmez; direk mala makama veya bir insana yönlendirilirseO mal makam veya insan bu büyük sevgiye layık olmadığı için kişi muhabbet ettiği şeyle imtihan olacaktır. Çünkü;
‘Yerinde sarf olunmayan bir gayri meşru muhabbetin cezası merhametsiz bir musibettir’
Eğer muhabbet gayrı meşru ise; paraysa parayla imtihan olunacaktır; makamsa makamla imtihan olunacaktır; insansa o insanla imtihan olunacaktır. Sıkıntı ve acı görülecek maddi sıkıntılar yakasını bırakmayacak gayrı meşru sevdiğinden ya mukabele göremediği için acı duyacak; ya firaktan (gerek dünyevi ayrılık gerekse ölüm ayrılığından) acı duyacak; veya kıskançlıktan acı duyacaktır.
Çünkü; bir kalpte iki sevgi bulunmaz. ‘Allah bir kimsenin göğsünde iki kalp yaratmamıştır’buyurulmuştur. Allah’ın ayinesi olan insan kalbiyerinde sarf olunmayarak gayrı meşrulaşmıştır. Ve gayrı meşru bir muhabbetin neticesi demerhametsizce acı çekmektir.
Kur’an-ı Kerim’de Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
‘Öyle insanlar vardır ki Allah’tan başkasını Allah’a denk tutar tıpkı Allah’ı severcesine onları severler. Müminlerin Allah’a olan sevgileri ise her şeyden daha ileri ve daha kuvvetlidir. O böyle yaparak kendilerine zulmedenler azabı gördükleri zaman anlayacakları gibi bütün kuvvet ve kudretin yalnız Allah’a ait olup Allah’ın azabının pek şiddetli olduğunu keşke şimdiden bilselerdi!’
Bu ayet gösteriyor ki Rabbimizden başka bir varlığı veya kişiyi Allah’ı seviyor gibi sevmek Allah’ı o varlığa veya kişiye denk tutmak demektir. Bu sevgide Allah’a ortak koşmak demektir ve tevhide aykırıdır.
Peki bir kalpte iki sevgi bulunmazsa ben eşimi ana babamı evlatlarımı vs nasıl seveceğim?
Eşinizi ana babanızı evladınız malınızı vs sevmeyin demiyoruz.
Bilakis onları sevin ama Allah(cc) için sevin diyoruz.
Peki Allah(cc) için sevmek nasıl olur?
Bize verilen bütün nimetlerin Allah’tan(cc) geldiğini bilerek ona şükretmekle olur.
Bunu bir teşbihle anlatacak olursak:
Siz sevdiğiniz bir insana hediyeler alırsınız. Mesela bir gül aldığınızı düşünelim.
Niçin sevdiğiniz kişiye gül almışsınızdır?
Öncelikle sevdiğiniz kişi gülü seviyordur onun için gül almışsınızdır; eğer papatya seviyorsa papatya alırsınız.
Niçin sevdiğiniz kişiye gül almışsınızdır?
Çünkü onun size olan sevgi ve teşekkürü artsın diye gül almışsınızdır.
Aynen bunun gibi de Allah’ta(cc) insanın hayatının belli dönem ve noktalarında insanoğluna güller takdim etmektedir. Bu küçük bir çocukken üç tekerlekli bisiklet olabilir; veya gençken üniversite sınavını kazanmak olabilir; veya hayırlı bir iş olabilir; veya hayırlı bir eş olabilir; veya hayırlı bir aş olabilir; veya hayırlı bir evlat olabilir; veya makam olabilir; veya para olabilir; hasılı istediğimiz herhangi bir şey olabilir.
İşte bize takdim edilen bu güller karşısında asıl sevgimizi Allah’a(cc) yönlendirmeli ve O’na(cc) teşekkür etmeliyiz ki İslami doktrinde biz buna şükür diyoruz.
Elbetteki ilgi duyduğumuz şeyleri seveceğiz gülü sevdiğini bildiğimiz kişiye gül aldığımız gibi Allah’ta(cc) sevdiğimiz ve istediğimiz için o nimetleri bize vermiştir.
Ama asıl nimeti vereni bilip asıl sevgimizi O’na(cc) vermeliyiz.
Yoksa nasıl ki gül aldığınız kişi size hiç teşekkür etmese tüm sevgisini güle yönlendirse gülle yatsagülle kalksa nasıl alınırsınız üzülürsünüz ve bir daha hediye almayı istemezseniz.
Aynen öyle de bize verilen bütün nimetler Rabbimizin bize ikramıdır.
Bunun için şükretmeliyiz ki bize verilen nimetler artsın.
Çünkü Allah(cc): ‘Eğer şükrederseniz Ben nimetlerimi daha da artırırım ama nankörlük ederseniz haberiniz olsun ki azabım pek şiddetlidir!’ buyurmaktadır.
Bize verilen rızk için ne kadar şükredersek Allah(cc) rızkımızı da o nispette arttıracak.
Ailemiz için ne kadar şükredersek Allah(cc) huzur ve mutluluğumuzu da o nispette arttıracak.
Evladımız için ne kadar şükredersek Allah(cc) o nispette evladımızı hayırlı kılacaktır.
Sevginin kaynağı ilahi olduğu müddetçe sıkıntı ve ızdırabtan uzak huzurlu ve mutlu bir sevgiyi elde etmiş oluruz. Yok eğer sevginin kaynağı bir şarta veya sevgilinin sahip olduğu bir özelliğe bağlı ise o sevginin uzun ve huzurlu sürmesi zordur.
Bu bağlamda sevgiyi sevginin kaynağı açısından üçe ayırabiliriz:
A)Eğer türü sevgi: Bu tür sevgide sevilen kişi bir şarta bağlı olarak sevilir. Örneğin:
-Eğer uslu çocuk olursan seni severiz. Veya;
-Eğer bana itaat edersen seni severim. Gibi.
B)Çünkü türü sevgi: Bu tür sevgide sevilen kişisahip olduğu bir özellikten dolayı sevilir. Sevgilerin büyük bir çoğunluğu bu türdendir. Örneğin:
-Seni seviyorum çünkü çok güzelsin. Veya;
-seni seviyorum çünkü çok yakışıklısın. Veya;
-seni seviyorum çünkü çok zenginsin. Gibi.
Bu açıkladığımız eğer ve çünkü türü sevgidedaima iki çeşit kaygı vardır.
Birincisi; sahip olduğum bu özellik yok olursa kaygısı.
-Şuan güzelim ama güzelliğim kaybolursayaşlanırsam. veya
-Şuan zenginim ama fakir düşersem vs. kaygısıdır.
İkinci kaygı ise; sahip olduğum özellikten daha iyi birini bulursa kaygısıdır.
-Güzelim ama benden daha güzelini bulursa. Veya
-Zenginim ama benden daha zenginini bulursa vs. kaygısıdır.
Bu saydığımız kaygılardan uzak üçüncü tür bir sevgi vardır ki asıl muhtaç olduğumuz sevgide budur.
C)Rağmen türü sevgi: Bu tür sevgide sevgili her şeye rağmen sevilir. Güzel de olsa çirkin de olsafakir de olsa sakatta kalsa sevgili sevilir. Ona vefa gösterilir ve yarı yolda bırakılmaz. Çünkü; sevgili para için veya güzellik için değil sırf Allah(cc) için sevilmektedir.
Gerçekten seviyorsanız biliniz ki bu sevildiğinizden ötürüdür. Allah için birisini seviyorsanız Allah o kişinin kalbinde bir sevgi yaratacaktır.Kur’an-ı Kerim’de buyurulduğu gibi:
‘İman edip de iyi davranışlarda bulunanlara gelince onlar için çok merhametli olan Allah(gönüllerde) bir sevgi yaratacaktır.’
Rabbimizin bir ismi de Vedud’tur. Vedud hem insanları seven hem de insanlar tarafından sevilen manasına gelir. Yüce Rabbimizin insanoğluna duyduğu sevgi de rağmen türü sevgidir.
Hadis-i Şerifte:
‘Muhakkak ki Allah(cc) sizin suretlerinize ve mallarınıza değil kalplerinize ve amellerinize bakar’buyurulmuştur.
HACI AHMET ALTINER
Bediüzzaman Sait Nursi Sözler Sözler Yayınevi24.söz 5.dal 1.meyve sh.348
Ayrıntılı bilgi için: Bediüzzaman Sait Nursi Sözler Sözler Yayınevi 24.söz 5.dal 1.meyve sh.348
Bediüzzaman Sait Nursi Sözler Sözler Yayınevi24.söz 5.dal 1.meyve sh.350
Ahzab suresi 33/4
Bakara suresi:2/165
İbrahim suresi:14/7
Meryem suresi:19/96
MüslimBirr 33.