KUTLU FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
KUTLU FORUM

Bilgi ve Paylaşım Platformuna Hoş Geldiniz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Bitkilerin Yan Etkileri--Kanseri yenerken bitkilerle ölmeyin

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
@bdulKadir
Adminstratör
@bdulKadir


Mesaj Sayısı : 6736
Rep Gücü : 10015190
Rep Puanı : 97
Kayıt tarihi : 17/03/09
Yaş : 61
Nerden : İzmir

Bitkilerin Yan Etkileri--Kanseri yenerken bitkilerle ölmeyin Empty
MesajKonu: Bitkilerin Yan Etkileri--Kanseri yenerken bitkilerle ölmeyin   Bitkilerin Yan Etkileri--Kanseri yenerken bitkilerle ölmeyin Icon_minitimeÇarş. Mart 31, 2010 5:37 am

Kanseri yenerken bitkilerle ölmeyin

Araştırmalar, bazı bitkilerin ve gıdaların kanser tedavi sürecinde birtakım hastalıklara yol açtığını ortaya çıkardı. Doç. Dr. Mustafa Özdoğan uyardı: Tümörü yok ediyor diye birçok gıda satılıyor. Doktorlara danışmadan hiçbir bitkiyi kullanmayın


Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Özdoğan, kanser tedavisinde önerilen birçok bitkinin faydadan çok zarar getirdiğini söyledi. Antalya'da düzenlenen 3. Tıbbi Onkoloji Kongresi'nde konuşan Özdoğan, sıkça kullanılan bazı bitkisel ürünlerin yan etkileri olduğunu ifade ederek, 'Örneğin çok yaygın kullanılan
sarımsak, kanamaya eğilimi artırıyor, köpek balığı kıkırdağı bulantı ve kabızlık yapıyor. Herkesin sıkça içtiği yeşil çay ise bulantı, uykusuzluk, ishal ve bilinç bulanıklığına yol açıyor. Kanser hastalarının doktorlarına danışmadan hiçbir bitkiyi kullanmamaları gerekir' dedi. 'Tamamlayıcı tıbbın' bilimsel alanlarda da destek gördüğünü ancak 'alternatif tıp' ifadesi altında sunulanların doğru olmadığını vurgulayan Doç. Dr. Özdoğan, 'Tümörü yok ediyor diye birçok bitki satılıyor. Böyle bir şey mümkün değil. Biz, sadece yaşam kalitesini artıracak yöntemlere onay veriyoruz' diye konuştu.

YAŞAMI KISALTIYOR
Mustafa Özdoğan, ABD'de son yıllarda alternatif tedavi yöntemleri (vitaminler, bitkisel ürünler) için 40 milyar doları (60 milyar TL) aşan bir para harcandığını ancak vitaminler başta olmak üzere birçok ürünün yaşam süresini azalttığı, hatta kansere yol açtığının anlaşıldığını söyledi. Özellikle bitkilerle ilgili kafa karıştıran birçok açıklamanın yapıldığını ifade eden Özdoğan, 'Televizyona çıkan bir kişinin 5-10 çeşit karışımla beyin tümörünü yendiğini söylemesi sadece umut tacirliğidir' diye konuştu.
Kanserde 'destek' tedavi amaçlı çok sayıda bitkisel ürünle ilgili klinik çalışmalar yapıldığını da sözlerine ekleyen Özdoğan, 'Örnek vermek gerekirse tedavi amaçlı kullanılan zencefilin sadece bulantıyı azaltıcı etkisi var. Bunun dışında bir yararı bulunmuyor' dedi.

'AKUPUNKTUR' DESTEĞİ
BİLİMİN, kemoterapi ve radyoterapinin yan etkilerini azaltacak yöntemleri reddetmediğini söyleyen Doç. Dr. Özdoğan, akupunkturun önemine vurgu yaptı.

Özdoğan, hastaya hangi aşamada ne tür tedaviler tavsiye ettiklerini şöyle sıraladı:

- Hastalara öncelikle tamamlayıcı tıp tedavisi kullanıp kullanmadığı sorulmalı.
- Kemoterapiye bağlı erken bulantı ve kusmada, akupunktur önerilmeli.
- Radyoterapiye bağlı ağız kuruluğunda yine akupunktura başvurulmalı.
- Onkoloji alanında uygulanan masaj konusunda uzman kişiler tarafından yapılmalı.
- Kanserli hastalarda sigara içimi önlenmeli, klasik yöntemlerle bırakılamıyorsa akupunktura yönlendirilmeli.
- Egzersiz mutlaka tavsiye edilmeli.
- Yüksek doz C vitamini ve A vitamininden kaçınılmalı.

YENİ HASTALIKLARA GEBE
ARAŞTIRMALAR, kanser tedavi sürecinde aşırı olarak kullanılan bazı bitkilerin birtakım hastalıklara yol açtığını ortaya koydu. İşte bunlardan birkaçı:

l Kantaron otu: Bulantı, aşırı duyarlılık, alerji.
l Kaya korucu (kava): Cilt ve tırnaklarda renk değişikliği, karaciğer bozukluğu.
l Koni çiçeği: Aşırı duyarlılık, alerji.
l Saw palmetto: Kabızlık, baş ağrısı, hipertansiyon, bulantı.
l Ginseng: İshal, baş ağrısı, hipentansiyon, uykusuzluk, bulantı, kanamaya eğilim, hipoglisemi. (Meme kanseri ve endometrium kanserinde asla kullanılmamalı.)
l Yeşil çay: Bulantı, uykusuzluk, ishal, bilinç bulanıklığı.
l Hydrazine sulfate: Karaciğer, böbrek yetmezliği.
l Köpek balığı kıkırdağı: Hepatit, bulantı, kabızlık.
l Sarımsak: Kanamaya eğilim.
l Ökse otu: Karaciğer hasarı, alerji.
l Antineoplaston: Bilinç bulanıklığı, uyku hali.
l Soya: Tümör artırıyor. (Meme kanseri ve endometrium kanserlerinde kesinlikle kullanılmamalı.)

Tür
kan Yılmazer
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://kutluforum.yetkinforum.com
@bdulKadir
Adminstratör
@bdulKadir


Mesaj Sayısı : 6736
Rep Gücü : 10015190
Rep Puanı : 97
Kayıt tarihi : 17/03/09
Yaş : 61
Nerden : İzmir

Bitkilerin Yan Etkileri--Kanseri yenerken bitkilerle ölmeyin Empty
MesajKonu: Geri: Bitkilerin Yan Etkileri--Kanseri yenerken bitkilerle ölmeyin   Bitkilerin Yan Etkileri--Kanseri yenerken bitkilerle ölmeyin Icon_minitimeSalı Haz. 14, 2011 8:13 am

BİTKİLERİN YAN ETKİLERİ



ACI BADEM: Günde altı adetten fazla yenirse zehirlenme yapar.
ACI KÖK: Uzun müddet kullanımlarda zehirlenmelere sebep olur.

ADAÇAYI: Fazla miktar içilirse ağızda kuruluk yapar,kabız yapıcıdır.Karaciğer iltihabı olanlar kullanmamalıdır.Anne sütünü azaltır,hamilelere zararlıdır.Yüksek tansiyonu olanların günde 1
bardaktan fazla içmeleri sakıncalıdır.Özellikler erkeklerde cinsel gücü azaltır.Adaçayı bazı bünyelerde kan basıncını yükseltici etkiye sahip olduğu için, aşırı kullanımlarda dikkatli olunması gerekir. Ama
alçak kan basıncından şikayetçi olanlar, yine dikkatli olmak kaydıyla ondan yararlanabilirler. Ayrıca, mideyi zorlamamak için, fazla miktarda uçucu yağ, acı madde ve tanen içeren bitki çaylarının
tüketiminde aşırıya kaçmamak doğru olur. Bilinen başkaca bir yan etkisi yoktur.

ADASOĞANI:Bulantı,kusma,kollap s yapabilir,akut nefriti ve yemek borusu iltihabı olanlar kullanmamalıdır.
AHUDUDU:Albümini olanlar yememelidir.
AK ÇÖPLEME: Doz aşımı tehlikelidir,ölümle sonuçlanan zehirlenmelere
sebep olabilir.
AKASYA YAPRAĞI: Doz aşımı hafifi zehirlenme yapar.
AKIRI KARHA:Çok tahriş edici olduğundan dahilen kullanılması tavsiye edilmez.Kusma ve ishal yapar.
AK KIZIL AĞAÇ:Süt emziren anneler ,emzirme müddetince kullanmamalıdır.
AK YILDIZ SOĞANI: Doz aşımı zararlıdır.
ALIÇ:Bilinen hiçbir yan etkisi yoktur. Uzun süreli ve hatta sürekli kullanılabilir. Bağımlılık oluşturmaz.
ALTINBAŞAK:Bilinen hiçbir yan etkisi yoktur. Önemli kalp ve böbrek hastalıklarında, kullanım için doktor onayı alınması doğru olur.
AMBER HATMİSİ: Doz aşımı karaciğeri zayıflatır.

AMBER:Çok kullanmak kana galeyan verir.
AMBERİ PARİS:Hamileler kullanamaz.
ANANAS:Hamile bayanlar meyvesini yememeli,suyunu emelidir.Erken doğuma veya düşüklere sebep olabilir.

ANASON:Anason uzun zaman kullanıldığında vücudu tembelleştirir.Hafif sarhoşluk ve uyku verir,uyuşukluk yapar.Ruhen ve bedenen hasta eder.Hamileler kesinlikle kullanmamalıdır.Aybaşı esnasında kullanılırsa kanı artırır.,halsiz ve bitkin düşürür.bağırsak ve ciğerlere yan tesiri vardır.Çok ender olmakla birlikte, solunum yolları veya sindirim organları alerjisi görülebilir. Bu durumda çay
kullanımını kesmek gerekir. Başkaca hiçbir yan etkisi yoktur.
ANDIZ OTU KÖKÜ: Doz aşımım mideye zarar verir,bulantı yapar.
ARDIÇ TOHUMU:Ardıç tohumu uzun zaman kullanılıldığında böbrekleri tahriş eder kanamalara sebep olur.

ASLAN PENÇESİ:Hamileler kullanamaz.
ATKUYRUĞU:Ucunda sürekli spor başağı taşıyan yüksek boylu türler kesinlikle kullanılmamalıdır!
AVAKADO:Hamileler kullanamaz..
AYI ÜZÜMÜ: Doz aşımı kusturucudur.

AYNISAFA:Alerjilere çok ender rastlanır.
AYVA:Yüksek tansiyonlulara,müzmin kabızların kullanması kesinlikle sakıncalıdır,sinirlere zarar verir.Kulunç ve bağırsak ağrılarına sebep verir.
AYVADANA: Doz aşımı zehirlenme yapar.

BADEM YAĞI:Albümini olanlar kullanmamalıdır.
BADEM;FINDIK;CEVİZ:Albümini olanlar kullanmamalıdır.
BALDIRAN :Şiddetli zehirlidir.
BALIKOTU:Şiddetli zehirlidir.
BANOTU:Zehirli ve öldürücüdür.Baş dönmesi,sarhoşluk,göz bebeklerin büyümesi gibi sonuçlar ortaya çıkartır.
BAYIR TURPU: Doz aşımı salya bezlerini iltihaplandırır,zehilenmelere sebebiyet verir.
BENEKLİ YILAN YASTIĞI:Taze bitki zehirlidir.
BİBER:Fazla yenildiğinde mide ve böbrek iltihabı,mide bulantısı,halsizlik,karaciğer ve böbrek rahatsızlıkları,kusma ve ishal yapar.Damar sertliği,yüksek tansiyon,egzema,üremi,sistit,b asur,varis
ve gastritli hastalara yasak.

BİBERİYE:Önerilen dozajlar aşılmadıkça, bilinen bir yan etkisi yoktur. Ama eterli yağların içten kullanılması doğru değildir. Bitki çayı kan basıncını hafifçe yükseltebilir. Gebelik sürecinde kullanılmaması
doğru olur
BİTOTU TOHUMU:Şiddetli zehirlidir.
BOSTAN KARANFİLİ:Uzun zaman kullanıldığında meni zaltır,karaciğere zarar verir.
BOYACI KATIR TIRNAĞI: Doz aşımı kusma ve ishalle beliren zehirlenmeler yapar.
BOYNUZLU GELİNCİK:Çocuklarda kullanışı tehlikelidir.

BURÇAK: Doz aşımı ve uzun müddet kullanmak felce sebep olur.Hamileler kullanamaz.

BÜYÜK HİNDİSTAN CEVİZİ:Fazla miktarda yemek zararlıdır.Karaciğeri yorar,kalbe ağırlık verir.Karaciğer hastaları ve damar sertliği olanlar kullanmamalıdır.Zararını önlemek için bal veya şeker
kullanılabilinir..
ÇAKŞIR:Hamileler kullanamaz.
CENTİYANE:Aşırı doz kusturucudur.Hazmı zordur,hamileler kullanamaz.

CEVİZYAPRAĞI:İçerdiği tanen maddesi duyarlı kişilerde bazen mide bulantısı veya kusmaya yol açabilir. Bunun dışında, ceviz yaprağının bilinen hiçbir yan etkisi yoktur.

CEZAYİR MENEKŞESİ:Önerilen dozajlara uyulduğunda herhangi bir yan etkisi yoktur. Gebelik sürecinde kullanılmamalıdır.
TROPİKAL CEZAYİR MENEKŞESİ:Bitki ve preparatları ancak doktor kontrolünde kullanılmalıdır
CİVANPERÇEMİ:Aşırı doz kabızlığa sebebiyet verebilir,Bazı duyarlı kişilerde alerjik tepkilere yol açabilir. Gebelik sürecinde kullanılmaması doğru olur. Bilinen başkaca bir yan etkisi yoktur.

ÇALAPA:Hamilelerin,süt emziren annelerin,bağırsak hastalarının kullanması yasak.

ÇAM:Böbrek hastaları kullanamaz.
ÇAYIR SEDEFİ:Bitki tümüyle zehirlidir.
ÇEMEN:Hamileler kullanamaz.

ÇOBANÇANTASI:Gebelik sürecinde kullanılmaması doğru olur

ÇÖPLEME: Doz aşımı öldürücü zehirlenmelere sebep olur.
ÇÖREKOTU: Hamileler kullanamaz.
DAFNE AĞACI KABUĞU: Doz aşımı tehlikeli zehilenmelere sebep olur.Dahilen kullanılamaz.Meyvelerinden 12 adedi bir insanı öldürmeye yeterlidir.
DAMİANA:Önerilen dozajların ve tedavi sürelerinin dışına çıkılmadığında, herhangi bir yan etkisi yoktur. Bazı kişilerde hafif müshil etkisi görülebilir.
DEFNE:Hamileler kullanamaz.Doz aşımı sakıncalıdır.

DENİZ ÜZÜMÜ:Anjina pektoris, glokom, yüksek kan basıncı, prostat büyümesi ve hiperaktif tiroit bezi durumlarında kullanılmamalıdır. Bazı kişilerde baş ağrısı, kas titremesi ve uykusuzluk gibi yan
etkiler görülebilir. Önerilen dozajlara uymak gerekir.

DEREOTU:Hamileler kullanamaz.Doz aşımı göze zararlıdır.,meniyi kurutur,cilsel arzuyu azaltır.
DİŞOTU TOHUMU: Doz aşımı iştahsızlık,bulantı ve kusma yapar.
DUVAR SARMAŞIĞI:Yaprak ve meyveleri zehirlidir,sindirim sistemi bozukluğu ve kanlı ishal yapar.
EBU CEHİL KARPUZU: Hemoroitte,bağırsak spazmında,koli basili olanlarda kullanılmaz.Bitki zehirlidir.
EĞRELTİOTU: Doz aşımı kullanılımı anemili hastalara,böbrek ve karaciğer hastalarına zararlıdır.Başağrısı,bulantı,k usma,ishal,bağırsaklarda kramp,sarılık,albüminiri yapar.Daha ağır vakalarda refleks zayıflar,çift görme sürekli körlük yapabilir.
EĞİR KÖKÜ: Önerilen dozajlara sadık kalınarak 3-4 haftalık kürler halinde kullanıldığında, bilinen herhangi bir yan etkisi yoktur. Sürekli kullanılmamalıdır. Gebelik sürecinde kullanılmaması doğru olur
ECHİNACEA: Önerilen dozajlara uyulduğunda, bilinen hiçbir yan etkisi yoktur. Aşırı dozajlar mide bulantısına yol açabilir.
FESLEĞEN: Doz aşımı bulantı yapar.Fesleğenin bilinen herhangi bir an etkisi yoktur, ama bitkinin eterli yağı içten kullanılmaz
FRENK KİMYONU:Hamileler kullanamaz.
FUKARAOTU: Doz aşımı baygınlık,salya çoğalması,şuur kaybı,,kanlı ishal,böbrek ve aşırı aybaşı kanamasına sebep olur.
GERÇEK ÇUHAÇİÇEĞİ:Önerilen dozajlara uyulduğunda, bilinen hiçbir yan etkisi yoktur. Çok ender olmakla birlikte, primelalerji sıkıntısı çekenlerde alerjik tepkilere yol açabilir.
GİLABURU AĞACI:Aspirine alerjisi olanlarda alerjik tepkilere yol açabilir. Önerilen dozajlara uyulduğunda, bilinen herhangi bir yan etkisi yoktur.

GİNSENG: Doz aşımı zararlıdır.Yüksek tansiyon,ödem,sinirlilik,uykus uzluk,ishal,deri döküntüzü yapar.Hamileler kullanamaz.12 yaşından küçük çocukalara verilmez.Sürekli 6 haftadan fazla kullanılamaz.

GÖZOTU:Fazla yenildiğinde zehirlenme yapabilir.

GÜMÜŞ DÜĞME:Hamileler kullanamaz.12 yaşından küçük çocuklara verilemez.
GÜNEŞ GÜLÜ: Doz aşımı zehirleme yapabilir.
GÜNLÜK:Çok yenildiğinde ciltte alaca hastalığına sebep olabilir.(Bir kaynakta da cüzzama yakalanmaya sebep olur yazmaktadır)
GÜVERCİNOTU:Hamileler kullanamaz.
GÜZ ÇİĞDEMİ:Böbrek yetersizliği olanlar kullanamaz.Aşırı doz öldürücüdür.
GÜZEL AVRATOTU:Güzelavratotu çok zehirli bir bitkidir! Bitki doğrudan kullanılmamalıdır. Zehirlenme belirtileri: Gözbebeklerinin genişlemesi, ağızda ve boğazda kuruluk, yutkunma zorlukları, susuzluk, kusma, baş ağrısı ve baş dönmesi. 3-15 saat sonraki ölüme kadar, saplantılar ve çılgınca davranışlar!.Göz tansiyonu olanlar için zararlıdır.
HARDAL:Asabi mizaçlı kimselerde,yüksek tansiyon hastaları,cilt hastalığı,damar sertliği olanlar,ülserli ve midesi hassas olanlar,karaciğer hastalığı olanlar kullanmamalıdır.
HASEKİ KÜSPESİ: Doz aşımı zehirlenme yapabilir.
HAYIT TOHUMU:Tohumundan günde 8 gr.dan fazlası baş ağrısı yapar,meniyi azaltır,zararını gidermek için üzerine süt içilmelidir.Erkekte üreme hormonlarını azaltır,kısırlığa sebep olabilir.
HAYIT MEYVESİ:Yüksek dozajda hayıt meyvesi, yüzeysel karıncalanma duygusuna yol açabilir. Gebelik sürecinde kullanılmaması herhalde doğru olur.

HİNDİBA TOHUMU: Doz aşımı zararlıdır.(Bal ve sirke içilerek zararı önlenir.)
HİNT YAĞI TOHUMU:Zehirlidir.Kullanılmaz.
HURMA: Dalağa zararlıdır.Göz ve baş ağrılarını artırır.(Sirke ile yapılmış bal şerbeti,ekşi nar suyu,kavun,karpuz,salatalık yenerek zararı önlenebilinir)
HÜNNAP:Cinsel arzuyu azaltır.
IHLAMUR: Doz aşımı cinsel arzuyu azaltır.Kalpleri tam sağlıklı olmadığı halde sık sık terleme kürleri uygulayan kişilerde kalp problemleri oluşabilir. Bunun dışında, ıhlamurun bilinen herhangi bir yan etkisi
yoktur. Ama yan etkisi yoktur diye de ölçüsüzce davranılmamalıdır. Bulantıya sebep olabilir,yemek üzerine içmek zararlıdır.
ISPANAK:Gut,romatizma,mafsal rahatsızlığı olanlar,ve hamileler fazla ıspanak yememelidir.İdrar yolları,böbrek ,hazım sistemi ve karaciğer hastaları ile şeker hastaları ıspanağı az yemelidirler.
İNCİ ÇİÇEĞİ: Doktor tavsiyesiyle kullanılan preparatların ve yukarıda önerilen dozajlardaki tentürlerin herhangi bir yan etkisi yoktur.İnci çiçeği zehirli maddeler içerir, ama bu zehirlilik öldürücü nitelikte
değildir. Yine de, konuya yabancı olan kişilerin bitkiyi doğrudan kullanmamaları doğru olur.Evin içinde bulundurulması baygnlık,spazm,baş dönmesi,baş ağrısı yapar.

İNCİR:Çok yenirse vücutta çıban çıkmasına sebep olur.
İPEKA KÖKÜ: Doz aşımı ishal yapar,tansiyonu düşürür.Kalp atışlarnı hızlandırır.Mide mukozasını tahriş eder.
İT ÜZÜMÜ: Doz aşımı zehirlenme yapar.
İZLANDA DİKENİ:Ateşli hastalıklarda,mide bağırsak ülseri olanlarda kullanılamaz.
KAHKAHA ÇİÇEĞİ:Hamileler,emdiren anneler,bağırsak rahatsızlığı olanlar kullanamaz
KAKAO:Böbrek taşı,damar sertliği olanlar,karaciğer hastalığı olanlar kullanamaz
KAKULE: Doz aşımı zararlıdır.Hamileler kullanamaz.
KANARYA OTU: Doz aşımı ishal yapar,kusturucudur.
KARABAŞ OTU:Hamileler kullanamaz.Doz aşımı kusturucudur.Kür halinde kullanılmalıdır,devamlı kullanmak zararlıdır.
KARABİBER:Bağırsak iltihabı,egzema,üremi,yüksek tansiyon,damar sertliğive romatizmalılara zararlıdır.Doz aşımı mide ve bağırsakları
tahriş eder.
KARAKAFESOTU: Karakafesotu yaprak çayının, banyosunun ve yaprak kompresinin herhangi bir yan etkisi yoktur. Ama gebelik sürecinde kullanılmaması doğru olur.Karakafesotu kökü içten kullanılmaz! Özellikle kökte bulunan Pyrrolizidin alkaloitlerinin karaciğeri etkileyebilecek zehirler içerdiği sanılmaktadır. Bu durum henüz tam bir kesinlik kazanmış değildir, ama en doğrusu, bitki kökünün içten
kullanılmamasıdır.
KARA HİNDİBA:Hamileler kullanamaz.
KARAMUK ÇİÇEĞİ:Zehirlidir.Dahilen kullanılmamalıdır.

KARGABÜKEN:Şiddetli zehirlidir.Dahilen kullanılmamalıdır.
KATIR TIRNAĞI: Doz aşımı sıkıntı,baş ağrısı ve ishalle beliren zehirlenmeler yapar.
KATRAN:Katran doz aşımında mideyi,bağırsakları ve böbrekleri bozar.Bulantı kusma ve ishal yapar.
KEÇİSAKALI:Yalnızca yüksek dozajlarda mide rahatsızlıkları ve mide bulantısı görülebilir. Bilinen başkaca bir yan etkisi yoktur.
KEDİ OTU KÖKÜ: Kediotu kökünün bilinen hiçbir yan etkisi yoktur. Sürekli kullanım gereğinde, 4-6 haftalık aralıklarla, oğulotu ile dönüşümlü kullanılmalıdır. Aksi halde uyarıcı etki yapmaya başlayabilir.Doz aşımı hazımsızlığa sebep olur,baş ağrısı ve halsizlik yapar.Çok kötü kokulu bir bitkidir. Çok kötü kokulu olduğu için mide bulandırmasını önlemek amacıyla sabah aç karnına alınmalıdır. Baş ağrısı ve halsizlik yaptığından az kullanılmalıdır.
KEKİK: Önerilen dozajlar aşılmadığında, bilinen hiçbir yan etkisi yoktur. Ama kekik yağının içten kullanımında aşırılığa kaçılması, tiroid bezinin işlevini arttırabilir. Kekik çayı içimi ise böyle bir
duruma yol açmaz. Fazla miktarda kullanmak karaciğeri rahatsız eder,deri döküntülerini rahatsız eder.Salgıları arttırıcı etkisi nedeniyle ülser ve gastiriti olanlara olumsuz etki yapar. Ayrıca
hamilelere ve guatr olanlara da tavsiye edilmez.
KEKLİK OTU:Hamileler ve zor hamile kalanlar kullanamaz..

KEREVİZ TOHUMU:Sara hastalığı ve hamileler kullanamaz.

KINA KINA:Yaprakları görme ve işitme bozukluğuna sebep olur.
KIRLANGIÇOTU: Kırlangıçotunun zehirli bitkiler sınıfına dahil olduğusöylenebilir. Önerilen dozajlara ve kullanım sürelerine özenle uymak gerekir. En doğrusu, hiçbir zararlı etki içermeyen bitki tentürünü
kullanmaktır. Gebelik sürecinde kullanılmaması doğru olur.

KIVIRCIK LABADA:Hamileler kullanamaz.
KİL(KAOLEN):Kil kullanılan günlerde sıvı yağ kullanılmamalıdır.Mısır özü yağı ,ayçiçek yağı ,zeytin yağı,pamuk yağı,parafin yağı gibi yağlı yiyecekler yenmemeli,yağlı süt içilmemelidir.
KİMYON:Hamileler kullanamaz.Aybaşı zamanında kullanılırsa fazla kanama yapar.
KİŞNİŞ: Doz aşımı zararlıdır.Asabi mizaçlı kimseler,midesi fazla asit salgılayan kimsler kullanmamalıdır. Doz aşımı sarhoşluk ve dalgınlık yapar.
KOÇBOYNUZU: Pıhtılaşmayı önleyici ilaçlarla birlikte kullanılmamalıdır! Çok ender olsa da, bazı kişilerde hafif baş ağrısına yol açabilir. Bilinen başkaca bir yan etkisi yoktur.
KOKAR AĞAÇ KABUĞU: Doz aşımı zehirlenme yapar.
KROTON TOHUMU: Dahilen kullanılması tehlikelidir.
KURT BOĞAN:Şiddetli zehirlidir.
KUŞBURNU : Çok ender olmak üzere alerjik tepkilere yol açabilir. çay içimine son verildiğinde bu tepkiler de sona erer. Bilinen başkaca bir yan etkisi yoktur.
KURTPENÇESİ: Kurtpençesi, zehirli bitkiler sınıfına girer. İçerdiği zehirli alkaloitler öldürücü değildir, ama çay tüketimi önerilmemelidir. Buna karşın bitki tentürü ve preparatları gönül
rahatlığı ile kullanılabilir.
KUŞKONMAZ:Asabi kimseler,mesane ve böbrek iltihabı olanlar kullanamaz. Çok miktarda yenirse böbrek epitelini rahatsız eder.

KUZU KULAĞI:Romatizma,gut,mafsal iltihabı olanlar,böbrek ve idrar yolu rahatsızlığı olan kimseler kullanamaz.Fazla yenildiğinde mide iltihabı,ishal,kusma ve kalp rahatsızlıklarına sebep olur.
KÜÇÜK HİNDİSTAN CEVİZİ: Doz aşımı zararlıdır.Günde 1 adedi geçmemelidir.Hamileler kullanmamalıdır.Hasta bünyeli kimseler normal dozu 3-4 günde tüketmelidirler.Aşırı doz taşikardiyesebep olur.Baş ağrısı,susuzluk ve sersemlik belirtileri ile zahirlenmeler yapar.Ciğerlere zararlıdır.Balla kullanılmalıdır.
LAHANA: Lahananın bilinen hiçbir yan etkisi yoktur. Ancak, özellikle çiğ yendiğinde bazı duyarlı midelerde şişkinliğe yol açabilir. Bu durumda içilecek bir bardak rezene-frenk kimyonu eşit karışımının çayı rahatlatacaktır.Albümini olanlar lahana yememelidir.Guatr rahatsızlığı
olanlar kullanamaz.Hazmı zordur,gaz yapar.

LAVANTA ÇİÇEĞİ : Lavanta çiçeğinin bilinen hiçbir yan etkisi yoktur. Ama lavanta yağının içten kullanımında dikkatli olmak gerekir. Fazla miktarda alındığında mide ve bağırsak mukozasını tahriş edebilir.

LEYLEK KAKACI:Günde 2 gr.dan fazlası zararlıdır.
LİMON OTU:Mide iltihabı ve ülseri olanlar kullanamaz.
LOĞUSA ÇİÇEĞİ: Doz aşımı sindirim sistemini ve böbrekleri tahriş eder.
MABED AĞACI (Ginko Biloba):Hamileler ve çocuklar kullanamaz.

MAHMUDE:Sindirim sistemi iltihabı olanlar kullanamaz.

MANİSA LALESİ: Doz aşımı zehirlenmeye sebep olur.

MANTAR:Üremi ve romatizmalı olanlar yememelidir.
MAYDONOZ:Böbrek iltihabı olanlar yememelidir.Hamileler dikkatli ve az yemelidirler.Maydonoz fazla
yenildiğinde dilde tutukluk yapar.5 yaşından küçük çocuklara tedavi amaçlı maydonoz suyu içirilmemelidir.
MELEKOTU:Önemli oranda eterli yağ içeren bitkiler her zaman dikkatle kullanılmalıdır. Yüksek dozajların rahatsızlıklara yol açabileceği unutulmamalıdır. Melekotu eterli yağının içten kullanımı önerilmemelidir, çünkü merkez sinir sistemini çok olumsuz etkileyebilir! Ayrıca, etken madde Furanocumarinlerin güneş ışığına karşı duyarlılık oluşturabileceğini ve deride alerjik tepkilere yol açabileceğini unutmamak gerekir. Bu nedenlerden ötürü, 1-2 haftalık kürlerden sonra drog kullanımına 3-4 gün ara verilmesi doğru
olacaktır. Gebelik sürecinde melekotu kökü kullanılmamalıdır.
MERCAN KÖŞK: Kan basıncını yükseltici etkisi nedeniyle, yüksek kan basıncından şikayeti olanların kullanmamaları doğru olur. Gebelik sürecinde kullanılmaz. Bitkinin eterli yağı içten kullanılmamalıdır.
Bitki çayı tedavisinde yüksek dozajlar ve 1-2 haftayı aşan sürekli kullanımlar baş ağrısına ve baş dönmesine yol açabilir.
MERCİMEK:Kanserli hastalar sevda ve mali hülya hastaları kullanmamalıdır.Çok yenilmesi zararlıdır.
MEVZEK TOHUMU:Şiddetli zehirlidir.
MEYAN KÖKÜ: İçerisinde kortizon vardır.Uzun zaman kullanıldığında alışkanlık ve ödem yapar.Devamlı kullmak yerine kür halinde kullanmak daha iyidir.Devamlı kullanıldığı taktirde yüksek tansiyon ve kaslarda güçsüzlük yapar.Nöro-psişik rahatsızlıklara sebep olabilir.Önerilen dozajlara uymak kaydıyla, tedavi kürleri 4-5 haftayı aşmamalıdır. Aksi halde, eklemlerde ve yüzde ödemler oluşabilir; dışkılanan sodyum miktarı azalır ve potasyum miktarı artar. Uygulanan tedavi süresince, örneğin muz ve kuru kayısı gibi potasyum açısından zengin olan besinlerin tüketilmesi doğru olur.Kronik karaciğer iltihabı, siroz,yüksek kan basıncı ve kanda potasyum eksikliği durumlarında meyan kökü kullanılmamalıdır.

MUZ: Muz bazı bünyelerde alerjik döküntü yapabilir.

MÜRVER: Mürver çiçeğinin, önerilen dozajlar dahilinde bilinen herhangi bir yan etkisi yoktur. Yaprak çayında ise dikkatli olmak gerekir; çünkü yüksek dozajlar mide ve bağırsak mukozasını tahriş edebilir. Tam olgunlaşmamış meyveler hafif zehirlidir. Olgun meyveden elde edilen meyve suyu hararetle tavsiye edilir, çiğ olarak tüketildiğinde ise bazen mide bulantısı, kusma ve ishale yol açabilir. Marmelat olarak
ise çok sağlıklıdır; çeşitli vitaminler ve değerli mineraller içerir.
NANE:Gastritli ve ülserli hastalar nane yememelidir.Fazlası bulantı yapar.Hamile hanımlar az yemelidir.Önerilen dozajlarda bilinen herhangi bir yan etkisi yoktur. Nane çayının sürekli kullanımı
önerilmez. Beş yaşından küçük çocuklara nane çayı içirilmemelidir. 12 yaşından küçük çocuklara nane yağı kullandırılmamalıdır. Gebelik sürecinde nane yağı kullanılmaz.

NAR SUYU:Hamileler kullanamaz.
NERGİZ:Hamileler kullanamaz.Ay başına 1 hafta kala kullanmak zararlıdır,aybaşından sonra kullanmak gerekir.
OĞULOTU:Mide iltihabı ve ülseri olanlar dikkatli kullanmalıdır.Eterli yağın içten kullanımı rahatsızlıklara neden olabilir.
ÖKALİPTUS: Önerilen dozajlarda ökaliptus yaprak çayının bilinen herhangi bir yan etkisi yoktur. Ama eterli yağın çok dikkatli kullanılması gerekir. Yüksek doz eterli yağ kullanımlarında, mide
bulantısı, kusma ve ishal görülebilir. Bu durumlarda, eterli yağ kullanımına son verildiğinde, bu rahatsızlıklar da, hiçbir kalıcı zarara yol açmadan hemen sona ererler
ÖKSEOTU: Doz aşımı zehirlenmelere ve kabızlığa sebep olur.Ellerde kaşıntı ve deride kabarcıklar meydana getirebilinir.Kalp damarları üzerindeki etkisi sebebiyle dikkatli kullanılmalıdır.Doz aşılmamalıdır.Ökseotunun meyveleri zehirlidir ve kesinlikle içten kullanılmamalıdır! Bazı kitaplarda ve hatta kaynak kitaplarda, çay yapımında meyvenin kullanılabileceğinin belirtilmiş olmasını anlamak
mümkün değildir
PAMUK TOHUMU:Hamileler kullanamaz.

PAPATYA:Önerilen dozajlara uyulduğunda bilinen hiçbir yan etkisi yoktur. Ama onu sürekli kullanmak da doğru değildir. Papatya çayı ile göz banyosu yapılmamalıdır; konjoktivite yol açabilir.Hamileler
kullanamaz.
PATLICAN:Mide ,bağırsak,karaciğer ve şeker hastaları kullanmamalıdır.
PELİNOTU: Emziren annelere,mide kanaması geçirenlere zararlıdır.Doz aşımı zehirlenmelere sebep olur.Uzun süre kullanmak sinirleri bozar.Önerilen dozajlar aşılmadığında bilinen herhangi bir yan etkisi yoktur. Uzun süreli kullanılmamalıdır. Gebelik sürecinde kullanılmamalıdır. Mide ve bağırsak ülserinde ve ağır böbrek hastalıklarında kullanılmamalıdır.
PİRİNÇ:Kabızlık yapar,mide şişkinliğine sebep olur,balgamı artırır.Vücutta tıkanıklığa sebep olabilir.
PORSUK AĞACI YAPRAĞI:Şiddetli zehirlidir.
RAVEND:hamileler ve hemorot hastaları kullanamaz.
REZENE: Doz aşımı karın kaslarında gerilme yapar,aybaşı zamanlarında kullanmak fazla kanamalara sebebiyet verir.Hamileler kullanamaz.Çok ender olarak deri alerjileri görülebilir
SABUNOTU:Aşırı doz ishal yapar.
SAFRAN: Doz aşımı kanama ve zehirlenmelere sebebiyet verir.Hamileler kullanamaz.10 gr safran büyük bir insanı öldürür.
SALEP:bağırsak kanaması,kalın bağırsak iltihabı ve hazım sistemi rahatsızlığı olanlar kullanamaz.
SAPARNA: Doz aşımı bulantıve kusma yapar.

SARI KANTARON:Uzun süreli kantaron çayı kullanımı, güneş ışığına veya solaryuma karşı duyarlılık oluşturur. Çay içimine son verildiğinde bu duyarlılık sona erer. Bilinen başkaca bir yan etkisi yoktur
SARI SABIR: Doz aşımı ve uzun süre kullanılması,rahimde kan birikmesi ve kanamalara sebep olur.Prostat,kolit,dizanteri ve sistiti olanlar kullanamaz.Hamileler kullanamaz.8 gr’mı öldürücüdür.Motoraji,hematuri, mesane,rahim ve basur hastaları
kullanamaz.
SARMAŞIK( Convulvulus Sepium):Bağırsakları tahriş eder.

SARMISAK:Aşırı yenildiğinde göze zafiyet verir,sıracaya sebep olur,emziren anneler,cilt hastaları ve hemoroit hastaları yememelidir.Hamilelere zararlıdır,baş ağrısı,dimağa ve gözlere zarar verir.Cinsel arzuyu azaltır,balgam ve susuzluk yapar.Safrayı artırır.Balgam ve susuzluk yapar.Ağız kokusunu bozar,vücudu hareretli olanlara,ishal olanlara sarımsak zararlıdır.Tedavi edicilik açısından, kuru sarmısak taze sarmısaktan çok daha etkilidir. Sarmısağın dozajını herkes kendine göre düzenleyebilir.
SEDEFOTU: Sarhoşluk ve ishalle beliren zehirlenmeler yapar.Kesinlikle kullanılmaz.Önerilen dozajlara özenle uymak gerekir. Yüksek dozaj kullanımında, mide ve bağırsak rahatsızlıkları, dilin şişmesi ve aşırı
tükürük salgısı görülebilir. Parlak ışığa karşı duyarlılık oluşabilir. Gebelik sürecinde kesinlikle kullanılmamalıdır; düşüklere yolaçabilir!

SEMİZOTU:Hamilelik sırasında tedavi maksatlı semizotu kullanılmamalıdır.
SIKLAMEN SOĞANI:Aşırı doz öldürücüdür.
SİNAMEKİ:Hemoroit hastaları,hamileler kullanamaz.aybaşı kanamalarını artırır.5 yaşın altındaki çocuklara verilmemelidir.Uzun süre kullanılması zararlıdır.Kolit ve spastik kabızlıkta kullanılmaz.
SİRKE:Kansız olanlar,kolestrolü olan ve damar sertliği hastaları, hamileler sirke ve sirkeli turşuyu yememelidir.Meniyi azaltır.

SİYAH HARDAL: Hardal yakısının süresine dikkat etmek ve süre sonunda uygulama bölgesini çok iyi temizlemek gerekir. Friksiyonların da yumuşak hareketlerle uygulanmasına özen gösterilmelidir, aksi halde deri tahriş olabilir. Yemeklerde de aşırı miktarda hardal kullanılması doğru değildir. Hardal tentürünün içten kullanımında ise, dozajlara uyulduğunda herhangi bir yan etki görülmez.
SOĞAN:Mide bağırsak hastalarına,kolitlilere soğan zararlıdır.Çiğ soğanı çok yemek meniyi azaltır.,aklı ifsad eder,başağrısı yapar.
SOYA FASÜLYESİ:Guatr hastaları yememelidir.
SU BALDIRANOTU:Şiddetli zehirlidir.
SUMAK:Yüksek tansiyonlular sumak yememelidir.Fazla yenirse kabız yapar.
SUSAM:Hazmı zordur midesi zayıf olanlara yaramaz,midenin düşmanıdır.Ağız kokusu yapar.
ŞAHTEREOTU:Yüksek dozajlar karın ağrısına yol açabilir.
ŞALGAM:Hazmı zordur.Aşırı gaz yapar.
ŞEFTALİ: Şeftali çekirdeklerinde çok etkin bir zehir vardır.
ŞERBETÇİOTU:: Doz aşımı bulantı,kusma,midede yanma yapar.Zihin dalgınlığı ve baş dönmesine sebep olur.Hamileler kullanamaz.(Erkeklerde erken boşalma meydana getirebilir)
ŞEKERCİ BOYASI Yüksek dozajlar, mide bulantısı ve ishal gibi tepkilere yol açabilir. 2-3 haftalık tedavi kürlerinden sonra 1 hafta ara verilmelidir. Gebelik sürecinde kullanılmamalıdır.
ŞEYTAN ŞALGAMI(Akasma):Bitkinin tamamı zehirlidir,zehirli madde dokuları şiddetle tahriş ve tahrik eder,bundan sonrada sinir sistemi merkezinde paraliz meydana getirir.
ŞEVKET-İ BOSTAN:Böbrek hastaları kullanamaz.
ŞİMŞİR:Çiçek ve tohumlarını kullanmak kesilikle kullanılmaz.
TAFLAN SUYU: Doz aşımı zararlıdır.Baş ağrısı,karın ağrısı,kusma yapar.Yaprakları kesinlikle kullanılmaz.
TARÇIN:Yüksek tansiyonlular dikkatle kullanmalıdırlar.
TARHUN:Kanı yakar.cinsel arzuyu keser.

TATULA: Doz aşımı ağız kuruluğu,damar bozukluğu,ishal yapar.0,2 gr dan fazlası tehlikelidir.
TERMİYE:Termiye kavrulmadan veya tatlandırılmadan kullanılmamalıdır.zehrlidir.
TURUNÇ:Ekşi turunç suyu içildiğinde sinirlere ve nefes darlığında zararlıdır.
ÜZERLİK OTU: Üzerlik otundan yapılan çay açık olmalı ve en az günde iki bardak içilmelidir. Aksi takdirde zaralı olur. Hamile kadınlar üzerlik otunu hiçbir biçimde kullanmamalıdır.
ÜZÜM:Üzüm çekirdeği midenin cidarını sertleştirir,kabız yapar.Üzüm kabuğu gazı artırır,üzerine rezene veya kimyon içilmelidir.

VANİLYA: Doz aşımı kusmalara sebep olur.
YABAN YASEMİNİ: Doz aşımı bulantı ,kusma,ishal,zehirlenme yapar.
YAKIOTU(Küçük Çiçekli): İki haftalık bir kürden sonra 2-3 gün ara verilmelidir. Ara verilmeden uygulanan tedaviler bazı kişilerde kabızlığa yol açabilir. Bilinen başkaca bir yan etkisi yoktur.

YARPUZ:Hamileler kullanmamalıdır.5 yaşından küçük çocukalara verilmez.
YER MÜRVERİ:Meyveleri zehirlidir.
YILAN YASTIĞI:Taze yaprak,meyve:Mide bulantısı,kusma,ishal,baş dönmesi yapar.Kalp atışlarında yumrular yenildiğinde düzensizlikler görülür.Dil şişmesi,göz bebebği büyümesi,ağız ve boğazda yanma hissi meydana getirir.Öldürücü zehirlidir.
YÜKSÜKOTU:Yüksükotu bitkisi yüksek derecede zehirlidir ve kesinlikle çay biçiminde kullanılmamalıdır!! Tentür ve preparatların kullanımı da mutlaka uzman doktor tarafından kararlaştırılmalıdır!!Pek çok
yüksükotu türü vardır. Tentür ve preparat imalatında kırmızı yüksükotunun kullanılmasının gerçek nedeni, yalnızca bu türün bilimsel olarak gereğince incelenmiş olmasıdır.

ZAKKUM:1 gr kuru yaprak öldürücüdür.
ZERAVEND:Yüksek dozlarda hazım sistemini ve böbrekleri tahriş eder.
ZERDEÇAL:Gastriti ve mide ülseri olanlar kullanmamalıdır.
Ads by Google
Dr.A.Tayfur Yağcı
İzmir'de Akupunktur Merkezi
www.akupunkturestetik
.com
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://kutluforum.yetkinforum.com
@bdulKadir
Adminstratör
@bdulKadir


Mesaj Sayısı : 6736
Rep Gücü : 10015190
Rep Puanı : 97
Kayıt tarihi : 17/03/09
Yaş : 61
Nerden : İzmir

Bitkilerin Yan Etkileri--Kanseri yenerken bitkilerle ölmeyin Empty
MesajKonu: Geri: Bitkilerin Yan Etkileri--Kanseri yenerken bitkilerle ölmeyin   Bitkilerin Yan Etkileri--Kanseri yenerken bitkilerle ölmeyin Icon_minitimeSalı Haz. 14, 2011 8:34 am

BenimEn Çok Kullandıklarım

ADAÇAYI: Fazla miktar içilirse ağızda kuruluk yapar,kabız yapıcıdır.Karaciğer iltihabı olanlar kullanmamalıdır.Anne sütünü azaltır,hamilelere zararlıdır.Yüksek tansiyonu olanların günde 1
bardaktan fazla içmeleri sakıncalıdır.Özellikler erkeklerde cinsel gücü azaltır.Adaçayı bazı bünyelerde kan basıncını yükseltici etkiye sahip olduğu için, aşırı kullanımlarda dikkatli olunması gerekir. Ama
alçak kan basıncından şikayetçi olanlar, yine dikkatli olmak kaydıyla ondan yararlanabilirler. Ayrıca, mideyi zorlamamak için, fazla miktarda uçucu yağ, acı madde ve tanen içeren bitki çaylarının
tüketiminde aşırıya kaçmamak doğru olur. Bilinen başkaca bir yan etkisi yoktur.

BADEM YAĞI:Albümini olanlar kullanmamalıdır.

AYVA:Yüksek tansiyonlulara,müzmin kabızların kullanması kesinlikle sakıncalıdır,sinirlere zarar verir.Kulunç ve bağırsak ağrılarına sebep verir.


BİBER:Fazla yenildiğinde mide ve böbrek iltihabı,mide bulantısı,halsizlik,karaciğer ve böbrek rahatsızlıkları,kusma ve ishal yapar.Damar sertliği,yüksek tansiyon,egzema,üremi,sistit,b asur,varis
ve gastritli hastalara yasak.

BİBERİYE:Önerilen dozajlar aşılmadıkça, bilinen bir yan etkisi yoktur. Ama eterli yağların içten kullanılması doğru değildir. Bitki çayı kan basıncını hafifçe yükseltebilir. Gebelik sürecinde kullanılmaması
doğru olur


CEVİZYAPRAĞI:İçerdiği tanen maddesi duyarlı kişilerde bazen mide bulantısı veya kusmaya yol açabilir. Bunun dışında, ceviz yaprağının bilinen hiçbir yan etkisi yoktur.


DEREOTU:Hamileler kullanamaz.Doz aşımı göze zararlıdır.,meniyi kurutur,cilsel arzuyu azaltır.


EĞRELTİOTU: Doz aşımı kullanılımı anemili hastalara,böbrek ve karaciğer hastalarına zararlıdır.Başağrısı,bulantı,k usma,ishal,bağırsaklarda kramp,sarılık,albüminiri yapar.Daha ağır vakalarda refleks zayıflar,çift görme sürekli körlük yapabilir.




GİNSENG: Doz aşımı zararlıdır.Yüksek tansiyon,ödem,sinirlilik,uykus uzluk,ishal,deri döküntüzü yapar.Hamileler kullanamaz.12 yaşından küçük çocukalara verilmez.Sürekli 6 haftadan fazla kullanılamaz.


GÜNLÜK:Çok yenildiğinde ciltte alaca hastalığına sebep olabilir.(Bir kaynakta da cüzzama yakalanmaya sebep olur yazmaktadır)

HARDAL:Asabi mizaçlı kimselerde,yüksek tansiyon hastaları,cilt hastalığı,damar sertliği olanlar,ülserli ve midesi hassas olanlar,karaciğer hastalığı olanlar kullanmamalıdır.

ISPANAK:Gut,romatizma,mafsal rahatsızlığı olanlar,ve hamileler fazla ıspanak yememelidir.İdrar yolları,böbrek ,hazım sistemi ve karaciğer hastaları ile şeker hastaları ıspanağı az yemelidirler.


İNCİR:Çok yenirse vücutta çıban çıkmasına sebep olur.

KAKAO:Böbrek taşı,damar sertliği olanlar,karaciğer hastalığı olanlar kullanamaz

KARABAŞ OTU:Hamileler kullanamaz.Doz aşımı kusturucudur.Kür halinde kullanılmalıdır,devamlı kullanmak zararlıdır.


KARABİBER:Bağırsak iltihabı,egzema,üremi,yüksek tansiyon,damar sertliğive romatizmalılara zararlıdır.Doz aşımı mide ve bağırsakları
tahriş eder.


KEKİK: Önerilen dozajlar aşılmadığında, bilinen hiçbir yan etkisi yoktur. Ama kekik yağının içten kullanımında aşırılığa kaçılması, tiroid bezinin işlevini arttırabilir. Kekik çayı içimi ise böyle bir
duruma yol açmaz. Fazla miktarda kullanmak karaciğeri rahatsız eder,deri döküntülerini rahatsız eder.Salgıları arttırıcı etkisi nedeniyle ülser ve gastiriti olanlara olumsuz etki yapar. Ayrıca
hamilelere ve guatr olanlara da tavsiye edilmez.



KİMYON:Hamileler kullanamaz.Aybaşı zamanında kullanılırsa fazla kanama yapar.

KİŞNİŞ: Doz aşımı zararlıdır.Asabi mizaçlı kimseler,midesi fazla asit salgılayan kimsler kullanmamalıdır. Doz aşımı sarhoşluk ve dalgınlık yapar.


KOÇBOYNUZU: Pıhtılaşmayı önleyici ilaçlarla birlikte kullanılmamalıdır! Çok ender olsa da, bazı kişilerde hafif baş ağrısına yol açabilir. Bilinen başkaca bir yan etkisi yoktur.


KUŞBURNU : Çok ender olmak üzere alerjik tepkilere yol açabilir. çay içimine son verildiğinde bu tepkiler de sona erer. Bilinen başkaca bir yan etkisi yoktur.

KUZU KULAĞI:Romatizma,gut,mafsal iltihabı olanlar,böbrek ve idrar yolu rahatsızlığı olan kimseler kullanamaz.Fazla yenildiğinde mide iltihabı,ishal,kusma ve kalp rahatsızlıklarına sebep olur.

LAHANA: Lahananın bilinen hiçbir yan etkisi yoktur. Ancak, özellikle çiğ yendiğinde bazı duyarlı midelerde şişkinliğe yol açabilir. Bu durumda içilecek bir bardak rezene-frenk kimyonu eşit karışımının çayı rahatlatacaktır.Albümini olanlar lahana yememelidir.Guatr rahatsızlığı
olanlar kullanamaz.Hazmı zordur,gaz yapar.

MANTAR:Üremi ve romatizmalı olanlar yememelidir.
MAYDONOZ:Böbrek iltihabı olanlar yememelidir.Hamileler dikkatli ve az yemelidirler.Maydonoz fazla
yenildiğinde dilde tutukluk yapar.5 yaşından küçük çocuklara tedavi amaçlı maydonoz suyu içirilmemelidir.


MERCAN KÖŞK: Kan basıncını yükseltici etkisi nedeniyle, yüksek kan basıncından şikayeti olanların kullanmamaları doğru olur. Gebelik sürecinde kullanılmaz. Bitkinin eterli yağı içten kullanılmamalıdır.
Bitki çayı tedavisinde yüksek dozajlar ve 1-2 haftayı aşan sürekli kullanımlar baş ağrısına ve baş dönmesine yol açabilir.


MERCİMEK:Kanserli hastalar sevda ve mali hülya hastaları kullanmamalıdır.Çok yenilmesi zararlıdır.

MEYAN KÖKÜ: İçerisinde kortizon vardır.Uzun zaman kullanıldığında alışkanlık ve ödem yapar.Devamlı kullmak yerine kür halinde kullanmak daha iyidir.Devamlı kullanıldığı taktirde yüksek tansiyon ve kaslarda güçsüzlük yapar.Nöro-psişik rahatsızlıklara sebep olabilir.Önerilen dozajlara uymak kaydıyla, tedavi kürleri 4-5 haftayı aşmamalıdır. Aksi halde, eklemlerde ve yüzde ödemler oluşabilir; dışkılanan sodyum miktarı azalır ve potasyum miktarı artar. Uygulanan tedavi süresince, örneğin muz ve kuru kayısı gibi potasyum açısından zengin olan besinlerin tüketilmesi doğru olur.Kronik karaciğer iltihabı, siroz,yüksek kan basıncı ve kanda potasyum eksikliği durumlarında meyan kökü kullanılmamalıdır.

NANE:Gastritli ve ülserli hastalar nane yememelidir.Fazlası bulantı yapar.Hamile hanımlar az yemelidir.Önerilen dozajlarda bilinen herhangi bir yan etkisi yoktur. Nane çayının sürekli kullanımı
önerilmez. Beş yaşından küçük çocuklara nane çayı içirilmemelidir. 12 yaşından küçük çocuklara nane yağı kullandırılmamalıdır. Gebelik sürecinde nane yağı kullanılmaz.

NAR SUYU:Hamileler kullanamaz.


ÖKALİPTUS: Önerilen dozajlarda ökaliptus yaprak çayının bilinen herhangi bir yan etkisi yoktur. Ama eterli yağın çok dikkatli kullanılması gerekir. Yüksek doz eterli yağ kullanımlarında, mide
bulantısı, kusma ve ishal görülebilir. Bu durumlarda, eterli yağ kullanımına son verildiğinde, bu rahatsızlıklar da, hiçbir kalıcı zarara yol açmadan hemen sona ererler
ÖKSEOTU: Doz aşımı zehirlenmelere ve kabızlığa sebep olur.Ellerde kaşıntı ve deride kabarcıklar meydana getirebilinir.Kalp damarları üzerindeki etkisi sebebiyle dikkatli kullanılmalıdır.Doz aşılmamalıdır.Ökseotunun meyveleri zehirlidir ve kesinlikle içten kullanılmamalıdır! Bazı kitaplarda ve hatta kaynak kitaplarda, çay yapımında meyvenin kullanılabileceğinin belirtilmiş olmasını anlamak
mümkün değildir

PAPATYA:Önerilen dozajlara uyulduğunda bilinen hiçbir yan etkisi yoktur. Ama onu sürekli kullanmak da doğru değildir. Papatya çayı ile göz banyosu yapılmamalıdır; konjoktivite yol açabilir.Hamileler
kullanamaz.

PATLICAN:Mide ,bağırsak,karaciğer ve şeker hastaları kullanmamalıdır.

PİRİNÇ:Kabızlık yapar,mide şişkinliğine sebep olur,balgamı artırır.Vücutta tıkanıklığa sebep olabilir.

SALEP:bağırsak kanaması,kalın bağırsak iltihabı ve hazım sistemi rahatsızlığı olanlar kullanamaz.


SARI KANTARON:Uzun süreli kantaron çayı kullanımı, güneş ışığına veya solaryuma karşı duyarlılık oluşturur. Çay içimine son verildiğinde bu duyarlılık sona erer. Bilinen başkaca bir yan etkisi yoktur

SARMAŞIK( Convulvulus Sepium):Bağırsakları tahriş eder.

SARMISAK:Aşırı yenildiğinde göze zafiyet verir,sıracaya sebep olur,emziren anneler,cilt hastaları ve hemoroit hastaları yememelidir.Hamilelere zararlıdır,baş ağrısı,dimağa ve gözlere zarar verir.Cinsel arzuyu azaltır,balgam ve susuzluk yapar.Safrayı artırır.Balgam ve susuzluk yapar.Ağız kokusunu bozar,vücudu hareretli olanlara,ishal olanlara sarımsak zararlıdır.Tedavi edicilik açısından, kuru sarmısak taze sarmısaktan çok daha etkilidir. Sarmısağın dozajını herkes kendine göre düzenleyebilir.

SİNAMEKİ:Hemoroit hastaları,hamileler kullanamaz.aybaşı kanamalarını artırır.5 yaşın altındaki çocuklara verilmemelidir.Uzun süre kullanılması zararlıdır.Kolit ve spastik kabızlıkta kullanılmaz.

SİRKE:Kansız olanlar,kolestrolü olan ve damar sertliği hastaları, hamileler sirke ve sirkeli turşuyu yememelidir.Meniyi azaltır.


SOĞAN:Mide bağırsak hastalarına,kolitlilere soğan zararlıdır.Çiğ soğanı çok yemek meniyi azaltır.,aklı ifsad eder,başağrısı yapar.

SOYA FASÜLYESİ:Guatr hastaları yememelidir.

SUMAK:Yüksek tansiyonlular sumak yememelidir.Fazla yenirse kabız yapar.

SUSAM:Hazmı zordur midesi zayıf olanlara yaramaz,midenin düşmanıdır.Ağız kokusu yapar.

ŞAHTEREOTU:Yüksek dozajlar karın ağrısına yol açabilir.

ŞALGAM:Hazmı zordur.Aşırı gaz yapar.

ŞEFTALİ: Şeftali çekirdeklerinde çok etkin bir zehir vardır.

ŞEVKET-İ BOSTAN:Böbrek hastaları kullanamaz.

TARÇIN:Yüksek tansiyonlular dikkatle kullanmalıdırlar.


ÜZERLİK OTU: Üzerlik otundan yapılan çay açık olmalı ve en az günde iki bardak içilmelidir. Aksi takdirde zaralı olur. Hamile kadınlar üzerlik otunu hiçbir biçimde kullanmamalıdır.

ÜZÜM:Üzüm çekirdeği midenin cidarını sertleştirir,kabız yapar.Üzüm kabuğu gazı artırır,üzerine rezene veya kimyon içilmelidir.

ZERDEÇAL:Gastriti ve mide ülseri olanlar kullanmamalıdır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://kutluforum.yetkinforum.com
@bdulKadir
Adminstratör
@bdulKadir


Mesaj Sayısı : 6736
Rep Gücü : 10015190
Rep Puanı : 97
Kayıt tarihi : 17/03/09
Yaş : 61
Nerden : İzmir

Bitkilerin Yan Etkileri--Kanseri yenerken bitkilerle ölmeyin Empty
MesajKonu: Geri: Bitkilerin Yan Etkileri--Kanseri yenerken bitkilerle ölmeyin   Bitkilerin Yan Etkileri--Kanseri yenerken bitkilerle ölmeyin Icon_minitimeSalı Haz. 14, 2011 8:44 am

http://www.gazeteler1.com/haber_detay.asp?id=146


********************************

http://www.muhabbetullah.com/sifali-bitkiler/category/bitkilerin-yan-etkileri/

EBEGÜMECİ

Kategori (Bitki Resimleri, Bitkilerin Faydaları, Bitkilerin Kullanım Şekli, Bitkilerin Yan Etkileri) Yazar admin

Küçük yapraklı ebegümeci (Malva Vulgaris), çit,yol ve eski duvar kıyılarında, harabeliklerde, ama yalnızca insanların yaşadıkları yerlerin çok yakınlarında yetişir. Büyük yapraklı ebegümeci (Malva Grandfolia) ve öteki değişik cinsleri genellikle çiçek ve sebze bahçelerinde yetişir. Anadolu’da 8 Malva türü yetişmekte olup, bunların çiçek ve yaprakları bir ayrım yapılmaksızın “Ebegümeci” olarak kullanılmaktadır. Bu bitkilerin hepsi de yapraklarında, çiçeklerinde ve saplarında (bamyada olduğu gibi) bir sümüksel madde içerirler. Küçük yapraklı bitkinin uzun saplarının ucundaki yapraklar yuvarlak ve çentiklidir. Açık pembeden eflatun rengine kadar

değişebilen renkte çiçek açarlar.Bir de yuvarlak meyvesi vardır. Çiçekleri, yaprakları ve sapları, Haziran’dan Eylül’e kadar toplanabilir. Bitki, kurutulduğunda özelliklerinin bir bölümünü yitireceği için, elden geldiğince taze kullanılması gerekir. Ama kurutulmuş bitki yine de kullanılabilir.

Ebegümeci çayı özellikle mukoza iltihaplarında, gastrit, mesane iltihabı, mide ve bağırsak mukoza iltihabında ve ağız boşluğu iltihabında olduğu kadar, mide ve bağırsak ülserinde de başarıyla kullanılabilir.

Ama bu son iki hastalık için, arpa ile karışık bir çorba hazırlamak gerekmektedir. Önce arpa kaynatılır ve soğuduktan sonra bitki yaprakları eklenir. Ayrıca, akciğer balgamlanmalarında, bronşiyal nezlede, öksürük ve aşırı ses kısıklığında özellikle önerilir.

Gırtlak ve bademcik iltihabı ve ağız kuruluğunda da başarıyla kullanılabilir. Bitki, sümüksel özelliğinin yitirilmemesi için, geceden soğuk suya koyularak demlenmelidir. Günlük kullanım için 2 veya 3 bardak ılıklaştırıp, gün boyunca yudumlanarak içilmelidir.

YOĞURT OTU

Bitkinin değişik türleri vardır. Tırmanıcı yoğurtotu (Galium aparine L.), tarlalarda, çayırlarda, çit kıyılarında çalılıkların arasında bolca yetişir ve çiftçiler onu zararlı ot olarak bilirler. 60-160cm boyundaki bitkinin yaprakları halka dizilişlidir ve uzunca saplı, yeşil –beyaz renkli çiçek şemsiyeleri vardır. Sapındaki tüylerin yardımıyla rahatça tırmanabilir. Yöresel olarak, yapışkan otu, çoban süzeği, sünnetlik otu, sünnetlice otu ve kaz otu olarak da tanınır. Bitkinin türlerinin hepsi şifalıdır, ama sarı çiçekli yoğurtotu (Galium verum L.) ender bulunan bir bitkidir ve kurutulduktan birkaç ay sonra kararmaya başlar. Tırmanıcı yoğurtotu ise pratik olarak her yerde karşımıza çıkar ve kurutulduktan sonra iki yıl kadar kullanılabilir.

Toplama ve Kurutma : Nisan-Mayıs döneminde, yoğurtotu henüz körpe ve tam yeşilken, toprak üstündeki bitkinin tümü, sararmış yapraklar hariç toplanır ve hemen demetler halinde gölge ve havadar bir yere asılarak kurumaya bırakılır. Kuruduktan sonra ince kıyılarak bir örtünün üstüne serilir ve 2-3 gün tam anlamıyla kuruması beklenir. Daha sonra hava almayan kaplarda saklanır.

Bileşim : İridoitler (Örneğin : asperulosid), polyphenol asitleri, flavonlar ve tanen içerir.

Etkileri : Lenf sistemini temizleyici, kan temizleyici, deri hastalıkları, kanser tedavileri

Öbek halinde yetişen bu bitki, ne yazık ki zamanla unutulmaya mahkum olmuş. Fakat, kanser hastalıklarının arttığı şu sıralarda, bu bitki büyük bir önem kazanmıştır. Burada bir kere daha belirtmek isterim ki, bu tür ağır hastalıklarda kullanılacak olan bitkinin mutlaka taze olması gerekir. Yoğurtotunun / yapışkanotunun genç filizlerini, kış mevsiminde, kar altında bile bulabilirsiniz. Yoğurtotu çayı, böbrekleri, karaciğeri ve dalağı hastalık yapıcı maddelerden arındırır. Lenf kanseri dahil, lenf sistemi hastalıklarında, hastalık ne kadar ağır olursa olsun, bu çay her gün (3-5 bardak) içilmelidir. Bitki çayı, içten çay ve dıştan (haricen) kompres-yıkama







KIRMIZI KORE GİNSENGİ

Kategori (Bitki Resimleri, Bitkilerin Faydaları, Bitkilerin Kullanım Şekli, Bitkilerin Yan Etkileri, Şifalı Bitkiler) Yazar admin

Ginseng’in botanik ismi olan “Panax”, Yunanca “tam iyileşme” anlamına gelen “panacea” kelimesinden türetilmiştir. Ginseng’in tüm şifalı bitkiler içerisinde en etkili adaptogen (strese karşı direnci artıran bir ajan) olduğu düşünülür. Bu düşünce, Ginseng’in önemli miktarda içerdiği, strese ve yorgunluğa maruz kalan tüm organlarımızı destekleyen “Germanium” dan kaynaklanır. Ginseng, fiziksel aktiviteleri ve vücut direncini artıran bir bitkidir ve fiziksel ve mental (zihinsel) dayanıklılığı artırır. Ginseng’in uzun bir süreden beri, özellikle erkeklerin üretkenliğini, erkeklik hormonu (testesteron) ve sperm miktarını, cinsel gücünü ve dolaşım

sistemlerini (özellikle prostata karşı) olumlu bir şekilde etkilediği de bilinmektedir. Ayrıca o, erkeklerde aşırı stres ve yorgunluktan kaynaklanan performans düşüklüğünü de gidermektedir. Ginseng’in kadınlar üzerindeki beynin hafıza (bellek) merkezlerini uyarıcı etkisinin bulunması ise yenidir. M.S 1. yüzyıla ait bir Çin metnine göre; Ginseng, zihni güçlendirici, irfan ve bilgeliği artırıcı bir şifalı bitki olarak tanımlanmakta ve düzenli kullanımının yaşam süresini artıracağı







KARA HİNDİBA

Kategori (Bitki Resimleri, Bitkilerin Kullanım Şekli, Bitkilerin Yan Etkileri, Ekspresler, İçeceklerin Hazırlanışı) Yazar admin

Kara Hindiba (Taraxacum officinale), Arslandişi ve Radika adlarıyla da tanınır. Çimenliklerde rahatsız edici bir ot olarak görülen bitki, acı çeken insanlık için çok güçlü bir şifa kaynağıdır. Nisan ve Mayısta tüm tarla kıyılarında, çayırlarda ve çimenlerde çiçeklenir. Her yıl bu çiçek halısını büyük bir zevkle izleriz. Bu tür, sarı çiçekli, çok yıllık, süt taşıyan küçük bitkilerdir. Yapraklar rozet halinde tabanda toplanmış olup, kenarları derin loblu ve dişlidir.Rozet yaprakları bazı kentlerimizde ilkbaharda sebze olarak satılmaktadır.Bitki çok ıslak yerleri sevmez. Yapraklar çiğnenmeden önce, kökler, ilkbaharda veya sonbaharda, çiçek sapları ise, çiçeklenme sırasında toplanır. Bitkinin tümü şifalıdır. Ben her ilkbaharda bitkinin tümünü toplayarak salata yapmayı veya akşam yemeği olarak, haşlanmış patates ve haşlanmış

yumurta ile karıştırarak hazırlamayı adet edindim (Referans1: M.Treben).

Yabani Hindiba (Cichorium intybus L.) 1 m’ye kadar yükselebilen çok yıllık otsu bir bitki olup, yaprakları parçalı ve tüylüdür. Çiçekleri açık mavi ve nadiren beyaz renklidir. Anadolu’da yaygın bir bitkidir. Özellikle boş tarlalarda ve yol kenarlarında yetişir. Inülin, uçucu yağ, acı maddeler ve glikozitler taşımaktadır. Kavrulmuş köklerinin toz elde edilmesiyle elde edilen ürün Avrupa’da kahve yerine kullanılmaktadır. Hindiba-i berri adıyla da bilinir (Referans2: T.Baytop). Hindiba’nın bir de sebze olarak kullanılan (Cichorium endivia L.-Compositae) türü vardır. Bu tür 50-100 cm boyunda, 1-2 yıllık, yaprakları parçalı ve tüysüz otsu bir bitkidir.

Türkiye’de yabani olarak bulunmaz. Bahçe ve bostanlarda (İstanbul, Bursa) sebze olarak yetiştirilmektedir.Eskiden beri tedavide çok önemli bir drogdur.

Dioscorides döneminden beri tedavi kitaplarında kayıtlıdır.




*********************************




Şifalı bitkilerin de yan etkileri var







Cerrahi müdahalede bulunulacak kişiler ile Asprin ve ağrı kesici kullananların bazı bitkisel ilaçları almaması gerekiyor.

28 Mart 2008 / 18:54







Sarımsak, zencefil, ginkgo gibi şifalı bitkiler kandaki pıhtılaşmayı azaltıyor. Bu nedenle cerrahi müdahalede bulunulacak kişiler ile Asprin ve ağrı kesici kullananların bu bitkisel ilaçları almaması gerekiyor.

İleri Etkili Teknoloji Değerlendirme Merkezinden (HiTEC) Janet Martin, farklı ilaçların kullanımı ile ilaçların şifalı bitkilerle kullanımından doğacak ters reaksiyonların ölüme neden olabileceğini söyledi.

2. Uluslararası Hasta Güvenliği Kongresi’ne katılan Martin, ilaç-ilaç ve ilaç-bitki etkileşimlerin zaman zaman ters etki yaratabildiğine dikkati çekti. Martin, ABD’de 1998-2005 yılları arasında ilaç kullanımı hatalarından dolayı hastanede ölüm oranlarının, önceki yıllara oranla 3 kat arttığına işaret ederek, ilaç kullanımındaki hatalardan kaynaklanan ölümler arasında ‘farklı ilaç kullanımında farmakolojik ajanların birbirini olumsuz etkileyip ters etki yaratmasının’ önemli yer tuttuğunu vurguladı. Martin, özellikle 65 yaşın üzerindekilerde ve çocuklarda ilaçların etkileşimlerinin ters olması nedeniyle ölüm riskinin arttığına dikkati çekti.




“ASPRİN KULLANIMINA DİKKAT”

Aspirinin diğer ilaçlarla etkileşime girdiğinde kanama ve kan basıncının yükselmesi riskini artırabildiğine işaret eden Martin, “Özellikle romatizmal hastalıkların tedavisindeki ilaçlarla kullanıldığında daha çok yaşlı hastalarda ölüme varan sonuçlara neden olabilir” dedi.




İlaçların bilinçsizce şifalı bitkilerle kullanımının da ölümcül olabileceğine dikkati çeken Martin, sarımsak, zencefil, ginkgo biloba gibi bitkilerin kandaki pıhtılaşmayı azalttığını söyledi. Martin, bu nedenle asprin ve ağrı kesici kullananlar ile cerrahi müdahalede bulunulacak kişilerin bu bitkileri kullanmamaları gerektiğini kaydetti.




Martin, şifalı bitkilerden “ginseng”in ters bir etkileşimde uykusuzluk, baş ağrısı, mide bulantısına, biber ailesinden gelen “kava” bitkisinin karaciğer yetersizliği ve epileptik reaksiyona, koni çiçeği olarak da bilinen “echinacea”nın kandaki pıhtılaşmanın artmasına, Kuzey Amerika kökenli “saw palmetto”nun kadınlık hormonu östrojenin daha çok salgılanmasına neden olduğunu söyledi.




Martin, insanların bitkisel kaynaklı ilaçların da kendi farmakolojik özellikleri ve yan etkileri olduklarını unutmaması gerektiği dile getirdi.




ŞİFALI BİTKİLER

Türkiye’de gümüş kaysı, fil kulağı, kız saçı, Çin yelpaze çamı gibi isimlerle de anılan ‘ginkgo’, devamlı dikkat gerektiren veya yoğun ve stresli işlerde çalışanların, dikkat, enerji ve performansını artırmak için öneriliyor. Ginkgo, hafıza ve konsantrasyonu güçlendirirken aynı zamanda enerji takviyesi de sağlıyor.




Kök şeklindeki gövdesinden yararlanılan bir Güney Pasifik biber bitkisi ‘kava’, sakinleştiricilerle benzer etki yaratıyor.




Sindirim sistemindeki gazı gideren, boğaz ve broşlardaki iltihabı çözen zencefil, hamileliğin başlangıcındaki sabah bulantılarını da gideriyor.




Sakinleştirici etkisi olan kava, migren tipi baş ağrılarını azaltıyor.




Ginseng bitkisinin kökü, canlılığı, cinsel gücü artırıcı, gençleştirici etkisi dolayısıyla Çin, Japonya ve Kore’de yüzyıllar boyunca çok değer gördü.




Önemli miktarda germanyum ihtiva eden sarımsak, antibiyotik etkili, vücudun bağışıklık sistemini destekliyor, fiziksel dayanıklılığı artırıyor, kan basıncını düzenliyor ve kolesterolü düşürüyor.




Cinsel organlar ve böbrekler için tonik ve besleyici özellikleri olan saw palmetto, erkeklerde prostat bezleri üzerine çok olumlu ve faydalı etkiler yapıyor, cinsel performansı artırıyor.




Solunum sistemi rahatsızlıklarında kullanılan ‘echinacea’ (Kirpi otu) soğuk algınlığı, grip, otitis media, öksürük ve bronşit tedavisinde kullanılıyor.







http://www.webhatti.com/hastaliklar/160321-sifali-bitkilerin-de-yan-etkileri-var.html




************************




Şifalı bitkilerin yan etkileri




Farklı ilaçların kullanımı ile ilaçların şifalı bitkilerle kullanımından doğacak ters reaksiyonların ölüme neden olabileceği belirtildi.




İleri Etkili Teknoloji Değerlendirme Merkezinden (HiTEC) Janet Martin, farklı ilaçların kullanımı ile ilaçların şifalı bitkilerle kullanımından doğacak ters reaksiyonların ölüme neden olabileceğini söyledi.

2. Uluslararası Hasta Güvenliği Kongresi’ne katılan Martin, ilaç-ilaç ve ilaç-bitki etkileşimlerin zaman zaman ters etki yaratabildiğine dikkati çekti. Martin, ABD’de 1998-2005 yılları arasında ilaç kullanımı hatalarından dolayı hastanede ölüm oranlarının, önceki yıllara oranla 3 kat arttığına işaret ederek, ilaç kullanımındaki hatalardan kaynaklanan ölümler arasında ’farklı ilaç kullanımında farmakolojik ajanların birbirini olumsuz etkileyip ters etki yaratmasının’ önemli yer tuttuğunu vurguladı. Martin, özellikle 65 yaşın üzerindekilerde ve çocuklard ilaçların etkileşimlerinin ters olması nedeniyle ölüm riskinin arttığına dikkati çekti.

"Aspirin kullanımına dikkat!"

Aspirinin diğer ilaçlarla etkileşime girdiğinde kanama ve kan basıncının yükselmesi riskini artırabildiğine işaret eden Martin, "Özellikle romatizmal hastalıkların tedavisindeki ilaçlarla kullanıldığında daha çok yaşlı hastalarda ölüme varan sonuçlara neden olabilir" dedi.

İlaçların bilinçsizce şifalı bitkilerle kullanımının da ölümcül

olabileceğine dikkati çeken Martin, sarımsak, zencefil, ginkgo biloba gibi bitkilerin kandaki pıhtılaşmayı azalttığını söyledi. Martin, bu nedenle asprin ve ağrı kesici kullananlar ile cerrahi müdahalede bulunulacak kişilerin bu bitkileri kullanmamaları gerektiğini kaydetti. Martin, şifalı bitkilerden "ginseng"in ters bir etkileşimde uykusuzluk, baş ağrısı, mide bulantısına, biber ailesinden gelen "kava" bitkisinin karaciğer yetersizliği ve epileptik reaksiyona, koni çiçeği olarak da bilinen "echinacea"nın kandaki pıhtılaşmanın artmasına, Kuzey Amerika kökenli "saw palmetto"nun kadınlık hormonu östrojenin daha çok salgılanmasına neden olduğunu söyledi.

Martin, insanların bitkisel kaynaklı ilaçların da kendi farmakolojik

özellikleri ve yan etkileri olduklarını unutmaması gerektiği dile getirdi.

Şifalı bitkiler

Türkiye’de gümüş kaysı, fil kulağı, kız saçı, Çin yelpaze çamı gibi

isimlerle de anılan ’ginkgo’, devamlı dikkat gerektiren veya yoğun ve stresli işlerde çalışanların, dikkat, enerji ve performansını artırmak için öneriliyor. Ginkgo, hafıza ve konsantrasyonu güçlendirirken aynı zamanda enerji takviyesi de sağlıyor.

Kök şeklindeki gövdesinden yararlanılan bir Güney Pasifik biber bitkisi ’kava’, sakinleştiricilerle benzer etki yaratıyor. Sindirim sistemindeki gazı gideren, boğaz ve broşlardaki iltihabı çözen zencefil, hamileliğin başlangıcındaki sabah bulantılarını da gideriyor. Sakinleştirici etkisi olan kava, migren tipi baş ağrılarını azaltıyor.

Ginseng bitkisinin kökü, canlılığı, cinsel gücü artırıcı, gençleştirici

etkisi dolayısıyla Çin, Japonya ve Kore’de yüzyıllar boyunca çok değer gördü. Önemli miktarda germanyum ihtiva eden sarımsak, antibiyotik etkili, vücudun bağışıklık sistemini destekliyor, fiziksel dayanıklılığı artırıyor, kan basıncını düzenliyor ve kolesterolü düşürüyor.

Cinsel organlar ve böbrekler için tonik ve besleyici özellikleri olan

saw palmetto, erkeklerde prostat bezleri üzerine çok olumlu ve faydalı etkiler yapıyor, cinsel performansı artırıyor.

Solunum sistemi rahatsızlıklarında kullanılan ’echinacea’ (Kirpi otu) soğuk algınlığı, grip, otitis media, öksürük ve bronşit tedavisinde kullanılıyor.




-----------------------0***************************




BİTKİLERİN YAN ETKİLERİ VAR MIDIR?




  Günümüzde kullandığımız ilaçlar, şifalı bitkilerin aksine daha alerjik, daha toksik yan etkiler içermektedir. Bir de uzun süre bu ilaçları kullanmak zorunda kalan hasta üzerindeki negatif etkiler, bazen yarardan çok zarar verebilir bünyeye.

 Şifalı bitkilerle tedavi, ilaç sanayinin ürettiği ilaçlara göre organizmayla daha büyük bir biyolojik uyum içindedir. Doğanın kendisi öyle büyük bir düzen ve denge içindedir ki, şifalı bitkilerde ki kimyasal maddenin organizmaya zarar vermesini önleyen başka kimyasal maddeler de yine aynı bitkinin içinde mevcuttur.




  Şifalı bitkilerin toksik etkileri, ilaçlara göre çok daha düşük seviyededir. Doğal olmaları sebebiyle, gün geçtikçe daha çok tercih edilir hale gelen bitkisel ilaçları bilinçsizce kullanmamak gerekir.




 Özellikle günlük dozlarına ve suda kaynatma ya da bekletme sürelerine uyularak kullanılan bitkiler, bizler için şifa ve zindelik kaynağıdır. Farklı kaynama zamanları suya geçen farklı etkin maddeler demektir. Bir örnek verecek olursak; her gün tükettiğimiz çayı, eğer 1 dakika demleyip içerseniz, uyarıcı etki yapacaktır. Eğer ki 5-7 dk. arası demleyip tüketirseniz sindirimi rahatlatıcı özelliğinden yararlanırsınız. Çayı 10-15 dk. Arası demlerseniz bu sefer de onun dinlendiren, gevşetici etkisini görebilirsiniz.




  Öyle şifalı bitkiler vardır ki, demleme zamanının üzerinde bir  süre suyunun içerisinde bekletirseniz, çay şifalı özelliğini kaybetmektedir. Hatta birer toksin olabilmektedir.

 Şifalı bitkilerin ilaçlara göre bir diğer faydası da, kullanımı sırasında bir organı iyi ederken diğeri üzerinde yan etki yaratmadan tedavi etmesidir. Şifalı bitkiler, ilaçların aksine vücutla daha doğal bir uyum içinde olduklarından örneğin; boğaz mukozasını tedavi eden bir bitki olan Adaçayı ayni zamanda kanı temizler ve gaz şişkinliklerinin giderilmesinde yardımcı olmaktadır. Yalnız aşırı kullanımda adaçayı kan basıncını yükseltebilir. Hamileler kullanmamalıdır.




 Bitkilerle tedavide, bitkileri az miktarda kullanmayı tercih etmek yerinde olur. En büyük yanılgılardan biri de şudur ki; Kısa süre içinde, çok fazla miktarda bitki kullanmak vücuda daha iyi gelmez aksine onun dengelerini bozabilir.

 En önemli nokta, şifalı bitkilerin tedavi edici gücünden hastalığa yakalanmamak ve bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için yararlanmaktır. Önemli hastalıkların tıbbi tedavisi sırasında da, doktorunuzun onayını alarak tedaviye bitkilerle destek verebilirsiniz.




  Şuna da dikkat etmek gerekir ki: bazı bitkisel desteklerin içeriğindeki aktif bileşikler ilaçlarla etkileşerek birtakım zararlı reaksiyonlar meydana getirebilir.

 Örneğin sarımsak; kan basıncını düşürmek, bağışıklık sistemini güçlendirmek  veya dolaşımı desteklemek için kullanılan sarımsak, aspirin ya da diğer kan inceltici birtakım ilaçlarla birlikte kullanılmamalıdır. Kan sekerini düşürmede de etkili olduğu için diyabetli birinin ensülin ihtiyacını azaltabilir.




  Sarı kantaron-TS. Johns North bitkisi; anti depresan ve gevşetici etkisi olan bu bitkiyi  ya da haplarını, eğer anti depresan ilaç, kalp ilacı doğum kontrol hapları  ve kan basıncını düşüren ilaçları kullanıyorsanız, bunlarla birlikte almamalısınız.

 Örneğin bir Kuzey Amerika bitkisi olan Echinacea'nın bağışıklık güçlendirici etkisi vardır ve kış aylarında gribal enfeksiyonlardan, soğuk algınlığından korunmak amacıyla çok kullanılır. Echinacea, karaciğer hasarına neden olabilecek ilaçlarla da alınmamalıdır. Ayrıca, yüksek kan basıncı ve kalp hastalığı tedavisinde kullanılan ilaçlarla etkileşime girerek vücut sistemini bozabilir.







**********************




Bitkilerin Yan Etkileri




Rahatsızlıklara ve hastalıklara karşı şifalı bitki çaylarının kullanımı, en eski ve en çok kullanılan yöntemdir. Çay içimi, sanki tümüyle zararsızmış gibi algılanır genelde. Ama unutulmamalıdır ki, sentetik ilaçlara kıyasla daha hafif ve yan etkisiz olsalar da, şifalı bitkiler de etkili maddeler içerirler. Özellikle uzun süreli kullanımlarda bu özellik önem kazanır. Bilinçli kullanıldıklarında hiçbir zararlı etki oluşturmayan bazı bitkiler, uzun süreli kullanımlarda, mide, bağırsak,böbrek ve mesane tahrişlerine yol açabilirler. Her bitkinin tanıtımında ve önerilen reçetelerde, olası yan etkilere eğinmek gerekir. Bu kitapta önerilen dozajlara ve kullanım biçimlerine uymaya özen göstermeniz bu bakımdan çok önemlidir! Kronik hastalıkların tedavisinde uyguladığımız bitki çayı kürlerine zaman zaman 1-2 haftalık aralar vermeniz doğru olur. Gebelik döneminde ise, doktor tarafından özellikle önerilmedikçe, müshil, uyarıcı veya idrar arttırıcı bitki karışımlarının çayları kesinlikle içilmemelidir!




Tüm bunlara karşın, hiçbir rizikosu olmayan bazı bitkilerin çayını sürekli olarak içebilirsiniz de.

Alerjik tepkiler




Gitgide daha çok çocuk ve yetişkin, egzama, saman nezlesi, astım veya çeşitli besin alerjileri gibi, alerjik tepkilerin sıkıntısını çekiyor. Günümüze kadar, 20. 000 civarında maddenin alerjik tepki oluşturabileceği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Yani, hemen hemen tüm doğal veya yapay maddeler, kullanıldıktan yıllar sonra bile, bağışıklık sisteminin güç kaybına paralel olarak, alerjik tepkiler oluşturabiliyorlar. Kişide alerjik tepkilere yol açan maddelerin saptanabilmesi ise genelde çok zor bir iştir.




Sağlıklı bir insanın güçlü bağışıklık sistemi, zararlı ve zararsız maddelerin farkını kesinlikle saptayabilir. Alerjik kişide ise, zararsız ve hatta sağlığa yararlı maddeler bile zararlı olarak belirlenebilir ve organizma, immunglobilin E türü antikorlar salgılamaya başlar.




Bazı şifalı bitkilerin deriye değmesiyle de alerjik tepkiler oluşabilir, ama bu duruma pek ender rastlanır. Şifalı bitki çaylarının kullanımında da, çok ender olmakla birlikte, bağırsak mukozasında alerjik tepkiler oluşabilir. Bu kişilerdeki belirtiler,mide bulantısı, mide ağrısı ve ishal biçiminde ortaya çıkar. Çay içimine son verildiğinde rahatsızlıklar da sona erer.

Alerjik tepkilere karşı bitki çayları




-Sindirim sisteminin yatıştırılması gerektiğinde, hatmi kökü çayı için.




Yarım veya bir tatlı kaşığı ince kıyılmış kök, bir bardak soğuk suda yarım saat kadar demlendirilir, süzülür ve ılıklaştırılır. Günde 2-3 bardak çay yudumlanarak, rahatsızlıklar sona erene kadar içilir.




-İltihap giderici ve şişlikleri yok edici etki içeren mayıs papatyası ve civanperçemi eşit karışımının çayı doğal bir antihistaminikum olarak bilinir. Akut durumlarda bu çaydan, 1-2 saat arayla 1 bardak içiniz.




Eşit bitki karışımından 1-2 yemek kaşığı dolusu, 1bardak kaynar derecede sıcak suyla haşlanır, üstü kapalı olarak 5-6 dakika kadar demlendikten sonra süzülür ve yudumlanarak içilir.




-Isırgan otu çayı da tüm alerjik tepkilere karşı denenebilir.




Yarım veya bir tatlı kaşığı ince kıyılmış yaprak, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır, 4-6 dakika demlendikten sonra süzülür ve soğutulmadan yudumlanır. Rahatlık sağlanana kadar günde 3-5 bardak içilebilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://kutluforum.yetkinforum.com
huzeyfe
Süper Moderatör
huzeyfe


Mesaj Sayısı : 7719
Rep Gücü : 18108
Rep Puanı : 23
Kayıt tarihi : 27/03/09

Bitkilerin Yan Etkileri--Kanseri yenerken bitkilerle ölmeyin Empty
MesajKonu: Hangi ilaçla ne yenmez?   Bitkilerin Yan Etkileri--Kanseri yenerken bitkilerle ölmeyin Icon_minitimeC.tesi Kas. 18, 2017 12:11 pm

Hangi ilaçla ne yenmez?

Bitkilerin Yan Etkileri--Kanseri yenerken bitkilerle ölmeyin Elma-hangi-yiytecek-300x166
Bazı ilaçları aldıktan sonra yediğiniz şeylere özellikle dikkat etmeniz gerekiyor. İşte hangi ilaçla ne yenmez…

Bitkilerin Yan Etkileri--Kanseri yenerken bitkilerle ölmeyin Shutterstock_201959566-custom-300x200

Tansiyon ilacı ile muz
Tansiyon ilaçları vücudunuzdaki potasyum miktarını arttırıyor. Normalde faydalı olan potasyum gereğinden fazla alındığında kalp problemleri baş gösterebilir. Muz başta olmak üzere yeşil yapraklı sebzeler ve portakal bolca potasyum içerir.


Bitkilerin Yan Etkileri--Kanseri yenerken bitkilerle ölmeyin Indir-8

Kolesterol ilacı ile greyfurt
Greyfurt ve greyfurt suyu kan dolaşımınızdaki kolesterol ilacı seviyesini arttırır. Bu da bacak ağrısı başta olmak üzere ilaçların yan etkilerine duyarlı hale getirir.


Bitkilerin Yan Etkileri--Kanseri yenerken bitkilerle ölmeyin Gebelikte-Kizilcik-Suyu-46744-300x200

Kan sulandırıcı ile kızılcık suyu
Kan sulandırıcı ilaç kullanırken kızılcık suyu içen hastaların kanlarının ekstra sulandığı ve bunun da tehlikeli komplikasyonlara yol açtığı görüldü.


Bitkilerin Yan Etkileri--Kanseri yenerken bitkilerle ölmeyin Spanak-faydaları-300x197

Kan sulandırıcı ile ıspanak
Ispanak ve diğer koyu yeşil yapraklı sebzelerde bulunan K vitamini, kan sulandırıcıların etkisini azaltarak pıhtılaşma riskini arttırabilir. Lahana ve brokoli de kaçınılması gereken sebzelerden.


Bitkilerin Yan Etkileri--Kanseri yenerken bitkilerle ölmeyin Sut-urunleri--300x207

Tetrasiklin antibiyotikler ile süt ve süt ürünleri
Süt ve süt ürünlerinde bulunan kalsiyum, antibiyotiklerin emilimini azaltabilir ve bu da antibiyotiklerin etkisini yok edebilir. Bu yüzden süt ve süt ürünleri tükettikten 1-2 saat sonra antibiyotik alınmalı.


Bitkilerin Yan Etkileri--Kanseri yenerken bitkilerle ölmeyin Fft99_mf9972119-300x168

Bakteriyel enfeksiyon ilaçları ile işlenmiş et
Amino asit tiramin içeren tütsülenmiş veya salam, sosis ve sucuk gibi işlem görmüş etler tükettikten sonra bakteriyel enfeksiyon ilaçları almak tansiyonda ani sıçramalara yol açabilir. Muz, avokado, çikolata ve alkol de amino asit içerir.


Bitkilerin Yan Etkileri--Kanseri yenerken bitkilerle ölmeyin Ceviz_yiyerek_zayiflayin-300x214

Tiroit ilaçları ile ceviz
Ceviz ve diğer lif bakımından zengin yiyecekler tiroit ilaçlarının emilimini engeller. Tiroit ilaçlarında bulunan kimyasalların emilmesi için yatmadan hemen önce alınması öneriliyor.



Akciğer kanserinin en sinsi 9 belirtisi


Sonraki
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Bitkilerin Yan Etkileri--Kanseri yenerken bitkilerle ölmeyin
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kanseri yenerken bitkilerle ölmeyin
» BİTKİLERİN YAN ETKİLERİ
» Şifalı bitkilerin de yan etkileri var
» Renklerin Etkileri
» Benim En Çok Kullandıklarım yan etkileri

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KUTLU FORUM :: KÜLTÜR DÜNYASI :: Sağlık Ve Şifalı Bitkiler-Gıda :: şifalı bitkiler zararları yan etkileri-
Buraya geçin: