KUTLU FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
KUTLU FORUM

Bilgi ve Paylaşım Platformuna Hoş Geldiniz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Tenkit Psikolojisi.... Gıybet V e Tenkid Farkı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Semanur
Özel Üye
Semanur


Mesaj Sayısı : 920
Rep Gücü : 2246
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 23/06/09
Yaş : 60
Nerden : İzmir'den

Tenkit Psikolojisi....  Gıybet V e Tenkid Farkı Empty
MesajKonu: Tenkit Psikolojisi.... Gıybet V e Tenkid Farkı   Tenkit Psikolojisi....  Gıybet V e Tenkid Farkı Icon_minitimeCuma Nis. 23, 2010 11:57 pm


Tenkit Psikolojisi


Dr. Hasan AYDINLI

Hatalarımızın uygun şekilde bizlere ifade edilmesi ve bizim bunu kabul etmemiz, şahsî kemâlât açısından gereklidir. Birçok insanın hiç hoşlanmadığı tenkitte gaye ve ölçü ne olmalıdır, Peygamberimiz’in (sas) bu husustaki metotları nelerdir?.. Menfî tenkidi alışkanlık haline getiren kişilerin şuuraltında hangi düşünceler yatıyor olabilir, menfî tenkitçilerin toplum içindeki yeri nedir?.. Tenkidin ferdî ve içtimaî hayatta sebep olduğu hasarlar, olumsuzluklar... Tenkitte mihenk taşımız ne olmalıdır?

Her şeyi tenkit eden bir adam bir tabloyu da tenkit etmiş. Yanındaki: ‘Sen hiç bu kadar güzel bir eser meydana getirdin mi?’ deyince, adam: “Arkadaşım ben yumurtlamayı bilmem; ama bir yumurtanın sağlam veya çürük olduğunu pek âlâ anlarım.” diye cevap vermiş.

Birilerinin tenkit ettiğini, birilerinin de tenkit edildiğini sık sık görürüz. Acaba insanlar niçin tenkit eder? Tenkit etmenin arkasındaki psikolojiler nelerdir? Tenkidin faydaları var mıdır? Müspet tenkit nasıl yapılır? Tenkidin insan psikolojisine tesirleri nelerdir?

Tenkit; sözlü, yazılı veya fiilî olabilir. Lûgat mânâsıyla tenkit; herhangi bir insan, eser veya konunun, doğru-yanlış, eksik-fazla, güzel-çirkin yanlarını bulup gösterme işidir. Tenkidin ahlâkî zâviyeden iyi veya kötü olarak vasıflandırılması; kime, ne zaman, nerede, hangi dozda, hangi maksatla ve ne niyetle yapıldığına bağlıdır. Bu açıdan bakılınca tenkit, müspet tenkit (yapıcı olan, fayda sağlayan) veya menfi tenkit (yıkıcı ve zarar veren) olarak ikiye ayrılır. Tenkidin tesiri de yukarıda zikredilen hususiyetlere bağlı olarak farklılıklar gösterebilir.

Kişi niçin tenkit eder?

Ferdî ve içtimaî hayatın daha iyi hâle gelmesi için hataların fark edilip usûlünce ifade edilmesi yararlıdır. Ancak bu ifade şeklinin kişiye ve çevresine zarar vermemesi ve ifadelerin iyi niyetli olması gerekir. Bu şekilde yapılan müspet tenkitlerde yanlışı düzeltme mülâhazası vardır.

Aile ve cemiyette menfî tenkide kilitlenenler, giderek her şeyde bir olumsuzluk arama gibi bir duruma düşerler. Bu şekilde tenkidin bir alışkanlık olarak yapıldığı sık görülür.

Yıkıcı tenkidin gerisinde hissî ve nefsî mülâhazalar yatabilir. Rekabet ve kıskançlık da, kişiyi sürekli tenkide sürükler. Bu durumda tenkide mevzu olan hususu düzeltme ve çözme gayesi veya iyi niyet olmadığı için, iki taraf da bundan zarar görür. Kısacası ‘üzüm yemek yerine bağcıyı dövmek’ niyeti ile konuşmamak gerekir. Değerlendirmelerde samimi olmak, hissî ve nefsî mülâhazaları terk etmek, çoğunlukla yıkıcı tenkit yapmamıza engel olsa da, bu tenkidin yerini, zamanını, dozunu ve üslûbunu ayarlayamadığımız takdirde, yıkıcı tenkitlerle karşılaşmamız kaçınılmaz olacaktır.

Yıkıcı tenkit içtimaî bir hastalık haline gelebilir. Meselâ medyada ‘hatırı sayılır’ kişilerin bile, duygularına yenik düşerek yaptıkları yıkıcı tenkit şaşırtıcıdır. Tv’deki birçok tartışma programındaki tenkidin gerisinde, iyi niyetli bir yaklaşım yerine daha çok karşıdaki kişiye maddî- mânevî zarar verme gayesi vardır. Karşıdaki kişi ne söylerse söylesin, tek taraflı değerlendirme ve sonrasında tenkit yapılmaktadır. İçtimaî hayatı derinden yaralayan bu üslûbun yeni yetişen nesillere sirayet etmeden değiştirilmesi gerekir.

Batı kaynaklı “kişisel gelişim”de ferdiyetçiliğin bir kurtuluş gibi görüldüğü günümüzde, şahsiyet ve benlik aşırı yüceltilmiştir. Bu durumda, ‘var olmak için yok etme’ veya en başarılı olmak adına diğerleri geçilmeye çalışılıyor, diğer insanlar yıkıcı bir üslûpla tenkit ediliyor ve şahsî çıkarlar korunuyor. Benlik ve enaniyetin, menfî tenkidi artırdığı görülmektedir.


****************************



Tenkitçinin psikolojisi

Yıkıcı tenkitlerde empati eksikliği vardır, karşıdakinin psikolojik durumu pek düşünülmez. Yeterince empati kurabilen kişilerde yıkıcı tenkit daha az görülür.

Negatife odaklanan ve karamsar kişilerde ise, eksik tarafı bulma daha fazla söz konusudur. Herkesin ve her hâdisenin eksik ve yanlışlıkları onları etkiler. Mutsuz ve distimik (uzun süreli hafif mutsuzluk hali) kişilerde, iradî veya gayri iradî karamsar bakış açısı tenkidi artırır. Bu durumdaki kişiler, içlerinde bulundukları durumu fark edemeyebilirler. Çevredekilerin bunu fark etmesi ve böyle kişilere yardımcı olması gerekir. Meselâ karamsar bir çocuk oyun esnasında arkadaşlarının kendisine yaptığı normal davranışı bile kasıtlı olarak değerlendirir, onları tenkit eder ve sevilmediğini düşünür. Bu durumda onu yakından tanıyan kişilerin onunla ilgilenmesi gerekir.

Aşırı mükemmeliyetçi kişilerde, kendini ve başkalarını sürekli değerlendirme, hataları bulup çıkararak her şeyin hatasız olmasını isteme gibi bir tavır görülür. Mükemmeliyetçi kişiler, çevresindekilerin hatalarını bularak stresin artmasına sebep olurlar. Meselâ mükemmeliyetçi bir anne, çocuğunun not olarak dört almasını bile kabullenemez; hep beş almasını ister. Bu ise, çocuğun stresinin artmasına, başarısının azalmasına yol açabilir. En mükemmeli istemek ve beklemek bazı güzelliklerin sönmesine sebep olabilir.

Tenkitçinin şuuraltında “Ben daha iyi bilirim, daha iyi yaparım” gibi bir düşünce olabilir. Bu düşünce ile kişilerin veya herhangi bir hâdisenin yanlış yanlarını bulur. Buna istinaden, karşıdaki kişiden daha iyi bildiğini kendince ispat etmiş olur. Böylece benliğin ve enaniyetin daha da artmasına sebep olur. Bu türlü tenkit giderek yıkıcı bir mahiyet kazanabilir.

Kimileri ise, hatalarını gayri iradî olarak örtmek için tenkit eder. Özellikle kurumlarda bu durum daha da yaygındır. Başkaları tenkit edildiğinde veya eksik tarafları bulunduğunda, tenkitçi yerinin sağlamlaştığını sanır, hatalarının örtüldüğünü düşünür. Aile içinde de, yanlışların hep başkalarına mal edilmesi, kişinin kendi hatalarını düzeltmesine engel teşkil eder ve aile içi münasebetlerin zedelenmesine yol açar. Sürekli her şeyi ve herkesi olumsuz bakış açısı ile değerlendiren kişiler, kendilerini strese ve kaygıya ittikleri gibi, çevrelerine de negatif enerji yaydıklarından yalnızlaşırlar.

Tenkit edilenin psikolojisi

Söylenen her kelimenin karşı tarafta bir yansıması vardır. Bu yansıma müspet veya menfi olabilir. Bir değerlendirme yapmadan önce, neyi niçin eleştirdiğimizi ve bunun sonucunda kimin ne kadar fayda göreceğini hesaba katmalıyız. Söylediklerimizle sadece karşı tarafa mesaj vermekle kalmayıp, o kişinin kısa, orta ve uzun vadedeki davranışlarına da tesirde bulunduğumuzu unutmamalıyız. Olumlu üslûbu yakalayamadığımız değerlendirmelerde karşı tarafa zarar verebileceğimizi aklımızdan çıkarmamalıyız.

Tenkit, daha ziyade tenkit edilen tarafta strese yol açar; bu da kişilerin zamanla birbirinden uzaklaşmasına sebep olur. Her şeyi yıkıcı bir şekilde tenkit eden kişilerin, aile içinde bile yalnız oldukları görülür. Kimse o kişiye bir şey bahsedemez hâle gelir; çünkü karşılığında sürekli bir olumsuz değerlendirme görmektedir. Tenkit ile birlikte muhatapta kırılma ve dışlanma duygusu oluşabilir. Bir kişinin sürekli eksik taraflarını söylediğimizde, o kişinin kendine bakış açısı olumsuz hâle gelir. Kendisini yetersiz ve başarısız hisseder. Bu durumda endişesi artar. Endişe ve stresi artan kişilerin de, hataları çoğalır. Yani fâsit daire oluşur. Tenkit, stresi; stres de hatayı beraberinde getirir. Sık hata yapan kişi ise daha çok negatif mesaj almış olur.
Tenkit ile karşı tarafın ya cesaretinin azalarak pasifleşmesine veyahut daha da hiddetlenmesine sebep olunabilir. Sürekli olumsuz sözler işiten insanlarda, tenkit edilme korkusu ile cesaretsizlik başlar. Tenkit ettiğimiz kişinin bize karşı içten içe öfke duyması halinde de aradaki diyalog bozulur.
Bir kişinin veya şeyin, birçok güzel tarafı olduğu halde sadece hatalı ve yanlış yönlerini açığa çıkarmak hakkaniyet ve adalet ile açıklanamaz. Tenkit edilen kişinin güzel yönlerinin fark edilmemesi, o kişinin güzelliklerinin azalmasına sebep olur. Bir bahçede onca güzel çiçek varken, sadece birkaç yabanî ota takılmamız o çiçeklerin zamanla azalmasına yol açabilir. Sürekli tenkit edilen kişinin mutsuzlaşması ve içe kapanmasına sebep olabiliriz.


***********************

Müspet tenkit nasıl olur?

Bir konuyu veya kişiyi değerlendirirken niyetimiz ve tercih ettiğimiz üslûp çok önemlidir. Karşı tarafın tenkidimizden istifade etmesinde en önemli unsur niyetimizdir. Lisan-ı hâlimizle ve konuya yaklaşımımızla iyi niyetimizin hissettirilmesi gerekir. Tavır ve üslûp çok önemlidir. Karşıdakinin bize tavır almasına sebep olacak tutumlardan kaçınmalıyız. Tenkit yumuşak bir üslûpla yapılmalıdır. Böylece yapıcı ve müspet davranmış oluruz. Karşı tarafın da alıcılarının açılmasına ve görüşlerimizden istifade etmesine zemin hazırlarız. Niyetimizin ve üslûbumuzun iyi olmadığı tenkitlerde ise, hem bizden uzaklaşmasına hem de görüşlerimize karşı alıcılarını kapatmasına sebep olabiliriz.

Değerlendirdiğimiz şeyin anlayışımıza göre eksik ve yanlış tarafları varsa, subjektif tenkit yapmış oluruz. Kriter ve standartlara göre değerlendirmeler yapılmışsa objektif tenkit yapılmış olur. Buna şöyle bir misal verilebilir: Bir söze başlarken ‘bana göre, bana sorarsan, benim anlayışıma göre’ gibi ifadeler, karşı tarafın cephe almasına sebep olabilir. Bunun yerine, standartlarımızı daha objektif kaynaklara dayandırarak söze, ‘falan kitaba göre, bazı büyük zatların dediğine göre’ şeklinde başlamamız faydalı sonuçlara vesile olabilir.

Amirlerimizin veya bilgi ve tecrübelerinden yararlandığımız kişilerin tenkidi müspet kabul edilir. Çünkü bu kişilerin görüş bildirmesi ile karşı tarafın iyiliği, faydası ve olumlu bir hale gelmesi sağlanır. Birçok kimse bu kişilerden aldığı tenkitlerle kendini yetiştirir ve eksikliklerini gidermeye çalışır. Hattâ böyle bir değerlendirmenin olması yetişme ve yetiştirme açısından gereklidir.

Tenkitteki gâyemiz karşıdaki kişinin hatasını düzeltmek olsa bile, o hatanın yerleşmesine sebep olabiliriz. Bir kişiye yanlışını söylemekten ziyade, ona nasıl olması gerektiğini söylemeliyiz. Eğer karşımızdaki kişi hatalarının söylenmesine alışmışsa, artık bunları tekrar tekrar tenkit etmek doğru olmaz. Bu tür kişilere hataları söylendikçe hatalarının yerleşmesine yol açabiliriz. Bunun yerine, bu kişilerin olumlu yönlerini ön plâna çıkarıp eksik yanlarına işaret etmek daha faydalıdır.

Efendimiz (sas) insanların hatalarını isim vermeden düzeltmeye çalışmıştır. Şahısların hatalarının ön plâna çıkarılması, isim verilerek konuşulması, şahsın psikolojisi açısından uygun olmayabilir. Bu konuda Efendimiz (sas) bize rehberdir.

Çocuklarla olan münasebetlerde onların iyi yönlerini ön plâna çıkarmak önemlidir. Meselâ sınıfta bir soru sordunuz. Öğrencilerden birisi cevap verdi; ama verdiği cevap yanlış. Bu durumda yanlışa işaret etmeden öğrencinin olumlu yönlerini, cevabındaki bilgi parçalarını kullanarak onu rahatlatmalıyız. Daha sonra cevabın yanlış olduğunu ifade etmeliyiz. Bu durumda öğrenci kırılmayacak ve sonraki sorularda cevap verme cesareti bulacaktır.

Takım halinde çalışanların, arkadaşlarını tenkitten kaçınması gerekir. Tenkit eden kişi, başkalarının da tenkide başlamasına kapı açar; dedikodu ve gıybetin artışına sebep olur. Bu durumda bir arada çalışma ruhu zedelenir. Kişiler sürekli birbirlerinin hatalarını görmeye başlar. Kardeşlik ve arkadaşlık zarar görür. Bediüzzaman Hazretleri bu konuda şöyle der: “İkinci düstürunuz: Bu hizmet-i Kur’âniyede bulunan kardeşlerinizi tenkid etmemek ve onların üstünde faziletfüruşluk nev’inden gıbta damarını tahrik etmemektir. Çünkü nasıl insanın bir eli diğer eline rekabet etmez; bir gözü bir gözünü tenkit etmez; dili kulağına itiraz etmez; kalb ruhun ayıbını görmez.. belki birbirinin noksanını ikmal eder, kusurunu örter, ihtiyacına yardım eder, vazifesine destek olur; yoksa o vücud-u insanın hayatı söner, ruhu kaçar, cismi de dağılır.’’ 3

Tenkit ile Kur’an-ı Kerim’deki ‘nasihatle kötülükten uzaklaştırma’ arasında fark vardır. Mü’minlerin kardeşlerinde gördükleri eksiklikleri iyi niyetle ifade etmelerindeki ve nasihatte bulunmalarındaki niyet ve yaklaşım mü’mine yakışır olmalıdır.

Ölçümüz şu olmalıdır: ”Her şeyi tenkit, her şeye itiraz bir yıkma hamlesidir. İnsan bir şeyi beğenmiyorsa daha iyisini yapmaya çalışmalıdır. Yıkmaktan harabeler, yapmaktan mamureler meydana gelir.” 2




********************


Tenkidin faydaları var mıdır?

Müspet tenkidin faydaları olmasına karşılık yıkıcı tenkidin zararları vardır.

Hataların süreklilik kazanmaması ve büyümemesi açısından tenkidin yararları vardır. Kişinin kendini bir aynada seyretmesine ihtiyaç vardır. Müspet tenkit ayna vazifesini görür. Kendimizi bu aynada seyreder hatalarımızı görür ve düzeltiriz. Yerinde tenkitler, insanların bir arada çalıştığı yerlerde sağlıklı işleyiş açısından gereklidir. Ancak yıkıcı tenkit bu gibi yerlerde ciddî sıkıntılar oluşturur. Bunun yerine müspet tenkidin yapılması gerekir.

Müslümanlara, bir kötülük gördüklerinde, duruma göre, önce elleri, sonra dilleri ile engellemeleri, buna güçleri yetmiyorsa da kalbleri ile buğz etmeleri emredilir. Bu mülâhaza ile yanlışın uygun bir şekilde engellenmesi faydalı olacaktır.

Çoğumuz hatalarımızın söylenmesinden pek hoşlanmayız. Yanlışlarımızın bize uygun bir şekilde ifade edilmesi ve bunu kabullenmemiz şahsî kemâlat açısından gereklidir.

Eğitim ve öğretimde de müspet tenkit, hem iyi eğitimi destekler, hem de bilimin gelişmesine katkı sağlar.

İster amir, ister memur, isterse de ailede bir eş olalım, günlük hayatımızda müspet bakış açısı hâkim olmalıdır. Bu bakış açısına sahip kişilerin hayatta başarılı olduklarını ve etraflarında çok sevildiklerini görmekteyiz.

Sonuç olarak

Her şeyi tenkit edenler, kendilerini de nefis muhasebesine tâbi tutmuyorlarsa, bu durum onların hatalarını düzeltmelerine engel teşkil eder. Hep başkalarını tenkit eden kişilerin kendi hataları konusunda da aynı hassasiyeti göstermeleri gerekir.

Tenkit alışkanlığı, dedikodu ve gıybeti beraberinde getirebilir. Dolayısıyla tenkide başlayan kişi, bir süre sonra dedikodu ve gıybete de yakalanabilir.

Yapıcı olmak ve güzeli takdir etmek, her zaman teşvik edilen bir davranıştır. “Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır.’’ ifadesi bizler için bir mihenk taşı olmalıdır. Hayatımıza bakışımızı buna göre ayarladığımızda, hem kalb kırmamış, hem de müspet davranmış oluruz.

Tahribin tamire göre daha kolay olduğu bilinmesine rağmen, tahripçi tenkit üslûbunun toplumumuzda yaygınlaştığını müşahede edilmektedir. Birilerini menfî tenkit ederek sıkıntıya sokmanın prim yaptığı ve bunu alkışlayan insanların kolayca bulunduğu ortamda, müspet davranmak zordur. Tenkit edilen kişinin ruh halini göz önüne alıp öyle konuşmak, tenkit etmeden önce nefis muhasebesi yapmak gerekir.

Ona-buna eksiklik-bozukluk atfedenler, kendilerini ifade etmek için herkesi hor görürler. Bunlar gönüllerine göre kendilerini ifade edemedikleri için hep âlemin kusurları ile meşgul olurlar. Aleyhissalâtü vesselam Efendimiz, "O bozuk, bu bozuk, şu da bozuk." diyene "Bozuk olan asıl kendisidir." manasına şöyle buyurmuştur: "İnsanlar helak oldu diyen asıl kendisi helak olmuştur." Kişinin vicdanı ve kalbi duru olsa her şeyi duru görür. Mizaç bakımından herkeste kusur arayanları, birkaç hafta Cebrail Aleyhisselam'la buluştursan onda da kusur bulur ve "Ayağını nasıl kaydırabilirim?" yolları araştırır. Aslında bozukluk bu tip insanların karakterlerindedir. Bunların ahlâk anlayışı geçimsizliktir. Bu tip hiç kimse ile geçinemeyenlerin bütün derdi, kendini ifade etmektir. Bunlar sürekli kendilerinden bahsedilmesini, hep kendilerine değer verilmesini ve her zaman öne çıkarılmalarını isterler. Bir işi üstün bir başarıyla tamamladığı zaman şunu diyebiliyor musun: "Eğer şu arkadaş veya benden başka birisi yapsaydı, bu iş neticeleri itibarıyla daha çok hayırlara vesile olacak ve dolayısıyla daha fazla başarı elde edilmiş olacaktı."

İşte bu anlayış Kur'ân ruhunun ve Peygamber ahlâkının ifadesidir. Aksine hep beklenti içinde olup kendini her zaman öne sürmeye kalkanlar, hezeyanlarını bir ruh hastalığı içinde yaşayanlardır.


******************************



Tenkitte Denge

Sözlük manası; “Bir kimse veya şeyin iyi veya kötü yanlarını bulup meydana çıkarmak” olan tenkit, halk arasında genellikle menfi manada kullanılmaktadır. Hâlbuki kavramların hemen hepsinin menü ve müspet manaları ve uygulamaları vardır. Tenkit de müspet yönüyle fert ve toplum hayatımız için çok faydalıdır. Onun menfi yönünden zarar görmemenin yolu, yasaklar koymak değil, meşru sınırlarını çizmektir. Çünkü insan, çevresiyle, zihnen ve hissen devamlı irtibat halindedir ve içinde bulunduğu ortam hakkında değerlendirmelerde bulunmasını önlemek de mümkün değildir. Önemli olan bu değerlendirmelerde belirli ölçülere riayet edilmesidir ki, gıybet ve sü-i zan sınırlarına varılmasın ve insanlar arası ilişkiler zarar görmesin.

Kâinattaki olaylara ve insanlara ifrat derecede hüsn-ü zanla bakmak, bir nevi Polyannacılıktır ve bu durum mükemmelleşmeye bir engeldir. Çünkü -peygamberler istisna tutulursa- insanoğluna ait olan şeylerde mutlak doğru ve yanlış yoktur. En batıl bir fikirde bile bir hakikat kırıntısı bulunabileceği gibi, en üstün bir sistemin de birçok eksik yanı olabilir. Gerçi “güzel gören güzel düşünür”, ama eksiklikleri görmeyenin de terakki etmesi mümkün değildir. Herkes birbirini mükemmel gördüğü takdirde, kim kime neyi nasihat edecek ve ‘emri bil maruf nehyi anil münker’ için gerekli motivasyon nasıl sağlanacaktır?

Mükemmele ulaşma gâyesiyle yola çıkan bir insan, işe, kendini tenkitle başlamalı ve irtibatlı olduğu sosyal daireleri merkezden en geniş daireye kadar iyi ve kötü yanlarıyla ele alarak değerlendirmelidir ki, hayatını mükemmele ulaşma yolunda sürdürebilsin.

İki yanı keskin kılıç misali tahrip ve tamire açık tenkidin, zarar ve faydalarını ve dikkat edilmesi gereken prensiplerini, fert ve toplum seviyelerinde olmak üzere iki ana başlık altında toplayabiliriz



********************************


G I Y B E T V E T E N K İ T

Eğer birisi herkesi tenkit ediyor, herkeste kusur arıyorsa bir gün onun dalalete uğrayacağı endişesini taşıyorum ve bu endişemi yeneceğim herhangi ciddi sebep göremedim, kanaatim devam ediyor. Kendini tenkide vermiş, tenkide kilitlenmiş insanların akıbetinden endişe ediyorum.

Hafazanallah bu, küfre düşeceklerinden endişe ediyorum demektir. Bu açıdan arkadaşlarımız ağızlarını kirletmesinler . Ağzın kirlenmesi kalbin kirlenmesinden olur. Fesad-ı kalb olmazsa fesad-ı lisan olmaz. İçi bozuklar vardır ki dilleri sürekli tenkiddedir.

Sizin Cebrail kadar aktiviteniz olsa, hayata mazhar olsanız, o kadar çalışsanız, o kadar ihlaslı olsanız o kadar samimi olsanız eğer birbirinizi tenkit ediyorsanız, vallahi, billahi,tallahi, oradaki hizmetinizde bereket bulamazsınız. Az gidersiniz, uz gidersiniz, dere tepe düz giderseniz, fakat bir çuvaldız boyu yol alamazsınız.

Şu an Türkiye’de , çok az yerde değişik birimlerde kendi cemaatini tenkit eden bazı arkadaşlarımız yüzünden bereketin, selin önündeki kütükler gibi sürüklenip gittiğini gördükçe, yer yer “Allah’ım hidayet eyle” diyorum. Yer yerde “Bu iki tane kalbi bozuk, dili bozuk, eğer bunları alıp götürmenle bu afeti def edeceksen bunları al götür.” diyorum. Kim diyor bunu? Düşmanlarının ölümü karşısında bile ağlayan bir kalp söylüyor. Çünkü, bir yerde hizmet her şeyin önüne geçer.

Gıybet edenlere de , kardeşini çekiştirene de yerinden kalkamayacak şekilde 39 değnek atmayı, hatta dillerini kesmeyi bile düşünüyorum.” Saçlarına ak düşmüş, saçları dökülmüş ,kel ...” demek bile gıybettir. Birilerini çekiştirmeyi hizmet sayan hainler var. Esasen, avrat gibi dedikodu yapanlar bu hizmete sonradan girenlerdir.

İnsan Müslüman aleyhinde ne derse , ne düşünürse mutlaka başına gelir.Yeminle söylüyorum gelir. Kendisinin başına gelmezse de ailesinden birisinin başına muhakkak gelir...

Üstadımızın birini çekiştirdiğini gördünüz mü? Lütfen bu konuda hassas olalım. Bunun her yerde tahşidatını yapalım. Ve ahlak haline getirelim. Zira böyle günahlara önem vermeyen ateşle oynuyor demektir.

Ben arkadaşlardan rica ve istirham ediyorum, küfür saysınlar gıybet ve tenkidi. Ellerini ayaklarını öpeyim, şu bembeyaz olmuş saçlarımla başımı kaldırım taşı gibi ayaklarının altına koyayım. Allah rızası için, Resulullah aşkına , Hz üstadın hatırı için, bu uğurda hizmete giderken ölen şehitlerin hatırı için, Allah aşkına birbirlerini tenkit etmesinler, ben biraz daha sabredeceğim. Biraz daha dişimi sıkıp dayanacağım, ama bir gün ellerimi açıp hala tenkit etmeye devam edenlere “Allah’ım , şimdiye kadar sadece düşmanları sana havale ediyordum. Düşmanca duygularla bu hizmetin üzerine giden arkadaşları da sana havale ediyorum.” Derim diye korkuyorum. Yalvarıyorum size Allah aşkına, hizmetin bereketine dokunmayalım, tenkit etmeyelim, ve musibeti ikileştirmeyelim............



******************************************************


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Semanur
Özel Üye
Semanur


Mesaj Sayısı : 920
Rep Gücü : 2246
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 23/06/09
Yaş : 60
Nerden : İzmir'den

Tenkit Psikolojisi....  Gıybet V e Tenkid Farkı Empty
MesajKonu: Geri: Tenkit Psikolojisi.... Gıybet V e Tenkid Farkı   Tenkit Psikolojisi....  Gıybet V e Tenkid Farkı Icon_minitimeC.tesi Nis. 24, 2010 12:20 am

abdulkadir hocamın yorumu

yaşadığım tecrübeler bu fakire şunu öğretti ki

"Eğer insanlık diyen bir vazifeniz,yükünüz yoksa ,evradü ezkarınızda,kalbi hayatınızda zaaflar söz konusuysa,kitab okumuyorsanız,tefekkür dünyanız zafa uğramışsa..nefsaniyete yelken açmışsanız
malaniyata,gevezeliklere ve gıybetlere,tenkidlere çok açık oluyorsunuz.

Dil kalbten koptumu konuşurda konuşur...
Bir ilahide diyor ya "dilim kalbe indirdim"

Allahın bir insan verdiği en önemli nimetlerinden biri ayıblarını,kusurlarını bilmesidir.
Kuranda o sebebledirki "Allahı unutup sonrada Allahın nefislerini unutturduklarından olmayınız "buyruluyor
Allahın davası kısmen yada tamamen rafa kalkınca nefisler unutuluyor,hassasiyetler kayboluyor,letaif sönüyor
Ondan sonra başlıyor gıybetler,tenkidler,başkalarında ksuru aramalar,birer "bay mükemmel" kesilmeler

Hiç olmazsa zaten gafletim var,ülfetim var,kusurm var,ihmalim var,ataletim var..birde kalkıp kardeşlerimin gıybeti yapmak gibi bir alçaklığa,kalleşliğe neden bulaşıp ,var olan 3 5 sevabımı da zayi edeyim diye düşünmek noktasında beyinlerimiz şartlandırmamız lazım.

Geçen gün Hoca Efendi mehtab tv de,bir makama bir kardeşini daha layık görmek sevaptır diyordu
İhlas risalesiniz 4 düsturunda 3 ü kardeşlerimiz ma beynindeki meselelerle ilgilidir..
Çünkü bu gıybet ve menfi tenkid hastalığı öyle çözülmeye sebebki insanda ne letaif bırakır,ne kalb hayatı,ne hizmet aşkı şevki,ne taat sevdası...eğer dizginlenmezse insanı küfre kadar götürebilir..Hafizenallah

Bir ara notlarda gelmişti,gıybet zinadan kötüdür,büyüktür..mümasili bir şey"

Bazen harici dünyada görüyorum,manevi beselnmede problemi olan zihniyetler gözleri kapalı öyle tenkid ediyorlarki
yahu sen ne yaptın da başkasının yaptıklarını tenkid ediyorsun,gelişi güzel karalıyorsun diyesim geliyor


Rabbim cümlemizi korusun
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Semanur
Özel Üye
Semanur


Mesaj Sayısı : 920
Rep Gücü : 2246
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 23/06/09
Yaş : 60
Nerden : İzmir'den

Tenkit Psikolojisi....  Gıybet V e Tenkid Farkı Empty
MesajKonu: Geri: Tenkit Psikolojisi.... Gıybet V e Tenkid Farkı   Tenkit Psikolojisi....  Gıybet V e Tenkid Farkı Icon_minitimeC.tesi Nis. 24, 2010 12:25 am




Tenkid neredeyse tüm negatif sıfatları içine alan bir şeydir:

1. İş yapmak yerine konuşmak
2. İşi çözmek yerine boş şeylerle uğraşmak
3. Kendi bir dirhem menfaatini hizmetin onuruna tercih etmek.
4. Kendi küçük hesabında boğulup, başka hesaplara gözünü kapamak
5. Kendi dar zaviyesinden bakıp, başka zaviyeleri görmemek
6. Kendi küçük aklına güvenip, istişareyi kulakardı etmek
7. Egoizm
8. hakkın hatırına hürmet etmemek
9. Realite içinde hesaplar yapmak yerine, bir cins idealizm ile ümniyeler peşinde koşmak
10. Realitenin ezici çarklarına boşvermek
11. Kendi de yükün birazını omuzlamak yerine, vazifelileri relitenin çarkları içideki halleriyle başbaşa bırakmak
12. Dua ile yardımcı olacağı yerde, gıybet ile zarar vermek
13. Zaten az ve yardımcısız bulunan kardeşlerine teşvik ile yardımcı olacağı yerde, tenkid ile şevklerini kırmak
14. Hizmet aleyhine şeytanla işbirliği yapmak
15. insanların hususi hallerine ve o hususi ızdıraplarına karşı şefkat etmeyip, tenkid örsü ile bir de kendisi vurmak
16. işin içindekilerin hallerini bilmediği halde cehalet ile hüküm vermek, bilmediği şey hakkında konuşmak
...

_______________________________________

- eğer tenkid atmosferi olursa;

i) o mevzubahis olan kişini veya kurumun pozitif yönlerini anlatarak başlayın
ii) onları tenkid etmeden, işin doğrusunu anlatın
iii) sonra da o işin düzelmesi, hem sizin hem o kişi-kurumun hidayete ermesi ve günahlarının affı için dua edin (bunu da sesli ve orada yapın)
iv) mevzubahis olan hatadan da hem sizin(yani konuşanların) hem onların (yani konu olan kişi-kurumun) kurtulması için dua edin
v) eğer o konuda işlerin düzelmesi içn konuşan kişilerin yapabileceği bir şey varsa, küçük de olsa hemen yapıverin veya yapılası için plan yapın

eğer böyle yaparsanız, günahtan (en azından, önemli bir kısmından) kurtulursunuz..

Alıntı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Tenkit Psikolojisi.... Gıybet V e Tenkid Farkı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Gıybet Tüm kötülük, yıkılış ve kahroluşların temelinde gıybet tohumu vardır.
» İbni Sina Hekim – The Physician FİLMİNE TENKİT
» Bilinçaltı ve Kalb Hayatı-İNSAN PSİKOLOJİSİ
» RAMAZAN SOSYOLOJİSİ ve PSİKOLOJİSİ ÜZERİNE BİR DENEME
» TÜRKLERİN DİYALOG FARKI

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KUTLU FORUM :: Din Kültürü Dersi-Eğitim Öğretim :: Güzel Ahlakla İlgili Konular-Adab-ı Muaşeret-
Buraya geçin: