Ögrenci Merkezli Eğitim ve Çoklu Zeka
Merkezde ilköğretim okulu üçüncü sınıflardan birinin denetimine gittim. Öğretmenle teneffüste tanışmış, defterlerini incelemiştim. ...........Fakültesi mezunuydu ve dört yıldır öğretmenlik yapıyordu. Sınıfa öğretmenle birlikte girdik. Gürültü, patırtı; sınıf değil, savaş alanıydı sanki. Öğretmen bağırıp çağırdı, birkaç öğrenciyi de azarlayarak sınıfı susturdu. Öğrencilere beni tanıttıktan sonra gürültü yaptıkları için bu kez de bütün öğrencileri azarladı. Sonra birden bana dönerek sınıf hakkında bilgi vermeye başladı: “Hocam, bunlara lütfen bir şey sormayın. Ben bunları ayıkladım.” Yanlış anladığımı düşündüm. “Bunlar” diye on iki kişilik bir grubu işaret ediyordu. “Pardon, ne yaptınız? Anlayamadım.” dedim. Yine aynı grubu göstererek; “Hocam, bunların hepsi salak, hiçbir şey anlamıyorlar. Boşuna zaman harcamaktansa ben de bunları ayıkladım. Artık bunlarla ilgilenmiyorum.” dedi. “Iyi de öğretmenim, siz ayrık otu mu ayıklıyorsunuz, yoksa pirinç taşı mı?” diye soruverdim gayri ihtiyari. “Hocam, anlamadınız herhalde.” diye atıldı; “Size bunlar hiçbir şey anlamıyorlar, diyorum. Durduk yerde ayıklamadım, nedenlerim var herhalde...” İnci Balcı - İlköğretim Müfettişi
- Öğrenci merkezli eğitimin ilke ve esasları
- Eleştirel düşünme nasıl öğretilir?
- Akif öğrenme yöntemleri
- Çoklu öğrenme stilleri
- Çoklu zeka kuramına dayalı sınıf yönetimi
- Çoklu zeka kuramına göre ders planlama