KUTLU FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
KUTLU FORUM

Bilgi ve Paylaşım Platformuna Hoş Geldiniz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 İyi bir Hutbe nasıl olmalıdır

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Limoni
Co-Admin
Limoni


Mesaj Sayısı : 6150
Rep Gücü : 14991
Rep Puanı : 44
Kayıt tarihi : 27/05/09

İyi bir Hutbe nasıl olmalıdır Empty
MesajKonu: İyi bir Hutbe nasıl olmalıdır   İyi bir Hutbe nasıl olmalıdır Icon_minitimeSalı Ağus. 17, 2010 1:13 pm

Hutbe
İyi bir Hutbe nasıl olmalıdır

Her hafta milyonlarca insan cuma namazı kılar. Cumanın önemli unsurlarından biri "Hutbe"dir.

Öteden beri Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hutbelerinin "resmi" olduğu, "protokol" nitelikler taşıdığı, konularının yukarıdan ve önceden belirlendiği, dolayısıyla gündelik hayattan, toplumsal gerçekler ve sorunlardan uzak hazırlandığı, bazen "hükümet bildirileri gibi" olduğu yolunda eleştiriler yapılır. Bunun büsbütün haksız bir eleştiri olduğu söylenemez. Hanefi hukukçularına göre cuma namazı siyasidir ve hutbenin kimin adına okunduğu önemlidir. Bu yüzden tarih boyunca hutbe siyasi iktidarların, hanedan ve zümrelerin üzerinde çekiştikleri konu olmuştur.

Bugün anayasasında 'laiklik' yazan Türkiye'de gündelik siyasetin, partiler arasındaki çekişme ve polemiklerin ötesinde, bilgilendirici ve eğitici mahiyette düşünüldüğünde, cuma namazı ve hutbe, sosyal barış ve dayanışma alanlarında yaşadığımız sıkıntıların aşılmasında büyük katkılar sağlayabilir. Resmi ideoloji ve artık şu veya bu tarzda siyasileşmekten kendilerini kurtaramayan kurumlara övgülerin de namaz ve hutbenin dışında tutulmasında zaruret vardır; aksi halde insanlar ya camiye gitmiyorlar veya gittikleri zaman namazın manevi hazzına sahip olamıyorlar. Her türlü siyasi mülahaza ve tartışmanın ötesinde hutbe toplumsal eğitim açısından büyük bir imkân ve avantaj teşkil etmektedir. Bu yüzden şaibelerden, telafisi kolay eksiklik ve hatalardan uzak iyi bir hutbenin yararı büyüktür.

Değerli hocamız İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı, benden 9 Şubat 2010'da Eyüp Müftülüğü'nde imam ve hatiplere hutbe konusunda bir seminer vermemi talep etti. Bu talebi memnuniyetle yerine getirdim. Daha sonraları birçok imam ve hatip, notlar halinde verdiğim semineri yazılı hale getirmemi rica ettiler. Ben de bunu mübarek Ramazan'a saklıyordum. Bu köşede üç gün, "iyi bir hutbe"nin nasıl olması gerektiğine dair yazılar yayınlayacağım. Faydalı olması en büyük dileğimdir.

İlk bölümde bir hutbede kullanılacak "ana ve destekleyici kaynaklar"a işaret etmek istiyorum. Seminerde bunların önemlerini uzun uzadıya anlatmıştım.

"Ana kaynaklar"dan anladığım şunlardır:

1) Kur'an-ı Kerim. Bu bütün bilgi kaynaklarımızın ana kitabıdır.

2) Sünnet. Başta Kütüb-ü Sitte olmak üzere, güvenilir olduğunu bildiğimiz hadisler. Bu kategoride dikkat edilecek en önemli husus "mevzu hadisler"e hiçbir şekilde itibar edilmemesidir.

3) Sahabe kavli.

4) İcma. İslam bilginlerinin üzerinde söz birliğine vardığı görüşler.

5) Müçtehitler. Bu konuda mezhep taassubuna düşmeden meşru asllarla ve usule göre içtihat yapmış bütün müçtehitlerden nakiller yapılabilir.

6) Diğer muteber İslam bilginleri.

7) Hikmet ehli arifler. Burada İslam inancının ana çerçevesini zorlayan, halkın itikadını şüpheye düşürücü ve mahiyetleri itibarıyla doğru olsalar bile "havas"ın ilgi alanına giren konulardan ve görüşlerden uzak durulmasında fayda var.

"Destekleyici kaynaklar" da şunlardır:

1) Semavi dinlerin kitapları. Bundan Tevrat, İncil ve Zebur'u kastettiğimiz açıktır. Bu kaynaklardan destekleyici bilgiler aktarırken, Kur'an'ın genel hitabına, İslam inancına aykırı olmamasına dikkat etmelidir. Tahrif edildiği anlaşılan bilgiler fayda yerine zarar verir. Fakat mesela büyük günahlar/suçlar konusunda İslami hükümleri zikrederken Tevrat ve İncil'den konuyla ilgili bilgileri aktarmakta sakınca yoktur. Bu, bütün peygamberlerin aynı kaynaktan beslendiklerini göstermesi bakımından önemlidir.

2) Diğer din liderleri ve din adamlarının hikmetli sözleri. Semavi kitaplardan nakil yaparken kullandığımız kriterleri burada da uygulayabiliriz.

3) Arapça-Farsça-Türkçe divanlar.

4) Divan ve tasavvuf edebiyatından şiirler. Bu konuda da cemaati bedensel sevgi ve aşka sevk eden şiirlerden kaçınmak gerekir. Özellikle Cenab-ı Hakk'ı bir kadına benzeten aşk metaforlarına iltifat etmemek; şarap, sarhoşluk, saki, meyhane, oğlan vb. temalardan uzak durulmalıdır.

5) Atasözleri, özdeyişler, maniler, meseller vs.

**********************

Hutbe Nasıl okunmalı
Hutbede dikkat edilecek hususlar

Cumartesi günü, her cuma yaklaşık 80 bin camimizde okunan hutbenin öneminden ve hutbe yazımında kullanılacak "ana" ve "destekleyici kaynaklar"dan söz etmiştik. Bugün hutbenin biçiminden, yazımda takip edilecek dil, üslup ve anlatımdan bahsedeceğiz.

Belirtmek gerekir ki, imam, hatip ve vaizler, eğer yeteri eğitimi almışlarsa Türkçeyi en iyi kullanan kimselerdir. Türkçenin gelişip zenginleşmesinde imam, hatip ve vaizlerin oynadığı rol çoğu kimsenin dikkatinden kaçmaktadır. Bu iki şekilde olmaktadır: a) Hatipler, bir konuyu halka anlatmak üzere minbere veya kürsüye çıktıklarında ortalama cemaati göz önünde bulundururlar. Bu, dil üzerinden halka ulaşmanın önemli bir yoludur. Hatip, ne ağır-ağdalı bir dil kullanma lüksüne sahiptir ne de halkın anlamadığı öztürkçe-uydurukça kelimeler. b) Felsefe, sanat, musiki, edebiyat ve genel olarak kültürün gelişmesinde din her zaman birinci derecede rol oynamıştır, bu dilin de gelişmesinde öyledir. Hatipler, ele aldıkları konularda dinî kaynakları referans aldıklarından, gündelik "dil" ile "din" arasında köprüler kurup dilin semantiğini zenginleştirmektedirler.

Hutbenin anlatımı ve biçimi ile hatibin takip edeceği esasları iki gruba ayırıyoruz.

A) Hutbede takip edilecek esaslar:

1) Hutbenin dili sade ve anlaşılır olmalıdır. Ancak bu hutbenin basit, yüzeysel ve anlam yoksunu olmasını gerektirmez. Maharet odur ki, İbn Sina gibi düşünüp Yunus gibi ifade edebilmektir. Yalın halde hazırlanmış bir hutbe, gerisinde muazzam bir alem tasavvurunu, dünya, insan ve hayat telakkisini barındırabilir. Her bir cümle "nasihat" olursa, iştikakına uygun olarak nasihat olan her bir cümle "süzme bal" hükmünde dinleyenin ruhuna akar.

2) Cümleler mümkün mertebede kısa olmalıdır. Bu konuda imam hatiplerin kısa cümleleriyle meşhur romanları okumalarında fayda var.

3) Üslup berrak olmalıdır. Deneysel olarak biliyoruz ki, biri lafı uzatıp duruyorsa konu zihninde sarahat kazanmamış demektir, bu üslubuna da yansır.

4) Bilgiler net ve kesin olmalıdır. İslam kelamında veya fıkhında ortaya çıkmış ihtilaflar, tartışmalara ve fırkalaşmalara sebebiyet vermiş konular cuma hutbesinin veya va'zın konusu değildir. Özellikle dinî bilgi etrafında şüphe uyandırıcı şeylerden kaçınmalı, dinin ana doğruları, sabiteler tartışma ve müzakereye açılmamalıdır. Benim kanaatime göre değil hutbe minberlerinde veya vaaz kürsülerinde, televizyon ekranlarında bile, dinî sabiteleri tartışmaya açıcı programlardan kaçınmak lazım. Mesela bu ülke insanları yüzlerce senedir kurban ibadetini vacip biliyorlarsa, bunun sünnet olabileceği, koç, kuzu, inek vs. yerine tavuk, balık da kurban edilebileceği veya kurban parasının yoksullara verilebileceği yolundaki tartışmalar zaman içinde kurban ibadetinin tümüyle terk edilmesine yol açmaktadır. Bu yönde görüş beyan eden reformist ilahiyatçılara itibar edilmemesi gerekir.

B) Hatibin takip edeceği esaslar:

1) Hatip, kendinden emin olmalı, cemaate güven verici bir kişilik profili çizmelidir.

2) Ses tonunu iyi ayarlamalı, ne alçak ne yüksek bir tonla hutbesini okumalıdır. Özellikle azarlayıcı olmamalı, çok gerekmedikçe öfke unsurunu sesine katmamalı, haklı olarak hiddetlenmesi gereken yerde bile itidali elden bırakmamalıdır. Cehennem azabını anlattığında, kendisi azap meleği rolüne soyunmamalı, sanki kendisi de günahkârlarla aynı kategoride azaba maruz kalmış gibi konuyu tasvir etmekle yetinmeli, herkesle beraber merhameti bol Allah'tan bağış dilemelidir.

3) Konuya hakim olmalı, postmodern bir dil kullanmaktan kaçınıp "ne olsa gider, bu da olur o da olur" demekten kaçınmalıdır.

4) Konuya hakim olduğu kadar camiye, yani cemaate de hakim olmalıdır. Teşbihte hata olmayacaksa "sahne hakimiyeti"ne dikkat etmelidir.

5) Gözleriyle cemaati taramalı, onlarla iletişim kurabilmeli, onları ruhen ve şahsiyet itibarıyla da yakından tanıdığı hissini ve intibaını vermelidir. Hatibin ve vaizin cemaatiyle iletişim kurması, mesajın hedef kitleye ulaşması bakımından önemlidir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Limoni
Co-Admin
Limoni


Mesaj Sayısı : 6150
Rep Gücü : 14991
Rep Puanı : 44
Kayıt tarihi : 27/05/09

İyi bir Hutbe nasıl olmalıdır Empty
MesajKonu: Geri: İyi bir Hutbe nasıl olmalıdır   İyi bir Hutbe nasıl olmalıdır Icon_minitimeÇarş. Ağus. 18, 2010 8:02 am

Hutbe: Konu ve muhteva (3)

son yazıda hedefi toplumu bilgilendirici ve eğitici olan hutbede her hafta ele alınacak konulara sıra gelmiş bulunmaktadır. Buna hutbenin muhtevası da diyebiliriz. Benzer esas ve ilkeleri camilerde belli vakitlerde verilen vaazlar için de uygulayabiliriz.

Hutbe ve va'zın referans kaynakları İslamiyet'tir. Camiye giden bir Müslüman, imam veya hatibin kendisini İslami bilgi zemininde irşat edeceğini düşünür. O halde, sağa sola sapmalar yapmadan hutbe ve vaazların bariz bir biçimde:

1) İslam'ın varlık görüşünü, âlem tasavvurunu anlatması gerekir. Nereden geldik, niçin buraya geldik ve nereye gideceğiz? Hangi hikmete mebni olarak bu hayatı yaşıyoruz? Hayatın anlamı nedir? Varlık âlemi ve dünya anlamdan ve amaçtan yoksun mu? İnsan fiillerinin ahlaki hedefi nedir, gibi merkezî sorular daima sorulmalı ve cevapları birinci bölümde işaret ettiğimiz bilgi kaynaklarından hareketle verilmelidir. Bu soruların doğru cevap kümesi, belki gündelik basit bir konu anlatılırken dahi hutbenin arka fonunda durmalıdır.

2) En çok ihtiyacını hissettiğimiz konu "iyi insan" modelidir. Eğitime milyarlarca dolar harcandığı halde devletler, ister örgün ister yaygın eğitim iyi insan değil, devletin kurucu felsefesini iyi özümsemiş, kanunlara riayet eden, meslekî formasyonu yüksek, zekâ üniteleri geliştirilmiş, üretici, tüketici ve maddi elemanlarıyla donanımlı insan yetiştirmeyi hedeflemektedirler. Iskalanan "iyi insan"dır. Hutbeler sıklıkla "iyi insan" modelini ele almalıdırlar.

3) Belirtmeye gerek yok ki, "iyi insan" "iyi Müslüman" olmakla mümkündür; çünkü İslamiyet'in nihai gayesi insan-ı kâmildir. Ve bunun en yüksek düzeydeki modeli, örnek şahsiyet Hz. Peygamber (sas)'dir. O halde yine sıklıkla "iyi insan"ın başka kültür modellerinde değil, İslamiyet'in doğru anlaşılması ve yaşanmasıyla yetişebileceğini ve bunun yegâne örneğinin Efendimiz (sas) olduğu anlatılmalıdır.

4) Hutbe, varlık görüşü, hayatın anlamı, iyi insan ve model şahsiyet konularını İslam kelamı ve inançları çerçevesinde ele alırken, asıl göndermeleri, "somut insan"a, yani gündelik hayatını türlü türlü sıkıntı ve sorunlarla çevrili olarak yaşayan gerçek insana yapmalıdır. Ferd-i vahid olarak insan, bir ailenin üyesi, bir mahallenin sakini, bir şehrin hemşehrisi ve bir toplumun ve nihayet bir ülkenin mensubu olarak insan. Bu insanın iktisadi, psikolojik, ailevi, sosyal vb. yüzlerce sorunu olabilir. Hatip ve vaiz kendi toplumunun aktüel sorunlarını dikkate alıp bu sorunlar çerçevesinde konularını tespit etmelidir.

5) Hatip ve vaiz, sorunları yüzeysel ele aldığı intibaını vermemelidir. Aksine anlamlandırıcı, analiz edici bir anlatım bulmalı, küçük insan için bir yol haritası çizebilmelidir. Bu açıdan her zaman "merkezî hutbeler"in yarar sağlamadığı -belli zamanlarda olabilir- ama genel olarak yörenin ihtiyaçlarını ve maddi-sosyal gerçekliklerini göz önüne alarak hazırlanmalarında zaruret var.

Hatibin en önemli görevi dini sevdirmesi, cemaati dinî hayata ısındırmasıdır. Bunun yanı sıra, manevi ve ahlaki değerlerin yüceltilmesi, aileyi ve annenin ev içindeki rolünü ve saygınlığını takviye edici irşatlarda bulunmak diğer önemli görevidir. Bir toplum maddi, ekonomik, teknolojik ve bilimsel yönden ne kadar zengin olursa olsun, "toplumsal sermayesi" o oranda zengin değilse felah bulamaz. Toplumsal sermaye aile, akraba, yakın ve uzak komşu, dostlar, mahalleli, hemşeri, yaşadığı ülke insanları ve genel olarak mensubu bulunduğu evrensel İslam topluluğu, yani ümmet-i Muhammed (sas)'in çeşitli ihtiyaç ve sorunlarının hangi düzeyde olduğu gerçeğidir. Eğer hatip insanı, aileyi ve toplumu merkeze alarak sorunları dile getirir, bu arada ihtilaflı konular olan siyasi, mezhebi, etnik ve milliyetçi tema ve taraf tutmalardan uzak durursa hem Allah'a hem topluma karşı görevlerini yerine getirmiş olur

Ali Bulaç
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
karşıyakalı bora




Mesaj Sayısı : 2
Rep Gücü : 2
Rep Puanı : 0
Kayıt tarihi : 16/10/10

İyi bir Hutbe nasıl olmalıdır Empty
MesajKonu: Geri: İyi bir Hutbe nasıl olmalıdır   İyi bir Hutbe nasıl olmalıdır Icon_minitimePtsi Ekim 18, 2010 12:14 am

Razz Razz Razz karşıyakalıııı Razz Razz Razz
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
@bdulKadir
Adminstratör
@bdulKadir


Mesaj Sayısı : 6736
Rep Gücü : 10015190
Rep Puanı : 97
Kayıt tarihi : 17/03/09
Yaş : 61
Nerden : İzmir

İyi bir Hutbe nasıl olmalıdır Empty
MesajKonu: Geri: İyi bir Hutbe nasıl olmalıdır   İyi bir Hutbe nasıl olmalıdır Icon_minitimePtsi Ekim 18, 2010 12:40 am

karşıyakalı bora demiş ki:
Razz Razz Razz karşıyakalıııı Razz Razz Razz

konuyla ne alakası var bora
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://kutluforum.yetkinforum.com
 
İyi bir Hutbe nasıl olmalıdır
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Duâ Ederken ''Eûzü- Besmele'' Çekilir mi? Duâda Usûl Nasıl Olmalıdır?
» Yöneticilere, Ulul Emre itaat ın sınırı Ulü'l-emr kimlerdir? Ulü'l-emre itaat nasıl olmalıdır?

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KUTLU FORUM :: Din Kültürü Dersi-Eğitim Öğretim :: Din K. Ders Materyelleri-videolar- sunular-
Buraya geçin: