KUTLU FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
KUTLU FORUM

Bilgi ve Paylaşım Platformuna Hoş Geldiniz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Abdülaziz Bayındır-imsak 45 dakika erken e DİYANETTEN CEVAP

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
@bdulKadir
Adminstratör
@bdulKadir


Mesaj Sayısı : 6736
Rep Gücü : 10015190
Rep Puanı : 97
Kayıt tarihi : 17/03/09
Yaş : 61
Nerden : İzmir

Abdülaziz Bayındır-imsak 45 dakika erken e DİYANETTEN CEVAP Empty
MesajKonu: Abdülaziz Bayındır-imsak 45 dakika erken e DİYANETTEN CEVAP   Abdülaziz Bayındır-imsak 45 dakika erken e DİYANETTEN CEVAP Icon_minitimeÇarş. Eyl. 08, 2010 4:56 pm

Diyanet'ten Prof.Dr. Abdülaziz Bayındır'a Cevap
Esintiler - Esâtiz

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yazıldı.
Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır Hocamızın sitemizde yayınlanan ‘ Türkiye’de En Az 40 Dakika Fazla Oruç Tutturuluyor’ yazısına Diyanet 'ten gelen şöyle cevap geldi:





İslam dininde ibadet vakitleri belirlenirken herkesin kolaylıkla tespit edebileceği bazı astronomik ve atmosferik alametler esas alınmıştır. Sabah doğu ufkunda şafağın belirmeye başlaması/fecr, güneşin doğuşu, güneşin öğleyin tepe noktasına gelip batıya meyletmeye başlaması, gölgelerin fey-i zevalden hariç bir misli veya iki misli olması, güneşin batması, batı ufkunda akşam şafağının kaybolması... gibi dünyanın kendi ekseni etrafında dönmesinden kaynaklanan bu tür alametler fark edilebilir ve kişi ibadetlerini buna göre yapabilir.

Nitekim takvim ve saatin bulunmadığı dönemlerdeki uygulama böyle idi. Ancak günümüzde namaz ve imsak vakitlerinin saat ve takvimle belirlenmesinin, şafak ve fecr gibi atmosferik alametleri gözlemekten çok daha kolay hale geldiği de bir gerçektir. Özellikle şehir hayatında insanların söz konusu astronomik ve atmosferik olguları gözlemesi oldukça zordur. Ayrıca aynı yerleşim birimi veya coğrafyada yer alan Müslümanlar arasındaki birliğin sağlanması bakımından da vakitlerin hesapla belirlenmesine ihtiyaç olduğu açıktır.

Namaz ve oruç gibi ibadet vakitleri İslam fakih ve astronomlarının incelemeleri doğrultusunda asırlardır hesapla belirlenmektedir. Astronomi ilmindeki gelişmelerle günümüzde bu hesaplar daha dakik bir şekilde yapılabilmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı da, namaz ve oruç ile ilgili vakitleri hesapla belirlemektedir. Hz. Peygamberin açıklamaları ve bu bağlamda İslam âlimlerinin içtihatları, söz konusu hesaplarda esas alınacak şer’î ölçülerin temel dayanağını teşkil etmektedir.

Kur’ân-ı Kerim’de imsak vakti şu şekilde anlatılmaktadır: “…Şafağın beyaz ipliği-aydınlık- siyah iplikten –karanlık- ayırt edilinceye kadar yiyin için…” [el-Bakara 2/187] Bu ayeti kerimede geçen beyaz iplikle, sabahleyin doğu ufkunda yatay olarak belirmeye başlayan beyazlığın, siyah iplikle de gecenin karanlığının kastedildiği, hem ayeti kerimede yer alan ‘mine’l-fecr/şafağın’ kaybından ifadesinden hem de hadisi şeriflerdeki açıklamalardan anlaşılmaktadır. [Bak. Ebu Bekr er-Razi Cessas, Ahkamü’l-Kur’an, Daru’l-Mushaf, Beyrut I/283–285]

Fıkıh âlimlerimiz, bu ayeti kerime ve sünnet çerçevesinde imsakin fecr-i sadık ile başladığını ifade etmişlerdir. Buna göre imsak vakti, fecr-i sadık ile başlar. Fecr-i sadık, sabahleyin doğu ufkunda yatay olarak belirmeye başlayan beyazlığın/sabah şafağının başladığı andır. Güneş doğmadan önce doğu ufkunda yatay olarak belirmeye başlayan ve gittikçe yayılarak yükselen beyazlığın görülmeye başlaması, fecri sadığın başlangıcıdır. Bu andan itibaren yatsı namazının vakti çıkmış, sabah namazının vakti girmiş olur. Bu vakit aynı zamanda, sahurun sona erip orucun başlaması (imsak) vaktidir.

Astronomik olarak sabah şafağının başlangıcı, güneşin 18° ufka yaklaşma vakti olarak tespit edilmiştir. Buna astronomik tan denilmektedir. Bu vakitte astronomik olarak sabah şafağı başlamaktadır. Ancak bu şafağın çıplak gözle görülebilmesi, kişinin bulunduğu yere göre farklılık gösterebilir. Işık ve pus yoğunluğunun ve hava kirliliğinin olmadığı çok berrak bir havada ve yüksekçe bir yerden şafağın başlangıcı çok daha erken fark edilebildiği halde ışık ve pus yoğunluğunun ve hava kirliliğinin bulunduğu ortamlarda şafağın başlangıcının fark edilmesi çok daha geç olabilmektedir. Dolayısıyla özellikle günümüzde yerleşim birimlerinin ışık ve pus yoğunluğu dikkate alındığında çıplak gözle yapılacak gözlemlerle sağlıklı sonuçlara varılması oldukça zordur.

Astronomik olarak sabah şafağı, güneşin 18° ufka yaklaşması ile başlamakla birlikte bazı İslam ülkeleri ve Müslüman topluluklar daha ihtiyatlı hareket etmek için güneşin 19° ufka yaklaşmasını esas alarak imsak vaktini daha erkene almaktadırlar. Nitekim Mescidi Haram ve Mescidi Nebevi gibi Müslümanlar açısından çok önemli iki merkezde de uygulama buna göredir. Diğer taraftan bu alanın en önemli uzmanlarından biri olan Prof. Fatin Gökmen bu hususta şöyle söylemektedir: ‘…muhtelif yerlerde uzun müddet yapılan rasatlar neticesinde her yerde ve her zamanda şafakı ahmerin gaybubeti güneşin tahtel’ufuk 17 derece inhıtatında ve şafakı abyazın gaybubetiyle imsak vakti olan fecrin tulûu dahi 19 derece inhıtatında vuku bulduğunu tespit eylemişler, sonra gelen rasıtlar dahi bu tespiti tasdik ve teyit ederek 17 ve 19 dereceler üzerinde müttefik kalmışlardır.’ [Prof. Fatin Gökmen, Sebilürreşad, Cilt. III, sayı. 61] Ancak Din İşleri Yüksek Kurulu imsak vaktinin başlangıcı olarak biraz daha kolaylık olması açısından bilimsel bir ölçüt olan astronomik tanı yani 18° yi esas almaktadır. Böylece Diyanet İşleri Başkanlığının hesaplarında imsak vakti, 19° yi esas alan takvimlere göre güneşin doğuşuna biraz daha yakın olmaktadır.

Yukarıda da ifade edildiği gibi, Diyanet İşleri Başkanlığının hesaplarında esas aldığı 18° astronomik olarak şafağın başlangıcıdır. Bunun çeşitli yerleşim birimlerinde çıplak gözle fark edilmesi daha geç olabilir. Ancak imsak vakti hesapla belirlendiğine göre hesabın çeşitli yerleşim birimlerine göre değişken olmayan ve bilimsel temeli olan bir ölçüte dayanması daha isabetlidir. Bunun için de en uygun kriter, astronomik tanın başlangıcı olan 18° dir. İşte imsaki belirlerken Din İşleri Yüksek Kurulu bu ölçütü esas almıştır.

Vakitlerin yukarıda belirtilen şekilde hesaplanıyor olması, güneşin hareketleri gözlenerek hadisi şeriflerde belirtildiği biçimde oruç ve namaz vakitlerinin belirlenmesi alternatifini asla ortadan kaldırmaz. Bulunduğu ortam uygun olduğu takdirde astronomik ve atmosferik belirtileri bilen bir Müslüman’ın bireysel olarak güneşin hareketlerini gözlemleyerek namaz vakitlerini ve bu çerçevede sabahleyin doğu ufkunu gözleyerek imsak vaktini tespit etmesi mümkündür. Ancak şafağın izlenmesi, usulüne uygun olarak yapılabildiği takdirde bir anlam ifade eder. Usulüne uygun yapılamayan gözlemlerle, namaz ve oruçla ilgili vakitler konusunda tereddütler uyandırmak doğru değildir.

Sonuç olarak Din İşleri Yüksek Kurulunun vakitlerin hesaplanmasında esas aldığı 18 derecede astronomik olarak şafak başlamış olmaktadır. Şafağın başlamasıyla da imsak vakti girmiş olacağından söz konusu andan itibaren sabah namazı kılınabilir. Şu kadar var ki Hanefi mezhebine göre sabah namazının ortalık aydınlandıktan [isfâr] sonra kılınmasının müstehap olduğu belirtilmiştir. Yaygın olan diğer üç mezhebe göre ise, sabah namazının ilk vaktinde ortalık henüz karanlık iken [taglîs] kılınması daha faziletli kabul edilmiştir. (İbn Rüşd, Bidayetü’l-Müctehid, Dâru’l-Marife 1978, I/97; İbn Kudame, el-Muğni, Dâru'l-Fikr, Beyrut 1984, I/439, Madde No:540)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://kutluforum.yetkinforum.com
@bdulKadir
Adminstratör
@bdulKadir


Mesaj Sayısı : 6736
Rep Gücü : 10015190
Rep Puanı : 97
Kayıt tarihi : 17/03/09
Yaş : 61
Nerden : İzmir

Abdülaziz Bayındır-imsak 45 dakika erken e DİYANETTEN CEVAP Empty
MesajKonu: Geri: Abdülaziz Bayındır-imsak 45 dakika erken e DİYANETTEN CEVAP   Abdülaziz Bayındır-imsak 45 dakika erken e DİYANETTEN CEVAP Icon_minitimeÇarş. Eyl. 08, 2010 4:57 pm

Türkiye’de En Az 40 Dakika Fazla Oruç Tutturuluyor
Esintiler - Esâtiz

Prof. Dr. Abdülaziz BAYINDIR tarafından yazıldı.
Oruç, tan yerinin ağarmasından güneşin batmasına kadar, Allah rızası için yemeyi içmeyi ve cinsel ilişkiyi terk etmektir.



Eskiden çıplak gözle bakılır, ufuk boyunca ışığın yoğunlaştığı görülünce yemeye içmeye son verilirdi. Artık gözlemin yerini takvimler almıştır. Ama takvimler hatalı olduğu için Türkiye’de en az 40 dakika önce oruca başlanmaktadır. Ekvatora yakın bölgelerde bu süre azalmakta ise de kuzey bölgelerinde birkaç saati bulmaktadır. Buna yatsı ile ilgili hatalar da eklenince içinden çıkılmaz sıkıntılar doğmaktadır.
A- TAN OLAYLARI

Takvimlerdeki hatanın sebebi Güneşin doğuşundan önceki beş ayrı tan arasında yapılan yanlış seçimdir. Bunlar; yalancı tan, astronomik tan, imsak tanı, denizci tanı ve sivil tandır.

1- YALANCI TAN (Fecr-i kâzib):

Sabaha yakın doğuda, üstten aşağıya doğru dikine beliren, üstü parlak, altı ufuk çizgisine inmeyen aydınlıktır. Bir süre görünüp kaybolur. O, yemeye içmeye engel olmaz. Bilal Habeşi o vakitte ezan okuduğu için Allah’ın Elçisi şöyle demiştir:

“Bilal’ın ezanı ve dikey olarak beliren tan sahurunuza engel olmasın, fakat ufukta enine yayılan tan öyle değildir.” (Müslim, Sıyâm, Cool

2- ASTRONOMİK TAN (Astronomical twilight):

Atmosferin üst tabakasında oluşan ve yıldız gözlemini engelleyen tandır. Sabahleyin güneş ufka 18°’den fazla yaklaştığı zaman başlar, akşam ise ufkun 18° altına indiği zaman biter. Bu, astronomların tanıdır. Bu sırada ufuk karanlıktır. Çünkü güneş ışınları yerden yaklaşık 400 km. yukarıda bulunur.


Arap Çöllerinde Astronomik Tan Anı. Ufukta herhangi bir aydınlık yoktur.





3- DENİZCİ TANI (Nautical twilight):

Güneş’in ufkun 12° altında olduğu andır. İyi atmosfer şartlarında cisimlerin dış hatları, net olmamakla birlikte seçilebilir fakat ufuk belli belirsiz durumda olur.

Denizciler yönlerini, yıldızlarla belirledikleri için hem yıldızı hem de ufku görmeleri gerekir. Karanlıkta yıldız görülür ama ufuk görülmez. Güneş ufkun 6° altında ise bu defa ufuk görülür, yıldızlar görülmez. Bu sebeple rasadı, denizci tanı ile sivil tan arasında yaparlar. Gözlem için en uygun zaman ise güneşin ufkun 10° altında olduğu zamandır; ona rasat tanı derler.

4- İMSÂK TANI (Fecr-i sâdık) :

Yoğunlaşan Güneş ışınlarının doğu ufku boyunca yayılarak net bir görüntü verdiği andır. Yoğun ışınlar, ufkun üst tarafında beyaz bir hat oluşturur. Gözlemci ile ufuk arasındaki kara parçası ise siyah bir hat gibi gözükür. Oruç tutacak kişi, bu iki hattın, çıplak gözle net olarak ayırt edilmesiyle birlikte oruca başlar. Gözlemlerimize göre bu sırada güneş, ufkun 10° altında olur. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Fecrin kara çizgisi ak çizgisinden sizce, tam seçilinceye kadar yiyin için.” (Bakara 2/187)

UZAYDAN FECR-İ SADIK

















FECR-İ SÂDIK






5- SİVİL TAN (Civil twilight):

Güneş’in ufkun 6° altında bulunduğu andır. Bu durumda çevredeki cisimler net olarak görülebildiği gibi en parlak yıldızlar da görülebilir. Fıkıhta buna isfâr (الاسفار) vakti denir.

SİVİL TAN
Gemi ve deniz net olarak görülebilmektedir.


GÜNEŞİN DOĞUŞU


Güneşin doğma anı, üst yuvarlağının ufukta görülmeye başladığı andır.






B- TAKVİM ÇALIŞMALARI

Eskiden çıplak gözle yapılan rasatla oruca başlanırdı. Artık gözlemin yerini takvimler almıştır. Gazi Ahmed Muhtar Paşa (1839 –1919) takvimlerin astronomik tana göre hazırlandığını şöyle ifade etmiştir:

“Güneş doğu ufkuna 21,5° yaklaştığı zaman imsak vaktinin başladığı konusunda ittifak vardır. Takvimlerdeki imsak hesabı ona göredir. Bu da fecr-i sadık’tan öncesini gösteriyorsa da sadece ihtiyat için böyle yapılmıştır. Çünkü fecr-i sadıkın, Güneş’in ufka 19° yaklaştığında başladığı hususu ittifakla kabul edilmiştir.”

18° olan astronomik tan, 19 dereceye çıkarılmış sonra ihtiyat gerekçesiyle buna 2,5° eklenerek gecenin ortasında oruca başlatılmıştır. Bu sırada fecr-i kâzib dahi olmayacağı için burçlardan gelen ışınlara (zodyak ışınları) fecr-i kâzib denmiş, onlar akşam da görülebileceğinden bir de şafak-ı kâzib icad edilmiştir.

T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı 1983’te ihtiyatları kaldırarak oruca başlama vaktini 18°’ye indirmiştir. Yapılan itirazlar üzerine bizim de katıldığımız rasatlar yapılmış, astronomik tan’ın fecr-i sadık sayılamayacağı her defasında tespit edilmiş ama bunlar takvimlere yansıtılmamıştır.

Hatada ısrar edilmesi, oruca başlama ve yatsı namazı vakitlerini bir zulüm aracı haline getirmekle kalmamış, kutuplara doğru içinden çıkılmaz problemlere kaynaklık eden bu hata sebebiyle İslam’ın itibarına da gölge düşürülmüştür.

Astronomik tan, sadece uzay çalışması yapanları; denizci tanı da denizcileri ilgilendirir. Fecr-i sadık farklı bir kavramdır; onun tarifi, sebebi ve sonuçları da farklıdır. Bir an önce bu büyük hatadan dönülmeli, Müslümanlara ve İslam’a yapılan bu zulme son verilmelidir.

Gayret kullardan, başarı Allah’tandır.

Prof. Dr. Abdulaziz Bayındır

İ.Ü. İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi

Süleymaniye Vakfı – Din ve Fıtrat Araştırmaları Merkezi Başkanı

Kaynak: Süleymaniye Vakfı
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://kutluforum.yetkinforum.com
 
Abdülaziz Bayındır-imsak 45 dakika erken e DİYANETTEN CEVAP
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Diyanetten erken imsak iddialarına cevap
» Rufai Çınar, mevcut imsak saatinin yaklaşık 50 dakika erken olduğunu öne sürdü.
» ABDULAZİZ BAYINDIR’IN TUTARSIZLIĞI
» Abdülazîz Bayındır açmazları
» Abdulaziz BAYINDIR'a Cevabı Sert Değil Yine İLMİ Oldu

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KUTLU FORUM :: YENİ VE EN SON :: Soru --Cevaplar-Tartışmalı Konular-
Buraya geçin: