Her derde deva üzüm
Aysun Çetin, güçlü bir sinir sistemi için asma yaprağı sarması yenilmesini öneriyor. Asma yaprağı antioksidan özelliğe sahip. Sinir sistemine ve karaciğere iyi geliyor. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim görevlisi Yrd. Doç. Dr. Aysun Çetin'in uzmanlık alanlarından biri fitoterapi. Yani tedavi edici bitkiler. Kanser ilaçları üzerine yoğunlaşan Çetin, iki yıldır üzümün kanser tedavisi gören hastalara etkisini araştırıyor.
Üzümün ne kadar faydalı olduğunu gören Çetin, herkes öğrensin diye dünyada yapılan bütün çalışmaları derleyip bir kitap yazdı.
Anavatanı Anadolu olan üzümün bilinen 15 bin çeşidi, sayısız da faydası var. İki yıldır üzümün kanser hücrelerine etkileri üzerine çalışmalar yapan biyokimyacı Yrd. Doç. Dr. Aysun Çetin üzümün kitabını yazdı: "Üzüm iyileştirir, güzelleştirir" Pek çok araştırmayı biraraya getiren Çetin'in kitabı incelendiğinde şu sonuç çıkarılıyor: Aslında üzüm, manavlarda değil eczanelerde satılmalı! Çünkü üzüm, kanserden kalp-damar hastalıklarına, sinir sistemi rahatsızlıklarından romatizmaya kadar birçok hastalık için şifalı bir meyve. Cilt güzelliği ve yaşlanma etkilerine karşı yararlı olduğu kanıtlandığı için şu sıralar kozmetik sektörünün en gözde hammaddesi. Kabuğunun ayrı, çekirdeğinin ayrı, suyunun ayrı faydaları var.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı öğretim görevlisi Aysun Çetin'in de üzüm çekirdeğinin kanser tedavisi gören hastalara faydalı olduğuna dair bir çalışması var. Dedeman Hematoloji ve Onkoloji Hastanesi'nde yaptığı araştırması ödül almış. Çetin, üzümün her gün tüketilmesi gereken bir meyve olduğunu söylüyor. Kış aylarında ise her gün bir avuç kuru üzüm yenilmesini öneriyor.
Üzüm kansere karşı nasıl koruyor?
Yapılan çalışmalarda, üzümde "polifenol" olduğu tespit edilmiş. Çetin, bilim adamlarının 1990'lardan beri bu polifenoller üzerinde çalıştığını söylüyor. Çünkü polifenoller doğal antioksidan özelliği taşıyor. Antioksidanlar ise serbest radikallerin zararlı etkilerini ortadan kaldırıyor. Günümüzde adını sık sık duyduğumuz "serbest radikalleri" ise şöyle anlatıyor: "Hem insan vücudunun normal metabolik faaliyetleri sırasında hem de kimyasal ajanlar, radyasyon, alkol, sigara ve ağır metaller gibi pek çok dış kaynaklı etkenlerle oluşabilen moleküllerdir. Serbest radikaller DNA zincirinde kırılmalara yol açarak kanser oluşumu, hücresel yaşlanma ve hücre ölümüne kadar giden olumsuz süreçleri başlatıp ilerletebiliyorlar. Normalde vücutta serbest radikalerin oluşum hızı ile serbest radikallerle savaşan antioksidan savunma sistemleri denge halindedir. Eğer bu denge serbest radikal yönüne bozulursa kanser dahil pek çok hastalık gözlenebilir." İşte bu sebeple antioksidan özellikli besinleri çokça tüketmek gerek. Üzümün ise antioksidan özelliğinin E vitamininden 50, C vitamininden 30 kat fazla olduğu kanıtlanmış. Çetin, "Üzümün hem çekirdeği hem de kabuğu kanser önleyici bir madde olan resveratrol içeriyor. Resveratrol, serbest radikallere karşı koyan sistemleri harekete geçirerek vücudu koruyor. Ayrıca kara üzüm çekirdekleri ve kabukları, kanser hücrelerinin çoğalmasını kamçılayan metabolik olayları engelliyor. Günümüzde elde edilen bilimsel bilgilerin ışığında özellikle kara üzümün artık sadece sezonluk değil, her öğünde soframızda yer alması öneriliyor." diyor.
Fransızlar sağlıklarını şaraba değil, üzüme borçlu
Fransızlar dünyanın en yağlı ve kolesterollü yemeklerini tüketen milletlerden biri olmasına rağmen Japonlardan sonra kalp-damar hastalıkları en az görülen millet. Üstelik Fransızlarda sigara kullanımı çok yaygın. Bilim dünyasında buna "Fransız Paradoksu/Çelişkisi" deniyor. Yıllar süren araştırmalar sonucunda bilim adamları Fransızların sağlığını çok fazla kırmızı şarap tüketmelerine borçlu olabilecekleri kanısına varmış. Hatta Türkiye'de birçok gazetede bu sonuçlardan yola çıkarak günde bir bardak şarap içmenin faydalı olduğunu yazdı. Fakat söz konusu araştırmalara devam edilince bu kanının yanlış olduğu sonucuna varılmış. Çünkü Fransızlar sağlıklarını şaraba değil üzüme borçlu. Kitabında bu çalışmalara da yer veren Çetin, Dr. Joe Vinson'un Fransızların hastalanmamalarına sebep olarak üzümü gösterdiğini söylüyor. Kırmızı şarabın içinde alkol olduğu için fayda yerine zarar verdiğine dikkat çeken Çetin, üzüm yenilmesini veya üzüm suyu içilmesini öneriyor. g.baki@zaman.com.tr
***
Üzümün faydaları
Lif açısından zengin olan üzüm karaciğeri, böbreği ve bağırsağı çalıştırarak vücuttan zehirli maddelerin atılmasını sağlıyor. Sindirim ve bağırsak hareketlerini düzenliyor.
Kabuğunda bulunan flavonoid ve resveratrol damar hastalıklarını önlemesinde büyük rol oynuyor.
Kandaki kolesterol düzeyini düşürüyor ve kalp hastalıkları riskini azaltıyor.
Damarları kuvvetlendiriyor, yüksek tansiyonu önlüyor.
Üzümde kemik sağlığı açısından önemli olan bor elementi var.
Kireçlenmeyi azaltıyor.
Diyabetli ve varisli kişilere de tedavi sürecinde fayda sağlıyor.
Gözü katarakttan koruyor. Sürekli bilgisayar karşısında olanların göz sağlığı için çok faydalı.
Üzüm çekirdeği antioksidan etkinliğiyle beyin hücrelerinin yaşlanmasını yavaşlatarak alzheimer gibi hastalıkların görülme sıklığını azaltıyor.
Üzüm çekirdeği yağında bulunan polifenoller cildi kuvvetlendiriyor ve besliyor.
Üzüm turşusu
Üzüm turşusu Kapadokya'da yaygın bir lezzet. Aysun Çetin kitabında annesinin üzüm turşusu tarifini veriyor:
Malzemeler
1 kg yeşil üzüm (kabuğu kalın ve salkımı seyrek olanları tercih edin), tuz, 500 ml (2 su bardağı) doğal üzüm sirkesi.
Yapılışı
Üzümleri yıkayın, iyice süzdürün. Tencerede tuzlu su kaynatın. Üzümleri kaynar suya batırıp, pörsümemeleri için hemen çıkarın. Haşlanan üzümleri kavanoza yerleştirin, kavanozların üzerini sirke ile tamamlayın. Temiz bir taş ya da kiremit koyarak turşuyu bastırın, kavanozun kapağını sıkıca kapatın. Hem ekşi hem tuzlu hem de tatlı tadı ile çok özel olan bu turşuyu 40 gün bekletip istediğinizde servis yapabilirsiniz.
GÜLİZAR BAKİ
16 Ekim 2010, Cumartesi