KUTLU FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
KUTLU FORUM

Bilgi ve Paylaşım Platformuna Hoş Geldiniz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Ateist Yazarlara Cevaplar

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
huzeyfe
Süper Moderatör
huzeyfe


Mesaj Sayısı : 7721
Rep Gücü : 18110
Rep Puanı : 23
Kayıt tarihi : 27/03/09

Ateist Yazarlara Cevaplar Empty
MesajKonu: Ateist Yazarlara Cevaplar   Ateist Yazarlara Cevaplar Icon_minitimeSalı Şub. 08, 2011 3:23 pm



SON NOKTA !



1-Öncelikle şunun altını çizmek gerekir:" Din yaşam tarzının adıdır,
yaşam
tarzımız dinimizdir! Kimlik kartında din hanesinde yazan şeyin İslami
açıdan hiç bir önemi yoktur! Neyi nasıl yaşıyorsak dinimiz o dur!

2-Din iyiliği yaymak, kötülüğe engel olmak için gönderilmiştir. Pasifizm,
nemelazımcılık, enaniyet, bencillik İslam ile barınamaz,
ilişkilendirilemez!
3- İslam şeriatında önce İman gelir:Allah'a tevhid bilincine sahip olarak iman etmek.Hz
Muhammed'i resul, ahireti kabul etmek gerekir...!
Sonra Ahlak gelir: Hayatımızı İslam'ın emrettiği şekilde "ne kendimize ne
başkalarına zarar vermeden" iyi- temiz- namuslu olarak yaşamak
gerekir! İbadetler bunu sağlamak için emredilmiştir.
Tüm bunların olması içinde gerekli olan sosyal kurallar son
sıradadır.Hukuk-şeriat- bu boyuttadır ( İman etmiş bir
müminin ekonomik olarak rahata ulaşmış olması gerekir ki ahlakını da
muhafaza edebilsin.Faiz, karaborsa bu nedenle yasaklanır ..)

Bu sıralama önem sırasına göre dizilmiştir ve her üçünün toplamıdır
İslam dini! Önce iman sonra ahlak ve sonra muamelat- hukuk- bu sıra ve üçü
bir arada!




TURAN DURSUN
Hayatını daha önce de ele aldık...o
bilgilere ek olarak aşağıda bir kez daha değerlendirme yapacağız:
Babası
daha dogmadan onun için kitaplar satın almaya başlar."Basra'da ve

kufe de bulunmayacak ölçüde büyük bir din alimi "
olacaktır...Küçük yaşta
sıkıntılara maruz kalır.çocukluğunu yaşayamaz..." Ne yapıp edip
herkesi
geçmeye karar " vermiştir...Okur ama bunları sadece hedefine
götürecek
basamak olarak görür tüm bilgileri...Ama yaşadığı dünyadan
habersizdir.Çocukluğunda koşullandığı " en önde olma" , "
kendisinden
herhangi bir şekilde söz ettirme " tutkuları, din adına yaşadığı
bütün negatif tecrübeleri ileride bilinç altından çıkacak büyük
ölçüde
şahsiyetini ve dine bakışını etkisi altına alacaktır.Tüm
olumsuzlukların
sebebini dinle özdeşleştirdiği " zalim baba " olarak
nitelediği babasını görür. TRT'ye geçince namazı orucu bırakır.
Tevrat ve İncil'de kuranda anlatılanların benzerini görünce Hz.
Muhammed'in " bir
sahtekar " olduğu fikrine varır ve peygamberlik inancını
yitirir.Tabii
onun bu ifadelerinde samimi oldugunu düşünmemiz için onun kuranı
hiç
okumadığını düşünmemiz gerekir.Kuranın bir çok ayeti zaten bu
benzerlikten
bahseder.hatta bazı tahrifleri dışında bu kitapları onayladığını
belirtir..." O an bende öyle bir hınç oluştu ki , çünkü din -
peygamber
benim gençliğimi çocukluğumu aldı.onun yüzünden çocukluğumu
yaşayamadım."...Dursun sadece dinle kavgalı değildir.Çevresi ile
de
uyumsuzdur.gerek müftülüğü gerekse TRT'deki görevi esnasında
yaşadığı
sürgünlerin gerçek sebebi de bu olsa gerektir. TRT'den emekli
olmasına
gerekçe olarak " bunalım içine düşmek, iş çevresi ile uyumsuzluk,
psikolojik dengesizlik " olarak gösterilir.O bu sürgünleri " her
yerde doğruyu söyleme kararlılığına bağlarsa da " bu gerçekçi
gözükmemektedir.O hayatının her döneminde bulunduğu yer ve
konumla
uyumlu görüşleri en sivri ve uç düzeyde savunmuştur. Müftülüğünde
"ilerici
din adamı", TRTde " katı laik ", emekliliğinde " kesin din
karşıtı"
kesilir.Onun kişiliğinde cinsel tecrübelerinin de önemli bir payı
vardır.Hayatını anlattığı romanında bir koça masturbasyon
yaptırmasını
anlatması da bu açıdan ilginç bir kesittir.Çocukluğunda din adına
yaşadıkları kişiliğinde derin izler bırakmıştır.Dini anlatırken
kullandığı
uslup ancak kendi kişiliğini tanımlaması açısından bir anlam ifade

edebilir.Uslup ve ifade tarzının sahibi ile alakası direk ve
tartışmasızdır.Değerlendirmeleri çoğunlukla hamasi, agresif, hatta
isterik
denebilecek özellikler gösterir.o bir bilim adamı tavrından çok
İslam'a duyduğu kin ve düşmanlık sebebi ile ne pahasına olursa
olsun onunla
mücadele eden bir savasımcı tavrı sergiler.Dünyayı tek başına
değiştireceğine inanır. Adeda bir mesihtir o...!






ERDOĞAN AYDIN


Aydın özellikle İslam'ın bütünü olarak algıladığı sosyal ve hukukı boyutu
ile ilgilenir.Dini aşmak gerektiğini savunur.Dini eleştirirken tarafsız ve
nesnel bir konumda değildir.O olaylara sosyalist bakış açısı ile
bakar ve eleştirilerini siyasi ve ideolojık bakış açısına sahip
olarak yapar.Ama artık aydın kendini " özgürlükçü laik -seküler bir
düzenden taraf" oldugunu ileri sürer...

Bu kişilerden daha çömezce İslama saldıran S. tanilli, mezhepçi (!) aşırı
laik ve solcu Ş. keçili, Hadis alanında -ilmine sahip kişilerce komik
bulunabilecek kadar hatalarla dolu eser yazan - İ. arsel, 1800 yılların
bakış açısı ile İslam'a karşı eser yazan A.R.Erguvan...gibi yazarlara cevaplarımız ise
daha önce sitemizde verildi- zaten içerik olarak kopya sayılabilecek
yazılar doludur eserleri!-




DİN
Dinin politeizmden - çok tanrıcılıktan- monoteizme - tek tanrıcılıga-
geliştiğini savunurlar.Dinler korku ve umut kaynaklı olarak sonradan yaratılmış olup , insanda
var olan ölüm, cehennem ve tanrı korkusunu sömürerek
yaşamaktadır.Din korku çaresizlik sırrını çözemediği olagan olaylar
karsısındaki cehaletini inançla telafi etme içgüdüsüdür.Dinin tarihi
insanlık tarihine göre yenidir.Dinler çok tanrıcılıktan tek tanrıcılıga
dogru evrimselleşmiştir.Bilimsel gelişmelerin dini ortaya çıkaran
çaresizlik ve bilgisizligi yok ettikçe gerçekte hiç bir şeyin tanrı
tarafında yaratılmadıgının ispatlanacagını iddia ederler.

Bu iddiaya göre dinlerin
insanlık tarihinin ilk çağlarında çok daha etkin olması ve günümüze
gelinceye dek artık ortadan kalkması gerekirdi.Ama olmadı tabii bu ayrı
bir konu..
Allah peygamber aracılığı ile kitaplar göndermiş,hak dini tebliğ etmiş
fakat insanlar zaman zaman putlara , tabiat varlıklarına , heva ve
heveslerine tapmış ve onları tanrısallaştırmışlardır.Yani din politeizmden
monoteizme değil, monoteizmden politeizme kaymıştır.O zaman Allah yeniden
hak dini hatırlatacak nebi veya resuller göndermiştir.Bu konunun devamın
"



konular/ilkdin.html
" adresinden
okuyabilirsiniz.
Her
üç kitabı din dışında, sabilik, mecusilik ve brahmanlıkta
da ilk dinin Adem ile başladığı kabul edilmektedir.Bu da zamanla
bozulan
dinlerin içinde kalan hak kırıntıların ortak paydalarından
biridir.İnsan doğasının dine, dinin de insan doğasına yatkınlığı da
dinin
ilahi olduğunun bir ispatıdır.Allah insanın mayasına inanç
icgüdüsünü - ihtiyacını yerleştirmiştir.Ünlü fransız düşünür Fellicien
Challaye : " .. insanın sonsuz varlığa bağımlı olması, onun önünde
eğilip
ona tapması onu evlatça bir sevgi ile sevmesi... akla uygundur ve

doğaldır.Bu bağımlılık ve sevgi dinin temelidir." der.Ayrıca
sitemizde defalarca altını çizdiğimiz bir iddiayı da hatırlatalım:
" Bilim
geliştikçe İslam'a yaklaşmaktadır! " Deliller sitemizde bol bol
var..Kesin olan bir şey varsa nerede insan varsa orada dinin olduğudur!



DİN İNSAN İLİŞKİSİ



Din insan özgürlüğünü kısıtlar.Toplumdaki sömürü
ilişkilerini meşrulaştırır.Yoksullar tanrı tarafından sınandığını
sansınlar, durumlarına katlansınlar.Kurandaki yaratılış inancının asıl
kaynağı mitolojilerdir.

Materyalist hayat görüşü yaratılışı evrimci görüş , tesadüf ve şansa
göre işleyen tabii eleme ile açıklamaya çalışırlar.İnsan ile hayvanı
aynı köklerde birleştirirler.Ateistler İslam dinini Hz. Muhammed ile başlatıp Hristiyanlık ve
yahudilikten de ayrı tutmaya çalışırlar.İslamı sabilik'ten dogma bir din
olarak kabul ederler.Ayrıca İslam'ın egemen sınıfın dini olarak ortaya
çıkıp ,ticareti kabul etmesini de eleştirirler.

Felsefe,sanat,ahlak,hukuk,politika..gibi bütün ilimlerin kaynagının din
oldugu bir çok felsefe ve dinler tarihçisinin ortak görüşüdür.Tarih
boyunca peygamberler hak dine karşı batıl dinler ve dini anlayışlarla
mücadele etmişlerdir.İnsanların sömürülme aracı olan ve yeteneklerini
körelten din değil batıl din ve dini anlayışlardır.Hak dinde -İslam'da-
varmış gibi gözüken olumsuzluklar dinin özünden kaynaklanmaz,
bu dini pratize eden insanların zaaflarından ve ahlakı yapısından
kaynaklanır.Din sabun gibidir.Sabun satan bile sabunu kullanmazsa kirli
dolaşır.Bunda hata sabunu kullanmayan kişidedir, sabunda değil.
Unutmayalım
ki bilim, sanat,...gibi kavramlarda insani veya ahlaki olmayan
amaçlar için kullanılabilmektedir.Olumsuzluklar bu kavramlarda
değil, bu
kavramları hayata geçirmekle mükellef olan insanların zaaflarından

kaynaklanır.Ateist yazarlar akıl dışı - hayali ilan ettikleri
dini inkar
yolunda ciltlerce kitap yazma zahmetine katlanmaları , dine
inanmadığını söyleyen insanların da bunları alıp okuması ,
zihinlerini mesgul etmesi hep - farkında olmasalar da - yukarıda
bahsedilen,
mayalarında-fıtratlarında ve olan inanma güdüsünü örtüp yatıştırma

gayretinden başka bir şey değildir



İnsan ile hayvan arsındaki kesin fark fiziki veya zekai
değil, her şeyden evvel manevidir.İnsanda fayda ve akla dayanmayan ahlaki
ve inanç davranışları vardır.( Darwinist iddialara cevap için tıklayınız


:
http://www.islamustundur.com/konular/darwinizm.html)



İSLAM
İslam Hz Adem en itibaren gelen dinin adıdır.
"
3/67-
İbrahim, ne yahudi idi, ne de hıristiyandı: ancak, O hanif (muvahhid) bir
müslümandı, müşriklerden de değildi.3/68- Doğrusu, insanların İbrahim'e en
yakın olanı, ona uyanlar ve bu peygamber ile iman edenlerdir. Allah,
mü'minlerin velisidir."
42/13- O: "Dini
dosdoğru ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin" diye dinden Nuh'a vasiyet
ettiğini ve sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya vasiyet
ettiğimizi sizin için de teşri' etti (bir şeriat kıldı)
Tüm ilahi dinleri
Allah göndermiştir.Kurallar unutulup bozuldukça yeniden
hatırlatılır...Bu gelenek son nebi Hz Muhammed'e dek devam eder.Bozulan
dini metin ve ritüellerde farklılıklar olması ne kadar doğalsa ,
bozulmayan asıllığını muhafaza eden ritüel ve ibadetlerinde benzerlik
göstermesi o kadar doğaldır.Bir çok efsane de Nuh tufanından
bahsedilmesi O'nun oldugunun ve insanların dilinde dilden dile
anlatıldıgının göstergesidir...Tersi Hz resulun o anlatılanları kitaba-
haşa- eklediğinin delili değildir.Zaten efsanelerde gerçek olan şeylerin
zamanla mitleşmesi değil midir...!? Aynı şey ilk insanın Hz Adem olarak
kabul edilmesi, yaratılışın topraktan oldugunun kabulu ...vs içinde
geçerlidir..!

Şunu da
özellikle belirtelim. Sabiilik Hz resul döneminde isevi musevilik gibi
ilahi dinlerin bozulmuş bir halinden başka bir şey değildi.İlk dönem islam
alimleri sabiileri isevı ve musevi karışımı bır din olarak
anlatırlar( Abbas, mucahid, basri,A. b. zeyd...gibi ) Özellikle Abbasi
halifesi Me'mun zamanında tehdidlerden kurtulmak için Harran halkı sabii
ismine sığınmışlar ve bundan sonra sabiler yıldız , gezegenlere tapanlar
olarak tanınmaya başlanmışlardır...Bu konuda Şinasi Gündüz'ün "
sabiiler" adlı eserine bakılabilir (Yazar bizzat sabii kusal metinleri
dili lan Mandece'yi öğrenip çalışmasını orjinal sabii metinlerinden faydalanarak yapmıştır ) Dolayısı ile
;

2/62- Şüphesiz,
iman edenler(le) yahudiler, hristiyanlar ve sabiiler(den kim) Allah'a ve
ahiret gününe iman eder ve salih amellerde bulunursa, artık onların Allah
katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun
olmayacaklardır.
Ayeti
sabiileri kastederken ilahi dinlerin bozulmuş olan halini kasteder.-Tabii
ayetin bozulmamış asıl isevi-musevi- sabiiliği kasteddiğinin altını
çizelim ! - Yıldıza tapan sonraki Harran halkını değil.Yani isevilik -musevilik
nasıl bozulmuş bir hak dinin hali ise ayetin indiği andaki sabiilerde
aynen öyle idiler...Ama ateist yazarlar cahillikleri ile olayı " Sabiilik
İslam'ın kaynağıdır " diyecek hale getirmişlerdir.İlginç bir
olayda İ. Cerrahoğlu Hoca'nın kendi görüşlerini desteklediğini iddia
ederken yazarlar , Cerrahoğlu'nun bunun tam tersini eserinde ifade
etmesidir: "haran sabiileri bu ismi memun zamanında almışlardır ve
bunların Kuran da bahsedilen sabiilerle hiç bir ilgisi yoktur" ( İ.
cerrahoğlu: Kuranda sabiiler )Dursun'un kaynak çarpıtmasına bol örnek
vardır.Ve sitemizde de bol bol mevcuttur..
Yazarlar marksist ideolojının dine biçtiği şablona göre genelleme yaparak subjektif
sonuçlara ulaşırlar...Hele Mekkeli liderleri diğer dinlere müsamahalı
davranırken İslam'a olan saldırı ve sert davranışlarının altında
İslamın sömürü çarklarına karşı olması varken, ilk müslümanların köle,
yoksul, mazlum kişilerden olması göz ardı edilerek İslam'ı egemen sınıfın
dini ilan etmek sadece önyargı ve subjektivizmdir.




İSLAM VE
BİLİM




Atesit yazarlara
göre insan hem dindar hem de akıl ve bilimden yana olamaz.

Kur an a göre
bilginin kaynağı beş duyu,akıl,sezgi ve vahy dir.Kur an da akıl
kullanamayla ilgili ayetlerde asla akıl olumsuz , sakınılması gereken
anlamlarında kullanılmaz.felsefe,tarih,sosyoloji,psikoloji... gibi sosyal
bilimler pozitif bilim kabul edilmezler.Kuran tabiatla ilgili
açıklamalarda bulunurken doğa sebepleri,tabiat kurallarını inkar
etmez, onun inkar ettiği tabi sebepleri nihai sebepler olarak
görülmesidir.İlim kelimesi ve türevleri kur an da 750 yerde geçer.akıl ve
türevleri ise yaklaşık 300 yerde geçer. İslam'da ilime büyük önem
verilmiştir. ilk mescidi yanına hemen okul açılmış, bedir savaşında
esirler okuma- yazma öğretmeleri karşılığı serbest bırakılmıştır.(kuran ve
bilim için tıklayın





http://www.islamustundur.com/konular/ilim.html
).halife me'mun
Bizans'ı yendiğinde savaş tazminatı olarak eski yunan yazmalarından
başka bir şey istemedi.kurtuba'da halife el hakem in 400.000 ciltlik
kütüphanesi vardı.400 yıl sonra gelen "bilge" diye anılan fransız kralının
kütüphanesindeki cilt sayısı sadece 900 idi. Fransız rosenthal'ın
deyimiyle:islamda olduğu ölçüde hiçbir bir inanç sisteminde din-bilgi
kaynaşması ayrılmaz bir şekilde gerçekleşmemiştir.karen armstrong:arap
müslümanlar astronomi,simya,tıp ve matematik üstüne öyle başarılı
çalışmalar yapıyorlardı ki,dokuz ve onuncu yüzyıllar boyunca Abbasi
imparatorluğunda elde edilen bilimsel başaralar o zamana kadar tarihte
elde edilenlerden daha fazla idi." (Müslümanlar ve bilim için tıklayın







http://www.islamustundur.com/muslimbilim.html
)



Günümüz Müslümanlarının geri kalma nedenini İslam'a
mal etmek yanıltıcıdır.Zira Müslüman olmadığı halde aynı durumda
olan toplumlarda vardır.İslam Bilime engel olmaz bizatihi ona motor görevi
görür. (İslam ülkeleri neden geri:





http://www.islamustundur.com/gerikalmak.html
) Marksistler
ne kadar bilimseldir? Mesela Felsefe Prof. u Orhan Hancerlioglu
marxizm için " içinde hiç bir hayal,kuruntu,inanç ve
benzeri gibi bilim dışı öge yoktur.Kesinlikle gerçeğe dayanır ve
insanları
önyargılardan arındırır" cümlesi ne kadar önyargısız bir
anlayıştır..!? Bazıları ideolojılerı din gibi algılar...Dursun'un " aklı

olanın dini veya dini olanın aklı olamayacağı " şeklindeki
ifadesini
düşününce insan aklın kimde oldugu konusunda inançlı oldukları
bilinen
Newton ve Einstein gibi bilim adamlarına mı ilkokul mezunu
Dursun'a
mı hak verecegini şaşırıyor..!





ALLAH INANCI




Aydın: " artık
bilimin yaşamın evrim sonucu oluştugunu ispatladıgını iddia
etmektedir.İslam'ın tanrısı nın eli , yüzü ...sarayı:arş, evi :kabe'si
vardır...

Sormak lazım yazarlara acaba kendi materyalist
inançları bilimsel olarak ne kadar kanıtlanabilir...!?
Allah'ın
varlığı işaretleri bakımından apacık, fakat zatının duyu organlarımız
tarafından algılanamaması bakımından gizlidir ...Allah'ın varlıgının
ispatı için tıklayınız :
http://www.islamustundur.com/konular/Allah.html
Voltaire - D.Hume
gibi filozoflar mutlak ateizmin imkansız oldugunu iddia etmişlerdir.

31/32- Onları kara
gölgeler gibi dalgalar sarıverdiği zaman, dini yalnızca O'na 'halis kılan
gönülden bağlılar' olarak Allah'a yalvarıp yakarırlar (dua ederler).
Böylece onları karaya çıkarıp-kurtarınca, artık onlardan bir kısmı orta
yolu tutuyor. Bizim ayetlerimizi gaddar, nankör olandan başkası inkar
etmez.


Allah'ın eli , yüzü ...gibi ifadeler mecazidir.Çünkü bir çok muhkem
ayette Allah'ın eşi ve benzeri olmadığı , hiç bir şeye benzemediği açıkca
ifade edilmektedir.
42/11- O,
göklerin ve yerin yaratıcısıdır.O'nun benzeri gibi olan hiç bir şey
yoktur.
112/4- Hiç bir şey
O'na benzemez"
Ateist yazarlara
bakın Kuran nasıl seslenır: Muhkem- hemen anlasılır - ayetlerı degıl de
mutesabıh- ilimde derinlesenlerin anlayabilecegi - ayetler ile
kafaları karıstırmaya calısanlara kuran seslenır :


3/7-
"Sana Kitabı indiren O'dur. O'ndan, Kitabın anası (temeli) olan bir kısım
ayetler muhkem'dir; diğerleri ise müteşabihtir.

Kalplerinde bir kayma olanlar, fitne çıkarmak
ve olmadık yorumlarını yapmak için ondan müteşabih olanına uyarlar."




Dursun :" Kuran da
tanrının birliğinin açık olmadıgını , meleklerin ise tanrının
yardımcıları-ortakları oldugunu " iddia eder.
Halbuki
Allahın eşi benzeri ortağı olmadıgının meleklerın de kul- yaratılan -
olduğunun mutlak güç ve iradenin de sadece Allah'a ait oldugunu
anlatan yüzlerce ayet vardır! (ihlas-1, müzzemmil-9,sad-65,fatır-53,taha-98...vs
) tevhid akıdesi ilk insandan itibaren ısrarla vurgulanan bir iman
kuralıdır:
21/25- Senden önce
hiç bir elçi göndermedik ki, ona şunu vahyetmiş olmayalım: "Benden başka
ilah yoktur, öyleyse bana ibadet edin."
Kuran'da Allah
inanan insana ilk yüzünü gösterir:merhametli, keremi bol,bağışlayıcı,
sınırsız ihsan sahibi...fesad çıkaran, hafifmeşrep gafillere, hakkı
örtenlere -kafirlere - ise ikinci yüzünü gösterir:sert adil, şiddetli azap
ve intikam sahibi...Toshihiko İzutsu:" dindar mümin için bu iki cephe , tek Allah'ın iki farklı
yanıdır ama sırf mantıkı dusunen alalede bir zihin için
bu iki cephe birbirine zıt gözükür."der.Ateistler amaçları bakımından
ikinci yönü önlana çıkarıp birinci yönünü görmezden gelip yok
saymaktadırlar.






İLahi kıtap ve peygamberlik



Dursun kuranın
kaynagı olarak özellikle yahudiligi gösterir.Ayrıca sorar:kuran tahrif
edilmiş tevrat ve incili nasıl dogrulayıcı olabilir.İmanın kaynagının
yemen oldugunu iddia eder Dursun.
Dursun Hz
Muhammed'in peygamberliği maddi çıkar ve şehevi arzuları için araç olarak
kullanmıştır.Ayrıca Kuran'ın aslının yakıldıgını, Kuranda çelişkiler
oldugunu iddia ederler.

Allah
peygamberler göndererek insanları kula kulluktan kurtarmayı,
sömürülmelerine engel olmayı amaçlar.Peygamberler aracı değil, yol
göstericidirler.Vahiy vasıtası ile Allah kulları ile irtibat kurar
ve onlara istediği mesajı iletir.Dursun yine belgelerde
tahrifat yaparak İbni Haldun'un da kendisi ile aynı görüste oldugunu
"peygamberin gereksizliğini ileri sürdüğünü " iddia
eder.Halbuki O'nu asla böyle bir iddiası olmamıstır.O sadece bazı
medeniyetlerin peygambersiz de tarihte kurulabildiğini ifade etmiştir.O
Nübüvveti inkar etmemiş, nübüvvetsizde kurulan medeniyetlerden
bahsetmiştir.Ama bu asla nübüvvetin " gereksizliğini " kabul ettiği
anlamına gelmemektedir.O hiç bir şekilde genel olarak insanlığın
ilahi rehberliğe, peygamberliğe ihtiyacı olmadığını veya kendisinin böyle
bir inancı oldugunu ifade etmemiştir. Yoksa O İslam'a inanan
mümin bir sosyal bilimcidir.Dursun anla-ya-madıgından - bir çok konuda
oldugu gibi -bir şahsiyetten seçerek aldıgı bir görüşü bütünlüğünden
kopararak " işine geldiği gibi " yorumlayarak kendi görüşüne dayanak
sağlamaya çalışır.

Aydın ise İbni Sina gibi
filozofların peygamberliği felsefenin gücü olara görüp reddettiği
şeklindeki görüşte gerceği yansıtmamaktadır.Sina 'ya göre" insan için
...mucizelerle desteklenmiş bir peygamber gereklidir "Hatta peygamberliği
savunduğu " isbatu'n-nubuvvat " adlı bir eser bile vardır.Yine Filozof
Farabi'de nübüvveti inkar eden i. Ravendi ve Raziye reddiyeler
yazdığı bilinmektedir.

İmanın Yemenli
olduguna dair hadis :Yemen halkının İmanı noktadaki tereddütsüz
kabullerine karşı bir iltifat olarak söylenmiş sözdür.Ama ne yazık ki bu
övgü ifadesi nerelere çekilmiştir...!!!Biz de kullanmaz mıyız " var mı
senim gibi cesur biri ..." falan...Ne yani başka cesur kişi yok
mu...Sadece iltifatta bir aşırılıktır.Aynısı işte...
Çağdaşları Hz
Resul'de asla ahlaki bir kusur görememişlerdir!

(W.M.Watt ; Hz. Muhammed
,246 )

Sabırla katlandığı eziyet ve imtihanlara göğüs gerişi sadece onun
kendine ve Allah tarafından verilmiş olan ödevine derin imanıyla
açıklanabilir.( Watt:244 )
K. Armstrong: Hz
Ömer'in arap şiirine olan kusursuz vukufiyetinin altını
çizdikten ve " şairler dilin kusursuz kullanımı konusunda ona danışırlardı
" dedikten sonra "o öyle bir metne daha önce hiç rastlamadığından
onun olağanüstülüğü karşısında adeta çarpılarak teslim oldugunu "
diyerek Müslüman olmasını ve nedenini anlatır.Kuran geleneksel
geçmişlerinden zorlu bir ayrılmayı olanaklı kılan güçlü bir
duygu darbesi ile insanların uyanmasına neden olmaktadır.Dursun ve bazıları
siyasi taktik olarak müşriklerin kullandığı yöntem ve iddialara sahip
çıkmaktadır:Bazı kişiler görünüşte Müslüman oluyor bir müddet sonra
İslam'dan döndüklerini açıklıyorlar ve şöyle diyorlar:Ben ne öğretip
kendisi için yazdımsa Muhammed yalnızca onu bilir, başka bir şey bilmez."
Amaçları Müslümanları dinlerinden döndürmek ve onların şevklerini
kırmaktı...

3/72- Kitap Ehlinden bir bölümü, dedi ki: "İman edenlere inene gündüzün
başlangıcında inanın, bitiminde ise inkar edin. Belki onlar da dönerler."

İslam tüm dinlere inen genel kuralların adıdır:

3/84- De ki: "Biz
Allah'a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve torunlarına
indirilene, Musa'ya, İsa'ya ve peygamberlere Rablerinden verilenlere iman
ettik. Onlardan hiç biri arasında ayrılık gözetmeyiz. Ve biz O'na teslim
olmuşlarız." Hz. Muhammed'in -
haşa- şehvet düşkünü biri oldugu iddiaları haçlı seferleri sırasında
batılılarca ortaya atılan kasıtlı ve amaçlı iddialardı ( Watt:
İslam ve hristiyanlık :21) Bunu önyargısız batıı oryantalistler bile
görürken yerli dinsizlerin bu iddiaya sarılmaları onların son tahlilde
aslında kime hizmet ettiğini göstermesi açısından da dikkate değerdir! Hz
Muhammed'in evlilikleri ile ilgili olarak tıklayınız :




konular/annelerimiz.html
... Şehvet için evlense idi Hz resul pekala zengin, soyu ve güzelliği
ile öne çıkmış Mekke ve Medine'li kızlarla evlenebilirdi.O asla
peygamberliği şahsi çıkarı için kullanmamıştır.Mütevazi yaşamı bu
iddiaları yalanlar.Hz resulun ev hayatı dar gelirli ve sıkıntılarla iç içe
olan bir yaşamdır.onun hanımları ağırlarına gitse, zor da olsa bu yaşam
biçimine katlanıyorlardı.
33/28- Ey
peygamber, eşlerine söyle: "Eğer siz dünya hayatını ve onun
süslü-çekiciliğini istiyorsanız, gelin sizi yararlandırayım ve güzel bir
salma tarzıyla sizi salıvereyim."
33/29- "Eğer siz
Allah'ı, Resûlü’nü ve ahiret yurdunu istiyorsanız artık hiç şüphesiz
Allah, içinizden güzellikte bulunanlar için büyük bir ecir hazırlamıştır."
Hz peygamber ve ailesi özellikle Medine döneminde devlet
başkanı orak krallar gibi saraylarda ve lüks içinde yaşayabilirdi. Fakat o
inancı gereği Medine'de mescidin bir bölümünde ümmeti ile iç içe ve
mütevazi bir yaşamı tercih etmiştir.. Dikkati çeken bir diğer hususta batı
, bir yandan kendi toplumunda eşcinseller arası evliliği ve onların çocuk
edinmesini meşru sayarken, binlerce yıllık geçmişi olan farklı evlilik
biçimlerini insanlık dışı , modernliğe ve gelişmeye karşı oldukları
gerekçesiyle yok etmeye çalışarak tutarsızlıklar içinde
bocalamaktadırlar...! (İslam ve kadın hakları için tıklayınız

:



http://www.islamustundur.com/konular/islamvekadin.html
)
Suyuti nin el ıtkan eseri başta olmak üzere bazı rivayetleri baz
alarak
kurana yapılan saldılar vardır. Ama Ö. R. Doğrul 'un da dediği
gibi: suyuti hadis konusunda şayanı itimat olmadıgında ittifak vardır.
Buhari
gibi muhaddisler suyuti'yi tekzip ederler. Bazı ehad rivayetleri
-mutevatir olmayan yani kesinlik seviyesine ulaşmamış rivayetleri esas alıp- kuran da
ne olup olmadıgını ispata çalışanlara itibar edilmemektedir.Unutmamak
gerekir ki bu rivayetler İslam alimlerince " zayıf, uydurma ve şa'z "
olarak adlandırılmış ve reddedilmişlerdir.Kuranın cemi konusu da sitemizde
bir kaç yerde işlenmiştir.( mesela tıklayınız

:
http://www.islamustundur.com/kuranincemi.html )

Tarih
boyunca olduğu gibi bu günde dünyanın her yerinde - mezhebi
farklılıklara rağmen- bütün mushafların aynı olması kuranın
korunmuşluğunun
göstergesidir... Mervan B.
Hakem'in Hafsa'nın yanında olan kuran nüshasını o ölünce
yaktırmasının sebebine gelınce :Hz Osman'ın çoğalttığı mushaf tek
lehçede
- kureyş lehçesine göre yazılmıştı.Halbuki Hafsa da korunan
mushaf
yedi lehçe ile okunabilecek tarzda idi.İlk mushaf Kuranı koruma
amacıyla
yazılmışken çoğaltma işlemi artık bu aşamayı geçmiş ve lehçede
birliği
amaçlamakta idi.İşte çoğaltma işlemi ile korunmadan sonraki aşama
lehçe de
de birlik sağlanmış oldu... Zaten hafızlar varken kuran nasıl
değiştirilebilsin.Çoğaltılan kuranlar zaten bu Hafsa'nın
mushafından
çoğaltılmıştı.O daha yıllarca bu kuranı yanında
bulundurmuştu...Bir tek
kelime bile değişse - hafızlardan başka- Hz Hafsa buna itiraz
etmez mi
idi...Hafsa 'nın yanındaki kuran ile çoğaltılan kuranlar uzun
yıllar bır
arada oldular ve asla da itilaf, eksik-fazlalık ortaya
çıkmadı...!Detay
yukarıdaki adreste! 18.
yüzyılın sonlarında Münih ün. 42.000 kuran nüshası üzerinde 60 yıl
süren
bir çalışma yapar.Tüm mushafların aynı oldukları sonucuna
varırlar(
M. Hamidullah : k.k. tarihi dersi, 9 ) Kuranın
değiştirildiğini iddia eden Dursun diğer taraftan tevratın tahrif
edilmediğini savunması hangi tarih ve bilimsel gerçekerle
açıklanabilir
ki...!? Kuranın iç
düzeni kitapların değil hayatın iç düzenine benzer.İnsan hayatında
oldugu
gibi kuranda da iman-ibadet ve ahlakî yaşantılar bütün
oluşturacak şekilde baştan sona serpilmiştir.Kuran edebiyat değil
hayattır.hayat tarzıdır.Kuran insanı hayatın içinde eğitmeyi
amaçlar.Kuranda çelişki olduğuna dair iddialara cevaplar ise
sitemizde
aynı üç başlıkla cevaplandırılmıştır!Kuran asla eskimez:




http://www.islamustundur.com/konular/ilim.html






MELEK İNANCI
Ateistlere göre
melekler tanrının ortaklarıdır.Rabbin kürsüsü-tahtı vardır...
16/49- Göklerde
ve yerde olan ne varsa, canlılar ve melekler Allah'a secde ederler ve
onlar büyüklük taslamazlar.
16/50- Üstlerinden
(her an bir azab göndermeye kadir olan) Rablerinden korkarlar ve
emrolundukları şeyi yaparlar

Melekler ortak
değil memurdurlar.Ama asla rabbimizin kainatı idare etmesi için bir
varlığa ihtiyacı yoktur.Bu sadece rabbimizin kendi seçtiği idare
tarzıdır.Yoksa "Her şey O'na muhtac, o kimseye muhtac değildir!"
Kuran'daki arş
kelimesi mecazidir.Yaratılanlar üzerindeki hüküm ve idaresini temsil
eder.Bu konuda tüm müfessirler ortak görüştedir.melek iyiliğin , şeytan
kötülüğün simgesidir.kuranda teşbih konusu da sitemizde bir çok yerde
işlenmiştir , mesela tıklayınız :
kurandatesbih_mecaz.htm





AHİRET

Aydın : Ahiret
inancının emekçi, dar gelirli ve ezilen kesimin avutulmasına ve
uyuşturulmasına hizmet ettiği görüşündedir.


Ahiret inancının
temel fonksiyonu ahlak imtihanında, sorumluluk duygusunun kazanılmasında
bir basamak teşkil etmesidir.İnsan davranışlarını seçerken olumlu, iyi
olanı tercih eder bu sayede.Kaybolmuş cüzdanın sahibini aramak bilimsel ve
rasyonalist (!) olmayabilir ama ahlakî ve ahiret inancının pratiğe
yansıması olması acısından ilginctir. Yurdumuzda hangi şehire gidilirse
gidilsin " kayıp cüzdan bulunmuştur " anonsu duyulabilir...bunu hangi
medeni batı ülkesinde görebiliriz ki...!?
Ahiret direk
dünya il alakalıdır.Yoksa dünyevi sorumlulukların ertelenme yeri değildir:

17/72-
Kim bunda (dünyada) kör ise, O, ahirette de kördür ve yol bakımından daha
'şaşkın bir sapıktır.- Kör: gerçeği görmeyen, zalim -ahlaksız ... olan! -
42/39- Ve
haklarına tecavüz edildiği zaman, birlik olup karşı koyanlardır'...!
Kurandaki cennet
cehennem tasvirleri müteşabih ayetler grubuna girer.Cennet veya
cehennemden daha ust bir makam vardır:rızaullah:

9/72-
Allah, mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara içinde ebedi kalmak üzere,
altından ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler
vaadetmiştir. Allah'tan olan
hoşnutluk ise en büyüktür. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur.

Allah insan
ilişkisinde temel etken sevgiye dayanır.Esmaul husna da - 99 isimde- 2-3
tane isim kahhar-gazap ifade eder.geri kalanı rıza ve muhabbet
anlamı içerir.İslam'da asl olan ibadet ve karşılıgında dünya ve ahirette
mükafatlandırılmaktır.Ceza sadece kötülüklerin önlenmesinde bir
tedbirdir!Unutmayalım ki

ceza ve ödüllendirme evrensel bir kabul gören
eğitim ilkesidir!Ama bilinç altı, cezalandırılma duygusu ile hareket
edip sadece gazap ayetlerini görüyorsa bu , o bakış açısına sahip
insanların kendi iç dünyalarından da bizlere haber verir... Bu da ayrı bir
konu! Neden mükafat -cennet -rızaullah ayetleri gözükmez gözlerine
acaba...Suçluluk psikolojisi mi, yoksa kalplerini katılaşması mı
...belki de her ikisi ...! ( Ahiret inancı için tıklayınız :



http://www.islamustundur.com/konular/ahiret.html
)




KADER
Kader insanı pasifleştirir mi...?! Böyle bir şey olsa ilk
Müslümanlar üzerinde bu etki dene gözükmedi...!?Allah'ın kalpleri
mühürlemesi konusu için tıklayınız ...Ki bu konu özellikle
önemlidir...Ateistler bir türlü anlamak istemezler! :




http://www.islamustundur.com/isteolur.html


Başka bir konu: bilimin gelişmesi ile insanın sınırsız
güç ve iradeye erişebileceği iddiası tamamen hayal ürünüdür...!



53/39- Şüphesiz
insana kendi emeğinden başkası yoktur.


52/21- İman edenler ve soyları kendilerini imanda izleyenler; Biz onların
soylarını da kendilerine katıp-ekledik. Onların amellerinden hiç bir şeyi
eksiltmedik. Her kişi kendi
kazandığına karşılık bir rehindir.




41/46- Kim salih
bir amelde bulunursa, kendi lehinedir, kim de kötülük ederse, o da kendi
aleyhinedir. Senin Rabbin, kullara zulmedici değildir.



65/3- Allah, her
şey için bir ölçü kılmıştır.
18/29- Ve de ki:
"Hak Rabbinizdendir; artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin
6/49- Ayetlerimizi
yalanlayanlara, fıska sapmalarından dolayı azab dokunacaktır.
13/11- O'nun
(insanın) önünden ve arkasından izleyenleri vardır, onu Allah'ın emriyle
gözetip-korumaktadırlar. Gerçekten Allah, kendi nefis (öz)lerinde olanı
değiştirip bozuncaya kadar, bir toplulukta olanı değiştirip-bozmaz.
8/53- Nedeni şu:
Bir kavim (toplum), kendinde olanı değiştirinceye kadar Allah, ona nimet
olarak bağışladığını değiştirici değildir. Allah şüphesiz işitendir,
bilendir.
30/41- İnsanların
kendi ellerinin kazandığı dolayısıyla, karada ve denizde fesad ortaya
çıktı.



Kader konusu için
tıklayınız :




http://www.islamu
stundur.com/konular/kaza.html
Suç işleyen biri Hz
.Ömer'in huzuruna getirilince adam :Bunu Allah'ın takdiri ile
yaptığını söyler...Hz Ömer'de adama cezasına ek olarak ir de Allah'a
iftira ettiğinden dolayı para cezası verir...!

42/30- Size isabet
eden her musibet, (ancak) ellerinizin kazandığı dolayısıyladır. (Allah,)
Çoğunu da affeder.
30/41- İnsanların
kendi ellerinin kazandığı dolayısıyla, karada ve denizde fesad ortaya
çıktı. Umulur ki, dönerler diye (Allah) onlara yaptıklarının bir kısmını
kendilerine tattırmaktadır.
4/79- Sana
iyilikten her ne gelirse Allah'tandır, kötülükten de sana ne gelirse o da
kendindendir. Biz seni insanlara bir elçi olarak gönderdik; şahid olarak
Allah yeter.
Son
tahlilde her şey Allah'tandır..İyilik başımıza gelirse bu zaten rabbimizin
izni ve onun nimetlerinden olan bir olaydır.Ama kötülük olunca onu biz -
kendi ellerimizle işlediklerimizle biz çağırırız- Allah'ta gönderir,istemez,
uyarır,cehennem var der.. -
Allah'tandır ama biz istemedikçe Allah göndermez, kaba tabirle insan
kaşınmadıkça Allah ta musibeti göndermez!!!-

Dünyadaki
haksızlıklardan dolayı dini sorumlu tutmak sadece " hedef saptırmaktır!"
Kur'an'a
göre bütün adaletsizliklerin sebebi :

MAL BİRİKTİRİP İHTİRASLA ÇOĞALTMAYA ÇALIŞAN DEĞERSİZ İNSANLARDIR!
04/1- ...o kişinin
vay haline;104/2- Ki o, mal yığıp biriktiren ve onu saydıkça
sayandır.104/3- Gerçekten malının kendisini ebedi kılacağını sanıyor.


102/1- (Mal, mülk
ve servette) Çoklukla övünmek, sizi 'tutkuyla oyalayıp, kendinizden
geçirdi.'102/2- "Öyle ki (bu,) mezarı ziyaretinize (kabre gidişinize,
ölümünüze) kadar sürdü."

_________________
Mevla Görelim Neyler
Neylerse Güzel Eyler
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
huzeyfe
Süper Moderatör
huzeyfe


Mesaj Sayısı : 7721
Rep Gücü : 18110
Rep Puanı : 23
Kayıt tarihi : 27/03/09

Ateist Yazarlara Cevaplar Empty
MesajKonu: Geri: Ateist Yazarlara Cevaplar   Ateist Yazarlara Cevaplar Icon_minitimeSalı Şub. 08, 2011 3:24 pm

AHLAK-HUKUK






Kadının cinsel meta görüldüğü iddia edilir
...Öbür dünya korkusu ile insanlar sindirilmiştir...İslamın köle kavramına bakışı eleştirilir..kuran arap
toplumuna seslenir derler...Erkeğin kadından üstün kabul edildiği iddia
edilir...Şeriat kuralları değişmezdir derler...İslamda hoşgörü ve özgürlük
yoktur derler...Cihadı reddederler..özel mülkiyeti kabul etmesinden dolayı
islamı eleştirirler ve dinsiz de ahlakın olabileceğini iddia
ederler...Kısaca onlara göre din karanlık, kötülük ve işkencedir...
İslam bir
bütündür:inanç,ibadet,hukuk ve ibadeti ile...En başta belirttik! Önce
inanç, sonra ahlak sonra hukuk ve hepsini kapsayan ve hepsi ile irtibatlı
olan ibadet...:Mesela İslam'ın şartı kelime-i şehadet tevhidle
alakalıdır.Oruç nefse hakimiyet, zekat yardımlaşma-sosyal adaleti
amaçlamaktadır.Hiç bir emir-yasak diğerinden ayrı veya alakasız
değildir.İslam bir bütündür ve tüm emir yasaklar bir biri ile irtibatlı ve
alakalıdır!

Ahiret inancı
olmazsa dünyada ahlak , adalet..gibi soyut kavramlar adına
hürriyetini, hayatını feda edenlerin davranışlarını hangi akli ve bilimsel
ölçü ile kazanım hanesine yazılabilir ki...Emek verip aldıgım hayvandan bir
parçayı fakire verirken , yerde buldugum cüzdanı cebime atmazken,
ahlaksızlık yapma imkanım varken bundan uzak dururken ...bunları
hangi rasyonel ve bilimsel kılıflara vurup mantiki bir sonuca ulaşabiliriz
ki...!? Tam tersi başkasına faiz ile para vermek rasyonel ve
bilimseldir ama ahlaki değildir...!

Dinsiz ahlak nasıl
olabilir? Böyle bir ahlakın normları nasıl olusacak. Nasıl genellestirilip
insanlıkça kabulu onaylanacak...! Mesela günümüzde homoseksüellik artık
normal hale getirilmeye çalışılan bir cinsel hastalık türüdür...Bunu kabul
eden ahlaklı mı olacak...bu yaygınlaşırsa aile ve toplum, nesil nasıl
ayakta kalacak ve gelecek nasıl korunacak...!? Bu sadece bir örnekti...!
Ama istisna yok
mudur ...tabi ki vardır : Begoviç'in dediği gibi " Ahlaklı ateist olabilir
ama ahlaklı ateizm olamaz !" Bazı ateistlerin ahlakı şuur, vicdan ,insanlık
gibi soyut kavramlara dayandırmaları da fazla önem arz etmez! Sonuçta
bunlar gözle görülebilir dünyanın bir parçası , bilimin konusu değillerdir
ve asıl önemlisi tanrılık makamına getirilen bu kavramlara inanç, dinin de
daha alçak bir biçimi olma konumunda bulunmaktadır...Asıl sorunda
materyalizmin sınırları içinde insanın ahlaklı kalıp kalamayacağıdır..




5/8- Ey iman
edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir
topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O,
takvaya daha yakındır. Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta
olduklarınızdan haberi olandır.
4/135- Ey iman
edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah
için şahidler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun,
ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. Öyleyse adaletten
dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın. Eğer dilinizi eğip büker (sözü
geveler) ya da yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi
olandır.
92/19- Onun
yanında hiç kimsenin karşılığı verilecek bir nimeti (borcu) yoktur.92/20-
Ancak yüce Rabbinin rızasını aramak için (verir).
3/92- Sevdiğiniz
şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz. Her ne infak
ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir.
İbadetler ilahi
bir terbiye metodudur.Ahlakı destekler!Ramazan da topluma hakim olan o
maddi manevi havayı hangi materyalist sistem gerçekleştirebilir...!?sadaka
maddiyata olan eğilimi köreltir, hac birlik ,evrensellik bilincini
aşılar...
Allah gruplaşmayı,
parçalanmayı sürekli olumsuzlar, kardeşlik seviyesine varan birlikteliği
över! Veda hutbesi başta aşağıdaki ayetlerde bunu amaçlar :
3/103- Allah'ın
ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın sizin
üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O,
kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle
kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken,
oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size
ayetlerini böyle açıklar.
49/13- Ey
insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve
birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık.
Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca
değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber
alandır.
6/159- Gerçek şu
ki, dinlerini parça parça edip kendileri de gruplaşanlar, sen hiç bir
şeyde onlardan değilsin. Onların işi ancak Allah'adır. Sonra O, işlemekte
olduklarını kendilerine haber verecektir.
42/13- O: "Dini
dosdoğru ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin" diye dinden Nuh'a vasiyet
ettiğini ve sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya vasiyet
ettiğimizi sizin için de teşri' etti (bir şeriat kıldı). Senin kendilerini
çağırdığın şey, müşriklere ağır geldi. Allah, dilediğini buna seçer ve
içten kendisine yöneleni hidayete erdirir.
3/105- Kendilerine
apaçık belgeler geldikten sonra, parçalanıp ayrılan ve anlaşmazlığa
düşenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azab vardır.



9/71- Mü'min
erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder,
kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve
Allah'a ve Resûlü’ne itaat ederler. İşte Allah'ın kendilerine rahmet
edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet
sahibidir.




İSLAM HUKUKU

İslam hukuku
esnektir ( tıklayınız lutfen:



islamhukuku.html
)
4/58- Şüphesiz
Allah, size emanetleri ehline (sahiplerine) teslim etmenizi ve insanlar
arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Bununla Allah,
size ne güzel öğüt veriyor!.. Doğrusu Allah, işitendir, görendir.
3/108- Bunlar sana
hak olarak okumakta olduğumuz Allah'ın ayetleridir. Allah, alemlere zulüm
isteyen değildir.
2/185- ...Allah,
size kolaylık diler, zorluk dilemez.
5/6- ... Allah
size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimeti
tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.
31/20- Görmüyor
musunuz ki, şüphesiz Allah, göklerde ve yerde olanları emrinize amade
kılmış, açık ve gizli sizin üzerinizdeki nimetlerini
genişletip-tamamlamıştır.
3/159- ... iş
konusunda onlarla istişare et.
42/38- Rablerine
icabet edenler, namazı dosdoğru kılanlar, işleri kendi aralarında şura ile
olanlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak edenler,
42/15- ...
emrolunduğun gibi doğru bir istikamet tuttur. Onların heva (istek ve
tutku)larına uyma. Ve de ki: Allah'ın indirdiği her kitaba inandım.
Aranızda adaletli davranmakla emrolundum.
6/152- "Yetimin
malına, o erginlik çağına erişinceye kadar -o en güzel (şeklin) dışında-
yaklaşmayın. Ölçüyü ve tartıyı doğru olarak yapın. Hiç bir nefse, gücünün
kaldırabileceği dışında bir şey yüklemeyiz. Söylediğiniz zaman -yakınınız
dahi olsa- adil olun. Allah'ın ahdine vefa gösterin. İşte bunlarla size
tavsiye (emr) etti; umulur ki öğüt alıp-düşünürsünüz."
2/188-
Birbirinizin mallarını haksızlıkla yemeyin ve bile bile günahla insanların
mallarından bir bölümünü yemeniz için onları hakimlere aktarmayın.
3/130- Ey iman
edenler, faizi kat kat arttırılmış olarak yemeyin.
4/2- Yetimlere
mallarını verin ve murdar olanla temiz olanı değiştirmeyin. Onların
mallarını mallarınıza katarak yemeyin. Çünkü bu, büyük bir suçtur.
42/40- Kötülüğün
karşılığı, onun misli (benzeri) olan kötülüktür.Ama kim affeder ve ıslah
ederse (dirliği kurup-sağlarsa) artık onun ecri Allah'a aittir. Gerçekten
O, zalimleri sevmez.
5/2- ...Sizi
Mescid-i Haram'dan alıkoyduklarından dolayı bir topluluğa olan kininiz,
sakın sizi haddi aşmaya sürüklemesin. İyilik ve takva konusunda
yardımlaşın, günah ve haddi aşmada yardımlaşmayın ve Allah'tan
korkup-sakının.
5/1- Ey iman
edenler, akitleri yerine getirin.
48/17- Kör olana
güçlük (sorumluluk) yoktur, topal olana güçlük yoktur, hasta olana da
güçlük yoktur.
2/173- O, size
ölüyü (leşi)- kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesilmiş olan
(hayvan)ı kesin olarak haram kıldı. Fakat kim kaçınılmaz olarak muhtaç
kalırsa, taşkınlık yapmamak ve haddi aşmamak şartıyla (ölmeyecek oranda
yiyebilir), ona bir günah yoktur. Gerçekten Allah, bağışlayandır,
esirgeyendir.
5/3- ...Kim
'şiddetli bir açlıkta kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa'
-günaha eğilim göstermeksizin- (bu haram saydıklarımızdan yetecek kadar
yiyebilir.) Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir.


Kuranda 228 ayet hukuki
talimatlara ayrılmıştır.70'i aile, 70'i medeni hukuk, 13
yargılama,10 anayasa,10 ekonomık, 25 uluslararası ilişki, 30 ceza
hukuku...İslam'ın amacı
ahlaka dayalı bir toplum düzeni inşa etmektir.

İslam'ın kadına
bakışını sitemizde bol bol açıkladık...Ama şu hep göz ardı edildi...Son yüzyılda gerçekleşen
cinsel derimle birlikte batıda genellikle çıplaklığı, özelde kadınların
bedenlerini cinsel cazibe uyandıracak şekilde fütursuzca sergilemeleri ,
bir marifet ve medeni (!) olmanın ölçüsü haline getirilmiştir.Çıplaklık
bir özgürlük kullanımı mı , kadının kişiliğini , insanlık onurunu ve
kadınlığını tahrip eden , onu sadece erkeğin cinsel arzularına hitap eden
bir metaa dönüştüren bir tutum mu olduğu , ciddi şekilde
tartışılması gereken bir sorundur. Batıda kadın, tıklayınız :


cagdashayatvekadin.html

-
haremlikselamlik.html
-



http://www.islamustundur.com/maskelibalo.html




-
http://www.islamustundur.com/doldurusagelme.html
-

neolacaksimdi.html











İSLAM İKTİSADI




İslam iktisadı denince öncelikle akla İslami metafizik ve ahlaki
değerlerin hakim olduğu bir iktisadi yapı akla gelmelidir!
Tıklayınız :

islamekonomisi.html


1-Her şeyin asıl sahibi Allah'tır
2-İnsanın mülkiyeti sadece " emanet sahipliğinden "ibarettir.
3-Mala ihtiras aldanıştır.


5/17- ... Göklerin, yerin ve bunlar arasındakilerin tümünün mülkü
Allah'ındır; dilediğini yaratır. Allah her şeye güç yetirendir.
104/2- Ki o, mal
yığıp biriktiren ve onu saydıkça sayandır.104/3- Gerçekten malının
kendisini ebedi kılacağını sanıyor.104/4- Hayır; andolsun o, 'hutame'ye
atılacaktır.
59/7- ...Öyle ki (bu mallar ve servet) sizden zengin olanlar arasında
dönüp-dolaşan bir devlet olmasın.
2/3- Onlar, gaybe
inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak
verdiklerimizden infak ederler.
Kuranda mülkün
kazanılması ile sabır, şükür, çömertlik, iyilikseverlik, dostluk,dayanışma
, huzur gibi ahlakı değer ile zekat,sadaka,infak,helal kazanc hatta
namaz gibi ibadetler arasında yakın alaka kurulur.Asıl amaç ise
erdemli insan yetiştirmektir.
İslam
zorlama ile yapılan imanı geçerli kabul etmez.Allah yoluna güzel öğüt ve
hikmet ile çağırma emredilir.
16/125- Rabbinin
yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel bir biçimde
mücadele et. Şüphesiz senin Rabbin yolundan sapanı bilendir ve hidayete
ereni de bilendir.
18/29- Ve de ki:
"Hak Rabbinizdendir; artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin
10/99- Eğer Rabbin
dileseydi, yeryüzündekilerin tümü, topluca iman ederdi. Öyleyse, onlar
mü'min oluncaya kadar insanları sen mi zorlayacaksın?
88/21- Artık sen,
öğüt verip-hatırlat. Sen, yalnızca bir öğüt verici-bir hatırlatıcısın.
2/256- Dinde
zorlama (ve baskı) yoktur. Şüphesiz, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık
ayrılmıştır. Artık kim tağutu tanımayıp Allah'a inanırsa, o, sapasağlam
bir kulpa yapışmıştır; bunun kopması yoktur. Allah, işitendir, bilendir.


İşin ilginç yönlerinden biri de Aydın - yerine göre - İslam'ı zekatları
toplama konusunda ,hem " ceberrut devlet tavrında olmakla" suçlar, hem de
İslam'ı , " zekat vermeyenlere karşı yaptırım uygulamadığından " dolayı
eleştirir."






CİHAD

2/190- Sizinle
savaşanlara karşı Allah yolunda savaşın, (ancak) aşırı gitmeyin. Elbette
Allah aşırı gidenleri sevmez.
8/61- Eğer onlar
barışa eğilim gösterirlerse, sen de ona eğilim göster ve Allah'a tevekkül
et. Çünkü O, işitendir, bilendir
22/39- Kendilerine
zulmedilmesi dolayısıyla, onlara karşı savaş açılana (mü'minlere, savaşma)
izni verildi. Şüphesiz Allah, onlara yardım etmeye güç yetirendir.
22/40- Onlar,
yalnızca; "Rabbimiz Allah'tır" demelerinden dolayı, haksız yere
yurtlarından sürgün edilip çıkarıldılar. Eğer Allah'ın, insanların kimini
kimiyle defetmesi (yenilgiye uğratması) olmasaydı, manastırlar, kiliseler,
havralar ve içinde Allah'ın isminin çokça anıldığı mescidler, muhakkak
yıkılır giderdi. Allah kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım
eder. Şüphesiz Allah, güçlü olandır, aziz olandır.
9/36- Gerçek şu
ki, Allah katında ayların sayısı, gökleri ve yeri yarattığı günden beri
Allah'ın kitabında on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte
dosdoğru olan hesab (din) budur. Öyleyse bunlarda kendinize zulmetmeyin ve
onların sizlerle topluca savaşması gibi siz de müşriklerle topluca
savaşmayın. Ve bilin ki Allah, takva sahipleriyle beraberdir.
4/75- Size ne
oluyor ki, Allah yolunda ve: "Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden
çıkar, bize katından bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize katından bir
yardım eden yolla" diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf
bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz 4/76- İman edenler Allah yolunda
savaşırlar; inkar edenler ise tağut yolunda savaşırlar öyleyse şeytanın
dostlarıyla savaşın. Hiç şüphesiz, şeytanın hileli-düzeni pek zayıftır.
2/192- Onlar,
(savaşa) son verirlerse (siz de son verin); şüphesiz Allah, bağışlayandır
esirgeyendir.
29/46- İçlerinde
zulmedenleri hariç olmak üzere, Kitap Ehliyle en güzel olan bir tarzın
dışında mücadele etmeyin. Ve deyin ki: "Bize ve size indirilene iman
ettik; bizim ilahımız da, sizin ilahınız da birdir ve biz O'na teslim
olmuşuz."
60/8- Allah,
sizinle din konusunda savaşmayan, sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkarmayanlara
iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan sizi sakındırmaz.
Çünkü Allah, adalet yapanları sever.
60/9- Allah, ancak
din konusunda sizinle savaşanları, sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkaranları
ve sürülüp-çıkarılmanız için arka çıkanları dost edinmenizden sakındırır.
Kim onları dost edinirse, artık onlar zalimlerin ta kendileridir.




Batının
reformları,aydınlanma çağı sürekli övülür ve örnek gösterilir:
1-Hıristiyanlık
tecrübesinin İslam ile özdeşleştirilmesi yanlıştır.
2-Çevre kirliliği,
ırkçılık ,silahlanma, tüketim çılgınlığı, açlık, iki dünya savaşı, gelir
dağılımındaki adaletsizlik ...gibi hususlarda hep bu sürecin sonucudur...
İnsanlar
tanrısızlık adına da bir çok kötülükler yapmışlardır...sadece din adına
mı...sanat - bilim adına yapılmadı mı hala yapılmıyor mu...(

İslam savas hukuku
,



islam barıs dınıdır
ve


islam ve humanızm
konularına
bakılabılır )



"İslam inancında
mitlere yer verilmez...İslamî doktrin basit , açık ve
dolaysızdır.İslam'da Allah'ın birliği ve Hz. Muhammed'in
peygamberliği kabul edilince gerisi aklı olarak temellendirilebilir." (
Leslie Lipson :Uygarlığın ahlaki bunalımları , 178 )


Batıda Promethee
tanrılardan aldığı ateşi yeryüzüne indirdiği için tanrıların gazabına
uğrar ( her gün çiğeri kartal tararından yenilir ) ama İslam'da ise İblis
hz Adem'e secde etmediği için lanete uğrar.batı mantalitesinde insan
hakları tanrıya ve kutsala karşı bir bağlamda ancak gelişmiştir.İslam'da
ise tersi geçerlidir.


Muhammet Altaytaş ( Hangi Din- Eylül yayınları )

_________________
Mevla Görelim Neyler
Neylerse Güzel Eyler
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
huzeyfe
Süper Moderatör
huzeyfe


Mesaj Sayısı : 7721
Rep Gücü : 18110
Rep Puanı : 23
Kayıt tarihi : 27/03/09

Ateist Yazarlara Cevaplar Empty
MesajKonu: Geri: Ateist Yazarlara Cevaplar   Ateist Yazarlara Cevaplar Icon_minitimeSalı Şub. 08, 2011 3:43 pm

ATEİZME
CEVAP





<table id="AutoNumber3" style="border-collapse: collapse;" border="1" cellpadding="0" cellspacing="0" width="49%">
<tr>
<td width="100%">

4

Ö N S Ö Z </td>
</tr>
<tr>
<td width="100%">

4

1. Ateizmin Tanımı </td>
</tr>
<tr>
<td width="100%">

4

2. Ateizmin Çeşitleri </td>
</tr>
<tr>
<td width="100%">

4

3. Ateizm Teriminin Yanlış Kullanımı </td>
</tr>
<tr>
<td width="100%">

4

4. Ateizmin Tarihçesi </td>
</tr>
<tr>
<td width="100%">

4

Tanrı Kavramının Yaygınlığı </td>
</tr>
<tr>
<td width="100%">

4

1. Ateizmin İddiaları </td>
</tr>
<tr>
<td width="100%">

4

2. Bilimsellik ve Tanrı İnancı </td>
</tr>
<tr>
<td width="100%">

4

3. Rasyonellik ve Tanrı İnancı </td>
</tr>
<tr>
<td width="100%">

4

4. Mantıksallık ve Tanrı İnancı </td>
</tr>
<tr>
<td width="100%">

4

5. Ahlâkî Özgürlük ve Tanrı İnancı </td>
</tr>
<tr>
<td width="100%">

4

1. Kanıt Problemi </td>
</tr>
<tr>
<td width="100%">

4

2. Tanrı'nın Varlığının Delilleri </td>
</tr>
<tr>
<td width="100%">

4

1. Modern Ön Yargılar </td>
</tr>
<tr>
<td width="100%">

4

1. Comte'un Pozitivizmi </td>
</tr>
<tr>
<td width="100%">

4

2. Feuerbach'ın Antropolojik Ateizmi </td>
</tr>
<tr>
<td width="100%">

4

3. Karl Marx'ın Sosyopolitik Ateizmi </td>
</tr>
<tr>
<td width="100%">

4

4. Freud'ün Psikanalitik Ateizmi </td>
</tr>
<tr>
<td width="100%">

4

5. Nietzche ve Sartre'ın Varoluşçu Ateizmi </td>
</tr>
<tr>
<td width="100%">

4

1. Bilimsel (Materyalist) Ateizm Dayatması </td>
</tr>
<tr>
<td width="100%">

4

2. Bilimsel Ateizm Çarpıtması ve İslâmın
Evrenselliği
</td>
</tr>
<tr>
<td width="100%">

4

G) ATEİZM VE İSLÂM GERÇEĞİ </td>
</tr>
<tr>
<td width="100%">

4

2. Ateizmin İslâm'a Yaklaşımı </td>
</tr>
<tr>
<td width="100%">

4

3. Ateizm Karşısında İslâm </td>
</tr>
<tr>
<td width="100%">

4

SONSÖZ </td>
</tr>
<tr>
<td width="100%">

4

KAYNAKÇA </td>
</tr>
<tr>
<td width="100%">

4

DİPNOTLAR


Ateist Yazarlara Cevaplar Drfranciscollins_yasya090401


Ateist Yazarlara Cevaplar Ateistdegil_idealist0701051</td></tr></table>

_________________
Mevla Görelim Neyler
Neylerse Güzel Eyler
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ateist Yazarlara Cevaplar
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» ateist deistlere cevaplar videolar
» Ateist, deist, agnostiklere cevaplar
» http://islamicevaplar.com/ ateist-deistlere-cevaplar
» Ateist Bilim Adamı profesörü Antony Flew Tanrı var dedi
» Kuranda Çelişki Yoktur..Ateist ve misyonerlere cevaplar

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KUTLU FORUM :: İslami ilimler ve dini kültür :: Ateist-Deistlerin vb İddialarına Cevablar-
Buraya geçin: