| KUTLU FORUM Bilgi ve Paylaşım Platformuna Hoş Geldiniz |
|
| Divane Gazeller - Berceste Mısralar | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Limoni Co-Admin
Mesaj Sayısı : 6150 Rep Gücü : 14991 Rep Puanı : 44 Kayıt tarihi : 27/05/09
| Konu: Divane Gazeller - Berceste Mısralar C.tesi Haz. 20, 2009 11:54 pm | |
| Berceste ne demek Öz, güzel, latif, ince anlamlı, kolayca hatırlanan, yapısı sağlam dize ya da beyit. Sanat değeri yüksek anlamlar taşıyan dize. Dize için daha çok mısra-ı berceste, beyit için de beyt-i berceste tanımlamaları kullanılır. Genel anlamda bir şiirdeki en güzel dize ya da beyit de denebilir. Divan edebiyatında söyleyiş güzelliğinin yanı sıra derin anlamlar taşıyan, kolayca anımsanan dizelerdir. Mısra, Beyit veya dörtlük şeklinde görülebilir. Divan edebiyatında berceste mısra söylemek ustalık sayılmıştır .
gazel
- Divan edebiyatında beş ile on beş beyit arasında değişen, ilk beytinin dizeleri birbiriyle, sonraki beyitlerinin ikinci dizeleri birinci beyitle uyaklı, genellikle lirik konularda yazılan nazım biçimi
Örnek: O mecmuadaki gazelleri yüksek sesle okurken eski şiir lehçemizdeki beliğ ve rindane edaların zevkine varıyorum. Y. K. Beyatlı
Divane Gazeller
Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkit ne bilir Mübtelâ-yı gama sor kim geceler kaç saat
En uzun gecenin hangisi olduğunu ne müneccim, ne de takvim yapanlar bilir... Gam tutkunlarına sor ki geceler kaç saattir!..
Merdüm-i dideme bilmem ne füsûn etti felek Giryemi kıldı füzûn eşkimi hûn etti felek Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek
Bilmem ki gözlerime felek nasıl bir büyü yaptı ki Gözümü kan içinde bıraktı, aşkımı artırdı Benim pençemin korkusundan arslanlar bile titrerken Beni bir gözleri ahu karşısında acze düşürdü felek
Dil beyt-i Hudâdır, ânı pâk eyle sivâdan, Kasrına nüzul eyleye Rahman gecelerde!
“Gönül Allah’ın evidir, sen o evi daima günahlardan temiz tut ki, gönlümüzün sultanı, köşküne gecelerde uğrayıversin” İbrahim Hakkı Hazretleri
Ne beyân-ı hâle cür'et, ne figâna tâkatım var
Ne recâ-yı vasla gayret, ne firâka kudretim var
( Enderunlu Vasıf Efendi)
Ne hâlimi arz etmeye cür'et edebiliyorum ne de feryad etmeye tâkatım var.
Ne vuslat umudu için gayrete geliyorum, ne de ayrılığa güç yetirebiliyorum..
Yok bu şehr içre senin vasfettiğin dilber Nedîm Bir perî-sûret görünmüş bir hayâl olmuş sana
(Ey Nedim! Senin anlattığın gibi böyle güzel bir kadın bu şehirde yok. Bu güzelliklere sahip olan varlık bir kadın, bir insan olamaz. Olsa olsa sana bir perinin yüzü görünmüştür. Sen ancak bir hayale aşık olmuşsun.)
Divane FUZÛLİ'den;
Âb-gûndur günbed-i devvâr rengin bilmezem Yâ muhît olmuş gözümden günbed-i devvâre su
O kadar çok ağladım ki, gözyaşlarım dönen gök kubbeyi doldurmuş. Bu yüzden renginin mâvi olduğunu bilemiyorum. Yâni gerçek rengini seçemiyorum, her tarafı su renginde görüyorum
En son Limoni tarafından Cuma Kas. 14, 2014 12:13 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Limoni Co-Admin
Mesaj Sayısı : 6150 Rep Gücü : 14991 Rep Puanı : 44 Kayıt tarihi : 27/05/09
| Konu: Geri: Divane Gazeller - Berceste Mısralar Paz Haz. 21, 2009 12:00 am | |
|
Padişahı âlem olmak bir kuru kavga imiş
Bir veliye bende olmak cümleden âlâ imiş. (Yavuz Sultan Selim )
Aheste çek kürekleri mehtab uyanmasın. Bir âlem-i hayale dalan ab uyanmasın. Ağuş-i nev-baharda habidedir cihan, Sürsün sabah-ı haşre kadar hab uyanmasın.
Gittin amma ki kodun hasret ile cânı bile
İstemem sensiz olan sohbeti yâran bile.
(Neşati )
Vur pençe-i Ali'deki şemşîr aşkına Gülbangi asumanı tutan pîr aşkına Ey leşker-i müfettih-ül-ebvab vur bugün Feth-i mübîni zemin o tebşir aşkına Vur deyr-î küfrün üstüne rekz-i hilâl içün Gelmiş bu şehsüvâr-i cihangir aşkına Düşsün çelengi Rûm'un, eğilsin ser-i Firenk Vur Türk'ü gönderen yed-i takdir aşkına Son savletinle vur ki açılsın bu sûrlar Fecr-i hücum içindeki Tekbir aşkına
Yahya Kemal
*********************
Sanma şâhım / herkesi sen / sâdıkâne / yâr olur
Herkesi sen / dost mu sandın / belki ol / ağyâr olur
Sâdıkâne / belki ol / bu âlemde / dildâr olur
Yâr olur / ağyâr olur / dildâr olur / serdâr olur YAVUZ SULTAN SELİM HAN
biraz da açıklama yapalım bari:
sadıkâne: sadık olana yaraşır biçimde, sadıkça. ağyâr: yabancılar, rakipler manasına gelse de yar dışında kalan herşey manasına da geldiği olur. yâr ile ilgisi olmayan herşey ağyardır. serdâr: kumandan. dildar: sevgili
************************************
bilmedim kim oldu bu hâle sebep ağladım ümîdim hebâ oldu hep bendeki sûz-i dil var mıdır acep tutuşup can veren pervânelerde? (sûz-i dil:gönül yanığı)
Gittin amma ki kodun hasret ile cânı bile
İstemem sensiz olan sohbeti yâran bile.
(Neşati )
Pür ateşim açtırma benim ağzıma zinhar
Zalim söyletme derunumda neler var
Düşenin dostu olmaz demişler düşte görürsün,
Sen o zaman dostları ancak düşte görürsün
[size=medium]“Günde bir taşı bina-ı ömrümün düştü yere Can yatur gafil binası oldu vîran bîhaber”
Niyâzi-i Mısrî
(Ömür binamın günde bir taşı düşse de yere/ Can gafil yatıyor binasının yıkıldığından habersiz.)
O zaman ki bezm-i canda bölüşüldü kale-i kam
Bize hisse-i mahabbet dil-i pare pare düştü
Şeyh Galip Dünyadan kam alma kumaşının bölüşüldüğü can meclisinde, bizim payımıza, paramparça olmuş bir kalp (ile desenlenmiş küçük bir kumaş parçası) düştü.
Bu şehr-i Stanbul ki bî misl ü behâdır Bir sengine yekpâre acem mülkü fedâdır ...
Bir gevher-i yek pare iki bahr arasında Hurşid-i cihan tab ile tartılsa sezadır...
Nedim'in İstanbul kasidesi...
Nedim Yoluna canım revan etsem gerek cana dedim Yüzüme bin hışm ile baktı dedi canın mı var Zati
Ey sevgili!Kabul edersen eğer, canımı yoluna akıtmak arzusundayım, dedim;yüzüme bir hışımla öyle bir baktı ki,ne canın var ki ,dedi
Arz-ı hâl etmeye cana seni tenha bulamam Seni tenha bulacak kendimi asla bulamam Ulvi
[size=medium]“Halimi sana arz etmek için, sevgili seni yalnız bulamam Seni yalnız bulunca da kendimi bulamıyorum”
En son mihrimah tarafından Paz Ocak 31, 2010 3:11 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | @bdulKadir Adminstratör
Mesaj Sayısı : 6736 Rep Gücü : 10015190 Rep Puanı : 97 Kayıt tarihi : 17/03/09 Yaş : 61 Nerden : İzmir
| Konu: Geri: Divane Gazeller - Berceste Mısralar Paz Ağus. 30, 2009 3:50 pm | |
| [size=medium]
Dil beyt-i Hudâdır, ânı pâk eyle sivâdan, Kasrına nüzul eyleye Rahman gecelerde!
“Gönül Allah’ın evidir, sen o evi daima günahlardan temiz tut ki, gönlümüzün sultanı, köşküne gecelerde uğrayıversin” İbrahim Hakkı Hazretleri
*************************0o0*************************
Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkit ne bilir Mübtelâ-yı gama sor kim geceler kaç saat
En uzun gecenin hangisi olduğunu ne müneccim, ne de takvim yapanlar bilir... Gam tutkunlarına sor ki geceler kaç saattir!..
-Sâbit- ***************************0o0*********************
Âb-gûndur günbed-i devvâr rengin bilmezem Yâ muhît olmuş gözümden günbed-i devvâre su
O kadar çok ağladım ki, gözyaşlarım dönen gök kubbeyi doldurmuş. Bu yüzden renginin mâvi olduğunu bilemiyorum. Yâni gerçek rengini seçemiyorum, her tarafı su renginde görüyorum
*************************0o0************************
Ne beyân-ı hâle cür'et, ne figâna tâkatım var
Ne recâ-yı vasla gayret, ne firâka kudretim var
( Enderunlu Vasıf Efendi)
Ne hâlimi arz etmeye cür'et edebiliyorum ne de feryad etmeye tâkatım var.
Ne vuslat umudu için gayrete geliyorum, ne de ayrılığa güç yetirebiliyorum..
*****************0o0***********************
bilmedim kim oldu bu hâle sebep ağladım ümîdim hebâ oldu hep bendeki sûz-i dil var mıdır acep tutuşup can veren pervânelerde?
**************************0o0****************************
Yok bu şehr içre senin vasfettiğin dilber Nedîm Bir perî-sûret görünmüş bir hayâl olmuş sana
(Ey Nedim! Senin anlattığın gibi böyle güzel bir kadın bu şehirde yok. Bu güzelliklere sahip olan varlık bir kadın, bir insan olamaz. Olsa olsa sana bir perinin yüzü görünmüştür. Sen ancak bir hayale aşık olmuşsun.)
**************************0o0********************
Arz-ı hâl etmeye cana seni tenha bulamam Seni tenha bulacak kendimi asla bulamam Ulvi ***************0o0**************************
Gül gül dedi bülbül güle gül gülmedi gitti. Bülbül güle gül bülbüle yar olmadı gitti.
*******************0o0*******************
Merdüm-i dideme bilmem ne füsûn etti felek Giryemi kıldı füzûn eşkimi hûn etti felek Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek
Bilmem ki gözlerime felek nasıl bir büyü yaptı ki Gözümü kan içinde bıraktı, aşkımı artırdı Benim pençemin korkusundan arslanlar bile titrerken Beni bir gözleri ahu karşısında acze düşürdü felek Yavuz Sultan Selim (Trabzon’da aşık olduğu Aspasya adlı bir Rum kızı için yazmış.)
**********************0o0*************************** Gittin amma ki kodun hasret ile cânı bile
İstemem sensiz olan sohbeti yâran bile.
(Neşati )
**********************0o0**********************
Fâriğ olmam eylesen yüz bin cefâ sevdim seni Böyle yazmış alnıma kilk-i kazâ sevdim seni Ben bu sözden dönmezem devr eyledikçe nüh felek Şâhid olsun aşkıma arz u semâ sevdim seni
Yüzbin defa cefa etsen vazgeçmem,bir kere sevdim seni.. Kaza ve kader kalemi alnıma böyle yazmış,sevdim seni.. Dokuz gök döndükçe bu sözden dönmem..
***************0o0******************
[/align] [align=center][size=medium]
Bende yok sabr sükun sende vefadan zerre iki yoktan ne çıkar fikr idelim bir kere
**********************0o0*********************
Düşenin dostu olmaz demişler düşte görürsün,
Sen o zaman dostları ancak düşte görürsün
*******************0o0********************
Suya virsun bağiban gülzar-ı zahmet çekmesin Birtek gül açılmaz yüzün tek virse bin gülzare su.
-Fuzuli-
Bahçıvan (boşuna) zahmet çekmesin; gül bah¬çesini sele versin (mahvolmaya bıraksın). (Çünkü) bin (tane) gül bahçesini sulasa, senin yüzün gibi bir gül açılmaz (yetiştiremez )
***************************0o0*********************
Kamu bîmarına cânan devâ-yı derd eder ihsan Niçin kılmaz bana derman beni bîmar sanmaz mı
Sevgili,bütün hastalarının derdine ilaç veriyor, bana niçin ilaç vermiyor?Beni hasta sanmıyor mu?
Fuzûli
********************0o0********************
Bu şehr-i Stanbul ki bî misl ü behâdır Bir sengine yekpâre acem mülkü fedâdır...
Nedim
***********************0o0************************
“Günde bir taşı bina-ı ömrümün düştü yere Can yatur gafil binası oldu vîran bîhaber”
Niyâzi-i Mısrî
(Ömür binamın günde bir taşı düşse de yere/ Can gafil yatıyor binasının yıkıldığından habersiz.)
********************0o0**************************
O zaman ki bezm-i canda bölüşüldü kale-i kam
Bize hisse-i mahabbet dil-i pare pare düştü
Şeyh Galip
Dünyadan kam alma kumaşının bölüşüldüğü can meclisinde, bizim payımıza, paramparça olmuş bir kalp (ile desenlenmiş küçük bir kumaş parçası) düştü.
***********************0o0******************************
Pür ateşim açtırma benim ağzıma zinhar
Zalim söyletme derunumda neler var
********************0o0**************************
Gönül çalamazsan aşkın sazını, ne perdeye dokun ne teli incit Eğer çekemezsen gülün nazını, ne dikene dokun ne gülü incit
[/align] | |
| | | @bdulKadir Adminstratör
Mesaj Sayısı : 6736 Rep Gücü : 10015190 Rep Puanı : 97 Kayıt tarihi : 17/03/09 Yaş : 61 Nerden : İzmir
| Konu: Geri: Divane Gazeller - Berceste Mısralar Paz Ağus. 30, 2009 4:10 pm | |
|
Canıma bir merhaba sundu ezelden çeşm-i yâr Öyle mest oldum ki gayrin merhabasını bilmedim (Ahmet Paşa)
************0o0*************** Bir Gülşen ki şen güldür nice gül-şen içinde En sevilen güldür o güldür gül-şen içinde Yoksul ki şen güllerden bir gülüşüne vurgundur Kendi yoksul aşkı yoksul gönlü gül-şen içinde
****************0o0***************** Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su
Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su
(Ey göz! Gönlümdeki (içimdeki) ateşlere göz yaşımdan su saçma ki, bu kadar (çok) tutuşan ateşlere su fayda vermez.)
******************************** Dest-bûsı ârzûsıyla ger ölsem dostlar
Kûze eylen toprağum sunun anunla yâra su
( Dostlarım! şayet onun elini öpme arzusuyla ölürsem, öldükten sonra toprağımı testi yapın ve onunla sevgiliye su sunun.)
FUZULİ **************************** Her türlü salat-ü savmın kazası var da
Sensiz geçen vakt-ü zamanın kazası yok.
Fuzulî
****************** Kevser-i âteş-nihâdın adı aşk Dûzah-ı cennet-nümânının adı aşk Bir lûgat gördüm cünûn isminde ben . Anda hep cevr ü cefânın adı aşk
(Aşk dediğin şey ateş yaratılışı bir kevserdir. (İçmek istersin, ama ateştir.) Cennet gibi görünen cehennemin adını da aşk koymuşlar (girmek istersin, ama yanarsın).''Çılgınlık'' adı verilen bir lügat gördüm ki, içinde ne kadar cevr ü cefâ (ile ilgili kelime) varsa, karşılarına hep ''aşk'' yazılmış.)
********************
LEYLÂ VE MECNÛN'DAN GAZELLER
Leylâ Dilinden Gazel
Felek, bağrımı kan etmeden, gönlüm açılıp serpilmedi; Beni böyle ağlatıp inletmeden sevindirmedi. . Kılmadan zulm ile yüz parça su yaralı göğsümü, Bu bahçede, gül gibi, bir anlık bile güldürmedi. . Şükür ki, felek muradımı verdi de; ümitsiz kılıp, Bu aşk ve sevgi isinde beni pişman eylemedi. . Dert yokmuş kimsede; yoksa, ask feyzi tabibi Kimde dert gördü de, o derde derman eylemedi?.. . İnsanoğlu sabırsızdır; yoksa zaman Hangi isi yavaş yavaş kolaya döndürmedi?.. . Gözyaslarımın seli yeryüzünü kapladı, ama mutluyum; Çünkü o sel, sabrımın binasını viran eylemedi... . Aşk alış verisinde, dosta kavuşma kazancını elde ettim; Ey Fuzuli! Canana canini veren, asla ziyan eylemedi...
********************* Mecnun Dilinden Gazel . Öyle sarhoşum ki, idrak edemem, dünya nedir; Ben kimim, saki olan kim, acaba bu şarap nedir?.. . Gerçi, canandan çılgın gönlümün arzusunu istiyorum; ama, Bilemem çılgın gönül arzusunu ki, canan sorsa, nedir? . Madem bir kez kavuşmak, aşığı vuslata kandırır; Peki maşuktan aşığa her dem bu istiğna nedir? . Dünya ve alem felsefesinden anlayan, bilge sayılmaz; Bilge ona derler ki bilmesin hiç, dünyadakiler ve dünya nedir! . Ey Fuzuli! Ah ve feryatların incitmekte alemi; Eğer aşk belası ile başın hoşsa, o zaman bu dava nedir?
************************* Mecnun Dilinden Gazel
Gönül hayalle avunup, vuslata meyletmez; Gönül dışında bir yar olduğunu aşık hayal etmez. . Hakikat ehli, kendini güzellik ve cemale kaptırmamalı; Gerçek aşk asla bir kusur kabul etmez... . Kamil aşk isteyen, sekil güzelliğinden sakınır; Çünkü sekle bağlanmak, aşığı olgunluk sahibi etmez. . Şekilcilik, aşk ehlinin cehaletine delildir; Halbuki, akilli olan, bir gün ayrılınacak olanla birleşmez. . Dost, gönülde yerleşse, gözde niçin dolaşsın? Muhabbet, sabit olsa, öz mekanından göçüp gitmez... . Gönül levhası masiva lekesinden daima beri olmalı; Tevhit ehli olan, idrak sayfasına zülüften ve benden nakış çekmez... . Mana ehli, sekil için iradesini kaybetmez asla; Hakikat cevherini mecaz cahilliğine çiğnetmez... . Gönül ehli olan, suret ehlinin hilesine bağlanmaz; Fuzuli ise bağlanmıştır; demek ki hali idrak etmez...
********************** Leyla Dilinden Gazel
Ey beni çılgın eden: benden bu kaçış hali nedir? Niye sormazsınki, bu çılgın gönlümün ahvali nedir? . Eğer bana halk içinde ilgi göstermezsen mazursun: Ama tenhada da yüz vermezsin, bu korku nedir? . Halimi bilmediğin için bana açmıyorsan, anlarım; Ya halimi bilip de kasten bilmezden gelmek nedir? . Bülbülün gayreti gül arzusu yolundadır derler; Ama gulu gördüğünde meyletmez, peki bu dava nedir? . O peri yüzlü, ben rüsvaya hiç etmez iltifat... Ey Fuzuli! Bilmem ki, ben rüsvanın sucu nedir?
********************* Gazel-Fuzûlî
Hâsılım yoh ser-i kûyunda belâdan gayrı Garazım yoh reh-i aşkında fenâdan gayrı
Ney-i bezm-i gamem ey âh ne bulsan yele ver Oda yanmış kuru cismimde hevâdan gayrı
Yetti bîkesliğim ol gaayete kim çevremde Kimse yoh çevrile girdâb-ı belâdan gayrı
Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge Ne açar kimse kapım bâd-i sebâdan gayrı
Bezm-i aşk içre Fuzûlî nice âh eylemeyen Ne temettu bulunur bende sadâdan gayrı
Açıklama: 1-Senin sokağının başında beladan başka elde ettiğim (bir şey) yok -aşkının yolunda yok olmaktan (ölmekten) başka da bir amacım yok.
2-Ey ah! Gam (hüzün) meclisinin ney'iyim, ateşe yanmış kuru vücudumda arzudan başka ne bulursan yele ver (savur) dağıt.
3-Kimsesizliğim o dereceye vardı ki,çevremde -bela girdabından başka dönenkimse yok.
4-Bana, ne gönül ateşinden başka kimse yanar,-ne de tan yelinden başka kimse kapımı açar.
5-Fuzûlî! Aşk meclisinde nasıl ah etmeyeyim? -bende sesten başka ne kâr bulunur.
************************* ok bu şehr içre senin vasfettiğin dilber Nedîm Bir perî-sûret görünmüş bir hayâl olmuş sana
(Ey Nedim! Senin anlattığın gibi böyle güzel bir kadın bu şehirde yok. Bu güzelliklere sahip olan varlık bir kadın, bir insan olamaz. Olsa olsa sana bir perinin yüzü görünmüştür. Sen ancak bir hayale aşık olmuşsun.) ***************** Âb-gûndur günbed-i devvâr rengin bilmezem Yâ muhît olmuş gözümden günbed-i devvâre su
O kadar çok ağladım ki, gözyaşlarım dönen gök kubbeyi doldurmuş. Bu yüzden renginin mâvi olduğunu bilemiyorum. Yâni gerçek rengini seçemiyorum, her tarafı su renginde görüyorum.
******************* Ne beyân-ı hâle cür'et, ne figâna tâkatım var
Ne recâ-yı vasla gayret, ne firâka kudretim var
( Enderunlu Vasıf Efendi)
Ne hâlimi arz etmeye cür'et edebiliyorum ne de feryad etmeye tâkatım var.
Ne vuslat umudu için gayrete geliyorum, ne de ayrılığa güç yetirebiliyorum..
*******************
Cihana aşk ile geldim,ne malım ne menalim var;
Kanaat gencine kani olalı,hoşça halim var.
Figani
******************** Can verme sakın aşka aşk afeti candır
Aşk afeti can olduğu meşhuru cihandır
Fuzûlî
******************* Kerem kendi suretini görmeden Sen artık aslı-na bürün demişler. Ferhat doğduğu gün, isim vermeden Bu çocuk ne kadar şirin demişler
Serdar TUNCER
********************* Sevgiliden bir parça sevgi alıp bana verenler, Buna karşılık canımı alıp sevgiliye verdiler.
FUZULİ
*************** Leyla Sevmek hoştur amma, Mecnun olmak başkadır başka. Yare varmak hoştur amma, Yaren olmak başkadır başka. Ateş olmak hostur amma, Yanık olmak başkadır başka, Talip olmak hoştur amma, dengin bulmak başkadır başka. Aşık olmak hoştur amma, Sadık olmak başkadır başka,
*************** "Görmemiştir kimseler canın tenden gittiğini
Ben gözümle gördüm, işte şu giden canım benim."
Nedim
********************
Gözlerime bak, orada görürsün hep vefayı
Hem yârimin bana ettiği her cevrü cefayı.
(Havace)
******************* Bu hasta cismime sağlam mizacı neyleyim
Murâdım ölmek olunca, ilacı neyleyim
Lâ Edrî
******************** Bela dildendir ol dildar elinden dâdımız yoktur!
Gönüldendir şikâyet kimseden feryâdımız yoktur!
Nev’î | |
| | | Limoni Co-Admin
Mesaj Sayısı : 6150 Rep Gücü : 14991 Rep Puanı : 44 Kayıt tarihi : 27/05/09
| Konu: Geri: Divane Gazeller - Berceste Mısralar Paz Ocak 31, 2010 3:08 pm | |
| Yavuz Sultan Selim iran seferi sırasında kılık değiştirip İran şahıyla satranç oynar...şah çok iyi bir oyuncudur...şah karşısındakinin sade bir vatandaş olduğunu düşünmektedir ve rakibini küçümser...Yavuz Sultan Selim ağır ağır oynamaktadır çünkü dışarıda osmanlı ordusu İranı kuşatmaktadır... şahın durumu pek iç açıcı değildir... iyice kızar ve senin ne haddine beni yenmek diye sinirli bir şekilde azarlar Yavuz Sultan Selimi...Yavuz Sultan Selim ayağa kalkar ve bu dizeleri söylemeye başlar...ne olduğunu anlamayan şah şaşkın bakışlarla etrafına bakarken vezir gelir ve şah'a osmanlının sarayın içine kadar girdiğini söyler...Osmanlı askerleri kapıdan içeri girerler ve şah artık anlamıştır sözlerin manasını Yavuz Sultan Selim'in mükemmel dörtlüğü. soldan sağa ve yukardan aşağıya aynı dizeler çıkıyor, bulmaca gibi.
Sanma şâhım / herkesi sen / sâdıkâne / yâr olur
Herkesi sen / dost mu sandın / belki ol / ağyâr olur
Sâdıkâne / belki ol / bu âlemde / dildâr olur
Yâr olur / ağyâr olur / dildâr olur / serdâr olur
biraz da açıklama yapalım bari:
sadıkâne: sadık olana yaraşır biçimde, sadıkça. ağyâr: yabancılar, rakipler manasına gelse de yar dışında kalan herşey manasına da geldiği olur. yâr ile ilgisi olmayan herşey ağyardır. serdâr: kumandan. dildar: sevgili | |
| | | huzeyfe Süper Moderatör
Mesaj Sayısı : 7719 Rep Gücü : 18108 Rep Puanı : 23 Kayıt tarihi : 27/03/09
| Konu: Geri: Divane Gazeller - Berceste Mısralar Perş. Şub. 18, 2010 8:28 am | |
| Nice arz idem hele sûz-i dili dildâre ben
Nâme göndersem kebûter iltemez biryân olur.
-Hayretî-Sevgiliye hâlimi nasıl arz edeyim ki görünen tek çare güvercinin ayağına bağlayıp göndereceğim bir mektup ama; mektubumdaki satırların ateşinden zavallı güvercin havada kebap olup düşecek… *************** ************************* FARİĞ OLMAM
Fariğ olmam eylesen yüz bin cefâ sevdim seni Böyle yazmış alnıma kilk-i kazâ sevdim seni Ben bu sözden dönmezem devr eyledikçe nüh felek Şâhid olsun aşkıma arz u semâ sevdim seni
Bend-i peyvend-i dilim ebrû-yı gaddârındadır Rişte-i cem’iyyetim zülf-i siyeh-kârındadır Hastayım ümmîd-i sıhhat çeşm-i bîmârîndadır Bir devâsız derde oldum mübtelâ sevdim seni
Ey hilâl ebrû dilin meyli sanadır dogrusu Sû-yı mihrâba nigâhım kec-edâdır dogrusu Râ kaşından inhirâf etsem riyâdır dogrusu Yâ sevâb olmuş veya olmuş hatâ sevdim seni
Bî-gubârım hasret-i hattınla hâk olsam yine Sohbetin ruh ü lebindedir helâk olsam yine Tîg-i gamzenden kesilmem çâk çâk olsam yine Hâsılı bî-hûde cevr itme bana sevdim seni
Gâlib-i dîvâneyim Ferhâd ü Mecnûn’a şalâ Yüz çevirmem olsa dünyâ bir yana ben bir yana Şem’ine pervâneyem pervâ ne lâzımdır bana Anlasın bîgâne bilsin âşinâ sevdim seni
ŞEYH GÂLİB
*************************
BIRAKMAYACAĞIM SENİ
Bırakmayacağım seni yüz bin keder versen de bana— aşığım ben sana Kaderin kalemi böyle yazmış alnıma—aşığım ben sana Sözümden dönmeyeceğim dokuz tane gök kubbesi dönse bile Şahidim olsun gökyüzü ve yeryüzü aşk yeminime—aşığım ben sana
Kalbimin üstündeki zincirler senin gaddar kaşlarından Beni bağlayan ip senin kıvrılmış siyah kâkülünden Hastayım, tek sağlık umudum senin baygın gözlerinden Bir çaresiz derde düştüm — aşığım ben sana
Ey hilal kaşlı yeni ay gibi, kalbimin dönüşü sanadır doğrusu Mihraba bakarsam eğer, o yalnız gözlerimin köşesindendir doğrusu Kaşının ‘râ’ sından geri dönseydim eğer o ikiyüzlülük olurdu doğrusu Aldırmam bu yanlış olmuş, ya da doğrusu— âşığım ben sana
Tozsuz toprak olurum yanağındaki kuş tüylerine hasret çekerek yine Eğer kırıp dökülseydim bütünüyle, konuşurdum senin yanağından ve dudağından yine Kırılsaydım ortadan ikiye, koparmazdım kendimi senin bakışının kılıcından yine Ey sevgili bana boşuna işkence etme — aşığım ben sana
Deli Gâlib’tir adım selam olsun Ferhâd’a ve Mecnûn’a! Yüz çevirmem ben senden dünya olsa bir yanda, ben bir yanda Pervaneyim kandiline, ne gereğim var benim umutsuzluğa? Hem yabancı anlasın hem de dost bilsin bu gerçeği— aşığım ben sana
Çeviren: Vehbi Taşar
**************************************************
Şeyhülislam Yahyâ Efendi İle Nef'i Arsında Geçen Hicivleşme ;
Şeyhülislam Yahyâ Efendi der ki :
Şimdi Hayl-i Suhan-Verân İçre.. Nef’î Mânendi Var Mı Bir Şair.. Sözleri Seba-i Muallâka'dır.. İmrülkays Kendidir Kâfir..
Meâlen:
Şairler İçinde Nef'i'nin Eşi Yoktur.. Onun Şiirleri Kâbe'nin Duvarlarına Asılan Şiirler Gibi Güzeldir.. Ve Sanki o Kâfir, İmrülkays'ın Ta Kendisidir..
* * *
Seba-i Muallaka Kâbenin Putperestlik Dönemine Yapılan Atıftır..
İmrülkays İse, Kâbenin Duvarlarına Daima Şiiri Asılan Kâfirdir..
Varın Siz Çıkarın Yahyâ Efendi'nin Demek İstediğini..
* * *
Şimdi Gelelim Nef'î'den Asrın Cevabına..
Bize Kâfir Demiş Müftî Efendi.. Tutalım Ben Anca Diyem Müselmân.. Varılınca Yarın Rûz-i Cezâya.. İkimiz De Çıkarız Anda Yalan Nef’î..
Meâlen:
Müftü Efendi Bana Kâfir Demiş.. Tutun Ki Ben Ona Müslüman Desem Ne Olacak? Yarın İlahî Adaletin Huzuruna Çıktığımızda.. Anında İkimizin De Yalancı Olduğu Meydana Çıkmayacak Mı?
*********************************************
Sanma âleme herkes insan gelür insan gider
Cahil ü nâdân olan hayvân gelür hayvân gider
Lâedri ****************************************** Aşkım Ebedîdir, Erecek Sanma Zevâle..
Dönsem Elem-i Kahr-ı Firâkınla Hilâle..
Bigâne-i Gamdım Seni Ben Görmeden Evvel..
Ettin Bugün Eğlencemi Feryâd İle Nâle..
Sevdimse Seni Safvet-i Vicdân İle Sevdim..
Bir Lahzâ Bile Düşmedim Ümid-i Visâle..
Etmez Mi Eser Kalbine Feryâd-ı Hazînim..
Kâfir Bile Giryân Oluyor Şimdi Bu Hale..
Kim Derdi Kader Dûr Edecek Birbirimizden..
Eyyâm-ı Saadet Dönecek Böyle Hayâle..
Aylar, Seneler Böyle Firâkınla Geçer De..
Hâla Seni Zalim, Edemem Hakka Havâle!
Feryâd Ederek Ağlar İse Çok Mu Nezihe..
Düştü Yine Bir Sahili Yok Bahr-i Melâle!
..Nezihe Yaşar Hanım..
--------------------
Zevâl = Suç, Kabahat Firâk = Ayrılık Bigâne = İlgisiz, Aldırışsız Nâle = İnleme, İnilti Safvet = Temiz, Pak, Hâlis Visâl = Kavuşma Giryân = Ağlayan Dûr = Uzak Eyyâm= Yaşanmış Bahr-i Melâl = Dert Deryâsı
******************************************* UYUMA
Aziz başın içün gece yar içün uyuma Uğurla leyli felekten şikar içün uyuma
Çün uyudun nice bin gece nefs hazzı içün Bir iki şeb ne olur yar-ı gar içün uyuma
Latif yar ki hergiz uyumaz anın ile Huzur edip geceler ol nigar içün uyuma
Helal olur mu ağır uyku hasta sahibine Terahhum eyle bu kalb-i figar içün uyuma
Hûda dedi ki benim aşıkım gece uyumaz Haya edersen eğer şeb o âr içün uyuma
işitmedin mi ki şeb kam alır kamu uşşak Bu aşk-ı padişeh-i kâm-kar içün uyuma
Hezar kerre dedim Hakkı Hakk'a gel geceler Yoğ olduğun bilesin ta o var içün uyuma
ibrahim hakkı
************************************************ Toprak nişân verince güle lîsan ne gerek, Açmış dalı boyunca lîsan rengim diyerek, Ecel vakti başını yere doğru eğerek, Gözden ırak ağla da her soluşta gülesin.
Ahrazi'den
*************************************************** Yâr ile hem-halvet ol cisminde cânın duymasın Hâlet-i aşkı hikâyet kıl zebânın duymasın...
Hayâlî
Sevgiliyle yapayalnız kal ,vücudunda canın duymasın;aşk halini anlat, dilin bile duymasın.
****************************************
Yıkanlar hatır-ı nâşadımı ya Rab şâd olsun
Benimçin nâmurad olsun diyenler bermurâd olsun
Nâilî
[ Allahım! Gönül sarayımı yıkanlar sevinsinler
Benim için ''murâdına ermesin'' diyenler murâdlarına ersinler ]
***************************************** Ne beyân-ı hâle cür'et, ne figâna tâkatım var. Ne recâ-yı vasla gayret, ne firâka kudretim var.
Enderunlu Vasıf
"Ne hâlimi arz etmeye cüret edebiliyorum, ne de feryat etmeye takatim var. Ne vuslat umudu için gayrete geliyorum, ne de ayrılığa güç yetirebiliyorum."********************************************************************* Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkit ne bilir Mübtelâ-yı gama sor kim geceler kaç saat? En uzun gecenin hangisi olduğunu ne müneccim, ne de takvim yapanlar bilir... Gam tutkunlarına sor ki geceler kaç saattir!... -Sâbit- ************************************************* Canı canan dilemiş vermemek olmaz ey dîl
Ne nîza eyleyelim ol ne senindir ne benim
(Fuzuli )
******************************************** Arz-ı hal etmeye, cana seni tenha bulamam
Seni tenha bulıcak, kendimi asla bulamam
~~~~~~~~
(Ey sevgili! Halimi anlatmak için seni yalnız bulamıyorum.
Seni yalnız bulunca da hiç kendimi bulamıyorum.)
*********************************************** Zuhuru kainatın madenisin Ya Resulallah Rumuzu küntü kenz'in mahzenisin Ya Resulallah
Beşer denen bu alem ki senin suretle şahsındır Hakikatte hüviyette değilsin Ya Resulallah
Vücudun cümle mevcudatı nice cami' olduysa Dahi ilmin muhit oldu kamusun Ya Resulallah
Dehanın menba-ı esrar ilm-i min ledünnidir Hakayık ilminin sen mahremisin Ya Resulallah
Ne kim geldi cihana hem dahi her kim gelisedir İçinde cümlenin ser-askerisin Ya Resulallah
Cihan bağında insan bir şecerdir gayriler yaprak Nebiler meyvedir sen zübdesisin Ya Resulallah
Şefaat kılmasan varlık Niyazi'yi yoğ ederdi Vücudun zahmının sen merhemisin Ya Resulallah
Niyazi Mısri************************************************ Arz-ı hal etmeye, cana seni tenha bulamam
Seni tenha bulıcak, kendimi asla bulamam
~~~~~~~~
(Ey sevgili! Halimi anlatmak için seni yalnız bulamıyorum.
Seni yalnız bulunca da hiç kendimi bulamıyorum.)
*********************************************** Yak sinemi ateşlere efganıma bakma, Ruhumda yanan ateşe niranima bakma. Hic sönmeyecek aşkıma imanıma bakma, Ağlatma da yak hal-i perişanıma bakma. Yaşlar akarak belki uçar zerresi aşkın, Ateşle yaşar yaşla değil yaresi aşkın, Yanmaktır efendim çaresi aşkın, Ağlatma da yak hal-i perişanıma bakma.
Yaman Dede ********************************** "Bahşeyleyip günahımı mesrûr eder misin Ya Rab harâp kalbimi ma'mûr eder misin."
(Enderunlu Vâsıf)
****************************************** Her gece kadr olsa kadrin kadri olmazdı şehâ Her hacer gevher olaydı gevher etmezdi baha
( Baki )
Açıklaması:Ey şahım her gece kadir olsaydı kadrin kıymeti olmazdı.Her taşta cevher olsaydı cevher bu kadar kıymetli olurmuydu.
******************************* | |
| | | Semanur Özel Üye
Mesaj Sayısı : 920 Rep Gücü : 2246 Rep Puanı : 18 Kayıt tarihi : 23/06/09 Yaş : 60 Nerden : İzmir'den
| Konu: Geri: Divane Gazeller - Berceste Mısralar Perş. Mart 04, 2010 5:24 am | |
| Tahir Efendi bana kelp demiş İltifatı bu sözde zahirdir Maliki benim mezhebim, zira İtikatımca kelp tahirdir | |
| | | Limoni Co-Admin
Mesaj Sayısı : 6150 Rep Gücü : 14991 Rep Puanı : 44 Kayıt tarihi : 27/05/09
| Konu: Geri: Divane Gazeller - Berceste Mısralar Cuma Kas. 14, 2014 11:54 am | |
| http://iosmanlica.wordpress.com/berceste-misralar/
Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkit ne bilürMübtelâ-yı gama sor kim geceler kaç saat Sabit *** Sunar bir câm-ı memlû bin tehî peymâneden sonra Felek dilşad eder ehl-i dili amma neden sonra Mezaki-i Mevlevi *** Hâlini bilmez perîşânın perîşan olmayan Ahmet Paşa *** Âyînesi iştir kişinin lafa bakılmaz Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde Ziya Paşa *** Sıhhat sonu dert olmasa vuslat sonu hicran Ruhî *** Âdet budur en sonra gelir bezme ekâbir Nev’i *** Söyleyenler hikmetin bilmez bilenler söylemez Şeyhülislâm Yahya *** Hasmın sitemin anlamamak hasma sitemdir Nef’i *** Görmemek yeğdir görüp divâne olmaktan seni. Bursalı Cenanî *** Kişi noksanını bilmek gibi irfan olmaz Bursalı Tâlip *** Elbette olur ev yıkanın hânesi vîran Ziya Paşa *** O mâhiler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler Hayalî *** Cümlenin maksûdu bir amma rivâyet muhtelif Muhıbbi *** Sitem hep âşinâlardan gelür bîgâneden gelmez Nabî *** Yâ Rab bu aferin ne tükenmez hazinedir. Nabî *** Hâtırından çıkmasın dünyâya uryan geldiğin Nabî *** Olmayınca hasta kadrin bilmez âdem sıhhatin. Fitnat *** Atarlar taşı elbette diraht-ı mîvedar üzre Mekalî *** Sağ gözü eylemesün sol göze Allah muhtaç Sünbülzade Vehbi *** Meseldir gülşeni âlemde bir gülle bahar olmaz. İzzet Molla *** Tâlii yâr olanın yârı bakar yâresine İzzet Molla *** Ne kendi eyledi rahat ne halka verdi huzur Yıkıldı gitti cihandan dayansın ehl-i kubur Lâ *** Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül. Osman Nevres *** Tiz-i reftâr olanın pâyine dâmen dolaşır Erişir menzil –i maksûduna aheste giden Edirne’li Hatemi *** Böyle gicenin hayr umulur mu seherinden Lâ *** Geçmiş zaman olur ki hayâli cihan değer. Lâ *** Yâr olsa bu âlemde bana bahtım olurdu Lâ *** Ne arasan bulunur derde devâdan gayrı. Abdülhak Molla *** Gün doğmadan meşime-i şebten neler doğar. Rahmi *** Su uyur düşman uyur hasta-i hicrân uyumaz. Şeyh Galip *** Kimse kâm almış değil ya kam-ı âlem kimdedir. İzzet molla *** Sözü insan olur amma özü insan olmaz. Fuzuli *** Rehber tasavvur eylediğin rehzen olmasın Nevres-i Kadim *** Çeşmini gördüm unuttum derdi de dermânı da Şeyh Galip *** Görsem tahammül eyleyemem bâri görmesem Vasıf *** Varak-ı mihr-i vefâyı kim okur kim dinler Kâmi *** Şecâat arziderken merd-i kıbti sirkatin söyler. Ragıp Paşa
En son Limoni tarafından Cuma Kas. 14, 2014 11:58 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Limoni Co-Admin
Mesaj Sayısı : 6150 Rep Gücü : 14991 Rep Puanı : 44 Kayıt tarihi : 27/05/09
| Konu: berceste mısralar Cuma Kas. 14, 2014 11:57 am | |
| http://iosmanlica.wordpress.com/berceste-misralar/
Sanma ey hāce ki senden zer-û sîm isterler “Yevmün lā-yenfe‘ü” de kalb-i selîm isterler Unudub bildiğiñi ‘ārif iseñ nādān ol Bezm-i vahdetde ne ‘ilm, ne ‘alîm isterler Harem-i ma‘nîde bigāneye yol vermezler Aşināy-ı ezelî yar-ı kadîm isterler Cürmüñe mu‘terif ol, tā‘ata maġrûr olma Ki şifahāne-i hikmetde sakîm isterler Kıble-i mu‘ayyeni, fehm eylemeyen gec-rûlar Sehv ile secde edüb, ecr-i ‘azîm isterler Ezber et nükte-i esrār-ı dili ey Rûhî! Hāzır ol, bezm-i İlāhî’de nedîm isterler
Rûhî Bağdadî
NOT: NUHBETÜ’L-ETFAL adlı kitaptan alıntı yapılmıştır.
**** Aleme ağlayarak geldim ve alemden ağlayarak gittim Tıpkı nilüfer gibi suda yetişip suda yok oldum
***
gül ateş gülbin ateş gülşen ateş cuybar ateş semender-tıynet-i aşka besdir lalezar ateş ŞEYH GALİB
**
Neşve tahsin ettiğin sagar da senden gamlıdır Bir dokun bin ah işit kase-i fağfurdan Ali ALİ
***
“Bana bir pîr dedi: İçme güzellerle Şarâp Her şarap başına bûse-i kenâr olmayacak” (Lâedrî) “Sanman ki sefâdan semâ-i râhe derim. Döner döner bakarım, kûy-i yâre âh ederim.” (Esrar Dede)
***
Elbette bu hālimden o yarıñ haberi var El-kalbu mine’l-kalbi ila’l-kalbi sebiyla Sultan Murad İZAHI: Şüphesiz; sevenlerim, gerçek dostum, yarım, veya sevgilimin şu andaki halimden haberi olması gerekir. Çünkü kalp; kalpten kalbe giden yol demektir.
***
Yārımıñ kaddı elif, ben bendesiniñ lāmelif Bu mukarrer bir elif, bir lām olur çün lāmelif Ey kelimî! Ol elif, kadd-i kametim lām eyledi Bir elif lām olur ammā nice olur lām elif Kelîmî
yarimin boyu elif harfi gibidir(dimdik olduğunu kastediyor)kölesi olan benim ise boyum lamelif harfi gibidir.(eğilmiş,bükülmüş)bu belirlenmişdir ki bir elif ve bir lam birleşir lamelif harfi olur.ey kelimi,o elif boyumu posumu lam harfine döndürdü,elif harfi lam harfine dönüşebilir amma lam harfi elif harfine tekrar nasıl dönüşsün.
***
Asaf’ın mikdârını bilmez Süleyman olmayan Bilmez insan kadrini âlemde insan olmayan Zülfüne dil vermeyen bilmez gönül ahvâlini Anlamaz hâl-ı perişanı perişan olmayan Rızkına kanî olan gerdûna minnet eylemez Âlemin sultanıdır muhtac-ı sultan olmayan Kim ki Hakk’tan korkmaz andan korkar erbâb-ı ukûl Her ne isterse yapar Hakk’tan hirâsân olmayan İtiraz eylerse bir nâdân ZİYA hâmûş olur Çünkü bilmez kadr-i güftârı sühandân olmayan ZİYA PAŞA ASAF : Hz. Süleyman’ın veziri MİKDÂR : Değer, kıymet, itibar GERDÛN : Dünya, felek HİRÂSÂN : Korkma, ürkme NÂDÂN : Bilmez, cahil HÂMÛŞ : Susma, konuşmama KADR : Değer, itibar GÜFTÂR : Söz, konuşma SÜHANDÂN : Söz bilir, güzel söz söyleyen
****
Bir Urfa Bercestesi Mehd içinde eşk-i mihnetle açıldı gözlerim Gülmedim Hiç bir taraftan ağlamaktan neylerim Halet-i naz’a gelince belki handan eylerim Gülmedim hiç bir taraftan ağlamaktan neylerim
Mehd : Beşik Eşk : Gözyaşı Mihnet : Zahmet, eziyet Halet-i nez’ : Can çekişme anı Handan : Gülen, şen
***
Kendi mikdārıñdan ey dil! Herkesi a‘lā gözet Zerreyi mihr-i münevver, katreyi deryā gözet ‘Ārif iseñ kimseye etme hakaretle nazar Sırçayı cevher bil ey dil, serçeyi ‘anka gözet Merd iseñ merdāne bak, mûr-ı Süleyman añlayub ‘Ākîl iseñ her gedāy-ı bî-kesi dārā gözet Eyleme dünyā içün, nādāna her-dem ser-fürû Her neye olsa kanā‘at ile istiġnā gözet ‘Açk içre kenz-i lā-yüfnā dilerseñ Fevziyā! Mertebeñ eflākden biñ mertebe bālā gözet FEVZÎ
İşbu beyitler NUHBETÜ’L-ETFÂL adlı kitaptan alıntı yapılmıştır.
***
Kalem olsun eli ol kâtib-i bed tahrîrin Ki fesâd-ı rakkamı sûrumuzu şûr eyler Gâh bir harf sükûtuyle eder nâdiri nar Gâh bir nokta kusuriyle közü kör ider
burda köz göz oluyor…
**
Yoklansın kafası mezarda her ölenin Farkı var mı bakalım hükümdarla kölenin
Gazneli Mahmut
***
Kalem feryâd eder ağlar mürekkep: Beni cahil eline verme Ya Rab!
Lütfunla alime çevir yolumu, Kırma nolur kanadımı kolumu!
***
سوز ايچنده صرَاف اول سوزى اوڭدن سويلمه سڭا كمسه صورمدقچه سن سوزى هيچ سويلمه حق قولاغى ايكى بر ايتمش ديلى ايكى دڭله بردن آرتق سويلمه
Söz içinde sarrāf ol, sözü öñden söyleme Saña kimse sormadıkça, sen sözü hiç söyleme Hakk kulaġı iki, bir etmiş dili İki işit, birden artık söyleme Lā
NUHBETÜ’L-ETFAL adlı kitaptan alıntı yapılmıştır.
***
مقال طعن أعدادن نه غمدرأهل عرفانه آتارلر طاشى ألبتَه درخت ميوه دار اوزره لاادرى Makal-ı tā’n-ı a‘dādan, ne ġamdır ehl-i ‘irfāna Atarlar taşı elbette, diraht-i meyvedār üzre Lā
**
Yûsuf dahi olsan düşürürler seni çâha Ebnâ-yı zamânın işi ihvâna cefâdur Fuzûlî Dilde gam var şimdilik lutf eyle gelme ey sürûr Olamaz bir hânede mihmân mihmân üstüne Râsih Güzel sevmekde zâhid müşkilün var ise bizdne sor Bizim ol fende çok tahkîkimüz itkânımuz vardur Nedim
**
Abestir intihab-ı cay-ı buse vech-i dilberde Derun-ı Kabede tayin-i mihrab eylemek olmaz La-edri
**
ûre-yi Velleyl okurdum dün nemâz-ı şamda Zülfün andım dilberin n’ettim ne kıldım bilmedim
**
‘Ben yatam lâyık mı ol karşımda ayagın dura Serv-i nâzıma deyin ben öldükte namâzım kılmasın”
**
Bir günah işleyen kişi,bin gün aaah etmek gerek; Bin günahım var ilahi,bir gün aaahım yok benim.
** düşmüşüm pençesine her günümü karartan bir günahın bileydim nur-ı efşanın semavata saçtığı ışkı girer miydim içine her günümü karartan o günahın…
** | |
| | | huzeyfe Süper Moderatör
Mesaj Sayısı : 7719 Rep Gücü : 18108 Rep Puanı : 23 Kayıt tarihi : 27/03/09
| Konu: Geri: Divane Gazeller - Berceste Mısralar Salı Nis. 12, 2016 12:20 am | |
| https://iosmanlica.wordpress.com/berceste-misralar/
Benim iki cihan içre muradım ol Hüdadandır.
Ümidim ruz-i mahşerde Muhammed Mustafa'dandır. | |
| | | | Divane Gazeller - Berceste Mısralar | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|