KUTLU FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
KUTLU FORUM

Bilgi ve Paylaşım Platformuna Hoş Geldiniz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 İmam Şâzilî den Bazı dualar

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Limoni
Co-Admin
Limoni


Mesaj Sayısı : 6150
Rep Gücü : 14991
Rep Puanı : 44
Kayıt tarihi : 27/05/09

İmam Şâzilî den Bazı dualar Empty
MesajKonu: İmam Şâzilî den Bazı dualar   İmam Şâzilî den Bazı dualar Icon_minitimeSalı Ocak 20, 2015 9:39 am

İmam Şâzilî Hazretleri’nin Hizbü’l-Kebîrinden Bazı Bölümler



* * *
اَللّٰهُمَّ فَاطِرَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ عَالِمَ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ أَنْتَ تَحْكُمُ بَيْنَ عِبَادِكَ، فَهَنِيئاً لِمَنْ عَرَفَكَ فَرَضِيَ بِقَضَائِكَ، وَالْوَيْلُ لِمَنْ لَمْ يَعْرِفْكَ، بَلِ الْوَيْلُ ثُمَّ الْوَيْلُ لِمَنْ أَقَرَّ بِوَحْدَانِيَّتِكَ وَلَمْ يَرْضَ بِأَحْكَامِكَ.

* * *


Ey gökleri ve yeri yaratan, hem şehadet hem de gayb âlemini bilen Ulu Allah’ım! Kullarının arasında olup biten meselelerde hükmü sadece Sen verirsin. Müjdeler olsun o kimseye ki, Sen’i bilip tanır ve hükmüne rızadîde olur. Yazıklar olsun o kimseye ki, Sen’in marifetinden mahrumdur. Hayır hayır, yazıklar olsun asıl o kimseye ki, Sen’i tanıyıp bildiği halde verdiğin hükümlere razı olmayıp isyan deryasına yelken açar.
* * *

اَللّٰهُمَّ إِنَّا نَسْأَلُكَ إِيمَاناً دَائِماً، وَنَسْأَلُكَ قَلْباً خَاشِعاً، وَنَسْأَلُكَ عِلْماً نَافِعاً، وَنَسْأَلُكَ يَقِيناً صَادِقاً، وَنَسْأَلُكَ دِيناً قَيِّماً، وَنَسْأَلُكَ الْعَافِيَةَ مِنْ كُلِّ بَلِيَّةٍ، وَنَسْأَلُكَ تَمَامَ الْعَافِيَةِ، وَنَسْأَلُكَ دَوَامَ الْعَافِيَةِ، وَنَسْأَلُكَ الشُّكْرَ عَلَى الْعَافِيَةِ، ونَسْأَلُكَ الْغِنَى عَنِ النَّاسِ.

* * *


Allah’ım! Sen’den, Sen’in lütf u kereminden hayatımızın bütününü yönlendirecek güçte bir iman.. hep saygı ve haşyetle çarpan bir kalb.. kendisiyle amel edip faydalanabileceğimiz bir ilim.. istikametten kıl kadar dahî ayrılmamıza müsaade etmeyecek doğrulukta bir yakîn.. Din’in vaz’ettiği prensipleri en ince detaylarına kadar tatbik edeceğimiz bir ömür.. her zaman her türlü beladan emin olabileceğimiz tastamam bir afiyet; ikram ve ihsanından gelecek bu afv ü afiyete mukabelede bulunabileceğimiz enginlikte şükür hisleri ve nihayet insanlar karşısında serfürû etmeme ve onlara asla el açmama duygusu istiyoruz.
* * *

اَللّٰهُمَّ رَضِّنَا بِقَضَائِكَ، وَصَبِّرْنَا عَلَى طَاعَتِكَ وَعَنْ مَعْصِيَتِكَ وَعَنِ الشَّهَوَاتِ الْمُوجِبَاتِ لِلنَّقْصِ أَوِ الْبُعْدِ عَنْكَ، وَهَبْ لَنَا حَقِيقَةَ الْإِيمَانِ بِكَ، حَتَّى لَا نَخَافَ غَيْرَكَ وَلَا نَرْجُوَ غَيْرَكَ، وَلَا نُحِبَّ غَيْرَكَ، وَلَا نَعْبُدَ شَيْئاً سِـوَاكَ، وَأَوْزِعْنَا شُكْرَ نَعْمَائِكَ، وَغَطِّنَا بِرِدَاءِ عَافِيَتِكَ، وَانْصُرْنَا بِالْيَقِينِ وَالتَّوَكُّلِ عَلَيْكَ، وَأَسْـفِرْ وُجُوهَنَا بِـنُـورِ صِفَاتِكَ، وَأَضْحِكْنَا وَبَشِّرْنَا يَوْمَ الْقِيَامَةِ بَيْنَ أَوْلِيَائِكَ، وَاجْعَلْ يَدَكَ مَبْسُوطَةً عَلَيْنَا وَعَلَى أَهْلِنَا وَأَوْلَادِنَا وَمَنْ مَعَنَا بِرَحْمَتِكَ، وَلَا تَكِلْنَا إِلَى أَنْفُسِـنَا طَرْفَةَ عَيْنٍ وَلَا أَقَلَّ مِنْ ذٰلِكَ يَا نِعْمَ الْمُجِيبُ، يَا مَنْ هُوَ هُوَ هُوَ فِي عُلُوِّهِ قَرِيبٌ، يَـا ذَا الْجَـلَالِ وَالْإِكْرَامِ، يَـا مُحِيطاً بِاللَّيَالِي وَالْأَيَّـامِ، أَشْكُو إِلَيْكَ مِنْ غَمِّ الْحِجَابِ، وَسُــوءِ الْحِسَابِ، وَشِـدَّةِ الْعَذَابِ، وَإِنَّ ذٰلِكَ لَوَاقِعٌ، مَا لَهُ مِنْ دَافِعٍ، إِنْ لَمْ تَرْحَمْنِي ﴿لَاإِلٰـهَ إِلَّا أَنْتَ سُـبْحَانَكَ إِنِّي كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِينَ﴾ وَلَقَدْ شَـكَى إِلَيْكَ يَعْقُوبُ فَخَلَّصْتَهُ مِنْ حُزْنِـهِ، وَرَدَدْتَ عَلَيْهِ مَا ذَهَبَ مِنْ بَصَرِهِ، وَجَمَعْتَ بَيْنَهُ وَبَيْنَ وَلَدِهِ، وَلَقَدْ نَادَاكَ نُوحٌ مِنْ قَبْلُ فَنَجَّيْتَهُ مِنْ كَرْبِهِ، وَلَقَدْ نَـادَاكَ أَيُّـوبُ مِنْ بَعْدُ فَكَشَفْتَ مَا بِـهِ مِنْ ضُـرِّهِ، وَلَقَدْ نَـادَاكَ يُونُسُ فَنَجَّيْتَهُ مِـنْ غَمِّهِ، وَلَـقَـدْ نَــادَاكَ زَكَرِيَّـا فَوَهَبْتَ لَـهُ وَلَداً مِنْ صُلْبِهِ بَعْدَ إِيَاسِ أَهْلِهِ وَكِبَرِ سِــنِّهِ، وَلَقَدْ عَلِمْتَ مَا نَزَلَ بِإِبْرَاهِيمَ خَلِيلِكَ فَأَنْقَذْتَهُ مِنْ نَارِ عَدُوِّهِ، وَأَنْجَيْتَ لُوطاً وَأَهْلَهُ مِنَ الْعَذَابِ الـنَّـازِلِ بِقَوْمِهِ، فَهَا أَنَــا ذَا عَبْدُكَ إِنْ تُعَذِّبْنِي بِجَمِيعِ مَا عَلِمْتُ مِنْ عَذَابِكَ، فَـأَنَـا حَقِيقٌ بِــهِ، وَإِنْ تَرْحَمْنِي كَمَا رَحِمْتَهُمْ مَـعَ عَظِيمِ إِجْرَامِي، فَأَنْتَ أَوْلَى بِذٰلِكَ، فَلَيْسَ كَرَمُكَ مَخْصُوصاً بِمَنْ أَطَاعَكَ وَأَقْبَلَ عَلَيْكَ، بَلْ هُوَ مَبْذُولٌ بِالسَّبْقِ لِمَنْ شِئْتَ مِنْ خَلْقِكَ وَإِنْ عَصَاكَ وَأَعْرَضَ عَنْكَ، وَلَيْسَ مِنَ الْكَرَمِ أَنْ لَا تُحْسِنَ إِلَّا لِمَنْ أَحْسَنَ إِلَيْكَ وَأَنْتَ الْمِفْضَالُ الْغَنِيُّ، بَلْ مِنَ الْكَرَمِ أَنْ تُحْسِنَ إِلَى مَنْ أَسَـاءَ إِلَيْكَ وَأَنْتَ الرَّحِيمُ الْعَلِيُّ، كَيْفَ وَقَدْ أَمَرْتَنَا أَنْ نُحْسِنَ إِلَى مَنْ أَسَـــاءَ إِلَيْنَا فَأَنْتَ أَوْلَى بِذٰلِكَ مِنَّا ﴿رَبَّنَا ظَلَمْنَا أَنْفُسَنَا وَإِنْ لَمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِـرِينَ﴾

* * *


Yüce Allah’ım! Biz kapıkullarını Sen’in kaza ve kaderine karşı her hâl ü kârda rıza gösterme ufkuna eriştir ve kulluğun zorluklarına katlanıp ibadet ü taatten ayrılmama, günah yolunun nefse hoş gelmesine mukabil masiyetlere düşmeme, bizim için ar ve kusur sayılabilecek ve bizi Sen’den uzaklaştıracak beşerî bir kısım arzulara kapılmama istikametinde sabrımızı enginleştir. Allah’ım, bizi imanın hakîkatine ulaştır, ulaştır ki Sen’den başkasından korkmayalım, maddî-manevî bir şey beklemeyelim, Sen’den gayrı hiçbir şeyi zatından dolayı sevmeyelim ve yine Sen’den başka hiç kimsenin önünde eğilmeyelim.

Rabbimiz! İçimizde nimetlerine karşı şükran hislerini artırdıkça artır.. bizi afv ü afiyet ridasıyla sarıp sarmala.. yakîn ufkumuzu genişletmek ve tevekkül hissimizi artırmak suretiyle bize yardım et.. simalarımızı sıfât-ı sübhaniyenin nurlarıyla aydınlat.. bizi de kıyamet gününde dostlarının arasında haşr ü neşreyle ve yüzümüzü güldür.. ailemizi, evlâd ü iyâlimizi ve gönlü bizimle olan bütün dostlarımızı rahmetinle kuşat ve ey dualara icabet eden Sultanlar Sultanı Rabbimiz, ne bir lahza ne de daha kısa bir süre bizi nefsimizle başbaşa bırakma!.

Ey ululuğuyla beraber bize bizden daha yakın olan, celâl ve ikram sahibi, geceyi ve gündüzü kuşatan Rabbim! Her biri Sen’inle aramda kalın birer perde olan günahların sinemde meydana getirdiği gam ve tasayı Sana şikayet ediyor, şayet Sen merhametinle muamele etmezsen gelip beni bulacak hesabın zorluğundan ve azabın şiddetinden de yine Sen’in rahmet ve şefkatine iltica ediyorum.

Allah’ım! Ben de Sen’in Yunus peygamberin gibi, “Ya Rabbî! Senden başka yoktur ilah. Sübhansın, bütün noksanlardan münezzehsin, yücesin. Doğrusu kendime zulmettim, yazık ettim. Affını bekliyorum Rabbim!” derim. Kulun Yakub peygamber derdini Sana şerhettiğinde Sen onun hüznünü gidermiş, görme hislerini yitiren gözlerine şifa ihsan etmiş ve o hüzünlü nebîyi bir kere daha evlatlarıyla buluşturmuştun. Nuh nebî kapının tokmağına dokunup nida ettiğinde Sen onun tasalarını da izale etmiştin. Yine Hazreti Eyyub’un çağrısına cevap vermiş, üzerinde dönüp dolaşan belaları def ü ref’ edivermiştin. Yunus aleyhisselam’a da aynı re’fetle muamelede bulunmuş, onun gam ve tasasını da sinesinden söküp alıvermiştin.

Ya Rab! Hakkında sebeplerin bütünüyle sukût ettiği bir zamanda Zekeriya Peygamberi kendi sulbünden bir evlatla sevindiren Sen; Rasûlün İbrahim aleyhisselam’ın halini görüp onu nemrutların tutuşturduğu ateşlerden koruyan Sen; kavmini darmadağın eden azaptan Hazreti Lut aleyhisselamı ve ehlini kurtaran da yine Sendin!

Allah’ım! İşte ben, Sen’in âciz benden yüce dergahına iltica ediyorum. Ne kadar azaba maruz bıraksan beni hepsi istihkakımdır. Fakat sayılamayacak kadar çok ve dağlar kadar devâsâ cürümlerime rağmen, o enbiya kullarına merhamet ettiğin gibi bana da merhamet edersen, o da doğrusu Sen’in şanına pek yaraşır.

Yüce Allah’ım! Sen’in keremin ve affediciliğin sadece Sana ibadet ü taatta bulunan ve Sana yönelen kullarına mahsus değildir. Bilakis, Sen gazabının önüne geçmiş merhametinle ve ezelî takdirinle Sana isyan eden ve dergahından yüz çeviren kullarını bile dilersen bağışlarsın. Evet, ya Rab, Sen fazlına hudud olmayan yegane kerem Sahibisin ve Sen’in keremin geldiğinde sadece ihsankârları değil isyankârları da içine alır, alır çünkü Sen Yüceler Yücesi ve Merhametliler Merhametlisisin; bize, bize kötülük yapanlara ihsanla mukabelede bulunmamızı emrettiğin gibi, Sana karşı kusur üstüne kusurlara bulaşan bu âsî ve mücrim kullarına ihsan ve lütufta bulunacak da yine Sensin!

“Ey bizim Rabbimiz, biz kendimize çok yazık ettik. Şayet Sen günahlarımızı örtüp, bize merhamet buyurmazsan hüsrana uğrayanlardan oluruz.”
* * *
El-KULûBÜ’D-DÂRİA’DAN BAZI SEÇME DUALAR/ 33

İmam Şâzilî Hazretleri’nin Hizbü’l-Hamdinden Bir Bölüm
* * *

اَللّٰهُمَّ يَا جَـامِـعَ النَّاسِ لِيَوْمٍ لَا رَيْبَ فِيهِ، اِجْمَعْ بَيْنَنَا وَبَيْنَ الصِّدْقِ وَالـنِّـيَّـةِ وَالْإِخْـلَاصِ وَالْإِرَادَةِ وَالْخُشُوعِ وَالْهَيْبَةِ وَالْحَـيَـاءِ وَالْمُرَاقَـبَـةِ وَالنُّورِ وَالْيَقِينِ وَالْعِلْمِ وَالْمَعْرِفَةِ وَالْحِفْظِ وَالْعِصْمَةِ وَالنَّشَاطِ وَالْقُوَّةِ وَالْبِشْرِ وَالْمَغْفِرَةِ وَالْفَصَاحَةِ وَالْبَيَانِ وَالْفَهْمِ فِي الْقُرْأٰنِ، وَخُصَّنَا مِنْكَ بِالْمَحَبَّةِ وَالْاِصْطِفَاءِ وَالتَّخْصِيصِ وَالتَّوْلِيَةِ، وَكُنْ لَـنَـا سَــمْعاً وَبَصَراً، وَلِـسَــانـاً وَقَـلْـبـاً وَعَـقْـلاً وَيَـداً وَمُؤَيِّــداً، وَأٰتِـنَـا الْعِلْمَ اللَّدُنِّيَّ، وَالْعَمَلَ الصَّالِحَ، وَالرِّزْقَ الْهَنِيءَ الَّذِي لَا حِجَابَ بِهِ فِي الدُّنْيَا وَلَا سُؤَالَ وَلَا عِقَابَ عَلَيْهِ فِي الْأٰخِرَةِ، عَلَى بِسَاطِ عِلْمِ التَّوْحِيدِ وَالشَّرْعِ، سَالِمِينَ مِنَ الْهَوَى وَالشَّهْوَةِ وَالطَّبْعِ، وَأَدْخِلْنَا مُدْخَلَ صِدْقٍ، وَأَخْرِجْنَا مُخْرَجَ صِدْقٍ، وَاجْعَلْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ سُلْطَاناً نَصِيراً، يَا عَلِيُّ يَا عَظِيمُ يَا حَلِيمُ يَا عَلِيمُ يَا سَـمِيعُ يَا بَصِيرُ يَا مُرِيــدُ يَا قَدِيــرُ يَا حَيُّ يَا قَـيُّـومُ يَا رَحْمٰنُ يَا رَحِيمُ، يَا مَنْ هُـوَ هُـوَ يَا هُـوَ، أَسْأَلُكَ بِعَظَمَتِكَ الَّتِي مَلَأْتَ بِهَا أَرْكَانَ عَرْشِــكَ، وَبِقُدْرَتِكَ الَّتِي قَـدَرْتَ بِهَا عَلَى جَمِيعِ خَلْقِكَ، وَبِرَحْمَتِكَ الَّتِي وَسِـعْتَ بِهَا كُلَّ شَيْءٍ، وَبِعِلْمِكَ الْمُحِيطِ بِكُلِّ شَيْءٍ، وَبِإِرَادَتِكَ الَّتِي لَا يُنَازِعُهَا شَيْءٌ، وَبِسَمْعِكَ وَبَصَرِكَ الْقَرِيبَيْنِ مِنْ كُلِّ شَيْءٍ، يَا مَنْ هُـوَ أَقْرَبُ إِلَيَّ مِنْ كُلِّ شَيْءٍ، قَـلَّ حَيَائِي وَعَظُمَ افْتِرَائِي وَبَعُدَ مُنَائِي وَاقْتَرَبَ شَقَائِي وَأَنْتَ الْبَصِيرُ بِمِحْنَتِي وَحَيْرَتِي وَشَهْوَتِي وَسَوْءَتِي، تَعْلَمُ ضَلَالَتِي وَعَمَايَتِي وَفَاقَتِي وَمَا قَبُحَ مِنْ صِفَاتِي، أٰمَنْتُ بِكَ وَبِأَسْمَائِكَ وَصِفَاتِكَ وَبِمُحَمَّدٍ (صَلَّى اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) رَسُــولِكَ، فَمَنْ ذَا الَّذِي يَرْحَمُنِي غَيْرُكَ، وَمَنْ ذَا الَّذِي يُسْعِدُنِي سِـوَاكَ، فَارْحَمْنِي وَأَرِنِي سَبِيلَ الرُّشْـدِ وَاهْدِنِي إِلَيْهِ سَبِيلاً، وَأَرِنِي سَبِيلَ الْغَيِّ وَجَنِّبْنِي إِيَّاهُ سَبِيلاً، وَأَصْحِبْنِي مِنْكَ الْحَقَّ وَالنُّورَ وَالْحُكْمَ وَالْعَقْلَ وَالْبَيَانَ، وَاحْرُسْنِي بِنُورِكَ يَا اَللّٰهُ يَا نُورُ يَا حَقُّ يَا مُبِينُ يَا فَتَّاحُ، اِفْتَحْ قَلْبِي بِنُورِكَ، وَعَلِّمْنِي مِنْ عِلْمِكَ، وَفَهِّمْنِي عَنْكَ، وَأَسْمِعْنِي مِنْكَ، وَبَصِّرْنِي بِكَ، وَقَدِّرْنِي بِنُورِ قُدْرَتِكَ، وَأَحْيِنِي بِنُورِ حَيَاتِكَ، وَاجْعَلْ مَشِيئَتِي مَشِيئَتَكَ، إِنَّكَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ.

* * *
Geleceğinde kat’iyen şüphe edilemeyecek bir günde bütün insanları cem’edip bir araya getirecek olan Yüce Allah’ım! Ne olur; sadakat, hâlis niyet, ihlas, güçlü irade, huşû, heybet, haya, murâkabe, nur, yakîn, faydalı ilim, marifet, güçlü hafıza, bizi her türlü masiyetten uzak tutacak ölçüde ismet, İslam’ı yaşamada aşk u şevk ve güç, neş’e, huzur, yüce nezdinde affa mazhar olma, hak ve hakîkati olduğu gibi dile getirip açıklayabilme istidadı ve Kur’an’ı gerektiği şekilde anlayabilme gibi güzel haslet ve lütuflarla da bizim aramızı cem’ eyle!.

Sevdiği kullarına bol bol husûsî iltifatları olan Rabbimiz! Bizleri de, gönüllerini dupduru kıldığın kulların gibi özel muhabbet ve dostluğunla serfiraz eyle.. işiten kulağımız, gören gözümüz, konuşan lisanımız, idrak eden kalbimiz, güzeli çirkinden, iyiyi kötüden ayıran aklımız, tutan elimiz ve kol-kanat geren destekleyenimiz ol! Nezdindeki ledünnî ilimle bizim sinelerimizi de doldur.. bizi de arızasız, kusursuz ameller işlemeye, dünyanın kirine pasına bulaşmadan elde edebileceğimiz ve ahirette bizim için sorgu ve ceza sebebi olmayacak helal rızıklar temin etmeye muvaffak eyle!

Ya Rab! Tevhid yolunun ve şer’-i şerifinin enginliğinde yürürken tabiatımızdaki bir kısım boşluklara, heva ve hevesimize takılıp düşmekten bizi koru ve gireceğimiz yere doğrulukla girmeye, çıkacağımız yerden de yine doğrulukla çıkmaya muvaffak kıl ve Kendi katından, bizi destekleyecek kuvvetli bir delil lutfeyle!

Ey Halîm, Alîm, Semî’, Basîr, Mürîd, Kadîr, Hayy, Kayyûm, Rahman, Rahîm olan ve biz âciz kulların azametini bihakkın idrak etmeye asla güç yetiremeyeceğimiz yüce Mevlâmız! Bütün arşı kaplayan azametin, topyekün yaratıklara hükmettiğin kudretin, umum mevcûdâtı kuşattığın rahmetin, her şeyi bildiğin ilmin, hiçbir şeyin karşı koyamayacağı irade ve meşîetin ve her şeye kendisinden daha yakın olan sem’in ve basarın hürmetine kapında el açıp, boyun büküp tazarru, niyaz ve münacaatta bulunuyoruz.

Ey bana benden daha yakın bulunan Rabbim! Artık hiç bir şey diyecek yüzüm kalmadı; cürümlerim büyüdükçe büyüdü; emellerimin gerçekleşmesi iyice imkansız bir hâl aldı ve şekâvet vadilerinin kenarlarında dolaşıyor gibi bir halim var. Ey Rabbim, Sen, başımda dönüp duran musibetleri, içinde bocalayıp durduğum zavallılığı, şaşkınlığı, basiretsizliği, düşmüşlüğü ve ne kadar tuhaf hallere dûçar kaldığımı görüyor ve biliyorsun. Allah’ım, bütün bunlara rağmen, ben Sana, Sen’in esmâ-i hüsnâna, sıfât-ı ulyâna ve Rasûlün Hazreti Muhammed Mustafa’ya iman ettim ve bu imanımı en büyük sermaye olarak bildim/biliyorum. Hal böyle olunca Sen’den gayrı kim bana merhamet edebilir ve kim bana saadet bahşedebilir!? N’olur Rabbim, merhamet buyur, buyur da bana dosdoğru yolu buldur ve hep o yolda yürümeyi müyesser kıl; günahlara ve dalalete sürükleyen yolları bildir ve onlara düşmekten de beni fersah fersah uzak tut.. hep hak yollara sevket.. nurunla yolumu aydınlat.. aklımı her zaman yerinde kullanıp dosdoğru hükümler vermeme yardımcı ol ve hakîkati aslına uygun şekilde beyan etmeye muvaffak eyle!

Her şeyin biricik ışık kaynağı, hayır kapılarını açan ve gâileleri savan, her şeye gücü yeten Yüce Allahım! Nurunla kalbimi fetheyle ve güzelliklere aç.. nezdindeki ilimden bana da ihsanda bulun.. özel lütuflarınla idrak ufkumu genişlet.. Seninle duyup Seninle görmek bahtiyarlığına eriştir.. kudret tecellilerinle tâkatimi artır.. hayatından hayat üfle ve bütün arzularımı Sen’in meşiet ve dileme tâbî kıl!. Amin!.

(1) Türkçe kaleme alınan eserlerden birisi de çok kıymetli araştırmacı Dr. Mustafa Sâlim Güven bey’in doktora tezi olarak hazırlamış olduğu “EBU’L-HASAN ŞÂZİLÎ ve ŞÂZİLİYYE” isimli çalışmasıdır. Bu kıymetli çalışma başka herhangi bir esere ihtiyaç bırakmayacak ölçüde İmam Şâzilî hazretleri hakkında doyurucu bilgiyi hâvîdir. Biz de burada serdettiğimiz malûmâtı büyük ölçüde bu eserden istifade ile hazırlamaya çalıştık. Dolayısıyla Türkçemize böyle değerli bir eser kazandırdığı için eserin müellifine teşekkür etmeyi de bir borç addediyoruz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Limoni
Co-Admin
Limoni


Mesaj Sayısı : 6150
Rep Gücü : 14991
Rep Puanı : 44
Kayıt tarihi : 27/05/09

İmam Şâzilî den Bazı dualar Empty
MesajKonu: Ebu’l-Hasan Ali eş-Şâzilî kısa hayatı   İmam Şâzilî den Bazı dualar Icon_minitimeSalı Ocak 20, 2015 9:40 am

http://www.herkul.org/yazarlar/El-kulubu-d-daria-dan-Bazi-Secme-Dualar-32/

Çalışmamızın bu bölümünde İmam Şâzilî (rahmetullahi aleyh) hazretleri’nin Hizbü’l-Kebîr ve Hizbü’l-Hamd isimli dualarından bazı bölümleri tercümesiyle beraber vermek istiyoruz. Ancak dualara geçmeden evvel İmam Şâzilî ve evrâd ü ezkârı hakkında özet bir bilgi sunmanın faydalı olacağı kanaatindeyiz.

Evvela, bilindiği üzere İmam Şâzilî hazretleri tasavvuf ve tarîkatlar tarihinde ismi en çok zikredilen üç-beş büyük zâttan birisidir; mürşid-i kâmil bir tarîkat piridir. Gerek Arap, gerek Batı, gerekse Türk dünyasında hayatını anlatan, sözlerini ve menkıbelerini nakleden yüzlerce çalışma yapılmış ve eser meydana getirilmiştir.(1) Bu kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre, İmam Şâzilî 593/1196 tarihinde dünyayı teşrif etmiş ve 63 yıl çok bereketli bir ömür sürmüştür. Atmışüç yıllık bu bereketli ömrünü Hac seferleri ve seyahetleri hariç, Mağrib, Tunus ve Mısır topraklarında geçirmiştir. Namı daha ziyade Tunus yakınlarındaki Şâzile beldesinde iştihar ettiğinden dolayı da “Şazilî” (Şazelî denmesi galat-ı meşhurdur) ünvanıyla meşhur olmuştur. Ismarlama bir insandır; zaten nesli itibariyle bir Peygamber evladıdır. Yümün ve berekete vesile olacağı ümidiyle bu Allah dostunun şeceresini burada zikretmek isteriz:

Ebu’l-Hasan Ali eş-Şâzilî b. Abdullah b. Abdülcebbâr b. Temîm b. Hürmüz b. Hâtim b. Kusay b. Yusuf b. Yûşa’ b. Verd b. Ebî Battal Ali b. Ahmed b. Muhammed b. Îsâ b. İdrîs b. Ömer b. İdrîs (el-mübâya’ lehû bi- bilâdi’l-Mağrib) İbn Abdullah b. el-Hasan el-Müsennâ b. el-Hasan b. Ali İbn Ebî Tâlib ve İbn Fâtımete binti’r-Rasûl (sallallahü aleyhi vesellem)

Ebu’l-Hasan Şâzilî’nin hilyesi hakkında bilgi veren kaynaklar, onun uzuz boylu, zayıf, ince yüzlü ve hafif esmer tenli bir fiziğe sahip olduğunu belirtmişlerdir. Yine aynı kaynaklar tarafından nakledildiğine göre İmam Şâzilî, tatlı dilli, çok güzel ve fasîh bir konuşmaya sahip idi. Konuşurken kendisini dinleyenler ona hayran kalırlardı.

Erken yaşlardan itibaren tasavvufî bir arayış içine giren İmam Şâzilî hazretleri çok kıymetli hocalardan dersler almış ve bu dersler neticesinde dînî ilimlerde uzman hale gelmiştir. Aynı zamanda çok güçlü bir ediptir. Hem şer’î hem de fennî ilimlerde münazara yapabilecek bir derinlik ve enginliğe ulaştıktan sonra tarîkat yoluna sülûk etmiş ve işte tam bu dönemde daha çok dağ başlarındaki mağaralarda münzevî bir hayat yaşayan ve ona hayatının en büyük dersini veren kıymetli hocası Ebû Muhammed Abdüsselâm b. Meşîş (İbn-i Beşîş diye meşhur olmuştur) karşısına çıkmıştır. Daha doğru bir ifade ile İmam Şâzilî hazretleri arayışları neticesinde gidip o büyük zâtı bulmuştur.

Hazreti İmam’ın kendisinin anlattığına göre İbn Meşîş’e intisâb etmek için onun yaşadığı yerdeki dağın eteğine gelerek önce oradan çıkan kaynak suyu ile gusül abdesti alır. Sonra tevbe ve istiğfarda bulunur. İnsanlar arasında değer ölçüsü kabul edilen ilim ve amel gibi maddî-manevî rütbelerin hepsini kendisi için yük sayarak kalbinden atar. Böylece kendi engin mülahazalarına göre cismen ve ruhen temizlenmiş olur. Arkasından dağa tırmanmaya başlar. Tırmanırken Şeyh Absüsselâm b. Meşîş tarafından karşılanır. Sonra ona inti­sap eder ve dağ başındaki mağarada şeyhinin yanında kalarak seyr u sülûka başlar. Bu sırada yaklaşık olarak yirmi altı yaş civarında bulunmaktadır.

İbn Meşîş, sağlam Kitap ve Sünnet bilgisiyle onu doyurup, velâyet ve kerâmet feyzinden sirâyet ettirerek tasavvufî yönden yetişmesini sağlamıştır. Şeyhinin yanından ayrıldıktan sonra da irşada başlamıştır. İmam Şâzilî’nin irşad faaliyetlerinin ana unsurlarını umuma açık yaptığı vaazlar, müderrislik hizmetleri (talebe yetiştirmesi) ve hususî tasavvuf ve tarikat dersleri teşkil etmiştir.

Ebu’l-Hasan Şâzilî’nin tasavvufî şahsiyetini ortaya koyan unsurlardan birisi, onun dua ve zikir konusundaki hassasiyetidir. Çünkü İmam Şâzilî çok dua eder, gecenin ilerleyen vakitlerine kadar evrâd ve ezkâr ile meşgul olurdu. Vefat ettiği gece bile bu âdetini terk etmemişti. Evet O’nun tasavvufî hayâtında dua ve zikrin önemi büyüktür. Günün değişik vakitleri için tahsîs edilmiş duaları vardı. Evrâd, ezkâr ve dualarının büyük bir bölümünü kendisi tertîb etmiştir. Özel durumlar için tertîp edilmiş müstakil dua ve zikirleri de mevcuttur. Kaynaklarda, Şâzilî’nin hizb adı altında veya başka ünvan ile ismi belli otuzdokuz, ismi konmamış da elliden fazla duâsı vardır. Hepsinin toplamı yüz civârındadır. El-Kulûbü’d-Dâria’da bunların pek çoğu yer almıştır.

Ebu’l-Hasan Şâzilî, sadece kendi tertîb ettiği hizipleri okumakla yetinmemiş, aynı zamanda kendisinden önce yaşamış sûfîlerden, ashâbdan ve Peygamber Efendimiz’den nakledilen dualara da büyük önem vermiştir. İmam Şâzilî’nin bu şekilde okuduğu duâlardan başlıcaları Cevşen-i kebîr, Hazreti Ali (radiyallahü anh)’ın duaları ve İmam Gazzâlî’nin hizibleridir.

İmam Şâzilî hazretlerinin en önemli hizbi aşağıda içinden üç kısa bölümü vereceğimiz Hizbü’l-Kebîr’dir. Hazreti Şâzilî’nin sağlığında sadece “hizb” diye bilinen bu duası onun en önemli hizbi olduğu için daha sonraları “el-Hizbü’l-Kebîr” diye anılır olmuş ve öylece şöhret bulmuştur. El-Hizbü’l-kebîr, Hazreti Şâzilî’nin, “Kim bizim hizbimizi okursa, bize olan lütuflar ona da olur.” dediği hizbidir. Ayrıca İmam Şâzilî hazretleri bu hizbinin önemini anlatmak için, “Allah ve Rasûlünün izni olmadan ondan bir harf bile yazılmadı. Bunda yazdıklarımın hepsini Allah ve Rasûlüne arzederek yazdım.” buyurmuştur. El-Hizbü’l-kebîr, bazılarına göre sabah namazından sonra, bazılarına göre ise ikindi namazından sonra dünya kelam ve meşgalesinden hâlî olarak okunan/okunması gereken bir virddir.

İmam Şâzilî’nin tertîb ettiği Hizbü’l-kebîr’in terkîbinde daha çok Kur’ân-ı Kerîm’den seçilmiş âyetler kullanılmıştır. Âyetler arasındaki irtibat, sünnetten seçilmiş hadis ve duaların yanısıra, Şâzilî’nin kendisine ait dua cümleleriyle sağlanmıştır. Bu tesbitler bize, Hizbü’l-kebîr’in câmî bir özelliğe sâhip olduğunu göstermektedir. Bu sebeple Hizbü’l-kebîr’in bir çok şerhi yapılmıştır.

Ebu’l-Hasan Şâzilî’nin hizblerinden birisi de yine aşağıda zikredecek olduğumuz “Hizbü’l-hamd”dır. Bu hizbe “Hizbü’n-nûr” da denilmiştir. Umumiyetle Yatsı namazından sonra okunagelmiş bir virddir. Murâd edilen her türlü maddî ve manevî iyiliklerden faydalanmak ve ma’rifeti celb etmek niyetiyle okunur.

Özetle ifade edecek olursak, kâmil bir mürşid olan Ebu’l-Hasan Şâzilî, bedenen insanların arasından ayrılmış olsa bile hizmetleri ve ma’neviyâtıyla ölümsüzleşmiştir. Fânî ömrünü bâkileştirip dünyadaki hizmetlerini âhiret yurduna taşıyanlardan olmuştur. Daha sonraları bu büyük zâtın etrafında hâlelenen insanların Allah’a ulaşma yol ve sistemleri diyebileceğimiz Şâziliyye tarîkatı da belli başlı büyük bir-kaç tarîkat içerisinde yer almıştır. Şâziliyye’nin usûlü, tarihçesi ve kolları ile ilgili dünyanın değişik yerlerinde hazırlanan kaynaklara göre Afrika başta, Anadolu da dahil olmak üzere çok geniş bir alana yayılan tarîkatın daha sonraki dönemlerde yüze yakın kolu oluşmuştur. Bu kollar vasıtasıyla ve tabîî Allah’ın izni ve inayetiyle belki milyonlarca insanın hidayetine ve marifetinin ziyadeleşmesine vesile olunmuştur.

Bu icmâlî malûmâttan sonra dualarımıza geçebiliriz:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İmam Şâzilî den Bazı dualar
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Hizbü't-Tams İmam Şâzilî:Kulûb-u Dâria
» HER GÜN YAPILACAK DUALAR-ZOR ZAMAN DUALARI her türlü dert için dualar
» Zalime Karşı Okunacak Dualar
» Secde'de okuduğu dualar ۞۞░
» KURÂN’DA GEÇEN DUALAR

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KUTLU FORUM :: İslami ilimler ve dini kültür :: Dua Bölümü-
Buraya geçin: