İmamlığın dinen geçerliliği için imamın bulûğa ermiş olması şartı fakihler arasında tartışmalıdır.
Hanefî mezhebine ve İbn Hazm'a göre cemaatle kılınan bütün namazlarda imamın baliğ olması şart iken Mâlikî ve Hanbelî fakihleriyle bazı Hanefîler bunu sadece farz namazlarda şart koşar, mümeyyiz küçüğün küsûf ve teravih gibi namazlarda ya da kendisi gibi kimselere imamlığını sahih görürler.
Mümeyyiz, ergenlik çağına yaklaşan, iyi ve kötüyü birbirinden ayırt edebilen çocuktur.
Şâfîler'e, bazı tabiîn âlimlerine ve Mâlikî fakihlerine göre ise hem farz hem nafile namazlarda imamın bulûğa ermesi daha iyi olmakla birlikte mümeyyiz olması da yeterlidir.
Ancak Şâfî mezhebinde, cuma namazı için imamın baliğ olması şartını arayanlar bulunduğu gibi mümeyyiz çocuğun yetişkinlere imametini mekruh görenler de vardır.
İmamın buluğa ermiş olma şartını arayanlar. “İmam cemaatin namazına kefildir” (Ebû Dâvûd, Salât, 32; Tirmizî, Mevâkit, 39) hadisinin dolaylı anlatımına, bulûğa ermeyen çocuğun imam yapılmamasına ilişkin sahabe görüşlerine, ayrıca çocuğun namazının nafile olduğu, cemaatin farz namazın nafileye bina edilmesinin caiz olmayacağı görüşüne dayanmaktadırlar.
Şâfî fakihleri ise Hz. Peygamber (asm) döneminde Amr b. Selime'nin henüz yedi yaşlarında iken kavmine imamlık yaptığına dair rivayeti (Buhârî, Meğazî, 53; Ebû Dâvûd, Salât, 60) delil alırlar. (bk. DİA İslam Ansiklopedisi, İmam md.)