[size=45]Dünyanın ne kadar içme suyu kaldı[/size]
23.11.2015 01:45 Karakter boyutu :
Uluslararası bir Hidroloji ekibi dünya üzerinde bulunan yeraltı sularının konumları ve miktarını belirleyen şimdiye kadar hazırlanmış en ileri seviyedeki ölçüm sonuçlarını paylaştılar. Bir harita vasıtasıyla suların konumlarını görselleştiren ekibin tahminine göre yeraltında henüz keşfedilmemiş ve kullanılmamış
23 milyon kilometreküp su bulunuyor. Kulağa fazla gibi gelse de uzmanlar, şu anda olduğu gibi kullanmaya devam etmemiz durumunda bu miktarın da insanlığın devamı için yeterli gelmeyeceği konusunda uyarıda bulunuyorlar.
Çalışmanın ortaya çıkardığı sonuçlardan bir diğer, yeraltı sularının
%6'sının yüzey ile
2 km derinliğe kadar olan bölümde bulunuyor ve bu su insan ömrü kadar bir süre içerisinde yenilenebilir durumda. Yüzeye bu denli yakın olan su aynı zamanda bizim içme suyu olarak kullandığımız kaynakları oluşturuyor. Konu hakkında uzman araştırmacı
Tom Gleenson, artan nüfus ile ortaya çıkan tüketim hızımızın yeraltı sularının yenilenme sürecine baskın gelmesinde öncelikli sebep haline geldiğini belirtiyor.
Araştırmacılar ortaya çıkardıkları harita için çok sayıda veriyi analiz etmiş durumdalar. Buna göre bir milyon civarı yeni su havzası ve 40.000 kadar yeraltı suyu kaynağı tespit edildiyse de, eldeki veriler gösteriyor ki 23 milyon kilometre küplük su kaynağının sayede 0.35 milyon küplük kısmı 50 yaşın altında. Bu durum bizim yerlatı su kaynaklarının kendilerini yenileme süreçlerini ne boyutta aksattığımızın da bir göstergesi. Yerlatı sularının yaşı ile ilgili sorunun en büyük kaynağı, uzun süredir yerin altında bulunan ve derinlere inen suyun
arsenik ve
uranyum gibi insan sağlığını olumsuz etkileyen faktörler ile daha fazla temas etmiş olmaları. Bu sebeple içilebilir olan su yaşı daha genç olan su kaynaklarından elde ediliyor.
SU KAYNAKLARININ KORUNMASI İÇİN DUYARLILIK OLMALI Ortaya çıkan veriler içilebilir su kaynaklarının geleceği hakkında umut verse de, insan kaynaklı kirlilik sebebiyle bu suların ne denli içilebilir kalacağı konusunu düşünmemiz gerekiyor. Derinliği artan suyun kalitesindeki azalma ve içeriğindeki zehirin artışı içme suyu olarak kullanılmasının yanında, tarım ve hayvancılıkta kullanımının da önünde bir engel. Araştırmacılar bu sebeple yüzeyin hemen altındaki su kaynaklarının önemini vurgulamak adına bu çalışmanın etkili olmasını umuyorlar. Tespit edilen su kaynaklarının korunması için global ölçekli bir duyarlılığın artmasının önemi vurgulanıyor. Varolan yerlatı su kaynaklarını kendi elimizle kirletmemiz durumunda 23 milyon kilometre küplük suyun hızla insan sağlığını tehdit eder hale gelmesi de mümkün.
Keşfedilen su kaynaklarının büyük çoğunluğu, Amazon havzası, Kongo, Endonezya ve Kuzey-Orta Amerika'da bulunan tropik ormanlar ile dağlık alanlarda yer alıyor. Kurak bölgelerde tahmin edileceği üzere kaynak oluşmuyor. Birleşik Devletler Jeoloji Araştırmaları ekibinden
Kevin Befus, '
Kurak bölgelerde daha az yerlatı su kaynağı olduğunu fakat nemli bölgelerde daha fazla bulunabileceğine dair fikirlerimiz yakın zamana kadar sezgiseldi. Şimdi ise bu araştırma ile aynı bilgiyi doğrulayan verileri kesin bir şekilde ortaya koyma şansı elde ettik'' açıklamasını yapıyor.
Yapılan çalışma
Nature Geoscience dergisinde yayınlandı. Uzmanlar, araştırmaları sonucunda insanlığın devam edilebilirliği için mutlak bir öneme sahip olan su kaynakları hakkında daha kesin veriler elde etmiş olsak da, bu yeraltı sularının geçmişe nazaran daha akılcı şekilde kullanılmasını umduklarını belirtiyorlar.
Çeviri: Şıvan OkçuoğluOdatv.com