| KUTLU FORUM Bilgi ve Paylaşım Platformuna Hoş Geldiniz |
|
| SİGARA ( BAKMADAN GEÇMEYİN !!! ) | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
ebuhasanelmakdisi
Mesaj Sayısı : 50 Rep Gücü : 76 Rep Puanı : 7 Kayıt tarihi : 17/08/09 Yaş : 37 Nerden : konya
| Konu: SİGARA ( BAKMADAN GEÇMEYİN !!! ) Salı Eyl. 15, 2009 3:02 am | |
| SİGARA SİGARANIN ZARARLARI HİÇ BÖYLE GÖRMEDİNİZ
Sigaranın Zararları
Yaklaşık m.1492 yılında bazı denizcilerin Amerika,yı keşfetmeleriyle bulunan tütünün, İslam topraklarındaki ilk varlığı da hicri onuncu asrın sonlarında muvafıktır. Nitekim bunun ilk ithalcileri de Hıristiyanlar olmuştur. Sigara başlıca; zehirli kurşun oksid (PbO3), kanser yapan maddeler, nikotin ve katran gibi haşereleri yok etmede kullanılan bazı maddeler, alkol vs. içermektedir. Bedene; kanser, ağız, dudak, dil ve bademcik hastalıkları, sindirim, solunum ve sinir sistemi, idrar yolları ve tenâsül sistemi üzerine olumsuz etkiler gibi birçok zararı olup değişik hastalıklara sebebiyet vermekle beraber ekonomik zararlara da hâizdir. Bazı zamanlar yangınlara yol açar, çevre kirliliği ve ümmetin zararına mâl olacak pek çok müsibete yol açmaktadır.
SİGARANIN TARİHÇESİ
Sigaranın, Avrupalı kâşiflerin Kuzey Amerika'ya gidip, oranın yerli halkıyla barış çubuğu tüttürmesine kadar uzanan çok eski bir tarihçesi var. Sizlere burada tütünün kronolojik tarihçesini sunuyoruz: 19. Yüzyıldan Önce Tütün Kullanımı 1492'den önce: Amerika kıtasının yerlileri tedavi ve dini amaçlarla tütün üretimi yapıyorlardı.
1492: Kristof Kolomb Amerika'yı keşfetti. Avrupa'ya döndüğünde yanında bu kıtada daha önce hiç görülmemiş olan tütün tohumları ve yaprakları vardı. Kolomb'un mürettebatından Rodrigo Jerez tütün içerken görüldü ve şeytan tarafından ele geçirildiği iddia edilerek hapis cezasına çarptırıldı. 1535: Montreal Adasına ulaşan Jacques Cartier oradaki yerli halkın kendisine tütün sunmasından sonra günlüğüne "vücutlarını, ağızları ve burunları sanki birer bacaymışlar gibi tütene kadar, dumanla dolduruyorlar", "biz de onları taklit ettik, ancak duman biber gibi acıydı ve ağzımızı yaktı" diye yazmıştı. 1556: Fransa ilk defa tütünle tanıştı ve Jean Nicot kısa zamanda tütün içmeyi popüler hale getirdi (19. Yüzyıl bilim adamları "nikotin" olarak tanınan kimyasal maddeye onun adını verdiler). 1565 yılına gelindiğinde, tüm Avrupa'ya yayılan tütün alışkanlığı, ünlü İngiliz aristokratı ve şairi Sir Walter Raleigh'nin tütün içmeye başlamasıyla, İngiltere'ye de girdi. 1610: Japonya'da tütün üretimi ve içimi yasaklandı. 1612: Amerika'da Virginia'da ilk defa ticari tütün ekimi yapıldı ve başarıya ulaştı. Amerikalı tütün ekicisi John Rolfe daha sonra ünlü Kızılderili kızı Pocahontas'la evlendi. On yıl içinde, tütün Virginia eyaletinin en önemli ihraç maddesi haline geldi. Tütün ekimi için köle iş gücü kullanılmaya başlandı. 1618: Virginia 20.000 libre tütün üretti. 1622: Virginia, bir Kızılderili saldırısında kolonisinin üçte birini kaybetmesine rağmen 60.000 libre tütün üretti.
1627: Virginia, 500.000 libre tütün üretti. 1629: Virginia tütün üretimini üç katına çıkararak 1.500.000 libre tütün üretti. 1634: Maryland kuruldu. Maryland'de de tütün üretimine başlandı. Rus Çarı tütün içimini tüm Rusya'da yasakladı. Tütün içerken yakalananların ceza olarak burnu kesiliyor, suçun tekrarı halinde ölüme mahkum ediliyorlardı. 1660: Tütün üreticisi olan Virginia ve Marland kolonilerinde kölelik başladı. Sayıları azalan beyaz uşaklar yerini kölelere bıraktı. Köle fiyatları tütün fiyatlarına göre belirlenmeye başlandı. 1676: New France Kolonisinde sokakta tütün içmek ve tütün taşımak yasaklandı. Bir süre için, perakende satışta yasaklandı ancak halkın kendileri için tütün yetiştirmeye başlamasıyla, Kanada'nın tütün endüstrisi düşüş gösterdi. 1732: Virginia'nın en zengin tütün üreticisi Robert King öldü. Öldüğünde 300.000 dönüm arazisi ve 700 kölesi vardı. 1739: Fransa, Kanada'dan tütün ithal etmeye başladı. 1761: İngiliz doktor John Hill, "Cautions Against the Immodetrate Use of Snuff" (Aşırı Enfiye Kullanımına Dikkat) isimli ve tarihte bilinen ilk tütün-kanser araştırması olan raporunu yayınladı. 1775: Virginia ve Maryland'in tütün üretimi 100 milyon libreye ulaştı. 19. Yüzyıl 1800: ABD'nin köle nüfusunun yarısından fazlası Virginia ve Maryland'deydi. Bu iki eyaletteki toplam zenci köle sayısı 395.000'di. 1800'lerin başı: Puro tüketimi, enfiye tüketimiyle rekabet etmeye başladı. Tütün çiğneme ve pipo kullanımı ortaya çıktı. 1854: 1856 yılında sona eren Kırım Savaşı başladı. İngiliz ve Fransız askerleri Türk tütünüyle tanışıp, onu Avrupa'ya götürdüler. 1878: Kanada'nın Ontorio bölgesinin rahibi Albert Sims "The Sin of Tobacco Smoking and Chewing Together With an Effective Cure for These Habbits" (Tütün İçme ve Çiğneme Günahı ve Bu Alışkanlıkları Bırakmak İçin Etkili Tedavi) isimli kitabını yayınladı. 1881: ABD'de, John Bonsack ilk sigara yapan makinenin patentini aldı. Böylece ABD, günde 120.000 sigara üretmeye başladı. Bir makine 48 kişinin yaptığı işi yapıyordu. Üretim maliyeti düştü ve güvenli kibritin de icadıyla, sigara tüketimi bir anda patladı. 1889: Saint John Hastanesi sigaranın zararlarını ve gırtlak kanserine neden olduğunu anlatan bir kitap yayınladı. 1891: Kanada'nın British Colombia eyaletinde, 15 yaşından küçüklerin tütün içmesi yasaklandı. 1895: Sadece Kanada'da 66 milyon adet sigara satıldı. 20. Yüzyıl 1903: Kanada, İngiltere ve Amerika'da sigaranın zararları ciddi bir şekilde ele alınmaya başlandı, Kanada'da sigaranın yasaklanması için meclise kanun tasarısı verildi. 1914: Birinci Dünya Savaşının başlamasıyla, sigarayı yasaklama hareketi sekteye uğradı hatta tüm dünyada, cephedeki askerlere tütün yollama kampanyaları başladı. 1920'ler: Tüm dünyada sigara kullanımı hat safhaya ulaştı, bir yılda tüketilen sigara sayısı milyarları buldu. 1930: Almanya'nın Köln Üniversite'si bilim adamları sigara ve kanser arasındaki ilişkiyi istatistiksel olarak ortaya çıkardı. 1934: İlk mentollü sigara üretildi. 1938: John Hopkins Üniversitesi doktorlarından Raymond Pearl sigara içenlerin, sigara içmeyenlere oranla daha genç yaşta öldüklerini belirtti. 1939: Almanya Polonya'yı işgal etti ve İkinci Dünya Savaşı başladı. Cephedeki askerlere sigara taşınmaya başlandı. Bu sırada Alman bilim adamları sigara ve kanser arasındaki ilişkiyi daha derinlemesine inceleyen yeni bir istatistiksel rapor yayınladı. 1943: Dünya yetişkin nüfusunun yaklaşık %60-%80'nin sigara içiyordu. 1944: Amerikan Kanser Derneği, sigaranın sağlığa zararlı olabileceğini belirtti. Akciğer kanseri ve sigara arasındaki ilişkinin henüz kesinlik kazanmadığını ama gene de dikkatli olunması gerektiği hakkında halkı uyardı. 1947: Kanadalı doktor Norman Delarue akciğer kanseri hastalarının %90'ının sigara tiryakisi olduğunu gösteren bir araştırma yayınladı.
İslâm Açısından Sigaranın Tahrimi
Kitap ve Sünnet,ten Deliller
Sigara Rasûlullah (S.a.v.) Zamanında yoktu. Ancak, kıyâmete kadar her zaman ve mekâna hitap etmesi özelliği itibariyle İslamda birçok ayrıntıyı kapsayan genel kurallar vardır. Bu kurallar çerçevesinde dış müdahelelere karşı adeta bir kale konumunda olan me,sur ilim sahibi ulemâmız ise zamanla gündeme gelen ve gelişen olayları inceleyerek Müslümanları aydınlatmakta, böylece ümmetin felakete sürüklenmesine ALLAH,ın izni,yle engel olmaktadırlar. Bu genel kurallar kapsamında bulunan sigara için de geçerli olan budur ki, az sonra bir kısım delillerini zikrederek ulemânın “sigaranın tahrimi, hususundaki kıymetli tespitlerine yer vereceğiz inşâ,ALLAH. Tevfik ALLAH,tandır.
İşte O Peygamber onlara temiz ve güzel şeyleri helal, pis ve zararlış eyleri haram kılar (A,raf, 157).
Aklı selim sahibi hiçbir insan, sigaranın “temiz ve güzel, şeyler kapsamına girmediğinde şek, şüphe etmez. Şu halde sigaranın ayetteki ifadesiyle, “habis/ pis, şeyler sınıfından olduğu gayet açıktır. Habis,in; tad veya kokusunun tiksinti verdiği şey anlamına geldiği bilinmektedir. Bu da sigaranın vasıflarındandır. Gerek ulemâ gerek Tıp ehli, sigaranın “habis/ pis, şeyler kapsamına girdiği konusunda görüş birliği hasıldır.
Malını gereksiz yere saçıp savurma. Zira, böylesine saçıp savuranlar, şetanların dostlarındandır. Şeytan Rabbine karşı çok nankördür İsrâ, 26- 27. fakat israf etmeyin: Çünkü ALLAH, israf edenleri sevmez " En,am, 141
ALLAH,ın geçiminize dayanak kıldığı mallarınızı aklı ermezlere vermeyin...(Nisâ, 5).
Ayette zikri geçen aklı ermezlerden (süfehâ), malında gereği gibi tasarrufta bulunamayanlar anlaşılır. Rasulullah (S.a.v.) “boş yere söz söylemek, (gereksiz) çok soru sormak ve malı zayi etmek size mekruh kılındı” buyurmuştur (Buhari, Müslim). Bir şeyin mekruh olması helalden ziyade, harama yakın olmasıdır.
Sigaranın malın zayii olduğunda da şüphe olmadığı gibi ...gıda vermeyen, açlığı da gidermeyen..(Ğâşiye, 7) ayetindeki tabire de oldukça mutabıktır. Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın..(Bakara,195). Sigara kişiyi kanser gibi öldürücü hastalıklara düşürmektedir. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz ALLAH sizi çok esirgeyicidir (Nisa, 29)
Sigara bağımlısı bir şahıs kendisini yok edecek nedenlere sarılmakta ve nefsini birçok hastalığa hedef kılmaktadır. Alimler zehir, toprak, cam, taş ve benzeri maddelerin yenilmesinin haram olduğunu belirtmişlerdir. Çünkü bunlar sağlığa zarar vermektedir.
Rasûlullah (S.a.v.) “Her kim zehir içip kendini öldürürse, cehennem ateşinde ebediyen o zehiri içecektir” buyurmuştur (Buhari, Müslim).
Sigara içmek, şahsın tedriciyen intihar etmesi demektir. Öldükten sonra ölüm sebebinin sigara olduğu anlaşılan bir kimse intihar etmiş sayılır (ALLAH korusun). İster doğrudan ister dolaylı yollardan hızlı veya yavaş kişinin ölümüne sebep olması haramdır. Netice birdir, sigara bağımlısı birinin, kendini ölüme sürüklediğinde şüphe yoktur.
Sigaranın, kişiyi ölüme götürmediğini farz etsek bile en azından kişiyi güç ve kuvvetten düşürecek çeşitli yıpratıcı hastalıklara müptela kılar.
“Rasûlullah (S.a.v.)tüm uyuşturucu ve gevşetici şeylerden nehyetti” (sahihtir, Ebü Davud- Ahmed).
Hadiste geçen “müfettir/ gevşetici, vücutta gevşeme, uyuşma oluşturan şey anlamındadır. Tiryakilerin böylesine etkilenmemesi, asıl itibariyle haramlığına halel getirmez.
Ayrıca sigarayı içkiye kıyas eden alimler olmuş “çoğu sarhoşluk veren şeyin azı da haramdır, diyerek sigaranın tahrimine bu delili de istişhâd etmişlerdir. İçkiye yeni başlayan birinin sarhoş olması için bir kaç damla yeterken alkolik birinin bazen bir kadeh dolusu içkiden etkilenmediği vakidir. Sigara da aynı şekilde özellikle yeni başlayanlar veya bir dönemden sonra tekrar başlayanlar, yemekten sonra içenler için sinirleri gevşetici, uyuşturucu bir özelliğe sahiptir.
“Dinde; zarar vermek te, zarara zararla mukabele etmek te yoktur, (Müslim). Sigara tümüyle içine de, çevresindekilere de zarar vermektedir.
her ikisinde de (içki ve kumar) günahı faydasından büyüktür (Bakara, 219).
Sigaranın bazı faydalı yanları olduğunu farz etsek, tahmini faydalar ile bi,l-fiil gerçekleşen zararlarını mukayese edip hangisinin daha ağır bastığına (?!) bakmamız gerekir... Ancak hakka karşı gözlerini kapayan, hakkı aramayan ve nefsinin esiri olan, sigaranın tahriminde şüphe eder. Ama önemli olan kişinin neye inandığı değil, gerçeğin ne olduğudur..
Rasûlullah (S.a.v.) “kim Sarmısak veya soğan yerse bize ve mescidimize uzak durup evinde otursun, buyurmuştur (Müslim). Sigara tiksindirme ve rahatsız etmede soğan ve sarmısaktan daha kötü veya en azından onlardan geri kalır bir yanı yoktur diyebiliriz. Ayrıca Cuma namazlarında güzel koku sürmenin sünnet olduğu ve sigaranın da bu sünnete aykırı olduğu ortadadır.
“İyi arkadaşla kötü arkadaşın misali misk taşıyan biriyle kor üfleyen birine benzer, (Buhari, Müsum). Yani kötü arkadaş ateşi ve dumanı (?!) üfler.
“Müslüman, Müslümanların elinden ve dilinden selamette olduğu kimsedir, (Buhari). Müslümanlar acaba sigara için birinin zararından selamette mi olurlar?
“ALLAH,a ve ahiret gününe inanan biri komşusuna eziyet etmesin, (Buhari). Sigara bağımlısı, sigarasıyla hem eşine, evlatlarına, komşusuna, hem de meleklere ve de mescidde namaz kılan diğer Müslümanlara eziyet vermektedir.
“Günahları açıkça işleyenler hariç bütün ümmetim affolunacaktır, (Buhari, Müslim). Buna göre sigara, bağışlanmayacak olan açık isyanlardan olur.
“Bir kavme benzeyen onlardandır, (Sahihtir. Ebu Davud). Sigara sömürgecilerin aramızda bıraktıklarındandır. Bu anlamda sigara içmek ruhi bir çöküntünün ifadesi olup kafirlere benzemenin bir tezahürüdür.
Bu illeti islam topraklarına getîrip özellikle gençler arasında yaygınlaştıranlar sömürgecilerden başkası olmamıştır. Aynı zamanda sigara ağız ve burunlarından duman çıkaran cehennem ehlinin durumunu da andırmaktadır.
“Kıyamet günü kişi, dört şeyden: Ömrünü nerelerde geçirdiğinden, vücudunu ne uğruna çürüttüğünden, malını neyde kazanıp nereye harcadığından ve ilmiyle amel edip etmediğinden sorulmadıkça yerinden kımıldamaz, (Sahihtir, Tirmizi).
Ömrünü sigara içmekle geçiren; haram olduğunu bildiği halde içmekte ısrar eden; malını yararsız yere zayi edip vücuduna zarar veren; malını sigara ticaretinden kazanan; şeytanın pencerelerinden bir pencere olan sigara sayesinde vücudunu dilediği gibi oynaması ve gezmesi üzere şeytana açan bir sigara bağımlısı acaba kıyamet günü ne cevap verebilir (?). ,
Sigara, kişiyi ALLAH,a zikir ve ibadet etmekten özellikle de oruç ibadetinden alıkoyan bir zarardır. Oruç, sigara müptelâlarına oldukça ağır gelen bir ibadettir. Sigara müptelâsı olanlar mescidde îtikâfa girmekten, uzun uzadıya Kur,an okumaktan, zikir (Kur,ân) meclislerine oturmaktan ve namaza erkenden hazır olmaktan hoşlanmazlar. Bunların geneli cemaat namazlarına gelmez, geldiğinde de sigarayı (ancak) caminin kapısında kuvvetli bir nefes çektikten sonra atıp içeri girerler. Halbuki sünnet gereği bir topluluğa gidildiğinde güzel koku sürünmek gerekir.
Şeriatın temel kuralları sigarayı haram kılmaktadır.
Binlerce hükmü kapsayan temel kurallara bazı örnekler verelim;
Zarar vermek te, zarara zararla mukabele etmek te yoktur. Yararlı şeylerde asıl olan ibâha (mubahlık), zararlı şeylerde asıl olan da (haramlık) tahrimdir. Zararları bertaraf etmek, fayda ve kar kazanmaktan daha önce gelir. Bir konuda haramla helal müsâvi olsa haram galip gelir. Seddü,z- zerâ,î götüren araçları ortadan kaldırmak) kaidesi.
Yukarıda zikredilen hiç bir delilin olmadığını farz etsek bu sefer sigaranın en azından, sakınmakla emrolunduğumuz şüpheli şeyler kapsamına girdiğini söyleyebiliriz. Buhari ve Müslim,in tahriç ettiği hadis-i şeriflerinde Resûlullah (S.a.v.) “Helal da, haram da açıktır. Bu ikisinin arasında insanların çoğunun bilmediği şüpheli, karışık şeyler vardır. Her kim bu şüpheli şeylerden sakınırsa muhakkak dinini ve ırzını korumuş olur. Ve her kim bu şüpheli alana düşerse harama girmiş olur..., buyurmaktadır.
Bilmeliyiz ki helal, temiz ve yararlı olan şeylerdir. Haram da pis, habis ve de zararlı olan şeylerdir.
Bütün bu delilleri nazarı itibara almayan nefsi hakkında ALLAH,tan korkmalı ve er geç tövbe etmelidir. Şüphesiz ALLAH tövbeleri kabul eden ve Rahmeti çok olandır.
Bilinmesi gereken bir başka husus ta şudur: Sigara ilk çıktığı zamanlar ilim ehlinden bir kısmı bunun mahiyetinden habersizdi ve uyuşturucu mu, gevşetici (rehavet verici) mi olduğunu, sağlığa zarar verip vermediğini kesin bilgilerle bilmiyorlardı. Bu nedenle alimler arasında bunun haram ve tahrimen mekruh olduğu şeklinde görüş ayrılıkları belirmişti. Bazıları, etkilenenlere haram, diğer etkilenmeyenlere mubah olduğunu söylemişlerdi. Şurası şüphe götürmeyen bir husustur ki, sigaranın mekruh olduğunu söyleyen bazı alimler bugün ortaya çıktığı şekliyle sigaranın gerçeğini bilselerdi, haramlığı konusunda asla tereddüt etmezlerdi. Zira onlar dinin genel prensiplerini ve şer,i kuralları gayet iyi biliyorlardı.
Bütün bunlardan sonra yine de sigaranın haramlığına kanaat getirmeyenlere bir de şunları sormak lazım:
Sigara haram olmadığına göre neden onu mescidlerde, mübârek mekanlarda içmez de her türlü dolabın dönmesine uygun yerlerde içerler?!.. Normal bir şeyse neden her yerde rahatlıkla (su içer gibi) içemezler?!.. Veya çocuklar içince kızar büyükler içince susarlar. Güzel bir şeyse çocukların suçu ne ki, onları mahrum ederler? Ve acaba neden ALLAH,ın temiz nimetlerinde olduğu gibi sigaraya da besmeleyle başlayıp hamd ve şükürle bitirmezler?!.. Cenab-ı Hakkın bir nimeti müyesser kıldığında O,na şükürde bulundukları gibi ellerine bir sigara geçtiğinde de şükrediyorlar mı?!..
İnsan ALLAH,tan korkmalıdır. Çoğu kez bazılarının önünde sigara içmekten çekinir, ona bakarlarken sigara içmekten kaygı duyar da ALLAH,tan sakınmaz, hayâ etmez?!., .
Eğer (gerçek) mü,minler iseniz, korkmanız gereken yalnızca ALLAH,tır(Tevbe, 13).
Son olarak bir de şunu sorabiliriz; Acaba sigara kişinin iyilikler ve kötülükler kefesinden hangisine konulacaktır?...
Evet bütün bunlar karşısında ne gibi bir sonuca varılır?
Müslüman hesap günü gelmeden evvel kendini hesaba çekmeli, ALLAH,tan bunu terk etmesi için yardım dilemelidir. Kim ALLAH için bir şeyi terk ederse ALLAH ona yardımını bağışlar ona daha hayırlısını nasip eder. Sabretmelidir, şüphesiz ALLAH sabredenlerle beraberdir. Kim sabretmeye gayret ederse ALLAH da onu sabırlı kılar.
Bu konuda özellikle üzerinde durulması gereken bir diğer husus ta sigara satmak suretiyle başkalarının haram işlemesine yardımcı olmaktır. Bu durumda kişinin kendisi sigara kullanmasa bile başkalarının bu haramı işlemesine yardım etmekte nafakasını haramdan temin etmektedir. Bu konuda ki ölçü ise gayet açıktır. İnsan bir iyiliğe vesile olduğunda nasıl sevap alıyorsa, kötülüğe vesile olduğunda da aynı günaha ortak olur. Sebep olduğu herkesin günahından nasibini alır! Gerekçesi ne olursa olsun bu kötü davranışı terk etmeli, Müslüman ALLAH,tan korkmalı ve hatasından dönmelidir. Şüphesiz, ALLAH günahları bağışlayandır.
Sigara müptelâları şu duayı çokça okumaya gayret etmelidir,
“ALLAHım, bizi sigara belasından, cehennem azabından, eziyet ve helaktan kurtar. Cismimizi ve sıhhatimizi korumayı nasip eyle. Kalplerimizi ve ağızlarımızı temiz ve nezih kıl. Akıllarımıza ve anlayışımıza istikamet bağışla. Bizi en doğru olan ahlak ve âdetlere hidayet eyle. İmanı, güzel sözü, güzel kokuyu ve güzel ameli bize sevdir. Şüphesiz sen işiten ve icâbet edensin (Amin). ALLAH her şeyin en doğrusunu bilendir. Ve tevfik O,ndandır.
“SallALLAHu alâ Muhammedin ve alâ âlihi ve Sahbihi ecmâîn,
VE,L-HAMDÜ LİLAHİ RABBİ,L ALEMİN google_protectAndRun("ads_core.google_render_ad", google_handleError, google_render_ad); | |
| | | ebuhasanelmakdisi
Mesaj Sayısı : 50 Rep Gücü : 76 Rep Puanı : 7 Kayıt tarihi : 17/08/09 Yaş : 37 Nerden : konya
| Konu: Hayrettin Karaman: Sigara HARAM'dır! Salı Eyl. 15, 2009 3:03 am | |
| Hayrettin Karaman: Sigara HARAM'dır!
İçinde güve kovucu ve fare zehiri bile barındıran sigara için İlahiyatçı Hayrettin Karaman'dan tiryakileri üzecek fetva: Sigara HARAM'dır.. Yıllık ilaç harcaması 8 milyar dolar olarak gerçekleşen Türkiye,de sigaraya 9 milyar dolar ödeniyor. Araştırmalara göre her yıl 100 bin kişi sigaradan hayatını kaybediyor. Çocukların yüzde 75,i ise pasif içici konumunda.
Türkiye,de geçen yıl sigaraya 9 milyar dolar harcandı. Parasını tütüne yatıran 25 milyon tiryaki, karşılığında ölüm ve hastalık aldı. Sigara şirketleri kârına kâr katarken, her yıl 100 binden fazla insan sigaranın yol açtığı hastalıklar sebebiyle hayatını kaybetti. Yüz binlercesi de astım, kronik bronşit ve kalp damar rahatsızlıklarına yakalandı. Türkiye,nin yıllık ilaç harcaması yaklaşık 8 milyar dolar olarak gerçekleşirken sigaraya 9 milyar dolar ödenmesi dikkat çekiyor. Araştırmalara göre Türkiye,de yetişkin nüfusun yüzde 44,ü sigara bağımlısı. Ancak bu oran 23-35 yaş aralığındaki gençlerde yüzde 60,a çıkıyor. İlginç bir sonuç da kadınlar arasında gözleniyor. 10 yıl öncesine kadar her 11 erkeğe karşılık 1 kadın sigara içerken bu rakam şimdilerde 7,de 1,e kadar çıktı. Yeşilay Derneği,nin ‘2006 Yılı Madde Bağımlılığı Raporu,na göre ülkede sigaraya başlama yaşı 10,a düştü.
Dünyada en fazla sigara içilen ülkeler arasında yer alan Türkiye'de sigara alışkanlığı çocuklar ve kadınlar arasında da hızla artıyor. Sigarayla Savaşanlar Vakfı (SSV) Başkanı M. Ubeyd Korbey ise her bin çocuktan 4'ünün 6 yaşında sigara içmeye başladığını belirtiyor. Küçük çocukların bu alışkanlığa genellikle babasının paketinden sigara çalarak başladığını ifade eden Korbey, "Yaş 12-13'e ulaşınca sigara, grup arkadaşlığına dönüşüyor. O gruba girmek isteyen diğer çocuklar da sigaraya başlıyor." değerlendirmesinde bulunuyor. Tütün mamullerinin yol açtığı zararlar sürekli büyürken, Sigarayla Etkin Mücadele Yasası ise TBMM,de bekliyor. Önceki dönem hazırlanan yasa tasarısında, kapalı mekanlarda sigara içme yasağı genişletiliyor. Ayrıca okul ve cami bahçelerinde sigara içmek de yasaklanıyor. Öte yandan tasarının yasalaşması halinde asker, polis, zabıta ve özel güvenlik görevlileri üniformalarıyla sigara içemeyecek. Televizyon programlarında sigara ve diğer tütün ürünleri kullanılamayacak.
Çocukların yarısı sigara içicisi Sağlık Bakanlığı'nın çocuklar üzerinde yaptığı bir araştırmaya göre 13-15 yaş grubundaki çocukların yüzde 35'i alkol kullanırken, yüzde 50'si sigara içiyor. Gençlerin yüzde 29,3,ü en az bir kere sigara içmeyi denediğini söylüyor. Araştırmada, sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımının özellikle çocuklar arasında yaygınlaştığı ve önemli bir toplumsal soruna dönüştüğü vurgulanıyor. Sigara, akciğer, mide ve prostat kanserleriyle kalp damar hastalıklarının en önemli sebebi. Akciğer ve gırtlak kanserlerinin yüzde 90'ı, tüm kanserlerin yüzde 30'u, bronşit ölümlerinin yüzde 75'i ve kalp krizlerinin yüzde 25'i sigaradan kaynaklanıyor. Bu da beyin, kalp ve damarların tahribine sebep oluyor. Sigara içenler, içmeyenlerden daha hızlı yaşlanırken, sigara erkek ve kadınlarda kısırlık ihtimalini 10 kat artırıyor.
Efkâr, dağıttığı yalan
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Balcıoğlu, sigaranın alkol ve uyuşturucuyla aynı etkiyi yaptığını belirtiyor. "Efkâr dağıtmak için sigara içiyorum." gerekçesinin altında bağımlılığın yattığını vurgulayan Balcıoğlu, "Sigarada bulunan zararlı maddeler beyin hücrelerini uyuşturuyor. Bu haliyle keyif verici bir madde tablosu ortaya çıkıyor. Ama bu sağlıklı bir keyif biçimi değil. Başta beyin olmak üzere vücudun tüm sistemleri zamanla altüst oluyor." diyor.
Tütünün içinde 4 bine yakın zehir bulunuyor
Nikotin (kanserojen) Polonyum 210 (kanserojen) Radon (radyasyon) Metanol (füze yakıtı) Toluen (tiner) Kadmiyum (akü metali) Bütan (tüp gaz) DDT (böcek öldürücü) Hidrojen siyanür (gaz odaları zehiri) Aseton (oje sökücü) Naftalin (güve kovucu) Hidrojen siyanür (gaz odaları zehiri) Arsenik (fare zehiri) Amonyak (tuvalet temizleyicisi) Karbon (egzoz monoksit gazı) 3 bin 885 ayrı toksik madde
PROF. HAYRETTİN KARAMAN - Sigara, 3 sebepten dolayı dinen haramdır
Üç sebepten dolayı sigara tiryakiliği ve sigara dinen haramdır. Birinci olarak sağlığa zararlıdır. İkincisi çevreye ve insanlara zarar vermektedir. Şeran boşa para vermek israftır. Sigaraya verilen ise boşa verilmenin yanında sağlığa zarar veren bir şeye verilmesinden dolayı israftır. Bunlar tek başlarına bile haramken üçü bir arada olduğunda sigaraya ve tiryakiliğine haram hükmü verilir. Geçmişte İslam alimlerinin bir kısmı sigaraya mekruh veya mubah hükmünü vermeleri tamamen bilgisizlikten kaynaklanmaktadır. Tıbbi tahliller ortada yokken zararının bu kadar tehlikeli olduğu bilinmezken mubah veya mekruh hükmü verilmiştir.
Tiryakilerde kanser ve kalp damar hastalığına yakalanma riski 3 kat fazla
Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Sedat Altın, sigaraya ne kadar erken başlanırsa, kanser ve kalp hastalıklarına yakalanma riskinin de o kadar yükseldiğini aktarıyor. Sigara tüketimindeki artış nedeniyle akciğer kanseri, kronik astım (KOAH) ve bronşit vakalarının hızla arttığını dile getiren Başhekim Altın, "Geçen yıl hastanemizde 12 bin yataklı hastayı tedavi ettik. Bunun 4 bin 500'ü KOAH, 2 bin 800'ü de akciğer kanseriydi. 410 yataklı hastanemizde artan talebe cevap vermekte zorlanıyoruz." şeklinde konuşuyor.
Kartal Koşuyolu Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Klinik Şefi Doç. Dr. Kaan Kırali ise sigaranın kalp-damar hastalığına yakalanma riskini 2-3 kat artırdığı bilgisini veriyor. Sigara dumanında bulunan zehirli maddelerin damarlarda tıkanmaya yol açan yağlanmayı hızlandırdığını kaydederek, "Kanı pıhtılaştırıyor, kılcal damar gelişimini de yavaşlatıyor. Sonuçta tansiyon ve kalp krizleri kaçınılmaz hale geliyor." örneğini veriyor.
Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Klinik Şefi Prof. Dr. Fahri Ovalı ise sigaranın hamileler ve bebekler üzerindeki etkisine dikkat çekiyor. Annenin, sigara içen ya da içilen ortamlarda bulunması halinde düşük kilolu doğum riskinin arttığını hatırlatan Ovalı, "Doğum sonrasında da genellikle astım, bronşit ve zatürre gibi solunum problemleri görülüyor. Bu nedenle hamileler kesinlikle sigara içmemeli ve içilen ortamda bulunmamalı. Ayrıca bebeğin bulunduğu yerde de kesinlikle sigara içilmemeli." uyarısını yapıyor.
Hastaların dilinden sigara
Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi'nde KOAH tedavisi gören Müsellim Soydemir (73) 41 yıl boyunca günde iki paket sigara içmiş. Rahatsızlanınca sigarayı bırakan Soydemir, "16 yıldır içmiyorum; ama hâlâ sigaranın hastalığını çekiyorum." diyor. Yıllardan beri KOAH'ın dışında mide, böbrek ve yüksek tansiyon sorunu da yaşadığını anlatan Soydemir, "Gerçek bir Müslüman sigara içmez. Bunu şimdi anladım." ifadesini kullanıyor. 38 yıl boyunca içtiği sigaradan astıma yakalanan Ali Ersoy (57) ise "Özellikle gençlere seslenmek istiyorum. Sigaraya elinizi bile sürmeyin." çağrısını yapıyor. Ersoy, televizyon dizilerinde oyuncuların sigara içmesine de çocuk ve gençleri özendirdiği için tepki gösteriyor. KOAH hastası Süleyman Binay (50) nefes alamayıp krize girince acilen hastaneye kaldırılıyor. Her krizde 15-20 gün hastanede yatan Binay, "Bu sekizinci krizim. Bu böyle ne kadar devam edecek bilmiyorum." diyor. Akciğer kanserine yakalanan Erol Ketenci (48) ise şöyle konuşuyor: "Yıllarca içtiğim sigaranın armağanı kanser oldu. Şimdi oğlumu sigaradan vazgeçirmeye çalışıyorum; ama başaramıyorum."
Orjinal Boyutunda Açmak İçin ( %1$sx%2$s ve %3$sKB ) Buraya Tıklayın | |
| | | ebuhasanelmakdisi
Mesaj Sayısı : 50 Rep Gücü : 76 Rep Puanı : 7 Kayıt tarihi : 17/08/09 Yaş : 37 Nerden : konya
| Konu: SİGARA KİTAPÇIĞI Salı Eyl. 15, 2009 3:03 am | |
| SİGARA KİTAPÇIĞI MUKADDİMEBiz kullarına hak yolu gösteren, sayısız faydalı nimetleri helal, zararlı şeyleri haram kılan ALLAH-u TEALA'ya hamd-u senalar. İnsanları iyiliklere teşvik kötülüklerden men eden, kainata en büyük rahmet, en büyük peygamber MUHAMMED MUSTAFA (s.a.v.)'e O'nun eline, eshabına ve bütün ona tabi olanlara salat-ü selam olsun. Devri saadette ve müctehidlerin zamanında sigara olmadığı için sigaranın bulunuşundan günümüze kadar muhtelif görüşler beyan edilmiştir. Bu risalede okuyuculara faydalı olmak düşüncesiyle zamanımızda uzman kişiler tarafından yapılan ilmi ve tıbbi araştırmalardan istifade edilerek:1.Sigaranın tarihçesi, Osmanlı devletine girişi ve yasaklanması2.Tütünün mahiyeti3.Sigaranın insan sağlığına yaptığı zararlar. Bilhassa sigaranın akciğer kanseri, ülser, damar hastalıkları ve öldürücü diğer hastalıklara sebep oluşu 4.Dini yapıdan sigaranın hükmü, sigarada İslam dininde haram olduğu bilinen israf, uyuşturucu ve başkasına eza vermek illetlerinin mevcut oluşu5.İslam alimlerinin sigara ile alakalı görüşleri nakledilecektir. ______________________________ ___________________SİGARANIN KISA TARİHÇESİTütünün anayurdu Amerika'dır. Avrupa'ya Amerika'nın keşfi ile gelmiştir. Colombos ve arkadaşları 1511'de Tabaccos ismiyle İspanya ve Portekize soktular. 1560 senesinde Fransa büyük elçisi Jean Nicot Fransız sarayına ( Paris ) Tütün tohumlarını soktu. Tütün Fransa'dan Almanya'ya sonra da bütün dünyaya yayılmıştır. Nicot'un ününe izafeten tütün içindeki zehire Nikotin ismi verildi. Birleşiminde nikotin ve dört bine yakın zehirli madde bulunan tütün bitkisinin kıyılmış, kurutulmuş ve kullanılmaya hazır duruma getirilmiş yaprağından sigara yapılır. Tohumu son derece küçük olduğu için önce fideliğe ekilen tütün sonra tarlaya aktarılır.Tütün tohumu Osmanlı Devletine 1605-1606 senesinde yabancı gemilerle getirilerek ilk tütün ekimi Selânik Vilayetinin Yenice Vardar kasabasında yapıldı. 4. Murad zamanında tütün yasaklandı. Katip Çelebi Sultan Murad'ın mücadelesine şöyle anlatıyor."... Sonra Sultan Murad'ı rabi asrının sonlarında kötülüklerin kapısını kapamak için kahvehaneleri kapattığı gibi yangınlar çıktığı için tütüne de yasak getirmişti. Halk yasağı dinlemediğinden hünkar buyuruğuna aykırı gitmek suçundan içenleri cezalandırmak gerekti. Giderek kişi yasak nesnenin üzerine daha çok düşer dediklerince içmeye hırs ve rağbet artıp bu suçtan nice adem yokluk ülkesine gönderildi..." O devrin cerrahlar Şeyhi Hekim İbrahim efendinin de tütüne karşı büyük bir mücadele başlattığını, umumi ve hususi meclislerde en çok fatih camiinde vaaz ve nasihatler verdiğini, tütün aleyhinde fetva suretlerini cami duvarlarına astırdığını Katip Çelebiden öğreniyoruz. 1562'de tütün yasaklandı. 1574'de yurtiçinde istihsali serbest bırakıldı. Son yıllarda Türkiye'de altı yüz bin civarında aile (2,5 milyon kişi geçimini tütün ekiminden karşılamaktadır. --------------------------------------------------------------------------------TÜTÜNÜN MAHİYETİ« Tedhin » Lügat manası : buhurlamak, duman çıkarmak, tütsülemek. " Tedhin" kelimesi mastar olarak kullanıldığı zaman sigara içen kimsenin yaptığı işe denir ki o kimse sigarasını yahut piposunu ateşler ağzından ve burnundan koyu beyaz bir duman çıkması için şiddetle üfler. İşte tedhin kelimesi bu manada "Sigara İçmek" demektir.« Tedhin » "Tedhin" kelimesinin yerine Arap olsun olmasın bir çok beldelerde çok kullanılmasından dolayı "Sigara İçen kimsenin ağzından ve burnundan çıkan duman manasında olan "Duhan" kelimesi kullanılmıştır. Bunun dışında başka isimlerde kullanılmıştır. Mesala; "Tedhin" kelimesini kötü görüp onu kullanmayan beldeler haklarınca "Tütün" adı verilmiştir. Ama dünyada bir çok yerde duhan diye bilinen şeyin adı "et-tibgu" veya "ettebgu" kelimesidir ki bu kelime ona verilen isimlerin Arapça olarak en doğrusudur. Çünkü o, Meksika körfezindeki bir adanın ismi olan "Tebegu" kelimesinden alınmıştır. Bu bitki orada bulundu, oradan ispanyaya sonra Avrupa'ya nakl edildi. Daha sonra bütün Avrupa memleketlerine girdi. Avrupa'ya yayılan tütün daha sonrada haçlı savaşları ve onu taşıyan sömürgeciler vasıtasıyla Arap memleketlerine girdi. Sonraları ise Arap olsun olmasın bütün Müslüman memleketlerine yayıldı. Tütünün ne olduğu hakkında bu kada bilgi kafi olmakla birlikte Muhammed Ferid Vecdi'nin "20. asırda DAİRAT'UL-MEARİF isimli eserinden sigaranın tarifi hakkındaki bilgileri aynen nakl ediyorum. 2. cilt 250. sahifede der ki; Sigara, aslen Amerika'da yetişen bir bitkidir. Ama şimdi diğer avrupa memleketlerinde de etkilidir. Boyu 1-1,5 metreye varır. Ilıman iklimi olan her memlekette yetişir özellikle sıcak olan ülkelerde boyunun beş metreye vardığı da olur. Kurumuş yaprakları sigara olarak yahut çiğneyerek yahut nikotin ilaç gibi burna damlatarak içilir. Bu çok zaralı bir adettir. Araştırıcılar bu maddenin insanlığa verdiği zararların içkinin verdiği zararlara eşit olduğuna işaret etmişlerdir. --------------------------------------------------------------------------------SİGARA VE İNSAN SAĞLIĞI Uzman tabiblerin uzun araştırmaları neticesinde sigaranın insan sağlığına saymakla bitmeyecek kadar çok zararları olduğu tesbit edilmiştir. Mutehassıs doktorların hepsinin göüşlerini burada zikretmek mümkün olmadığından bazılarının tesbitlerini nakl edeceğiz.Dr. YILDIRIM AKTUNA Türkiye tabibler vakfının tertip etmiş olduğu sigara sempozyumunda konuşan Doktor Aktuna sigaranın zararlarını şöyle anlatıyor:"Bir sigara içildiğinde, damar yoluyla verilen 1 mg. Nikotine müsavi miktarda nikotin alınmış olunur. 60 mg nikotinin damar yoluyla verilmesinden bir kaç dakika sonra insan ölür. ABD'deki Dünya Gözlem Enstitüsü'nün yayınlanan bir araştırmasında tütünün çevremizdeki yetişkinler arasında, diğer zararlı maddelerden daha fazla ölüm ve acılara yol açmakta olduğu bildirilmiştir. Dünya sağlık örgütünün (WHO) 1968 yılı sonlarında yaptığı açıklamaya göre, sigara ve tütün her yıl bir milyon insanın hayatına mal olmaktadır. Diğer bazı hesaplara göre bu sayı 2.5 milyona kadar yükselmektedir.Dünya sağlık Örgütü yürütme kuruluna sunulan bir raporda sigaradan "erken ölümlerin ve hastalıkların önlenebilir en önemli sebebi" olarak söz edilmektedir. Akciğer kanseri vakalarının %90'nı, kronik bronşit ve azfizem vakalarının %75'i aşırı sigara içmenin neticesi olarak ortaya çıkmaktadır. Sadece ABD'de 1 yılda 320 bin insan saigaraya bağlı hastalıklar sebebiyle ölmüştür. ABD'nin 2. Dünya savaşında kaybettiği insan sayısına eşittir.Yapılan araştırmalarda ölüm ile neticelenen kalp ve dolaşım hastalıkları ile üst solunum yolu kanserine (dudak, ağız boşluğu, dil boğaz ve gırtlak kanseri) sigaranın sebeb olduğu tesbit edilmiştir. Sigara içenler tütün dumanı ile doğrudan temas etmeyen organ kanserlerinde ortalamanın üzerinde bir sıklıkla yakalanırlar. Bunlar, böbrek kanseri, idrar yolları ve mesane kanseridir. Yine yapılan araştırma ve çalışmalarla ortaya konmuştur ki sigara kullanımı ve akciğer kanseri arasındaki bağlantı şüpheye yer verilmiyecek kadar kesindir. Sigara içmyene göre sigara içen tiryakinin bu hastalıktan ölme riski en az on misli fazladır.Ayrıca bakteri, virüs veya kanser hücrelerine karşı vücudu korumak amacı ile onları zararsız hale getiren öldürücü hücrelerini tütün dumanı içindeki maddeler baskı altına almak suretiyle vücudun savunmasına, dolazısızle bu hastalıklara karşı direncini azaltır. Gebelik sırasında sigara içen anneşerde düşük, erken doğum, doğum sonrası ölüm ve sakatlık nisbeti yüksek buunmuştur. Sigara içen annelerin bebekleri içmeyenlere nisbetle daha zayıf doğar. Bedeni ve ruhi gelişmeleri daha geç olur. ABD'de her yıl 4600 bebeğin anneleri sigara içtiği için hayatlarını kaybettikleri tesbit edilmiştir. | |
| | | ebuhasanelmakdisi
Mesaj Sayısı : 50 Rep Gücü : 76 Rep Puanı : 7 Kayıt tarihi : 17/08/09 Yaş : 37 Nerden : konya
| Konu: SİGARA VE AKCİĞER KANSERİ Salı Eyl. 15, 2009 3:04 am | |
| SİGARA VE AKCİĞER KANSERİ Akciğer kanseri son yıllarda bütün dünyada sigara kullanımına paralel olarak artmaktadır.Akciğer kanseri 40 yaşından sonra ve özelliklerle 50 - 70 yaşları arasında görülmektedir.Sigara içenlerdeki akciğer kanseri riski içmeyenler nispetle 20 ile 40 kat fazladır.Sigaraya ne kadar erken yaşta başlanırsa akciğer kanseri riski o kadar fazla olmaktadır.Kendileri sigara içmedikleri halde duman altı olan kişilerde de akciğer kanseri riski artmaktadır.Akciğer kanseri teşbiz edildikten sonra tedavi şansı çok az olan ve ölümle sonuçlanan bir hatalıktır. Dr.Hasmold 22 bin uzmanın yardımıyla hazırlandığı raporda sigara içmeyen 32851kişiden sonunda 4 kişide akciğer kanseri tesbit edildiğini buna karşılık 10.000 sigara tiryakisi arasında 265 kanserli olduğunu açıklanmıştır.ABD de yapılan bir araştırmada 65 bin akciğer kanserine yakalanan hasta tesbit edilmiş ve bu hastaların 62 bininin aynı yıl içinde olduğu tesbit edilmiştir.bir yıl içinde ölüm nispeti %90 dır. Akciğer kanseri--------------------------------------------------------------------------------PASİF SİGARA İÇENLERPasif sigara içme dediğimiz yani sigara içmeyen kişilerin bulundukları mahalledeki sigara dumanlarını teneffüs etmeleri de sağlık yönünden büyük ekemniyet tanışmaktadır.Amerikan çevre sağlığı örgütünün (EPA)bir istatistiğine göre A.B.D.de her yıl en az 500pasif tiryaki akciğer kanserinden ölmektedir.Amerikan kanser derneğinin yaptığı açıklamaya göre kocası evde 20 den fazla sigara içen bir kadının akciğer kanserine yakalansa ihtimalinin sigara içmeyen bir erkeğin eşine göre 2 misli fazladır. San Diego` daki California üniversitesinde Dr.C.Garland 50-75yaşları arasındaki yaklaşık 700 evli kadın üzerinde yapıldığı 10 yılık bir çalışma sonunda.tiyakilerin eslerinin sigara içmeyenlerin eslerine göre 4 defa daha fazla kalp hastalığından ölme riskini taşıdıklarını göstermiştir. --------------------------------------------------------------------------------SİGARA-ÜLSER VE DAMAR HASTASigara ve ülser bağlantısı hekimlerce uyun bir zamandan beri bilinmektedir . Bundan sonra ehemmiyetlisi sigaranın etkili olduğu beyin ,kalp ve bacak gibi önemli organların tıkayıcı damar hastalıklarıdır. Rocher 1954 de İskandinav ülkelerinde yapıldığı bir araştırmalarında (12 parmak bağırsağı ülkesi delinmelerinin) %57 sinde sigara hikayesi bulunmuştur. İngiltere de yapılan bir araştırmada ülser sebebi ile ameliyat edilen hastaların %50 inin tütün kullandıkları tespit edilmiştir. Ayrıca sigaranın solunuma olan menfi tesiri sebebi ile ameliyat riskini de arttırdığı bir gerçektir. Bacak damarlarının tıkanması sigara içenlerde sık görülür. Fasteott 'damar cerrahisi 'kitabında' bacakta kangren yapan damar tıkanıklığına sigara içmeyenlerde hiç rastlamadım' diye yazar Lord ‚damar ameliyatı geçiren 100 hastadan ancak ikisinin sigara içmeyenler olduğunu tespit etmiştir. Biz EUTF Göğüs Kalp Damar Cerrahisi ana bilim dalında damar ameliyatı yapılmış 200 e yakın hastamızda %50 civarında sigara alışkanlığı tespit ettik. --------------------------------------------------------------------------------BAZI UZMANLARIN SİGARANIN TEHLİKESİNİ BİLDİREN SLOGANLARI"Akciğer kanserine yakalanan hastaların %94'ünün sigara tiryakisi olduğunu ciddi araştırmalar ortaya kovmaktadır."Op.Dr. Edwards GRAHAM "Londra' da yapılan 7. uluslar arası kanser kongresinde akciğer kanseri olan 10 kişiden 9'unun sigara tiryakisi olduğu açıklanmıştır."YEŞİLAY ARŞİVİ "Düşük nikotinli sigaralar en az ölckiler kadar zararlıdır."llarward Univ .Araştırma Raporu"Sigara içen annelerin çocukları,cenine kabı oksijen ulaşamaması sebebi ile geri zekalı olur."Doç. Dr. K.AYDOĞMUŞ "Günde 20 sigara içmek sureti ile 20 yılda vücutta 7 kg is ve katran birikir."BÜRÜKSEL TÜBERKÜLOZ MÜC. KONF. RAP. "Tütün dumanında 4000'den fazla zehirli madde bulunduğu unutulmamalıdır."ABD. MİLLİ KANSER ENST. "Bütün uyuşturucular arasında en fazla ölüme sebebi olan madde sigaradır."Prof. Dr. Orhan ÖZER"Sigaranın sebep olduğu ölüm miktarı umumi bir ifade ile trafik kazalarında meydana gelen rakamın 7 katıdır."Doç. Dr. Ali TELLİ"Sigaraya elveda, hayata merhaba."Bülent AKARCALI Dünya Sağlık Teşkilatı "sigarayı veya kendi sağlığımızı seçmek kendi elimizdedir." sloganıyla 9 Şubat'ı 'sigarasız hayat ve sigaraya karşı koyma günü' olarak ilan etmiştir. --------------------------------------------------------------------------------DİNİ AÇIDAN SİGARADini meseleleri incelemekte mahareti bulunan ilim erbabı, tütünün insan sağlığında yaptığı maddi ve manevi tahribatı,dikkate alarak haram olduğu neticesine varmışlardır. Devri Saadette ve müctehidlerin devrinde sigara yoktu. Bu sebeple sigara içmenin hükmünde farklılıklar yapmaktadır. İslam alimlerinin görüşlerinde ortaya çıkan değişik hükümler meselenin tetkikinde seçilen noktayı hareketin birbirinden farklı olmasında ileri gelişmiştir. Geçmişte fukaradan bir kısmının sigaranın mubah ya da mekruh olduğunu söyleyenlere gelince; bu konuda onları mazur görebiliriz. Çünkü o yıllarda tıbbi araştırmalar sigaranın zararları tespit edememiştir. Fukaha bu görüş ve hükmünü "Eşyada asıl olan ibahadır." kaidesine bağlıyor idi. Ama tıp bunun bedene olan zararlarına keşfedip ortaya koydurtan sonra artık aynı hükmü verenleri maruz göremeyiz. Uzmanların yaptığı ciddi araştırmayla sigaranın doruğa yükselen zararlarının ferdi ve cemiyeti menfi yönde tesir aldığı ortaya çıkınca artık sigaranın mekruh yada mubah olduğu hakkında bir tereddüde gerek ve yer kalmamıştır. Sigara içmenin haram olduğu bugün çok açık ortaya çıkmıştır. Onu itiyat etmenin günah olduğu tahakkuk etmiştir. Sigara kullanmakta İslam dininde haram olduğu bilinen israf başkasına zara verme uyuşturucu vardır. --------------------------------------------------------------------------------SİGARANIN İSRAF OLUŞUMalın israf edilmesi İslam Dininde haram kılınmıştır.İsrafın haram olduğu bildiren ayeti kerimelerin bazısını zikredelim."Yakınına, düşküne,yolcuya hakkını ver, elindekileri saçıp savurma" "Onlar sarfettikleri zaman ne israf ederler ne de cimrilik: ikisi arasında orta bir yol tutarlar." "Yiyiniz,içiniz israf etmeyiniz. ALLAH (C.C) israf edenleri sevmez." "Muhakkak ki saçıp savuranlar şeytanın kardeşidir." Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de malın boş yere harcanmasını yasaklamıştır. Hiç şüphe yoktur ki sigarada vücuda gıda veren hiç bir şey yoktur. İnsan sağlığına zararlı binlerce zehirden en tehlikelisi nikotindir.Nikotin bazı haşeratin itlafında, ilaç imalinde kullanılmakta ise de ağrıları dindiren, yaraları tedavi eden tek kelime ile şifa verici bir maddeyi içinde bulunduran ilaç imalatında kullanılmamaktadır. Sigara gıda değilse, şifa vermiyorsa ve hiçbir derde deva olmuyor ise bilakis insan sağlığına son derece zarar veriyorsa ona verilecek para elbette israftır. --------------------------------------------------------------------------------SİGARANIN BAŞKALARINA ZARAR VERMESİ Sigara onu kullanmayanlar içim tiksindirici kokusu ve rahatsız edici dumanı ile eziyet vericidir. Bundanda öte sigara dumanı çevresinde bulunan insanların sıhhatini menfi yönde etkilemekte, sağlığı zarar vermektedir. Son yıllarda yapılan araştırmalarda, kendisi doğrudan sigara içmemekle birlikte sigara içilen mahallerde bulunduğu için duman soluyan, pasif sigara içicilerinin de akciğer kanseri hususunda büzük bir risk altında bulundukları tesbit edilmiştir ki; bunların riski hiç sigara içmeyenlerden iki kat daha fazladır. Hiç bir Müslüman diğer müslümana zarar vermez. Eziyet etmez. Sigara bilhassa cemaatle namaz kılınan yerlerde ve benzeri topluluklarda hem müslümanlara hemde vazifeli meleklere, ruhanilere eziyet verir. Namaz da sigara içmeyen çok kimsenin huşu ve huzurunun bozulmasına sebeb olur. Binanaleyh Efendimiz (s.a.v.) kendisinde soğan ve sarmısak kokusu bulunan bir adamı Cennetül baki kabristanlığından çıkarmış ve soğan ve sarmısak kokusu ile cemaate katılmamasını emir buyurmuştur. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) soğan ve sarmısağı kasdederek "Kim bu çirkin kokulu bitkiyi yerse mescideimize yaklaşmasın. İnsanlara eziyet veren bu şey meleklere de eziyet vermektedir" buyurmuştur. Yine bir hadisi şeriflerinde "Kim bu bitkiyi yerse mescidimize yaklaşmasın samısak kokusu ile bize eziyet etmesin", diğer bir rivayette de; "Bizimle birlikte namaz kılmasın" buyrulmaktadır. Hadisi Şeriflere binaen Peygamber Efendimiz (s.a.v.) soğan ve sarmısak yiyen kimselerin başkalarına eziyet vermemesi için cemaate katılmamasını emretmiştir. Malumdur ki rahatsız etme bakımından sigaranın kokusu soğan ve sarmısağın kokusunda daha az değildir. Sigaranın kokusunun başkalarını rahatsız ettiği şüphesizdir. Hele hele sigara dumanının ictimai hayatta, otobüste, kapalı yerlerde rahatsız ediciliği ise daha da tiksindirici ve eziyet vericidir. Cabir (R.Anh)'dan rivayet olunan şu Hadisi Şerifte İslamın başkasına eziyet etmeği açıkca yasakladığını gösteriri."Kim bir müslümana eziyet ederse bana aziyet etmiş sayılır. Bana eziyet eden ALLAH (c.c.)'a eziyet etmiş sayılır." Bir başka hadisi şerifte de "Her eza veren cehennemdedir" buyuruluyor. Hadisi Şeriflerde görüldüğü gibi insanlara eziyet vermek haramdır. Dinimizde "zarar uğrama ve başkasına zarar verme yoktur" düsturu bunu ifade etmektedir. ______________________________ ___________________SİGARANIN UYUŞTURUCULUĞUSarhoşluk ve uyuşturuculuk veren şeylerin haram olduğuna delil Şehr Bin Havşebe'nin Ummu Seleme validemizden naklettiği "Rasuluüllah muskir ve müftir herşeyi yasakladı" hadisi şerifidir. Hadisi Şerifin metnindeki muftir kelimesini ibni Kesir "İçildiği zaman vücuda hararet veren uzuvlarda kırıklık güç azalması, göz kapaklarında mahmurluk ve zayıflama meydana getiren şey" diye açıklamıştır. Bilhassa tiryaki olmıyanların üzerinde tütünün tesiri incelendiği zaman vucüdda bir gerginlik, göz kapaklarında bir ağırlık ve mahmurluk hali gerilen uzuvlarda bir gevşeme hali olduğu açıkca anlaşılmaktadır. Günümüzde sigara her ne kadar yuşturucu maddeler arasında sayırmıyor ise de diğer uyuşturucu maddelere alışkanlık kazandırmada başlıca etkin olarak kabul edilmektedir. Baş dönmesi, bulantı, baygınlık, kaslarda gecşeme v.s. bunlar arasındadır. İslam dini harama giden, insanı harama düşürecek bütün yolları kapamıştır. "İçki bütün kötülüklerin anasıdır" derken içkinin içilmesini yasaklamış. Dolaysıyla da diğer kötülüklerin işlenmesinede engel olmuştur. Binaenaleyh, bazı yönleri ile uyuşturucu maddelere benzeyenuyuşturucu olması bile en azından onlara alışkanlık kazanılmasına sebep olan sigara da uyuşturucular sınıfına dahil edilmelidir. Tarihin bir döneminde basit bir alışkanlık göstererek ona göz yumanlar bugünün neslinin esrar, eroin, afyon gibi uyuşturucuların kucağına düşmesine sebeb olmuştur. Öyle ki bugün sadece Amerika'da 33.5 milyon uyuşturucu tutsağı vardır. Çocuk cesedleri ile uyuşturucu kaçakcılığı yapılmaktadır. Bütün bunların temelinde ise çok basit gibi görünen sigara alışkanlığı yatmaktadır. Bilhassa bugün esrar sigaranın içine konularak içilmektedir. Plip Morris firmasının ürettiği Marlboro'ya bu sigaraya karşı alışkanlık yapan, kullanımı yasaklanmış bazı kimyasal maddelerin karıştırıldığı tesbit edilmiştir. Malboro'da uyuşturucu madde bulunduğunu da iddia eden yüksek trajlı Alman dergilerinden "Der Spiegel" bu durumun sigaranın satışını önemli ölçüde etkilediğini yazdı. Bütün bu gerçekler karısında ihtiyatla hareket etmek, şüpheli şeylerden uzaklaşma inanan insanın vazgeçilmez ölçüsüdür. | |
| | | ebuhasanelmakdisi
Mesaj Sayısı : 50 Rep Gücü : 76 Rep Puanı : 7 Kayıt tarihi : 17/08/09 Yaş : 37 Nerden : konya
| Konu: İSLAM ALİMLERİNİN SİGARA VE TÜTÜNLE ALAKALI BAZI NAKİLLERİ Salı Eyl. 15, 2009 3:04 am | |
| İSLAM ALİMLERİNİN SİGARA VE TÜTÜNLE ALAKALI BAZI NAKİLLERİ Büyük alim (!) ve mutasavvıflardan İsmail Hakkı Bursevi Ruhu-l Beyan Tefsiri'nin 1. Cildinin sonunda teracimi ahvalini verirken Türkçe olarak şöyle yazıyor. Biraz sadeleştirerek aşağıda naklediyoruz: Şam'da iken Şeyh Ekber (K.S.) bir kaç kere temessül (Bir şekil ve surete girerek gözükme) edip; öyle ki halk ona yaprak (tütün) der. O bizim yanımızda pis ve haramdır. buyurdu. ve şeyhimden de duydum ki; "Tütün içen nefsani ve şeytanidir." Yine İsmail Hakkı hazzırladığı Hadisi Erbaiyn'in 6. Hadisi Şerifinin Şerhinde şöyle buyuruyor: "Bir şeyin zararı asli fıtrata ( yaratılışa) dokunuyorsa diğer zararlılardan daha çirkindir. Mesela tütün gibi ki bunun zararı doğrudan fıtrat-ı asliyedir. İbadetlere karşı bir ağırlık ve isteksizlik meydana getirir." Ruhul Beyan'da Vakıa sursinin 43. ayet-i kerimesinin tefsirinde ise "Diğer tefsirlerde tarif edildiği gibi bu tütün haramdır." buruluyor. "we zallu meyyahmum" Ayetinin manası: "Ve bir de kapkara dumandan bir gölge içindedirler." Alacasız, düz siyah yani kapkara dumandan bir gölge var. "yahmum" dumandır. Kamusta olduğu gibi: "Humme" den müştak yef'ulün vezninde, her şeyden siyah manasınadır ki bu da kömürdür. Nitekim Arap, siyahlık şiddetli olduğu zaman; "eşyede yahmumun" der. Dahhak buyudu ki:"- Cehennem ve cehennem ehli simsiyahdırlar. Ve orada her şey simsiyahdır... Bundan dolayı, cennette vücuttaki ben, kirpiklerin bittiği yer ve kaşlardan başka siyahlık yoktur." Fakir (İsmail Hakkı Bursevi ) der ki: -Burada şu asrımızda yayılmış olan tütüne içmekten tahzir (sakındırma) vardır. Çünkü bu içildiğinde, dumanı yükselir ve içinin üzerinde gölge gibi olur. Bununla beraber içinde çokça gaileler yani sıkıntı verici şeyler meydana gelir.. Gerçi bunun burada anlatılmasının yeri değildir. Biz müptela olana ALLAH (c.c.)'tan afiyet dileriz. (Mevla o kişiyi ondan kurtarsın). Çünkü bu tab-ı Selimenin pis ve çirkin gördüğü bir şeydir ki diğer tefsirlerde de inceden inceye anlatıldığı gibi haramdır. Büyük hadis alimlerinden Mahmud Muhammed Hattab Es-Subki, El-Menhelü'l-Azbü'l-Mevrud Şerhu Süneni'l-imam Ebi Davut isimli eserinde sigaranın zararlı ve aramlığı ile alakalı geniş izahlarda bulunur ve hulasa olarak şöyle der: "Sigaranın haram olduğu bir gerçektir... Bunun haramlılığı, doktorların raporlarına göre, sıhhatte zararlı olduğundandır. Şüphesiz zararlı bir şey, alimlerin ittifakı ile haramdır. Sigara, yalnız içenlere değil, içmeyenlere de eza (sıkıntı) verir... Melekler de çok rahatsız olur..." Son devrin büyük alim ve fazıllarından Mehmet Zihni Efendi merhum da Ni'met-i İslam isimli eserinde şöyle bahseder: "Öyle şeyler vardır ki, onlar vücuda faydalı olmak şöle dursun netice itibari ile bedeni harap ettiği halde fazlaca iştah ve istek duyulur. Bundan dolayıdır ki bu gibi şeyler oruçlu iken kullanılırsa hem kaza hemde keffaret lazım gelir. Mesela tütün gibi... Esrar içmek ve afyon yutmak da bu nev'i dendir... Ve hepsi haramdır. Müslümana yakışan ise, haram, mekruh ve şüphelilerden kaçınmaktır. Zira dinimide yasaklardan kaçınmak emirleri yerine getirmekten bile üstündür." Şafii mezhebi alimlerinden Kalyubi bir din alimi olduğu kadar tabib idi. Bu muhterem zaat iki ilimdeki dirayeti ile tütün içmenin haramlığına hükmetmiş bulunmaktadır. --------------------------------------------------------------------------------EBU'L HASAN EL-MISRİ, EL-HANEFİ :Sahih nakli hükümler, açık nakli deliller tütünün haramlığını ilan etmektedir. Tütünün ortaya çıkışı 1000 yıllarındadır. İlk çıktığı yer ise yahudi, mecusi ve hrıstiyan cemaatlerin yaşadığı yerlerdir. Tütünü ilk defa kendisinin hekim olduğunu iddia eden bir yahudi batıya getirmiş, insanlara tütünü kullanmalarını söylemiştir. Anadoluya tütünü getiren "Etkelin" adında bir hrıstiyandır. Sudan şehirlerinde ise tütünü ilk defa ortaya çıkaran bir macusidir. --------------------------------------------------------------------------------EŞ-ŞEYH ABDULLAH BİN MUHAMMED BİN ABDULVEHHAB :Hanbeli hukukçularındandır. Nargile üzerine kendisine tevcih edilen bir suale şöyle cevap vermiştir:"Rasulullah'ın hadislerinden, ilim ehlinin eserlerinden öğrendimize göre, bu zamanda çok kullanılan tütünün haram olduğu açıktır. Bize göre anlatılanlarla ve müşahede ile, tütünün vücut üzerinde diğer uyuşturuculara benzer etkişleri vardır. Özellikle çok içildiğinde meydana gelen baş dönmesi ve baş ağrısı, mide bulantısı, halsizlik gibi durumlar sarhoşluğa yakın şeylerdir. Serhoşluk veren şeylerin haramlığı ise kesindir." --------------------------------------------------------------------------------NECMUL'L-GUZZİ EŞ-ŞAFİ'İ:Tütün sonradan ortaya çıktı. Onun ortaya çıkışı, Hicri 1015 senesidir. Tütün içen onun sarhoşluk vermediğini iddia etse bile o uyuşturucudur. "Rasulullah (s.a.v.) her serhoşluk vereni ve uyuşturucu olanı kullanmayı yasakladı." Hadisi Şerifine göre tütün haramdır. Tütünü bir defa kullanmak büyük günah olmasa bile devamlı kullanmak büyük günahlardan sayılır. Bazı alimler, küçük günahlar aşağıda sayacağımız beş şeyden biri ile büyük günah haline gelir, demektedirler.1 - Küçük günahlar üzerinde ısrar edilirse onu büyük günah haline getirir.2 - Küçük günahlara lakayd kalmak, ehemmiyet vermemek, hafife almak.3 - Küçük günahı, büyük günaha kıyas ederek ferahlanmak sevinmek.4 - İşlemiş olduğu küçük günahla insanlar arasında iftihar etmek.5 - Küçük günahın bir alimden, kendisine uyulan bir rehber kimse tarafından işlenmesi de büyük günah olması gerektiren bir durumdur. --------------------------------------------------------------------------------OSMAN PAZARİPazari, sigara hakında "habis" tabirini kullanarak şu izahati yapmaktadır: Amma zamanımızda talebelerin çoğu tütün habisini içiyorlar. O tütün ki " (O peygamber) onlara pis şeyleri haram kılar." ayet-i celilesine dahildir. --------------------------------------------------------------------------------ABDÜLAZİZ AD-DEBBBAĞAbdulaziz Debbağ tütünün zararlarını anlatarak haram olduğuna hükmeder. ALLAH (C.C.) zikirden insanları alıkoyduğunu, meşgul ettiğini ve kötü kokusuyla meleklere eziyet verdiğini ifade eder. Kendisine soğan ve sarmısağın kerih görülen kokusundan sorulunca, cevaben: her şeyin insanoğlu için yaratıldığını söyleyerek, faydalı şeylerden istifade edilmesi gerektiğini, zararlı maddelerden de kaçınılması gerektiğini ifade etmiştir. Soğan ve sarmısağın bir çok faydaları olduğu faakt sigaranın vücuda çok zararlı olduğu, dolaysıyla ikisinin aynı kefeye konulmayacağın ifade etmiştir. Çok kimsenin ise "bırakmıyorum" demesi gibi basit mazeretlerle ölüme kucak açtığını teessüfle anlatmaktadır. Daha sonra velilerin başından geçen şöyle bir hadise nakleder. Velilerden bir grup, çeşitli pisliklerden dolayı kötü kokan bir şehre girerler. Çok az bir zaman sonra ise adeta kaçar gibi o beldeyi terkederler. Zira kötü koku yüzünden melekler onlardan ayrılmış, o şehre girmemişlerdi. Bunu basiretleriyle sezen veliler ise kurtuluşu o meleksiz beldeden ayrılmakta görmüşlerdir. Meleklerin bir mü'minden ayrılmasının ne kadar büyük bir tehlike olduğunu ancak akl-ı selim ve basiret sahipleri anlar diyen debbağ, böyle bir kimseyi silahsız silahsız olduğu bir anda ansızın düşmanıyla karşılaşan bir acize benzetir. Melaike-i Kiramın bir mü'minden ayrılmasının tehlikesini anlatırken haşyet verici ürpertici şu hakikatı da şöyle dile getirir. Bir toplulukta herhangi bir günah işlenince melekler oradan uzaklaşır, ayrılır. Melekler gidince gidincede şeytan ordusuyla birlikte oraya gelir, konaklar. Günah işleyenlerin imanları o anda, rüzgarlı bir havada yanan her an sönmeye mahkum bir kandil gibidir. Binaenaleyh, her an iman nurunu söndürme ihtimali bulunan hak katında Mü'mini mes'ul duruma düşüren bütün kötülüklerden uzak durmamız gerekir. Çünkü her günah küfrün adeta bir postacısıdır. Her günahta insanı küfre götürecek bir yol, bir menfez vardır. Hulasa; bir mes'ele hakkında helal ve haramlık hükümleri toplanacak olursa haramlık hükmünün galip olacağına dair kaide-i külliye dikkate alındığı zaman sigara içmekle alakalı değişik hükümler arasında haramlılığı tercih etmek ihtiyata muvafık bir davranış olacaktır. Muhtelif görüşlerin ortaya durum vardır; şüphe Hadisi Şerifte "Kim şüpheye düşecek olursa harama da düşer." buyrulmuştur. bunun gibi haramlık ve mübahlık hükmü bir mes'elede içtima ederse haramlık yönü tercih edilmelidir. Sigara maddi ve manevi zararlarını açıkladıktan sonra risalemize zahiri ve batıni günahlardan bizi nehyeden ayeti Kerime ile nihayet veriyoruz. Cenabı Hakk buyuruzır ki: "Günahın zahiri de batınını da terk ediniz. Günah işleyen, işledikleri günahın karşılığını görecektir." | |
| | | ebuhasanelmakdisi
Mesaj Sayısı : 50 Rep Gücü : 76 Rep Puanı : 7 Kayıt tarihi : 17/08/09 Yaş : 37 Nerden : konya
| Konu: SİGARA HARAM MI MEKRUH MU? Salı Eyl. 15, 2009 3:05 am | |
| SİGARA HARAM MI MEKRUH MU? Soru: Sigara hakkında bazı kimseler mubah derken, bazı kimseler ise mekruh demekte ve bu hükmü harama kadar götürmektedir. Doğrusu nedir? Cevap: Peygamber (sav) Efendimiz'in şereflendirdiği asırda ve müctehidlerin devrinde sigara yoktu. Bu sebeple, sigara içmenin hükmünde farklılıklar göze çarpmaktadır. İslam alimlerinin görüşlerinde ortaya çıkan değişik hükümler, meselenin tetkikinde seçilen nokta-i hareketin birbirinden farklı olmasından ileri gelmektedir. İlim sahiplerinden bir kısmı, "Eşyada aslolan ibahadır" fıkıh kaidesi ile tütün kullanmakta bir mahzur bulunmadığı görüşünü müdafaa etmiş ve bu istikamette fetva vermişlerdir. Bir kısım din alimleri de bu nebatı, hoşa gitmeyen kokusu yönünden tetkike koyulmuş, sarmısak, soğan ile tütünün kerih kokuları arasında bir benzeyiş yönü olduğu iddiası ile, onlar hakkında verilmiş bulunan "kerahat-i tenzihiye" hükmünü tütüne de teşmil etmişlerdir. Bazı ilim adamları ise bu hususu biraz daha geniş olarak tahlil etmiş, çeşitli zararlara yol açmasını dikkate alarak, tütün içmenin harama yakın mekruh olduğu neticesine varmışlardır. Dini meseleleri incelemekte mahareti bulunan ilim erbabı, tütünün insan sağlığında yaptığı tahribatı dikkate alarak, meseleyi üç bu'dLu ve mukayeseli olarak ele almışlar; tütünün insan sağlığındaki menfi tesirine dair tabip raporlarını nazar -ı dikkate alıp haram olduğu neticesine varmışlardır. Sigara içmenin haram olduğu fikrinİ müdafaa eden ilim sahipleri, Şehr bin Havşeb'in Ümmü Seleme validemizden naklettiği "Rasulullah (sav) müskir ve müftir her şeyi yasakladı" Hadis-i Şerifini, verdikleri hükmün delili olarak göstermişlerdir. Hadis-i Şerifin metnindeki "Müftir" kelimesini, İbni Esir, "İçildiği zaman vücuda hararet veren; uzuvlarda kırıklık, güç azalması, göz kapaklarında mahmurluk ve zayıflama meydana getiren şey" diye açıklamaktadır. Bilhassa tiryakisi olmayanların üzerinde tütünün tesiri incelendiği zaman, vücutta bir gerginlik, göz kapaklarında ağırlık ve mahmurluk hali, gerilen uzuvlarda bir gevşeme olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Şafii mezhebi alimlerinden Kalyubi, bir din alimi olduğu kadar tabip idi. Bahsi geçen muhterem zat, her iki ilimdeki dirayeti ile tütün içmenin haramlılığına hükmetmiş bulunmaktadır. Doktorların ifade ve beyanları ile zararları ve insan vücudundaki tahribatı gün ışığına çıkmış bulunan tütünü, birbirine ikram etmenin -zararı daha yaygın bulunduğundan-haram olduğu sarahatle ifade edilmektedir. Bu alışkanlığın zararını yakinen anlamış birçok sigara müptelası, tütünü terketmeyi devamlı olarak temenni etmektedirler. Bu hal, onların tütünden gördükleri zararın acı itirafı olmaktadır. Son devrin ilim adamlarından Muhammed el-Hamid, "Hiç şüphe yok ki tütün, habis bir şeydir. Onu içmeye devam, eliyle kendini tehlikeye atmaktır. Bu sebeple kendimi onu haram olması hükmüne meyletmiş görüyorum" demiştir. Bu zat, Muhaddis Şeyh Bedreddin el-Haseni ed-Dimeşki'nin, Şeyh Haşim el-Hatib'in ve Şeyh Ali Dark'ın, halka yapmış oldukları derslerde tütünün haram olduğu fıkrini açıkça ifade ettiklerini eserlerinde nakletmektedir. Hiç tereddüt etmeden ifade edebiliriz ki, tütün ne besleyici ne de onarıcı bir vitamini ihtiva etmektedir. Keçi ve benzeri canlıların, çalı yapraklarını tütüne tercih etmeleri, onda besleyici bir değer bulunmadığına işaret edici ve dikkat çekici bir husustur. Nikotin, bazı haşeratın itlafında koruyucu ilaç imal etmekte kullanılmakta ise de, ağrıları dindiren, yaraları tedavi eden, tek kelime ile şifa verici bir hassayı içinde bulunduran ilaç imalatında kullanılmamaktadır. Sigara, gıda değilse, şifa vermiyorsa ve hiçbir derde deva olamıyorsa ona verilecek para elbette israftır. Peygamber (sav) Efendimiz, boş yere para harcamayı ve malını zarara uğratmayı yasaklamıştır. Karnı doyduktan sonra yemeğe devam etmekte kerahet bulunduğu ve zararlı olacak derecede fazla bir şey yemenin haram olduğu bir gerçektir. Bu hakikat karşısında çocuklarının ekmek parasını sigaraya vermek israf değil ise ya nedir? İslam dini, ağız kokularını gidermek için misvak kullanmanın sünnet olduğunu hükme bağlamıştır. Ayrıca, çok olarak sarmısak, soğan ve pırasa yiyenlerin cemaate eza vermemek için, camiye gelmelerine müsaade edilmemektedir. Sarmısak ve soğan kokusuna rahmet okutacak kadar fena bir kokusu bulunan tütünü içmek, misvak sünnetinin teşriindeki hikmete tamamen aykırıdır. Efendimiz (sav)'in ve ashabının yoluna aykırı bulunduğu için bid'attır. Sigara müptelası bulunan bir şahıs ile camide aynı safta, yanyana durma bahtsızlığına uğramış bir mü'mine sorunuz! Onun yanında geçirdiği sıkıntılı dakikalar ne kadar uzun ve çektiği işkence ne derece büyüktür? İnsanların eza duydukları şeylerden, meleklerin de eza duyacağı bir Hadis-i Şerifte ifade edilmektedir. Peygamber (sav) Efendimiz'in bu beyanı karşısında tütün kokusundan meleklerin rahatsız kalacağında kimsenin şüphesi olmamalıdır. Bir mesele hakkında helal ve haramlık hükümleri toplanacak olursa, haramlık hükmünden galip olacağına dair kaadie-i külliye dikkate alındığı zaman, sigara içmekle ilgili olan değişik hükümler arasından haramlığı tercih, ihtiyata muvafık bir davranış olur. Bu ihtilafların ortaya çıkardığı bir durum vardır: Şüphe... Zira kimi mubah, kimi tenzihen mekruh, kimi de tahrimen mekruh veya haram demektir. Bu çekişmeler karşısında, istemeyerek insanda bir şek ve şüphe doğmaktadır. Hadis-i Şerifte, "Kim şüpheye düşecek olursa harama da düşer" buyurulmuştur. Bunun gibi, haramlıkla mübahlık hükmü bir meselede içtima ederse, haramlık yönü tercih edilmeli ve müteverri alimin sözü öne alınmalıdır. Kendisi fakir, nüfusu kesir, yatağı hasır bulunan kimselerin, çocuğu ateşler içinde kıvranırken ona alacağı ilaca para bulamayan, kışın ortasında efradı ailesi soğukta titreşirken, sobada tüttüreceği dumanı ağzındaki sigara ile tüttüren kimsenin irtikap ettiği bu hal haramın katmerlisidir SİGARADAKİ MADDELER :Polonyum - 210 (kanserojen), Radon (radyosyon), Metanol (füzeyakıtı), Toluen (tiner), Kadmiyum (akü metali), Bütan (tüpgaz), DDT (böcek öldürücü), Hidrojen Siyanür (gaz odaları zehiri), Aseton (oje sökücü), Naftalin (güve kovucu), Hidrojen Siyanür (gaz odaları zehiri), Arsenik (fare zehiri), Amonyak (tuvalet temizleyicisi) , Karbon (eksoz Monoksit gazı), Nikotin (Bağımlılık Yapıcı)Katran (zift)ve 3.885 toksik madde. | |
| | | ebuhasanelmakdisi
Mesaj Sayısı : 50 Rep Gücü : 76 Rep Puanı : 7 Kayıt tarihi : 17/08/09 Yaş : 37 Nerden : konya
| Konu: SİGARA HARAMDIR DİYENLERİN DELİLLERİ Salı Eyl. 15, 2009 3:05 am | |
| SİGARA HARAMDIR DİYENLERİN DELİLLERİ (Sigaraya haram diyenler arasında şunları sayabiliriz: Surunbilali, Mesîri, ed-Dürrü'l-müntekâ sahibi; Salim es-Senhûrî, Ibrahim el-Lekkânî, Muhammed b. Abdülkerim, Halid b. Ahmed, Ibn Hamdûn; Necmeddin el-Gazî, Kalyûbî, Ibn Allân; Ahmed el-Behûtî (el-Mevsû'âtü'l fıkhıye, Kuveyt X/101 -102))1. Hadis-i şerife soğan ve sarmısak için: "şu iki bitkiden yiyenler mescidimize yaklaşmasın, çünkü insanların rahatsız oldukları şeylerden melekler de rahatsız olurlar" buyurulmuştur. (Bu ve benzeri hadisler için Müslim, mesâcid 68-78.)Sigaranın kokusu soğan ve sarmısaktan daha az rahatsız edici değildir ve üstelik sürekli ve kalıcıdır. Insanlarla devamlı beraber olmak zorunda olan melekler de vardır. Sigara içen insan kısa zamanda ağız kokusunu gideremez. Ağzı kokarken de camiye gelmesi yasaklanmıştır. Bu da onun sürekli camiye gelmemesini gerektirir. Böyle sonuçlara sebep olan birşeyin haram olmaması düşünülemez.2. Buna bağlı olarak her türlü canlıya ve öncelikle de insana eziyet vermek haramdır. Ayet-i Kerime'de : "Mü'min erkekler ve Mü'min kadınlara haketmedikleri bir şeyle eziyet edenler şüphesiz açık bir buhtan ve günah yüklenmişlerdir" (Ahzâb 58 ) buyurulmuştur. "Her eziyet veren ateştedir" denmiştir. Sigara içenler içmeyenler için küçümsenmeyecek bir eziyettir. Özellikle de sigara içen bir es, içmeyen hayat arkadaşı için bitmez tüKerimez bir eziyettir.3. Eza veren şey aynı zaman da pisliktir. Pis olan bir şeyin hakkı ise haram kılınmaktır. Ayette "habis (murdar) şeylerin haram kılındığı bildirilmiştir. ( A'râf l57 ) Hz. Peygamber de soğan ve sarmısağa kokularının ağır olmasından ötürü "şu iki habis bitki" diye tabir etmiştir. ( Müslim, Mesacıd 76) Rahatsız edici koku sigarada da fazlasıyla vardır. Öyleyse o da "habis"tir. Habis olan şeyleri ise Allah haram kılmıştır.4. Sigaranın teneffüs edilen kısmı dumandır, yani ateştir. Oysa bunların yenilmesi ve içilmesi haramdır. Ayette haksız yere yetim malı yiyenlerin karınlarıyle ateş yiyecekleri söylenirken, (Nisa 10. ) ateşin bir ceza aracı olduğu anlatılıyor. Bu ise helâl bir nimet olamaz. Keza "Artık semanın açıkça bir duman getireceği günü gözle" ( Duhân l0.) denirken dumanın (duhân) yine bir ceza ve tenkit aracı olduğu anlatılır. Suçlulara ceza aracı olarak yaratılan şeyler insanlar için nimet olamazlar. Hz. Peygamber'de sıcak yemekten hoşlanmazlar ve "Allah bize ateş yedirmemiştir" derlerdi. (Benzer hadis için bk. el-Hindî, Kenz. VN/109)5. Sigara hiçbir faydası bulunmayan safi bir israftır. Allah'ın insanların kıyamını (yaşayabilmelerini) sağlaması için bahsettiği "mal'ın (Nisâ 5.) ziyanıdır. Bazan çoluk çocuğunun nafakasını kısmaktır. Oysa pekçok ayet ve hadislerle hem israf hem de malı ziyan etmek yasaklanmıştır. ( En'âm l41; A'râf 31; Hadis için Buhari, zekât 18; Müslim, Akdiye 14.) yani haram kılınmıştır. Dolayısı ile bu durumda olan sigaranın da haram olması iktiza eder.6. Sigara abesle iştigaldir. Allah ise insanları boş yere (abesle iştigal için) yaratmadığını bildirmiştir. (Mü'minûn 115)7. Sigara "bid'at" tır. Çünkü bid'atın bir göstergesi de, yapıldığında ona karşılık bir sünnetin kaybolmasıdır. Sigara için insanlarda önemli bir sünnet olan ağız temizliği kaybolmaktadır. "Her bid'at ise dalalettir. Her delalet de cehennemdedir". (Müslim, Cum'a 43; Ebu Davud, Sünnet 5.) Cehenneme müncer olan bir şeyin haram olması gerekir.8. Sigara Islam alemine Hiristiyan ve Yahudilerden geçmiştir ve onların bir uygulamasıdır. Oysa müslümanlar başkalarına benzemekten menedilmişlerdir. Binaenaleyh, sigara bu açıdan da menedilmiş yani haram kılınmış olur.9. Hepsinden önemlisi, sigara insan için zararlı bir şeydir. "Bütün zararlılar ise haramdır" Gerçekten de bu gün artık sigaranın kimseye yarar sağlamadığı, aksine pek çok zararlarının olduğu tıp uzmanlarınca ortaya konmuştur. (Sigaranın zararları konusunda ISAV'da tertib edilen (26.10.199l ) sempozyuma sunulan tebliğlere ek olarak ayrıca Nesîmî, age. I/343 vd.) Zararlılarda aslolan hükmün "haram" olacağında ise Islâm alimleri arasında adeta ittifak vardır. Çünkü "zarar ve zarara mukabıl zarar yoktur. (Mecelle md. l9 ) Allah "Kendi kendinizi öldürmeyin" ( Nisâ 29 ) "Kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın" (Bakara 195 ) buyurmuştur.10. Sigara bütün bütün sarhoş etmese dahi bir nevi gevşeme ve uyuşturma tesiri yapmaktadır. Bütün sarhoş ediciler haram olduğu gibi, uyuşturucu ve fütur verici şeyler de haramdır. Ne var ki, sigara içene, sarhoş edicilere verilen ceza verilemez.11. Hadis-i şerifte "Helâlın da haramın da belli olduğu, aralarında şüpheli şeyler bulunduğu, onlardan sakınanın dinini ve ırzını koruduğu, onlara düşenin ise harama düşecegi..." bildirilmiştir. (Buharî, Iman 39; Müslim, müsâkât 107.) Sigara ise en azından böyle bir durumdadır ve netice itibariyle harama götürür.12. Sigara konusunda Islâm Halifesinin yasaklaması mevcuttur. şeriate muhalif olmayan konularda veliyyu'1-emrin isdar edeceği buyruklara şer'an uyma zorunluluğu vardır, aksine hareket ise naslarla haram kılınmıştır. Binaenaleyh, sigaranın da haram olması gerekir.13. Sigara insanı, Allah'ı zikretmekten ve O'na karşı kulluk görevlerini ifa etmekten alıkoyar. Sigara tiryakisi oruca çok zor tahammül eder. Bu yüzden pek çok kişi oruç tutmaz. Itikata hiç cesaret edemez. Allah'ın zikrinden alıkoyan birşey ise batıldır, haramdır.MEKRUH OLDUĞUNU SÖYLEYENLERİN DELİLLERİ1. Sigaranın kokusu kerihdir. binaenaleyh, pırasa, soğan ve sarımsağa kıyasla mekruh olması gerekir.2. Kesin haram olduğunu bildiren deliller bulunmamaktadır. Binaenaleyh, sigaranın hükmü şüpheli bir konudur, şüpheli olan şeyleri yapmak ise en azından mekruha götürür. Öyleyse sigaranın da mekruh olması gerekir.GÖRÜŞLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE SONUÇGenel DeğerlendirmeVakıaların hükmünü belirlemede ehli sünnet çizgisindeki mezheplerin ittifakla kabul ettikleri deliller kitap, sünnet, icma ve kıyastır. "Masalih-i mürsele" ve "Istihsan" ise tartışmalı olmakla beraber yine bu mezheplerin öyle ya da böyle başvurdukları delillerdendir. Akıl ise olayların hükmünü belirlemede tek başına bir delil değildir. Ehl-i Sünnet çizgisinin görüşü budur. Aklın şer'i bir delil olması sadece Mutezile ve şia görüşüdür. Buna göre : Hicri 11. Asrın başlarında ortaya çıkan sigara hakkında kitap; sünnet ve icma delilinin bulunmaması tabiidir. Diğer bir ifade ile, filan ayetin veya hadisin herhangi bir dalalet yoluyla delâletine, ya da müctehidlerin icmaına binaen sigara haram veya mübahtır, denemez.Kıyasa gelince, şüphesiz bu, üç asıl delilden sonra ahkâm belirlemede en önemli delildir ve şartlarına uygun kıyasın işletilmesi de bir ictihattır, dolayısı ile kıyas yapmak ehlinin, yani müctehidlerin işidir. Hükmü nasların delâletlerinin delaleti ile anlaşılacak kadar açık olan konular ise bundan müstesnadır. Bu durumda sigaranın kıyas edilebileceği - edildiği - en yakın asıl pırasa, sogan ve sarımsaktır. Yukarıda da kaydettiğimiz gibi, Hz. Peygamber (s.a.v.) bu bitkilerden yiyenlerin, ağız kokularıyla meleklere ve insanlara eziyet edecekleri için mescide gelmemelerini emretmiş, hatta bu durumda gelenler olmuşsa onlan mescitten çıkartarak Bakî Mezarlığı istikametine göndermiştir. Çoğu insanlarca sigaranın ihdas edeceği ağız kokusu da bundan daha az rahatsız edici değildir. Öyleyse sigara da aynı hükmü almalıdır. Ama bu hüküm nedir ? Sogan-sarımsak konusunda (asıl) baktığımızda onların yenmelerinin yasak edilmediğini, hatta bir hadisle teşvik edildiğini, dolayısı ile mekruh dahi görülmediğini müşahede ederiz. Yasak edilenin onları yiyenin henüz ağız kokusu çıkmamışken camiye gelmeleridir ve bu hükmün (haram ya da mekruh) illeti de eza vermek"tir. Imdi sigarayı buna uygularsak; önce sözkonusu illetin onda da aynı ölçüde bulunup bulunmadığı tartışma konusu olabilir. Çünkü sigara içen herkesin nefesi rahatsız edici ölçüde kokmamaktadır, bu açıdan kıyasın "aslı" ile "fer'i" arasında küçük de olsa bir fark vardır. Ikinci olarak "illetin bulunmayacağı yerde hülanün de bulunmayacağı" esasına göre, ister sogan-sarmısak'ta, ister sigarada herhangi bir yolla ağız kokusunun izalesi mümkün olursa bu, hükmün de kalkmasını gerektirir. Kaldı ki, "asıl" daki hüküm, soğan-sarımsak yemenin haramlığı ya da mekruhluğu değildir. Binaenaleyh, sigaranın onlara kıyaslanmasının uygun olması halinde bile bu, tek başına sigaranın içiminin haram ya da mekruh olmasını gerektirmez. Ne var ki, sigara içenin ağız kokusu, diğerleri kadar çabuk çıkmayacağı dolayısı ile mescidlere sürekli gidemecegi ve seairden olan bir sünnetin -cemaate gitmek gibi- sürekli terki de mekruh ya da haram olacağı için, ( Zeydan, el-Vecîz 36.) bu sebeple sigara içmek de aynı hükmü alır. Ancak bu esasa göre de yine kokusunun izale yöntemi bulunursa hüküm de ortadan kalkar.Sonuç olarak sigaraya hüküm vermede en güçlü delil görülebilecek kıyas da nihâi hükmü belirlemede yeterli olmamaktadır.Geriye ihtilâflı deliller kalırki, bunlar da Hanefilerin "istihsan"ı ile Malikilerin "istislahı" (masalih-i mürsele)'dir. Sigara için istihsanın işletilebilecek yönleri zaruret, umumi helva ya da kıyas-i hafidir. Sigara içmekte bir zaruret olmadığı herkesin kabulüdür. Umumi helvanın olup olmadığı tartışılabilir. Çünkü sigaranın bir "fısk" sayılması halinde günümüzde o ölçüdeki fısklardan sakınan dini bütün insanlar çok yüksek oranda sigara da içmemektedirler. Bu kesimde içenler azınlıktadır. Bunun dışındaki müslümanlar ise fısk olduğu sabit olan benzeri konularda dahi tesahül göstermektediler. Binaenaleyh; onların sigara içmeleri de umumi helvadan değil, tesahül ve laubalilikten kaynaklanıyor denebilir. Böylece zaruret ve umumi helva tarzındaki bir istihsanla da sigaranın hükmüne ulaşmak mümkün görülmemektedir.Kıyas-ı Hafi tarzındaki bir istihsan istislahla aynı şey olur ki. bu da sigaranın zararının kesinkeş sabit olmasına bina edilebilir ve açık naslarla haram kılınan nesnelerdeki ortak özellik, insan için hayati zarar taşımalarıdır. Aynı şey sigarada da mevcuttur, ya da böyle bir "asıl" bulunamazsa dahi sigaradaki mefsedet yönü daha ağırlıklıdır. Binaenaleyh mahzurludur ve ‚memnu' olması gerekir denebilir. Ancak yukarıda da değindiğimiz gibi bu delillerde de ittifak yoktur ve bu yolla sigara kesin haramdır. hükmünü vermek zordur.SonuçBuraya kadar serdettiğimiz delillere ve tartışmalarına bakarak diyebiliriz ki1. Sigaranın mahzurlu olduğuna işaret eden deliller, mübah sayılması gerektiği istinbat edilen delillerden hem çok daha fazla, hem de delalet yönleri daha açıktır. Mübahlığı istinbat edilen deliller çok umumi delillerdir ve pek çok yönden tahsis edilmişlerdir. Binaenaleyh, sigaranın mahzuruna işaret eden delillerle ayrıca tahsis edilebilirler. Buna göre sigaranın mutlak mübah olduğunu söyleme imkanı kalmaz. Zaten mübah olduğunu söyleyenlerde, ondaki zararın mevhum olduğunu, muhakkak olmadığını, muhakkak olması yani zararının ispat edilmesi halinde haram olacağını, çünkü "zararlılarda asıl olanının" haram olmak olduğunu söylerler. Mesela Ibn Abidin bunlardan birisidir.Her hangi birşeyi "mübah kılan bir delille haram kılan bir delil çatışırsa haram kılan diğerine tercih edilir" ve "haram ile helal çatışırsa haram galip gelir" gibi fıkıh kaideleri de sigaranın yerinin mübah yönünde olmadığına işaret eder. Böylece sigaranın şer'an mahzurlu olduğu ortaya çıkmış olur. Ancak bu mahzurun hiyerarşideki yeri neresidir. Işte bunu tayin etmek zor gözükmektedir.Bazılarına göre zarar "kerahati", bazılarına göre de haramlığı gerektirir. Ama herhalde bunu da tafsil etmek ve kerahat ve haramlığını zararına göre tesbit etmek gerekir. Konuyla ilgili olarak Mustafa Zerkâ'nin ölçüsü şudur: "Zararı kesine yakın (zanni galip) olan haram, zararı şüpheli ve hafif olan ise mekruhtur" (Mahmud Nazım, age. I/369) Ancak sigara hakkında, makbul delâlet yollarından biriyle onun haram olduğunu gösteren bir nassın bulunmadığını da hesaba katarsak onun için haramdır dememiz de tehlikeli olabilir.Netice itibariyle en az yanılma ihtimalı olan hüküm olarak sigaraya "mekruh" denmesi gereği ortaya çıkıyor. Ama bu durumda da tenzihen bir mekruh olabileceği gibi tahrimen bir mekruh da olabilir. Doğrusu; insanın sağlığına pek çok yönden zararı, tiksindirici kokusu, (habisligi) israf oluşu vb. yönleri hesaba katıldığında iki mekruh arasındaki yerinin "tahrimen mekruh" olana daha yakın olduğunu söylemek bize daha isabetli gelmektedir. Konu hakkında yazılan risalelerin en derli-toplu olanın yazari Imam Lüknevi'de sigaranın mekruh olduğu sonucuna vardıktan sonra bu kerahatin tahrimen mi yoksa tenzihenmi olduğu konusunda mütereddid olduğunu anlatır. (Luknevi, nge. 22) | |
| | | ebuhasanelmakdisi
Mesaj Sayısı : 50 Rep Gücü : 76 Rep Puanı : 7 Kayıt tarihi : 17/08/09 Yaş : 37 Nerden : konya
| Konu: SİGARANIN YARARLARI Salı Eyl. 15, 2009 3:06 am | |
| SİGARANIN YARARLARI
1. Sigara içeni köpek ısırmaz, çünkü yanında sürekli baston taşır.
2. Sigara içenin evine hırsız girmez, çünkü sabaha kadar öksürür. 3. Sigara içen yaşlanmaz, çünkü genç yaşta ölür. 4. Sigara içen alçak gönüllüdür, çünkü herkesten kolayca ateş zehir ister. 5. Sigara içen bonkördür, çünkü zehiri herkese ikram etmekten kaçınmaz. Sigara iç dedene kavuş, Sigara içme Torununa kavuş ! Orjinal Boyutunda Açmak İçin ( %1$sx%2$s ve %3$sKB ) Buraya Tıklayın VÜCUDUMUZDAKİ ÇÖP SEPETLERİProf. Dr. M. Münip Yegin Bu başlık altindaki bilgilerimizi yazarken, (öncelikle) sigaradan bahsetmek istiyoruz. Sigarada ve dumanında en az 300 çeşit kimyevi zararlı maddeler vardır. Bunların başında, bilinen en şiddetli zehirlerden olan NİKOTİN geliyor. Nikotinin tababette kullanılış alanı yoktur; sadece haşeratı öldürmeye yarar. O sebeple sigaranın kokusundan yılan bile tiksinir. Günde bir paket sigara içen kişi, sıhhatından en az beş yıl kaybeder. Hiçbir terörist sigara kadar öldürücü olamaz. Sigara, ölümün oltasında mutluluk veren bir yem gibidir. Ölüm, sigara dumanının arkasında saklanarak sezdirmeden tiryakiye yaklaşır. Bir adet sigarada bulunan maddeler, bir kişinin damarına zerk edilse, birkaç dakika ölüm vukua gelir. Sigara içen ile sigara dumanıyla kirlenmiş havayı teneffüs eden arasında gördüğü zarar bakımından çok az fark vardir. Yani içene zararı yüzde yüz ise, sigara içilen yerde durana bu zarar yüzde 70 veya 80 nisbetindedir. Sigara içenlerde, Akciğer kanserine yakalanma oranı 20 fazladır. Kendisi içmediği halde sigara dumanı bulunan yerlerde duran kişilerde bu nisbet 10 veya 15 kat kadar olabilir. Günde iki paket ve daha fazla içenlerde kansere tutulma sıklığı 30-40 misli artış göstermektedir. Havadaki dumanın kesafeti nisbetinde de, orada bulunanlara zarar veriyor. Sıgara dumanındaki zararlı maddeler vücuttan idrar ile süt ve ter ile atıldıkları için, böbreklere, süt emen yavrulara ve deri dokusuna da büyük zararlar vermektedirler. Sigara içenlerde böbrek ve deri hastalıklarının arttığı biliniyor. Sigaradaki kimyevi maddelerin etkilerini şöyle gruplayabiliriz: 1. Tahriş edici tesiri 2. Felç yapıcı tesiri 3. Kanser yapıcı tesiri 4. Kansızlık meydana getiren tesiri 5. Damar sertliği yapan tesiri 6. Böbrek iltihabı yapan tesiri 7. Çocuk düşürten tesiri 8. Cinsiyet gücünü azaltıcı tesiri 9. Sinirleri yıpratıcı tesiri. Sigara dumanındaki zararlı madde çeşitleri:1. Nikotin ve onun yıkıntı ürünü olan alkaloidler 2. Katran: Içersinde çok sayıda kanser yapıcı maddeler var (benzo-pyren gibi) 3. Nitrozaminler: Çok sayıdadırlar ve kanser yapıcıdırlar 4. Arsenik: Kanser yapıcıdır 5. Polonium - 209-210: Radyoaktif ve kanser yapıcıdır 6. Kükürt: Dumanın koyu rengini verir, kanserojendir 7. Karbon monoksit ve Karbon dioksit: Kanın görevine mani oldukları için kansızlık arızaları ortaya çıkar (nefes darlığı, iştahsızlık, sinirlilik, yüz renginin sararması, güç azlığı, ellerin titremesi gibi) 8. Siyanidrik asid: Dünyadaki kan zehirlerinin en şiddetlisidir. Bunlardan başka Laktonlar, Kokarsinogen maddeler ve çok sayıdaki diğer alkaloidler gibi kimyevi bileşiklerin mevcut olduğu biliniyor. Ehemmiyetinin özelliği sebebiyle "Felç yapıcı tesir" hakkında biraz açıklama yapmak istiyoruz. Akciğer dokusu hava borularıyla torbacıklardan meydana gelmiştir. Torbacıkların alttan çıkış yolu yoktur. Havayı torbacıklara getiren boruların iç kısmı CILIA denen canlı kıl gibi hücre uzantılarıyla kaplıdır. Bu uzantılar, gece, gündüz demeden devamlı hareket halindedirler; ciğerlerimize giren her türlü yabancı madde ve tozları yukarıya doğru çıkarıp atmak için hiç yorulmadan çalışırlar. Fakat bu kılcıklar çok hassastırlar ve bir nefes sıgara dumanı çeken kişide, çok şiddetli bir zehir olan nikotinin tesiriyle bu "Cilia"lar derhal felç olurlar. Tekrar canlanabilmesi için 8-10 saat gibi bir zamana ihtiyaç vardır. Tiryaki onlara bu imkani vermediği için, hava borularımızdaki bu canlı kılcıklar, bütün gün hep ölü gibi hareketsizdirler. Gece uyurken, sabaha karşı nisbeten canlılık kazanırlar; tiryaki sabahleyin kalkınca o ince uzantılar hava borularının temizlenmesinde vazife görmeye başlarlar. Şahısta yatağından kalkınca o sebeple boğuk sesli ve acayip tavirli bir öksürme hali görülür. Nefes boruları biraz balgam çıkarmak isterse de, bunu idraktan uzak olan tiryaki, nefsinin arzusuna tabi oluşu yüzünden hemen yeni bir sıgara yakar. Hem öksürür hem de dumanlanır, nikotinin tesiriyle koruyucu kılcıklar (Cilialar) tekrar felç oldukları için hava borucuklarında ve hava keselerindeki her türlü yabancı maddelerin oldukları yerde kalmalarıyla yeni bir zararlı gün başlamıştır. Neticede, günlerce ve hatta yıllarca meydana gelen birikintiler, akciğerin hava keselerini hiç boşaltılmayan "çöp sepetleri"ne benzetmiştir. Çünkü teneffüs edilen havada yalnız sıgara dumanındakiler değil, içinde yaşadığımız muhitteki bir çok tozlar, mikroplar vs. çok çeşitli yabancı maddeler mevcuttur, Herbirinin zararlari sebebiyle, o akciğer mutlaka hastalanmağa mahkumdur. Ehemmiyetinin özelligi sebebiyle "Felç yapıcı tesir" hakkında biraz açıklama yapmak istiyoruz. Akciğer dokusu hava borularıyla torbacıklardan meydana gelmiştir. Torbacıkların alttan çıkış yolu yoktur. Havayı torbacıklara getiren borularin iç kısmı CILIA denen canlı kıl gibi hücre uzantılarıyla kaplıdır. Bu uzantılar, gece, gündüz demeden devamlı hareket halindedirler; ciğerlerimize giren her türlü yabancı madde ve tozları yukarıya doğru çıkarıp atmak için hiç yorulmadan çalışırlar. SİGARA Şeytan İşi Nikotin İlk nefes: 4000 çeşit madde...Bunların %40'ı kanserojen.Direkt ciğerlere ulaşıyor. İkinci istasyon:Sadece 7 saniye sonra nikotin beyne ulaşıyor. Zincirleme reaksiyon:Nikotin sinir hücrelerini tahrip ediyor. "Sigarayı bırakmak çok kolay.Ben bunu en az 100 defa başardım."Bu sözleri çok duymuşuzdur değil mi?Ya da kendimiz söylemişizdir.100 defa bırakıp tekrar başlamak bile nikotinden kurtulmanın zorluğunu çok açık gözler önüne seriyor.Sigarayı bırakmak konusunda Mark Twain'in ilginç bir tespiti var;"Bir iki gün,birkaç ay bunu her sigara içen başarır. Ama gerçek şu ki nikotinden tamamen kurtulan ne yazık ki çok az insan var." 1-Basitçe Bırakmak:Hepimiz şuna benzer hikayeler duymuşuzdur;"Amcamın eşinin arkadaşı bir günde sigarayı bırakmış.Hem de hiç bir yardımcı madde kullanmadan."Tabii ki bunların hepsi masal.Hemen hemen her nikotin bağımlısı en az üç ya da daha fazla kez sigarayı bırakma teşebbüsünde bulunmuşlardır.Ama her yüz bağımlıdan biri bunu başarabiliyor. 2-Akupunktur:Eski Çin şifa dağıtıcılarının,kulağının belirli üç noktasına iğne batırarak,sigara içme hırsını yumuşatmak ve bıraktırma girişimleri...İki ile beş seans arasında değişiyor.Her seans ortalama 25 milyon TL. civarında.itiraf etmek gerekir ki Akupunktur başlangıçta çok başarılı gözükür ama uzun sürede bir başarı sağlandığı kanıtlanmamıştır.Hatta araştırmalar göstermiştir ki akupunkturla sigarayı bırakanların yüzde sekseni bir yıl sonra yeniden sigaraya başlamışlardır. 3-Hipnoz:Bu yöntemde amaç;Terapi yolu ile alt beyine sigaranın kül,kötü koku vs. olduğunu telkin etmektentir.Kaç seansta bunun başarılı olacağı ise kişiye göre değişmekte.Seans ücretleri de 30 ile 90 milyon TL. arsında değişiyor.Akapunkturda olduğu gibi kesin başarı yok. 4-Flasterler:Bu en iyi yöntemlerden biri.Vücudun belirli bölgelerine yapıştırlan flasterler içlerindeki nikotini vücuda salgılayarak nikotin ihtiyacını gideriyor.Böylece sigara içme isteği azalıyor.Zamanla da bırakma şansı yükseliyor. Fiyatı aşğı yukarı 25 milyon TL. civarında. Aslında en iyi yöntem sigardan gerçekten kurtulma isteği.Bu istek içinizde olduğu müddetçe yukarıdaki yolların herhangi birinde başarıyı yakalmanız mümkün.Yeter ki bırakmaya kesin karar verin... Sigarayı bırakmak şişmanlatır mı?"Sigarayı bırakırsam şişmanlar mıyım?" Bu sigara içenlerin en büyük korkusudur. Fakat büyük bir masaldan ibarettir. Madde değişikliğinin edindiği alışkanlığı terketmekte,değiştirmekte zorlandığı doğrudur. Sigara içenin kalbi daha hızlı atar,daha fazla enerjiye ihtiyacı vardır.Sigarayı bıraktıktan sonra kalbin faaliyeti %5 düşmektedir.Kaloriye dökecek olursak:Günde 2000 kalori alıyorsanız bunun 100 kalorisini imha ediyorsunuz. Artık sigara içmiyorsanız ve kilo alıyorsanız, sigarayı bırakma safhasında nikotin ihtiyacını ve açlığını bastırmak için fazladan yediğiniz yemek ve aburcuburlardan kaynaklanıyordur. Ama bu sizi endişelendirmesin.İlk zamanlarda aldığınız 3-5 kilo 3 ile 6 ay arasında vücuttan atılıyor ve eski formunuza kavuşuyorsunuz. Bir daha sigara içmemek size neler kazandırır20 dk. sonra: Nabız ve kan basıncı normale döner. 8 saat sonra: Kandaki oksijen hiç sigara içmeyenle aynı duruma gelir. 12 saat sonra: Vücudunuz neredeyse nikotinden arınmıştır. 18 saat sonra daha iyi koku ve tad almaya başlarsınız. 3 ay sonra: Ciğerleriniz %30 kendini yeniler. 9 ay sonra: Tipik sigara öksürüğü kaybolur. 1 yıl sonra: Enfarktüs geçirme riski %50'ye düşer. 5 yıl sonra: Felç geçirme riski içmeyenlerle aynı duruma gelir.Akciğer kanserinden ölme riski yarılanır. 15 yıl sonra: Akciğer kanserine yakalanma ve kalp krizi geçirme ihtimali hiç sigara içmeyenle aynı düzeye gelmiştir.Orjinal Boyutunda Açmak İçin ( 1600x1469 ve 294KB ) Buraya Tıklayın | Bu resim yeniden boyutlandırılmıştır,orijinal boyutlarında görüntülemek için tıklayın.Orijinal resim boyutu: 1600x1469 ve 294KB. |
| |
| | | ebuhasanelmakdisi
Mesaj Sayısı : 50 Rep Gücü : 76 Rep Puanı : 7 Kayıt tarihi : 17/08/09 Yaş : 37 Nerden : konya
| Konu: Sigaradaki 48 yıllık sır Salı Eyl. 15, 2009 3:07 am | |
| Sigaradaki 48 yıllık sır
Fransız Le Figaro gazetesine göre, Philip Morris, RJ Reynolds, Bristish American Tobacco gibi sigara devleri, tütün yaprakları, sigara ve tütün dumanında bulunan radyoaktif ve kanserojen polonyum 210 elementinin (210Po) varlığını 1960’lı yıllardan bu yana bilinçli olarak gizliyorlar. ÇALIŞMALARIN YAYIMLANMASI YASAKLANDIABD’li bilimadamlarının sigara üreticilerinin gizledikleri söylenen bin 500 belge üzerinde yaptığı araştırmaya göre, polonyum 210 elementinin kanserojen yapısı bilinmesine rağmen, ekonomik çıkarlar nedeniyle her şey gizlendi, yapılan laboratuar çalışmalarının yayımlanması da yasaklandı. Alfa radyasyonu yayan polonyum 210 elementinin solunum yoluyla akciğer kanserine neden olduğu biliniyor. Bilimadamları günde 30 sigara içmenin yılda 300 akciğer rontgeni çektirmekle eşdeğer olduğunu söylüyorlar. Polonyum 210’un sigara dumanında bulunması ise tütün üretiminde fosfatı zengin gübre kullanımından kaynaklanıyor. Bu fosfat, radyum ve polonyum içeren kayalardan çıkarılıyor. Sigara tütününün bilinen özel tadının da tütün yaprağındaki azot oranını azaltan fosfatlı gübreden kaynaklandığı belirtiliyor. Araştırma, Philip Morris firmasının 60’lı yıllardan bu yana polonyum 210’un tütünü zehirlediğini bildiğini, firmanın 70’li yıllarda radyoaktiviteyi azaltmak için tütün yapraklarını özel bir solvent kullandığını, ancak tütünün aromasını yok ettiği için bu işlemden vazgeçtiğini de gösteriyor. AJANI POLONYUM 210 ELEMENTİ İLE ZEHİRLEMİŞLERDİSigaranın içinde bulunduğu kanıtlanan polonyum 210 elementi, 2006 yılında eski KGB ajanı Alexander Litvinenko’nun Londra’da zehirlenerek öldürülmesiyle de gündeme gelmişti. Gazete bu iddiayı, bilimsel Amerikan Halk Sağlığı Dergisi’nin Eylül sayısında yayımlanan bir araştırma analizine dayandırıyor. google_protectAndRun("ads_core.google_render_ad", google_handleError, google_render_ad); | |
| | | ebuhasanelmakdisi
Mesaj Sayısı : 50 Rep Gücü : 76 Rep Puanı : 7 Kayıt tarihi : 17/08/09 Yaş : 37 Nerden : konya
| Konu: Geri: SİGARA ( BAKMADAN GEÇMEYİN !!! ) Salı Eyl. 15, 2009 3:07 am | |
| Sigara konusunda ki bu kapsamlı araştırma inşALLAH içenlere bir ders içmeyenlere ise çevrelerine verecekleri iyi bir ders niteliğinde olur. salih dualarınızda bu kardeşinizi de unutmayın. selametleeeee.
ebuhasanelmakdisi | |
| | | @bdulKadir Adminstratör
Mesaj Sayısı : 6736 Rep Gücü : 10015190 Rep Puanı : 97 Kayıt tarihi : 17/03/09 Yaş : 61 Nerden : İzmir
| Konu: Geri: SİGARA ( BAKMADAN GEÇMEYİN !!! ) Çarş. Eyl. 16, 2009 6:36 am | |
| bu bilgi resimlerle konferans bile verilebilir çok kaliteli bir bilgilendirme olmuş Allah razı olsun..ebeden | |
| | | ebuhasanelmakdisi
Mesaj Sayısı : 50 Rep Gücü : 76 Rep Puanı : 7 Kayıt tarihi : 17/08/09 Yaş : 37 Nerden : konya
| Konu: Geri: SİGARA ( BAKMADAN GEÇMEYİN !!! ) Perş. Eyl. 17, 2009 12:00 am | |
| | |
| | | | SİGARA ( BAKMADAN GEÇMEYİN !!! ) | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|