Anne Baba Okulu
Yiğido okula başladı ya.. biz de başladık onunla birlikte. ben zaten bu yaz duruma hazırlık psikolojisiyle; konuyla ilgili bir kaç kitap devirdim.mesela: ahmet maraşlı'nın evde okul, okulda kalite isimli kitabı, mesela: mustafa uslu'nun anne baba eğitimi isimli eseri...vb. istiyorum ki; okuduğum kitaplardan güzel alıntılar yapayım, birlikte bunları tartışalım, deneyimlerimizi, tecrübelerimizi anlatalım hepbirlikte.
anne baba okuluna hoşgeldiniz...
başlıktan anlaşılacağı gibi bu bir nevi anne baba okulu. çocuklarımız çiçektir. ''bir çiçeği bile yetiştirmek için o işin inceliklerini bilmek gerekirken, yaratılmışların en kıymetlisi olna insanı yetiştirmek için de o işin inceliklerini öğrenmek gerekmez mi? '' diyor ahmet maraşlı. çok doğru değil mi? bunun için eğitim işini ciddiye almak gerekli. bunun için yapabildiğimiz kadar önce kendimizi yetiştirmeliyiz.
kısıtlı imkanlar bunun için mazeret değil bence. şimdi herşey ayağımıza kadar geliyor. bilgi evimizde hatta avuçlarımızda artık. bir tık ile hertürlü bilgi ve yardıma ulaşabiliyoruz. iş ki bunun için çaba gösterelim. çünkü; ''aile ağacının meyvesi olan çocuğu yetiştirmek, ailenin arasıra aklına geldikçe, mecbur kaldıkça değil, sürekli zerrelerinde hissetmesi gereken en önemli vazifelerinden biridir. ''
yetişme ortamları...
önce kendimizi yetiştirelim , çaba harcayalım dedik. bu bir bakıma çocuğun yetişmesi için güzel bir ortam hazırlamaktır. çocuğumuzun yetiştiği ortam çok önemli. ''dünyaya tertemiz olarak gönderilen çocuğumuzun ne kadar iyi yetişmesini istiyorsak; ev, okul, arkadaş çevresi ve bulunduğu diğer bütün ortamları göz önüne alarak , herşeyi için o kadar hassasiyet göstermeliyiz. ''
çocuğun yetişmesi tek başına annenin yada tek başına babanın görevi değildir. ebeveynler hepbirlikte hareket etmeli, uyumlu bir tutum sergilemelidir.anneler çocuklarını babalarının aleyhinde, babalar da annelerinin aleyhinde en üçük bir şekilde etki altına almaya kalkışmamalı; bu konuda olabilecek imalara dahi son derece dikkat etmeliler.
çocuğun yetişmesi için çevrenin ne kadar önemli olduğu iyi düşünülmeli ; gerekirse ne mümkünse, imkanları zorlayarak da olsa , çevre değişikliğine gidilmelidir. böyle yapılması, çocuğun yetişmesinde ailenin işini kolaylaştırır.
sorumluluk kimin?...
''çocukta bir problem varsa, çözmek için hatayı önce kendimde , sonra annesinde, eğer varsa , sonra abla ve ağabeylerinde, sırasuyla, yakın temas halinde olduğu arkadaş , komşu ve akraba çevresinde ve en son olarak da çocukta ararım'' diyor ahmet maraşlı.
çünkü çocuk yetiştiği ortama göre şekillenir, bizde ne görürse onu normal kabul eder ve uygular. eğer bir yanlışlık varsa bu bizim yanlışımızdır. başağın iyi yetişmesine engel, zararlı otlar değil, çiftçinin ihmalidir demiş konfüçyüs. ne kadar doğru.
çocuk bir yanlış yaptığında işin kolayına kaçıp kusuru hemen çocukta araya kalkışmak yerine, çocuk dünyaya tertemiz geldiğine göre, önce, onun yetişmesinde etkili olanlara, sırasıyla bakmak, meseleyi çözmek için,hatayı önce oralarda aramak gerekmez mi? aksi takdirde işe yanlış yerden başlanmış olur ve sonuç alınamaz.
en güzel eğitim, iyi örnek olmaktır...
evet en güzel eğitim metodu, güzel örnek olmaktır. bunu çok çeşitli yönlerden yapabiliriz:
anne, baba,büyüklerin ve öğretmenin güzel örnek olması. yaptığınız güzel şeyleri -normalde gizlediğiniz iyilikleri vs. - burada gizlemek bir yana, onların görmelerini sağlayarak yapın.
çocukların dikkatlerini çevredeki güzel davranışlara çevirin.
çocuklara çevrenizden güzel örnek olacak insanları gösterin, öyle insanlarla yakın ilişki kurun.
ükemizden ve dünyadan, tarihten ve günümüzden, güzel davranışlara ve güzel örnek olacak insanlara dikkatini çevirin . bu örnekler üzerinde çocuklarla karşılıklı olarak bol bol konuşun ve özellikle onları konuşturup dinleyin.
olumsuz örnekler üzerinde fazla durmayın. çünkü çocukların iyi örneklere ihtiyacı var.
elbette bu çok kolay değil. hepimizin zaman zaman yanlışları oluyor. ama çocuğun güvenini hiçbir zaman sarsmamalıyız. verdiğimiz sözleri tutmalı, uyardığımız bir davranışı kendimiz yapmamalı, istikrarlı ve tutarlı olmalıyız. mesela sigara içmemesini tembihleyip, sonrada çocuğa bakkaldan ''bi kısa samsun '' aldırırsak o iş yaş veya ''hadi odanı topla sana çukuata alıcam'' , '' hadi dersini yap seni parka götürücem'' diye sözverip, sonrada tutmazsak olmaz. çocuk bize birdaha güvenmez ve dolayısıyla da dinlemez.
''çocuğunuza verdiğiniz sözleri unutmayın . çünkü onlar unutmazlar.'' ah ne hindir onlaaarrr
iyi örnek olmak için çocuğun yanında başkalarının olumsuz davranışlarını vurgulamak yerine - yani dedikodu yapmak yerine- daha çok olumlu yönlerinden bahsetmek gerekir. unutmamak lazım ki; insanların hep olumsuz yönlerinden yaklaşmamız, onu da insanların hep olumsuz taraflarına odaklanan karamsar ve önyargılı biri haline getirecektir. belki de gıybetin haram kılınmasının sebebi budur? ne dersiniz ?
bu günlük bu kadar... zil çaldı dağılabilirsiniz .. unutmadan... lütfen sizler de konuyla ilgili deneyimlerinizi bizimle paylaşın.. birbirimizden öğreneceğimiz çok şey var yarın görüşmek üzere.....