http://www.fikiryolu.net/index.php?option=com_content&view=article&id=2188:baki-16yy&catid=58:nsanlarmz&Itemid=80
Bâkî (16.yy)
Hilal Dolunay tarafından yazıldı.
Salı, 19 Temmuz 2011 04:39
GAZEL
Fermân-ı aşka cân iledir inkiyâdımız
Hükm –ü kazâya zerre kadar yok inâdımız
(Aşkın buyruğuna canla başla boyun eğeriz
Kaderin hükmüne zerrece inadımız yoktur)
Baş eğmeziz edâniye dünyâ-yı dûn içün
Allah’adır tevekkülümüz i’timadımız
(Sefil dünya için aşağılık kişilere baş eğmeyiz
Tevekkülümüz Allah’adır, Allah’a güveniriz)
Biz müttekâ-yi zer-keş-i câha dayanmazız
Hakk’ın kemâl-i lûtfunadır istinâdımız
(Biz iktidar mevkiinin altın kakmalı asasına dayanmayız
Tanrı’nın lütfunun sonsuzluğuna dayanırız)
Minnet Hudâ’ya devlet-i dünyâ fenâ bulur
Bâkî kalur sahife-i âlemde adımız
(Bu dünyanın her türlü mevki yüceliği, zenginliği son bulur
Allah’a şükrolsun ki adımız dünya sayfalarında ilelebet Bâkî kalır)
Asıl adı Mahmut Abdülbâkî olan şair, Divan Şiiri’nin yetiştirdiği en büyük isimlarden biridir. Kanunî Sulatan Süleyman döneminde yaşamış, II. Selim, II. Murat, III. Mehmet dönemlerini de görmüştür. Her zaman el üstünde tutulmuş, bu nedenle SULTAN_-ÜŞ ŞÜERA (Şairler Sultanı) diye anılmıştır.
Muhibbî takma adıyla şiirler yazan Kanunî Sultan Süleyman tarafından taltif görmüş, en parlak dönemini yaşamıştır. Bu yüzden yetiştiği camia, dönemin en ünlü bilginleri, sanatçıları ve devlet adamlarıdır. Kanuni Sultan Süleyman’ın ölümü üzerine yazdığı ‘Kanuni Sultan Süleyman Mersiyesi’ en önemli eseridir.
Düşüncelerini hiç çekinmeden söyleme yürekliliğine sahip olan Bâkî, nüktedânlığı ve alaycı mizahı nedeniyle zaman zaman dönemin belli başlı devlet adamlarını kızdırmış, zor durumda kalmıştır. Şair sanatı ve şairliği konusunda hiç de mütevazı değildir. Tüm edebiyatçıların kabul ettiği gerçek ise bu konuda çok haklı olduğudur.
BEYİTLER
Bu devr içinde benim pâdişâh-ı mülk-i suhan
Bana sunuldu kaside bana verildi gazel
( Bu ülkede şiir ülkesinin padişahı benim
Kaside bana sunuldu, gazel bana verildi)
Zer-ger-i kâmilidir san’at şi’rin Bâkî
Nic’olur gel beru seyreyle kalem-kârlığı
(Bâkî şiir sanatının usta kuyumcusudur
Beri gel de kalem kullanmaknasıl olurmuş gör)
Kadrini seng-i musallâda bilüp ey Bâkî
Durup el bağlayalar karşına yâran saf saf
(Ey Bâkî değerini sen öldükten sonra musalla taşında anlayıp
Karşında saf saf durup el bağlayalar)
Zinhâr eline âyine virmen o kâfirin
Zirâ görünce sûretini bût- perest olur
( Sakın o kafirin eline ayna vermeyin
Çünkü kendi yüzünü görünce putperest olur)
Âvâzeyi bu âleme Dâvud gibi sal
Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş
(Ününü bu âleme Davut Peygamber gibi sal
Bu kubbede bâkî kalan hoş bir yankı imiş)
Bâkî yanlıca kendi çağında değil daha sonra da Ziya Paşa, Recaizâde Mahmut Ekrem, Muallim Naci, Yahya Kemal Beyatlı, Fuat Köprülü gibi sanatçılar tarafından Divan Şiiri’nin en büyük şairi kabul edilmiştir.Türk tarih ve edebiyatı üzerine incelemelr yapan Alman tarihçisi Hammer onu İran şairi Hâfız Şirazî’yle bir tutmuş ve övgülerini dile getirmiştir.
Hazırlayan: Hilâl ERBOYACI