https://sorularlaislamiyet.com/namazlarin-farzinin-iki-rekat-oldugunu-dort-rekat-kilmanin-sunnet-oldugunu-duydum-bu-konu-hakkinda
Namazların farzının iki rekat olduğunu, dört rekat kılmanın sünnet olduğunu duydum. Bu konu hakkında bilgi verir misiniz?
Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor:
"Allah namazı (ilk defa farz ettiği zaman iki rek'at olarak farz etmişti. Sonra onu hazer için (dörde) tamamladı. Yolcu namazı ilk farz edildiği şekilde sabit tutuldu." [Buhârî, Salât 1, Taksîru's-Salât 5, Menâkıbu'l-Ensâr 47; Müslim, Salâtu'-Müsâfirîn 2, (685); Muvatta, Kasru's-Salât 8, (1, 146); Ebû Dâvud, Salât 270, (1198); Nesâî, Salât 3, (1, 225).]
ÇIKLAMA:
1. Namaz farz edildiği zaman, bütün vakitler ikişer rek'at olarak farz edilmiştir. Ahmed İbnu Hanbel'in bir rivayetinde akşam namazı istisna edilir ve onun üç rek'at olarak farz edildiği belirtilir.
Buhârî'nin kaydettiği bir başka rivayette, namazların hicretten sonra dört rek'ate çıkarıldığı belirtilir. Bu hususu İbnu Huzeyme, Beyhakî ve İbnu Hibbân tarafından tahriç edilmiş olan bir rivayette Hz. Âişe (r.anha) şöyle açar:
"Hazer ve sefer namazı (Mi'râc'ta) ikişer rek'at olarak farz kılınmıştı. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Medîne'ye gelip, itminan bulunca, hazer namazlarına ikişer rek'at daha ilave edildi. Sadece sabah namazı, kıraatinin uzunluğu sebebiyle iki rek'at olarak bırakıldı. Akşam namazı da eski hâli üzere üç rek'at olarak bırakıldı, çünkü bu gündüzün vitridir."
Namazlar bu şekilde dört rek'ata çıkarıldıktan sonra:
"Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman, eğer kâfirlerin size fenalık yapacağından endişe ederseniz, namazdan kısaltmanızda üzerinize bir vebal yoktur..." (Nisâ, 4/101)
âyeti nâzil olmuştur. İbnu'l-Esîr'in, Şerhu'l-Müsned'de kaydettiğine göre, namazın kısaltılması hadisesi hicretin dördüncü yılında teşri edilmiştir. Mamafih ilgili âyetin, hicretin ikinci yılında nâzil olduğu da söylenmiştir.
2. Hanefîler, sadedinde olduğumuz Hz. Âişe (r.anha) hadisini esas alarak, seferde namazın kasredilmesini ruhsat değil, azimet telakki etmiştir. Muhalifleri ve bu meyanda Şâfiîler yukarıda kaydettiğimiz âyeti esas alarak namazı seferde kasretmeyi (iki kılmayı) ruhsat telakki etmiştir.
(Prof. Dr. İbrahim Canan, Kütüb-i Sitte)
Süleyman Ateş
***DÖRT REK'ATLI NAMAZLAR, MEKKE DÖNEMİNDE OLDUĞU GİBİ İKİŞER REK'AT OLARAK KILINABİLİR Mİ?***
https://www.facebook.com/profsuleymanates/posts/387894651413305/
Hocam, Peygamberimiz Mekke'de farz namazlarını 2 rekat kılıyorken (Kur'ânı kerimin ilgili âyetine göre) Medine'ye göç etmesinden sonra 4 rekat kıldığı bilgisini, uzunca bir süredir sizin internet sitenizi hergün okuyarak takip ettiğimden dolayı öğrendim. Benim sorum Peygamberimiz Medine'ye hicret ettikten sonra gene de bazen farz namazını 2 rekat kılmış mıdır?Acaba yoğun temposu olan günümüz insanının farz namazını 2 rekat kılmasına imkân olup olmadığı hakkında bizlere her konuda ışık tutan sizin değerli görüşünüz nedir? Bilgi vermenizi istirham eder yüce Allah'tan sağlık ve sıhhatte olmanızı dilerim...
Cevap: Nisa Suresinin 102'nci âyetinden, farz namazların ikişer rek'at olduğu anlaşılır. Nisa Suresi Medine'de inmiş olan surelerin orta grupundan sayılır. İniş tarihi bakımından Bakara 92, Âl-i İmran 94. Ahzab 97. Nisa 98 'nci suredir. Demek ki Medine döneminin ortalarına kadar farz namazlar ikişer rek'at olarak kılınmakta idi. Sonradan Hz. Peygamber'in, öğle ikindi ve yatsı namazlarını dörder rek'at kıldırdığı Hadis Kitaplarında nakledilmektedir. Artık bu konuda içtihadın yeri yoktur. Aslında Kur'ân ile değil, Hz. Peygamber'in kendi ictihadıyla cemaatle kıldırdığı öğle, ikindi ve yatsı namazları dörder rek'at kılınır. Fakat Kur'ân ile emredilmiş olan namazlar yine ikişer rek'at olarak kılınır. Sabah iki, akşam üç ise de bir rek'ati vitir(tek rek'at)dir. Gece namazı da ikişer rek'atlidir.
Zamanın şartları, mesai saatleri dolayısıyla vakti dar olanlar, Peygamberimizin içtihadıyla sürekli kıldırdığı için farz olan dört rek'atli namazların sadece farzlarını kılmakla yetinebilirler. Sünnet nafiledir. Nafile ibadetler kulun kendi seçimine bırakılmıştır. Kılan sevap alır, kılmayan günahkâr olmaz. Öğle paydosunda dört rek'atli namaz için dört dakika ayırmak zor değildir. Zorunlu hallerde öğle ile ikindiyi, akşam ile yatsıyı cemederek yani birleştirerek kılmak da mümkündür.
https://www.gazetevatan.com/yazarlar/suleyman-ates/rek-t-sayisi-kuranda-bellidir-82422
Rekât sayısı Kuran'da bellidir
Kanaatime göre namazların rekât sayısı Hz. Peygamber'in içtihadı değil, Kuran'ın belirlemesidir
Soru: Rekât sayısının, Hz. Peygamber'in içtihadıyla belirlendiği söyleniyor. Namazda ille belli rekât kılmak şart mı? (Orhan Çolakoğlu)
Cevap: Kanaatime göre namazların rekât sayısı Hz. Peygamber'in içtihadı değil, Kuran'ın belirlemesidir. Nisa Suresi'nin 102. ayetinde, cephede kılınacak namaz anlatılır: "Sen de içlerinde bulunup onlara namazı başlattığın zaman onlardan bir bölük seninle beraber namaza dursun ve silahlarını da yanlarına alsınlar. (Namazda olanlar), secde edince arkanıza geçsinler, bu kez namaz kılmayan öteki bölük gelsin, seninle beraber namaz kılsınlar, korunma (tedbir)lerini ve silahlarını da alsınlar. İnkâr edenler istediler ki siz silahlarınızdan ve eşyanızdan gaflet etseniz de birden üzerinize bir baskın yapsalar. Yağmurdan zahmet çekerseniz ya da hasta olursanız, silahlarınızı bırakmanızda size bir günah yoktur. Ama korunma tedbirinizi alın (uyanık bulunun). Allah, kafirlere alçaltıcı bir azap hazırlamıştır."
Ayetten anlaşılıyor ki, namaz aslında iki rekâttır. Ancak savaş, düşman saldırısı, korku gibi durumlarda cemaat iki bölüme ayrılır. Bir bölüğü imamla bir rekât kıldıktan sonra gidip nöbeti devralır, öteki bölük de gelip imamla beraber ikinci rekâtı kılar. Böylece imam iki, cemaat birer rekât kılmış olur. Yani korku veya sefer durumunda cemaat için namaz kısaltılmış, bir rekâta indirilmiş olur. Demek ki namazın tamamı iki rekâttır. O zaman bu kısaltma, iki rekâtlı namazın bir rekât kılınması anlamına gelir.
Mekke ve Medine dönemi
Böylece askerlerin hepsi, büyük imamın, büyük komutanın arkasında namaz kılmış olur. Zaten İbn Abbas'a göre korku namazı, bir rekâttır. Ayet de İbn Abbas'ın görüşünü kuvvetlendirmektedir (Taberî, Câmi'u'l-beyân: 6/7). Demek ki Kuran'ın belirlediği namazlar ikişer rekâtlıdır. Mekke döneminde de namaz ikişer rekât olarak kılınırdı. Medine döneminde Peygamberimiz, öğle, ikindi ve yatsı namazlarına ikişer rekât ilave etmiştir ki bu, kendi ictihatıdır.
Şunu da belirtmek gerekir ki öğle, ikindi ve yatsı namazları, Peygamberimizin kendi içtihadıyla kıldırdığı namazlardır. Peygamberimiz, kendi içtihadına dayalı bu namazları dörder rekât kılmıştır. Ama Kuran'ın belirlediği üç vakit namaza ilave yapmamış, onları hep ikişer rekât kılmıştır. Bunlar sabah, akşam ve gece namazlarıdır. Yalnız akşamı, ikiden sonra bir ilaveyle üç rekât olarak kılmıştır. İşte kanaatime göre vitr budur.