KUTLU FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
KUTLU FORUM

Bilgi ve Paylaşım Platformuna Hoş Geldiniz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Yahudi, Hristiyan, Ateist gibilerle dost olursak dinden çıkar mıyız?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Limoni
Co-Admin
Limoni


Mesaj Sayısı : 6150
Rep Gücü : 14991
Rep Puanı : 44
Kayıt tarihi : 27/05/09

Yahudi, Hristiyan, Ateist gibilerle dost olursak dinden çıkar mıyız? Empty
MesajKonu: Yahudi, Hristiyan, Ateist gibilerle dost olursak dinden çıkar mıyız?   Yahudi, Hristiyan, Ateist gibilerle dost olursak dinden çıkar mıyız? Icon_minitimePaz Mart 06, 2022 1:48 pm

https://sorularlaislamiyet.com/yahudi-hristiyan-ateist-gibilerle-dost-olursak-dinden-cikar-miyiz

Yahudi, Hristiyan, Ateist gibilerle dost olursak dinden çıkar mıyız?

Cevap 1:

- Kâfirlerle dost olmak iki şekilde olur:

a) Ehl-i kitap gibi kâfirlerin dinilerini veya ateistler gibi kâfirlerin dinsizliklerini sevdiği için, onlara dost olan derhal dinden çıkar. Çünkü yanlış bir dini veya dinsizliği seven ona taraftar olan -dolaylı olarak- İslam dinini doğru bulmuyor demektir.

Zira, Kur'an’da Hristiyan ve Yahudilerin dinlerinin artık geçerli olmadığı vurgulandığı gibi, dinsizliğin her türlüsü reddedilmiştir. Buna rağmen, bu düşüncede olan kimseleri o düşüncelerinden ötürü sevmek İslam dinini inkâr etmek anlamına gelir.

b) İkinci bir sevgi şekli ise, gerçekten sevdiği kâfirlerin kâfirce olan düşüncelerini değil, başka münasebetlerden dolayı onlara yakınlık göstermektir; iyi olan insani vasıflarını sevmektir.

Mesela: -Allah korusun- bir Müslümanın çocuğu kâfir olsa, yine de ona yakınlık gösterebilir. Bu yakınlık onun dinsizliğinden ötürü değil, evladı olduğu içindir.

Veya, bir kâfirle bir alışveriş eden bir kimse elbette ona yakınlık gösterir. Bu yakınlık da onun kâfirliğine değil, ticaret ahlakı, dünya menfaati adınadır.

Keza, İslam’a göre, bir Müslüman Yahudi veya Hristiyan bir kadınla evlenebilir. Her insan gibi bu adam da bu gayri müslim olan eşini sevmeyecek mi? Elbette sever ve onun bu sevgisi, eşi gayri müslim olduğu için değil, eşi olduğu içindir.

- Kur’an’da Ehl-i kitap olanlara karşı gösterilmesi yasaklanan dostluk, birinci şıktaki dostluğa yöneliktir.

İlave bilgi için tıklayınız:

"Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin!"

Cevap 2:

İslam’da şöyle bir kural vardır: “Küfre rıza göstermek küfürdür.”

Bu kaidenin dayanağı şu mealdeki ayet gibi Kur’an ifadeleridir:
Alıntı :
“Kitapta Allah size şunu da indirmişti: Allah'ın ayetlerinin inkâr edildiğini yahut alaya alındığını işittiğinizde, onlar başka bir söze dalıncaya kadar onlarla beraber oturmayın. Yoksa siz de onlar gibi olursunuz. Allah ise münafıkları da kâfirleri de hep birlikte cehennemde toplayacaktır.” (Nisa, 4/140)
- Kurtubi’nin de belirttiği gibi, ayette yer alan “Yoksa siz de onlar gibi olursunuz.” mealindeki ifadeden açıkça anlaşılan husus şudur: Ayetlerin inkâr edildiği veya alaya alındığı yerde (mazeretsiz) durmak, -buna razı olmak manasına geldiği için- küfürdür. Küfrün olduğu yede -mazeretsiz- durmak küfre, günahın olduğu yerde -mazeretsiz- durmak ise günaha ortak eder. (bk. Kurtubi, ilgili yer)

- Bu açık gerçek ortada iken, yalnız küfre rıza değil; üstelik küfre sokmaya gayret etmek elbette çok tehlikelidir. Çünkü bir kimsenin kâfir olmasını arzu etmek veya razı olmak küfre taraftar olmak demektir.

Halbuki, her küfür Allah’a karşı en büyük bir isyandır. Allah’a karşı isyanın olmasını istemek imanla bağdaşmaz.

Keza, Allah küfre razı değildir. Buna göre bir kimsenin kâfir olmasını istemek, hele, hele onun kâfir olmasına çalışmak, Allah’ın razı olmadığı, hoşnut olmadığı bir eylemin gerçekleşmesine taraftar olmak anlamına gelir. Bu da iman ve iman şuuruyla bağdaşmaz.

- Kaldı ki, her Müslümanın temel vazifeleri arasında bulunan bir görevi, insanları iman etmeye, İslam’ı yaşamaya teşvik edip sevk etmektir.


Men de derimki:1- Bir toplumda iman hayat devlet(şeriat) aşamalarında yani tebliğ dönemlerinde onlara islamı sevdirmek, öğretmek, hatta temsil ederek öğretmek  bir cihaddır, görevdir, anlatılmazsa, mahşerde yakamıza yapışabilir

2- dürüstlük islami sıfattır yalancı kafir sıfatıdır bu anlamda islami sıfatları taşıdığından ve 4 4 lük islami hakimiyyetinde olmadığı toplumlarda insani,vicdani daha doğrusu allahın verdiği nimetleri,allahın istediği gibi kullanan kişiler ahlaken müslümandır, diğerleri dilde müslüman ahlaken kafirdir doğruluk iefkat adalet yardımseverlik vs



Dinsiz bir Müslüman ve gayri müslim bir mümin nasıl olur?



3-
"İmansız İslamiyet sebeb-i necat olmadığı gibi, İslamiyetsiz iman da medar-ı necat olamaz..." Dokuzuncu Mektub'un "RABİAN" ile başlayan kısm
RABİAN: Ulema-i İslâm ortasında 'İslâm' ve 'iman'ın farkları çok medar-ı bahsolmuş. Bir kısmı 'İkisi birdir.' diğer kısmı 'İkisi bir değil, fakat biri birisiz olmaz.' demişler ve bunun gibi çok muhtelif fikirler beyan etmişler. Ben şöyle bir fark anladım ki:"
"İslamiyet iltizamdır; iman iz’andır. Tabir-i diğerle, İslamiyet, hakka tarafgirlik ve teslim ve inkıyaddır; iman ise, hakkı kabul ve tasdiktir."
"Eskide bazı dinsizleri gördüm ki, ahkâm-ı Kur’âniyeye şiddetli tarafgirlik gösteriyorlardı. Demek o dinsiz, bir cihette Hakkın iltizamıyla İslâmiyete mazhardı; 'dinsiz bir Müslüman' denilirdi. Sonra bazı mü’minleri gördüm ki, ahkâm-ı Kur’âniyeye tarafgirlik göstermiyorlar, iltizam etmiyorlar; 'gayrimüslim bir mümin' tabirine mazhar oluyorlar."


"Acaba İslâmiyetsiz iman, medar-ı necat olabilir mi?"
"Elcevap: İmansız İslâmiyet sebeb-i necat olmadığı gibi, İslâmiyetsiz iman da medar-ı necat olamaz."(1)

Acaba İslâmiyetsiz iman, medar-ı necat olabilir mi?

Elcevap: İmansız İslâmiyet sebeb-i necat olmadığı gibi, İslâmiyetsiz iman da medar-ı necat olamaz. Felillâhi'l-hamdü ve'l-minne Kur'ân'ın i'câz-ı mânevîsinin feyziyle, Risale-i Nur mizanları, din-i İslâmın ve hakaik-i Kur'âniyenin meyvelerini ve neticelerini öyle bir tarzda göstermişlerdir ki, dinsiz dahi onları anlasa, taraftar olmamak kabil değil. Hem iman ve İslâmın delil ve burhanlarını o derece kuvvetli göstermişlerdir ki, gayr-ı müslim dahi anlasa, herhalde tasdik edecektir; gayr-ı müslim kaldığı halde iman eder.

Evet, Sözler, tûbâ-i Cennetin meyveleri gibi tatlı ve güzel olan iman ve İslâmiyetin meyvelerini ve saadet-i dâreynin mehâsini gibi hoş ve şirin öyle neticelerini göstermişler ki, görenlere ve tanıyanlara nihayetsiz bir tarafgirlik ve iltizam ve teslim hissini verir. "

Şimdi burada iki tabir var:

1- Dinsiz Müslüman

2- Gayrı müslim mümin..

Bir de tez var:

"Risale-i Nur'u okuyup anlayan ve ona taraftar olan bir gayr-ı müslim, gayr-ı müslim kaldığı halde iman eder."

İman tabiri daha çok itikada bakan cihetlere ve meselelere işaret ediyor. İslam ise şeriat ve onun kanunlarına bakıyor. İmanın altı şartı imanı ve itikadı, İslam’ın beş şartı ise İslam’ın kanun ve şeriat kısmını temsil eder. Mümin imana bakar, müslim ise İslam’a, yani şeriata bakar.
İnsanların bazıları imanın altı şartını kabul edip iman ederken, içtimaî hayata bakan İslam’ın kanunlarına taraf olmuyor -hâşâ- beğenmiyor, hatta inkâr ediyor. Mesela, Allah’a ve ahirete iman ettiği halde, şeriatın yasak ettiği faizi irtikâp ediyor ve zekâtını vermiyor ve bu zamanda artık geçerliliğini yitirdiğini ifade ediyor. İşte Üstad Hazretleri bu tip adamlara "gayr-i müslim olan bir mümin" tabirini yakıştırıyor. Yani iman ettiği halde, İslam’ın şeriat ve kaidelerini inkâr ediyor, demektir.
İnsanların bazıları da İslam’ın şeriatına, yani kanun ve kaidelerine iman edip taraf olurken, iman kısmına inanmıyorlar. Mesela, İslam’ın zekât, faiz ve ceza hukuku gibi muamelat kısımlarına taraf olurken, imanın altı rüknünü inkâr ediyorlar. Üstad Hazretleri bu tip adamlara da "gayr-i mümin olan bir müslim" adını veriyor. Yani dinin kanun ve kaidelerini kabul edip taraf olurken, iman kısmını tamamen inkâr ediyorlar, demektir. Tarihte bu tip inançta olan adamlar ve gruplar hep olmuştur.
Üstad Hazretleri bu mevzu ile alakalı olarak Barla Lâhikasında şu izahatı yapmaktadır:
Alıntı :
"'Müslim-i gayr-ı mü’min' ve 'mü’min-i gayr-ı müslim'in manası şudur ki: Bidayet-i Hürriyette İttihatçılar içine girmiş dinsizleri görüyordum ki, İslâmiyet ve şeriat-ı Ahmediye, hayat-ı içtimaiye-i beşeriye ve bilhassa siyaset-i Osmaniye için, gayet nâfi ve kıymettar desâtir-i âliyeyi câmi olduğunu kabul edip, bütün kuvvetleriyle şeriat-i Ahmediyeye taraftar idiler. O noktada Müslüman, yani iltizam-ı hak ve hak taraftarı oldukları halde, mü’min değildiler. Demek, 'müslim-i gayr-ı mü’min' ıtlakına istihkak kesbediyordular. Şimdi ise frenk usûlünün ve medeniyet namı altında bid’atkârâne ve şeriat-şikenâne cereyanlara taraftar olduğu halde, Allah’a, âhirete, Peygambere imanı da taşıyor ve kendini de mü’min biliyor. Madem hakve hakikat olan şeriat-ı Ahmediyenin kavânînini iltizametmiyor ve hakikî tarafgirlik etmiyor, gayr-ı müslim bir mü’min oluyor. İmansız İslâmiyet sebeb-i necat olmadığı gibi, bilerek İslâmiyetsiz iman dahi dayanamıyor, belki necat veremiyor, denilebilir.”(2)
Üstad Hazretleri bu durumda olan adamların İslam’a göre durum ve hükümlerini Ehl-i sünnete uygun bir şekilde belirtiyor. Bu iki tarz iman ve kabulde sahih bir iman olmadığı için, iki tarzda olanlar da ehl-i necat değildir. Zira iman ve İslam tecezzi kabul etmez, bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr etmek, Allah ve İslam katında makbul ve geçerli bir iman değildir. Neticesi ise ebedî ateştir.
Sahih ve muteber iman; hem imanın şartlarını hem de İslam’ın kaide ve kanunlarını kalben tasdik etmek ve dil ile ikrar etmekle mümkündür. İşte bu şekilde iman edenlerin imanı Allah katında sahih ve geçerlidir. Günümüzde birçok insanın İslam kanunlarına ve şeriatın hukuk sistemine çöl kanunu veya geçmişte kalmış kanunlar demeleri, imansızlık ve dalalettir. Böyle söyleyenler bu itikad üzere ölürlerse ebedî ateşten kurtulamazlar. Biz mümin ve Müslim olarak İslam’ın imanî ve şerî kanunlarını bir bütün olarak kabul ve iman ederiz. Allah’ın hidayeti ve selameti ancak mümin ve Müslimlerin üzerinedir.
Dipnotlar:
1) bk. Mektubat, Dokuzuncu Mektup.
2) bk. Barla Lahikası, 271. Mektup.



https://sorularlarisale.com/imansiz-islamiyet-sebeb-i-necat-olmadigi-gibi-islamiyetsiz-iman-da-medar-i-necat-olamaz-dokuzuncu-mektubun-rabian-ile

https://ihvanforum.org/konu/dinsiz-musluman-gayri-muslim-mumin.24351/

****

Arkadaşlık açısından bir sakınca yoktur. İtikadını hoş görmek bakamından yasak vardır. Şunu da bilin ki, imansızlık bir hastalıktır. Diğer hastalıklar gibi o da bulaşıcıdır.Nureddin Yıldız
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Yahudi, Hristiyan, Ateist gibilerle dost olursak dinden çıkar mıyız?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» "Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin" nedemek ?
» vahiy katibiyken s dinden dönenler - hristiyan olanlar İbn Hatal ABDULLAH b. SA‘D b. EBÛ SERH-- habeşistanda hrsitiyan olan Ubeydullah bin Cahş
» Yanar Yürek "Dost Dost" Diye
» Alevi olsam ne cikar sunni olsam ne cikar
» Can Nasıl çIKAR ???

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KUTLU FORUM :: YENİ VE EN SON :: Soru --Cevaplar-Tartışmalı Konular-
Buraya geçin: