Limoni Co-Admin
Mesaj Sayısı : 6150 Rep Gücü : 14991 Rep Puanı : 44 Kayıt tarihi : 27/05/09
| Konu: vahiy katibiyken s dinden dönenler - hristiyan olanlar İbn Hatal ABDULLAH b. SA‘D b. EBÛ SERH-- habeşistanda hrsitiyan olan Ubeydullah bin Cahş Paz Tem. 24, 2022 1:29 pm | |
| Bunlardan biri Enes b. Mâlik’in (r.a) naklettiği ve soruya neden olan şu olaydır: “Neccar oğullarından Hristiyan bir kişi Müslüman olmuştu. Bakara ve Âl-i İmrân sûrelerini okumuş ve Hz. Peygamber’e vahy kâtipliği bile yapmıştı. Bu adam sonradan Hristiyanlığa döndü. Hristiyanlar onu yüksek makamlara çıkarttılar. Aradan çok bir zaman geçmeden Allah onu kavmi içinde boynunu vurdurup öldürdü. Hristiyanlar bu adamcağızı defnettiler. Fakat sabah olunca gömüldüğü yer onu dışına attı. Bunun üzerine Hristiyanlar, “Bu Muhammed ile Ashabının işidir. Onların arasından çıkıp kaçtığı için böyle yapmışlardır” diyerek, derin bir çukur kazdılar ve onu tekrar defnettiler. Fakat sabah olunca gömüldüğü yerin onu tekrar dışarı attığını gördüler. Bunun üzerine yine aynı düşünceyle daha derin bir çukur kazarak yine gömdüler. Fakat sabah olunca baktılar ki toprak onu tekrar dışarı atmış. Bu sefer hakikatı anladılar ve o mevtayı öylece açıkta bıraktılar.” (Buharî, “Menakıb”, 25)https://sorularlaislamiyet.com/vahiy-katiplerinden-birinin-dinden-ciktigi-ve-ben-ne-ogretip-kendisi-icin-yazdimsa-muhammed-yalniz-0
ABDULLAH b. SA‘D b. EBÛ SERH عبد الله بن سعد أبي سرح Ebû Yahyâ Abdullāh b. Sa‘d b. Ebî Serh el-Kureşî el-Âmirî (ö. 36/656-57) Sahâbî, Mısır valisi ve İfrîkıye fâtihi. Müellif:
MUSTAFA FAYDA Ne zaman müslüman olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Medine’ye hicret etti ve vahiy kâtipleri arasında yer aldı. Bir müddet sonra irtidad edip Mekke müşriklerinin yanına döndü. Kâtipliği sırasında vahyi kendi arzusuna göre tahrif ettiği söylenerek müşriklerin İslâmiyet aleyhindeki çalışmalarını destekledi. Mekke fethinde, “görüldükleri yerde öldürülmelerine izin verilenler” (kanı heder edilenler) arasına alındıysa da süt kardeşi Hz. Osman’a sığınarak pişmanlık duyduğunu bildirdi ve affedilmesi için Hz. Peygamber nezdinde şefaatte bulunmasını istedi. Hz. Peygamber Osman’ın ricası üzerine, kısa bir tereddütten sonra Abdullah’ı affedip biatını kabul etti. Hz. Ömer zamanında Amr b. Âs’la birlikte Mısır’ın fethine katıldı ve onun devrinde Saîd bölgesinde (Yukarı Mısır) valilik yaptı. Halife Osman Mısır’ın malî işleriyle Abdullah’ı, yönetimiyle de Amr’ı görevlendirmek istedi. Amr’ın buna itiraz etmesi üzerine onu azlederek yerine Abdullah’ı vali tayin etti ve İfrîkıye’nin fethiyle görevlendirdi (645 veya 647). Abdullah b. Sa‘d, Sübeytıla’da Gregorios karşısında büyük bir zafer kazanarak Kartaca bölgesini fethetti, Kayrevan şehrinin kurulduğu yere kadar ulaştı ve pek çok ganimet ele geçirdi. Abdullah b. Zübeyr, Abdullah b. Ömer ve Abdullah b. Amr’ın da büyük kahramanlıklar gösterdiği bu savaş “Abdullahlar Savaşı” (Harbü’l-Abâdile) adıyla meşhur oldu. Abdullah b. Sa‘d daha sonra Muâviye’nin Kıbrıs üzerine gönderdiği orduya yardımcı oldu. 652 yılında Nûbe üzerine yürüdü ve şiddetli bir savaştan sonra hıristiyan Nûbe hâkimi ile bir antlaşma imzaladı. Bakt denilen bu antlaşmaya göre şehir halkı belirli sayıda köleleri müslümanlara, müslümanlar da Mısır’da yetişen buğday ve mercimek gibi yiyecekleri ve bazı giyecek maddelerini onlara vereceklerdi. Diğer taraftan Abdullah’ın Bizans donanmasıyla Finike açıklarında kazandığı deniz savaşı da meşhurdur. Bizans İmparatoru II. Konstans, Mısır’ın elden çıkmasından sonra Kuzey Afrika’daki İslâm hâkimiyetine son vermek üzere büyük bir donanma hazırladı. Bizans donanmasındaki gemilerin direkleri uzaktan âdeta bir orman görünümü verdiği için Zâtüssavârî adıyla anılan bu savaşta, Abdullah b. Sa‘d kumandasındaki İslâm ordusu Bizans donanmasını tamamen imha etti ve II. Konstans ancak yaralı olarak kurtulabildi (31/652).Mısırlılar, Amr b. Âs’tan sonra Abdullah’ın vali olmasını tasvip etmediler. Onlar, İfrîkıye’yi fethetmesine ve Bizans İmparatorluğu’yla yapılan deniz savaşlarını kazanmasına rağmen, Abdullah’ın vaktiyle irtidad etmiş olmasını ve bilhassa Mısır’da yaptırdığı Dârülhaniyye adlı büyük sarayı bahane ederek onu yıpratmaya çalıştılar ve Halife Osman’dan kendisini görevden almasını istediler. Bu arada Abdullah, şikâyetçilerden birini döverek öldürdü. Bu gelişmeler üzerine Hz. Âişe de halifeden Abdullah’ı azletmesini istedi. Abdullah ise Hz. Osman’ın evinde muhasara altına alınması üzerine önce Medine’ye yardım gönderdi, sonra da bizzat kendisi oraya gitmek üzere Mısır’dan ayrıldı; yerine de Sâib b. Hişâm’ı bıraktı. Fakat yolda Hz. Osman’ın şehid edildiğini öğrendi. Bu sırada ihtilâlcilerin yöneticisi Muhammed b. Ebû Huzeyfe, Sâib’i uzaklaştırarak Mısır’da idareye el koymuştu. Medine’ye gitmekten vazgeçen Abdullah tekrar Mısır’a dönmek istediyse de muvaffak olamadı. Yaygın olan rivayete göre, Mısır’a giremeyince Muâviye’nin yanına gitmeyi de doğru bulmayıp Askalân veya Remle’ye gitti ve orada vefat etti. Hz. Peygamber’den sadece bir hadis rivayet etmiştir. BİBLİYOGRAFYA Vâkıdî, el-Meġāzî, III, 825, 855-857, 865. İbn Hişâm, es-Sîre², II, 409. İbn Sa‘d, eṭ-Ṭabaḳāt, II, 141; III, 72, 250, 407; VII, 496-497. Halîfe b. Hayyât, eṭ-Ṭabaḳāt (Zekkâr), II, 746, 747-748. a.mlf., et-Târîḫ (Zekkâr), s. 77, 164-165, 176, 178, 180, 195. İbn Abdülhakem, Fütûḥu Mıṣr (Torrey), bk. İndeks. İbn Kuteybe, el-Maʿârif (Ukkâşe), s. 300-301, 507. Fesevî, el-Maʿrife ve’t-târîḫ, I, 253-254. Belâzürî, Ensâb, I, 160, 357, 358, 531-532; a.e., IV/1, s. 505, 512-514, 533, 538-540, 555-557, 585. a.mlf., Fütûḥ (Müneccid), bk. İndeks. Taberî, Câmiʿu’l-beyân (Bulak), VII, 181-182. a.mlf., Târîḫ (de Goeje), bk. İndeks. Kindî, el-Vülât ve’l-ḳuḍât (Guest), s. 11-17. İbn Abdülber, el-İstîʿâb (el-İṣâbe içinde), III, 918-920. İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe, III, 173-174. İbn Seyyidünnâs, ʿUyûnü’l-es̱er, II, 175-176, 315-316. Zehebî, Aʿlâmü’n-nübelâʾ, III, 33-35. İbn Hacer, el-İṣâbe, IV, 109-111. Seyyide İsmâil Kâşif, Mıṣr fî fecri’l-İslâm, Kahire 1970, bk. İndeks. Mustafa el-A‘zamî, Küttâbü’n-Nebî, Riyad 1401/1981, s. 82-89. C. H. Becker, “Abdullah”, İA, I, 40-41. a.mlf., “ʿAbd Allāh b. Saʿd”, EI2 (İng.), I, 51-52. İbn Hatal, Benî Teym b. Edrem kabilesindendi. Kendisi, Müslüman olmuş, Medine'ye hicret etmişti. Peygamberimiz de onu zekat ve sadaka tahsildarlığı vazifesine tayin etmiş, yanına da bir yardımcı / köle vermişti. Köle, İbn Hatal'ın hizmetini görüyor, yemeğini yapıyordu. Bunlar, bir konak yerinde konakladılar. İbn Hatal, kendisi için erkek bir davar kesip yemek yapmasını köleye emretti. Öğle vakti, yatıp uyudu. Uyandığı zaman, kölenin kendisi için yemek yapmadığını gördü. Köle de uyuyakalmıştı.İbn Hatal, köleye son derecede kızdı. Üzerine atılıp, onu döve döve öldürdü. Öldürdüğü zaman, kendi kendine: "Vallahi, Muhammed'in yanına varırsam, bu suçumdan dolayı beni öldürür!" dedi ve irtidad etti. Topladığı zekat ve sadaka mallarını da sürerek Mekke'ye kaçtı, müşrik olarak orada kalmakta devam etti.Mekke’in fethi günü İslam süvarilerini ve çarpışmalarını görünce içine korku düşmüş, titremeye başlamış, Kâbe'ye kadar gidip atından inerek silahlarını çıkarıp atmış, Kâbe’nin örtüleri arasına girmişti.İşte bu adam, Hz. Peygamberin (asm) emriyle sahabiler tarafından öldürüldü, onun iki şarkıcı cariyesi vardı, İbn Hatal içki içer, Peygamberimizi hicv ve tahkir eden şiirler söyler, onları bunlara okutur, Kureyş müşrikleri de içki içerek bunları dinlerdi.Bu şarkıcı kadınların işleri güçleri, Peygamberimiz aleyhissalatü vesselam aleyhinde söylenilen hiciv şiirlerini okumaktı. Bu iki cariye de “görüldükleri yerde öldürülme” cezasına çarptırılmıştı. Fetih günü, bunlardan birisi, yani Emeb yakalanıp öldürüldü. Diğeri ise kaçtı. Sonradan eman dileyip Peygamberimiz tarafından eman verilinceye kadar görünmedi. Eman verilince, Fertane, kılık kıyafet değiştirerek gelip Müslüman oldu.Peygamberimiz (asm) sıradan bir beşer değil, Allah ona vahyediyor, sıradan insanların bilemeyecekleri şeyleri bildiriyor. Ayrıca kendisi çok zeki, ileri görüşlü hem tevekkül hem tedbir sahibi bir büyük insan. Ya vahiy yoluyla veya şahsi zekası ve sezgisiyle bazı kimselerin kabiliyetlerini keşfediyor.İbn Hatal çok suç işlemiş, kendisinde hayır yoktu, suçu devlete / kamuya ve Peygamberimizin (asm) şahsına karşı işlemişti, onun cezası idamdı, ama Peygamberimizin, şahsı ve devlet başkanlığı bakımından af yetkisi vardı, bu yetkiyi kullanmadı. Demek ki, af edilmeyi hak etmemişti.https://sorularlaislamiyet.com/abdullah-bin-hatalin-torpili-olmadigi-icin-mi-olduruldu ****** VAHY KATİBİ OLMAYAN AMA HABEŞİSTANA HİCRET EDİP HRİSTİYAN OLAN
Ubeydullah bin Cahş Vikipedi, özgür ansiklopedi Ubeydullah bin Cahş, İslam peygamberi Muhammed'in halasının oğlu; önce sahabe, daha sonra Hristiyan olan kişi.Muhammed Mekke'de İslam'ı bildirince eşi Ümmü Habibe ile ilk inanan kişilerdendi. Mekke'de Müslümanlara baskılar artınca ikinci kafile ile Habeşistan'a hicret etti. Burada inancını değiştirerek Hristiyanlığa geçti. Eşine de bu konuda baskıda bulundu. Eşi ise kardeşi Abdullah bin Cahş ile onu döndürmek için çaba sarf etse de başarılı olamadılar.Ubeydullah bin Cahş, alkol yüzünden burada vefat edince eşi Ümmü Habibe peygamber Muhammed ile gıyabında nikâhlanmıştır. Nikâhı Habeş kralı Necaşi kıymış, Habibe de akabinde Medine'ye dönmüştür.[1] Kaynakça[list=references][*] ^ Ziya Kazıcı, Hz. Muhammed’in Aile Hayatı ve Eşleri, s. 294-311[/list] https://tr.wikipedia.org/wiki/Ubeydullah_bin_Cah%C5%9F *** iddiaya sebep olan şu kaynaktaki bilgilerhttps://www.dinvemitoloji.com/2017/11/ilk-dinden-donenler-kurani-yazma.html
| |
|