KUTLU FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
KUTLU FORUM

Bilgi ve Paylaşım Platformuna Hoş Geldiniz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Altın Şehir..para para makam makam

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Semanur
Özel Üye
Semanur


Mesaj Sayısı : 920
Rep Gücü : 2246
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 23/06/09
Yaş : 60
Nerden : İzmir'den

Altın Şehir..para para makam makam Empty
MesajKonu: Altın Şehir..para para makam makam   Altın Şehir..para para makam makam Icon_minitimeC.tesi Kas. 21, 2009 2:24 am

Altın Şehir

Bir şehir varmış, şehrin adı daha evvel; “ ALTIN ŞEHİR” iken, zamanla “TIN ŞEHRİ” olmuş..
Bu şehirde daha evvel herkes birbirini tanırken, zamanla hiç kimse birbirlerini takmamaya, ilgilenmemeye başlamış… Birbirlerini hiç takmadığı gibi, birbirlerine yardımcı olmaya teşebbüs bile etmemeye başlamışlar… Sokakta bir insan ölse; ”Tanımam” “ Es geç!” veya ilginç bir ifade oda ; “TIN”… Ee bu olaylar zamanla çoğalıp, insanların birbirlerine karşı olan ilgisizliği de artınca mütemadiyen söylene söylene adı; TIN olmuş bizim şehrin…
Şehrin insanları zamanla birbirlerini ziyaret etmez, hal sormaz, hasta ziyaret etmez, sılai rahim yapmaz. Kimse kimsenin halini erkânını sormaz olmuş…
Camiler de saflar bir sıraya inmiş, hiç kimsenin kimseden korkusu kalmamış, camilerde ki insanlar da dahil birbirlerinden bir şeyler isterler diye namazlarını kılar kaçarmış… İnsanlar birbirlerine selam vermez olmuşlar. Herkes bir çeşit sakız çiğnemeye başlamış. Sakızın adı;” BANANE”
Zamanla insanlar arasında ki bu kardeşlik bağı kopunca; Artık insanlar dialoğu ve muhabbeti de unutmuşlar…Edebi unutmuşlar..Ahlaki değerler konuşulmaya konuşulmaya tamamen unutulmuş. İnsanlar yabancılaştırıldıkları her şeye garip kalırlar. Ağacın dalları kesilince ne ifade eder ki?
Muhabbeti unutan insanoğlu; Birbirlerinden bir şeyleri rica minnet istemek yerine; Gücü gücü yetene… Mantığını baz alan bir hayvani yaşam tarzına bürünmüşler. Bazı insanlarda canının çektiği yada yolda gördüğü dişi birini, her kimse kiminse, tanısa tanımasa fark etmez… Sarkmaya, eti için onlarla uğraşmaya başlamış. Doğrular anlatılmayınca zamanla her şey unutulur.
Birbirini anlamayan ve anlamaya çalışmayan insanoğlu; zamanla yüksek sesle konuşmaya başlamış… Zaten birbirini anlamayanın hali budur. Alçak sesli olanlarda artık güçsüzlerdir. Konuşmaya çalıştıklarında, meramlarını anlatmak istediklerin de ; “ HÖSST” diye bir sesle bastırılırlar. Onlarda sesli konuşanı duydukların da hemen sinerler. Ve kendilerinden güçsüzleri gördüklerinde de “ HÖSSTÇÜK” derler. Dedik ya; Gücü gücü yetene…
Şişman olanlar patron olmuş, zayıflar ise işçi veya dilenci… İnsanlar birbirlerinin hatırlarını önce kilolarını dikkate alarak sormaya başlamışlar. Şişmanlamışsın ha! Gibi… Sanki adamın tüm uğraşısı o!
Ee gel zaman gitsin zaman; bu şehrin insanları, kendi kanunlarını kendileri bırakır olmuş… Tamamen güçlülerin kanunlar silsilesi.. Birde bu kanunlar sürekli menfaate göre değiştirile değiştirile; artık kanun da kalmamış, adalette…” Dayı” diye bir ses duyan siner, pısar olmuş…
Herkes sokağa çıkmaya korkar olmuş, apartmanların dairelerinin birinci hatta ikinci katlarının camları, kapıları demirlenmiş… Kimide kalbini demirlemiş. Kimi sağcı, kimi solcu, kimi nemenem bir şey olmuş olmuş olmuş..
Kimse kimseyi sevmez, kimse kimseyle ilgilenmez hal; böyle devam ede ede öyle bir hal olmuş ki; Artık doğuran kadın; çocuğunu suya, cami kapısına, çöpe atar olmuş… Hayvan bile yapmaz. Bunu izleyen veya duyanlar da “Ahu vah” edeceğine “ Ee çok gördük!..” der kale almazlar. Yada şehrin gerçek adını yinelerlermiş;” TINNN”
Herkes demir kapısını sonuna kadar kapatır, kapıyı çalana “kim o?” demez olmuş. Maksat evde olduğu bilinmesin. Artık şehre hayvanlar bile girmez olmuş… Bir tek köpekler, çakallar, sazanlar ve karıncalar görülür olmuş, şehir meydanın da!
Birbirleriyle anlaşamayan insanoğlu, konuşurken hem yüksek seslerini hemde birden çıkış yapan sağ ellerini kullanırlarmış… Kendi hayatlarını bırakıp, onun bunun hayatına sarkmaya başlamışlar. Konuşmadıkları için; eeee, ooo, hıı gibi kısıtlı ifadelerle birbirlerini anlamaya çalışırlar anlaşamadıklarında ise vücut dillerini kullanıp boş boş gülmeye başlayarak durumu kurtarmayı amaçlamışlar… Menfaati olanı şak şaklamış, olmayanı da hep beraber yuhalamaya yada yalanlamaya başlamışlar… Zamanla aşağılanan da, fazla aşağılanmamak için onlara uymuş. Ee çürük elma, sağlam elmayı elbet çürütür.
Düşene bir tekme, çıkana da bir tekme… Düşen daha çok düşsün… Çıkan hiç çıkmasın ölsün malını bana versin. Böyle bir yaşam işte !..
Fazla sürmemiş bu yaşam; her yerde anarşi kol gezer olmuş… Baba oğlunu; oğul anasını, yakın daha yakınını öldürür olmuş… Bir suç işlendiğinde yarına kalmaz insanlar hapisten çıkar olmuş… Artık kim kime dum duma…
Herkes putunu kalbine koymuş çıkmış dünya ya… Secde eden bile“ Sübhanerabbiyelala” diyor dili, fakat kalbi “PARA PARA” , kimi de “MAKAM MAKAM” , kimi “KADIN KADIN”…..yollarda ki insanların kalbide aynı; kimi “ RONALDİNYO, FB, GS” , kimi “ PATRON PATRON” kimi “ TARKAN” daha neler neler… Asıl sahibini unutmuş insanoğlu bir içten “ALLAH ALLAH” diyen kalmamış bizim Tın şehrinde…
Tın şehrinin artık sakin olmayan canlıları, zamanla birbirlerine benzer olmuşlar.. Aynı kafa, aynı sözcükler, aynı giysiler, aynı düşünmeden yapılan davranışlar… Hep aynı hep aynı… Kafalar evde ki bir kara kutuyla meşgul olur olmuş… Herkes ondan aldığı emri dinler vaziyet alıp, onun emrettiği şekilde yaşar olmuşlar… Ha!.. Bir köyün adını da sık sık tekrarlarlarmış çok severlermiş o köyü….köyün adımı ; “
MONOTON”
Gelişme yok, değişim yok, üretim yok, araştırma yok…Artık insanlar birbirlerini yemeye başlamışlar. Faydam kime yerine, zararım kime…
Öyle ya; Uğraşırsa Hayvandan aşağılık kim var ?..


ALINACAK NASİHATLER

Nisâ Sûresinin 36 : Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz, Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.
Haşr:19. : “Allah’ı unutup da Allah’ın da kendilerini kendilerine unutturduğu kimseler gibi olmayın; onlar yoldan çıkmış kimselerdir.”
Din kardeşine gelen bir dert ve kötülükten dolayı sakın sevinme. Sonra ALLAH (c.c.), onu rahmetiyle kuşatır da, seni imtihan eder (aynı derdi senin başına verir).
Hadis (Tirmizi)
Müslüman müslümanın kardeşidir.
Ona zulmemetmez ve onu yalnız bırakmaz.
Zulme teslim etmez.(Buhari, Mezalim, 3; Müsli,m, Birr 58)
Söz söylemek için önce dinlemek gerekir. Celaleddin-i Rûmî (k.s.)

Senin varlığın, benliğin, seninle beraber oldukça, emin olarak rahatça oturma zira senden putperesttik gitmemiştir. Hala benlik putuna tapmadasın. Diyelim ki; şüphe putunu kırdın, tutalım ki zan putunu akıl baltası ile parçaladın, Böylece zandan, şüpheden kurtulma başarısına ulaşınca bu kez de, kendine güvenme sana put oldu kaldı. Hz. Mevlâna Celaleddin-i Rumî (k.s.)

Sevgi ve acıma insanlık vasfıdır; hiddet ve şehvetse hayvanlık vasfı. Hz. Mevlâna (k.s.)


Ahmed Muhammed SELAM
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Altın Şehir..para para makam makam
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İbnü’l-Arabî ve Konevî: Tasavvufun Altın Asrı Tasavvufun Altın Devri:
» 24 saat bir şehir
» Bu şehir insanı hasta ediyor...
» İzmir Kale ve Şehir Surları
» Taşlaşan şehir halkı--Pompei---İtalya

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KUTLU FORUM :: İslami ilimler ve dini kültür :: Tasavvuf-Gönül Dünyamız-
Buraya geçin: