Alevi-Bektaşi kardeşlerimizin taleplerini dinlemekte, okumaktayız..
cem evlerinin ibadethane sayılması,
devlet desteği,
kendilerine yardımcı olmayan diyanetin kaldırılması
(vergilerimiz diyanete de gidiyor ama biz faydalanmıyoruz gibi söylemler..)
ve Din K. A. B. dersimiz ile ilgili talepleri..
müfredat da Alevilik Bektaşilik ile ilgili konuların bulunmaması..
mevcut müfredatın kendi çocuklarını asimile edip sünnileştirdiği..
bu tür durumlar değişmeyecekse din k. dersinin kaldırılma talepleri..
vb vb vb...
Avrupada din eğitimi ve öğretimi diye bir seçmeli ders alıp bi kitabı incelemiştik üniversitede.. azınlıklara farklı din mensuplarına kendi dinlerini öğrenme olanağı tanınıyor ve bu sistem içinde müslüman çocuklar için islam dersi alınabiliyordu mesela..
acaba bu durumlar karşısında;
Şimdi farklı din olarak görüp öyle mi muamele edelim???
kimliklerinde ki din hanelerine yeni şeyler mi yazalım..
farklı din olarak görmeyeceksek tasavvufi bir oluşumun mensupları olarak mı kabul edelim... ve onlarla istediği konuları da mı müfredata koyalım... böyle bir değişiklikte kendilerinin değilde ilahiyatçı eğitimci uzmanların koydukları yeni konuları beğenecekler mi ki..???
daha çok soru sormak da var ama neyse...
şimdi arkadaşlar...
sizce nasıl bir çözüm en güzel çözüm olabilir...
değerli görüşlerinizi bekliyoruz...
bazen raslarsam takip ediyorum cem törenlerini.. bi defa nikah bile kıymışlardı...
sünni tarikatlarda yapılan hatme ve zikirlerden çok da bi farkı yok.. nikahlarda öyle.,
bu şekilde törenler düzenlemeye devam eden bir cemaatin nasıl oluyorda bizim din k. müfredatımızı sakıncalı ve asimile eden bir müfredat olarak görüyorlar anlamıyorum..
YA ALLAH
YA MUHAMMED
YA ALİ ..diyerek bizim din k. kitaplarımızı inceleyip hangi konuların öğretilmesini istemediklerini işaretleseler acaba hangi konunun üstünü çizebilirler..
ahlak konularına ve din ve kültürümüz konularına bişey demezzler sanırım.. Allah ve Kuran hakkında ki ünitelere de bişey demezler sanırım...
YA ALLAH
YA MUHAMMED
YA ALİ .. diyenlerin hz. Muhammed as. hakkında da bişey diyeceklerini sanmıyorum...
geriye bi inaç konuları kaldı...
Allah ahiret.. melekler peygamberler kitaplar .. bunlara da bişey demezler sanırım.. ya da bunların işleniş tarzına... bi kader kaza kaldı ona da nasıl bakarlar bilemiyorum...
haydi bakalım gel çık işin içinden...
cem evlerinde törenlerini yaparlar kültürel faaliyetlerini de yaparlar.. cenaze de oradan çıkar töreni de orada yapılır.. nikah bile kıyarlar... kim karıştı bastı tutukladı içeri attı ki bunları yaptılar diye.. çoğu sünni olarak nitelendirdikleri cemaat ve tarikatlardan daha rahat değiller mi.. tv de canlı yayında dini nikah bile kıydılar.. başka bi tarikatın cemaatin bi önderi böyle bişey yapsa resmi nikah dışında hemde tv de canlı yayında ne olurdu siz düşünün. medya basın mahkeme...
****************
cem evlerinin ibadethane sayılması,
devlet desteği,
kendilerine yardımcı olmayan diyanetin kaldırılması
(vergilerimiz diyanete de gidiyor ama biz faydalanmıyoruz gibi söylemler..)
ve Din K. A. B. dersimiz ile ilgili talepleri..
müfredat da Alevilik Bektaşilik ile ilgili konuların bulunmaması..
mevcut müfredatın kendi çocuklarını asimile edip sünnileştirdiği..
bu tür durumlar değişmeyecekse din k. dersinin kaldırılma talepleri.........
Keşke devletimiz sünni oluşumları/cemaatleri/tarikatleri serbest kendi haline bıraksa da diyanet kanalıyla Aleviliği kontrol altına alsa. Madem ki bunu istiyorlar istediklerini alsalar. Bana göre aslında devlet cemaatlerin tarikatların mezheplerin işlerine dolayısıyla din işlerine hiç karışmasa.. Sırası geldiğinde mümkün mertebe dinini yaşamak isteyen ibadetini yapmak isteyenlere ortam hazırlasa. Mezhebi, tarikatı, dünya/ahiret görüşü her ne olursa olsun insanların inançlarının gereklerini yerine getirebilmeleri için gereken ne varsa yapsa... Bu noktada din ve mezhep ayırımı yapmak çifte standart olacaktır. Rabbena hep bana demenin hoşgörü ve demokrasi açısından tutulur bir yanı yoktur. Öyle ya diktatörük olsaydı bunları tartışmaya bile gerek yoktu değil mi...
.................Avrupada din eğitimi ve öğretimi diye bir seçmeli ders alıp bi kitabı incelemiştik üniversitede.. azınlıklara farklı din mensuplarına kendi dinlerini öğrenme olanağı tanınıyor ve bu sistem içinde müslüman çocuklar için islam dersi alınabiliyordu mesela..
acaba bu durumlar karşısında;
Şimdi farklı din olarak görüp öyle mi muamele edelim???
kimliklerinde ki din hanelerine yeni şeyler mi yazalım..
farklı din olarak görmeyeceksek tasavvufi bir oluşumun mensupları olarak mı kabul edelim... ve onlarla istediği konuları da mı müfredata koyalım... böyle bir değişiklikte kendilerinin değilde ilahiyatçı eğitimci uzmanların koydukları yeni konuları beğenecekler mi ki..???................
Din eğitimi ve öğretiminin devlet kontrolünde mi olması gerektiği yoksa müntesiplere ve söz konusu dinin inananlarına mı bırakılması gerektiği meselesi.. Acizane kanaatime göre isteyen dini grupları devlet diyanet gibi kurumlarıyla şekillendirsin yönetsin denetlesin ... Fakat en sağlıklı olan yaklaşım yine bana göre devletin dinlere ve mezheplere veya tarikatlara -bir tek müntesibi olsa dahi- karışmaması ama düşünce ve kanaatleriini gerek ifade noktasında ve gerekse ibadetlerini yerine getirebilme noktasında desteklemesidir. Örnek veriyorum ülkenin her bir köşesine aynı hutbe gönderilip okutulmamalı... Dini gruplar cemaat ve tarikatlar kendi ihtiyaçları noktasında hutbelerini kendileri düzenleyebilmelidir.
Bildiğim kadarıyla avrupada pek çok ülkede de nikahı papaz kıyıyor. bunlar aşılmayacak sorunlar değil aslında. Aslolan nikahın bağlayıcı olması ve aileyi oluşturan temelin sağlamlığı ve ayrılma gerçekleşeceği takdirde tarafların madur olmaması... Nikah meselesinde illa ki bir ucunun hukuki tarafa dayanması gerekiyor(bağlayıcı olması açısından) İşin hukuki boyutu olduktan sonra sünni alevi herkes kendi nikahını kültürünün gerektiği şekilde kıyabilmeli. Şu an uygulanan şekliyle nikah insanları sürekli ikilem içerisine sokmakta. İnsanlar belediye nikahı kıydırdıktan sonra illa ki imam nikahı da kıydırmak istiyorlar. Halbuki yapılacak iş çok basit aleviler dedeye nikah kıydırsın sünniler imamlara veya dini önderleri kimse onlara kıydırsın ama mutlaka kanunlara hukuka dayansın.
Sünni bir tarikat şeyhi nikah kıysa ve bu bir şekilde ortaya çıksa gerçekten başı çok ağrır. Bu konudaki tespitiniz çok doğru. Buradaki sıkıntıyı zamanla aşacağımız bir süreç içerisinde olduğumuzu düşünüyorum.
yukarıda da belirttiğim gibi keşke devlet alevilerin istediği gibi diyaneti onların hizmetine verse ve sünni grupları kendii haline bıraksa... Burada çok derin mevzular var kıymetli arkadaş hocam. Diğer bir ifadeyle devlet sünni grupları diyanet aracılığyla kontrol etmekte ve aleviliği de kendi haline bırakmaktadır. İşin özü budur. Şurası da bir gerçek ki Alevilerin de her nasıl olursa olsun doğru veya yanlış inançlarının gereğini yerine getirebilme noktasında çok rahat olmadıkları. Örneğin hala istedikleri gibi rahatça cem evlerini yapıp semahlarını icra edemiyorlar. azınlıkta oldukları bölgelerde illa ki bir toplumsal baskıdan söz edilebilir. Pek çok alevinin de aleviliklerini gizlemelerini bu duruma örnek verebiliriz sayın hocam.
Mesele dönüp dolaşıp din ve vicdan özgürlüğüne dayanıyor. Bu konunun yanlış anlaşılmasına dayanıyor.Bu gün alevilerin en çok gündeme getirdikleri konulardan biri de dersimizin seçmeli yapılmasıdır. Keşke seçmeli olsa. Bundan asla ve asla çekinmemek gerekir. Bırakalım dindersini isteyen alsın istemeyen almasın. Bu noktada bizlere çok iş düşüyor kanaatimce. Dersin ülkemizde yaşayan her bireyin özgürlüğüne yapılan bir katkı olduğunu dersimizde çok iyi işleyelim ve bunu insanlara anlatalım ki dersimizi seçsinler. Hatta seçmek zorunda kalsınlar. Biraylerin toplumsallaşması açısından muhataplarının birlikte yaşadığı kimselerin dnya görüşlerini bilmelerinin önemini anlatma gereği bile duymuyorum.
Hasılı velkelam çok şey mi istiyorum bilmiyorum ama inanç ve vicdan özgürlüğünün sınırlarının çok genişletilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bununla birlikte herkes dininin gereklerini dilediği şekilde yerine getirebilsin. Din içerisindeki farklı oluşumlara saygı duyulsun. Bu bir tek biray dahi olsa...Veyine herkes inandığı dinin gereklerinin veya kültürünün eğitimini kendi insanına çocuklarına dilediği gibi verebilsin....
******************
bu devlette kesilen vergiler diyanete mi aktarılıyormuşta bizim haberimiz yokmuş.
öyle yerlere aktarılıyor ki, bizde o yerlerin kaldırılmasını istersek ortada devlet diye bir şey kalmaz. alevi kardeşlerimizinde açlıktan nefesleri kokmaya başlar.
yahu bunların maksatları üzüm yemek değil, bağcıyı dövmektir.
******************
Açıkça desinler mademki biz dinsiziz.Biz din istemiyoruz diye.Bu dinin Peygamberinin Damadını, Bu dinin halifesini seviyoruz diye iki yüzlülük yapmasınlar.O zaman kimse onlara din de zorlama yapmaz.Sözüm gerçekten müslüman alevilere değil.