KUTLU FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
KUTLU FORUM

Bilgi ve Paylaşım Platformuna Hoş Geldiniz
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Semanur
Özel Üye
Semanur


Mesaj Sayısı : 920
Rep Gücü : 2246
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 23/06/09
Yaş : 60
Nerden : İzmir'den

KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri Empty
MesajKonu: KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri   KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri Icon_minitimeC.tesi Kas. 06, 2010 2:37 am

KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ

1- Kur'an'ın Allah Rasûlü zamanında yazımı:
Allah Rasûlünün (s.a.v) emri ile vahiy katipleri Kur'an'ı parça parça olarak işlenmiş ince deriler, kürek kemikleri, ağaç kabukları ve düzgün taş gibi maddelerin üzerine yazmakta idiler. Yazılan bu âyetler, vahiy henüz tamamlanmadığı için, tek bir mushafta toplanmamıştı. Bu dönem içersinde Ashab ezberledikleri âyetleri Allah Rasûlünün (s.a.v) gösterdiği sûrelerin altına yazıyorlardı.

2- Kur'an'ın Hz. Ebu Bekr (r.a) döneminde yazılışı:
Zeyd b. Sabit (r.a), Hz. Ebu Bekr (r.a)'in emri ve Hz. Ömer (r.a)'in uygun bulmasıyla Kur'an âyetlerini biraraya toplamıştır. Zeyd İbn Sabit Kur'an'ı toplarken, vahiy katiplerinin yazdıklarını dikkate almış ve âyetleri ilk defa bir mushafta toplamıştır.

3- Kur'an'ın Hz. Osman (r.a) döneminde yazılışı:

ilk Mushaf Kur'an'ın okunşundaki tartışmalara son vermek amacıyla, farklı kıraatleri yansıtacak şekilde Hz. Ebu Bekr'in topladığı ve Hz Ömer'in kızı Hafsa'nın koruduğu nüshaya bağlı kalınarak yazıldı. Bununla ilgili olarak Hz. Osman, Zeyd b. Sâbit (r.a), Abdullah b. ez-Zübeyr (r.a), Sad b. el-Âs (r.a) ve Abdurrahman b. el-Haris b. Hişam (r.a)'ı görevlendirdi. Bu Mushaf üzerinde noktalama işaretleri ve harekeleri bulunmamaktaydı. Hz. Osman (r.a) yazılan Kur'an'ın bir nüshasını saklamış diğer nüshaları ise çeşitli İslam şehirlerine göndermiştir.

4- Kur'an'ın harekelenmesi ve noktalanması üç merhalede tamamlanmıştır.

Birincisi: Muaviye b. Ebu Süfyan döneminde, Muaviye, Ebu'l-Esved'i görevlendirmiş, O da Kur'an okurken meydana gelebilecek okuma hatalarını ortadan kaldırmak amacıyla nokta şeklinde hareke işaretleri koymuştur.

İkincisi: Abdülmelik b. Mervan döneminde Kur'an'daki bazı harfleri birbirinden ayırmak için noktalar konulmuştur. Mervan bu işte el-Haccac b. Yusuf'u görevlendirmiş; o da bu işi Nasr b. Âsım ve Hayy b. Yasmur'a havale etmiştir.

Üçüncüsü: Bu dönemde i'rab alametleri olan Fetha, Damme, Kesre ve Sükûn konulmuştur. Bu harekelendirmede Halil b. Ahmed el-Ferahîdî'nin yolu izlenmiştir.


**********************


*************

İlk yazılan kuran-ı kerim

Resme dikkatli bakıldığında ceylan derisi üzerine yazılan nüshaların
yeni kalıplara oturtulduğu görülüyor.Kuran ilk defa Hz. Ebu Bekir
zamanında mushaf haline getirilmiş, Hz. Osman zamanında da
korunan nüshalara bağlı kalarak yeniden yazılmıştır..

Banu, yukardaki resimlerde görünen hali için kesin bir bilgi verilmemiş..


Yeri gelmişken şu bilgileri vermek te yerinde olur sanırım...


KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ


1- Kur'an'ın Allah Rasûlü zamanında yazımı:


KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri 1-11

KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri 2-10

KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri 3-14

Allah Rasûlünün (s.a.v) emri ile vahiy katipleri Kur'an'ı parça parça olarak işlenmiş ince deriler, kürek kemikleri, ağaç kabukları ve düzgün taş gibi maddelerin üzerine yazmakta idiler. Yazılan bu âyetler, vahiy henüz tamamlanmadığı için, tek bir mushafta toplanmamıştı. Bu dönem içersinde Ashab ezberledikleri âyetleri Allah Rasûlünün (s.a.v) gösterdiği sûrelerin altına yazıyorlardı.


2- Kur'an'ın Hz. Ebu Bekr (r.a) döneminde yazılışı:





Zeyd b. Sabit (r.a), Hz. Ebu Bekr (r.a)'in emri ve Hz. Ömer (r.a)'in uygun bulmasıyla Kur'an âyetlerini biraraya toplamıştır. Zeyd İbn Sabit Kur'an'ı toplarken, vahiy katiplerinin yazdıklarını dikkate almış ve âyetleri ilk defa bir mushafta toplamıştır.


3- Kur'an'ın Hz. Osman (r.a) döneminde yazılışı:


Bu resim kucultulmustur.800x600. Gercek boyutu için Tıklayınız.




ilk Mushaf Kur'an'ın okunşundaki tartışmalara son vermek amacıyla, farklı kıraatleri yansıtacak şekilde Hz. Ebu Bekr'in topladığı ve Hz Ömer'in kızı Hafsa'nın koruduğu nüshaya bağlı kalınarak yazıldı. Bununla ilgili olarak Hz. Osman, Zeyd b. Sâbit (r.a), Abdullah b. ez-Zübeyr (r.a), Sad b. el-Âs (r.a) ve Abdurrahman b. el-Haris b. Hişam (r.a)'ı görevlendirdi. Bu Mushaf üzerinde noktalama işaretleri ve harekeleri bulunmamaktaydı. Hz. Osman (r.a) yazılan Kur'an'ın bir nüshasını saklamış diğer nüshaları ise çeşitli İslam şehirlerine göndermiştir.


3-Kur'an'ın harekelenmesi ve noktalanması üç merhalede tamamlanmıştır.
Birincisi: Muaviye b. Ebu Süfyan döneminde, Muaviye, Ebu'l-Esved'i görevlendirmiş, O da Kur'an okurken meydana gelebilecek okuma hatalarını ortadan kaldırmak amacıyla nokta şeklinde hareke işaretleri koymuştur. İkincisi: Abdülmelik b. Mervan döneminde Kur'an'daki bazı harfleri birbirinden ayırmak için noktalar konulmuştur. Mervan bu işte el-Haccac b. Yusuf'u görevlendirmiş; o da bu işi Nasr b. Âsım ve Hayy b. Yasmur'a havale etmiştir. Üçüncüsü: Bu dönemde i'rab alametleri olan Fetha, Damme, Kesre ve Sükûn konulmuştur. Bu harekelendirmede Halil b. Ahmed el-Ferahîdî'nin yolu izlenmiştir.


En son bıcırık tarafından C.tesi Kas. 06, 2010 2:57 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Semanur
Özel Üye
Semanur


Mesaj Sayısı : 920
Rep Gücü : 2246
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 23/06/09
Yaş : 60
Nerden : İzmir'den

KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri Empty
MesajKonu: Geri: KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri   KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri Icon_minitimeC.tesi Kas. 06, 2010 2:45 am

KUR'AN'I NASIL BULDU?
KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri 13465
En eski Kur’an nüshasını buldu!
1972 yılında şu anda elimizde bulunan en eski Kur'an'ı Kerim nüshası keşfedildi..

06 Nisan 2010 Salı 16:52
Yağmurlu bir havada, orta Yemen’in mahzun şehirlerinden Radaa’ya doğru yol alıyorduk. Yol boyunca gördüklerimiz, şehirde göreceklerimiz hakkında bir fikir veriyordu bize: Yoksulluk, gariplik ve yalnızlık…
KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri 13466
(+)
Ama hayır! Hani hiç ummadığımız kişilerden ummadığımız yiğitlikler görürüz ya zor zamanlarda, Radaa da kendini aynen öyle savundu bizim önyargılarımıza karşı: Bağrında sakladığı muhteşem bir tarihi eseri, sütbeyaz Âmiriyye Medresesi’ni çıkarıverdi önümüze, şehre daha adımımızı atar atmaz.Osmanlı öncesi Yemen’ine şık bir selam çakan medrese, 1454–1516 yılları arasında Radaa’yı başkent olarak kullanan Tâhirî devletini ve önün son sultanı Âmir b. Abdilvehhâb’ı hatırlatıyordu bize.
KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri 13467
(+)
Âmiriyye Medresesi, 1504 yılında tamamlanarak, yaptıran sultanın adını almış. Ana mekânı 40x23 m. boyutlarındaki yapı, mescid, medrese, hamamlar ve sultanın özel yaşam alanından oluşan büyük bir kompleks olarak tasarlanmış. Sünnî / Şafiî bir devlet doktrinine sahip olan Tâhirîler, medresenin eğitim-öğretimini de bu çerçevede dizayn etmişler. Tâhirîler, Yemen’i yönetme sorumluluğunu Rasûliler’den devralmışlar; Osmanlılara da devretmişler. Normalde medresenin resmi açılışı yapılmamıştı henüz, ancak biz ‘misafirler’ için centilmenlik gösterip açtılar. Her tarafını ayrıntılı bir şekilde gezdik. Hamamların ve banyoların bulunduğu alt kısımda, restorasyon süreci hakkında resimlerle desteklenmiş ayrıntılı bilgiler veriliyordu:İlk olarak 1980 yılında onarımı gündeme alınan medresenin restorasyon çalışmaları 1982’de başlayıp Eylül 2005’te sona ermiş. 500’ün üzerinde çalışanın iştirak ettiği ve toplamda 2,5 milyon doları geçen uygulamayı Hollanda Krallığı ve Yemen Ulusal Arkeoloji ve Müzecilik Kurumu ortaklaşa yürütmüş.KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri 13468Duvarlarda, bütün bu çalışmaları ve kültürel anlaşmaları organize eden bir isim ve fotoğrafları göze çarpıyordu: Kadı İsmail bin Ali el-Ekva.Restorasyon çalışmaları, onun özel gayretleriyle gerçekleştirilmiş. El-Ekva, proje için Iraklı meşhur mimar Selma Radi ile temas kurmuş. Bunu uluslararası düzeyde fonların ayarlanması izlemiş. (20 seneyi bulan onarım projesi, 2007 yılında, dünyanın en prestijli mimarlık ödülü olan Ağa Han Ödülü’nu kazandı.)Medreseyi gezerken, aklımda hep Kadı İsmail vardı. Kimdi bu adam? Yemen gibi fakir ve ‘kimsesiz’ bir ülkeye, hem de ülkenin en ücra şehirlerinden birine Hollanda Kraliyet ailesinin ilgisini çekebilen, bütün bu çalışmaları dirayetle ve tek başına yürüten adam kimdi?Araştırmalarım sonucunda hem onu yakından tanıdım, hem de İslam adına müthiş bir keşfe imza attığını öğrendim! Amatör ruhlu bir kahraman Kadı İsmail el-Ekva’ 1920 yılında Yemen’in orta kesimlerinde yer alan Zemar şehrinde dünyaya geldi. Şemsiyye Medresesi’ndeki derslerine ilaveten matematik ve hat dersleri aldı. İlköğrenimini tamamladıktan sonra, ağabeyi Muhammed’in öğretmenlik yaptığı İbb şehrine giderek onun himayesi altına girdi. Daha o dönemde Emir Şekip Arslan, Reşid Rıza, Muhammed Abduh gibi isimlerden haberdar olan ağabeyi, ufkunun açılmasında çok kritik bir rol oynadı. Edebiyatla ve Hafız’ın Divanı ile yine bu öğrenimi sırasında tanıştı. İbb’de geçimini sağlamak için, gazete ve kitap dağıtımıyla uğraştı. Özellikle İngiliz idaresi altında bulunan Aden’de basılan gazete ve kitaplar, bilgisinin artmasında yardımcı oldu. Aden’deki gazetelere bu dönemde reform yanlısı yazılar yazdı.1944 yılında, ülkede modernleşme isteyen bu yazılarından ötürü, Yemen’i demir yumrukla yöneten İmam Yahya tarafından, ağabeyi Muhammed ile birlikte tutuklanması emir verildi. İki sene boyunca İbb, Sanaa, Taiz ve Hacce’deki hapishanelerde kaldı. Tutukluluk süresince, daha sonra hepsi de Yemen’in özgürlük mücadelesinde büyük roller oynayacak olan kişilerle samimi dostluklar kurdu. Ayrıca, hapishanede çok canlı bir kültürel ve siyasal ortam buldu.İki yıl sonra hapisten çıkarak, İmam Yahya’nın baskıcı yönetimi altında geçen dört zor senenin ardından 1950 yılında Aden’e yerleşti. Aden’de bir yandan öğretmenliğe başladı, bir yandan da büyük halk kahramanı Muhammed Mahmud ez-Zübeyri’nin özgürlük yanlısı hareketine katıldı. Yemen’e kıyasla Aden, İngilizler tarafından sağlanan neredeyse sınırsız bir liberalizm ortamında yaşıyordu.Oğlu Muhammed’i de yanına alarak 1950’de Kahire’ye gitti. 1958 yılına kadar kaldığı Kahire’den hac için ayrıldı. Hacdan sonra Yemen’e geri dönerek, ağabeyinin kadı olarak görev aldığı İbb şehrine yerleşti.1961 yılında, İmam Yahya’nın yerine geçen oğlu İmam Ahmed, kendisini Sovyetler Birliği’nde Yemen’in diplomatik misyonunu kurması için görevlendirdi. Bu görevi iki yıl sürdü. Rusya’daki görevi sona ermeden, 1962 Devrimi gerçekleşti ve Yemen’de cumhuriyet ilan edildi. Cumhuriyet yönetimi, kendisini Kahire Büyükelçiliği kültür ateşesi olarak atadı. Kahire’deki görevi boyunca şehrin kütüphanelerinde çalışarak, ‘Emsalü’l-Yemeniyye’ adlı eserinin malzemelerini topladı. Ayrıca Mısır’in önde gelen ilim ve kültür adamlarıyla buluşarak, birikimini arttırdı.İngiltere’nin Aden’den çekilmesinin ardından 1967 yılında ülkesine dönerek Enformasyon Bakanı oldu. 1969 yılında Yemen Devlet Başkanı Abdurrahman Yahya el-İryani tarafından kendisine Etiyopya Büyükelçiliği teklif edildiyse de, dış ülkelerde geçen uzun senelerin ardından ülkesinde kalmak istediğini bildirerek bu teklifi reddetti.Bütün zamanını, Mısır’da gördüğü modelleri esas alarak, Yemen’in tarihi ve kültürel zenginliklerinin belirlenmesi ve korunması işine adadı. İlk iş olarak, Yemen Ulusal Arkeoloji ve Müzecilik Kurumu’nu tesis etti, 1969 – 1990 yılları arasında kurumun başkanlığını yürüttü. Bu görevi süresince Avrupa ve Amerika’yı defaatle ziyaret ederek, uluslararası kuruluşlarla işbirliği çalışmalarında bulundu.
KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri 13469Ve hayatının keşfi! 1972 yılında, Sanaa Ulu Camii’nin tamiratında çalışan işçiler, binanın çatı katındaki karanlık bir köşede birkaç tomar eski kağıt buldular. Hiç önemsemediler buldukları şeyleri ve ayak altında durmasın diye kağıtları minareye çıkan merdivenlerden birinin altına attılar.Kadı İsmail, çalışmaları teftiş için camiye geldiği bir gün, minareye çıkmak istedi. Merdivenlerin altında yığılı duran eski kağıtlar dikkatini çekti birden. Kağıtta yazılı metinleri okumaya çalıştığında ise, kalbi duracak gibi oldu. Çünkü, harekesiz Kur’an metinleriydi elindekiler. Harekesiz olmaları, oldukça eski olduklarını gösteriyordu.Kadı İsmail, yurtdışı bağlantılarını kullanarak Batı Almanya’dan iki şarkiyat uzmanını, Dr. Gerd Puin ve Graf von Bothmer’i Yemen’e davet etti. İki araştırmacı, devletlerinin desteğini de arkalarını alarak, metinler üzerinde ayrıntılı şekilde çalıştılar.Sonuç, Kadı İsmail’in tahminlerinin de ötesindeydi: Araştırmanın ortaya çıkardığına göre, ‘tesadüfen’ bulunan bu nüshalar, o ana kadar mevcut olan en eski üç Kur’an nüshasından (British Museum, Taşkent ve Topkapı Sarayı nüshaları) daha eskiydi. Hatta karbon-14 metoduyla ulaşılan sonuçlar, bazı sayfaların 645 ila 690 yılları arasında kaleme alındığını ortaya koyuyordu. Bu, bilim dünyası için çok çarpıcı bir sonuçtu.Müslümanlar, bugün bile bu nüshanın öneminin yeterince farkında değilken, Kadı İsmail, ilmi ferasetiyle, bilim dünyasına çok çarpıcı bir delil sunmuş, Kur’an’ın gerçekliği konusunda Batı’da günümüze dek devam eden birçok ateşli tartışmanın fitilini de ateşlemişti.Diğer çalışmalar Kadı İsmail, 2008’deki vefatına kadar, adeta arı gibi çalışmayı sürdürdü. Yemen’in geleneksel kültürünü ve atasözlerini derlediği eseri “Emsalü’l-Yemeniyye”, 1000 sayfayı aşkın olarak, iki cilt halinde Beyrut’ta basıldı.Yemen’in tarihi şehirlerinden Taiz’deki Eşrefiye Medresesi ve Muzafferiye Kulliyesi onun kişisel çabalarıyla restore edildi. Eşrefiye Müzesi, ziyarete açıldı.Yine tamamen onun gayretleri ve tanıtma faaliyetleriyle, Sanaa ve Şibam şehirleri UNESCO Dünya Kültür Mirasi listesine dahil edildi.2003 yılında IRCICA tarafından, Yemen’in kültürel mirasının korunması için gösterdiği gayretlerden ötürü büyük ödüle layık görüldü.2004 yılında el-Abbas Camii restorasyonundan dolayı Ağa Han Ödülü’nu kazandı. Bu, emeğinin geçtiği projelerin kazandığı ikinci Ağa Han Ödülü idi.
*********
KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri 410920100811054000686
Hz. Osman'ın Kuran-ı Kerimi
KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri Hzosmankuran
Hz. Osman'ın Kuran-ı Kerimi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Semanur
Özel Üye
Semanur


Mesaj Sayısı : 920
Rep Gücü : 2246
Rep Puanı : 18
Kayıt tarihi : 23/06/09
Yaş : 60
Nerden : İzmir'den

KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri Empty
MesajKonu: Geri: KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri   KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri Icon_minitimeC.tesi Kas. 06, 2010 2:49 am

EN ESKİ KUR’AN NÜSHASI YENİDEN BASILDI



Hz. Osman’ın mushafı tıpkıbasımla yayınlandı
Hazreti Osman’a nispet edilen mushaflardan Türk İslam Eserleri Müzesi nüshası İSAM tarafından yayımlandı.
Pazartesi, 02 Haziran 2008 14:06
Mushaf, eski Diyanet İşleri başkanlarından Dr. Tayyar Altıkulaç’ın yedi yıl sürdürdüğü projenin ikinci adımı olarak basıldı. Projenin ilk eseri olan Topkapı Sarayı Müzesi nüshası IRCICA tarafından yayımlanmıştı.İSAM Konferans Salonu’ndaki tanıtım toplantısında konuşan Altıkulaç, Topkapı Sarayı, Türk İslam Eserleri Müzesi, Taşkent ve Kahire’deki Hazreti Osman’a nispet edilen mushafların bu çalışma ile ilk kez ayet ayet, harf harf incelendiğini, İslam’ın ilk dönemlerinde yazılan mushaflar ile günümüzdekiler arasında tam bir paralellik bulunduğunu söyledi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu da “Gerçi biz kitabımızdan eminiz; önemli olan onun kalbimizde bulunması ve bize rehberlik etmesidir. Gecikmiş bir faaliyet olsa da Tayyar Altıkulaç hocanın bu titiz çalışması ile ilk yazılan mushaflar da günümüz Müslümanlarının elinde olacak” dedi.23 sene zarfında peyderpey nazil olan Kur’an âyetleri bir taraftan ezberlenirken bir taraftan da deri, tahta, kemik gibi malzemeler üzerine kaydedilmişti. Bu nüshalar ilk defa Hazreti Ebubekir’in halifeliği döneminde tek cilt halinde toplandı. Hazreti Osman ise bu mushafı çoğaltarak Mekke, Kufe, Basra, Şam gibi belli başlı merkezlere gönderdi. Bir nüsha da Medine’de bırakıldı.

(Özbekistan’ın başkenti Taşkent ‘te Hz.Os­man’­ın mushafı olarak müzede sergilenen noksansız ve ha­rekesiz Kur’an-ı Kerim.)Tayyar Altıkulaç, yaptığı incelemelerde bugün muhafaza edilen nüshalardan hiçbirinin bizzat Hazreti Osman nüshası olmadığı, ama İslam’ın ilk asırlarında onlardan çoğaltıldığı sonucuna vardığını söylüyor. Halen Topkapı Sarayı’nda, Türk İslam Eserleri Müzesi’nde, Taşkent’te, Kahire’de, British Museum’da, St. Petersburg’da ve San’a’da Hazreti Osman’a nispet edilen mushaflar bulunuyor. Bu mushaflardan Kahire nüshası da aynı proje kapsamında yakında yayınlanacak.Kaynak: Zaman

***************
<blockquote>

KUR'AN SAPASAĞLAM ELİMİZDEDİR
Kur'an vahyinin yazılması, bir kitap halinde toplanması ve korunmasındaki titizlik ve sağlamlığı; Türkiye'deki mis­yo­ner bir teşkilat tarafından (Müslüman mahallesinde salyangoz satanlar tarafından...) şahsıma postalanmış bir kitaptaki iddialardan hareketle izah etmek yerinde olacaktır. (John Gıl­chrıst; Kur'an ile Kutsal Kitap-Tevrat/Zebur/İncil-Arasında Karşılaş­tır­malı Bir İnceleme; s:21 vd./Aynı iddialara, Turan Dursun da, 'Din Bu' adlı kita­bın­da yer veriyor...) J. Gılchrıst imzalı ve ciddi bir inceleme edasıyla kaleme alınmış ki­ta­­pta şunlar söyleniyor: n "Bugün yeryüzünde bulunan en eski Kur'an nüshası, İslam Peygamberinin ölümünden en az 150 yıl sonrasından kalmalıdır. Bu nedenle Kur'an'ın, Muhammed'in izleyicilerine bıraktığı Kur'­an ile tamamen aynı Kur'an olduğunu göstermek kesinlikle mümkün değildir. Böyle bir iddia kesinlikle ispatlanamaz." Bu iddiaya cevabımız şudur: n Kuran , Eski Ahit gibi bin yıla yakın bir süreçte yazılma­mıştır. Ya da İnciller gibi kendisini getiren resullerin(!) ö­lü­­­münden 40-50 yıl sonra kaleme alınmamıştır. Elde bulunan en eski Kuran nüshası -Musa'dan 500 yıl sonraya ait en eski Tevrat nüshasının ya da İsa'dan üç yüzyıl sonraya ait en eski İn­cil nüshasının aksine- Peygamberimizin vefatından çok kı­sa bir süre sonra yazılmış olan Hz.Osman 'ın ve Hz.Ali 'nin mus­ha­fıdır. Kuran'ın ilk vahyedildiği günden bu yana tek harfi bile değişmeden bize ulaşmış olması, tarihsel verilerle ispatlanan açık bir gerçektir. Bugün İstanbul Topkapı Sarayı Müzesi 'nde, Hz.Os­man '­ın ve Hz.Ali 'nin bizzat istinsah ettiği(yazdığı) Kur'an'ı Ke­rim mevcut olduğuna göre bu iddia geçersizdir. Hz.Osman (ö.656) , Peygamber Efendimizden (ö.632) 24 sene sonra, Hz.Ali (ö.661) ise 29 sene sonra vefat etmişlerdir. (Onlar ki; ömürleri boyunca Allah Resulü'nün rahle-i tedrisinde yetişmiş; yi­ne Resulullah tarafından, -hayatta iken- cennetle müjdelenmiş ve vefatından sonra da, O'nun dört büyük halifesi olmuş mümtaz şah­siyetlerdir.) Ayrıca; Özbekistan'ın başkenti Taşkent 'te yine Hz.Os­man'­ın mushafı olarak müzede sergilenen noksansız ve ha­rekesiz bir Kur'an da mevcuttur. Tarihi kaynaklar, Hz.Os­man zamanında çoğaltılan Kur'an'ların -kıraat vecihlerine im­kan vermesi açısından- noktasız olduğunu; noktalamanın hicri 65 yıllarında Abdülmelik b. Mervan (ö.705) zamanında, harekeleme işinin de Ebu'l- Esved ed-Düeli (ö.688) , Ha­san Basri (ö.728) , Nasr b. Asım (ö.707) veya Yahya b. Ya'­mur '­dan (ö.746) her biri tarafından yapıldığını bildirir. Öyleyse; en eski Kur'an nüshasının Peygamberimizden 150 sene sonraya ait olduğu iddiası, tamamen mesnetsiz bir uydurmadır. Öyle dahi olsa; bu, Kur'an'ın aslının bozuldu­ğu anlamına asla gelmez. Peygamber Efendimizin vefatının hemen ardından Kur'an ayetlerinin ehliyetli bir heyet tarafından ne büyük bir titizlikle cem edildiği ve daha sonra aslına uygun olarak yine 'kılı kırk yararcasına' çoğaltılıp yaygınlaştırıldığını bi­lenler için bunda hiçbir şüphe yoktur. Öte yandan Kur'an, nice hafızların akıllarında ve gönüllerinde ilahi ve silinmez bir nakış olarak bulunmakta idi. Bugün dahi, elde Kur'an'ın yazılı hiçbir metni olmaksızın, onu eksiksiz yazabilecek belki binlerce hafız bulabilirsiniz! Siz, hiç İncil veya Tevrat hafızı duydunuz mu?!.. Müteselsilen hafızı bulunan ve tevatür yoluyla günü­mü­ze kadar ulaşmış ve kıyamete kadar devam edecek olan Kur'­an-ı Azimüşşanın yazılı ilk nüshalarının bulunmayışı neyi değiştirebilir ki? Zaten o günün imkanları dahilinde deri, hurma dalları, yassı taşlar, tahta, deve ve koyunların kürek kemikleri üzerine zamanla bozulabilecek boyalarla yazılan ilk ayet tablolarını teknik açıdan uzun süre muha­faza etmek imkan dahilinde değildi. İlk mübelliği Hz.Muhammed(s.a.v.) tarafından, 'Sıddı­ki­yet' ma­kamıyla ve cennetle tebşir edilen Hz.Ebubekr-i Sıd­dık gibi bir halifenin cem ettiği; yine aynı mübelliğin dilinden 'Meleklerin dahi haya ettiği' haya timsali ve o da cennetle müjdeli Hz.Osman-ı Zinnûreyn tarafından aslına uygun ola­rak istinsah edilmiş (çoğaltılmış), en mühimi; onu nazil bu­yuran Cenab-ı Hak tarafından daha ilk ayetlerinde, "Lâ raybe fîh: kendisinde hiçbir şüphe olmayan " (Bakara Sûresi, 2) olduğu ve tebdil ve tahriften korunmasının bizzat kendisi ta­rafından tekeffül edildiği bildirilen (Hicr Sûresi, 9) Kur'an-ı Mu'cizü'l-Beyan'a inanmaktan ve bağlı olmaktan daha bü­yük bir nasib ve lutuf bilmiyorum. </blockquote>
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
@bdulKadir
Adminstratör
@bdulKadir


Mesaj Sayısı : 6727
Rep Gücü : 10015177
Rep Puanı : 97
Kayıt tarihi : 17/03/09
Yaş : 61
Nerden : İzmir

KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri Empty
MesajKonu: Kuranı Kerimin Yazılması Ve Harekelenmesi   KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri Icon_minitimeC.tesi Kas. 06, 2010 3:00 am

Kuranı Kerimin Yazılması Ve Harekelenmesi

Osman (ra) zamanında çoğaltılan Mushaflar, harekesiz ve noktasız olarak yazılmıştı Bunun gerekçesi de Kur’an’ın çeşitli kıraat vecihlerine göre harekesiz ve noktasız metinde okunabilmesini sağlamaktı
Fakat Arap olmayanların İslam’a girmeleri ve bunların Arapçaya vakıf olmamaları sebebiyle Kur’an-ı Kerim’i yanlış okuma olaylarına sık sık rastlanılır olmuştu Dolayısıyla Kur’an’ı sağlıklı ve kolay okumayı sağlayacak nokta ve hareke gibi bir takım düzenlemelere gitmek gereği belirmişti


Kur’an’ı ilk defa harekeleme yoluna giden Ebu’l-Esved ed-Düeli (69/688)’dir Bu zat başlangıçta Basra valisi Ziyad b Ebih’den gelen teklifi kabul etmemiş, daha sonra bir şahsın Tevbe suresinin 3 ayetinde yer alan “Ve rasuluhu” kelimesini “Ve rasulihi” şeklinde okuduğunu duymuş, hemen vali Ziyad’a başvurarak harekeleme işine girişmiştir Çünkü geçen ayetin “Allah ve Rasulü müşriklerden beridir” şeklindeki anlamı, duyduğu okuyuşa göre “Allah müşriklerden de Rasulünden de beridir” şekline dönüşmüştü Bu yüzden Mushaf yazısındaki renkten farklı bir mürekkeple fetha hareke için harfin üstüne bir nokta, kesre için altına bir nokta, zamme için önüne bir nokta koymak suretiyle bu işi tamamladı Tenvin için de iki nokta kullanılmıştı

Harekeleme işinden hemen sonra da harflerin noktalanması işi gerçekleştirilmiştir Bu işi de Irak valisi Haccac b Yusuf (95/713)’un emriyle Düeli’nin talebesi Nasr b Asım (89/708) yapmıştır Bazı rivayetlerde de bu noktalama işini Yahya b Ya’mer (129/746)’in gerçekleştirdiği belirtilmektedir Şu var ki Basra’da bu iki zatın başlattıkları noktalama hareketi, daha sonra Medine’ye ve diğer İslam beldelerine yayılmıştır

İlk dönemlerde uygulanan ve noktalarla gösterilen hareketlerle, benzer harfler için uygulanan noktalar Mushaflarda farklı renklerle işaretlenmiştir Bir süre devam eden bu uygulama Halil b Ahmed (175/791)’in bildiğimiz hemz, teşdid, sıla, revm ve işmam gibi diğer noktalama işaretlerini tamamlamasıyla son şeklini almıştır

Kur’an-ı Kerime hareke ve nokta konulması meselesi başlangıçta tartışma konusu olmuş aralarında Abdullah b Ömer, Abdullah bMes’ud ve İmam Malik’in de bulunduğu bir grup selef alimleri bu hareketi hoş karşılamamışlardır Fakat sonraki dönemlerde, hareke ve noktalama hareketinin Kur’an-ı Kerim’e herhangi bir zarar değil, yarar getireceği düşüncesi ağırlık kazanmıştır Bu yüzden nokta ve harekelemeye ruhsat verilmiş, hatta müstehap olduğu söylenmiştir

Halife Velid (86-96) mushafların yazılışı için, hattının güzelliğiyle şöhret bulan Medine’de Mescid-i nebevi’nin mihrabındaki hattın sahibi olan Halid b Ebi’l-Heyyac’ı gönderdi Hicri dördüncü asrın sonlarına kadar hattatlar mushafları kufi yazısıyla yazmaya devam etti Hicri beşinci asrın başlarında onun yerini güzel nesih yazısı aldı Günümüzde kullanmakta olduğumuz nokta ve harekelerin hepsi bu yazıda mevcuttur Kur’an’ın ilk baskısı 1530 yılında Bındıkiyye’de gerçekleşmiş lakin kilisi bunu hemen yok etmiştir Müslümanlar tarafından ilk baskısı 1787 yılında Rusya’nın Saint-Petersbourg şehrinde Mevlay Osman tarafından gerçekleştirilmiştir 1828 yılında ilk taş baskı Tahran’da yapılmıştır1877 yılında İstanbul’da basıldı 1923 yılında Kahire’de Kral Fuat’ın emriyle Ezher ulemasının eşliğinde Hafs rivayeti ile Asım’ın kıraatine göre basılan Kur’an’ı İslam alemi çok beğendi ve neredeyse tek nüsha durumuna geçti[1]

Kur’an’ın nokta ve harekelenmesiyle ilgili bir çok eser yazılmıştır Bunlar arasında Ed-Dani (444/1053)’nin “El-Muhkem fi Nakti’l-Mesahif” adlı eseri meşhur olanıdır[2]

[1] Salih-Mebahis: 80-81

[2] El-İtkan: 2/170-171; El-Burhan: 1/376-379; Mebahis
: 150-151

_________________
Elif gibi yalnızım,
Ne esrem var, ne ötrem.
Ne beni durduran bir cezmim,
Ne de bana ben katan bir şeddem var.
Ne elimi tutan bir harf,
Ne anlam katan bir harekem...
Kalakaldım sayfalar ortasında.
Bir okuyan bekledim,
Bir hıfzeden belki...
Gölgesini istedim bir dostun med gibi…
Sızım elif sızısı...

KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri Sdfghj15
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://kutluforum.yetkinforum.com
@bdulKadir
Adminstratör
@bdulKadir


Mesaj Sayısı : 6727
Rep Gücü : 10015177
Rep Puanı : 97
Kayıt tarihi : 17/03/09
Yaş : 61
Nerden : İzmir

KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri Empty
MesajKonu: Geri: KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri   KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri Icon_minitimeC.tesi Kas. 06, 2010 3:20 am

http://haksozhaber.net/news_detail.php?id=5676

1300 yıllık Arap yazısı bulundu
21.11.2008 14:32
KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri Font_01 KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri Font_02 KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri Font_03 KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri Font_04


KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri 5604
Suudi Arabistan’da bulunan 1300 yıllık bir duvar yazısı, Kur'an imlası tartışmalarına önemli izahlar getirecek.

Suudi Arabistan Turizm Yüksek Komisyonu'nda yer alan Arap araştırmacılardan Ali ibn İbrahim Gabban, ülkenin kuzeybatısında yaptığı gezide, tarihi bir keşfe imza attı. Gabban söz konusu gezide, üzerinde şu ifadenin kazılı olduğu bir kayayla karşılaştı: "Allah'ın adıyla; ben, Züheyr, bunu Ömer'in öldüğü zamanda, dördüncü yılın 20'sinde yazdım." Kızıl kumtaşı üstünde yer alan ve silik bir halde bulunan yazının, 1300 yıllık olduğu yapılan inceleme sonucu ortaya çıktı. Yazıda geçen tarih, miladi olarak 644 yılına rastlıyor. Bu durumda, bahsedilen Ömer'in, 644 yılında şehit edilen Hz. Ömer olduğu tahmin ediliyor. Yazıyı yazan Züheyr adlı şahsın ise, muhtemelen Suriye-Mekke arasında yol alırken mola veren bir hacı adayı olduğu sanılıyor. KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri 5605Kuran'ın yazılı hale getirilmesinden önceki döneme rastlayan ve Arapça'nın eldeki en eski ikinci yazılı metni olan duvar yazısının "son derece önemli bir buluş" olduğunu belirten Ali ibn İbrahim Gabban, tarihi bulguları, "Arap Arkeolojisi ve Epigrafisi" adlı dergide yayınladı. Ünlü belgesel kanalı Discovery Channel'ın haber sitesi de, "İslam'ın en eski yazıtı, Kuran ile ilgili bir sırrı çözebilir" ifadesini kullandı. İlk sahabeler kaldırdı Kur'an'ın ilk örneklerinde imla işaretlerini içermediği konusu tartışılan bir bahisti. Kelimelerin vurgusunu, hatta bazen anlamını bile değiştiren inceltme ve kesme işaretleri gibi ayırt edici imler, Hz. Muhammed'in vefatından çok sonra Kur'an'a eklendiği belirtiliyordu. Ali ibn İbrahim Gabban, keşfinin, 1300 yıl önce de İslam'ın kuruluş coğrafyasında "tam teşekkülü bir imla sistemi" olduğunu kanıtladığını öne sürüyor. Keşfedilen duvar yazısında noktalama işaretleri ve harekeler yer almasa da, şekilleri birbirine benzeyen sessiz harfleri ayırt edecek aksan işaretleri var. Gabban, "ilk sahabelerin Kur'an'ı aksan işaretlerinden arındırdığını" belirterek, "Böylece Müslümanların, Peygamber'e indirilen Kuran'ı, farklı Arap lehçelerinde de okuyabilmesine cevaz verilmiş ve ayrıca, kelimelerin iskeletlerinin, içerdikleri tüm anlamları taşımasına imkan sağlamıştı" diyor. Batılıların mazereti kalmadı Discovery News'a konuşan İskoçya'daki St. Andrews Üniversitesi Arapça ve Ortadoğu Araştırmaları Profesörü Robert Hoyland da, keşfin önemini doğruluyor. En eski Kur'an mushaflarının 652-680 yıllarından kaldığını belirten Hoyland, Batılı akademisyenler, Kur'an vahyinin aksan işaretlerini de içerecek biçimde kağıda aktarıldığını kabul etmediğini, "madem ilahi değil, o halde imla işaretlerini değiştirebiliriz" diye düşündüklerini hatırlatıyor. Ayetlerin anlamını da değiştirebilen bu yaklaşımın İslam alimlerinin hoşuna gitmediğini ifade eden Hoyland, "Artık elimizde olan Kuran metnini değiştirmek isteyen Batılı bilimadamlarının daha az mazereti var" diye konuşuyor. Hz. Ömer suikastı Öte yandan 1300 yıllık duvar yazısı, Hz. Ömer'in ne zaman öldürüldüğü konusundaki soru işaretlerini de büyük ölçüde ortadan kaldırıyor. Hz. Ömer'i, 7 Kasım 644'de, İranlı bir askerin camide bıçakladığı ve İslam'ın ikinci halifesinin iki gün sonra şehit olduğu kabul ediliyordu. Yazının altına 644 yılını işaret eden hicri tarihi not düşen Züheyr'in, muhtemelen bu cinayete bizzat şahit olduğu belirtiliyor. "Ana mushaflar işaretsizdi" Konuyla ilgili Eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz şu değerlendirmeyi yaptı: Kuran-ı Kerim, Hz. Ebubekir döneminde kitaplaştırıldı. Onu teşvik eden ise Hz. Ömer'di. Hz. Ömer, "Peygamber kendi döneminde vahiy sürdüğü için Kuran'ı kitaplaştırmadı. Vahiy sona erdiğine göre, artık bu işte hayır vardır" demişti. "Ana mushaf" dediğimiz ilk Kuran örnekleri Hz. Osman döneminde Kureyş lehçesine göre yazıldı, çoğaltıldı ve İslam coğrafyasına dağıtıldı. Bunlara "ana mushaf" diyoruz. O dönemden kalan iki ana mushaftan biri Özbekistan'dadır. Onu yerinde görmüştüm. Gerçekten de yazımında noktalama işareti, hareke, vs. bulunmaz. İmla işaretleri Peygamber'den çok sonraları kondu. Zaten bunlar anlamı pek değiştirmez. Keşfedilen duvar yazısını incelemek gerek. Fakat orada bahsedilen kişi, Hz. Ömer'in torunu, Emevi halifesi Ömer bin Abdülaziz de olabilir. Tarihlendirmeyi nasıl yaptılar, bilmiyorum. Diğer görüş bildiren ilahiyatçı bir uzman ise şöyle diyor: İslam'ın ilk döneminde Arapça yazı Kûfi tarzdaydı. Sülüs ve diğer yazı stilleri sonradan çıktı. Keşfedilen taştakiler de ilk dönem yazı karakterlerine benziyor. Yazıda, "Ben Züheyr, Ömer 4'te vefat etti" ifadesi geçiyor. Aradaki bir kelimeyi okumak zor. Yazıdaki Züheyr, sahabelerden Kab bin Züheyr'e işaret ediyor olabilir. Ama tek bir buluntudan yola çıkarak, Kuran-ı Kerim ve Arap alfabesiyle ilgili tarihi detayları bir anda yok sayamayız. Tarihi bir levha olarak kıymet ifade eder, ama buradan bir yargıya varmak zor. Öyle ki, yazının hicri 70 yılından sonra yazılmış olma ihtimali de var. Nitekim Ebu Esved ilk harekelemeyi 69 yılında yapmış, Haccac döneminde de imla düzenlemeleri tamamlanmıştı. (Hürriyet / Emre Kızılkaya)



***************

http://www.medyafaresi.com/haber/18602/yasam-muthis-olay-kuran-i-kerimin-sifresini-bu-tas-mi-cozecek.html

Kızıl kumtaşı üstünde yer alan ve silik bir halde bulunan yazının, 1300 yıllık olduğu yapılan inceleme sonucu ortaya KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri 6843522çıktı. Yazıda geçen tarih, miladi olarak 644 yılına rastlıyor. Bu durumda, bahsedilen Ömer'in, 644 yılında şehit edilen Hz. Ömer olduğu tahmin ediliyor. Yazıyı yazan Züheyr adlı şahsın ise, muhtemelen Suriye-Mekke arasında yol alırken mola veren bir hacı adayı olduğu sanılıyor.

_________________
Elif gibi yalnızım,
Ne esrem var, ne ötrem.
Ne beni durduran bir cezmim,
Ne de bana ben katan bir şeddem var.
Ne elimi tutan bir harf,
Ne anlam katan bir harekem...
Kalakaldım sayfalar ortasında.
Bir okuyan bekledim,
Bir hıfzeden belki...
Gölgesini istedim bir dostun med gibi…
Sızım elif sızısı...

KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri Sdfghj15
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://kutluforum.yetkinforum.com
davetci




Mesaj Sayısı : 9
Rep Gücü : 13
Rep Puanı : 4
Kayıt tarihi : 15/10/10
Yaş : 64
Nerden : Heidelberg / Almanya

KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri Empty
MesajKonu: Geri: KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri   KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri Icon_minitimePaz Kas. 07, 2010 9:36 am

gercektende ilginc ne kadar güzel
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
KUR'ÂN'IN YAZILIŞ TARİHİ-harekelenmesi,noktalama işaretleri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KUTLU FORUM :: İslami ilimler ve dini kültür :: Kuran-Tefsir-
Buraya geçin: